Çağdaş Felsefe 1 Ara 2. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Tractatus, Wittgenstein'in felsefe, dünya, gerçeklik, bilim, dil ve düşünce alanında yaptığı önermeler ve bu önermeleri içinde " Biz olguları kendimize resmederiz." açıklama önermesi aşağıdaki hangi önerme içinde yer almaktadır?
Bir düşünce anlamı olan bir önermedir. |
Olguların mantıksal resmi bir düşüncedir. |
Olup biten, olgu olan, olayların durumunun varlığıdır. |
Dünya olup biten her şeydir. |
Bir önerme basit önermelerin doğruluk fonksiyonudur. |
2.1 Biz olguları kendimize resmederiz.
2.12 Bir resim gerçekliğin bir modelidir.
2.131 Bir resimde resmin unsurları nesnelerin temsilcileridir.
2.14 Bir resmi oluşturan şey, unsurlarının bir diğeriyle belirli bir bağıntı içerisinde
olmalarıdır.
2.141 Bir resim bir olgudur.
2.Soru
Kant’ın bilgibilimsel ayrımına göre bir yargının doğruluğuna karar verebilmek için ampirik deneyime ihtiyaç yoksa bu yargı hangi türdendir?
A priori |
A posteriori |
Sentetik |
Bilimsel |
Kurgusal |
A priori
3.Soru
Charles Sanders Peirce ''edimsel olanla düşünsel olan arasındaki bağları ön plana çıkarmayı'' tanımlamış mıdır?
Pragmatizm, |
Realizm, |
Rasyonalizm, |
Pozitivizm, |
İdealizm, |
19. yüzyıla gelene kadar genel olarak Aristoteles'in mantık kuramı geçerliliğini korumuştur. Aristoteles mantığının aşılması ve mantığın günümüzdeki biçimiyle geliştirilmesi 19. yüzyılın ikinci yarısında yapılan çalışmalar sayesinde mümkün olabilmiştir. Frege, özellikle tümdengelimsel mantığın bugün ayrılmaz bir parçası olan niceleme mantığını geliştirmiştir. Tümdengelimsel mantık üzerinde Peirce'nin da çalışmaları bulunmaktadır. Öte yandan Peirce'nin ilgi alanı bununla sınırlı kalmamış, bilimlerin gelişmesi açısından son derece önemli olan tümevarım mantığı konusunda da özgün çalışmalar yapmıştır. Bunların yanı sıra, olgulardan başlayan ve bu olgulardan hareketle, söz konusu olguları en iyi açıklayan varsayımı ortaya koymaya çalışmış, abdüktatif çıkarım konusu ile de özellikle ilgilenmiştir. Günümüzde bu çıkarım biçimi, akıl yürütme ile en iyi açıklamaya ulaşma olarak da anılmaktadır. Darwin'ci evrim kuramının bazı yaklaşımlarını Hegel'in düşünce sitemine benzer, mutlak bir idealizm ile birleştirmeye çalışmıştır. Peirce, gerçekliğin özü itibari ile zihinsel bir içeriği olduğunu ve akli bir amaca doğru devindiğini savunmuştur. Peirce'ı günümüzde de tartışma değer kılan bu metafizik yaklaşımları değil, kendisinin pragmatizm olarak adlandırdığı bir düşünce biçimidir. Peirce, bu sözcüğü düşünsel olanla (kavramlar, kanılar, kuramlar vb.) kılgısal/pratik olan (edimler, eylemler vb.) arasındaki sıkı bağları ön plana çıkarmak için kullanmaktadır. Peirce, pragmatizm yerine bazen pratikçilik ya da eleştirel sağ duyuculuk terimlerini de kullanmıştır. Dewey'in kullandığı araçsallık teriminin pragmatizm ile çok yakın bağları vardır. Dewey, kullandığımız kavramların araçsal bir işleve sahip olduklarını vurgulamak üzere bu terimi kullanmaktadır. Dewey de tıpkı Peirce gibi edimsel olanla düşünsel olan arasındaki bağları ön plana çıkarmaktadır.
