Uluslararası Ticaret Hukuku Final 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Yabancılık unsuru taşıyan ve uygulanacak uluslararası bir sözleşmenin var olmadığı deniz yolu ile yolcu, bagaj ve eşya taşımalarına ilişkin uyuşmazlıklarda uygulanacak hukuk Türk hukuku ise hangi kanun hükümleri uygulanacaktır?
İş hukuku |
Uluslararası hukuk |
Anayasa hukuku |
İdare hukuku |
Ticaret hukuku |
Bu durumda eğer uygulanacak hukuk Türk hukuku ise bu halde denizyolu ile yapılan taşımalara Türk Ticaret Kanunu’nun “Deniz Ticareti” başlıklı 5. Kitap hükümleri öncelikli olarak uygulanacaktır. Doğru cevap E'dir.
2.Soru
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa esastan çözüm getirmeyen, ancak hangi devlet hukukunun uygulanacağını gösteren kurallara ne ad verilir?
Bağlama kuralları |
Örf ve adet hukuku |
Milletlerarası özel hukuk |
Milletlerarası usul hukuku |
Özel hukuk |
Bağlama kuralları, taraflar arasındaki uyuşmazlığa esastan çözüm getirmeyen, ancak hangi devlet hukukunun uygulanacağını gösteren kurallardır.
3.Soru
Montreal sözleşmesinin uygulama alanı nedir?
Bu Sözleşme ücret karşılığında deniz aracı ile yapılan bütün uluslararası yolcu, bagaj ya da eşya taşıyıcılığı için geçerlidir. |
Bu sözleşme ücret karşılığında hava aracı ile yapılan bütün uluslararası yolcu, bagaj ya da eşya taşıyıcılığı için geçerlidir. |
Bu sözleşme ücret karşılığında demiryolu aracı ile yapılan bütün uluslararası yolcu, bagaj ya da eşya taşıyıcılığı için geçerlidir. |
Bu sözleşme ücret karşılığında karayolu aracı ile yapılan bütün uluslararası yolcu, bagaj ya da eşya taşıyıcılığı için geçerlidir. |
Bu sözleşme ücret karşılığında hava aracı ile yapılan bütün uluslararası değerli eşya taşıyıcılığı için geçerlidir. |
Sözleşmenin Uygulama Alanı; 1999 Montreal Sözleşmesinin 1. maddesine göre, bu sözleşme ücret karşılığında hava aracı ile yapılan bütün uluslararası yolcu, bagaj ya da eşya taşıyıcılığı için geçerlidir. Bir hava işletmesi tarafından üstlenilmiş, hava aracı ile yapılan ücretsiz taşımalar için de aynı sözleşmenin kapsamındadır.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi CISG Antlaşmasının uygulama kapsamına giren bir satım sözleşmesidir?
Menkul kıymet satımı |
Gemi satımı |
Hava taşıtı satımı |
Tren satımı |
Elektrik satımı |
Tren satımı CISG Antlaşmasının uygulama kapsamına giren bir satım sözleşmedir. Bu nedenle doğru şık “d”dir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi yetki anlaşmasının geçerlilik şartları arasında yer almaz?
Yetki anlaşması resmi yazılı şekilde yapılmalı |
Tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılması |
Uyuşmazlık konusu hukuki ilişki belirlenebilir olmalı |
Yetkili kılınan mahkeme belirlenebilir olmalı |
Uyuşmazlık konusu üzerinde taraflar serbestçe tasarrufta bulunabilmeli |
HMK m. 17 ve 18’e göre, yabancı unsur içeren bir uyuşmazlıkta Türk mahkemelerini yetkili kılan bir anlaşmanın geçerli olabilmesi için aranan şartları maddeler hâlinde şu şekilde belirtebiliriz:
1. Yetki anlaşması tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılmalıdır: Zayıf tarafı korumak amacıyla, sadece tacirlerin veya kamu tüzel kişilerinin kendi aralarında yahut birbirleriyle yetki anlaşması yapabilmelerine müsaade edilmiştir. Bir gerçek kişi ile tacir arasında yapılan yetki anlaşması geçersiz olduğu gibi, gerçek kişilerin kendi aralarında da böyle bir anlaşma yapabilmeleri mümkün değildir.
2. Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulanabilecekleri bir konuda olmalıdır: Örneğin taraflar bir sözleşmeden doğan uyuşmazlıkla ilgili anlaşarak serbestçe tasarrufta bulunabilirler, yani sulh olabilirler ve bu sulh anlaşması Türk hukukunda geçerlidir. Dolayısıyla, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarla ilgili yetki anlaşması yapılabilir.
3. Uyuşmazlıkla ilgili kesin yetkiye sahip bir başka Türk mahkemesi bulunmamalıdır: Örneğin Türkiye’de bulunan bir taşınmaz mal üzerindeki ayni hakka ilişkin uyuşmazlıkta, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. (A) şirketi ile (B) şirketi, Ankara’daki bir arsanın mülkiyeti konusunda aralarında doğan uyuşmazlığın İstanbul mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşma yapamazlar; yapsalar dahi bu anlaşma geçersizdir.
4. Uyuşmazlık konusu hukuki ilişki, belirli veya belirlenebilir olmalıdır: Yetki anlaşmaları genelde sözleşmeler hakkında yapılır. Ancak, haksız fiilden veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklar için de yetki anlaşması yapılabilir. Önemli olan, mahkemeye sunulduğunda, uyuşmazlığın doğduğu hukuki ilişkinin belirli ya da belirlenebilir olmasıdır.
5. Yetki anlaşmasında yetkili kılınan mahkeme veya mahkemeler belirli olmalıdır: Dolayısıyla, yabancı unsurlu bir uyuşmazlıkta sadece Türk mahkemelerini yetkili kılan genel bir anlaşma Türk hukuku açısından geçersizdir. Çünkü böyle bir durumda, Türkiye’de bulunan yüzlerce yer itibarıyla yetkili mahkemeden hangisinin yetkilendirildiği tespit edilemez. Belli bir Türk mahkemesini yetkilendirmek isteyen tarafların, bu iradelerini (örn. İstanbul, Ankara, Eskişehir, Polatlı/Ankara gibi) açıkça ortaya koymaları gerekir.
6. Yetki anlaşması yazılı şekilde yapılmalıdır: Sözlü olarak yapılan yetki anlaşması geçersizdir. Ancak, HMK’da aksi yönde bir hüküm bulunmadığından adi yazılı şekilde yapılan bir yetki anlaşması da geçerlidir; yani resmî yazılı şekilde yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi tenfiz şartlarından biri değildir?
Karar, savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olmalıdır. |
Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunması. |
Kararı veren mahkemenin yetkisi aşkın/aşırı yetki olmamalıdır. |
Karar, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmemiş olmalıdır. |
Karşılıklılık şartı. |
Tenfiz Şartları (Esas Şartlar) Tenfiz talebinin hangi hâllerde reddedileceği, MÖHUK m. 54’de sayılmıştır. Bu şartları genel olarak şu şekide belirtebiliriz: 1. Karşılıklılık şartı: Bazen devlet, belli bir hakkın tanınmasını karşılıklılık esasına, yani diğer devletin de aynı hakkı tanıması şartına bağlayabilir. Türk hukukunda da bazı hâller için karşılıklılık esası aranmaktadır ki, tenfiz bu hâllerden birini teşkil eder. MÖHUK m. 54(1)(a)’da, “Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması” gerektiği belirtilmiştir. Buna göre, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tenfizine karar verilebilmesi için, kararı veren ülkede Türk mahkeme kararlarının tenfizinin mümkün olması gerekmektedir. Karşılıklılık şartının gerçekleşmiş sayılması için mutlaka bir uluslararası sözleşme bulunmasına gerek yoktur; o devlette Türk mahkeme kararlarının tenfizini sağlayan bir kanun hükmünün veya kanun hükmü yoksa fiilî uygulamanın olması da yeterlidir. Hükümde “veya” ifadesi kullanıldığından bunlardan biri, karşılıklılık şartının gerçekleşmesi için yeterlidir. Karşılıklılık, genel olarak değil, benzer nitelikteki kararlar için aranır. Yani aile hukukundan doğan uyuşmazlıklar hakkında