XIV-XV. Yüzyıllar Türk Edebiyatı Final 8. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Sülayman Çelebi’nin eserlerinin özelliklerindendir?
Eserlerinde devlet büyüklerine yer vermemiştir. |
Şiirlerinde mekân ve savaş tasvirlerini çok kullanmıştır. |
Hiciv türünün en güzel örneklerini eserlerinde vermiştir. |
Arapça ve Farsça tamlamalara şiirlerinde çok az yer vermiştir. |
Hece ve aruzu birbirine yakınlaştırmıştır. |
Türk edebiyatında ilk mevlid yazarlarından olan Süleyman Çelebi’nin iyi bir eğitim aldığı ve dinî bilgilere hakkıyla vâkıf olduğu eserlerinden anlaşılmaktadır. Süleyman Çelebi, kimseye minnet etmeyen, eserinde devlet büyükleri ile ilgili hiçbir bilgi bulunmayan ve onlara şiirinde yer vermeyen bir şairdir. Onda Allah ve Peygamber sevgisinden başka bir şey yoktur. Şiirinde bunu en samimi şekilde aksettirmiştir. Doğru cevap A’dır.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Fatih’in İstanbul’u almasının sonuçlarından biri değildir?
Osmanlı Devleti bir imparatorluk halini almıştır. |
Rumeli’nin Müslümanlaşması sağlanmıştır. |
Anadolu’da bozulan birlik yeniden sağlanmıştır. |
Bizans İmparatorluğu tarihe karışmıştır. |
Trabzon Rum Devleti ele geçirilmiştir. |
1453’te Fatih’in İstanbul’u alması ile devletin iki yakası bir araya gelmiş, Bizans İmparatorluğu tarihe karışmıştır. Ayrıca Trabzon Rum Devleti ele geçirilmiş, Anadolu’da birlik sağlanmış, Balkanlarda elde edilen yeni topraklarla Osmanlı Devleti bir imparatorluk halini almıştır. Doğru cevap B’dir.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi manzum dinî destanların özelliklerindendir?
Daha çok meclis ve kıraathanelerde okunur |
Tamamı Farsçadan tercüme edilerek oluşturulmuştur (yüksek zümreyi hedef alan eserler) |
Bu eserlerdeki dilin kullanımı daha başarılıdır |
Bu eserlerdeki üslubun oluşumu daha başarılıdır |
Bu eserlerdeki kafiyenin yapısı ve aruzun tatbiki daha başarılıdır |
Anadolu’da mesnevi nazım şekliyle yazılan ilk müstakil Türkçe eserler, XIV. asra aittir. Bu geleneğin ilk müstakil eseri ise asrın başlarında 707/1307 tarihinde Yûnus Emre tarafından kaleme alınan Risâletü’n-nushiyye’dir. Mehmet Çavuşoğlu, bu asırda yazılan mesnevileri üç grupta incelemiştir:
Manzum dinî destanlar: Bu tip mesneviler daha çok meclis ve kıraathanelerde okunmak, insanlara hem hoşça vakit geçirtmek hem de çeşitli nasihatler vermek amacıyla oluşturulmuşlardır. Bunlar genellikle Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin gibi din büyükleri ile İbrahim Edhem ve Veysel Karanî gibi bazı ünlü sufîlerin hayatları etrafında teşekkül etmişlerdir. Ahmet Atilla Şentürk’ün dikkat çektiği gibi, hikâyenin manzum ve kafiyeli olarak okuyan ve dinleyenlere aktarıldığı bu mesnevilerde, insan, hayvan, tabiat manzaraları, savaş gibi tasvir çizilmesine imkân veren birçok unsurun bulunmasına rağmen, şairler tarafından çoğunda tek bir mısrada dahi edebî tasvire yer verilmemiştir.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Süleyman Çelebi’nin ‘’Vesîletü’n-Necât’’ adlı eserinin okunduğunda kolaylıkla söylenilebilir gibi bir düşünceye yol açan, ancak hiç de kolay olmayan sanatlı söyleyiş özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
Sehl-i Mümteni |
Türkî-i Basit |
Sebk-i Hindi |
Tarz-ı Tasavvuf |
Hikemi Tarz |
Okunduğunda kolaylıkla söylenebilir gibi bir düşünceye yol açan, ancak hiç de kolay olmayan sanatlı söyleyiş özelliği ‘’ Sehl-i Mümteni’’ dir. Daha sonra mevlid yazanların kolay sandıkları bu husus, işe başladıkları anda, büyük bir zorluk olarak karşılarına çıkmış ve bunların hemen hepsi Süleyman Çelebi’nin etkisi altında kalmışlar; hatta onun beyitlerini ister istemez tekrar eder duruma düşmüşlerdir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Ahmed-i dai’nin kaleme aldığı manzum eserlerden biridir?
