TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ VE PARLEMENTO TARİHİ Dersi DEMOKRASİ:ANLAMI,TARİHSEL GELİŞİMİ VE UYGULAMA BİÇİMLERİ soru cevapları:

Toplam 118 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İnsanları diğer canlı türlerinden ayıran en önemli
özellik nedir?


CEVAP:

Aklını ve dilini kullanarak toplu halde
yaşamalarıdır.


#2

SORU:

İnsanların toplu halde yaşamaları geçmişten
günümüze nasıl şekillenmiştir?


CEVAP:

İnsanlar geçmişten günümüze toplu halde
yaşamayı aile ile başlatmışlar, kabile yaşantısıyla
sürdürmüşler ve en son olarak da devlet haline
gelmişlerdir.


#3

SORU:

Bir toplumun devlet haline gelebilmesi için gerekli
olan üç unsuru nelerdir?


CEVAP:

Bir toplumun devlet haline gelebilmesi için üç
unsuru gerçekleştirmesi gerekiyor. Sınırları belirlenmiş bir
alan, bu alan üzerinde birlikte yaşamayı benimsemiş bir
halk ve bu alandaki insanları yönetecek, savunacak,
onların güvenliğini sağlayacak, birlikte yaşamanın
kurallarını koyacak, kendine denk bir güç tanımayacak,
emretme yetkisine sahip üstün güç yani egemenliğin
oluşması gerekmektedir.


#4

SORU:

Devletlerin yönetim biçimleri irdelenirken hep ne
yapılmaktadır?


CEVAP:

Devletlerin yönetim biçimleri irdelenirken hep
egemenliğe bakılır. Egemenlik kimin elindedir? Sorusu
sorulur ve Egemenlik tek kişinin elinde ise bu toplumlarda
Monarşi vardır. Egemenlik bir azınlık grubun elinde ise
buralarda Oligarşi vardır. Egemenlik halka ait ise
buralarda da Demokrasi vardır.


#5

SORU:

Devletlerin ilk tanıştıkları yönetim biçimi hangisidir?


CEVAP:

Devletlerin ilk tanıştıkları yönetim kuşkusuz
Monarşik yönetimlerdir.


#6

SORU:

Demokrasi kavramı kim tarafından kullanılmıştır?


CEVAP:

MÖ.5.yüzyılda Yunan tarihçisi Herodot
tarafından kullanılmıştır.


#7

SORU:

Heredot kimdir?


CEVAP:

Herodot; MÖ 5. yüzyılda yaşamış Yunan
tarihçidir. Bodrum yakınlarında dünyaya gelmiştir.
“Tarihin Babası” olarak anılmasını sağlayan Herodot
Tarihi'ni kaleme almıştır. Eserinde Yunanlar ile Persler
arasında yapılan Pers Savaşlarını anlatmıştır.


#8

SORU:

Demokrasinin tarihsel gelişimi nasıl olmuştur?


CEVAP:

2500 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen
demokrasinin güncellik kazanması ancak 17. yüzyılın
sonlarında başlamıştır. Zira İlkçağ ’da Yunanistan’ın kent
devletlerinden Atina’da görülen demokrasi bir süre sonra
unutulmuş ve Ortaçağ boyunca kimi İtalyan şehir
devletlerinde görülmüş ise de etkin olamamıştır. Rönesans
ve Reform dönemini geçiren Avrupa’da Aydınlanma
Dönemi’nin düşünürleriyle birlikte tekrar gündeme
getirilmiştir. 17. yüzyılda İngiltere’de, 18 yüzyılda
Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa’da uygulanmaya
başlamış ve daha sonra da önce Avrupa’ya ve giderek de
dünyanın dört bir yanına yayılmıştır. Atatürk’ünde
belirttiği gibi demokrasi 20. yüzyılda kabaran bir denize
dönüşmüştür. Birinci Dünya Savaşı’nın arkasından
demokrasiye aykırı bazı sistemler de oluşmuştur.
Demokrasi, yaygınlaşmasını ve gelişmesini özellikle
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sürdürmüştür.


#9

SORU:

Demokrasi kavramı nasıl oluşmuştur?


CEVAP:

Demokrasi; Yunanca Demos (halk) ile Kratos
(iktidar) sözcüklerinin bir araya gelmesinden oluşmuş bir
kavramdır. Halkın iktidarı, halkın hâkimiyeti anlamına
gelmektedir.


#10

SORU:

Demokrasinin tanımlarında vurgulanan durum nedir?


CEVAP:

Demokrasi denildiğinde vurgulanmak istenen
egemenliğin hakta ya da ulusta olduğudur.


#11

SORU:

Aristoteles halkı nasıl tanımlamıştır?


CEVAP:

Aristoteles; halkı, birikmiş serveti ya da mülkü
olmayan kimseler olarak tanımlamıştır.


#12

SORU:

Aristoteles kimdir?


CEVAP:

Aristotales; MÖ. 4. yüzyılda yaşamış Antik
Yunan filozofudur. Platonun öğrencisidir. Batı
düşüncesinin en önemli filozoflardandır. Fizik, gökbilim,
mantık, siyaset, biyoloji, zooloji ve felsefe gibi pek çok
konuda eser vermiştir.


#13

SORU:

Demokrasi 20. yüzyıla kadar neden
önemsenmemiştir?


CEVAP:

Demokrasi 20. yüzyıla kadar küçük bir cemaat
çerçevesinde gerçekleşecek bir düzen olarak görülmüş, o
nedenle de küçümsenmiş ve istikrarsız bir avam yönetimi
sayılmıştır.


#14

SORU:

Demokrasinin gelişme sürecine baktığımızda kaç türü
bulunmaktadır?


CEVAP:

Demokrasinin gelişme sürecine baktığımızda
doğrudan demokrasi, yarı doğrudan demokrasi ve temsili
demokrasi olmak üzere üç demokrasi çeşidiyle
karşılaşıyoruz.


#15

SORU:

Doğrudan demokrasi nedir?


CEVAP:

Doğrudan demokrasi, demokrasinin doğduğu
dönemde İlkçağın kent devletlerinde uygulanmıştır.
Sistem, yönetime katılma hakkına sahip yurttaşların bir
meydanda toplanarak sorunları görüşmesi ve oylarını
vermesi esasına dayanmaktadır.


#16

SORU:

Doğrudan demokrasi neden kısa sürmüştür?


CEVAP:

İnsanların kent devletinden çıkılarak devletlerin
geniş alanlara yayılması ve kapsadığı insan sayısının
çoğalması bu uygulamayı olanaksız kılmıştır.


#17

SORU:

Doğrudan demokrasi nasıl uygulanıyordu?


CEVAP:

Bu uygulamada 20 yaşın üzerinde, mülk sahibi
erkekler yurttaş sayılmıştır. Kadınlar, köleler, yabancılar
yurttaş sayılmadıkları için yönetime katılma hakları da
yoktu. Yurttaş olma özelliğine sahip insanlar belirli yerde
toplanarak yasama görevine doğrudan katılıyorlardı.
Dolayısıyla yurttaşlar yasal düzenlemeler yanında kamu görevlilerinin belirlenmesinde de aktif rol oynuyorlardı.
Yürütme görevini ise kendi aralarından belirledikleri bir
grup insan yapıyordu.


#18

SORU:

İlkçağ demokrasilerini en iyi yansıtan yer neresidir?


CEVAP:

İlkçağ demokrasilerini en iyi yansıtan yer Atina
idi.


#19

SORU:

Atina’da demokrasiye işlerlik kazandıran kurumlar
nelerdir?


CEVAP:

Yasama Meclisi, Yürütme Meclisi ve Yargı
Meclisi kurumlarıdır.


#20

SORU:

Atina’daki Yasama Meclisinin çalışmaları nasıl
yapılmaktaydı?


CEVAP:

Atina’da yetişkin her erkek Halk meclisinin üyesi
idi. Bunların sayısı da 30 ile 40 bin arasındaydı.
Toplantılar sabah şafak vaktinde başlar ve akşama kadar
sürerdi. Oylama el kaldırma yoluyla yapılırdı. Toplantıya
katılanlara yarım günlük yevmiye ödenirdi. Meclisin
gündemini Beş Yüzler Konseyi adı verilen yürütme organı
yapardı. Yürütme organı meclisin gündemini belirler;
toplantı gününden önce açıklar, toplantıya başkanlık
edecekleri saptardı. Yöneticileri seçmek, dış politikayı
belirlemeye yönelik kararlar almak kimi siyasal davalara
bakmak meclisin görevleri arasındaydı. Yasa yapma ve
yargılama işi giderek sayısı azalan yurttaşlardan oluşan
gruplara verildi. Böylece maliyet azaltılmış olurdu.


#21

SORU:

Atina’daki Yürütme Meclisinin çalışmaları nasıl
yapılmaktaydı?


CEVAP:

Beş Yüzler Konseyi(Yürütme Meclisi): Bu
konsey Atina’yı oluşturan 10 kabile ve 139 yerel birimi
temsil edecek şekilde yapılandırılmıştı. Her kabineden
kura ile seçilen 50 kişi bir yıllığına Beş Yüzler
Konseyi’nde kabilesini temsil ediyordu. Konsey üyelerine
toplantı başına para ödenirdi. Konsey haftanın her günü
toplanırdı. Bunlar içlerinden bir kişiyi 24 saat görev
yapmak üzere seçerlerdi. Sitenin mührü, hazinenin, kutsal
mekânların, resmi belgelerin saklandığı yerlerin anahtarı
onda olurdu. Ayrıca diğer ülke temsilcilerini de kabul
ederdi.


#22

SORU:

Atina’daki Yargı Meclisinin çalışmaları nasıl
yapılmaktaydı?


