VETERİNER LABORATUVAR TEKNİKLERİ VE PRENSİPLERİ Dersi TEMEL LABORATUVAR ALETLERİ soru cevapları:

Toplam 71 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Laboratuvarda kullanılan malzemelerin çoğunluğunun camdan yapılmış olması camın hangi özelliklerindendir?


CEVAP: Laboratuvarda kullanılan malzemelerin çoğu camdan yapılmıştır. Cam, inert ve genellikle bütün kimyasal maddelere karşı dirençli ve ısıya dayanıklıdır. Cam düşük yoğunluğa sahip olduğundan hafiftir. Şeffaf olduğundan çalışırken renk değişimleri, hacim gibi özellikler rahatlıkla görülebilir. Diğer malzemelere göre oldukça ucuz ve temizlenmesi kolaydır.

#2

SORU: Prex ismiyle de bilinen cam hangisidir, bu camın özelliği nedir?


CEVAP: Borosilikat cam, pyrex isimle bilinir. Sert bir camdır.

#3

SORU: Kullanımı sınırlı olan kuartz camının özellikleri nelerdir?


CEVAP: Kuartz cam gerek ısıya dayanıklılık ve gerekse genişleme katsayısının çok düşük olması bakımından diğer cam çeşitlerinden daha üstündür. Ancak, pahalı olması ve işlenmesindeki zorluklar nedeniyle kullanımı sınırlıdır.

#4

SORU: Çöktürme gerekli olan işlemlerde hangi tüpler kullanılır, özellikleri nelerdir?


CEVAP: Çöktürme gerekli olan işlemlerde santrifüj tüpleri kullanılır. Kullanım amacına göre şekil ve büyüklükleri farklıdır. Santrifüj tüplerinin dip kısımları koniktir ve santrifüj işlemi sırasındaki basınca karşı dayanıklı tüplerdir.

#5

SORU: Laboratuar bageti nedir?


CEVAP: Bagetler, farklı ebatlarda iki ucu bek alevinde kütleştirilmiş cam çubuklardır. Reaksiyon karışımlarını veya deney tüplerine konulan çözeltileri karıştırmak amacıyla kullanılır.

#6

SORU: Damlalık nedir, laboratuarda ne amaçla kullanılır?


CEVAP: Damlalıklar, sıvı damlatmak veya sıvı aktarmak amacıyla farklı ebatlarda cam veya plastikten yapılmış malzemedir. Sıvı, damlalık başlığı yardımıyla çekilir.

#7

SORU: Uzun laboratuar damlalığına ne ad verilir?


CEVAP: Pasteur pipeti.

#8

SORU: Laboratuar hunilerinin çeşitleri özellikleri ve kullanım amaçları nelerdir?


CEVAP: Huniler, katı ile sıvının birbirinden ayrılması amacıyla süzme işleminde ve bir sıvı veya katının başka bir kaba aktarılmasında kullanılır. Cam veya plastikten yapılmış malzemedir. Basit süzme işleminde akış borusu kesik huni kullanılır. Vakumla yapılacak süzme işleminde ise Nuçe hunisi ve erleni kullanılır. Nuçe hunisi cam veya porselenden yapılmış, tabanı delikli olan hunidir. Cam süzgeci olan huniler ise derişik asit veya baz gibi süzgeç kağıdıyla reaksiyona girebilecek çözeltilerin süzülmesinde kullanılır. Devam eden bir reaksiyona reaktif damlatılmasında, iki fazın ayrılmasında, ayırma ve damlatma hunileri kullanılır. Bunlar musluklu olup ekstraksiyon işleminde de kullanılır. Süzme işleminde çökeleğin iriliğine göre süzgeç kağıtlarından biri kullanılır.Süzgeç kağıtları özel olarak yapılmış olup çeşitli gözenek büyüklüğündedirler. Erlenler ve beherler, değişik ebatlarda camdan yada polisitrenden yapılmış malzemelerdir. Çöktürme, titrasyon, buharlaştırma ve süzme gibi işlemlerde kullanılırlar.

#9

SORU: Nuçe hunisi nedir?


CEVAP: Vakumla yapılacak süzme işleminde ise Nuçe hunisi ve erleni kullanılır (Resim 3.4). Nuçe hunisi cam veya porselenden yapılmış, tabanı delikli olan hunidir.

#10

SORU: Süzgeç kağıdının amacı ve özelliği nedir?


CEVAP: Süzme işleminde çökeleğin iriliğine göre süzgeç kağıtlarından biri kullanılır.Süzgeç kağıtları özel olarak yapılmış olup çeşitli gözenek büyüklüğündedirler.

#11

SORU: Erlenlerin ve beherlerin kullanım amaçları nelerdir?


CEVAP: Erlenler ve beherler, değişik ebatlarda camdan yada polisitrenden yapılmış malzemelerdir. Çöktürme, titrasyon, buharlaştırma ve süzme gibi işlemlerde kullanılırlar.

#12

SORU: Desikatör nedir, kullanım amaçları nelerdir? Nasıl kullanılır?


CEVAP: Desikatörler içindeki havanın kuruluğu kurutucu adı verilen maddelerle sağlanır. Bunlar nem çekici maddelerdir. En çok kullanılan kurutucular, azalan nem çekicilik eğilimine göre sırasıyla, susuz kalsiyum klorür, silikajel, magnezyumperklorat trihidrat, susuz kalsiyum sülfattır. Desikatörler, normal desikatör ve vakumlu desikatör olmak üzere iki çeşittir. Kapağında vakum musluğu bulunan pompa yardımıyla da havası boşaltılan desikatör vakum desikatörüdür. Bu desikatörle normal desikatöre oranla daha verimli bir kurutma yapılır. Vakum uygulamak ve vakum boşaltmak için musluğu açarken çok dikkatli olmalıdır. Desikatördeki nemsiz kuru ortamın sürekliliğini sağlamak için nem çekici maddenin belirli aralıklarla değiştirilmesi gereklidir. Bu amaçla, yeni ve taze bir nem çekici ilave edilir veya kullanılan nem çekici ısıtılarak nemi uzaklaştırılır. Desikatörler, kuru bir atmosfer sağlayan kapalı kaplardır. Dış atmosfer şartlarından etkilenen kimyasal madde veya kurutucular burada saklanır. Desikatörler kimyasal madde veya gereçleri kurutmak amacıyla değil daha çok onların kuruluğunu korumak amacıyla kullanılır. Desikatörde, kurutucunun konduğu bölmenin üzerinde gözenekli porselen altlık bulunur. Nemden korunacak maddeler altlık üzerine konur. Kapağın rahatlıkla açılıp kapanmasını sağlamak amacıyla çevresine az miktarda vazelin sürülür. Desikatör içindeki havanın nemden arındırılması, en kuvvetli kurutucunun kullanılması halinde bile belirli bir zamanı (2-3 saat) gerektirir. Desikatörün işlevini yerine getirebilmesi için kullanım sırasında kapağının kapalı olması, kullanım sonunda madde alındıktan sonra hemen kapatılması, ıslak ve çok sıcak malzemelerin desikatöre konulmaması gerekir. Desikatöre konulacak madde veya malzeme önceden dışarıda 60°C’ye kadar soğutulur ve daha sonra desikatöre konulur. Katıların kurutulması, etüvde erime noktasının 10-20°C altındaki sıcaklığa kadar ısıtılarak da yapılabilir. Fakat bu yöntem katının ısı etkisiyle bozunmasına neden olabileceğinden desikatörde kurutma daha güvenlidir.