Ebu’l-leys-i Semerkandî Tefsirinin Çevirisi |
Miftâhü’lcenne |
Kitâbü’t-ta’bir-nâme Çevirisi |
Vesîletü’l-mülûk li-Ehli’s-sülûk |
Çeng-name |
Ahmed-I Dai’nin manzum ve mensur eserler vermiştir.Manzum eserleri:Çeng-name;Mensur eserleri ise: Ebu’l-leys-i Semerkandî Tefsirinin Çevirisi, Miftâhü’lcenne, Kitâbü’t-ta’bir-nâme Çevirisi, Tercüme-i Eşkâl-I Nasır-ı Tûsî, Teressül, Tezkiretü’l-evliyâ Çevirisi, Tıbb-I Nebevî, Vesîletü’l-mülûk li-Ehli’s-sülûk ve Yüz Hadîs Çevirisi olmak üzere dokuz tanedir.
6.Soru
"Çeng-nâme" adlı eser kime aittir?
Süleyman Çelebi |
Ahmed-î Daî |
Abdülvâsi Çelebi |
Şeyhî |
Bakî |
Ahmed-î Daî
7.Soru
Dâ’î, şehzade hocalığı sırasında Farsçayı ve Türkçede kullanılan aruz bahirlerini anlattığı Ukûdü’l-cevâhir adlı Arapça-Farsça manzum lügatini, bu Şehzade için yazmıştır. Burada bahsedilen şehzade aşağıdakilerden hangisidir?
I. Çelebi |
I. Murad |
II. Murad |
Timur |
I. Bayezid |
Ahmedî gibi Osmanlılara sonradan intisap eden Ahmed-i Dâ’î de Emir Süleyman’ın ölümünden sonra Çelebi Mehmed’e intisap etmiş ve Şehzade Murâd’a (II. Murâd) hoca tayin edilmiştir. Doğru cevap C'dir.
8.Soru
Fatih,Osmanlı ülkesine dışarıdan gelen şairlere de yakınlık göstermiştir.Aşağıda verilen şairlerden hangisi/hangileri buna örnek olarak gösterilebilir?
I.Hamidi
II.Kabuli
III.Le’ali
I |
II |
I,II |
I,III |
II,III |
Fâtih, Osmanlı ülkesine dışardan gelen şairlere de yakınlık göstermiştir. Isfahanlı Hamîdî, böyle bir şairdir. Şirvan’dan gelen ve Fâtih’in sarayında yer tutan bir başka şair de Kabûlî’dir.
9.Soru
Türk edebiyatı tarihinde, didaktik ve lirik olmak üzere iki koldan gelişen
dinî-ahlaki-tasavvufî mesnevilerin en yaygın olarak ilgi gördüğü dönem, XV. asır olmuştur.Bu düşünceyi aşağıda verilen hangi örnek destekler niteliktedir?