CEVAP:

Atina’da yargı işlevi yurttaşlarca seçilen jüri
üyelerince yerine getirilirdi. Jüri üyeleri her yılın başında
kura ile belirlenirdi. Her kabileden eşit jüri üyesi alınırdı.
Jüri üyesi olabilmek için; yurttaş haklarına sahip olmak,
mali sorumluluklarını yerine getirmiş bulunmak ve 30
yaşından büyük olmak gerekiyordu.Halk jürileri yılda 200
kez toplanıyordu. Jüri üyelerinin sayıları ise davanın
konusuna göre değişiyordu. Büyük siyasi davalara ise
daha çok kişiden oluşan jüriler bakıyordu. Yargılama bir
günde bitirilirdi. Kamu davaları; suçlayanların iddiaları,
suçlanan kişinin yanıtları ve jürinin kararı gibi üç
kısımdan oluşurdu.


#23

SORU:

Yarı doğrudan demokrasi nedir?


CEVAP:

Bu tip demokrasiler, doğrudan demokrasi ile
temsili demokrasi arasında bir modeldir. Her iki tipin
özelliklerini de içerir. Bunda da özgür, adil ve düzenli
seçimler temel unsurdur. Halk kendilerini temsil
edeceklere yetki vermektedir. Ancak kimi zaman
yurttaşlar söz söyleme, karar verme yetkisinitemsilcileri
yerine kendisi kullanmaktadır. Bunu da “Halk Oylaması
(Referandum)”, “Halk Vetosu” ve “Halk Girişimi” gibi
çeşitli adlar altında yapmaktadır.


#24

SORU:

Halk oylaması nedir?


CEVAP:

Halkın temsilcilerinden oluşan parlamentonun
ülkeyi ilgilendiren herhangi bir konuda aldığı kararın ve
yaptığı düzenlemenin yürürlüğe girebilmesi için kimi
durumlarda halkın oyuna ihtiyaç duyulur. İşte halkın
oyları ile parlamentonun aldığı kararın oylanması işlemine
halk oylaması ya da referandum adı verilir.


#25

SORU:

Halk vetosu nedir?


CEVAP:

Parlamentoca yapılmış bir düzenleme karşısında
belirli sayıda yurttaşın, belirli bir süre içinde bir araya
gelerek bu düzenlemenin yürürlüğe girebilmesi için
halkoyuna başvurulmasını istemesi ve bu isteğin
uygulanmasıdır.


#26

SORU:

Halk girişimi nedir?


CEVAP:

Demokrasilerde yasa önerme yetkisi hükümete ve
parlamento üyelerine verilmiştir. Ancak yarı doğrudan
demokrasilerde belli ölçülerde de halkında yasa önerisinde
bulunma hakkı vardır. Bunun için yapılacak düzenlemeye
ilişkin belli sayıda halkın imzası ile önerinin meclise
bildirilmesi gerekir. Yasa yapma hakkı meclisindir.


#27

SORU:

Temsili demokrasi nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

İlkçağdaki demokrasi anlayışı ve uygulaması
süreklilik kazanamadı. İtalya’da ortaya çıkan şehir
devletlerindeki üst sınıfların katılımı ile oluşturulan
sistemler de yaşamadı. Çünkü zamanla toplumun alt
kesimleri de yönetime katılmak istedi. Orta sınıfların da
yönetime katılması ile temsil sistemi yaygınlaştı. Yerel
meclislerde görülen bu uygulama, ulus devletler doğunca
oralarda da uygulanmaya başlandı. Devletler giderek
büyüdü ve merkezi güç arttı. Yöneticilerin artan gücünü
sınırlamak üzere yönetim modelleri arayışı başladı.
Düşünürler, rızaya dayalı yönetim modelleri önerdiler. Bu
da temsili demokrasiyi doğurdu.


#28

SORU:

Rızaya dayalı yönetim nedir?


CEVAP:

Rızaya dayalı yönetim; egemenliği ulus ya da
halk adına kullanacak kişilerin serbest, düzgün, adil bir
seçimle belirlenmesine dayanmaktadır.


#29

SORU:

Temsili demokrasi iki şekilde uygulanmaktadır?


CEVAP:

Temsili demokrasi iki şekilde uygulanmaktadır.
Bunun birinci ve yaygın olan şekline göre seçmenler
yasama organının üyelerini seçerek yürütme organını
kendi içinden çıkarır ve yürütmeyi ya doğrudan ya da
dolaylı olarak denetler. Böylece yasama organı üyeleri
halkın temsilcilerinin kendileri olduğunu iddia ederek
yürütmeye karşı kendilerinde bir üstünlük görürler. İkinci şekle göre ise; seçmenler sadece yasama organı üyelerini
değil aynı zamanda yürütmenin başı olan devlet başkanını
da seçer.


#30

SORU:

Demokrasinin ana hedefi nedir?


CEVAP:

Ana hedef halkı ideal özgürlüğe ulaştırmaktır.


#31

SORU:

Demokrasinin ana hedefini yerine getirmek için
ortaya çıkan demokrasi türleri nelerdir?


CEVAP:

Farklı ve birbirine zıt iki demokrasi türü ortaya
çıkmıştır. Bunlardan biri Klasik ya da çoğulcu Batı
demokrasisi diğeri ise Marksist ya da sosyalist demokrasi
olarak adlandırılmıştır.


#32

SORU:

Günümüzdeki demokrasi modelleri nelerdir?


CEVAP:

Günümüzde Korumacı demokrasi, Gelişimci
demokrasi, Korporatist demokrasi, Anayasal demokrasi
gibi demokrasi modellerinden söz edilmektedir.


#33

SORU:

Klasik demokrasinin ana unsurlarının önemi nedir?


CEVAP:

Demokrasinin ana unsurlarının eksikliği
demokrasinin varlık nedenini sakatlamaktadır.


#34

SORU:

Klasik demokrasinin ana unsurları nelerdir?


CEVAP:

Yetkilerin sınırlandırılması, temel hak ve
özgürlüklerin güvence altına alınması, eşitliğin
sağlanması, seçim, muhalefet ve Çoğunluğun yönetme
hakkıdır.YETKİLERİN SINIRLANDIRILMASI


#35

SORU:

Demokraside yetkilerin sınırlandırılması ne anlama
gelmektedir?


CEVAP:

Demokrasi devleti yönetecek kişilerin
yetkilerinin sınırlandırılmasını öngörür. Sınırsız yetkiyle
donatılmış yöneticilerin olduğu yerde demokrasiden söz
edilemez. Yetkiler genellikle anayasa dediğimiz pozitif
hukuk metinlerinde belirlenmiştir. Devletin hangi temeller
üzerine inşa edildiği, yöneticilerin yetki sınırlarının ne
olduğu, yasama ve yürütme güçleri arasındaki ilişkilerin
nasıl olduğu, bireylerin hak ve özgürlüklerinin neler
olduğu burada belirtilmiştir.


#36

SORU:

Demokraside temel hak ve özgürlüklerin güvence
altına alınması ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Demokrasi özgürlük rejimidir. Demokrasiyi diğer
sistemlerinden ayıran en temel unsur özgürlüklere verdiği
değerdir. Klasik demokrasideki özgürlük yaklaşımı
bireyseldir. Haklar ve özgürlükler bireyin doğuştan sahip
oldukları vazgeçemeyeceği, devredemeyeceği haklar ve
özgürlüklerdir. O nedenle de demokrasideki amaç
bireyleri ideal özgürlüğe ulaştırmaktır.


#37

SORU:

Demokrasinin özgürlükler çatısı altındaki vazgeçilmez
unsurları nelerdir?


CEVAP:

İnanç, düşünme, konuşma, yazma, seyahat etme,
iletişim, toplanma, örgütlenme vb. özgürlükler
demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.


#38

SORU:

Demokrasideki özgürlüğün sınırı nedir?


CEVAP:

Demokrasilerde sınırsız özgürlük yoktur.
Özgürlüklerin sınırlarını yasalar belirler. Temel hak ve
özgürlüklerin sınırları başta anayasa olmak üzere temel
pozitif hukuk metinlerinde belirlenmiştir. Bunları devlete
karşı koruyacak önlemler de alınmıştır. Artık çağdaş
demokrasi insan haklarını ölçü almaktadır.


#39

SORU:

Demokraside eşitliğin sağlanması ne anlama
gelmektedir?


CEVAP:

Eşitlik yasalar karşısında bir eşitliktir. Yani tüm
insanların Dil, din, renk, köken, cinsiyet, ekonomik güç,
eğitim düzeyi vs. bakılmadan eşit sayılmasıdır. Geçmiş
toplumlarındaki sınıflar arasında örülmüş duvarları
yıkmak için başlatılan eşitlik mücadelesi giderek tüm
insanların hukuk karşısında eşit olmasıyla noktalandı.
Bunun ardından cinsler arası eşitlik mücadelesi başladı.
Kadın-erkek arasındaki eşitlik mücadelesi demokrasinin
ölçüsünün de göstergesi oldu. Kadın- erkek eşitliğinin
sağlanmadığı yerlerde ve dönemlerde tam demokrasiden
söz etmek mümkün değildir.


#40

SORU:

Demokraside seçim ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Demokrasi ülkeyi yönetenlerin yönetme
yetkisinin görünmez soyut güçlerden değil, somut
güçlerden yani yönettiği halktan almasını öngören bir
sistemdir. Bunun göstergesi ise seçimdir. Seçim, klasik
demokrasinin temel dayanağıdır. Halk, irade-sini seçim
sandıklarında gösterir. Bu nedenle seçme hakkı, seçim
özgürlüğü ve se-çimin düzgün yapılması klasik
demokrasinin önemli göstergeleridir.


#41

SORU:

Seçilen bir temsilcinin sadece onu seçenlerin değil
tüm halkın temsilcisi sayılması nasıl olmuştur?