verilen Türk mahkeme kararlarının tenfizini kabul etmeyen yabancı devletin mahkemesinin bu konuda verdiği kararların tenfizi için karşılıklılık şartı gerçekleşmemiştir. Buna karşılık aynı devlet ticari konulara ilişkin yabancı mahkeme kararları hakkında daha müsamahalı hükümler kabul etmiş olabilir ki, bu hâlde söz konusu devlet mahkemesince verilen ticari nitelikteki kararların, karşılıklılık şartının gerçekleşmiş olması nedeniyle tenfiz talebi kabul edilebilir. Karşılıklılık şartının gerçekleşmesi, o ülkede mutlaka bir Türk mahkemesi kararının tenfiz edilmesi zorunluluğu getirmemektedir. Olabilir ki, öncesinde o konuda bir Türk mahkemesi kararının tenfizi hiç talep edilmemiştir. Karşılıklılık şartının varlığı mahkeme tarafından kendiliğinden araştırılır. Şartın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda taraflar da mahkemeye yardımcı olabilirler. Ancak mahkeme, taraflar dışında, TC Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nden durumu sorabileceği gibi ilgili devletin Türkiye’deki temsilciliğine ve uluslararası sözleşme varsa ilgili devletin resmî makamlarına bu konuda başvurabilir. Mahkeme konuya ilişkin bilirkişi raporu alınmasına da karar verebilir. MÖHUK m. 58(1)’in ikinci cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, karşılıklılık, tanıma taleplerinde aranan bir şart değildir. 2. Karar, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmemiş olmalıdır: Eğer kararın ilgili uyuşmazlık hakkında, Türk kanunlarında bir Türk mahkemesi münhasıran yetkili kılınmışsa tanıma veya tenfiz talebi reddedilecektir. Yukarıda bilgi verildiğinden, burada münhasır yetki konusu tekrar edilmeyecektir. 3. Kararı veren mahkemenin yetkisi aşkın/aşırı yetki olmamalıdır: Bazı devletler, tesadüfi, sunî ve zayıf irtibatlarla mahkemelerini yetkili kılan hükümler kabul edebilmektedirler. Örneğin bazı hukuk düzenlerinde dava dilekçesinin, o ülkede tebliği ile o yer mahkemesi yetkili olabilmektedir. Yetkinin, vatandaşlık esasına göre belirlenmesi veya dava konusu olmamakla birlikte miktarına/değerine bakılmaksızın mal varlığının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili sayılması da aşkın/aşırı yetki hâllerinden sayılmaktadır. Aşkın 150 Uluslararası Ticaret Hukuku yetki hükümleri, davalının hiç öngörmediği bir mahkeme önünde yargılanma sürpriziyle karşılaşmasına neden olmakta, davasını gereğince takip edebilmesini zorlaştırmakta, dolayısıyla âdil yargılanma hakkının ihlal edilmesi gündeme gelebilmektedir. Bu yüzden, mahkemelerin yetkisinin, genel kabul görmüş, dava veya taraflarla gerçek bağlantılara göre belirlenmesi tavsiye edilmektedir. MÖHUK’a göre, aşkın yetki hâlinin tanıma ve tenfize engel olabilmesi, davalının bu yönden itiraz etmesi şartına bağlıdır. Yani mahkeme bu şartı kendiliğinden inceleme konusu yapamaz. 4. Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması: Tenfiz ve tanıma taleplerinin reddinde en fazla dayanılan gerekçelerden biridir. Birçok hukuk düzeninde ve uluslararası anlaşmalarda da kamu düzenine açıkça aykırılık tenfiz engeli sayılmaktadır. “Kamu düzeni” ifadesi, muğlak, zamana ve mekâna göre değişen bir kavramdır. Yabancı hukuklarda ve uluslararası sözleşmelerde olduğu gibi MÖHUK’da da “kamu düzeni” ifadesi tanımlanmamıştır. Çünkü kanuni bir tanıma yer verilmesi, kavramı sabit hâle getirerek (dondurarak) mahkemenin takdir yetkisini oldukça sınırlar; zamanla görülen anlayış değişikliğinin kavrama nüfuz etmesini engeller. Bununla birlikte mahkeme kararlarında ve doktrinde bazı tanımlar yapılarak, kamu düzeni kavramı