I. Mevlid” ve Muhammediyye gibi eserlerin varlığı.
II. Hz. Muhammed’in hayatı, yaşayışı, sözleri, iç ve dış güzellikleri, mücadelesi ve mucizeleri etrafında anlatılıp yazılanlar
III. Uzun ve kısa vezinlerin eserlerde kullanılması
I |
II |
III |
I,III |
I,II |
Türk edebiyatı tarihinde, didaktik ve lirik olmak üzere iki koldan gelişen bu dinî-ahlaki-tasavvufî mesnevilerin en yaygın olarak ilgi gördüğü dönem, XV. asır olmuştur. Harun Tolasa’ya göre, bu düşüncenin en önemli göstergesi “Mevlid” ve “Muhammediyye”lerdir. Nitekim İslam dininin kurucusu olan Hz. Muhammed’in hayatı, yaşayışı, sözleri, iç ve dış güzellikleri, mücadelesi ve mucizeleri etrafında anlatılıp yazılanlar, başından itibaren dinî mesnevilerimizin en esaslı konularını oluşturmuşlardır.
10.Soru
Anadolu sahası şairlerinden Ahmedî tıpla ilgili eseri olan Tervihü’l-Ervâh’ı aşağıdaki isimlerden hangisine sunmuştur?
II. Murâd |
Emir Süleymân |
I. Bâyezîd |
I. Mehmet |
İsâ Çelebi |
Ahmed-i Dâ’î, Çeng-nâme’sini, Ahmedî ise Tervîhü’l-ervâh’ını Emir Süleyman’a sunmuşlardır. Yine her iki şair, bu şehzadenin ölümü üzerine mersiyeler yazmışlardır. Süleyman Çelebi Mevlid’ini onun zamanında yazmış, Mehmed ise Işk-nâme (Tuhfe-nâme)’sini ona ithaf etmiştir.
11.Soru
Edebiyatımızda konusunun ilk örneği olma özelliğinde olan ve Nizâmî’nin eserine Anadolu’da yazılan ilk nazire olan İskendernâme kimin eseridir?
Şeyhoğlu Mustafa |
Hoca Dehhânî |
Tutmacı |
Ahmedî |
Fahrî |
Bu asrın önemli şairlerinden ve klasik Türk şiirinin kurucularından olan Ahmedî’nin (öl. 815/1412-13) İskender-nâme’si, bu dönemin hem en önemli mesnevilerindendir hem edebiyatımızda bu konudaki mesnevilerin ilki ve en başarılı örneğidir hem de Anadolu’da Nizâmî’nin İskender-nâme’sine yazılan ilk naziredir.
12.Soru
Padişah’ın nedimlerinden birine ilgi duyduğu şeklindeki bir söylenti üzerine hapse atılan ve “Kerem Kasidesi”ni yazarak Fâtih’e kendini affettiren şair kimdir?
Cemâlî |
Mahmûd Paşa |
Ahmed Paşa |
Karamanlı Mehmed Paşa |
Aşkî |
Padişah’ın nedimlerinden birine ilgi duyduğu şeklindeki bir söylenti üzerine hapse atılan Ahmed Paşa, “Kerem Kasidesi”ni yazarak Fâtih’e kendini affettirmiştir.
13.Soru
Aşağıdaki eserlerden hangisi Fâtih’in emriyle tercümesi yapılan eserlerden biri değildir?
Kitâbu Usûl ve’l-Erkân |
Kitâb-ı Mukaddes |
Kitâb-ı Öklidis |
Kitâb-ı Mesâdarât |
Kitâb-ı Mecestî’ |
Fâtih’in emri ile bazı eserlerin tercümeleri de yapılmıştır. Bu eserler arasında, Kitâbu Usûl ve’l-erkân adı ile anılan Öklidis’in hendese alanında tanınmış eseri Kitâb-ı Öklidis, Kitâb-ı Mesâdarât ile Batlamyus’un ilm-i hey’et hakkında yazılan meşhur eseri Kitâb-ı Mecestî’si (asıl ismi Matimatikî Sintaksis), büyük dil ve fen âlimi Sibeveyh’in nahiv ilminde önemli eserinin Şeyh Ebu Said Sayrafî tarafından yapılan şerhi önde gelenlerdir. Kitab-ı Mukaddes ise Fâtih’ten çok önce tefsir edilmiştir.