CEVAP:

İlkçağdaki seçme hakkına sahip halkın bir yere
toplanarak devlet işleri hakkın-da karar verme anlayışı
artık tarihin derinliklerinde kaldığı için onun yerini temsile
dayanan bir anlayış almıştır. Artık çağdaş dünyada
insanları bir araya toplamak olanağı yoktur. İşte bu
nedenle halk belli yöntemlerle belli bir süre için bazı
kişilere vekâlet vermek zorundadır. Bu konuda zaman
içinde önemli değişimler yaşanmış ve emre bağlı vekâlet
anlayışından genel temsil anlayışına geçilmiştir. Böylece
seçilen bir temsilci sadece onu seçenlerin değil tüm halkın
temsilcisi sayılmıştır.


#42

SORU:

Tarihsel sürece bakıldığında kimlerin seçmen olacağı
konusu nasıl şekillenmiştir?


CEVAP:

Tarihsel sürece baktığımızda kimlerin seçmen
olacağı konusu her zaman tartışma konusu olmuştur. İlk
dönemlerde oy hakkına sahip olan kesimler son derece
kısıtlı olmuştur. Ancak toplumdaki bilincin gelişmesine
paralel olarak oy verme hakkına sahip olanların sayıları da
artmıştır. Bu konuda çok bedeller ödenmiş ve sonunda
kısıtlı oy sisteminden genel oy sistemine geçilmiştir.


#43

SORU:

Bireylerin oy kullanarak devlet yönetimine
katılmasının belirlenmesinde neler belirleyici olmuştur?


CEVAP:

Bireylerin oy kullanarak devlet yönetimine
katılmasının belirlenmesinde ekonomik güç, yetenek,
cinsiyet ve ırk belirleyici olmuştur.


#44

SORU:

Bireylerin devlet yönetimine katılması konusunda belirleyici etkenlerden olan mülkiyet yönetime katılımı
nasıl etkilemiştir?


CEVAP:

Bireylerin devlet yönetimine katılması
konusunda belirleyici etkenlerin başında mülkiyet
geliyordu. Toprak ya da devlete verilen vergi kişinin
gücünün de bir göstergesi sayılıyordu. Bu nedenle de
toprağı olan, devlete vergi veren kişinin oy verme hakkına
sahip olması gerektiği uzun süre benimsenen bir görüş
olmuştur.Bu da halkın çoğunun devlet yönetimine
katılamamasına yol açmıştır.


#45

SORU:

Kısıtlı oy sistemi uygulamasının sona ererek genel oy
sistemine geçilmesi nasıl olmuştur?


CEVAP:

Eşitsizliğe isyan ederek başlayan Fransız
İhtilali’nde bile devrimciler, seçmen olmayı devlete
ödenecek vergiye bağlamışlardır. Demokratik bilinç
geliştikçe vergi oranları düşürülmüş ve yasal kısıtlamalar
dışında bireylerin ekonomik gücüne bakılmadan herkese
oy hakkı benimsenmiştir. Bu ilkenin kabul edilmesiyle
kısıtlı oy sistemi uygulaması da sona ererek genel oy
sistemine geçilmiştir.


#46

SORU:

Kısıtlı oy sistemindeki cinsiyet tarihsel süreçte nasıl
şekillenmiştir?


CEVAP:

Kısıtlı oy sisteminin bir başka uygulama biçimi
cinsiyetin öne çıkarılmasıdır. Zira kadının gerçek yerinin
evi olduğu anlayışı uzun süre toplumlarda egemen olmuştur.
Kadın ikinci sınıf olarak görülmüş, seçme seçilme
hakkı onun görev alanı dışında tutulmuştur. Kadınlara oy
kullanma hakkı tanınmamıştır. Bu durum kuşkusuz çeşitli
ülkelerde tepkilere yol açmıştır. Avrupa ve Amerika’da
kadın haklarını savunan Feminizm akımı doğmuştur.
Amerika Birleşik Devletleri’nin kimi eyaletlerinde
kadınlara da seçimlerde oy kullanma hakkının verilmesi
daha sonra Avrupa ülkelerinde de görülmüştür. İngiltere
de 1918’de koşullu, 1928’de genel bir hak olarak
verilmiştir. Devrim yapan Fransa da ise kadınlar 1944’te
De Gaulle’nin girişimiyle çıkarılan bir emirname ile oy
verme hakkına kavuşmuşlardır.


#47

SORU:

Charles de Gaulle kimdir?


CEVAP:

Charles de Gaulle (1890-1970) Fransız asker ve
siyasetçidir. II. Dünya Savaşı sırasında alınan Alman
yenilgisi üzerine Londra'da Özgür Fransa hareketini
başlatmıştır. 1944'te Fransa'nın Alman işgalinden
kurtulmasının ardından da Fransız Hükümeti'nin
başkanlığını üstlenmiştir.


#48

SORU:

Kısıtlı oy sistemindeki ırk ayrımı tarihsel süreçte nasıl
şekillenmiştir?


CEVAP:

Kısıtlı oy uygulamasının bir başka şekli de ırk
ayrımına dayanmaktadır. Özellikle Amerika Birleşik
Devletleri’nde, Güney Afrika Birliği’nde ve Avustralya’da
beyaz olmayanlara uzun süre oy hakkı verilmemiştir.
Amerika Birleşik Devletlerinde Anayasanın yapıldığı
sırada erkek nüfusun ancak %25’nin seçme hakkına
sahipti.İşte bu kısıtlamaların kaldırılarak ülkedeki belirli
nitelik taşıyan herkese oy hakkı tanınması 19 ve 20.
yüzyıllarda gerçekleşecek ve demokrasi de ancak 20.
yüzyılda yerine oturacaktır. Zira genel oyun yanında eşit
oy ve gizli oy verme sistemi de bu yüzyılda
benimsenecektir.


#49

SORU:

Demokrasilerde seçimin derecelendirilmesi tarihsel
olarak nasıldır?


CEVAP:

Demokrasilerde seçimin derecelendirilmesinin
tarihsel gelişimine baktığımızda tek dereceli ve iki
dereceli seçim sistemleriyle karşılaşmaktayız. Tek dereceli
seçim sistemi; seçme hakkına sahip kişilerin sandıkbaşına
giderek adaylara doğrudan doğruya oy vermesini
öngörmektedir. İki dereceli seçim sisteminde ise seçme
hakkına sahip kişilerin kendilerini temsil etmek üzere
milletvekillerini seçecek olanları seçmesi ki bunlara ikinci
seçmen denir, onların da milletvekili adaylarından
istediklerini seçmesini öngörür. Demokrasinin gelişmesine
ve yerleşmesine paralel olarak toplumlar iki dereceli
sistemden tek dereceli sisteme geçmişlerdir.


#50

SORU:

Basit çoğunluk yöntemi nedir?


CEVAP:

Seçimler ister tek dereceli ister iki dereceli olsun
ülkelere göre değişik seçim yöntemleri uygulanmıştır.
Kuşkusuz ilk uygulanan seçim yöntemi basit çoğunluk
yöntemidir. Bu yöntemde adaylar içinden en çok oyu alan
kişi ya da kişiler seçilir.


#51

SORU:

Ülkelere göre uygulanan değişik seçim yöntemleri
nelerdir?


CEVAP:

Basit çoğunluk yöntemi, nispi (orantılı) temsil
sistemi ve karma sistem gibi çeşitli sistemler
uygulanmaktadır.


#52

SORU:

Karma sistem nedir?


CEVAP:

Karma Sistem, Çoğunluk sistemi ile Nispi Temsil
sisteminin birleştirilmesiyle üretilmiş seçim sistemidir.
Sistem, temsilcilerin yarısının basit çoğunlukla tek adlı
seçim bölgelerinden diğer yarısının da partiler tarafından
düzenlenmiş listelerden seçilmesini öngörür. Seçmen; bir
oy kendi bölgesindeki adaya, bir oy da parti listesine
vermektedir.


#53

SORU:

Nispi Temsil (oransal temsil) sistemi nedir?


CEVAP:

Nispi Temsil sisteminde partiler oyları oranınca
milletvekili çıkarırlar. Nispi temsil sistemi ile değişik fikir
ve siyasi görüşler parlamentoya girer. Azınlıkların
meclislerde temsili ancak bu sistemle mümkün olur. Bu
sistemle ülkedeki parti sayıları çoğalır.


#54

SORU:

Demokraside muhalefet ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Demokraside çoğulculuk esastır. Özgürlüklerin
sınırlarının en geniş olması nedeniyle demokrasi birbirine
karşı düşüncelerin ortaya atılmasına ve bunların
örgütlenerek bir biriyle yarışmasına izin vermektedir. Bu
nedenle demokraside iktidar ve muhalefet ayrımı en açık
bir şekilde kendini gösterir. Siyasal iktidar; kendisinin
eleştirilmesine, kendisine alternatif olacak siyasal
örgütlerin oluşmasına ve kendisiyle yarışmasına izin
vermek zorundadır. Bu nedenle muhalefetin çalışmalarını
kolaylaştırıcı önlemler almak zorundadır. Dolayısıyla
demokrasiyi diğer sistemlerden ayıran ana unsurların başında bu gelir. Bugünün muhalefeti geleceğin iktidarı,
bugünün iktidarı da geleceğin muhalefeti olmaya adaydır.
O nedenle muhalefet çalışmalarını serbestçe yapma,
iktidarı eleştirme ve kendisini halka kabul ettirerek
halkoyu ile iktidarı ele alma hakkına sahiptir. Örgütlü
muhalefeti genellikle siyasal partiler ve sivil toplum
örgütleri yaparlar.


#55

SORU:

Demokraside çoğunluğun yönetme hakkı ne anlama
gelmektedir?