#13

SORU: Desikatörler içindeki havanın kuruluğu kurutucu adı verilen maddelerle sağlanır. Bunlar nem çekici maddelerdir. En çok kullanılan kurutucular, azalan nem çekicilik eğilimine göre sırasıyla yazınız.


CEVAP: Susuz kalsiyum klorür, silikajel, magnezyumperklorat trihidrat, susuz kalsiyum sülfattır.

#14

SORU: Desikatör çeşitleri nelerdir? Özelliklerini yazınız.


CEVAP: Desikatörler, normal desikatör ve vakumlu desikatör olmak üzere iki çeşittir. Kapağında vakum musluğu bulunan pompa yardımıyla da havası boşaltılan desikatör vakum desikatörüdür. Bu desikatörle normal desikatöre oranla daha verimli bir kurutma yapılır. Vakum uygulamak ve vakum boşaltmak için musluğu açarken çok dikkatli olmalıdır. Desikatördeki nemsiz kuru ortamın sürekliliğini sağlamak için nem çekici maddenin belirli aralıklarla değiştirilmesi gereklidir. Bu amaçla, yeni ve taze bir nem çekici ilave edilir veya kullanılan nem çekici ısıtılarak nemi uzaklaştırılır.

#15

SORU: Ölçü kaplarının kullanım amaçları nelerdir?


CEVAP: Ölçü kapları sıvıların hacminin ölçülmesi amacıyla kullanılırlar.

#16

SORU: En çok kullanılan ölçü kapları hangileridir?


CEVAP: En çok kullanılan ölçü kapları mezür, ölçülü balonlar (Balon joje), pipet ve bürettir.

#17

SORU: Belirli hacimleri gösterseler de yaklaşık hacmi belirlediklerinden ve üzerlerinde hacim çizgisi bulunmadığından ölçü kabı olarak kullanılmayan materyaller hangileridir?


CEVAP: Balon, erlen, beher, şişe gibi cam kaplar belirli hacimleri gösterseler de yaklaşık hacmi belirlediklerinden ve üzerlerinde hacim çizgisi bulunmadığından ölçü kabı olarak kullanılmazlar.

#18

SORU: Ölçü kaplarının üzerlerinde yazılı hacmi doğru olarak ölçebilmesi için önceden ayarlanması gerekir. Bu ayarlama hangi materyallerde hangi esaslara uygun olarak yapılır?


CEVAP: Ayarlama, akıttığı hacim ve aldığı hacim olmak üzere iki farklı temele dayanır. Akıttığı hacim, ölçü kabı üzerindeki iki işaret çizgisi arasındaki hacim kadar çözeltinin aktığını belirtir. Pipetler ve büretler genellikle bu esasa dayanırlar. Aldığı hacim ise ölçü kabı üzerindeki çizgiye kadar çözelti doldurulduğunda kabın içindeki çözeltinin hacmini verir. Bu iki tür ayarlama arasındaki fark, birinin camın ıslatılması nedeniyle camda kalan çözeltiyi dikkate alması, ötekinin ise almamasıdır. Balon jojeler ve mezürler genellikle aldığı hacim esasına göre ayarlanırlar. Cam kapların ayarlanması genellikle su ile ve oda sıcaklığında yapılır.

#19

SORU: Mezür nedir?


CEVAP: Mezürler, 5 ml’den 1000 ml’ye kadar çeşitli hacimlerde olabilirler ve çok duyarlı hacimler için kullanılmazlar. Yaklaşık hacim ölçümleri için kullanılırlar.

#20

SORU: Balon joje nedir?


CEVAP: Balon jojeler, genellikle seyreltme veya belirli hacimde (10, 25, 50, 100, 250, 500 ve 1000 ml vb) çözelti hazırlama amacıyla kullanılırlar. Bunun için çözelti balon jojeye huni veya pipetle alınır. Daha sonra karıştırılarak seyreltilir. Dar boynundaki hacim çizgisine yaklaşıldığında eklemeye damla damla devam edilir.

#21

SORU: Belirli hacimdeki sıvının aktarılması amacıyla kullanılan özel cam borular olan pipetlerin kullanım şeklini ve çeşitlerini yazınız.


CEVAP: Kullanım amacına göre farklı tipte pipetler vardır. Pipet aktarılacak sıvıya daldırılır ve puvar yardımıyla sıvılar pipetin içine havası emilerek doldurulur (Resim 3.12). Daha sonra pipet göz hizasına kadar kaldırılır ve istenilen miktara yaklaşıncaya kadar sıvı damla damla boşaltılır. Sıvı yüzeyinde oluşan kavisin alt sınırı (renkli sıvılar için üst sınır) hacim çizgisine gelinceye kadar sıvının fazlası boşaltılır. Az miktardaki sıvıların aktarılması işaret parmağı yardımıyla yapılır. Sıvılar pipete üst kısmından ağızla emilerek çekilmemelidir. Dar ve musluksuz bürete benzeyen pipet normal pipet, ortasında geniş bir haznesi bulunan ölçeksiz pipetlere de bullu pipet adı verilir. Mikrolitre gibi çok küçük hacimlerin aktarılmasında mikropipet olarak bilinen mini pipetler kullanılır.

#22

SORU: Otomatik pipetlerin kullanımını yazınız.


CEVAP: Otomatik pipetler, küçük hacimdeki sıvıların transferinde kullanılır. Çeşitli ölçüde pipetler vardır, bazıları istenilen hacime göre ayarlanabilirken, bazıları da sabit hacimlidirler. Sadece tek kanallı otomatik pipetler yanında aynı anda, aynı miktarda sıvı aktarabilen çok kanallı otomatik pipetler de vardır. Otomatik pipetlerde sıvıyı içine alan tek kullanımlık belirli hacimli uçlar vardır. Otomatik pipet eğer 10 µl ve daha düşük hacimleri ölçüyorsa şeffaf (beyaz) uçlar kullanılır. 10-100 µl arasında sarı uç, 100-1000 µl arasında ise mavi uçlar kullanılır. Bazı otomatik pipetlerde küçük siyah bir butona basılarak baş kısım çevrilir ve pipetle çekilecek hacim ayarlanır. Eğer bir buton yoksa baş kısım çekilir sonra istenilen hacme ayarlanır. Otomatik pipetlerin, verilen hacim aralıklarının üzerine ayarlanması yapılmamalıdır. Otomatik pipetle sıvı transfer edilirken pipetin üst kısmındaki piston ilk kademeye kadar basılı haldeyken sıvıya daldırılır ve pistona uygulanan basınç yavaşça bırakılır. Bu işlemle sıvı pipet ucunun içine çekilmiş olur. Aktarılacak kabın bir kenarına uç değdirilerek tekrar pistona basılarak sıvı boşaltılır. Sıvı transfer işlemlerinde ilk kademede geçilerek ikinci kademeye kadar piston itilir. Bu itme ile pipet ucuna çekilen sıvının tamamı boşaltılmış olur. Bazı pipetlerde aynı pistonun ya da ikinci bir piston kullanılarak pipet ucu pipetten uzaklaştırılır.