4.Soru
Wittgenstein'ın Tractatus adlı eserindeki yaklaşımına göre "Dünya gerçekten var mı?" gibi cümlelerin gerçek soru olmamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Hiç kimsede merak uyandırmamaları |
Olgu temsil eden önermelerle yanıtlanamamaları |
Kolaylıkla yanıtlanabilecek olmaları |
Felsefede nihai olarak yanıtlanmış olmaları |
Doğa bilimlerinin alanına giren konulara ilişkin olmaları |
Olgu temsil eden önermelerle yanıtlanamamaları
5.Soru
Akademik çalışmalarının büyük bir bölümünü aritmetiği mantığa indirgeyerek sağlam bir temele oturtmak amacına dayandıran ve bazı felsefecilerce analitik felsefenin kurucusu kabul edilen bilim insanı aşağıdakilerden hangisidir?
Wittgenstein |
Frege |
Peirce |
Russell |
Moore |
Friedrich Ludwig Gottlob Frege, çalışmalarının odağını, mantığa ve bununla bağlantılı olarak felsefeye kaydırmış bir matematikçidir. Bazıları, kendisini analitik felsefenin kurucusu olarak kabul eder. Yaşadığı süre içerisinde yaptığı çalışmalar, dar bir çevre dışında tanınmamıştır. Matematiğin temelleri ve mantık üzerine yaptığı çalışmalar, Giuseppe Peano (1858-1932) ve Bertrand Russell (1872-1970) tarafından gelecek nesillere aktarılmıştır. Ludwig Wittgenstein, Tractatus’ta Frege’nin çalışmalarından övgüyle söz etmiştir.
Öte yandan, Frege’nin en önemli çalışmalarından biri olan Grundlagen der Arithmetik (Aritmatiğin Temelleri), ancak 1950’de İngilizce’ye çevrilmiştir (Foundations of Arithmetic). Frege’nin çalışmalarına olan ilgi 1960’larda artmış, 1970’lerden sonra ise Frege’nin bazı çalışmaları, analitik felsefe çalışan bir öğrencinin standart okuma metinleri arasına girmiştir.
6.Soru
Batı Felsefesi’nin iki önemli figürü, Platon ve Aristoteles üzerinde derin etkisi olan Parmenides, varlığı ne ile özdeşleştirmiştir?
Varlık, özü itibariyle düşünseldir ve duyusal olanın geçiciliğine ve değişkenliğine karşıt olarak kalıcı olması |
Kendi başına olan ve bizim doğrudan ulaşamayacağımız bir gerçeklik anlayışına yol açması |
Zihinsel içerikler yoluyla verilenin ötesinde varsayımlar öne sürmekten salık vermesi |
Türlerin mutlak kökeninin bulunabilmesi için bir yöntem olması |
Çevreye uyum süreçlerinde ve türlerin gelişiminde belirleyici bir rol oynaması |
Antik Yunan düşüncesine rengini veren ve Batı Felsefesi’nin iki önemli figürü, Platon ve Aristoteles üzerinde derin etkisi olan Parmenides, varlığı zamanın şartlarına tâbî olmayanla, bu itibarla da kalıcı olanla özdeşleştirmiştir. Varlık, özü itibariyle düşünseldir ve duyusal olanın geçiciliğine ve değişkenliğine karşıt olarak kalıcıdır.
7.Soru
Wittgenstein'ın Tractatus'ta dilin yüzeysel grameri ile dilin mantığını birbirinden ayırırken hocası olan hangi filozofu izlemektedir?
Russell |
Kant |
Moore |
Carnap |
Peirce |
Russell
8.Soru
"sub specie aeternie" ne demektir?