CEVAP:

Demokrasi halkoyuna dayandığına göre ülkeyi
halkın seçtiği siyasal gücün yönetmesi gerekir. Bu siyasal
gücü de siyasal partiler temsil ederler. Siyasal partiler
temsili demokrasinin gelişmesine paralel olarak 19.
yüzyılda ortaya çıkmışlar, 20. yüzyılın ortalarında
demokrasilerin vazgeçilmez unsurları olmuşlardır.
Yarışmacı bir seçim sonunda siyasal partilerin halkın ne
kadarının onayını aldığı ortaya çıkar. Çoğunluğu sağlayan
partinin ya da partilerin iktidarı kullanması gerekir. Ancak
çoğunluğu sağlayanların azınlığın haklarına saygı
göstermesi, onu koruması da zorunludur. Zira çoğunluk
değişkendir. Bir seçimde çoğunluğu sağlayanlar, ilerdeki
seçimde azınlık olabilirler.


#56

SORU:

Klasik demokraside çoğunluğun yönetme hakkı ne ile
sınırlanmıştır?


CEVAP:

Klasik demokraside çoğunluğun yönetme hakkı
vardır. Ancak bu, ona her istediğini yapma hakkını
tanımaz. Çoğunluğun; akla, adalete, anayasaya, devletin
kuruluş ilkelerine ve insan hak ve özgürlüklerine bağlı
olması beklenir.


#57

SORU:

Klasik demokrasinin uygulamadaki farklılıkları
nelerden kaynaklanmaktadır?


CEVAP:

Demokrasi algısı ve uygulanma biçimi yere ve
zamana göre farklılıklar göstermiştir. Uygulamadaki
farklılık; uygulanan toplumun toplumsal yapısından,
kültürel birikiminden ve ihtiyaçlarından kaynaklanmıştır.


#58

SORU:

Klasik demokrasi kaç şekilde uygulanmaktadır?


CEVAP:

Klasik demokrasi; Parlamenter Sistem, Başkanlık
Sistemi, Meclis Hükümeti Sistemi olmak üzere üç şekilde
uygulanmaktadır.


#59

SORU:

Parlamenter sistem dünyaya nereden yayılmıştır?


CEVAP:

Parlamenter sistemin beşiği İngiltere’dir. Oradan
başlayarak diğer ülkelere yayılmıştır.


#60

SORU:

Parlamenter sistemin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Parlamenter sistem parlamentoların olduğu bir
sistem değildir. Parlamento demokratik sistemlerin temel
taştır. Bu nedenle Parlamenter Sistem çok farklı bir
sistemdir.Parlamenter sistemin belirgin özelliği ulusal
iradenin temsil edildiği yer olan ve seçimle oluşan
parlamentoya karşı yürütme gücünü oluşturan hükümetin
sorumlu olmasıdır. Ayrıca yasama ve yürütme güçleri
arasında uyumlu esnek bir güç dağılımının bulunmasıdır.
Bu sistemde yürütme iki başlıdır. Bir kısmını kral,
cumhurbaşkanı vb. adlarla anılan devlet başkanı, diğer
bölümünü de başbakanın şahsında simgeleşen hükümet
oluşturur.


#61

SORU:

Parlamenter sistemde parlamentoya karşı sorumluluk
nasıldır?


CEVAP:

Devlet başkanı sorumsuz, hükümet ise
parlamentoya karşı sorumludur. Devlet başkanı devletin
birliğini simgeler, o nedenle de uzlaştırıcı ve
yönlendiricidir. Devlet başkanının, hükümetin
yaptıklarından dolayı siyasal sorumluluğu yoktur.
Sorumluluk açısında monarşik devletlerdeki kralın
sorumsuzluğu ile Cumhuriyet yönetimlerindeki
Cumhurbaşkanının sorumsuzluğu aynı değildir. Kralın
sorumsuzluğu tarihi geleneklerden beslenir ve gerek cezai
gerekse siyasi sorumsuzluğu daha geniştir.
Cumhurbaşkanının ki ise dardır. Onun siyasi sorumluluğu
yoktur, cezai sorumluluğu vardır.


#62

SORU:

Parlamenter sistemde meclise karşı sorumluluk
nasıldır?


CEVAP:

Parlamenter sistemde hükümet meclise karşı
sorumludur. Bu sorumluluk siyasal sorumluluktur.
Parlamentonun güvenini yitiren hükümet görevini
bırakmak zorundadır. Önceleri sadece devlet başkanına
karşı bir sorumluluk oluşmuş iken parlamentoların
güçlenmesiyle bu sorumluluk parlamentoya karşı
olmuştur. Hükümet üyeleri tek tek olduğu gibi ortaklaşa
olarak da sorumludurlar.Bu sadece kuruluş sırasındaki bir
sorumluluk değildir. Görevde iken de zaman zaman
meclisin onayına başvurabilir. Meclis güvenini, güvenoyu
vererek gösterir. Parlamenter sistemde devlet başkanı
hükümeti kurmaz. Hükümeti kuracak kişiyi, yani
başbakanı atar. Devlet başkanının başbakanı atarken
meclisin kompozisyonunu göz önünde bulundurması ve
hükümet kurma görevini seçimde çoğunluğu sağlamış
olan parti başkanına vermesi gerekir. Eğer tek bir parti
çoğunluğu sağlayamaz ise hükümeti kurma görevini
üslenen kişi diğer parti ya da partilerle görüşerek
çoğunluğu sağlamak zorundadır. Hükümet üyelerinin
siyasi sorumluluğu yanında cezai sorumluluğu da vardır.


#63

SORU:

Parlamenter sistem tek meclisli türü dışında başka
hangi türde olabilir?


CEVAP:

Parlamenter sistem tek meclisli olabileceği gibi
birden çok meclisli de olabilir. Bu durumda hükümet bir
meclise karşı sorumludur. Yasama organı güvensizlik oyu
ile hükümeti düşürebilir. Hükümet de meclisi feshedebilir.


#64

SORU:

Başkanlık sisteminin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Başkanlık sistemi katı bir güçler ayrılığına
dayanır. Yasama Gücü; halkoyu ile belirlenen Senato ve
Temsilciler Meclisi’nden oluşan iki meclisli bir
Kongre’nin elindedir. Yürütme Gücü ise yine halkoyu ile
seçilen başkan tarafından yerine getirilir. Başkan; hem
devlet başkam hem hükümet başkandır. O nedenle
yürütmeden o sorumludur. Başkan siyasi olarak yasama
organına karşı sorumlu olmadığı için ona hesap vermez.
Dolayısıyla başkanın ya da onun atadığı hükümetin parlamentodan güvenoyu alma gibi bir zorunluluğu
yoktur. Hükümet üyelerini başkan atadığı için onlar da
başkana karşı sorumludur.Başkandan alacakları emir ve
talimatları yerine getirirler. Yasama organı hükümeti
düşüremediği gibi; hükümet de yasamayı feshedemez.
Ancak hükümet her istediğini yapma hakkına da sahip
değildir. Üst düzey devlet görevlilerini atarken Senatonun
onayını alması gerekir. Buna karşılık başkan da
Kongreden geçen her yasayı onaylamak zorunda değildir.
Veto etme hakkı vardır. Yasama organının toplanmasına
ve çalışmasına başkan müdahale edemez. Yasa önerisi
parlamento üyelerinin hakkıdır. Doğrudan başkanın yasa
önerme hakkı yoktur. Böyle bir isteğini mesajlarıyla,
basına verdiği demeçle ortaya koyabilir.


#65

SORU:

Meclis hükümeti sisteminin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Bu sistemde yasama ve yürütme güçleri
birleştirilmiştir. Meclis Hükümeti Sistemi J. J.
Rousseau’nun savunduğu millet iradesinin
bölünemeyeceği düşüncesine dayanır. Yasama yetkisi ve
yürütme gücü millet iradesinin toplandığı mecliste
olmalıdır. Meclis çıkardığı yasaları ve aldığı kararları
uygulayamayacağı için bu görevi kendi içinden çıkardığı
hükümete verir. Dolayısıyla hükümet meclisin bir
görevlisi konumundadır.


#66

SORU:

J. J. Rousseau kimdir?


CEVAP:

Jean-Jacques Rousseau (1712-1778); Fransız
yazar ve düşünür. Yurttaşı, ortak benliği, halkı ve devleti
yaratan bir Toplum Sözleşmesi’nin var olduğunu,
toplumdaki her bireyin bu sözleşmeye katılması
gerektiğini, devletin iktidara değil, halka ait olduğunu
savunmuştur.


#67

SORU:

Meclis hükümeti sisteminde yetkiler nasıl dağılmıştır?


CEVAP:

Meclis Hükümeti Sistemi’nde tüm yetki mecliste
toplanmıştır. Hükümet üyeleri meclisçe belirlenir.
Hükümet üyeleri tek tek meclisçe seçilir ve tek tek ya da
toplu olarak meclise karşı sorumludur. Bu nedenle meclis
istediği zaman hükümet üyelerinden birini ya da tümünü
görevden alabilir. Başbakan yoktur. Meclis, hükümetin
aldığı kararların uygulanmasını durdurabilir, değiştirebilir.
Bu nedenle hükümet Meclisin çizdiği sınırlar içinde
hareket etmek zorundadır. Yürütme ile yasama arasında
görüş farklılığı oluştuğunda yürütme yasamaya uymak
zorundadır. Yasama hükümeti düşürebilir, ama hükümet
meclisi feshedemez. Devlet başkanlığı yoktur. Meclisce
seçilen bir kişi bu görevi yerine getirir. Meclis sürekli
çalışma halindedir.


#68

SORU:

İngiltere’de parlamento nasıl doğmuştur?


