TEMEL YEM BİLGİSİ VE HAYVAN BESLEME Dersi Süt Sığırı Beslenmesinin Temel İlkeleri soru cevapları:
Toplam 31 Soru & Cevap#1
SORU:
Süt sığırlarının beslenmesi hep aynı şekilde mi olmalıdır?
CEVAP:
Hayır. Süt sığırlarına yaşlarına, çağlarına ve fizyolojik durumlarına göre yaşamlarının çeşitli evrelerinde farklı beslenme planları uygulanmalıdır. Çünkü diğer pek çok canlı için de olduğu gibi süt sığırlarının da günlük besin maddesi ve enerji ihtiyaçları az önce sayılan durumlara göre değişkenlik gösterebilir.
#2
SORU:
Süt sığırı beslenmesi kaç şekilde gruplanabilir?
CEVAP:
Süt sığırı beslenmesi; buzağı beslenmesi, genç dişi ve düvelerin beslenmesi, sağmal ve kurudaki ineklerin beslenmesi şeklinde gruplanabilir.
#3
SORU:
Süt sığırlarında sindirim sistemi içinde hangi organlar yer alır?
CEVAP: - Dudak, Diş ve Dil
- Tükürük Bezleri ve Yemek Borusu (Özefagus)
- İşkembe (Rumen) ve Börkenek (Retikulum)
- Kırkbayır (Omasum)
- Şirden (Abomasum)
- İnce Bağırsak
- Kalın Bağırsak
#4
SORU:
Süt sığırlarının sindirim olayı genel hatlarıyla nasıl gerçekleşir?
CEVAP:
Sığırlarda dilin yardımıyla ağza alınan yemler, tükürük ile ıslatılarak ve ağızda
kabaca bir çiğneme işlemine uğrayarak yemek borusu yardımıyla işkembeye gönderilir. Kaba parçalar geviş getirilmek üzere tekrar ağza getirilir ve geviş getirme bitince de tekrar yutulur. Sığırlar bir günün yaklaşık 8 saatini geviş getirmeye ayırırlar. İşkembe içerisindeki küçük parçacıklar (yemlere ait) ve sıvı kısım çok fazla durmadan diğer midelere doğru giderler. Yem maddelerinin işkembede kalış süreleri fiziksel yapılarıyla alakalıdır. Uzun parçacıklar halinde olan yem maddeleri uzun süre işkembede kalırken, kısa parçacıklar işkembeyi hızlı bir şekilde terk etme eğilimindedirler. İşkembede bulunan mikroorganizmalar yem maddelerini fermantasyona uğratırlar. Fermantasyon işlemleri sonucunda oluşan uçucu yağ asitleri işkembe duvarından emilirler. Geriye kalan işkembe içeriği, börkenek, kırkbayır ve şirdene gelir. Şirdende enzim ve asitler yardımıyla sindirim işlemi devam eder ve içerik bağırsaklara geçer. Bağırsaklarda, enzimatik sindirim sonucu oluşan son ürünler bağırsak duvarından emilerek kana geçer.
#5
SORU:
Sığırlarda tükürük salgılanmasının ve geviş getirmenin sindirim açısından önemi nedir?
CEVAP:
Sığırlarda tükürük salgılanmasının çok önemli fonksiyonları vardır. Bunlar sırasıyla;
• Yemin kayganlaşmasını ve lokma biçimini almasını sağlamak,
• İşkembe sıvısı için tampon görevi yapmak,
• İşkembede yer alan mikroorganizmalar tarafından kullanılan bazı besin
maddelerini (üre, klor, sodyum, fosfor vb.) sağlamak,
• İşkembe içeriğini sulandırarak asit yoğunluğunu azaltmaktır.
Sığırların geviş getirmeleri:
• Yem maddelerinin tükürük ile karışmasına,
• Tükürük salgılanmasının uyarılmasına, • Uzun parçaların küçültülmesine,
• Yem maddelerinin içerisindeki besin maddelerine işkembedeki mikroorganizmaların kolayca erişebilmesine yardımcı olur.