Mantıksal Uzay |
Mantıksal Doğruluk |
Sonsuzluğun Bakış Açısı |
Düşüncenin Sınırlaması |
İşte şeyler böyledir. |
6.45 Dünyayı sub specie aeternie [sonsuzluğun bakış açısından] görmek, onu bir bütün olarak görmektir - sonlu bir bütün olarak görmektir. Dünyayı sınırlı bir bütün olarak hissetmek - işte bu mistik olandır.
Doğru cevap C'dir.
9.Soru
Aşağıdaki aksiyomlardan hangisinin ispatı Euklides'in Unsurlar adlı eserinde içerilmez?
Bir noktadan bir başka noktaya doğru bir çizgi çizilebilir. |
Bir doğru çizgi üzerinde sonlu ve sürekli bir doğru parçası çizilemez. |
Belli bir noktayı merkez ve herhangi bir uzunluğu yarıçap olarak alarak bir çember çizilebilir. |
Tüm dik açılar birbirine eşittir. |
İki doğru bir doğru ile kesildiğinde, kesenin bir tarafında oluşan iki iç açının toplamı 180 dereceden küçükse, bu iki doğru bu 180 dereceden küçük açıların bulunduğu tarafta kesişir. |
Euklides, Unsurlar adlı eserinde beş aksiyomun ispat edilmesini içeriyordur,
- Bir noktadan bir başka noktaya doğru bir çizgi çizilebilir.
- Bir doğru çizgi üzerinde sonlu ve sürekli bir doğru parçası çizilebilir.
- Belli bir noktayı merkez ve herhangi bir uzunluğu yarıçap olarak alarak bir çember çizilebilir.
- Tüm dik açılar birbirine eşittir.
- İki doğru bir doğru ile kesildiğinde, kesenin bir tarafında oluşan iki iç açının toplamı 180 dereceden küçükse, bu iki doğru bu 180 dereceden küçük açıların bulunduğu tarafta kesişir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Wittgenstein 'ın doğum yeridir?
Viyana |
Berlin |
Zürih |
Londra |
Strazburg |
Wittgenstein 'ın doğum yeri Viyana'dır.
11.Soru
I. Değerleri doğanın ötesinde veya üzerinde bir kaynakla (Tanrı, saf akıl vb.) özdeşleştirme. II. Öznel bir zemin (arzuların tatmin edilmesi, hazlar vb.) arayışı.III. Akla dayalı davranışlarla konuyu ilişkilendirmek.Dewey değerlerin kaynağı sorununa üsttekilerden hangisi ya da hangileriyle yaklaşmıştır?
Yalnız I |
Yalnız II |
Yalnız III |
I ve II |
I ve III |
Değerlerin kaynağının ne olduğu sorununun çözümünde Dewey’e göre, iki farklı yol izlenmiştir. Bir grup düşünür, değerleri doğanın ötesinde veya üzerinde bir kaynakla (Tanrı, saf akıl vb.) özdeşleştirmeye çalışırken; bir ikinci grup, öznel bir zemin (arzuların tatmin edilmesi, hazlar vb.) arayışına girişmiştir. Dewey, her iki yaklaşımın da ötesine geçmeye çalışmaktadır. Kendi bakış açısıyla uyumlu olarak, değerleri doğal bir biçimde açıklamaya çalışmakta ve fakat bireysel öznel tercihlere terk etmek istememektedir. Dewey’in bu konudaki yaklaşımı, bilimsel varsayımlara ilişkin yaklaşımına benzemektedir: Herhangi bir anda, mutlak bir kesinliğe yer vermemek ve buna rağmen ilerlemeyi olanaklı kılmak. Değerler söz konusu olduğunda bu nasıl başarılabilir? Dewey, bu noktada çıkış yolunu, akla dayalı davranışlarla konuyu ilişkilendirmekte bulmaktadır.
12.Soru
Moore’a göre, sağduyuya dayalı önermeler karşısında felsefenin görevi aşağıdakilerden hangisidir?