CEVAP:

Magna Carta olarak geçen belge kabul edildikten
sonra kralın yetkilerini sınırlandırılmış, halkın kendini
koruyabilmesi için birçok karar ortaya konmuştur. Bu
kararların uygulanıp uygulanmadığı bir heyet tarafından
denetlenecektir. Bu belgenin uygulanması karşı koymaları
da beraberinde getirmişti. Genellikle krallar bu belgeyi
uygulamak istememişlerdir. Buna karşılık Feodal Beyler
ise haklarının ancak temsilcilerinden oluşan bir kurumun
ayakta kalmasıyla korunabileceğini görmüşlerdir.İşte bu
anlayış İngiltere’de parlamentonun doğmasına yol
açmıştır.


#69

SORU:

İngiltere’de parlamentonun ortaya çıkışı nasıl
olmuştur?


CEVAP:

İngiltere’de Kraliyet Meclisi Feodal beylerin ve
kilise mensuplarının temsilcilerinden oluşuyordu. Zamanla
ve kentlerin gelişimine paralel olarak bu mecliste şehir
temsilcileri ile az çok özerk olan yerel yönetim
birimlerinin temsilcilerine de yer verilmeye başlandı.
Böylece vergi konusunda alınan kararların toplumun her
kesimine daha kolay yayılabileceği düşünüldü. Bu meclis
1265’den sonra parlamento olarak anılmaya başlandı.


#70

SORU:

Meclisin yasa yapma yetkisi nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

15. yüzyıl ortalarına kadar ne Lordlar ne de
Avam Kamarası üyelerinin yasa önerme hakları vardı.
Herhangi bir konuda yasa çıkarılacak ise bir dilekçe ile
krala başvurulurdu. Kral hangi meclis kendisine
başvurmuş ise o isteği öteki meclise inceletir ondan sonra
kararını verirdi. Kral istediği vergi kararını meclisten
aldıktan sonra çoğu kez kendisine iletilen istekleri
unuturdu. İşte bunu önleyebilmek için meclis üyeleri yasal
düzenlemeleri kendileri yaparak bunu adeta bir dilekçe
şeklinde krala sunmaya başladılar. Her iki meclis
tarafından onaylanan belge kral tarafından da onaylanınca
yasa olarak uygulanmaya başlandı. Bu uygulama ile
meclis yasa yapma yetkisini kendi üzerine geçirmiş oldu.


#71

SORU:

Haklar Dilekçesi (Petition ofRights) nedir?


CEVAP:

Kralın parlamentoyu kapatması halkı rahatsız
etti. Sonrasında birkaç kere daha parlamento açıldı ve kral
onları hiçe sayarak kapattı. Parlamento her açılışında eski
kararında direndi. Bunun üzerine Kral parlamento ile
anlaşmak zorunda kaldı ve 1628’de Haklar
Dilekçesi(Petition of Rights) olarak tarihe geçen belgeyi
kabul etti.Haklar Dilekçesi, Magna Carta ile verilen
hakların bir tekrarından başka bir şey değildir.


#72

SORU:

Büyük uyarı nedir?


CEVAP:

Kral ile parlamento arasında gerginlikler sürmeye
devam etti. Devamında Parlamento ordunun kontrolünü
ele geçirdi. Cromwel’in ordunun başına geçmesiyle
parlamento güçleri kral güçlerini yendi. Cromwel’in
iktidara gelmesi ile Ingiltere’de Lordlar Kamarası
kaldırıldı. Yasama yetkisi Avam Kamarası’na, yürütme
yetkisi ise bir kurula verildi. Böylece İngiltere’de güçler
ayrılığı ilkesinin uygulanmasına geçildi.Cromwel, 16
Aralık 1653’te Protectör ilan edildi, arkasından seçimler
yapıldı. Ancak parlamento anayasada de¬ğişiklik yaparak
Protectör’ün yetkilerini sınırlamak istedi. Cromwel bunu
kabul etmeyince anlaşmazlık çıktı ve Cromwel
parlamentoyu kapattı. Muhalefete izin vermeyen yeni bir
parlamento kuruldu. Ayrıca Lordlar Kamarası da yeniden
açıldı.


#73

SORU:

Yeni kral II. Charles imzaladığı kişi güvenliğini
kapsayan bir belgedeki maddeler nelerdir?


CEVAP:

• Yargıç kararı olmadan kişiler tutuklanmayacak,
hapsedilmeyecek, öldürülmeyecekti.
• Suç işleyenler kısa sürede yargıç karşısına
çıkarılacak,
• Suçlular, işledikleri suça göre tutuksuz
yargılanabilecek ya da kefaletle serbest
bırakılabilecekti.


#74

SORU:

Haklar beyannamesine göre alınan kararlar nelerdir?


CEVAP:

Haklar Beyannamesi’ne göre; yasa yapma, vergi
koyma yetkisi parlamentoda olacak, kanunsuz vergi
alınmayacak, Parlamento üyeleri serbest seçimle
seçilecek, Parlamentoda tartışma özgürlüğü olacak burada
yapılan konuşmalardan dolayı soruşturma açılmayacak,
Parlamento sürekli olacak, ceza, suçun ağırlığına göre
olacak, kişiler krala dilekçe verebilecek, Kral barış
ortamında parlamentonun onayını almadan asker
bulunduramayacak, yurttaşlar silah altına alınamayacaktır.


#75

SORU:

İnglitere’de Kral karşıtlarına ve kral yandaşlarına ne
ad verilmiştir?


CEVAP:

Kral karşıtları Whigs’ler, kral yanlıları da
Tory’ler olarak adlandırıldı.


#76

SORU:

İngiltere'de kısıtlı oy sisteminden genel oy sistemine
nasıl geçilmiştir?


CEVAP:

İngiltere’nin sanayileşme sonucu gelişmesiyle
yeni yerler gelişmiş fakat buradaki insanların seçime
katılma ya da temsilcilerini parlamentoya gönderme hakkı
yoktu. Bu da gelişen demokratik anlayışa ters düşüyordu.
Bunun yanında 1838’de Lord John Russel’in seçim hakkı
konusunda yaptığı açıklamalar işçi derneklerini harekete
geçirdi ve İngiltere’de Chartist hareketini de başlattı.
1867’de yeni bir düzenleme yapılarak vergi oranı
düşürüldü böylece daha çok insana oy verme olanağı
doğdu. 1872’de seçmenleri baskılardan kurtarmak için
oyların gizli verilmesi ilkesi benimsendi.1928’de yapılan
bir düzenleme ile İngiltere’de ister erkek ister kadın olsun
24 yaşına gelmiş her yurttaşa oy kullanma hakkı verildi.
Böylece İngiltere kısıtlı oy sis-teminden genel oy
sistemine geçerek demokrasinin tüm kurum ve kurallarını
işletmeye başladı.


#77

SORU:

İngiltere’de siyasal sistem kaç meclise
dayanmaktadır?


CEVAP:

İngiltere’de siyasal sistem iki meclise
dayanmaktadır. Bunlardan birini atanma yoluyla oluşan
(önceleri kral atarken sonraları hükümet atamaya başladı)
Lordlar Kamarası ötekini ise üyelerinin dar bölge ve
çoğunluk sistemiyle seçildiği Avam Kamarası oluşturur.
Yasama, bu iki meclisten oluşan parlamentoya aittir.
Ancak bu yetki kullanımında kralın da önemli işlevi
vardır. Zira kral, başbakanın önerisi ile parlamentoyu
dağıtabilir. Yürütme ise başında irsi kralın olduğu ve onun
tarafından atanan hükümet tarafından yerine getirilir.


#78

SORU:

1789 öncesinde Fransa’daki yönetim biçimi nasıldı?


CEVAP:

Feodalite üzerine oturmuş mutlak monarşik bir
sistem vardı. İktidarın kaynağı Tanrı idi. Kral, kutsal
kişiydi. Fransa’da feodal kurumlar ülkenin yönetiminde
krala yardımcı oluyordu.Kral, yılda birkaç kez feodal
beylerle toplanarak gerekli gördüğü kararları
alırdı.Kentlerin gelişmesine paralel olarak üçüncü
tabakanın temsilcileri de buraya alınmaya başlandı.Ülke
yönetiminde krala yardımcı olan bir başka kurum ise önce
Paris’te kurulan ve daha sonra öteki eyaletlerde de
oluşturulan meclisler idi. Parlament adı verilen bu
meclisler yargı organıydı.Bu meclisler yargı görevlerinin
dışında kralın emirnamelerini tescil etmekle de
yükümlüydü.


#79

SORU:

Devrim öncesi Fransa’da toplum kaç sınıfa
bölünmüştür?


CEVAP:

Devrim öncesi Fransa’da toplum Soylular, Dua
edenler (kilise mensupları) ve üçüncü tabaka olarak üç
sınıfa bölünmüştür.


#80

SORU:

Soylular kimlerdir?


CEVAP:

Soyluluk irsi idi. Soylu bir aileden dünyaya gelen
soylu sayılıyordu. Kral zaman zaman parayla soyluluk
unvanı da verebiliyordu. Gücünü topraktan alan soylular
adeta devletin sahipleriydi. Bunlar nüfusun % 2’sini
oluşturuyorlardı. Toplumun en gözde ve en imtiyazlı
kesimleri bunlardı. Devletin çeşitli sivil ve askeri üst
görevlerinin yanı sıra toprakların da % 25’i bunların
elinde idi. Köylüleri çalıştırır, gelirlerin büyük kısmını
bunlar alırdı. Vergi bağışıklıkları vardı. Merkezden
çevreye doğru gidildikçe soylular arasında da yaşam
koşulları ağırlaşıyor, sistemden şikâyet edenlerin arttığı
dikkati çekiyordu.


#81

SORU:

Dua edenler kimlerdir?