#6
SORU:
Buzağıların doğru beslenmesinin önemi nedir ve buzağı beslenmesi kaç aşamada gerçekleşir?
CEVAP:
Buzağıların hayatta kalmaları ve sağlıklı bir şekilde gelişmeleri onlara
uygulanan bakım ve besleme yöntemleri ile yakından ilişkilidir. Hatalı bakım ve
besleme uygulamaları buzağıların ileri yaşlardaki performanslarını oldukça etkilemektedir.
Buzağı beslenmesi 0 ila 2 aylık buzağıların ve 3-6 aylık buzağıların beslenmesi şeklinde iki aşamada yapılmaktadır.
#7
SORU:
0-2 aylık buzağıların beslenmesinde hedef nedir?
CEVAP:
Bu yaşlar arasındaki buzağılar için yapılacak besleme uygulamaları iki konuyu hedeflemelidir. Bunlar, buzağının hayatta kalmasını sağlamak ile bir an önce işkembe gelişimini sağlamaktır. Yeni doğan bir buzağının hayatta kalmasını sağlamada en önemli husus doğumdan sonra buzağı bakımı ile ilgili gerekli tedbirleri almak ve sağlıklı ve kaliteli bir ağız sütünü bir an önce kendisine sunmaktır.
#8
SORU:
Ağız sütü ve önemi nedir?
CEVAP:
Ağız sütü ya da kolostrum yeni doğum yapmış bir ineğin doğumun ilk birkaç
günü içersinde salgıladığı normal sütten farklı özelliklere sahip süte denir. Yeni
doğan bir buzağıya verilecek ilk ve en önemli gıdadır. Bu süt bir başka şekilde
sağlanması mümkün olmayan bağışıklık maddelerini içerir. Bağışıklık maddeleri
buzağının sağlığı ve yaşama gücü üzerine oldukça etkilidir. Buzağılar enfeksiyöz
hastalıklara karşı çok az ya da hiç bağışık olmayan bir biçimde doğarlar. Böylece
buzağılar ancak ağız sütünü içerek pek çok enfeksiyöz hastalığa karşı direnç sağlarlar. Ağız sütü buzağıları, özellikle solunum sistemi hastalıklarına ve isale karşı korur. Bu sebepten buzağının zamanında ve yeterli miktarda ağız sütü içerek sağladığı bağışıklık, onun hayatta kalması için çok önemlidir.
#9
SORU:
Ağız sütünün verilme zamanlamasının önemi nedir?
CEVAP:
Yeni doğmuş bir buzağının hastalıklara direnci ağız sütünün kalitesi ve veriliş zamanlaması ile yakından ilişkilidir. Ağız sütünün veriliş zamanlaması, buzağı
hastalıklara karşı yok denecek kadar bağışık biçimde dünyaya geldiğinden dolayı
önemlidir. Buzağılar tarafından içilen ağız sütündeki bağışıklık maddeleri barsaklardan emilerek kana karışırlar. Böylece buzağıyı hastalık ve enfeksiyonlara karşı korumaya başlarlar. Emilen bağışıklık maddesi miktarı doğrudan ağız sütünün veriliş zamanı ile etkilenir. Bağırsakların bağışıklık maddelerini emme yeterliliği zaman ilerledikçe hızlı bir biçimde düşer. Doğumu izleyen ilk 24 saatin sonunda doğumun ilk saatlerine göre buzağının bağırsaklarından bağışıklık maddesi emilim oranı % 90 oranında azalır. Bu nedenle ağız sütünün buzağıya verilişinde vakit geçirilmemelidir. Ağız sütü mümkün olabilen en erken zamanda ya da en geç 2 saat içerisinde mutlaka verilmelidir. Buzağıların yaşamlarının ilk birkaç saati içerisinde 2-2,5 litre civarında ağız sütü almaları gerekmektedir. Toplam günlük tüketim ise 4-6 litre civarında olmalıdır. Bir başka ifade ile günlük ağız sütü tüketimi buzağının canlı ağırlığının % 10’u kadar olmalıdır.
