Hukukun Temel Kavramları 1 Final 8. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Bir maddi maldan yararlanma, faydalanma hakkı veren sınırlı ayni haklara ne ad verilir?
Alacak Hakkı |
Sosyal Güvenlik Hakkı |
Özel Hayatın Korunması Hakkı |
İrtifak Hakkı |
Rehin Hakkı |
Mülkiyet Hakkı'ndan başka onun kadar kapsamlı olmayan başka ayni haklarda mevcuttur. Bunlara Sınırlı Ayni Haklar denir. Bir maddi maldan yararlanma, faydalanma hakkı veren sınırlı ayni haklara İrtifak Hakları adı verilir. Bu hakka sahip olan hakkın konusu olan nesneyi kullanma hakkına sahiptir. Bu kullanma hakkına ilaveten nesneden elde edilen faydalardan da yararlanma hakkı İrtifak Hakkı sahibine ait olacaktır.
2.Soru
Ceza yargılaması içinde asıl görevli olan mahkeme aşağıdakilerden hangisidir?
Asliye ceza mahkemesi |
Danıştay |
Yargıtay |
Ağır ceza mahkemeleri |
Sulh ceza hakimliği |
Ceza yargılaması içinde asıl görevli olan mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. 5235 sayılı Kanun’un 11. maddesine göre, kanunların görevli kıldığı haller saklı olmak üzere, sulh ceza hakimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere bakmakla asliye ceza mahkemesi görevlidir.
3.Soru
Mülkiyet hakkı Sükna hakkı Velayet hakkı İntifa hakkı Yukarıdakilerden hangileri irtifak haklarındandır?
I, II ve III |
II, III ve IV |
II ve IV |
I ve III |
I, III ve IV |
Mülkiyetten başka, onun kadar kapsamlı olmayan başka ayni haklar da mevcuttur. Bunlara “sınırlı ayni haklar” adı verilmektedir. Bu haklar da maddi mallar üzerinde kişilere mutlak yetkiler sağlamaktadır ancak sağlanan bu yetkiler mülkiyet hakkı kadar kapsamlı değildir. Bir maddi maldan yararlanma, faydalanma hakkı veren sınırlı ayni haklara “İrtifak Hakları” adı verilir. “İntifa Hakkı”, “Sükna Hakkı”, “Geçit Hakkı” irtifak haklarına verilebilecek örneklerdendir.Velayet hakkı ise kişiler üzerindeki mutlak haklardandır. Doğru cevap C'dir.
4.Soru
- Talep hakkı
- Dava hakkı
- Cebri icra
- Haklı savunma
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangisi hak sahibinin haklarını korumak adına sahibi olduğu olanaklardan değildir?
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangisi hak sahibinin haklarını korumak adına sahibi olduğu olanaklardan değildir?
Yalnız I |
Yalnız IV |
I ve II |
II ve III |
I, II ve III |
Hak sahibinin haklarını korumak adına sahip olduğu ilk olanak talep hakkı, ikinci olanak dava hakkı, üçüncü olanak ise cebri icra yoluna başvurmaktır.
5.Soru
Hukuki işlemin kurucu unsurları bakımından hukukun emredici hükümlerine aykırı davranıldığı; ancak bu hukuka aykırılığın, yokluk yaptırımını gerektirecek kadar ağır olmadığı hallerde aşağıdakilerden hangisi söz konusu olur?
Mutlak butlan |
Nispi butlan |
Yokluk |
Tazminat |
Ceza |
Hukuki işlemin kurucu unsurları bakımından hukukun emredici hükümlerine aykırı davranıldığı; ancak bu hukuka aykırılığın, yokluk yaptırımını gerektirecek kadar ağır olmadığı hallerde mutlak butlan söz konusu olur.
6.Soru
Bir kişinin Fiil Ehliyetine sahip olduğunu düşünmemiz için aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip olması gerekir?
Askerliğini yapmış olmak |
Rüştü ispat etmiş olmak |
Yüksek tahsilli olmak |
Sigortalı bir işte çalışıyor olmak |
Taşınmaz mallara sahip olmak |
Türk Hukukuna göre Fiil Ehliyetine sahip kişi kendi eylem ve işlemleriyle, kendisi için hak ve borçlar yaratabilmektedir. Fiil Ehliyeti için, ilgili gerçek kişilerin ergin ( rüşt ) ayır etme gücüne sahip olması gereklidir. Ayrıca bu kişilerin kısıtlı ( mahcur ) olmaması gerekir. Doğru cevap B'dir.