14.Soru
I. “Nazire mecmuaları”nın Anadolu’da yazılan ilk örneğine II. Murâd devrinde rastlanır.
II. Osmanlı’da ilk şiir söyleyen ve şiirlerinde mahlas kullanan padişah II. Murâd’dır.
III. Bu dönemde yazılan eserler içerisinde pozitif bilimlere, matematik ve felsefeye dair çok sayıda kitap bulunmaktadır.
Yukarıdaki ifadelerden hangisi II. Murâd Dönemi ile ilgili olarak doğrudur?
Yalnız I |
Yalnız II |
I, III |
I, II |
II, III |
Kaynakların verdiği bilgilere göre, Osmanlı’da ilk şiir söyleyen ve şiirlerinde mahlas kullanan (Murâdî) padişah da II. Murâd’dır. Edebiyatımızda şuara tezkireleri gibi önemli eserlerden olan “nazire mecmuaları”nın Anadolu’da yazılan ilk örneğine II. Murâd devrinde rastlanır. Ahlaki, edebî, tarihî, tıbbî eserler ile siyaset-nâmeler, menâkıb-nâmeler, musikiye dair eserler, lügatler ve ansiklopedik eserler, ilim ve kültür hayatının ileri bir seviyeye çıkmasını sağlamıştır. Ancak bu eserler içerisinde pozitif bilimlere, matematik ve felsefeye dair kitapların az olması dikkat çekicidir.
15.Soru
Fars edebiyatında ilk nazire örnekleri kaçıncı yüzyılda görülmeye başlanmıştır?
11. Yüzyıl |
12. Yüzyıl |
13. Yüzyıl |
14. Yüzyıl |
15. Yüzyıl |
Fars edebiyatında da ilk nazire örnekleri on ikinci yüzyılda görülmeye başlanmıştır.
16.Soru
XV. asır mesnevi edebiyatımızın “sergüzeştnâme” ve “hasb-i hâller” adı altında toplanan mahsuller, hakkında aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
I. Bu türün ilk örneği Diyarbakırlı
Halîlî’nin, asıl adı Gurbet-nâme olmasına ragmen daha çok Fürkat-nâme olarak tanınan eseridir
II. Edebiyatımızda özellikle XV. asrın ikinci yarısında gelişmeye başlayan yerlileşme temayülünün mahsullerinden olan mesnevi, sergüzeşt tarzında yazılmış orijinal bir eserdir
III. 876/1471-72 tarihinde aruzun “mefâîlün mefâîlün feûlün” kalıbıyla kaleme alınan mesnevi, 1334 beyitten oluşmaktadır.
I |
I,II |
III |
I,III |
I,II,III |
XV. asır mesnevi edebiyatımızın “sergüzeştnâme” ve “hasb-i hâller” adı altında toplanan mahsulleri, sayıca az olmalarına rağmen ilgi çekici örnekler olarak dikkat çekmektedirler. Eldeki
bilgilere göre, bu türün ilk örneği Diyarbakırlı Halîlî’nin, asıl adı Gurbet-nâme olmasına ragmen daha çok Fürkat-nâme olarak tanınan eseridir.
Edebiyatımızda özellikle XV. asrın ikinci yarısında gelişmeye başlayan yerlileşme temayülünün mahsullerinden olan mesnevi, sergüzeşt tarzında yazılmış orijinal bir eserdir. 876/1471-72 tarihinde aruzun “mefâîlün mefâîlün feûlün” kalıbıyla kaleme alınan mesnevi, 1334 beyitten oluşmaktadır.