#10
SORU:
Normal süt (tam yağlı süt) ile besleme ne şekilde olmalıdır?
CEVAP:
Buzağılar doğduktan sonra 4 gün kadar ağız sütü ile beslendikten sonra normal
süte geçilmelidir. Verilecek günlük normal süt miktarı buzağı canlı ağırlığının %
10’u kadar olmalıdır. Aşırı süt içirilmesi ile sütün miktar ve kalitesindeki ani değişmeler sindirim bozukluklarına ve ishale yol açabilir. Aşırı süt içirilmesi buzağıların buzağı başlangıç yemi gibi kuru yemlere olan ilgisini azaltarak sütten kesilme zamanını da uzatır.
#11
SORU:
Süt ikame yemleri (buzağı mamaları) nedir ve buzağıların bunlarla beslenmesi nasıl gerçekleşir?
CEVAP:
Süt ikame yemleri ya da yetiştirici dilindeki adıyla buzağı mamaları ağırlıklı olarak süt ve süt ürünlerinin özel işlemlerden geçirilerek kurutulmasıyla elde edilen ve normal süt yerine kullanılan yemlerdir.
Buzağı mamalarının elde edilmesinde süt ve süt ürünlerinin yanı sıra çeşitli bitkisel kaynaklardan da yararlanılmaktadır. Buzağı mamalarının fazla sayıda buzağıya sahip işletmelerde ya da fiyatının normal süte göre daha ucuz olduğu durumlarda kullanılması tavsiye edilmektedir. Normal süt içen buzağılara göre buzağı maması içirilen buzağılar daha düşük bir canlı ağırlık artışı sağlasalar da bu fark sütten kesimden sonraki günlerde kapanır. Buzağı mamaları buzağılara 2. haftanın başından sütten kesime kadar normal sütün yerine içirilebilir. Buzağı mamaları mutlaka vücut sıcaklığında içirilmeli ve kalitesinden emin olunmalıdır.
#12
SORU:
Kuru yemler ile besleme ve işkembe gelişimi ilişkisi nedir?
CEVAP:
Sağlıklı bir gelişme ve süratli canlı ağırlık artışı sağlanabilmesi bakımından işkembenin bir an önce geliştirilmesi gerekmektedir. Buzağılar 4 adet mideye sahip olmalarına rağmen yaşamlarının ilk haftalarında tek mideli özelliği gösterirler. Bu midelerden aktif olanı gerçek mide denilen şirdendir. Doğumda buzağı midelerinin ilk üç tanesi yani işkembe, kırkbayır ve börkenek gelişmemiş durumdadır. Buzağı büyüdükçe ve çeşitli yemleri yemeye başladıkça mide kısımları gelişmeye ve değişmeye başlar. Yeni doğmuş buzağılarda dört mide içersinde işkembe % 25 lik bir hacme sahip iken tam gelişme olarak kabul edilen zamanda bu oran % 80’ e çıkmaktadır.
#13
SORU:
Suyun sindirim açısından önemi nedir?
CEVAP:
Bol ve temiz bir su yaşamın ilk haftasından itibaren buzağılara sağlanmalıdır. Aksi halde buzağıların işkembe gelişimi için son derece önemli olan buzağı başlangıç yemi ve kuru ot tüketimleri büyük ölçüde düşürülmüş olacaktır. Bir kısım yetiştirici buzağının içtiği sütün önemli bir kısmının zaten sudan ibaret olduğunu ve bu nedenle su ihtiyacının karşılandığını düşünmektedirler. Oysa buzağı tarafından içilen süt daha önce de belirtildiği gibi işkembeye uğramadan geçmektedir. İşkembede mikrobiyal bir faaliyet vardır ve bu faaliyetin sürdürülebilmesi için, daha doğrusu alınan yemleri sindiren yararlı mikroorganizmaların iyi gelişebilmeleri için suya ihtiyaç duyulmaktadır.
#14
SORU:
Sütten kesmenin önemi nedir?