#23

SORU: Büret nedir? Kullanımını anlatınız.


CEVAP: Büretler, bir ucu açık öteki ucu açıp kapama musluğu bulunan çeşitli hacimlerde (10, 25, 50, 100 ml vb) uzun cam borulardır. Büret, bir statife tutturulduktan sonra sol el ile musluk arkadan ilk üç parmakla tutulur. Musluk baş parmak ve işaret parmağı ile açılıp kapatılır. Sağ el ile çözeltinin akıtılacağı titrasyon kabı tutulur. Çözelti, bürete huni yardımıyla sıfır çizgisinin biraz üstüne kadar doldurulur. Daha sonra musluk alttan yavaşça açılarak sıvı yüzeyinde oluşan kavisin alt sınır çizgisine gelinceye kadar damla damla boşaltılır. Bu sırada musluk ile büretin ucu arasındaki kısımda hava boşluğunun kalmamasına dikkat edilmelidir. Eğer varsa büret hızla açılıp kapatılarak veya boşaltılıp 45° eğimle tekrar doldurularak bu hava giderilmelidir. Büret gibi silindirik yapılı kaplarda, sıvı seviyesinin okunmasında, sıvının renkli olup olmadığı önemlidir. Saydam sıvılırda çözelti yüzeyinden oluşan kavisin alt sınırı esas alınırken renkli sıvılarda bu kavis görülemediğinden üst seviye esas alınır. Hacim ölçümü yapılırken, gözün menisküsle aynı seviyede olmasına dikkat edilmelidir. Büret kullanılmaya başlanmadan önce deterjan ile iyice yıkanmalı, su akıtıldığında içinde su damlacıkları bırakılmamalıdır. Eğer büret, musluk kısmından akıtıyorsa musluğa vazelin sürülmelidir. Büret içinde, uzun süre çözelti bırakılmamalıdır. Bazı kimyasallar camın aşınmasına ve dolayısıyla büret hacminin değişmesine neden olabilir. Bürette uzun süre bekletilen kimyasal madde kristallenebilir veya bozunabilir. Bu durum, çözeltinin tekrar kullanılmasını ve büretin temizlenmesini güçleştirir.

#24

SORU: Çeker ocağın kullanım amacı nedir?


CEVAP: Laboratuvarlar da kullanılan bazı kimyasal maddelerin buharı insan sağlığı için zararlıdır. Bu maddelerin veya çözeltilerinin buharlaştırılmasında çok dikkatli olmak gerekir. Laboratuvarda sık kullanılan nitrit asit, sülfürik asit, hidroklorik asit gibi mineral asitler, formik asit, asetik asit gibi organik asitler ve pentan, benzen, etil asetat, etil alkol gibi organik çözücülerin buharlaştırılması veya aktarılması işlemleri çeker ocakta yapılmalıdır. Bu tür kimyasal maddelerin buharları zehirlidir. Bu nedenle çeker ocakta çalışılması gerekir. Çeker ocak, içinde hava emişi yapılan ve ön tarafı sürgülü pencere ile açılıp kapatılabilen bir ocaktır.

#25

SORU: Maddelerin buharlaştırma işlemi nasıl yapılır?


CEVAP: Mineral asitleri buharlaştırırken, denetimli ısıtıcı ile asidin kaynama noktasının birkaç derece altındaki bir sıcaklıkta çeker ocakta yapılır. Organik asit ve çözücüler buharlaştırılırken de, kaynama noktalarına göre seçilmiş denetimli ısıtıcılardan yararlanılır. Organik maddelerin buharlaştırılmasında kesinlikle açık alev kullanılmamalıdır. Buharlaştırma işlemi yapılırken, buharlaştırılan maddenin çok şiddetli kaynayarak çevreye sıçramamasına dikkat edilmelidir. Çünkü çözünmüş maddenin ayrılması istenen çökeltilerde bu durum madde kaybına neden olur.

#26

SORU: Çeker ocağın kullanımını anlatınız.


CEVAP: Kullanım sırasında çeker ocağın penceresi açılarak içeriye ısıtıcı ve buharlaştırılması gereken maddenin bulunduğu kap yerleştirilir. Isıtıcı çalıştırılır ve çeker ocağın penceresi kapatılıp, hava emişini sağlayan aspiratör çalıştırılır. Maddenin buharlaşması çeker ocağın penceresinden takip edilir. Buharlaşma tamamlandıktan sonra, ısıtıcı kapatılır. Çeker ocağın penceresi madde soğuyuncaya kadar kapalı tutulur. Soğuma tamamlandıktan sonra, aspiratör durdurulur ve buharlaşmadan geriye kalan madde dışarıya alınır. Buharlaştırma sırasında en önemli nokta, zehirlenme ve solunum yollarında yara oluşmasına yol açabileceğinden madde buharının solunulmamasıdır.

#27

SORU: Biyolojik kabinlerin kullanım amacını ve sınıf I, Sınıf II, Sınıf III biyolojik kabinleri açıklayınız.


CEVAP: Laboratuvar personeli ve çevreyi enfeksiyon etkeni taşıyan hava ve sıçramalardan korumak için hava akımı düzenlenmiş cihazlardır. Kontrollü hava akımı sağlaması yanında hava içerisindeki mikroskobik partikülleri de HEPA filtre sistemi ile uzaklaştırır. HEPA filtre, havadaki 0.3 µm boyutundaki partikülleri % 99.9 etkinlikle süzebilen bir sistemdir. Biyolojik kabinler, ön açıklıktan kabine alınan hava akım miktarı/hızları, sirkülasyon oranları ve egzos sistemlerindeki farklılıklara göre 3 sınıfa ayrılır. Sınıf II kabinleri Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre A1, A2 ve B1, B2 olmak üzere 4 alt sınıfa ayrılmıştır. Sınıf I biyolojik kabinler personeli ve çevreyi enfeksiyon riskinden korumaya yönelik tasarlanmış, ürün koruma özelliği olmayan kabinlerdir. Ön açıklıktan giren hava HEPA filtrelerden geçerek doğrudan dışarı atıldığından uçucu kimyasal maddeler, radyoaktif maddeler ile daha güvenli çalışma sağlar. Ekzos sistemi, doğrudan dış ortama bağlantılıdır. Ön hava akımı WHO göre 0.36 m/saniye olmalıdır.

#28

SORU: pH nedir?


CEVAP: Bir litre çözeltideki hidrojen ve hidroksil iyonlarının mol miktarı çözeltinin asitlik veya bazlığını belirler. Çözeltideki H+ ve OH– iyonlarının sayısı her zaman tam bir rakamdan çok küçüktür ve küçük değerlerin anlaşılması, birbiriyle karşılaştırılması zordur. pH; H+ konsantrasyonunun negatif logaritmasıdır. pH - log H+

#29

SORU: Konsantrasyon karşılaştırmasına göre asit ve bazik solüsyonlar nelerdir?