biraz daha somutlaştırılmaktadır. Genel olarak ifade etmek gerekirse, Anayasanın veya Türk hukuk düzeninin temel, vazgeçilmez ilkelerine, Türk toplumunun temel örf ve âdet anlayışına, temel ahlak kurallarına aykırılık kavram kapsamında değerlendirilmektedir. Örneğin, yabancı mahkemenin, tarafın sırf kadın olduğu veya ırkından, renginden dolayı hakkında aleyhe karar vermesi kamu düzenine aykırı sayılır. Yine, yabancı mahkemenin adil yargılanma hakkını ihlali de bu kapsamda değerlendirilir. Tenfiz talepleri incelenirken, yabancı mahkeme kararının esasına girilmemesi gerekmektedir. Yabancı mahkemenin maddi ve usulî kuralları nasıl uyguladığı, bunların doğru uygulanıp uygulanmadığı veya vakıaları değerlendirmesi inceleme konusu yapılamaz. Buna esasa girme yasağı (revizyon yasağı) denmektedir. Bazı mahkeme kararlarında, muğlak bir kavram olmasından dolayı kamu düzenine aykırılık gerekçesiyle esasa girme yasağının ihlal edildiği görülmektedir. MÖHUK’da, hükmün kamu düzenine aykırılık olmaması şartı aranmıştır. Yani, hüküm dışında kalan kısımlar inceleme konusu yapılamayacaktır ki aslında bu da kanunda kararın içeriğinin yeniden denetlenmesinin istenmediğini göstermektedir. Milletlerarası usul hukukunda kamu düzeni kavramının çerçevesinin biraz daha dar tutulması gerekmektedir. Yabancı mahkeme kararının iç hukukun kamu düzeni anlayışıyla değerlendirilmesi, birçok hâlde tenfiz talebinin reddedileceği anlamına gelir. Çünkü devlet, hukuk kurallarını koyarken, amaçlarından biri de kamu düzenini sağlamaktır. Kamu düzeni konusunda tenfize ilişkin farklı bir yaklaşımın benimsenmemesi hâlinde, mahkeme kendi hukuk kurallarına her aykırılığı kamu düzenine aykırı sayacak, milletlerarası özel hukuk ilişkilerinde istenmeyen sonuçlar doğacaktır. Bu yüzden, tenfizi talep edilen karardaki, tenfizi inceleyen mahkemenin her hukuk kuralına aykırılık, kamu düzeni müdahalesini gerektirmemektedir. MÖHUK’da da bunu vurgulamak için, aykırılığın “açıkça” olması gerektiği ifade edilmiştir. Kamu düzenine aykırılık önceden kesin şekilde belirlenemez. Her tenfiz talebinde olayın özelliklerine göre karar verilmesi gerekmektedir. (A) devletinin mahkemesinin verdiği karar kamu düzenine aykırılık teşkil ederken, (B) devletinin mahkemesinin aynı konudaki kararı kamu düzenine aykırı sayılmayabilir. 5. Karar, savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olmalıdır: MÖHUK m. 54(1)(ç)’ye göre, aleyhine tanıma veya tenfiz istenen tarafın, kararın verildiği yer kanunları uyarınca mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmaması veya o mahkemede temsil edilme- 7. Ünite - Uyuşmazlıkların Mahkemeler Yoluyla Çözümü 151 mesi yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmesi tenfiz talebinin reddi nedenidir. Bunlardan biri dahi gerçekleşse talep reddedilir. Ancak, mahkeme bu şarta ilişkin inceleme ve değerlendirmesini, karşı taraf savunma haklarının ihlal edildiği itirazında bulunursa yapabilir. Savunma haklarının ihlal edilip edilmediği, yabancı mahkeme önündeki dosyada yer alan bilgi ve belgelerden tespit edilebilir. MÖHUK m. 58(1)(ç)’deki bu şart, yabancı mahkemenin hukukuna aykırı davranarak savunma hakkını ihlal etmesini tanıma ve tenfiz engeli saymaktadır. Ancak, bazen öyle durumlar olabilir ki, mahkeme, usul hukukuna uygun davranmakla birlikte, savunma hakları yine de ihlal edilebilir. Örneğin, mahkeme kendi hukukuna göre dava dilekçesine cevap için çok kısa süre öngörmüş olabilir. Bu takdirde, tanıma ve tenfiz talebinin kamu düzenine açıkça aykırılık nedeniyle reddi gündeme gelebilir.
