6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 70.nci maddesinde haczedilemeyecek mallar arasında tekel beyiyeleri ve Harcırah Kanununa göre yapılan ödemeler vardır. Diğerleri madde 71’e kısmen haczedilebilecek gelirlerdir. Doğru cevap E’dir.

Vergi borcunun muaccel olmasında ölçüt, verginin tahakkuk etmiş olmasıdır. Tahakkuk etmeyen borçlar kural olarak ödenemeyeceğinden doğru cevap "d" şıkkıdır.

Mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesine vergi ziyaı denir.

Bilanço esasına göre “çok zor duruma” düşme hâli aşağıdaki “Likidite” oranına göre belirlenmektedir.

Likitide Oranı= Dönen Varlıklar - Stoklar / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar formülü ile hesaplanmaktadır.

Bu olayda, sermaye şirketinin kesmiş olduğu %20’lik beden her ne kadar vergi olarak hazineye intikal ettirmemiş olsa da mükellefin söz konusu kesinti tutarını mahsup etmeksizin beyannamesini vermesi durumunda verginin tahsil edilmesi için vergi kesintisi yapmakla yükümlü olanın yahut asıl mükellefin aleyhine kesinti aslı için tarhiyat yapılamayacaktır.

Vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişilere mükellef adı verilir.

Üzerinde uzlaşmaya varılan vergi ve cezaların, uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerekir.

6183 sayılı Kanun kapsamına giren kamu
(amme) alacakları bakımından, asli kamu alacakları ve fer’i kamu alacakları ayırımı yapılabilir.

Vergi alacağı kamu hizmetlerinin finansmanında kullanılırken diğer kamu alacakları farklı amaçla kullanılabilir. Ayrıca vergiler kanundan doğarken kamu alacakları idari sözleşmelerden doğabilir.Bunun yanında, vergi karşılıksızdır, bazı kamu alacakları da karşılıksız olabilir.

Haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar; haczin uygulandığı, gıyapta yapılan hacizlerde ise haciz işleminin tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, alacaklı tahsil dairesinin yetki alanına dâhil olduğu vergi mahkemesinde dava açabilir ve bu davada ihtiyati haciz tutar ve sebeplerine de itiraz edebilir.

Limited şirket ortakları; şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.

Tecil faizi 21.10.2010 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık %12’dir.

6183 sayılı Kanun’un 25. Maddesi uyarınca tahsil edilip de kanuni sebeplerden reddi icap eden kamu alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan kamu idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edildikten sonra geri ödenir. Olayımızdaki hukuki ilişki Gelir Vergisi Kanunu’nun 121/2. Maddesi uyarınca bir reddiyeyi gerektirdiğinden kanuni sebep mevcuttur. Böyle bir durumda ise fazla alınan vergi aynı kamu idaresine olan muaccel borçların düşülmesi sonrasında geri ödemeye konu olacaktır.

İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergilere karşı yükümlü vergi mahkemesine başvurabileceğinden, bu vergiler ancak 30 günlük dava açma süresinden sonra tahakkuk etmektedir. Tahakkuk tarihinden itibaren de bir aylık ödeme süresi tanındığına göre taksit süreleri geçtikten sonra tahakkuk eden ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler tebliğ tarihinden itibaren toplam iki ay içinde ödenmiş olurlar. Doğru cevap E’dir.

6183 sayılı Amme AlacaklarınınTahsil Usulü Hakkında Kanun kamu alacaklarını
güvence altına almak amacıyla Kanun’un 2. bölümünde (md. 9 - 36) bazı önlemler
ve/veya müesseseler ihdas etmiştir. Bunların arasında teminat istenmesi, ihtiyati haciz uygulanması, alacağın ihtiyaten tahakkuk ettirilmesi, icra takiplerinde kamu alacağına rüçhan (öncelik) hakkı tanınması gibi örnekler vardır. Sözleşmede serbestlik ise bunlardan biri değildir.