CEVAP:
Buzağılarda sütten kesme genellikle 5-8. haftalar arasında olur. Ekonomik açıdan
buzağıları mümkün olduğunca erken sütten kesmek doğru bir uygulamadır. Sütten kesme işlemi birden bire ya da kademeli olarak yapılabilir. Fazla miktarda süt içen buzağılar sütten kademeli olarak kesilmelidir. Ancak burada dikkat edilecek en önemli nokta sütten kesilecek buzağının en az günde 700 gr civarında buzağı başlangıç yemi tüketiyor olmasıdır.
#15
SORU:
2-6 aylık buzağıların beslenmesi ne şekilde gerçekleşir?
CEVAP:
Beslenme 0-2 aylık yaşlar arasındakine göre bir miktar değişir. Konsantre yem olarak enerji ve protein içeriği daha düşük olan buzağı başlangıç yemine geçilmelidir. Kaba yem kaynağı olarak yonca kuru otuna devam edilmeli, bu yapılamıyorsa iyi kaliteli çayır kuru otları verilmelidir. Her iki yem de serbest bir biçimde tüketime sunulmalıdır. Bu uygulamaya dişi buzağılar dört aylık olana kadar devam edilmelidir. Bu yaşa gelen dişi buzağılar erkeklerden ayrılarak ayrı bir bölme içerisinde buzağı büyütme yemi yerine daha düşük enerji içeren konsantre yemlerle ve bir miktar kaba yemlerle beslenmeye başlamalıdır. Buzağılara 3 aylık yaşa gelinceye kadar silaj gibi sulu yemlerle saman gibi kötü kaliteli kaba yemler verilmemelidir.
#16
SORU:
Damızlık genç dişi sığır nedir?
CEVAP:
Damızlık genç dişi sığır, ileride kendisinden döl ve süt verimi alabilmek amacıyla
bakılıp beslenen 6 aylık yaş ila ilk doğumunu yapıncaya kadarki dönem arasında
bulunan sığırlara verilen genel isimdir. Süt sığırları içerisinde 6-12 aylık yaşlar
arasındaki genç dişi sığırlar düve adayı, 12 aylık yaştan doğuma kadar olan devrede ise düve olarak adlandırılmaktadır. Genç dişiler damızlık bir sığır sürüsünün geleceğini oluşturmaktadır. Bu nedenle yüksek verim alınabilmesi bakımından onların sağmal yaşamlarına kadar iyi hazırlanmaları gerekmektedir.
#17
SORU:
Damızlık düve adayı dişi sığırların beslenmesi nasıl olmalıdır?
CEVAP:
Damızlık düve adayı dişi sığırlara, 6-12 aylık yaşlar arasında günlük 4-7 kg
mısır silajı, 2-3 kg kuru ot ya da saman ve 1,5 - 2 kg kadar düve yemi verilmesi
yeterlidir.
Dişi sığırların 12 aylık yaşa ulaştıktan sonra besin maddesi gereksinimleri artar. Bu nedenle az önce söylediğimiz besleme programına ilave olarak verilen düve yeminin günlük 1-1,5 kg daha arttırılması gerekir.
#18
SORU:
Damızlık gebe düvelerin gebeliğin son iki ayındaki beslenmeleri nasıl olmalıdır?
CEVAP:
Gebeliğin son iki ayında günlük 3,5 kg kadar düve yemi ile 6-8 kg mısır silajı ve 2-4 kg saman ya da kuru ot verilmesi yeterli olacaktır. Gebeliğin son 3 haftasından itibaren alıştırılarak süt yemine geçilmelidir. Bu durumda verilecek süt yemi miktarı yavaş yavaş arttırılarak günlük 6 kg’ a çıkarılmalıdır. Bu olay işkembenin doğumdan sonra uygulanacak besleme programına alıştırılması açısından önemlidir. Yine doğumu takiben kaba yem olarak ne kullanılacaksa onlarda bu dönemde verilmeye başlanmalıdır. Mısır silajının ve yonca kuru otunun aşırı verilmesinden kesinlikle kaçınılmalıdır.