CEVAP: Su gibi nötral sıvılarda H+ konsantrasyonu kadar OH– konsantrasyonu vardır. H+ konsantrasyonu, OH– konsantrasyonundan büyük olan solüsyonlar asittirler. H+ konsantrasyonu, OH– konsantrasyonundan küçük olan solüsyonlar baziktirler.

#30

SORU: pH ölçümü nasıl yapılır?


CEVAP: pH ölçümü, ya kolorimetrik yöntemlerle indikatörler ile yada elektrometrik yöntemlerle pH metre cihazında ölçülür. Kolorimetrik yöntemlerde; indikatör adı verilen, zayıf asit veya baz özelliğinde, iyonize oldukları zaman renk değişikliği gösteren çözeltiler yada bu çözeltilerle hazırlanmış pH kağıtlar kullanılır. Belirli pH değerinde belirli bir renk gösteren indikatörlerin pH’sı bilinen bir çözeltide yaptığı renk ile pH’sı aranan ortamda yaptığı rengin karşılaştırılması esasına dayanmaktadır. Basit ve ucuz bir yöntemdir, fakat hassas değildir. pH ölçümlerini daha doğru ve hassas olarak potansiyometrik yöntemle ölçen özel aletlere pH metre denir. Hidrojene hassas bir elektrodu vardır. Değişik hidrojen iyonu konsantrasyonlarındaki çözeltilere daldırılan elektrotların potansiyellerinin farklı olması esasına göre çalışır. pH metrelerde çözeltiye daldırılan cam bir elektrot vardır ve bu elektrot ile pH: 0-14 arasında ölçülebilir. Elektrotların H+ iyonlarının geçirebilme özellikleri vardır ve cam membranın iki yüzü arasında pH’ya bağlı bir potansiyel fark oluşur. Elektrodun kalibrasyonu pH’sı bilinen standart solüsyonlarla yapılır. pH tayini yapılırken alet önce pH’sı belirli bir tampon çözelti ile ayarlanır ve daha sonra tayin edilecek çözeltiye elektrotlar daldırılır ve skalada çözeltinin pH’sı okunur. Bazı aletler 0.01 pH farkını kesin olarak tayin edebilecek kadar hassastır. Bu elektrotlar çabuk kuruduğu için sürekli olarak distile suyun içinde tutulur. pH ölçümü sonrası distile suyla iyice yıkandıktan sonra elektrot su dolu kabın içinde olacak şekilde yerleştirilir.

#31

SORU: pH elektrot camı nedir?


CEVAP: pH elektrot camının önemli özelliği; H+’nun bu yüzey reaksiyonuna fevkalade selektif olmasıdır. Elektrot; bir plastik veya cam tüp olup, ucunu pH’a hassas cam bir membran kapatmaktadır. Membran genellikle 50 µm kalınlığında olduğundan çok kolay kırılabilir. İndikatör (belirleyici) elektrotun yarı hücre potansiyelinin; solüsyondaki partiküllerin aktivite veya konsantrasyonlarındaki değişikliklere karşı hassas olması gerekir. Diğer elektrot ise referans elektrotudur. Referans elektrotun yarı hücre potansiyelinde değişiklik olmaz. İndikatör elektrot seçici olmalıdır, türe selektifliği önemlidir. AgCl ile kaplanmış gümüş bir telin daldırıldığı 0.1 M HCl solüsyonu içteki Ag/AgCl referans elektrotunu oluşturur ve ampul şeklindedir. Bu internal solüsyon membranın iç yüzeyi ile karşılaşan H+’nunun durağan aktivitesini korur. Koruyucu bir kablo internal Ag tel ile dıştaki pH sayacı arasında elektriksel bağlantıyı sağlar. Camda Na+ hareketi cam membranda elektriksel akımın geçirgenliğini sağlar. Distile su da negatif yüklü oksijen iyon-değişim yeri olarak hizmet görür. Bu pH cevabının temelini oluşturur. Potansiyel pH cevabı 0 ile 14 değerleri arasında sıralanır. Membran yüzeyi bir kaç saat içinde dehidrate olacağından cam membran deiyonize su içine daldırılır. Bu su alımı camın kademeli çözülmesine rehberlik eder. Islatıldığında hidrate olan tabakanın sadece 10-4 nm veya daha az kalınlıkta olduğu saptanmıştır. Elektrot asitle ıslatıldığında Na+ ile H+ yer değiştirir. H+’ne hassas membran terimi; hidrate telde Na+ ile H+ iyon değişimi sonucu gelişen yüzey potansiyeli olarak anlaşılabilir. Elektrot membranı alkali solüsyona daldırıldığında ise membrandaki H+’nu solüsyona doğru hareket eder ve membranda H+ ile Na+ iyon değişimi meydana gelir. İnternal solüsyondaki H+ iyonlarının durağan aktivitesi sabit tutularak iç membran potansiyeli değişmez tutulur. Doğrusal cevap dizisi 2-12 pH değerlerindedir. Özellikle Na+ gibi monovalan katyonlarla etkileşim olduğundan 10’un üzerindeki pH değerlerinde cam elektrotun hassasiyeti azalabilir. Bununla beraber monovalan (tek yüklü) katyonların hidrate tabakaya doğru hareketleri ve girişi yavaştır. 2+ veya 3+ değerlikli multivalan (çok yüklü) katyonlar ise karışıkllığa yol açmazlar.

#32

SORU: pH elektrotu hidratasyonu nasıl sağlanır?


CEVAP: pH elektrotu hidratasyonunu sağlamak için devamlı olarak deiyonize suda veya özel saklama solüsyonunda tutulmalıdır. Ölçüm sırasında sıcaklık düğmesi oda sıcaklığına ayarlanır. Saklama solüsyonundan çıkarılan elektrotun ucu yumuşak bir bez yada kağıt havlu ile kurutulur. Sonra elektrot standart solüsyona daldırılır ve kalibrasyon yapılır. Elektrot standart solüsyondan çıkarılır ve deiyonize su ile bolca yıkanır. Gazlı bez ile kurutulur ve yine pH’sı bilinen ikinci bir solüsyonla kontrol edilerek ince ayarı yapılır. Bu solüsyondan da çıkarılan elektrot deiyonize su ile bolca yıkanır, kurutulur. Artık elektrot pH’sı ölçülecek olan solüsyona daldırılır, biraz bekledikten sonra pH metreden sıvının pH’sı okunur. Solüsyondan çıkarılan elektrot tekrar deiyonize su ile yıkanır, saklama solüsyonuna daldırılır ve statifine yerleştirilir.

#33

SORU: Kütle ölçümü nedir?


CEVAP: Kütle ölçümü, bilinmeyen bir ağırlığı standart bir kütle ile karşılaştırılarak yapılır. Bu işleme tartım işlemi denir.

#34

SORU: Duyarlılıklarına ve ölçüm kapasitelerine göre terazileri sayınız.