CEVAP:

Dua edenler ise kilise mensuplarıydı. Nüfusun
%1’ini oluşturan bu kesim toprağın da %10’unu ellerinde
bulunduruyorlardı. Bunlar da devletin sahipleri olarak
görülüyorlardı. O nedenle de ayrıcalıklara sahiplerdi.
Vergi vermiyorlardı. Sayıları yaklaşık 130.000’i bulan bu
kesim içinde de merkezden taşraya doğru gidildikçe refah
seviyesinin düştüğü bu nedenle de sisteme karşı tepkili
oldukları görülüyordu.


#82

SORU:

Üçüncü tabaka insanlar kimlerdir?


CEVAP:

Üçüncü tabaka toplumun % 97’sini oluşturan ve
içinde büyük çelişkiler yaşanan bir kesimi kapsıyordu.
Bunların içinde köylüler, emek gücünden başka bir şeyi
olmayan işçiler, küçük bir atölyesi bulunan zanaatkârlar,
ustalar, çıraklar, öğretmenler, avukatlar, doktorlar,
fabrikatörler, tüccarlar vb gibi üretim ve hizmet sektörünü
elinde tutan kesimler yer alıyordu. Üçüncü tabaka insanlar
üretiyor, vergisini veriyor, fakat verginin nereye, niçin ve
nasıl harcandığını soramıyordu. Ekonomik açıdan
güçlenen bu kesim zamanla eğitimin de gelişmesiyle bilinçlendi. Aydınlanma felsefecilerinin ortaya attığı
düşüncelerden de etkilendiler. ‘Yöneticiler yönetme
yetkisini görünmez güçlerden değil yönettiği halktan
almalıdır’ düşüncesi bu kesim üzerinde etkili oldu ve
onları ihtilale hazırladı.


#83

SORU:

Fransa’da ihtilal nasıl başlamıştır?


CEVAP:

Yöneticiler kötü giden ülke durumundan
kurtarabilmek için vergi eşitliğine dayanan reform
yapılması gündeme getirildi. Ancak soylular buna karşı
çıktılar ve vergi eşitliğine dayanan reformcuların
görevlerinden alınmasını sağladılar. Kral mali sorunların
çözülmesi için Etats Generaux’u toplamayı kararlaştırdı.
Ne var ki bu aşamada ciddi sorunlar ortaya çıktı. Soylular
ve din adamları eskiden olduğu gibi sınıf esasına göre
oylamanın yapılmasını istiyorlardı. Üçüncü tabaka
temsilcileri eşitlik yanlısı idiler. Yaptıkları tartışmalarda
kendilerinin ulusun çoğunluğunu temsil ettikleri sonucuna
vardılar ve kendilerini Ulusal Meclis olarak adlandırdılar.
Ulusal Meclis üyeleri bir anayasa yapmaya karar verdiler.
Kral, 23 Haziran’da meclise gelerek yapılan işlemleri iptal
ettiğini ve dağılmalarını istedi. 9 Temmuz’da Ulusal
Meclis kendini “Kurucu Meclis” olarak ilân etti. Kral ve
soylular zorla meclisi dağıtmaya yöneldiler, Paris’e asker
getirdiler. Bunun üzerine halk ayaklandı ve 14
Temmuz’da monarşinin simgesi olan Bastil tutukevini
basarak tutukluları serbest bıraktılar. Böylece ihtilâli
başlattılar. Paris’in yönetimini ele aldılar.


#84

SORU:

İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesinin içeriğinde
neler vardır?


CEVAP:

Beyannameye göre; İnsanlar, özgür ve hukuk
bakımından eşit doğarlar. Özgürlük başkalarına zarar
vermeyen her şeyi yapabilmektir. Yasa önünde tüm
yurttaşlar eşittir. Yasanın gösterdiği durumlar dışında
kimse tutuklanamaz, gözaltına alınamaz. Her insan suçlu
olduğu bildirilinceye kadar suçsuzdur. Hiç kimse dinsel
nitelikte bile olsa kanılarından dolayı rahatsız edilemez.
Düşünce ve kanıların özgürce açığa vurulması insanın en
değerli haklarından biridir. Her yurttaş serbestçe
konuşabilir, yazabilir, düşünebilir. Devletin amacı insanın
doğal haklarını korumaktır. Bunlar da özgürlük, güvenlik,
mülkiyet, zulme karşı direnmedir. Halktan gelmeyen bir
otorite ile hiçbir kimse donatılamaz. Kamu gücünün
sürdürülebilmesi ve giderlerinin karşılanabilmesi için
vergi gereklidir. Vergi yurttaşların zenginlik oranına göre
bölüşülmelidir. Toplum devlet görevlilerine yaptıkları işin
hesabını sorma hakkına sahiptir. Mülkiyet hakkı
dokunulmaz ve kutsaldır.


#85

SORU:

Fransa’nın ilk anayasası nasıl şekillenmiştir?


CEVAP:

Kurucu Meclis bu bildiriden sonra da
çalışmalarını sürdürdü ve Fransa’nın ilk anayasasını yaptı.
Yasama ve yürütme arasında katı bir kuvvetler ayrılığını
öngören bu anayasaya göre egemenlik tektir, bölünemez,
devredilemez, zaman aşımı ile kaybedilemez. Egemenlik
ulusa aittir. Bütün iktidarlar milletten doğar. Kanundan
daha üstün bir otorite yoktur. Kral ancak kanunla
hükümdarlık yapar.


#86

SORU:

Fransa’da ilk kurulan anayasadaki yasama meclisi
nasıldır?


CEVAP:

Yasama yetkisi 750 kişiden oluşan tek meclise
aittir. Yasama meclisi iki dereceli bir seçimle oluşacaktır.
Seçmen olabilmek için devlete üç yevmiye tutarında vergi
ödemek, 25 yaşını doldurmuş olmak, bir yerde 1 yıldan
beri oturuyor olmakgerekmektedir. İkinci
seçmenolabilmek için ödenecek vergi miktarı bir hayli
yüksektir. Oy kullanma hakkına sahip olanlar aktif, oy
kullanma hakkı olmayanlar pasif yurttaşlar olarak
adlandırılmıştır.


#87

SORU:

Fransa’da ilk kurulan anayasadaki yürütme meclisi
nasıldır?


CEVAP:

Yürütme görevi ise “Fransızların kralına”
bırakılmıştır. Kral bu görevini meclis dışından seçtiği
kişilerle yapacaktır. Hükümet üyeleri Anayasaya ve ulusal
güvenliğe karşı suç işlerlerse Ulusal Yüksek Mahkeme’de
yargılanacaklardır. Hükümet üyelerinin cezai
sorumlulukları vardır ama siyasal sorumlulukları yoktur.
Kral, meclisin çıkardığı Anayasa ve mali yasalar dışındaki
yasaları veto etme hakkına sahiptir. Krala meclisi
feshetme yetkisi tanınmamıştır.


#88

SORU:

Fransa’da ilk kurulan anayasadaki yargı meclisi
nasıldır?


CEVAP:

Yargı halk tarafından seçilecek yargıçlara
bırakılmıştır. 1791 Anayasası ile her ne kadar egemenliğin
millete ait olduğu vurgulanmış ise de monarşi ortadan
kaldırılamamış, meşruti bir düzen oluşturulmuştur.


#89

SORU:

Cumhuriyetin ilanı nasıl olmuştur?


CEVAP:

İki dereceli bir seçimle oluşan ve Ulusal
Konvansion adı verilen yeni meclis 20 Eylül 1792’de
toplandı. 21 Eylül’de krallığı kaldırarak Cumhuriyeti ilân
etti.24 Haziran 1794’te Ulusal Konvansiyon’un hazırladığı
anayasa kabul edildi.


#90

SORU:

Direktuvar heyeti nedir?


CEVAP:

Yeni anayasaya göre yürütme yetkisi Direktuvar
(Directoire) adı verilen 5 kişilik bir heyete bırakılmıştı.
Yasama yetkisi ise biri 150 kişiden oluşan “İhtiyarlar”,
diğeri 500 kişiden oluşan “Beş Yüzler” adı verilen iki
meclise verildi. Bu meclislerin üyelerinin 2/3 ü
Konvansiyon Meclisi üyeleri arasından seçilecekti.


#91

SORU:

Direktuvar yönetimi nasıl yıkılmıştır?


CEVAP:

Meclis, Ekim 1795’te göreve başladı. Ancak iç
karışıklıklar, ekonomik sıkıntılar giderilemedi. Devlet
borçlarında indirime gidildi. Vergiler artırıldı. Ne var ki
bu durumdan kralcılar yararlanmaya kalkınca bir darbe
yapılarak iki Direktuvar görevden alındı ve bazı meclis
üyeleriyle birlikte sürgüne gönderildi. Başta Sieyes olmak
üzere bazı kişiler Direktuvar yönetimine karşı çıkıyorlardı.
Nitekim Napolyon, Sieyes ve Ducos bir araya gelerek
Kasım 1799’da bir darbe yaptılar ve Direktuvar idaresini
yıktılar.


#92

SORU:

Konsüllük yönetimi nasıldır?


CEVAP:

Konsüllük yönetimine göre; yasama görevi;
Senato, Tiribunat Meclisi ve Yasama Meclisi olmak üzere
üç meclise veriliyordu. Yürütme yetkisi ise Konsüllerde
idi.


#93

SORU:

Krallığa dönüş nasıl olmuştur?