#19
SORU:
Yaşama payı gereksinimi nedir ve etkileyen faktörler nelerdir?
CEVAP:
Yaşama payı gereksinimi, vücudun herhangi bir canlı ağırlık kaybı ya da kazancı
olmaksızın, herhangi bir verimde bulunmaksızın, solunum, sindirim, dolaşım ve
hareket için gerekli olan besin maddesi miktarıdır. Bir sığırın almış olduğu yem
miktarının yarısı ile üçte biri arasındaki miktarlar yaşama payı için ayrılır. Yüksek
verimli sığırda verilen yem miktarının ancak üçte biri yaşama payına ayrılırken,
düşük verimli süt sığırında verilen yemin yarısı yaşama payı için ayrılır.
Yaşama payı gereksinimini etkileyen faktörler şunlardır:
• Yürüme: Meraya çıkma ve mera mesafesi ile sağım mesafesi enerji gereksinimi etkiler.
• İklim: Soğuk havalarda yaşam payı gereksinimi artarken sıcak ve nemli havalarda azalır.
• Stres: Hayvan hareketleri, bakıcıların davranışları ile yanlış sevk ve idare
yaşama payı gereksinimini artırır.
• Sağlık: Sağlık sorunları yaşama payı gereksinimini artırır.
• Vücut ağırlığı: Vücut ağırlığı fazla olan hayvanların daha fazla yaşama payı
gereksinimleri vardır.
• Mizaç: Mizaçları gereği daha hareketli ya da hareketsiz olan hayvanların
yaşama payı ihtiyaçları farklıdır.
• Bireysel farklılık: Hayvanlar arasında bireysel farklılıklar da bulunabilir.
#20
SORU:
Büyüme nedir ve nelere göre değişir?
CEVAP:
Büyüme, vücudu oluşturan organ ve dokuların bir uyum içerisinde gelişerek hacim ve ağırlık olarak gösterdiği artıştır.
Büyüme için gerekli enerji ve besin maddesi miktarı; hayvanın ırkına, yaşına, canlı ağırlığına, cinsiyetine ve sağlık durumuna göre değişir.
#21
SORU:
Beslenme ve üreme arasında nasıl bir ilişki vardır?
CEVAP:
Süt sığırlarında beslenme ile ilişkili üreme problemleri aşırı veya eksik beslemeye
bağlı olarak ortaya çıkar. Aşırı besleme sonucunda hayvanların fazla kilo alması
güç doğumlara ve bazı beslenme hastalıklarına (ketozis ve yağlı karaciğer gibi)
yol açabilir. Besin maddesi ve enerji bakımından noksan besleme yapılması durumunda ise canlı ağırlığın düşük olmasına, kızgınlık belirtilerinde yetersizliğe veya gizli kızgınlık denilen durumlara, güç gebe kalmaya, gebe ise yavru canlı ağırlığının düşük olması gibi durumların ortaya çıkmasına neden olabilir.
#22
SORU:
Laktasyon nedir ve laktasyon dönemindeki inekler nasıl beslenmelidir?
CEVAP:
Bir ineğin doğumdan itibaren tekrar kuruya çıkana kadar geçen zamana laktasyon denir. Bu dönem aralığında bulunan ineğe de laktasyon dönemindeki inek denir.
Laktasyon döneminde bulunan ineğin enerji ve besin maddesi gereksinimleri süt verimine göre değişmektedir. Doğum ile birlikte laktasyonun ilk 10 haftasında süt
verimi en yüksek düzeye ulaşır. Bu dönemdeki süt sığırının genetik kabiliyetinin
el verdiği en yüksek verim düzeyine ulaşabilmesi için besin maddesi ve enerji gereksinimlerinin tam olarak karşılanması gerekir. Bundan sonraki 10-20. haftalar arasında süt verimi yavaş yavaş azalmaya başlar. Bu dönemde verimin mümkün olan en az düzeyde azalması istenir. Üçüncü dönemde ise süt verimi hızlı bir şekilde azalır ve inekler kuruya çıkarlar. Son dönemde azalan süt verimi ile birlikte verilen yem miktarının azaltılmaması ineklerde aşırı yağlanmaya neden olabilir.