CEVAP: Duyarlılıklarına ve ölçüm kapasitelerine göre teraziler beş grupta toplanabilirler. - Kaba teraziler: Kapasiteleri 500 g olup 10 mg’a kadar duyarlıdırlar. ?- Makro teraziler: Kapasiteleri 200 g olup 0.1 mg’a kadar duyarlı - Yarı-mikro teraziler: Kapasiteleri 10-80 g olup 0.01 mg’a kadar duyarlı - Mikro teraziler: Kapasiteleri 20 g olup 0.001 mg’a kadar duyarlı - Ultra mikro teraziler: Kapasite 2,5 g, 0.00002 mg’a kadar duyarlı

#35

SORU: Laboratuarda bulunan teraziler hangileridir? Kullanımlarını açıklayınız.


CEVAP: Laboratuarlarda iki çeşit terazi bulunur. Bunlar hassas terazi ve analitik terazilerdir. Hassas teraziler 0.1 grama kadar doğrulukla tartar. Analitik teraziler ise daha hassastır ve 0.1 miligrama kadar doğrulukla tartar. Öğrenci tipi, zincirli ve elektrikli olmak üzere 3 tip analitik terazi çeşidi mevcuttur. Bunlar genellikle cam bir kutu içinde, sürmeli çerçeveleri olan, vidalı ayaklı cihazlardır. Denge ayarı için bir çember içinde hava kabarcığı mevcuttur. Hava kabarcığı, ayak ayarı ile merkeze getirilerek, terazinin yatay konumda dengede olması sağlanır. Günümüzde birçok laboratuarlarda artık modern elektronik teraziler kullanılmaktadır. Bu terazilerle ölçüm hem daha hassas hem de daha pratiktir. Analitik Terazi s:70 Bu tür teraziler 200 g ağırlık tartacak kapasitededir ve hassiyetleri 0.1 mg’dır. Bütün kimyasal analizlerin doğruluğu bu aletin doğruluğuna bağlıdır. Bir laboratuar çalışması süresince yapılacak bütün tartımlar aynı terazi ile yapılmalıdır. Bu durumun terazinin kendisinden gelecek hatayı en aza indirir. Aynı hata tartımın başında ve sonunda yapıldığı için fark değişmez. Analitik teraziler ideal olarak ısı ve rutubet değişikliklerinin minimum olduğu bir odada bulunmalıdır. Hava akımından, direkt güneş ışığından, etüv ve Benmari’den kaynaklanan ısı ve tahrip edici dumanlardan korunmalıdır. Terazinin üzerine konduğu masa yumuşak olmamalı, titreşim bulunmamalıdır. Aşırı titreşimler terazinin altına 2.5 cm kalındığında plastik bir sünger tabakası konarak engellenebilir. Terazi, aynı maddenin tekrar tartımında aynı sonuç vermeli, doğru olmalıdır. Her tartımdan önce terazinin ayarı mutlaka kontrol edilmelidir. Kimyasal maddeler doğrudan terazi kefesine konmamalıdır. Tartım özel tartım kaplarında yapılmalıdır. Tartım sırasında terazi kefesinin kapağı kapalı tutulmalı ve tartım tamamlandıktan sonra hemen kapatılmalıdır. Bu şekilde nem veya karbondioksitin terazi içine girmesi ve tartılan madde tarafından soğurulması önlenebileceği gibi kapağı açık bir terazide tartımı yapan kişinin nefesi tartımda hataya neden olabilir. Tartılacak cisim veya kütleler terazi kefelerine konulup alınırken terazinin kapalı olmasına dikkat edilmelidir.

#36

SORU: Santrifüj nedir?


CEVAP: Santrifüj hızla dönerek sıvı maddeler içindeki katı maddelerin ayrımını gerçekleştirir. Santrifüjleme yüksek hızda döndürülerek merkezkaç kuvveti oluşturulan bir alanda partiküllerin davranışı temeline dayanır. Çözeltideki maddelerin yoğunluklarına göre ayrımını sağlar. Ortada bir mil, çevresinde özel santrifüj tüplerine koymak için kefeler bulunur. Dakikadaki devir sayısı ve süre ayarlanarak çalıştırılır. Karşılıklı gelen tüplerde eşit hacimde sıvı olmasına dikkat edilmelidir. Santrifüjler klinik laboratuarlarda genellikle kanın pıhtılaşmasını sağlayarak serum veya plazmayı ayırma amacıyla kullanılır. Bu amaçla 1000 G’de 10 dakika çevirme ideal bir ayrılmayı sağlar. Santrifüjlerin zemine konabilen ve masa üzerinde kullanılabilen birçok çeşitleri vardır. Horizontal veya belirli bir açıda (45-52 derece) dönüş sağlayan santrifüjler kullanılır. Santrifüjün dönüş hızını belirleyen birimler RCF-G (rölatif santrifugal güç) ve rpm (dakikadaki devir sayısı)’dır. Mikrohematokrit santrifüjlerde 11.000-15.000 rpm veya 14.000 G’de eritrositler ayrılır. Ultrasantrifüjler genellikle araştırmalarda kullanılan 90.000-100.000 rpm veya 178.000 G dönüş sağlayabilen santrifüjlerdir. Bir de soğutmalı santrifüjler vardır. Bunlar santrifüj işlemi sırasında ısının -15 °C den 25°C’ye kadar istenen bir sıcaklıkta tutulmasını sağlarlar. Makromolekül halindeki bir partikül yüksek hızda döndürüldüğünde bir santrifüj kuvvetinin etkisinde kalır. Santrifüj kuvvetinin derecesi F olarak kabul edilip aşağıdaki formül yazılabilir. Santrifüjler, temelde dönüş sağlayan bir motor ile tüplerin konulduğu bir rotordan oluşur. Düşük devirliden çok karmaşık donanıma sahip analitik işlemler de yapabilene doğru çeşitli santrifüj tipleri geliştirilmiştir.

#37

SORU: Santrifüjün kullanım amacını yazınız.


CEVAP: Santrifüjler klinik laboratuarlarda genellikle kanın pıhtılaşmasını sağlayarak serum veya plazmayı ayırma amacıyla kullanılır. Bu amaçla 1000 G’de 10 dakika çevirme ideal bir ayrılmayı sağlar.

#38

SORU: Düşük hızlı santrifüj nedir?


CEVAP: Oldukça ağır partiküllerin çökelmesinde kullanılan düşük hızlı santrifüjlerin en yüksek hızları 4.000 5.000 devir/dakikadır (3.000 x g). Bu aletler genelde oda sıcaklığında çalışırlar ve sıcaklık kontrolleri yoktur. Rotorları, sabit açılı veya açılan kova tipindedir. Genellikle 12 veya 50 ml’lik santrifüj tüpleri kullanılır.

#39

SORU: Süpernatant nedir?


CEVAP: Santrifüjleme sonunda tüpün dibinde hücreleri içeren bir çökelti oluşur; çökeltinin üstündeki üst sıvı süpernatant olarak adlandırılır.

#40

SORU: Yüksek hızlı santrifüjlerin kullanım amacını yazınız.


