Bir ürünün piyasa fiyatında hiçbir değişiklik yokken diğer malların fiyatının artması, söz
konusu ürünün arzını etkileyecektir. Örneğin fiyatı artan malı üretmek üretici ya da satıcı
açısından daha kârlı olacağı için, fiyatı değişmeyen ürünün veya malın arzının azalmasına
neden olacaktır. Bu durumda A malı arzı azalırken B malı arzı artmış olacaktır. Doğru seçenek "B" şıkkıdır. 

Ülke insanının kendi ülkesi içinde yapmış olduğu turizm amaçlı gezilere iç turizm denilmektedir. Kars’ta oturan bir kişinin yazın Muğla’ya tatile gitmesi iç turizme örnektir.

Bir bölgenin doğal, tarihi, kültürel ve folklorik değerleri, ormanı, dağı, denizi, güneşi ya da tarihi ve sanatsal değerleri, gelenek ve görenekleri, kalıntıları, anıtları, konukseverliği, kutsal yerleri gibi faktörler, turizmden bağımsız arz unsurlarını oluşturan ögelerdir. Doğru cevap C' dir.

Turistin yaşadığı yerden ayrılıp da tatil ya da iş gezisi vb. için gideceği yerler bir bütün olarak destinasyon şeklinde adlandırılır. Destinasyon denildiği zaman öncelikle turist denilen tüketici gruba bütünleştirilmiş hizmetler sunan ve turizm ürünlerinin birleşiminden oluşmuş coğrafi bir bölge akla gelmelidir. Destinasyonlar turizm ürünlerinin bir karışımı niteliğinde olup müşterilere bütünleşmiş bir deneyim sunarlar. Londra, Alma iş adamları için bir destinasyon iken; altı Avrupa ülkesini bir haftalık turla gezmek isteyen Japon turistler için Avrupa bir destinasyon olarak kabul edilirler. Özetle, turistin yaşadığı yerden ayrılıp da tartil ya da iş gezisi vb. için gideceği yerler bir bütün olarak "destinasyon" şeklinde tanımlanır. 

Ordinal yaklaşımın diğer adı farksızlık eğrisi yaklaşımı dır.

Arzın fiyat esnekliği ea = 0 olduğunda, "tam esnek olmayan arz" olarak nitelendirilmektedir. Buna göre, malın fiyatında bir değişme söz konusu olduğunda arz edilen miktar üzerinde hiçbir değişiklik olmayacaktır.

Arz esnekliği sonsuz olduğu zaman (ea = ~), tam esnek arz durumu söz konusudur. Fiyattaki en ufak bir artış ya da azalış, arz edilen miktarda çok büyük değişikliklere yol açmaktadır. Bu durum "tam esnek arz" şeklinde tanımlanmaktadır

Esnek olmayan arz (inelastik)
durumunda ise, arz esnekliği katsayısı birden küçüktür. Stoklanması, bekletilmesi zor ya da hemen piyasaya sunulması gereken mallarda fiyat değişmeleri arzı daha az etkilemektedir.

Birim esnek arz'da (ea = 1), her
fiyat düzeyindeki artış oranı, arz edilen miktardaki artış oranına eşittir.

Esnek arz (elastik) durumunda ise, arz esnekliği katsayı birden büyüktür (ea > 1). Malın fiyatındaki küçük bir artış, arz edilen miktarda fiyattakinden daha yüksek oranda bir artışa neden olmaktadır.
Elastik arzda, satışa konu olan maldan arz edilen miktar, o malın fiyatındaki değişikliklerden çok fazla oranlarda etkilenmektedir.

Makroekonomi, milli gelir, para, nominal ve reel faiz, toplam üretim, toplam yatırım, toplam tasarruf, ihracat, ithalat ve net ihracat, istihdam, işsizlik oranı, büyüme ve kalkınma, enflasyon ve bankacılık gibi makro konuları incelemeye çalışmaktadır. Mikroekonominin analiz aracı mikroskop iken, makroekonominin analiz aracı teleskoptur.

Birim esneklik durumunda talep eğrisi ikizkenar hiperbol şeklindedir. Bu eğrinin her noktasında esenklik değeri "1" dir. Yani miktardaki yüzde değişme ile miktardaki yüzde değişme aynı oranda gerçekleşmektedir.

malın fiyatı ile birlikte (Fx), diğer malların fiyatı (Fö), üretim
faktörlerinin maliyetleri ya da girdi fiyatı (Fg), geleceğe ilişkin beklentiler (E), teknoloji(T), vergi (V) ve sübvansiyonlar (Sü) ile piyasadaki firma (satıcı) sayısı (Nf) da arzı etkilemektedir.
Arz edilen herhangi bir malın (Xa malı) miktarı ile bu miktarı etkileyen tüm
faktörler arasındaki ilişki arz fonksiyonuyla gösterilmektedir.
Xa = f (Fx, Fö, Fg, E, T, V, Sü, Nf)

Diğer değişkenler sabit iken, tüketicilerin gelirlerindeki artış talep eğrisinde değişmeye yol açacaktır. Tüketicinin geliri arttığında turizm ürününe yönelik talep artıyorsa, talep eğrisi sağa kayacaktır. Olumsuz beklentiler talep eğrisini sola kaydıracaktır. Ulaştırma hizmetlerinin düşük maliyetle sağlanması, konforlu olması ve daha az zaman kapsaması durumunda turizm ürününe yönelik talep olumlu etkilenecek ve talep eğrisi sağa doğru kayacaktır. Tersine olumsuzluklar ise, talep eğrisini sola doğru kaydıracaktır. Normal mal özelliği gösteren turizm ürününde gelir arttığında turizm ürününe olan talep artar ve talep eğrisi sağa doğru kayar. Düşük mal özelliği gösteren turizm ürününde ise, gelir arttığında turizm ürününe olan talep azalır ve talep eğrisi sola doğru kayar.

