Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı 2 Ara 1. Deneme Sınavı
Toplam 12 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi geleneksel öykücülükten modern öyküye geçişte değişimin öncüsüdür?
Hayalât-ı Dil
|
Kıssadan Hisse
|
Akabi Hikâyesi
|
Küçük Şeyler
|
Müsâmeratnâme
|
2.Soru
Aşağıdaki ifadelerden hangisi Tanzimat Dönemi Türk edebiyatının ikinci kuşağı ile ilgili olarak yanlıştır?
Tanzimat Dönemi Türk edebiyatının ikinci kuşak hikâye ve romancıları Recaizâde Mahmut Ekrem ve Sami Paşazâde Sezai’dir. |
Şiirde olduğu gibi hikâye ve romanda da sosyal faydanın yerini sanat endişesi almaya başlamıştır. |
İkinci kuşak hikâye ve romancıları yalnızca olaylar dizisini anlatmışlardır. |
Sayıca az ama nitelikli eserler yayımlanmıştır. |
Birinci kuşağın toplumcu anlayışına karşılık ikinci kuşak bireysel anlayışa bağlanmıştır. |
Tanzimat Dönemi Türk edebiyatının ikinci kuşak hikâye ve romancıları Recaizâde Mahmut Ekrem ve Sami Paşazâde Sezai’dir. Şiirde olduğu gibi hikâye ve romanda da sosyal faydanın yerini sanat endişesi almaya başlar. Yalnızca olaylar dizisini anlatmak yerine, özellikle Sami Paşazâde Sezai’nin kaleminde karakter sentezleyici, insanı sosyal çevresi ve psikolojik yönüyle değerlendiren, insan-mekân ilişkisine yer veren ve belirli bir başarıya ulaşan hikâye ve romanlar ortaya çıkar. Sayıca az da olsa nitelikli eserler yayımlamışlardır. Birinci kuşağın toplumcu anlayışına karşılık ikinci kuşak bireysel anlayışa bağlanır ve bireysel konuları öne alır.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Recaizâde Mahmut Ekrem’in eserlerinden biri değildir?
Araba Sevdası |
Konak |
Saime |
Muhsin Bey yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi |
Şemsa |
Recaizâde Mahmut Ekrem’in iki roman ve iki hikâyesi bulunmaktadır. Romanları, Saime ve Araba Sevdası; hikâyeleri ise “Muhsin Bey yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi” ve “Şemsa”dır. Konak (1934-1935), Sami Paşazâde Sezai’nin yazmaya başladığı ancak tamamlanmadan kalan ikinci romanıdır.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Muallim Naci’nin dil ve edebiyat meselelerini ele aldığı eleştiri türündeki eserlerinden biri değildir?
İntikad |
Demdeme |
Istılâhât-ı Edebiyye |
Muhaberât ve Muheverât |
Musahabe |
Özellikle Recaizâde Mahmut Ekrem’le edebî tartışmaları geniş çevrelere yayılan Muallim Naci’nin dil ve edebiyat meselelerini ele aldığı eleştiri türündeki eserleri: Muallim, Muhaberât ve Muheverât, Mektuplarım, İntikad, Demdeme ve Istılâhât-ı Edebiyye.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Recaizade Mahmut Ekrem'e göre edebi bir eserde bulunması gereken özelliklerden biri değildir?
sadelik |
incelik |
imgelem |
parlaklık |
ulviyyet |
Ta’lîm-i Edebiyat’taki bütün bölümlerde hakikate ve tabiata uygunluk temel bir anlayış
olarak görüldüğü gibi divan edebiyatına yönelik eleştiriler de divan edebiyatının özellikle
hakikate ve tabiata uygun olmadığı, soyut ve hayallerle örülü klişe bir dünyayı anlattıkları noktasındadır. Recaizâde Mahmut Ekrem, edebî bir eserde bulunması gereken özellikleri sıralarken fikirlerin özel vasıflarını; sadelik, incelik, şiddet, parlaklık ve ulviyyet olarak belirler. Her edebî eserin ruhunun fikirlerle oluştuğunu söyleyen Ekrem’e göre, üslup ise dış şekillerden ibarettir. Bununla birlikte edebî eserlerde gerçeğe uygunluk konusu ile ilgili görüşlerini de verdiği örneklerle açıklar. Eski edebiyatçılarımızın eserlerinde ve özellikle de manzumelerinde hakikate aykırı pek çok fikrin bulunduğunu iddia eder.
6.Soru
Aşağıdaki ifadelerden hangisi Sami Paşazâde Sezai ile ilgili olarak doğru değildir?