CEVAP: Daha duyarlı uygulamalar için, yüksek devirli ve ısı kontrollü santrifüjler gereklidir. Sıcaklığın (4 °C veya dolayında) ve hızın kontrol altında tutulması, özellikle yüksek sıcaklığa duyarlı biyolojik materyalin santrifüjlenmesi sırasında önemlidir. Yüksek hızlı santrifüjlerde başlıca üç rotor tipi kullanılır: sabit açılı, açılan kova veya dikey rotorlardır. Önceleri alüminyum, titanyum gibi metallerden yapılan rotorlar gönümüzde daha çok karbon-fiber karışımı malzemeden imal edilmektedir ve hafif olduklarından hızlanma ve durma sürelerinin daha kısa olması, ayrıca metal yorgunluğu etkisinde kalmamaları gibi bazı teknik üstünlüklere sahiptirler. Bu santrifüjler sınıfından çok yaygın olarak kullanılan mikrosantrifüjler orta hızda dönüş yaparlar. Maksimum hızları, genellikle 12.000-15.000 devir/dakikadır. (11.000-12.000 x g). Bu tip santrifüjlerin sabit açılı rotorları genelde 24 adet 1.5 yada 0.5 ml’lik tüpleri taşıyacak şekilde tasarlanmış set üstünde kullanılmak üzere geliştirilmiş aletlerdir ve küçük hacimli örneklerin hızlı şekilde çöktürülmesinde kullanılırlar.

#41

SORU: Ultrasantrifüjlerin yapısını anlatınız.


CEVAP: Ultrasantrifüjlerle çok yüksek devirlere ulaşılabilmesi nedeniyle rotorda yüksek derecede ısı artışı meydana geleceğinden çalışma sırasında aletin içinin soğutulması ve sürtünmenin engellenmesi için yüksek vakumda tutulması gerekir. Metal rotorların yüksek basınç etkisiyle ender de olsa parçalanma tehlikesi bulunduğundan bunu engellemek üzere aletin içi koruyucu çelik tabaka ile kaplıdır. Ek olarak, tüplere konulmuş örneklerin ağırlıklarındaki dengesizlik nedeniyle rotordaki olası titreşime karşı, döndürücü mil esnek bir materyalden yapılır. Ultrasantrifüjlerde tüplerdeki örneklerin dengeli olması için çok özen gösterilmesi gereklidir.

#42

SORU: Su banyolarını (çalkalamalı su banyosu) açıklayınız.


CEVAP: Gravimetrik analizlerde çok kullanılan bir ısıtma ve buharlaştırma aracıdır (Resim 3.22). Buharlaşan maddenin sıçramaması ve kapların çatlamaması açısından yararlıdır. Su banyoları suyun kaynama sıcaklığına kadar olan ısıtmalar ve yanıcı maddelerin buharlaştırılmasında kullanılır. Bazı analizlerde hazırlanan deneyler belirli bir süre, belirli sıcaklıktaki suda inkübasyona bırakılmalıdır. Çalkalayıcılı su banyosu iki üniteden oluşmuştur. Çalkalama işlemini yapan mekanik sistemi de bünyesinde bulunduran tank ile tankın içindekini sabit sıcaklıkta tutan kontrol ünitesidir. Çalkalama hareketi, motorun dairesel hareketinden doğrusal harekete geçilerek yapılır. Hareket kolonun farklı şekilde merkezlenmesi ile değişik salınım periyotları elde edilir, dakikada 0-200 arası salınım yapabilir. Tank içindeki suyun ısısı 0-100°C arasında kontrol edilebilir. Su banyosunda, suyla temasta olan kısımlar paslanmaz çeliktendir. Tankın su boşaltma musluğu vardır.

#43

SORU: Su banyosunun kullanımını anlatınız.


CEVAP: Su banyosu kullanılırken önce ısı göstergesinde istenilen sıcaklığa ayarlanır, ana güç düğmesi açılır ve istenilen sıcaklığa ulaşılınca inkübasyona konulacak örnekler tankın içine yerleştirilir. Daha sonra düğmesi ile çalkalanma frekansı ayarlanır. Su banyoları sirkülasyonlu veya sirkülasyonsuz olabilir. Sirkülasyonsuz su banyoları genellikle ısıyı ± 1 °C sınırında tutarlar. Enzim, kan gazı, pH veya elektrofotometrik ölçümler gibi bazı metotlar çok dar bir sınır gerektirir. Banyolarda ısı dengesini sürdürebilmek için eksternal ve internal sirkülasyon pompası vardır. Bu pompaların bazısı, sıcaklığı oda ısısının altında tutmayı sağlayacak soğutucu sistem ile birliktedir. Su banyosu tankına konacak su distile su olmalıdır. 1/1000’lik thiomersol gibi bir antiseptik solüsyonun eklenmesi su banyosu ve eklerinin temizlenme sıklığını azaltacaktır. Kalsifikasyon oluşumu ise bir kireç sökücü ile giderilebilir.

#44

SORU: Sıcak tablalı ısıtıcıların kullanımını anlatınız.


CEVAP: Sıcaklık dar sınırlar içerisinde kolaylıkla denetlenebilir. Isıtılan maddenin sıçraması tehlikesinin az olması avantajına karşılık, bu ısıtıcıların ısıtma yetenekleri azdır. Düz elektrikli ısıtıcıların üzerine, dışı ıslak kaplar konulmamalıdır. Çünkü, sıvı ani olarak buharlaşacağından cam veya porselen kabın çatlamasına yol açar.

#45

SORU: Mantolu isıtıcıları ve kullanım amacını açıklayınız.


CEVAP: Bu tür ısıtıcılar içi boş yarım küre, silindir veya ceket şeklinde olabilir. Bu ısıtıcıların iç yüzeyleri ısıyı iyi ileten, elektriksel olarak yalıtkan bir maddeden yapılmış örgü ile kaplıdır. Sıcaklıkları duyarlı olarak ayarlanabilir. Kullanılma sırasında içine su veya çözelti kaçırılmamasına dikkat edilmelidir. Manto ısıtıcılar, balon ve benzeri reaksiyon kaplarının ısıtılmasında kullanılır.

#46

SORU: Kum banyolarının kullanım amacını açıklayınız.


CEVAP: Isıya dayanıklı ve içi kum dolu metal kaplardır. Isıyı oldukça düzgün sağlayan ısıtıcı çeşididir. 250°C civarında ısıtmalar için kullanılır. Yüksek ısılarda kumun sıçraması dezavantajdır.

#47

SORU: Etüvlerin kullanım amacını ve kullanımını anlatınız.