Bu önermeleri ileri sürenleri eleştirmek |
Bu önermeleri nasıl bilebildiğimizi açıklamak |
Bu önermeleri yok sayıp yerine başkalarını önermek |
Bu önermeleri çürütmeye girişmek |
Bu önermelerin aslında sağduyuya dayanmadığını iddia etmek |
Bu önermeleri nasıl bilebildiğimizi açıklamak
13.Soru
Russell’ın nesnelere ilişkin bilgi edinme kaynaklarımız ile ilgili yaptığı ikili ayrımdan biri nedir?
Betimleme yoluyla bilgi |
Akademik kariyer yoluyla bilgi |
Yansız bircilik |
Yanlı bircilik |
Bilim yoluyla bilgi |
Russell nesnelere ilişkin bilgi edinme kaynaklarımız ile ilgili ikili bir ayrım yapar: Tanışıklık yoluyla bilgi ve betimleme yoluyla bilgi.
14.Soru
Dewey’e göre, “Yeni felsefe, mutlak kökenler ya da mutlak gayeler peşinde koşmamalıdır. Bu dünyada karşımıza çıkan somut sorunlara ilişkin somut çözümleri olanaklı kılan bir yönteme yönelmelidir.” Dewey’in bu görüşleri ileri sürmesine yol açan çerçeve değişikliğini ortaya koyan bilim insanı aşağıdakilerden hangisidir?
Kepler |
Kopernik |
Newton |
Darwin |
Galileo |
Darwin
15.Soru
Peirce göre, ideal bir doğruluk ve bilgi noktasına giden bir yol var mıdır?
Diyalektik sorgulama, |
Analitik sorgulama, |
Tümevarım, |
Rasyonel sorgulama, |
Ampirik sorgulama, |
Peirce, bir şüphe ortaya çıkmadığı sürece tüm inançlarımızın doğru olduğunu düşünme eğiliminde olduğumuzu belirtir. Eğer şüphe ortaya çıkarsa, bir sorgulama başlar ve inancımız yeniden bir kesinlik (sabitlik) kazandığında da sona erer. Pierce göre gerçeklik, doğru kanaatın öyle olduğunu söylediği şeydir. Doğru kanaat ise, daha sonra yapılan bilimsel araştırmalarca aynı sonuca ulaşılan ve değişikliğe uğratılmayan kanaattir. Hal böyle ise, birisi çıkıp, gerçeğin kanaatler cinsinden tanımlandığını, bu durumda ise gerçekliğin, Peirce'ın olduğunu iddia ettiğinin aksine bize bağımlı hale geldiğini öne sürebilir. Peirce, bu eleştiriye şu şekilde yanıt vermeye çalışır. Gerçeklik, sonlu sayıda bireyin sorgulamalarından bağımsızdır. Öte yandan, sorgulama bilimsel olduğu ve yeterince uzun süre azimle sürdürüldüğü sürece sorgulama içerisinde kendisini açar. Peirce göre bilim, gerçekliğin ölçütüdür. Ancak burada, bilimsel etkinliğe başlamadan önce belirlenmiş bir ölçütten söz edilmemektedir ki böyle bir belirleme, Peirce'a göre olanaklı değildir. Sadece söz konusu ölçüte doğru ilerlemenin yolunu bildiğimizi söylemektedir. Ampirik sorgulama ise, bize ideal bir doğruluk ve bilgi noktasına doğru götüren yoldur.
16.Soru
Aşağıdaki psikoloji alanında yer alan psikoloji kuramlarından hangisi Darwin'in evrim kuramının etkisinde gelişmiş bir pisikoloji kuramıdır?
Psikanalitik |
İşlevselcilik |
Yapısalcılık |
Toplumsalcılık |
Bilişsel |
İşlevselcilik Darwin’in evrim kuramının etkisinde gelişmiş bir psikoloji
kuramıdır. Zihinsel süreçleri ve davranışları organizmanın çevresiyle
uyum süreci içerisinde ele almayı ön plana ç›karır.