7.Soru
Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda uygulanacak hukukun uygulanmasını sınırlayan kaç halden söz edebiliriz?
7 |
5 |
4 |
3 |
2 |
Yabancı uyruklu uyuşmazlıklarda, Türk kanunlar ihtilafı kuralları uyarınca uygulanacak hukuk tayin edilir. Hakimin görevi, uygulanacak hukuk olarak tayin ettiği devlet hukukunu soyut uyuşmazlığa uygulamaktır. Bununla birlikte birbirinden farklı 2 durum uygulanacak hukukun uygulanmasını engelleyebilir. Bu durumlardan;
1. Kamu düzeni: Uygulanacak hukuk olarak tayin edilen yabancı devlet hukukunun uygulanması, ancak kamu düzenine aykırı olmadıkça mümkündür.
2. Doğrudan uygulanan kurallarda kamu düzeni gibi yabancı devlet hukukunun uygulanmasını engeller.
Söz konusu kurallar, bir devletin hukuki, ekonomik ve sosyal menfaatlerinin ya da toplumun menfaatlerinin korunmasını amaçlayan kurallar olup uyuşmazlığın yabancı unsurlu olup olmadığına bakılmaksızın uygulanır. Doğru cevap E'dir.
8.Soru
Üstü açık veya kapalı, depo, konteyner sahası, demiryolu istasyonu, rıhtım, antrepo gibi yerler ne olarak ifade edilir?
Borda |
Terminal |
Navlun |
Taşıma |
Mavna |
Üstü açık veya kapalı, depo, konteyner sahası, demiryolu istasyonu, rıhtım, antrepo gibi yerler terminal olarak ifade edilir.
9.Soru
Demiryolu taşımacılığında, taşıyıcı sınırlı sorumlu olduğunda, ziya veya hasar durumunda eksik bürüt ağırlığının SDR olarak üst sınırı ne kadardır?
Brüt ağırlığının kilogramı başına 20 SDR’yi geçemez. |
Taşıma ücretinin dört katını geçemez. |
Taşıma ücretinin iki mislini geçemez. |
Taşıyıcı sadece taşıdığı malın değerini öder. |
Brüt ağırlığının kilogramı başına 17 SDR’yi geçemez. |
Taşıyıcının Sorumluluğunun Sınırı; Sınırlı Sorumluluk: Zıya ve hasar halinde tazminat, zıya veya hasara uğrayan kısmın eksik brüt ağırlığının kilogramı başına 17 SDR’yi geçemez (CIM m. 30, 32). Geç teslim halinde ise taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarı azami taşıma ücretinin 4 katı olarak belirlenmiştir (CIM m. 33).
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden değildir?
Doğrudan görüşme |
Tarafsız ön değerlendirme |
Vakıaların tespiti |
Ön hakemlik |
Mahkeme |
Birçok uyuşmazlık çözüm yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan belli başlıları, doğrudan
görüşme, tarafsız ön değerlendirme, vakıaların tespiti, ön hakemlik, kısa duruşma,
arabuluculuk, uzlaştırma ve hakem-bilirkişiliktir. En bilinen ve uygulaması sık görülen
alternatif çözüm yöntemlerinden doğrudan görüşme, arabuluculuk ve hakem-bilirkişilik
hakkında aşağıda kısaca bilgi verilecektir.
11.Soru
Aşağıda yetki itirazı ile ilgili olarak verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
İtirazın belli bir süre içerisinde yapılması gerekir. |
Yabancı unsurlu davalarda süresi içerisinde yetki itirazında bulunulmaması durumunda Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisi tesis edilmiş olur. |
Birden fazla yetkili mahkeme olması durumunda yetki itirazında bulunulan mahkemeden yetkili mahkemeyi tayin etmesi istenir. |
Yetki itirazının haklı bulunması durumunda mahkeme, kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. |
Süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmazsa davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. |
Yetki itirazında, yetkili mahkemenin, birden fazla yetkili mahkeme varsa hangisinin tercih edildiği belirtilmelidir. Aksi ha^lde, yetki itirazı dikkate alınmaz.