CEVAP:

Napolyon birinci konsül seçilmişti. Yeni yönetim
gerek iç güvenliğin sağlanmasında gerekse ekonominin
düzeltilmesinde başarılar sağladı. Yeni bir medeni kanun
uygulamaya konuldu. Napolyon, 4 Ağustos 1802’de
ölünceye kadar konsül seçildi. 18 Mayıs 1804’te
konsüllük imparatorluğa çevrildi. Napolyon, I. Napolyon
unvanını aldı. Savaşların iyi gitmemesi Napolyon’un Elbe
adasına sürülmesi üzeri-ne Fransa’da yeniden krallığa
dönüldü.


#94

SORU:

Fransa’da monarşiye dönüş nasıl olmuştur?


CEVAP:

XVIII. Louis ölünce yerine devrim karşıtı kardeşi
X. Charles geçti. Louis’in dengeli politikasını bir kenara
iterek mutlak monarşiyi yeniden inşa etmeye kalktı.1830
Meclisi açıldığında çoğunluğu ellerinde tutan liberaller,
özgürlüklerin kısıtlanmasına tepki gösterdiler. Bunun
üzerine kral meclisi feshetti.Paris Belediyesi’nde geçici bir
hükümet kuruldu ve Ducd’Orleans (Louis Philipp) kral
olarak seçildi.


#95

SORU:

Birinci cumhuriyet dönemindeki yönetim anlayışı
genel itibari ile nasıldı?


CEVAP:

Birinci Cumhuriyet Dönemi’nde Fransa’da
anayasal düzen benimsenmiştir. Devleti yöneteceklerin
anayasal sınırlar içinde kalması kabul edilmiştir.
Bireylerin hakları ve özgürlükleri anayasa ile güvence
altına alınmıştır. Ulus egemenliği ilkesi
yerleşmişti.Yasama ve yürütme ilişkisi tam yerine
oturmamıştı.Ancak gidişatın parlamenter sisteme doğru
olduğu dikkati çekiyordu.


#96

SORU:

96. İkinci cumhuriyet dönemi siyasal yapısı nasıl
şekillenmiştir?


CEVAP:

İkinci cumhuriyet döneminde çok geçmeden
kralın uygulamalarından memnun olmayanların sayısı
giderek arttı. Kişi özgürlüklerinin kısıtlanmasına karşı
çıkan liberaller ve sosyalistler güç birliğine gittiler.Bunlar
seçim kanununun değiştirilerek oy verecek kitlenin
genişletilmesini istiyorlardı. Kral tahtı bırakmak zorunda
kaldı. Fransa’da ikinci kez cumhuriyet ilân
edildi.Hazırlanan Anayasa 12 Kasım 1848’de kabul edildi.
Buna göre egemenliğin ulusta olduğu, hiçbir kimsenin
hiçbir topluluğun ulustan gelmeyen bir yetkiyi
kullanamayacağı vurgulandı.10 Aralık 1848’de
Napolyon’un yeğeni Louis Napolyon ezici bir çoğunlukla
(kullanılan oyların %73’ünü alarak) cumhurbaşkanı
seçildi.Cumhurbaşkanı imparator olmak istiyordu. 2
Aralık 1851’de bir darbe yaparak halktan yeni bir anayasa
yapma yetkisi istedi. Bunun için halkın oyuna başvurdu.
7.800.000 kişi Napolyon’un imparator olması için oy
kullandı. O da 2 Aralık 1852’de, III. Napolyon olarak
imparatorluğunu ilân etti. Böylece Fransa’da yeniden
geriye dönüş süreci başlamış oldu. III. Napolyon
döneminde birçok olumsuzluk yaşandı. Bu olumsuzluklar
imparatorun giderek saygınlığını yitirmesine neden
oldu.Fransız halkı Meclisi basarak imparatoru tahtan
indirdi ve III. Cumhuriyeti ilân etti (4 Eylül 1870).


#97

SORU:

Üçüncü cumhuriyet dönemi siyasal yapısı nasıl
şekillenmiştir?


CEVAP:

Fransa’nın Almanya tarafından yenilgiye
uğratılması güçlü sanılan imparatorluğun da yıkılmasına
yol açtı.Paris’in düşmesinden kısa bir süre sonra (11 gün
sonra) seçimler yapıldı ve yeni bir meclis
oluşturuldu.Ilımlı monarşistlerle cumhuriyetçiler anlaşarak
1875 Anayasasını yaptılar.Yasama organı Senato ve
Milletvekilleri Meclisi’nden oluşacaktı.Yürütmenin
başında cumhurbaşkanı olacaktı.1875 anayasasına göre
parlamento iki meclisli olacaktı, cumhurbaşkanının
yetkileri sembolik olacaktı.


#98

SORU:

Dördüncü ve beşinci cumhuriyet dönemi siyasal yapısı
nasıl şekillenmiştir?


CEVAP:

İkinci Dünya Savaşı başladıktan sonra Fransız
orduları Alman orduları karşısında duramadı. 9
Temmuz’da Wichy’de toplanan meclis Mareşal Petain’e
anayasa yapma yetkisi verdi. Petain’e yasama, yürütme
ve kısmen de yargı yetkisini ele geçirdi.Halk 27 Ekim
1946’da bu anayasayı kabul etti. Ancak bu anayasa da
1958’e kadar yürürlükte kalabildi. 13 Mayıs 1958’de
Cezayir’de başlayan isyan 4. Cumhuriyetin sonu oldu.1
Haziran 1958’de parlamento General de Gaulle’eyi
hükümet başkanlığına getirdi ve Ona yeni bir anayasa
yapma yetkisi verdi. Hazırlanan Anayasa 28 Eylül
1958’de halk oylamasına sunuldu. Halkın %80’i kabul
oyu verdi. Böylece Fransa’da 5.Cumhuriyet dönemi
başladı.


#99

SORU:

İnsanları diğer canlı türlerinden ayıran en önemli özellik hangisidir?


CEVAP:

İnsanları diğer canlı türlerinden ayıran en önemli özellik aklını ve dilini kullanarak toplu halde yaşamalarıdır.


#100

SORU:

İlk kez devlet kavramı nerede görülmüştür?


CEVAP:

Mezopotamya’da MÖ. 4 binlerde görülen devlet, kısa sürede diğer coğrafyalara da yayılmıştır.


#101

SORU:

Bir toplumun devlet haline gelebilmesi için hangi üç unsuru gerçekleştirmesi gerekir?


CEVAP:

Sınırları belirlenmiş bir alan, bu alan üzerinde birlikte yaşamayı benimsemiş bir halk ve bu alandaki insanları yönetecek, savunacak, onların güvenliğini sağlayacak, birlikte yaşamanın kurallarını koyacak, kendine denk bir güç tanımayacak, emretme yetkisine sahip üstün güç yani egemenlik. Egemenliğe sahip olmayan toplumların devletliğinden söz edilemez.


#102

SORU:

Devletin Yönetim biçimleri irdelenirken ilk neye bakılır?


CEVAP:

Egemenlik.


#103

SORU:

Monarşi, Oligarşi ve Demokrasi'yi kısaca tanımlayınız?


CEVAP:

Egemenlik tek kişinin elinde ise bu toplumlarda Monarşi vardır. Egemenlik bir azınlık grubun elinde ise buralarda Oligarşi vardır. Egemenlik halka ait ise buralarda da Demokrasi vardır.


#104

SORU:

Demokrasi kavramı ilk olarak kim tarafından kullanılmıştır?


CEVAP:

Demokrasi kavramı; MÖ.5.yüzyılda Yunan tarihçisi Herodot tarafından kullanılmıştır.


#105

SORU:

Ünlü bir Filozof olan Aristotales hakkında kısa bigi veriniz?


CEVAP:

MÖ. 4. yüzyılda yaşamış Antik Yunan filozofudur. Platonun öğrencisidir. Batı düşüncesinin en önemli filozoflarındandır. Fizik, gökbilim, mantık, siyaset, biyoloji, zooloji ve felsefe gibi pek çok konuda eser vermiştir.


#106

SORU:

İlk çağ Demokrasisini yansıtan yer neresidir ve burdaki kurumların çalışma şekilleri hakkında kısaca bigi veriniz?


CEVAP:

a- Yasama Meclisi: Atina’da yetişkin her erkek Halk meclisinin(Ekklesia) üyesi idi. Bunların sayısı da 30 ile 40 bin arasındaydı. Ancak toplantılara katılanların daha az sayıda olduğu düşünülmektedir. Toplantılar sabah şafak vaktinde başlar ve akşama kadar sürerdi. Oylama el kaldırma yoluyla yapılırdı. Toplantıya katılanlara Aristotales; MÖ. 4. yüzyılda yaşamış Antik Yunan filozofudur. Platonun öğrencisidir. Batı düşüncesinin en önemli filozoflarındandır. Fizik, gökbilim, mantık, siyaset, biyoloji, zooloji ve felsefe gibi pek çok konuda eser vermiştir. 1 1. Ünite - Demokrasi: Anlamı, Tarihsel Gelişimi ve Uygulanma Biçimleri 5 yarım günlük yevmiye ödenirdi. Meclisin gündemini Beş Yüzler Konseyi adı verilen yürütme organı yapardı. Yürütme organı meclisin gündemini belirler; toplantı gününden önce açıklar, toplantıya başkanlık edecekleri saptardı. Yöneticileri seçmek, dış politikayı belirlemeye yönelik kararlar almak kimi siyasal davalara bakmak meclisin görevleri arasındaydı. Yasa yapma ve yargılama işi giderek sayısı azalan yurttaşlardan oluşan gruplara verildi. Böylece maliyet azaltılmış oldu. b- Yürütme: Beş Yüzler Konseyi: Bu konsey Atina’yı oluşturan 10 kabile ve 139 yerel birimi temsil edecek şekilde yapılandırılmıştı. Her kabileden kura ile seçilen 50 kişi bir yıllığına Beş Yüzler Konseyi’nde kabilesini temsil ediyordu. Konsey üyelerine toplantı başına para ödenirdi. Konsey haftanın her günü toplanırdı. Bunlar içlerinden bir kişiyi 24 saat görev yapmak üzere seçerlerdi. Sitenin mührü, hazinenin, kutsal mekânların, resmi belgelerin saklandığı yerlerin anahtarı onda olurdu. Ayrıca diğer ülke temsilcilerini de kabul ederdi. c- Yargı: Atina’da yargı işlevi yurttaşlarca seçilen jüri üyelerince yerine getirilirdi. Jüri üyeleri her yılın başında kura ile belirlenirdi. Her kabileden eşit jüri üyesi alınırdı. Jüri üyesi olabilmek için; yurttaş haklarına sahip olmak, mali sorumluluklarını yerine getirmiş bulunmak ve 30 yaşından büyük olmak gerekiyordu. Halk jürileri yılda 200 kez toplanıyordu. Jüri üyelerinin sayıları ise davanın konusuna göre değişiyordu. Örneğin; değeri 1000 drahmi altında bulunan hukuk davaları 201, daha yukarı olanlar ise 401, 501 kişilik jürilerde görüşülürdü. Büyük siyasi davalara ise daha çok kişiden oluşan jüriler bakıyordu. Yargılama bir günde bitirilirdi. Kamu davaları; suçlayanların iddiaları, suçlanan kişinin yanıtları ve jürinin kararı gibi üç kısımdan oluşurdu.