7.Soru
Ali’ye asliye ceza mahkemesince adam yaralama suçundan 3 yıl hapis cezası verilmiştir? Ali bu karara karşı hangi üst mahkemeye başvurmalıdır?
Ağır ceza mahkemesi |
Bölge idare mahkemesi |
Bölge adliye mahkemesi |
Yargıtay |
Danıştay |
Bölge Adliye Mahkemelerinin görevlerinin başında adli yargı ilk derece mahkemeleri tarafından verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak gelir (5235 s. Kanun m. 33/I).
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi sınırlı ehliyetsizlerin yasal temsilcilerinin rızası olsa dahi, hiçbir şekilde yapamayacağı işlemler arasında yer alır?
Vakıf kurma |
Lehine yapılan bağışlamayı kabul etme |
Evlenme |
Satış sözleşmesi yapma |
İsmini değiştirme |
Sınırlı ehliyetsizlerin yasal temsilcilerinin rızası olsa dahi, hiçbir şekilde yapamayacağı bazı işlemler bulunmaktadır. Yasak işlem olarak da ifade edilen bu işlemler kefil olma, vakıf kurma ve önemli bağışlamadır. Sınırlı ehliyetsiz bu işlemleri herhangi bir şekilde yapmış ise, bu işlemin geçersiz olduğu kabul edilir. Buna göre doğru cevap A seçeneğidir.
9.Soru
Kişilik hakları ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Mutlak haktır |
İcra takibine konu olabilir |
Manevi varlıklara ilişkindir |
Vazgeçilemez |
Devredilemez |
Kişilik hakkı, kişinin kişisel değerlerinin tümü üzerinde geçerli olan haktır. Kişilik hakları mutlak hak niteliği taşımaktadır. Manevi varlıklara ilişkindir. Vazgeçilemez ve devredilemez. Kişilik hakları icra takibinin konusu olamaz ve haczedilemez. Bu hakların mirasçıya geçmesi mümkün değildir. Zaman aşımına uğramaz ve hak düşürücü süre işlemez. Doğru cevap B' dir.
10.Soru
Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Vasiyetname yapma ehliyeti 18 yaşını tamamlamış kişilere tanınmıştır |
Miras sözleşmesi yapabilmek için ergin olmak gerekir. |
Evlat edinme hakkına 30 yaşını tamamlamış kişiler sahiptir |
Vasi olmak için ergin olmak gerekir. |
Vakıf kurma, kefil olmak, bağışlamada bulunma işlemleri ergin olmaya bağlıdır. |
Medeni Kanun’daki bazı hükümler bazı haklara ehil olmayı belirli yaşlara ulaşmaya bağlı tutmuştur.Bu hükümlerden bazıları;
• Evlenmeye ehliyet, Medeni Kanunumuza göre erkek veya kadın ayrımı yapılmaksızın 17 yaşın doldurmasıyla veya olağanüstü durumlarda 16 yaşın bitirilmesiyle kazanılmaktadır.
• Vasiyetname yapma ehliyeti 15 yaşını tamamlamış kişilere tanınmıştır. (MK. m.502)
• Miras sözleşmesi yapabilmek için ergin olmak gerekir. (MK. m.503)
• Evlat edinme hakkına 30 yaşını tamamlamış kişiler sahiptir. (MK. m.307)
• Vasi olmak için ergin olmak gerekir. (MK.m. 413)
• Vakıf kurma, kefil olmak, bağışlamada bulunma işlemleri ergin olmaya bağlıdır.