CEVAP: Etüvler, nem tayini, kimyasal maddelerin kurutulması, laboratuar malzemelerinin kurutulması, numunelerin sabit ağırlığa getirilmesi, kuru havalı sterilizasyon gibi birçok ısıtma ve kurutma işlemlerinde kullanılan laboratuar cihazlarıdır (Resim 3.24). Kurutma dolapları veya kuru hava sterilizatörleri olarak da adlandırılır. İki veya daha fazla sayıda rafı bulunan değişik şekil ve büyüklüklerdedir. Raflar, hava sirkülasyonunun engellenmemesi amacıyla deliklidir, ayarlanabilir. Genelde dijital göstergeli, zaman ve sıcaklık ayarlarının tek veya kademeli programlanabildiği ve sıcaklık salınımlarının en aza indirildiği kontrol ünitelerine sahiptir. Düşük sıcaklıklarda kurutma için kullanılır. Sıcaklıkları duyarlı olarak ayarlanabilir. Etüvler, farklı çalışma sıcaklıklarına sahip olmakla beraber çoğunlukla ortam sıcaklığını 5°C’den 250°C sıcaklığa kadar ısıtma yapabilir. En fazla 300°C sıcaklığa ulaşılabilir. Etüve konan malzemelerin kapakları hafif aralık tutulur. Bu durumda kurutulması istenen maddelerin buharları dışarıya çıkabilir fakat yabancı maddeler giremez. Kurutulması istenen maddenin bulunduğu kap küçük bir beher içine konur, beher saat camı ile kapatılır ve etüve yerleştirilir. Kurutulacak materyal, raflara yerleştirilip kapak kapatıldıktan sonra cihaz çalıştırılır. İstenilen çalışma sıcaklığı ve süresine ayarlanır ve sıcak hava sirkülasyonu ile kurutma sağlanır.

#48

SORU: Yakma fırını nedir?


CEVAP: Laboratuarlarda numunenin yakılması veya gravimetrik analizlerde kızdırma, kül etme işlemlerinde kullanılan cihazlardır (Resim 3.25). Fırın tipine göre 1200°C’ye kadar yakma yapmak mümkündür. Bu fırınlar laboratuar fırını ya da kül fırını olarak da adlandırılır. Yakma fırınları, kurutulan ve yakılan materyalin saf bir madde veya sabit bir bileşime dönüşebilmesi için gerekli olan yüksek sıcaklığı sağlar. Elektrik ile ısıtılır. İç kısmı, ısıya dayanıklı seramikle yapılmıştır. Seramik kaplamanın arasına ve altına yakmayı gerçekleştirecek güçlü rezistanslar yerleştirilmiştir. Seramik kaplama ile dış yüzey arası, yalıtım maddeleri ile doldurulmuştur. Otomatik ayarlı ve dijital göstergeli olanları da vardır.

#49

SORU: Yakma fırını nasıl kullanılır?


CEVAP: Yakılacak numune önceden sabit tartıma getirilip darası belirlenmiş porselen veya metal krozelere konur, fırının içine yerleştirilir. Fırın, kül etme sıcaklığına ayarlanır ve ayarlanan sıcaklığa ulaştıktan sonra krozeler belirtilen süre kadar içeride kalarak örneğin sabit bir bileşime gelmesi sağlanır. Yakma işlemi tamamlandıktan sonra yakma kapları maşa yardımıyla alınarak desikatöre aktarılır. Yakma kapları, fırına ısı yükselmesi olmadan önce konulur. Yakma işlemi tamamlandıktan sonra numune hemen çıkarılmaz, sıcaklığın yaklaşık 100 °C’ye düşmesi beklenmelidir. Yakma için uygun kroze seçilmiş olmalıdır. Krozeler, yakmak için kullanılan porselen veya soy metallerden yapılmış malzemeleridir. Porselen krozeler, porselenden yapılmış olup yüksek sıcaklığa dayanıklı, değişik çap ve büyüklükte olanları yanında kapaklı olanları da vardır. 1400 - 1500 °C sıcaklığa kadar dayanıklıdır. Nikel ve platin krozeler, nikel yada platin elementinden yapılmış, yüksek sıcaklığa dayanıklı krozelerdir. Değişik çap ve büyüklükte, kapaklı olanları da vardır.

#50

SORU: Otoklavlar nelerdir?


CEVAP: Basınç altındaki doymuş buhar ile sterilizasyon, laboratuar materyallerinin sterilizasyonunda kullanılan en etkili yöntemdir (Resim 10.1). Otoklavlar bu amaç için kullanılan cihazlardır. Normal şartlar altında buharın sıcaklığı 100 °C iken, havası tamamen alınmış ve 1 atmosfer basınç altındaki doymuş su buharının sıcaklığı 121°C’dir. Otoklavda sterilizasyon için 121 °C ve 132 °C sıcaklık kullanılır. Basınç altında nemli ısı ile sterilizasyon en hızlı, basit ve etkili fiziksel sterilizasyon yöntemidir. Otoklavda içindeki basıncı göstermek için manometre, sıcaklığı göstermek için termometre ve su seviyesini göstermek için özel kısımları vardır. Çeşitli tipleri bulunan otoklavların, klasik tip otoklavlarında (yerçekimi otoklavı) kazanın üst kısmından giren buhar içerdeki hava ile yer değiştirir ve havayı aşağı doğru iterek hava vanasından çıkmasını sağlar. Otoklavlamada sürenin uzun tutulması, buharın otoklavlanan materyalin içine girmesini ve otoklav torbası içinde kalmış olan havanın buharla yer değiştirmesini sağlamak içindir. Ön vakumlu otoklav tipinde ise, kazana buhar verilmeden önce içerdeki tüm hava vakumlanır. Vakumlama yapıldığından sıvıların sterilizasyonu için uygun değildir, fakat sterilizasyon süresi daha kısadır.

#51

SORU: Otoklavların çalışması ve etkinliğinin periyodik olarak kontrolü gereklidir. Bu sebeple otoklavların kontrolünün nasıl yapıldığını açıklayınız.


CEVAP: Otoklavların çalışması ve etkinliğinin periyodik olarak kontrolü gereklidir. Otoklavlanacak malzemelere yerleştirilen kağıt bant veya benzeri bir taşıyıcıya emdirilmiş kimyasal indikatörler, uygun sıcaklık ve temas süresine maruz kaldıklarında renk değiştirir. Renk değişimi sterilizasyon işleminin olduğunun göstergesidir. Ucuz, kullanımı kolay ve görsel olarak sterilizasyon işlemine maruz kaldığını gösterir. Sterilizasyonun yeterliliği hakkında bilgi verir fakat etkinliği hakkında bilgi vermez. Vakumlu otoklavlarda günde bir kez uygulanmalıdır. Kağıt şeritlere inoküle edilmiş biyolojik indikatör sporlar sterilizasyon işleminden sonra uygun bir inkübasyon dönemi içerisinde üremezlerse sterilizasyonun yeterli olduğunu gösterir. Biyolojik indikatörle yapılan kontroller otoklavın sterilizasyon etkinliğini değerlendirir. Biyolojik indikatör olarak ısıya dirençli sporları olan Bacillus stearothermophilus standart suşları kullanılır. Otoklavlar biyolojik yöntemle haftada en az bir kez kontrol edilmelidir.

#52

SORU:

Laboratuvarda kullanılan malzemelerin çoğu neden camdan yapılmıştır?


CEVAP:

Cam, inert ve genellikle bütün kimyasal maddelere karşı dirençli ve ısıya dayanıklıdır. Cam düşük yoğunluğa sahip olduğundan hafiftir. fieffaf olduğundan çalışırken renk değişimleri, hacim gibi özellikler rahatlıkla görülebilir. Diğer malzemelere göre oldukça ucuz ve temizlenmesi kolaydır.