#107

SORU:

Halk kendisini temsil edeceklerin yerine karar verirken nasıl bir yol izler bilg veriniz?


CEVAP:

“Halk Oylaması (Referandum)”, “Halk Vetosu” ve “Halk Girişimi” gibi çeşitli adlar altında yapmaktadır.


#108

SORU:

Klasik Demokrasinin Uygulama Biçimlerinden olan Parlamenter Sistem Hakkında bilgi veriniz?


CEVAP:

Parlamenter sistemin belirgin özelliği ulusal iradenin temsil edildiği yer olan ve seçimle oluşan parlamentoya karşı yürütme gücünü oluşturan hükümetin sorumlu olmasıdır. Ayrıca yasama ve yürütme güçleri arasında uyumlu esnek bir güç dağılımının bulunmasıdır. Bu sistemde yürütme iki başlıdır. Bir kısmını kral, cumhurbaşkanı vb. adlarla anılan devlet başkanı, diğer bölümünü de başbakanın şahsında simgeleşen hükümet oluşturur. Devlet başkanı sorumsuz, hükümet ise parlamentoya karşı sorumludur. Devlet başkanı devletin birliğini simgeler, o nedenle de uzlaştırıcı ve yönlendiricidir. Devlet başkanının, hükümetin yaptıklarından dolayı siyasal sorumluluğu yoktur. Sorumluluk açısında monarşik devletlerdeki kralın sorumsuzluğu ile Cumhuriyet yönetimlerindeki Cumhurbaşkanının sorumsuzluğu aynı değildir. Kralın sorumsuzluğu tarihi geleneklerden beslenir ve gerek cezai gerekse siyasi sorumsuzluğu daha geniştir. Cumhurbaşkanının ki ise dardır. Onun siyasi sorumluluğu yoktur, cezai sorumluluğu vardır. Devlet başkanının çıkardığı kararları ilgili hükümet üyesinin imzalaması şarttır. Parlamenter sistemde hükümet meclise karşı sorumludur. Bu sorumluluk siyasal sorumluluktur. Parlamentonun güvenini yitiren hükümet görevini bırakmak zorundadır. Önceleri sadece devlet başkanına karşı bir sorumluluk oluşmuş iken parlamentoların güçlenmesiyle bu sorumluluk parlamentoya karşı olmuştur. Hükümet üyeleri tek tek olduğu gibi ortaklaşa olarak da sorumludurlar. Bu sadece kuruluş sırasındaki bir sorumluluk değildir. Görevde iken de zaman zaman meclisin onayına başvurabilir. Meclis güvenini, güvenoyu vererek gösterir. Parlamenter sistemde devlet başkanı hükümeti kurmaz. Hükümeti kuracak kişiyi, yani başbakanı atar


#109

SORU:

Klasik Demokrasinin ana unsurlarından olan Nispi Temsil hakkında bilgi veriniz?


CEVAP:

Nispi Temsil: (oransal temsil) Bu sistemde partiler oyları oranınca milletvekili çıkarırlar. Nispi temsil sistemi ile değişik fikir ve siyasi görüşler parlamentoya girer. Azınlıkların meclislerde temsili ancak bu sistemle mümkün olur. Bu sistemle ülkedeki parti sayıları çoğalır.


#110

SORU:

''Yurttaşı, ortak benliği, halkı ve devleti yaratan bir “Toplum Sözleşmesi”nin var olduğunu, toplumdaki her bireyin bu sözleşmeye katılması gerektiğini, devletin iktidara değil, halka ait olduğunu savunmuştur.'' Bu fikri ortaya atan Yazar kimdir?


CEVAP:

Jean-Jacques Rousseau (1712-1778); Fransız yazar ve düşünür.


#111

SORU:

İngilterede Kraliyet Meclisini kimlerden oluşmaktaydı ve en önemli amacı neydi?


CEVAP:

İngiltere’de Kraliyet Meclisi (Magnum Concilium) Feodal beylerin ve kilise mensuplarının temsilcilerinde oluşuyordu. Zamanla ve kentlerin gelişimine paralel olarak bu mecliste şehir temsilcileri ile az çok özerk olan yerel yönetim birimlerinin temsilcilerine de yer verilmeye başlandı. Böylece vergi konusunda alınan kararların toplumun her kesimine daha kolay yayılabileceği düşünüldü. Bu meclis 1265’den sonra parlamento (parliament) olarak anılmaya başlandı. 1295’te İngiltere’de 400 kişiden oluşan bir parlamento ortaya çıktı.


#112

SORU:

• Yargıç kararı olmadan kişiler tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, öldürülmeyecekti.

• Suç işleyenler kısa sürede yargıç karşısına çıkarılacak,

• Suçlular, işledikleri suça göre tutuksuz yargılanabilecek ya da kefaletle serbest bırakılabilecekti.

Bu maddelerin oluşturulmasında Kral II. Charles hangi hakların korunmasını istemiştir?


CEVAP:

Kişi Dokunulmazlığının Güvence Altına Alınması.


#113

SORU:

İngilterede Erkekler 21 yaşını,Kadınlar ise 24 yaşını doldurup oy kullanabilme hakkı ne zaman verilmiştir? 


CEVAP:

Birinci Dünya Savaşı sonrası 1928


#114

SORU:

İngilterede feodal sisteme son verildikten sonra 26 Ağustos 1789’da da İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi’ni yayınlayarak çağdaş demokrasinin dayanakları nasıl ortaya konulmuştur,Açıklayınız?


CEVAP:

Beyannameye göre; İnsanlar, özgür ve hukuk bakımından eşit doğarlar. Özgürlük başkalarına zarar vermeyen her şeyi yapabilmektir. Özgürlüğün sınırlarını yasalar belirler, yasa, toplum için zararlı olan hareketleri yasaklar. Yasa genel iradenin açıklanmasıdır. Yasanın yapılmasına her yurttaş ya kendisinin ya da temsilcisinin katılma hakkı vardır. Yasa önünde tüm yurttaşlar eşittir. Yasanın gösterdiği durumlar dışında kimse tutuklanamaz, gözaltına alınamaz. Her insan suçlu olduğu bildirilinceye kadar suçsuzdur. Hiç kimse dinsel nitelikte bile olsa kanılarından dolayı rahatsız edilemez. Bu kanılar kamu düzenini bozucu olamaz. Düşünce ve kanıların özgürce açığa vurulması insanın en değerli haklarından biridir. Her yurttaş serbestçe konuşabilir, yazabilir, düşünebilir. Devletin amacı insanın doğal haklarını korumaktır. Bunlar da özgürlük, güvenlik, mülkiyet, zulme karşı direnmedir. Halktan gelmeyen bir otorite ile hiçbir kimse donatılamaz. İnsanın ve yurttaş haklarının korunması için bir kamu gücüne ihtiyaç vardır. Bu güç özel amaçlar için kullanılamaz. Kamu gücünün sürdürülebilmesi ve giderlerinin karşılanabilmesi için vergi gereklidir. Vergi yurttaşların zenginlik oranına göre bölüşülmelidir. Toplum devlet görevlilerine yaptıkları işin hesabını sorma hakkına sahiptir. Mülkiyet hakkı dokunulmaz ve kutsaldır.


#115

SORU:

İngilterede Yasama yetkisi kime verilmiştir?


CEVAP:

Yasama yetkisi 750 kişiden oluşan tek meclise aittir.


#116

SORU:

İngilterede Yasama meclisi seçimi nasıl yapılmaktadır?


CEVAP:

Yasama meclisi iki dereceli bir seçimle oluşacaktır. Seçmen olabilmek için devlete üç yevmiye tutarında vergi ödemek, 25 yaşını doldurmuş olmak, bir yerde 1 yıldan beri oturuyor olmak gerekmektedir. İkinci seçmen olabilmek için ödenecek vergi miktarı bir hayli yüksektir. Oy kullanma hakkına sahip olanlar aktif, oy kullanma hakkı olmayanlar pasif yurttaşlar olarak adlandırılmıştır.


#117

SORU:

Fransız İhtilali’nin en önemli isimlerinden biri olan Avukat ve politikacı kişi kimdir?


CEVAP:

Georges Jacques Danton; (1759-1794)


#118

SORU:

fransız ihtilanlinin liderlerinden olan Demokrasiyi ve genel oy ilkesini ısrarla savunan hukukçu ve politikacı kimdir?


CEVAP:

Maximilien Robespierre; (1758-1794),