17.Soru
Şairlerin karşılıklı, aynı zaman içinde söyledikleri şiire ne ad verilir?
müselles |
ta‘şîre |
taştîr |
musammat |
müşâ’are |
Buna paralel olarak, yine XVI. yüzyıldan sonra ortaya çıkan ve musammatlar içinde yer alan nazım şekilleri müsellesten ta‘şîre kadar, taştîr de dahil, varlıklarını müşterek ve ortak şiir yazma yönü ile bir başlangıç olan nazire türüne borçludurlar. Bu açıdan bakınca nazirenin Türk edebiyatında büyük bir işlevinin olduğunu ve şiir dünyamızı genişlettiğini de belirtmek gerekir. Bundan başka, şairlerin karşılıklı şiir söylemeleri, müşâ’are ise; aynı zaman içinde söylenen şiirlerdir. Bu yönü ile müşâ’are, nazirenin yaşanan zamandaki canlı örneği olarak görülmektedir. İşte bütün bu uğraşlar nazirenin Türk şiirindeki tesir ve gücünü de göstermektedir.
18.Soru
I. Fâtih’in sadrazamlarındandır.
II. Yeni ve orijinal söyleyişlere sahiptir.
III Şiirlerinde Adnî mahlasını kullanmıştır.
Yukarıdaki bilgiler kim ile ilgilidir?
Mahmûd Paşa |
Cemâlî |
Hafî |
Sarıca Kemâl |
Karamanlı Nizâmî |
Fâtih’in sadrazamlarından olan Mahmûd Paşa, dönemin tanınmış şairlerindendir. Arapça, Farsça, Sırpça yanında Rumca da bilmektedir. Yeni ve orijinal söyleyişlere sahiptir. Şiirlerinde Adnî mahlasını kullanmıştır.
19.Soru
Türk dilinin Fâtih devrine kadar geçirdiği süreç dikkate alınırsa, aşağıdakilerden dönemlerden hangisine ait metinler ele geçirilmiştir?
Altay |
Eski Türkçe |
En Eski Türkçe |
İlk Türkçe |
Türkçe |
Türk dilinin Fâtih devrine kadar geçirdiği tarihî süreç, Altay, En Eski Türkçe, İlk Türkçe, Eski Türkçe ve Orta Türkçe şeklinde dönemlere ayrılır. Bunlardan ilk üç döneme ait metinler ele geçmemiştir. Bu sebeple bu devirler, faraziye (=varsayım) olarak görülür. Elde bulunan en eski metinler ise, Eski Türkçe (VII–XI. yüzyıllar) ile Orta Türkçe (XII-XV. yüzyıllar) dönemlerine aittir. Bu tasnife göre Fâtih devri, Orta Türkçenin son yüzyılını meydana getirir. Türkçenin bundan sonraki dönemlerine, Yeni Türkçe (XVI–XIX. yüzyıllar) ve Modern Türkçe (XX. yüzyıldan sonra) adları verilmiştir.
20.Soru
Abdülvâsi Çelebi’nin kaleme aldığı Halîl-nâme adlı eserde hangi peygamberin hayatı anlatılmaktadır?
Hz. İsmâîl |
Hz. Muhammed |
Hz. İbrâhîm |
Hz. Süleymân |
Hz. Mûsâ |
Abdülvâsi Çelebi, Halîl-nâme’de İbrahim peygamberin hayatını anlatırken, devrindeki hadiselere de yer vermiş, böylece eserindeki monotonluğu kırdığı gibi, eserini de güncelleştirmiştir. Hz. İbrahim’in peygamber oluşunun ardından sözü Çelebi Mehmed ile Musa Çelebi’ye getiren şair, iki şehzade arasındaki mücadeleleri anlatmış ve Mehmed Çelebi’nin galibiyetine yer vermiştir. Ayrıca Hz. İbrahim’in şahsında yeri geldikçe Çelebi Mehmed’i anlatmıştır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