Son devir Türk edebiyatında romantizmden realizme geçişi hazırlayan bir yazar olarak değerlendirilir. |
Tabiatı bitip tükenmez bir kaynak olarak değerlendirir. |
Güzel yazılmak şartıyla her şeyin edebiyata konu olabileceğini söyler. |
Edebiyatta, bilim ve teknikte olduğu gibi bir ilerleme olabileceğini iddia eder. |
Edebiyatın beğendirme, sevdirme gibi görevlerinin olduğunu belirtir. |
Tanzimat ikinci kuşak sanatçılarından Sami Paşazâde Sezai, “Namık Kemal’i üstat olarak tanımasına rağmen, Beşir Fuad’ın tenkitleriyle başlayan realist akımın da tesirinde kalır. Bu bakımdan o, son devir Türk edebiyatında romantizmden realizme geçişi hazırlayan bir yazar olarak telakki edilebilir. Tabiatı bitip tükenmez bir kaynak olarak değerlendiren Sezai, bu değişmeyen kaynakları işlediği için edebiyatta bilim ve teknikte olduğu gibi bir ilerleme olamayacağını iddia eder. “Küçük Şeyler Mukaddimesi”nde güzel yazılmak şartıyla her şeyin edebiyata konu olabileceğini söyleyen Sami Paşazâde Sezai’ye göre Güneş sistemini anlatmakla küçücük bir böceğin kalbini incelemek edebiyat bakımından birbirine eşittir. Edebiyatımızda “samimiyet ve vuzuh” olmadığını dile getiren Sezai, edebî eserde bu unsurlarla birlikte herkesin bakıp da göremediği güzelliklerin duyurulmasını arar ve edebiyatın beğendirme, sevdirme gibi görevlerinin olduğunu söyler.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Abdülhak Hâmit'in İngiliz-Hint Konulu eserlerinden biri değildir?
Duhter-i Hindû |
Finten |
Tayflar Geçidi |
Yabancı Dostlar |
Cünûn-ı Aşk |
Doğru cevap C dir. Abdülhak Hâmit'in Tayflar Geçidi adlı eseri İngiliz-Hint Konulu eserlerinden biri değildir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Abdülhak Hâmit’in edebî eleştirilerini içeren eserlerinden biridir?
Bir Şairin Hezeyanı |
Takrizat |
Küçük Şeyler |
Zemzeme Hakkında |
Lisan |
Abdülhak Hâmit’in edebî eleştirilerini içeren eserleri; “Makber Mukaddimesi”, “Nâ-Kâfi” şiiri, “Bir Şairin Hezeyanı” şiiri, “Duhter-i Hindû Hâtimesi” ve şiir hakkındaki düşüncelerini dile getirdiği bazı mektuplarıdır.
9.Soru
Bir edebî eserin söyleyiş, ahenk ve yazım bakımından kusursuz olmasına ne denir?
Fasıl |
Fasih |
Fesahat |
Fiktif |
Fiksiyon |
Bir edebî eserin söyleyiş, ahenk ve yazım bakımından kusursuz olmasına Fesahat denir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi şairliğinden daha çok romancılığı ve edebiyat teorisi üzerine verdiği eserleri açısından Türk edebiyatında öne çıkan yazarlardandır?
Abdülhak Hamit
|
Recaizâde Mahmut Ekrem
|
Muallim Naci
|
Ziya Paşa
|
SamiPaşazade Sezai |
Recaizâde Mahmut Ekrem, şairliğinden daha çok romancılığı ve edebiyat teorisi üzerine verdiği eserleri açısından Türk edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. Hatta bazı açılardan edebiyatta bir misyon adamı olmuştur. Bunlar dışında tiyatro yazarlığı, eleştirmenlik de yapmıştır.
11.Soru
“Tanaggum” başlıklı manzumesi ile Türkçenin her çeşit ifadeye uygun bir dil olduğunu göstermeyi amaçlayarak şiirde yapmak istediği yeniliklerin ipuçlarını veren ve Batılı tarz şiirden yana tavrını da ortaya koyan Tanzimat dönemi yazarı aşağıdakilerden hangisidir?
Namık Kemal |
Sami Paşazade Sezai |
Muallim Naci |
Recaizade Mahmut Ekrem |
Abdülhak Hâmit Tarhan |
Abdülhak Hâmit’in burada vurguladığı noktalardan birisi de kendi tiyatro anlayışına
ilişkindir. Duhter-i Hindû adlı eserinde amacının hayal tasviri olduğu için eserinin sahneye uygun olup olmadığını düşünmediğini ve tiyatro aktörlerinin sıkıntılı anlatımlarına tenezzül etmediğini vurgular. Abdülhak Hâmit, tiyatrosunu oynanmak için yazmadığını ve tiyatro kurallarına uymadığını söyleyerek tiyatronun belirgin bir kuralına başkaldırır. Abdülhak Hâmit bu yazısında, Duhter-i Hindû’da yer alan “Tanaggum” başlıklı manzumesini Türkçenin Batılı manzume tarzına uygunluğunu denemek için yazdığını dile getirerek şiirde yapmak istediği yeniliklerin ipuçlarını verir. Nitekim bu denemesinde başarılı olduğunu ve Türkçenin her çeşit ifadeye uygun bir dil olduğunu ifade eden Hâmit, Batılı tarz şiirden yana tavrını da göstermiş olur.
12.Soru
Sami Paiazâde Sezai'nin, Küçük Seyler’den sonra 1896-1898 yılları arasında yazdıgı hikâyeleri birleştirdiği Rumuzu’l- Edep kitabında kaç hikaye bulunmaktadır?
8 |
10 |
12 |
14 |
16 |
Sami Paiazâde Sezai, Küçük Seyler’den sonra 1896-1898 yılları arasında yazdıgı hikâyeleri birleştirdiği Rumuzu’l- Edep kitabında 8 hikaye vardır.