Doğru cevap C seçeneğidir.
12.Soru
1978 yılında Cenevre’de hazırlanmış ve ülkemizin 1995 yılında taraf olduğu Karayolu ile uluslararası yolcu taşımaya ilişkin sözleşme aşağıdakilerden hangisidir?
CMR |
Varşova Sözleşmesi |
Montreal Sözleşmesi |
SDR |
Brüksel Sözleşmesi |
Karayolu ile uluslararası yolcu taşımaya ilişkin ülkemizin taraf olduğu bir uluslararası sözleşme mevcut olmamakla beraber karayolu ile uluslararası eşya taşımaları bakımından kısa adı CMR olan, Karayolunda Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesi Hakkında Sözleşmeye (Convention Marchandise Routier) Türkiye de taraftır. CMR’nin metni, 1978 yılında Cenevre’de hazırlanmış ve akabinde Birleşmiş Milletler tarafından devletlerin imzasına sunulmuştur. Ülkemiz, 1995 yılında bu Sözleşmeyi imzalayarak taraf devlet olmuştur.
13.Soru
Uyuşmazlık bulunduğunu düşünen taraf, karşı tarafa yazılı bir talep göndererek, arabulucuya başvuru teklifinde bulunabilir; bulunduğu bu teklife kaç güde yanıt gelmezse teklif reddedilmiş sayılır?
10 gün |
15 gün |
30 gün |
45 gün |
60 gün |
Uyuşmazlık bulunduğunu düşünen taraf, karşı tarafa yazılı bir talep göndererek, arabulucuya başvuru teklifinde bulunabilir; otuz gün içinde olumlu yanıt gelmezse teklif reddedilmiş sayılır.
14.Soru
"Kanunlar ihtila^fı kuralları", sözleşmeye uygulanacak hukuk konusunda aşağıdakilerden hangisine öncelik verir?
Temaül hukuku |
Kanunlar ihtilaf kurallarınına |
Tarafların yaptıkları ticari sözleşme metinlerine |
Tarafların iradesine |
Sözleşme ile veya taraflarla ilgisi bulunan bir devletin hukukuna |
Tarafların sözleşme yaptıkları esnada kararlaştırmadıkları hususlar da bulunabilir. Bu ha^lde sözleşme yapılırken kararlaştırılmayan hususlara hangi hukukun uygulanacağı sorusu önem kazanmaktadır. Sözleşmeye hangi hukukun uygulanacağını kanunlar ihtila^fı kuralları belirler. Kanunlar ihtila^fı kuralları, sözleşmeye uygulanacak hukuk konusunda tarafların iradesine öncelik verir. Eğer tarafların bu konuda bir anlaşmaları yoksa uygula- nacak hukuku kanunlar ihtila^fı kuralı kendisi belirler. Bu hukuk, çoğunlukla sözleşmeyle veya taraflarla ilgisi bulunan bir devletin hukukudur. Doğru cevap: D
15.Soru
I. Türk ahlak ve adap anlayışına aykırılıkII. Temel hak ve özgürlüklere aykırılıkIII. Türk hukuk ilkelerine aykırılıkYukarıdaki durumlardan hangileri söz konusu olduğunda yabancı devlet hukukunun uygulanmasından vazgeçilir?
I, II ve III |
Yalnız II |
Yalnız III |
I ve III |
II ve III |
MÖHUK m. 5’te de hükme bağlandığı gibi, yabancı devlet hukukunun uygulanmasının Türk kamu düzenine “açıkça” aykırı olması durumunda söz konusu hukukun uygulanmasından vazgeçilecektir. Bu çerçevede, yabancı devlet hukukunun uygulanması durumunda Türk ahlak ve adap anlayışına, Anayasa’daki temel hak ve özgürlüklere, Türk hukukunun temel ilke ve değerlerine tahammül edilemez bir aykırılığın ortaya çıkacak olması hâlinde söz konusu hukukun uygulanmasından vazgeçilir.
16.Soru
Tarafların aralarında doğmuş ve doğacak uyuşmazlıkların mahkemeler yerine seçtikleri kişi veya kişiler tarafından karara bağlanması hususunda anlaşmaları ve uyuşmazlığın hakem denen bu kişiler tarafından çözüme kavuşturulmasına ne ad verilir?