#23
SORU:
Süt sığırlarının kuru madde gereksinimi nelere göre değişir?
CEVAP:
Süt sığırlarının besin maddeleri ve enerji gereksinimleri tüketilen kuru madde içerisinde verilir. Süt sığırlarında kuru madde gereksinimlerini belirleyen en önemli ölçüt süt sığırının canlı ağırlığıdır. Bunun dışında süt sığırlarında kuru madde gereksinimi; süt verimi, yemlerin fiziksel ve kimyasal nitelikleri ile çevre sıcaklığına bağlı olarak değişir.
#24
SORU:
Süt sığırlarında enerji gereksinimi nasıl karşılanır?
CEVAP:
Süt sığırlarında enerji gereksiniminin büyük bir kısmının karşılandığı karbonhidratlar, yapısal (selüloz, hemiselüloz, pektin ve lignin) ve yapısal olmayan (nişasta ve şekerler) olmak üzere iki kısımda incelenir. Yapısal olmayan karbonhidratlar mikroorganizmalar tarafından çok hızlı bir şekilde sindirilirler. Yapısal karbonhidratlar ise işkembeli hayvanlar için özel bir önem taşırlar. Süt sığırlarında rasyonda yeteri miktarda yapısal karbonhidrat bulunması; fiziksel doygunluğu, tükürük üretimini, geviş getirmeyi ve çiğneme hareketini sağlar. Süt yağının devamlılığı ile düzenli bir sindirim ortamı oluşmasına neden olur.
#25
SORU:
Süt sığırlarında protein gereksinimi miktarı nasıl belirlenir?
CEVAP:
Süt sığırlarında protein gereksinimi, enerji gereksiniminde olduğu gibi, canlı
ağırlık, süt verimi ve gebe ise yavrunun gelişimi ile ilk doğumunu yapan ineklerin büyüme payları için de gereksinim duyulan ihtiyaçların toplamı ile belirlenir.
#26
SORU:
Süt sığırlarında vitamin ve mineral maddelerinin önemi nedir?
CEVAP:
Süt sığırlarında vitamin ve mineral maddelerinin eksiklikleri döl verimi problemleri, süt veriminde düşme ve çeşitli beslenme hastalıklarının çıkmasına neden olur.
#27
SORU:
Süt sığırlarında su tüketimin önemi nedir?
CEVAP:
Su gereksinimi süt sığırlarının beslenmesinde oldukça önemli bir besin maddesi
olmasında karşın çoğu zaman ihmal edilir. Süt sığırlarında su gereksinimi; çevre sıcaklığı, bağıl nem, süt verimi, kuru madde tüketimi ve aktivite gibi pek çok
faktöre bağlı olarak değişir. Yüksek verimli bir süt sığırının 100-150 litre arasında
günlük su ihtiyacı vardır. Bu nedenle süt sığırlarının önünde temiz ve taze suyun
her zaman serbest bulundurulması gerekir.
#28
SORU:
Süt ineklerinin laktasyon süreci boyunca beslenmesi ne şekilde gerçekleşir?
CEVAP:
Süt ineklerinin laktasyon süreci boyunca süt veriminde, kuru madde tüketiminde ve canlı ağırlıklarında önemli değişimler söz konusudur. Sağmal sığırların besleme ve bakımları bu değişimler dikkate alınarak üç farklı dönem halinde yapılır:
1. Dönem, Laktasyonun Başlangıcı (0-70 günler arası): Laktasyonun ilk döneminde bulunan sığırlar;
• Kaliteli kaba yemler ile beslenmeli
• Kaba yemlerin en az yarısı 3 cm ve yukarısında olmalı,
• Rasyon enerji ve protein yönünden yeteri düzeyde olmalı,
• Kaba/konsantre(yoğun) yem oranı 45/55 sınırını geçmemeli, mümkünse
yarı yarıya düzenlenmelidir.