17.Soru
Moore'un, bir bütünün değerinin onu oluşturan parçaların toplamından daha fazla olduğunu savunduğu eser hangisidir?
Our Knowledge of the External World |
Principia Ethica |
The Refutation of Idealism |
A Defence of Common Sense |
A Proof of the External World |
Moore'un, bir bütünün değerinin onu oluşturan parçaların toplamından daha fazla olduğunu savunduğu eseri Principia Ethica'dır. Doğru yanıt B'dir.
18.Soru
''Dış dünyanın, bizden bağımsız varlığını savunmaksızın bilimden ve bilimsel ilerlemeden söz edilmeyeceğini'' savunan felsefeci var mıdır?
Peirce, |
Dewey, |
Russell, |
Frege, |
Kierkegaard, |
Russell, eleştirdiği idealist anlayışı içsel bağıntılar doktrini olarak adlandırıyordu. En uç noktasında alındığında bu yaklaşıma göre gerçeklik, tek bir birleşik nesne olarak tasarlanıyordu. Tüm nesneler birbirlerine doğaları ve varoluşları itibariyle bağlıydı. Eğer herhangi bir nesne, tek bir özelliğine bile halihazırda sahip olduğu gibi sahip olmasa, bu tüm evrenin varlığını ortadan kaldırırdı. Her şey zorunlulukla ve bir bütün olarak mevcuttu.
Bu yaklaşıma öncelikle Moore karşı çıktı. ''Refutation of Idealism'' ve ''External and Internal Relations'' başlıklı makalelerinde, bu doktrine yönelik eleştirilerini, sundu. Bu yaklaşımla ilgili olarak Russell da benzer bir sorun görüyordu. Sorun, bir nesnenin bilinebilmesinin nesnenin sahip olduğu tüm bağıntıların bilinmesini gerektirmesiydi. Russell'a göre bu durumda uzay, zaman, sayı ve genel olarak bilimin konusunu teşkil eden nesneler, tam olarak bilinemez hale geliyorlardı.
Bu doktrinin yerine Russell ve Moore, farklı biçimleriyle de olsa gerçekçiliği koyuyorlardı. Dış dünyanın, bizden bağımsız varlığını savunmaksızın, bilimden ve bilimsel ilerlemeden söz edilemeyeceğini düşünüyorlardı. Russell, felsefenin mantığı ve bilimi kullanarak karmaşık felsefi sorunları basit bileşenlerine ayırması gerektiğini savunuyordu. Genel olarak, metafiziksel önermeler bilgimize yeni bir şey katmamaktadır. Öyleyse, Ockham'ın usturasını kullanarak metafiziksel olan kesip atılmalıydı.
19.Soru
Russell'ın belirli betimleyicilerin tekil adlar gibi bir bireye gönderim yapmasının gerekmediğini, bu düşüncenin dilin mantığının yanlış anlaşılmasından kaynaklandığını gösteren çalışması hangisidir?
Marriage anad Morals |
A History of Western Philosophy |
On Denoting |
A Critical Exposition of the Philosophy of Leibniz |
The Principles of Mathematics |
Russell'ın1905 yılında Mind dergisinde yayımladığı “On Denoting” adlı makale, analitik felsefenin kuruluşu bakımından çok önemlidir. Bu çalışmasında Russell, belirli betimleyicilerin tekil adlar gibi bir bireye gönderim yapmasının gerekmediğini, bu düşüncenin dilin mantığının yanlış anlaşılmasından kaynaklandığını gösterir.
20.Soru
Açık önermeleri kapalı hale getirme, yani açık önermeleri doğruluk değeri taşıyan önermelere dönüştürme işlemine verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
İlişki |
Betimleme |
Önerme |
Olgulama |
Niceleme |
Niceleme, açık önermeleri kapalı hale getirme, yani açık önermeleri doğruluk değeri taşıyan önermelere dönüştürme işlemidir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