I’de bahsedilen irade serbestisi özel hukuk alacakları açısından esastır. Özel hukuk alacaklarının hukuk geçerliliği tarafların serbest iradelerine doğrudan bağlıdır; şayet alacağı doğuran ilişki tarafların serbest iradelerinden doğmuyorsa o zaman özel hukuk bağlamında irade sakatlığı hallerinden söz edilebilecektir. II’de verilen bilgi kamu alacaklarına özgü bir durumu ifade etmektedir. Özel hukuk alacaklarında takip; alacaklının talep etmesi halinde söz konusu iken kamu alacakları için talep zorunluluğu yoktur. Kamu alacaklarının takibi, ödenmeme halinde talebe gerek olmaksızın başlatılabilir. III’de verilen bilgi hem özel hukuk alacakları hem de kamu alacakları için doğrudur. Hem özel hukuk alacaklarında hem de kamu alacaklarında, borcun ödenmemesi halinde kamu gücü kullanarak tahsil imkanı vardır; fakat bu tahsile ilişkin usul özel hukuk alacakları ve kamu alacakları için farklıdır. IV’de verilen bilgi özel hukuk alacakları için doğrudur. Özel hukuk alacakları söz konusu olduğunda alacak-borç ilişkisinin tarafları sıfatları ne olursa olsun kanun ve hukuk düzeni karşısında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptirler. V’de verilen bilgi kamu alacaklarına ilişkindir. Kamu alacakları Devlet’in merkezinde olduğu bir ilişki düzleminden neşet eder ve harçlar yahut cezalarda olduğu gibi borçlunun rızası aranmaksızın devletin tek taraflı irade beyanıyla zuhur ederler; oysa özel hukuk alacağından bahsetmek için alacaklı ve borçlunun karşılıklı irade beyanlarına ihtiyaç vardır.

6183 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesine göre, çizgili çek tahsil dairesine veya bankaya verildiği tarihte ödeme yapılmış sayılacaktır. Çeklerin posta yoluyla tahsil dairesine gönderilmesi hâlinde ise postaya verildiği tarih değil, tahsil dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarih, ödeme tarihi olarak kabul edilecektir. Kamu alacaklarına karşılık düzenlenen çekler, tahsil dairesine ve tahsile yetkili kılınmış bankalara verilecek ve karşılığında vergi dairesi alındısı/vergi tahsil alındısı alınacaktır. Çeklerin vergi dairesine veya bankaya verildiği tarihte ya da bundan en çok bir gün önceki tarihte düzenlenmesi zorunluluğu vardır. Daha eski tarihli çekler ödeme aracı olarak kullanılamazlar. Ayrıca mükellefin vergi dairesine ibraz ettiği çekin karşılığının olmaması durumunda da ödeme yapılmamış sayılacaktır.

İcra ve İflas Kanunu, özel hukuk ilişkilerinde doğan borçların kamu gücü aracılığıyla tahsili, ticari işletmelerin ve ticaret şirketlerinin iflasları halinde uygulanacak olan hukuki işlemleri ve bağlı hukuki süreçleri ve bu bağlamda kurulacak olan teşkilatı düzenler. Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun, kamu alacaklarının ödenmemesinin sonuçları ve bu alacakların tahsilini düzenler. Türk Borçlar Kanunu, özel hukuk alanında kurulacak olan ve bir başka kanunda özel olarak düzenlenmemiş bulunan borç ve sözleşme ilişkilerini düzenler. Bütçe kanunu, devletin bir mali yıl içerisindeki gelir ve harcamalarını düzenler. Vergi Usul Kanunu ise soru kökünde de belirtildiği üzere vergi alacaklarının ödeme aşamasına gelinceye kadar geçirdiği süreçleri düzenler.

Vergilerin ödenmemesinin sonuçları ve kamusal güç kullanılmak suretiyle tahsili, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile düzenlenmiş bulunmaktadır.

Vazgeçilmesi kabil mutfak takımı  haczedilemeyecek mallardan biri değildir. Doğru cevap B'dir.