2. Dönem, Laktasyonun Ortası (70-140 günler arası): Bu dönemde en yüksek düzeye ulaşmış olan süt verimi mümkün oluğunca sürdürülmeye çalışılır. Kuru madde tüketimi de en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Canlı ağırlık kaybı durmuş ve yavaş yavaş canlı ağırlık kazançları başlamıştır. Laktasyonun başlangıcında bahsedilen tüm kurallar bu dönem için geçerlidir.
3. Dönem, Laktasyonun Sonu (140-305. günler arası): Laktasyonun bu dönemi yönetim ve besleme bakımından en kolay dönemdir. Süt verimi giderek azalmaktadır ve azalan süt verimine göre verilen yem miktarının azaltılması gerekir. Bu dönemde azalan süt verimine göre verilen yem miktarı azaltılmazsa inek aşırı derecede yağlanır ve sonrasında doğum güçlükleri ile beslenme hastalıklarına neden olabilir.
#29
SORU:
Kuru dönem nedir? Bu dönemde nasıl bir besleme yapılmalıdır?
CEVAP:
Sağmal ineklerin yaklaşık doğumdan iki ay öncesinde süt sağımının durdurulması ile girilen özel besleme dönemine kuru dönem denir. Bu dönemde sığırlar;
• Laktasyon döneminde yoğun yemlemeye bağlı olarak işkembe duvarında
meydana gelen aşırı yıpranmadan dolayı bol miktarda kuru ot ve az miktarda konsantre yem ile beslenirler.
• Laktasyon döneminde süt sağımından dolayı yıpranan meme dokuları bu
dönemde dinlenirler. Böylece yeni sağım dönemine hazır hale gelirler.
• İneğin karnındaki yavru gelişiminin yaklaşık % 70’i son 3-4 aylık süreçte
meydana gelir. Bu süreçte yağlandırmadan dengeli bir şekilde beslenir.
İnekler kuruya çıkarıldıklarında iki dönem halinde beslenirler. İlk dönem başlangıçtaki 40 günlük zamanı kapsar. Bu dönemde ineklere yiyebilecekleri kadar kaliteli kuru ot ve bu ota ilave olarak da 3-5 kg arasında konsantre yem verilir. Kaba yem saman gibi kalitesiz kaynaklardan sağlanıyorsa konsantre yem miktarı bir kilogram artırılır. İkinci dönem ise doğuma kalan son 20 günlük süreçtir. Bu dönemde inekler doğumdan sonraki rasyonlara alıştırılırlar. İneklere verilen konsantre yem miktarı günlük olarak belirli oranlarda artırılarak doğum zamanı ineğin canlı ağırlığının % 1’ine ulaşması sağlanır.
#30
SORU:
Sağmal sığırlarda beslenmenin süt bileşimi üzerinde etkisi ne şekildedir?
CEVAP:
Süt sığırı rasyonları düzenlenirken enerji, protein, yapısal ve yapısal olmayan karbonhidratlar ile vitamin ve mineral maddeler bakımından dengeli bir şekilde hazırlanması gerekir. Eğer bahsedilen besin maddelerinden herhangi birinin eksikliği ya da dengesizliği süt verimi ve bileşimini önemli derecede etkiler.
#31
SORU:
Beslenmenin sütün duyusal özellikleri üzerinde etkisi var mıdır?
CEVAP:
Evet. Sütün tadı, rengi ve kokusu gibi duyu organlarımızla algılanabilen özellikleri beslenmeden etkilenir. Burçak, acı bakla ve fiğ gibi baklagil taneleri veya samanları içerdikleri acımsı tadı süte geçirirler. Benzer şekilde silaj, lahana, turp, şalgam, soğan, sarımsak gibi kendine özgü kokusu olan yemler içerdikleri kokuları süte geçirirler. Havuç, domates, portakal kabukları gibi renk maddesini yoğun bir biçimde içeren yemler verildiğinde süte kendi renk maddelerini geçirirler.