#53

SORU:

Çöktürme gerekli olan işlemlerde hangi tüp kullanılır?


CEVAP:

Çöktürme gerekli olan işlemlerde santrifüj tüpleri kullanılır. Kullanım amacına göre şekil ve büyüklükleri farklıdır. Santrifüj tüplerinin dip kısımları koniktir ve santrifüj işlemi sırasındaki basınca karşı dayanıklı tüplerdir.


#54

SORU:

Vakumla yapılacak süzme işleminde kullanılan malzeme nedir?


CEVAP:

Vakumla yapılacak süzme işleminde ise Nuçe hunisi ve erleni kullanılır . Nuçe hunisi cam veya porselenden yapılmış, tabanı delikli olan hunidir.


#55

SORU:

Desikatörlerin kullanım amaçları nelerdir?


CEVAP:

Desikatörler, kuru bir atmosfer sağlayan kapalı kaplardır. Dışatmosfer flartlarından etkilenen kimyasal madda veya kurutucular burada saklanır. Desikatörler kimyasal madde veya gereçleri kurutmak amacıyla değil daha çok onların kuruluğunu korumak amacıyla kullanılır. Desikatörler içindeki havanın kuruluğu kurutucu adı verilen maddelerle sağlanır.


#56

SORU:

En çok kullanılan ölçü kapları nelerdir?


CEVAP:

En çok kullanılan ölçü kapları mezür , ölçülü balonlar (Balon joje) , pipet ve bürettir


#57

SORU:

Genellikle seyreltme veya belirli hacimde (10, 25, 50, 100, 250, 500 ve 1000 ml vb) çözelti hazırlama amacıyla kullanılan ölçü kabına ne denir?


CEVAP:

Balon joje


#58

SORU:

Çeker ocak hangi maddelerin buharlaştırılması veya aktarılması işlemlerinde kullanılır?


CEVAP:

Laboratuvarda sık kullanılan nitrit asit, sülfürik asit, hidroklorik asit gibi mineral asitler, formik asit, asetik asit gibi organik asitler ve pentan, benzen, etil asetat, etil alkol gibi organik çözücülerin buharlaştırılması veya aktarılması işlemleri çeker ocakta yapılmalıdır. Bu tür kimyasal maddelerin buharları zehirlidir. Bu nedenle çeker ocakta çalışılması gerekir.


#59

SORU:

HEPA filtre nedir?


CEVAP:

HEPA filtre, havadaki 0.3 µm boyutundaki partikülleri % 99.9 etkinlikle süzebilen bir sistemdir.


#60

SORU:

Sınıf III biyolojik kabinler hangi durumlarda kullanılır?


CEVAP:

Sınıf III biyolojik kabinler ise risk grubu 4 olan mikroorganizmalarla çalışan 4. biyogüvenlik seviyesindeki laboratuvarlarda kullanılan tamamen kapalı sisteme sahip kabinlerdir. İç hava sirkülasyonu yoktur. Çalışma yüzeyine kabin ile kombine tasarlanmış lastik eldivenlerle ulaşılır. Materyal akışı ve atık yolu doğrudan otaklav bağlantılı oldu¤undan güvenlik maksimumdur.


#61

SORU:

pH kavramını ilk ortaya ortaya atan biyokimyacı kimdir?


CEVAP:

Danimarkalı biyokimyacı Sörensen H+ konsantrasyonunu ifade etmek için daha pratik olan pH kavramını ortaya atmıştır. pH; H+ konsantrasyonunun negatif logaritmasıdır.


#62

SORU:

Duyarlılıklarına ve ölçüm kapasitelerine göre teraziler kaç gruba ayrılır?


CEVAP:

Duyarlılıklarına ve ölçüm kapasitelerine göre teraziler beş grupta toplanabilirler.

1. Kaba teraziler: Kapasiteleri 500 g olup 10 mg’a kadar duyarlıdırlar.

2. Makro teraziler: Kapasiteleri 200 g olup 0.1 mg’a kadar duyarlı

3. Yarı-mikro teraziler: Kapasiteleri 10-80 g olup 0.01 mg’a kadar duyarlı

4. Mikro teraziler: Kapasiteleri 20 g olup 0.001 mg’a kadar duyarlı

5. Ultra mikro teraziler: Kapasite 2,5 g, 0.00002 mg’a kadar duyarlı


#63

SORU:

Analitik Terazi nedir?


CEVAP:

Bu tür teraziler 200 g ağırlık tartacak kapasitededir ve hassiyetleri 0.1 mg’dır. Bütün kimyasal analizlerin doğruluğu bu aletin doğruluğuna bağlıdır


#64

SORU:

Santrifüjler hangi amaçla kullanılır?


CEVAP:

Santrifüjler klinik laboratuvarlarda genellikle kanın pıhtılaşmasını sağlayarak serum veya plazmayı ayırma amacıyla kullanılır.


#65

SORU:

Santrifüj kuvvetinin derecesi hangi formülle hesaplanır? 


CEVAP:

F = mw2r

m = çökelen partikülün etkin kütlesi

W= dönüşün açısal hızı (radyan/saniye)

r = göç eden partiküllerin merkezdeki dönüm eksenine olan uzaklığı (cm)


#66

SORU:

Etüv nedir?


CEVAP:

Etüvler, nem tayini, kimyasal maddelerin kurutulması, laboratuvar malzemelerinin kurutulması, numunelerin sabit ağırlığa getirilmesi, kuru havalı sterilizasyon gibi birçok ısıtma ve kurutma işlemlerinde kullanılan laboratuvar cihazlarıdır.


#67

SORU:

Balon ve benzeri reaksiyon kaplarının ısıtılmasında kullanılan ısıtıcı nedir?


CEVAP:

Manto ısıtıcılar, balon ve benzeri reaksiyon kaplarının ısıtılmasında kullanılır.


#68

SORU:

Otoklavda sterilizasyon için kaç derece sıcaklık kullanılır?


CEVAP:

Otoklavda sterilizasyon için 121 °C ve 132 °C s›cakl›k kullan›l›r.


#69

SORU:

Biyolojik indikatörlerin kullanım amacı nedir?


CEVAP:

Kağıt şeritlere inoküle edilmiş biyolojik indikatör sporlar sterilizasyon işleminden sonra uygun bir inkübasyon dönemi içerisinde üremezlerse sterilizasyonun yeterli olduğunu gösterir. Biyolojik indikatörle yapılan kontroller otoklavın sterilizasyon etkinliğini değerlendirir.


#70

SORU:

Oldukça ağır partiküllerin çökeltilmesinde hangi santrifüjler kullanılır?


CEVAP:

Oldukça ağır partiküllerin çökelmesinde kullanılan düşük hızlı santrifüjlerin en yüksek hızları 4.000-5.000 devir/dakikadır (3.000 x g). Bu aletler genelde oda sıcaklığında çalışırlar ve sıcaklık kontrolleri yoktur.


#71

SORU:

Büret nedir?


CEVAP:

Büretler, bir ucu açık öteki ucu açıp kapama musluğu bulunan çeşitli hacimlerde (10, 25, 50, 100 ml vb) uzun cam borulardır.