Tahkim |
Arabuluculuk |
Uluslararası Adalet Divanı |
Mahkeme |
Kanunlar ihtilafı |
Verilen tanım tahkimi anlatmaktadır. Hakemler, tahkim yargılamasında görev alan kişilere denilir. Cevap A dır.
17.Soru
Bir sözleşmede karakteristik edim borçlusunun, para edimini ifa edecek tarafa göre konumu aşağıdakilerden hangisidir?
Eşit borçlu |
Yanında |
Karşısında |
Eşit sorumlu |
Kefilidir |
Karakteristik edim bir sözleşmeye özelliğini veren, o sözleşmeyi karakterize eden edimdir. Sözleşmelerin büyük bir çoğunluğundan taraflardan birinin edimi paradır. Bu sebeple, karakteristik edim para edimi olarak kabul edilmez. Karakteristik edim, para ediminin karşısındaki edimdir. Dolayısıyla bir sözleşmedeki karakteristik edim borçlusu para edimini ifa edecek tarafın karşısındaki taraftır. Doğru cevap C'dir.
18.Soru
Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin düzenlendiği MÖHUK md. 41 ve devamı hükümlerinde aşağıdakilerden hangisi hakkında milletlerarası yetki belirlenmemiştir?
İş sözleşmesi ve iş ilişkisi davaları |
Miras davaları |
Sigorta sözleşmesi davaları |
Aracılık sözleşmesi davaları |
Tüketici sözleşmesi davaları |
Milletlerarası yetkisi özel hükümle belirlenen Türk mahkemeleri MO¨HUK’un 41 ve devamı maddelerinde belirlenmiştir. Buna göre 41. maddede Türklerin kişi ha^llerine ilişkin davalarda; 42. maddede yabancıların kişi ha^llerine ilişkin bazı davalarda; 43. maddede miras davalarında; 44. maddede iş sözleşmesi ve iş ilişkisi davalarında; 45. maddede tüketici sözleşmesine ilişkin davalarda ve 46. maddede sigorta sözleşmesine ilişkin davalarda Türk mahkemelerinin yetkisi özel olarak düzenlenmiştir.
19.Soru
- Yetki anlaşmasına konu borç ilişkisi yabancı unsur içermelidir
- Uyuşmazlıkla ilgili münhasır yetkiye sahip bir Türk mahkemesi olmalıdır
- Uyuşmazlık konusu bir borç ilişkisine ilişkin olmalıdır
- Uyuşmazlık ve seçilen mahkeme belirli ya da belirlenebilir olmalıdır
- Taraflardan en az biri AB üyesi ülke vatandaşı olmalıdır
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri MÖHUK m. 47(1)’in ilk iki cümlesinde belirtilen yetki anlaşmasının geçerlilik şartlarındandır?
I, III ve IV |
II, III ve IV |
Yalnız III |
III ve IV |
III, IV ve V |
Uyuşmazlıkla ilgili münhasır yetkiye sahip bir Türk mahkemesi bulunmamalıdır. Ayrıca, taraflardan en az biri AB üyesi ülke vatandaşı olmalısı gibi bir şart yoktur. Diğer yandan, yetki anlaşmasına konu borç ilişkisi yabancı unsur içermeli; uyuşmazlık konusu bir borç ilişkisine ilişkin olmalı ve uyuşmazlık ve seçilen mahkeme belirli ya da belirlenebilir olmalıdır.
20.Soru
Milletlerarası Özel Hukuk'ta kişinin hayat ilişkilerinin merkezi niteliğini taşıyan fiili duruma uygun bulunan yere ne ad verilir?
Mutad Mesken |
Mutad Alan |
Toplu Mesken |
Toplu Konut |
Yaşam Biçimi |
Mutad Mesken Milletlerarası Özel Hukuk'ta özellikle kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin bağlama kurallarında yer verilen bağlama noktalarından biridir. Ancak '' Mutad Mesken '' kavramı pozitif düzenlemelerde tanımlanmıştır. Mutad Mesken, kişinin hayat ilişkilerinin merkezi niteliğinde olan ve gerçek ve fiili duruma uygun bulunan yer ( fiili ikametgah ) olarak kabul edilmektedir. Doğru cevap A'dır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