Talep kanunu, diğer değişkenler sabit iken yüksek fiyat düzeylerinde talep edilen mal ya da hizmet miktarının düşük olacağını; düşük fiyat düzeylerinde ise talep edilen mal ya da hizmet miktarının fazla olacağını ifade eder.

Modern çağa özgü bir olay olarak tanımlanan turizmin tarihsel geçmişini, yazıyı ve tekerleği bulan Sümerlere kadar götürmek mümkündür. Sümerler ekonomik açıdan bakıldığında ticaretle meşgul olmaya başlayan ilk devlettir. Fenikeliler ise bugünkü¨ şekliyle değerlendirildiğinde ilk gezginler olarak bilinmektedirler. Eski Mısır’da piramitleri ve diğer eserleri görmeye yönelik geziler, Eski Yunan’da Olimpiyat Oyunları’nın izlenmesi amacıyla yapılan geziler, Roma İmparatorluğu’nun egemen olduğu geniş¸ coğrafi yüzölçümü nedeniyle seyahatlerin yaygınlaşması, Ortaçağˆ Avrupası’ndaki dini turizm ve Marco Polo’nun İran ve Afganistan’dan geçerek Çin’e ulaşması, 17. ve 18. yüzyıllarda zengin ailelerin, çocuklarını eğitim seyahatine gönderdikleri Grand Tour olgusu ve Osmanlı’da Evliya Çelebi’nin seyahatleri yaşanılan o yıllardaki çağdaş turizmin ilk örnekleri olarak sayılabilir.

Turizmin ilk tanımı Guyer-Feuler tarafından 1905 yılında yapılmıştır.

malın fiyatı ile birlikte (Fx), diğer malların fiyatı (Fö), üretim
faktörlerinin maliyetleri ya da girdi fiyatı (Fg), geleceğe ilişkin beklentiler (E), teknoloji
(T), vergi (V) ve sübvansiyonlar (Sü) ile piyasadaki firma (satıcı) sayısı (Nf) da arzı etkilemektedir.
Arz edilen herhangi bir malın (Xa malı) miktarı ile bu miktarı etkileyen tüm
faktörler arasındaki ilişki arz fonksiyonuyla gösterilmektedir.
Xa = f (Fx, Fö, Fg, E, T, V, Sü, Nf)

Turizm sektöründe monopolcü rekabet  ve oligopolcü koşullar geçerlidir. Yani turizm sektöründe eksik rekabet koşulları egemendir. Öncelikle tekel ve tam rekabet koşullarının egemen olması söz konusu olamaz. Çünkü irili ufaklı yüzlerce firmanın faaliyette bulunduğu turizm sektöründe tek bir firmanın hakim olması çok zordur. Tam rekabet de mümkün değildir. Çünkü tam rekabetin en önemli özelliği olan homojen (türdeş) ürün ve fiyatın veri olması (piyasada tek bir fiyatın geçerli olması) turizm sektöründe geçerli olmaz. O nedenle ikiden fazla birbirine bağımlı firmanın faaliyette bulunduğu oligopoller ve çok sayıda firmanın heterojen (farklılaştırılmış) ürünlerle faaliyette bulunduğu monopolcü rekabet turizm sektörüne egemen olmaktadır.

Fiyat değişiklikleri karşısında, üreticilerin üretim miktarı açısından kararlarını etkileyen temel faktör; fiziksel, teknik ve mevsimsel kısıtlardır. Bu kısıtlardan en çok etkilenen sektörlerin başında ise tarım sektörü gelmektedir. Tarım sektöründe, tarımsal ürün arzı da talebi de esnek değildir.

Psikolojik faktörlere bağlı olarak turizm talebi hem olumlu hem de olumsuz yönde etkilenmektedir. Örneğin yabancı tu­ristler Türkiye’deki tatillerinden memnun kaldıklarında çevrelerini de yönlendirerek ta­tillerini ülkemizde geçireceklerdir. Böylece turist sayısında artış gözlenecek, turizm talep eğrisi sağa kayacaktır. Oysa olumsuzluk yaşayanlar ise turizm talebinde azalmaya neden olacaklardır.

Ekonomik önemi açısından turizm; ziyaret edilen yere, katılanların sayısına, katılanların yaşına, katılanların sosyo-ekonomik durumlarına ve katılanların amaçlarına göre beş temel kategoriye ayrılmaktadır. Ziyaret edilen yere göre turizm iç ve dış; katılanların sayısına göre bireysel, kitle ve grup; katılanların yaşına göre gençlik, orta yaş ve üçüncü yaş; katılanların sosyo-ekonomik durumlarına göre sosyal ve lüks ve de katılanların amaçlarına göre deniz, kongre, termal, yat, mağara, dağ ve kış, av, golf, inanç, yayla ve akarsu turizmi olmak üzere çeşitlere ayrılmaktadır.

Turizm amaçlı geziye çıkan bir insan için öncelikle önem arz eden unsur konaklama faktörüdür.