(MK. m. 449)
11.Soru
Kamu hakları ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
Kamu hakları, kamu hukukundan doğan haklardır |
Bireyler kamu haklarını devlete karşı ileri sürebilmektedir |
Kamu hakları ihlal edilecekse, kural olarak sadece devlet tarafından ihlal edilebilir ve bireyler de bu haklarını devlete karşı ileri sürebilirler |
Kamu hakları Anayasa’nın İkinci Kısmı “Temel Haklar ve Ödevler” başlığını taşır |
Kamu hakları ikiye ayrılır |
Kamu haklarını üçe ayırmak mümkündür. Buna göre ilk sırada “Negatif Statü Hakları” bulunmaktadır. İkinci grup ise “Pozitif Statü Hakları”dır. Üçüncü ve son kamu hakları grubu ise “Aktif Statü Hakları”dır. Bu haklar kısaca siyasal katılım hakları olarak tanımlanabilir
12.Soru
Aşağıdaki haklardan hangisi kullanıldığı zaman tek taraflı bir irade beyanı ile önceden mevcut olan bir hukuki durumun sona erdirilmesi veya bozulması sonucunu doğurur?
Sükna Hakkı |
İntifa Hakkı |
Rehin Hakları |
Nisbi Haklar |
Bozucu Yenilik Doğuran Haklar |
“Bozucu Yenilik Doğuran Haklar” ise, kullanıldıkları zaman, tek taraflı bir irade beyanı ile önceden mevcut olan bir hukuki durumun sona erdirilmesi veya bozulması sonucunu doğurur.
13.Soru
Kişinin, kendini veya üçüncü bir kişinin hakkını koruması için kuvvet kullanması yasaktır. Kanunlarımızda bu duruma uymayan fiiller var mıdır?
Buna uygun bir fiil yoktur, |
Talep hakkı, |
Dava hakkı, |
Izdırar, |
Meşru Müdafaa, |
Kendi hakkını korumak için kuvvet kullanma kural olarak yasaktır. Çünkü bir hakkın korunabilmesi için devlet gücüne başvurulmalıdır. Ancak normal yollardan devlet gücünü harekete geçirerek bir hakkın korunması için yeterli zaman olmayabilir ve hakkın kaybedilmesi tehlikesi ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda, kişiler haklarını doğrudan doğruya koruyabilirler.
* Meşru müdafaa (Haklı savunma); Meşru müdafaa bir kimsenin, kendisinin veya üçüncü bir kişinin malvarlığına veya şahsına yönelmiş hukuka aykırı bir saldırıyı engellemek veya ortadan kaldırmak amacıyla yaptığı savunmadır. Kişiler, başlamış veya başlaması çok yakın olan saldırı fiili karşısında hakkını devletin ilgili organlarına başvurarak korunmasının talep etme fırsatlarının olmadığı zamanlarda haklarını kendileri koruyabilirler. Saldırıya uğrayan kişi, vücut bütünlüğüne, sağlığına, özgürlüğüne, ırzına, namusuna, şerefine, malına yönelik her hangi bir saldırı karşısında savunma yaptığı durumlarda, saldırgana verdiği zararı tanzim etmekle yükümlü olmadığı gibi herhangi bir ceza ile de cezalandırılamaz. Ancak böyle bir sonucun doğabilmesi için her şeyden önce saldırı hukuka aykırı olmalı, saldırı devam ediyor veya çok yakın olmalı, yapılan savunma saldırı ile orantılı olmalıdır. Bu nedenle saldırı sona erdikten sonra yapılan savunma veya saldırıyı durdurma amacı ve sınırı aşan savunma fiilleri hukuka aykırı olup verilen zararın haksız fiil sorumluluğu kapsamında tazmini gerektireceği gibi, cezai sorumluluğun koşulları varsa kişi ayrıca cezalandırılabilir.
*Talep hakkı; hak sahibinin hakkını korumak adına sahip olduğu ilk olanak hakkına uyulmasını talep etme yetkisi yani talep hakkıdır. * Dava hakkı, ancak talep hakkını kullanarak hakkını elde edemeyen kişi ikinci olanak olarak dava hakkını kullanmak zorundadır.* Izdırar hali; zorunluluk hali kişinin kendisinin veya üçüncü bir kişiyi mal varlığı veya şahsına yönelik zararlardan veya bir anda meydana gelebilecek tehlikelerden korumak için bu tehlike ile ilgili bulunmayan veya tehlikeli saldırıyı meydana getirmeyen üçüncü bir kişinin mal varlığına zarar vermesi durumudur. Zorunluluk halinde, tehlike ile ilgili bulunmayan veya tehlikeli saldırıyı meydana getirmeyen üçüncü bir kişinin malvarlığına zorunluluktan dolayı zarar verilmiştir.
14.Soru
Hukukun önemli kavramlarından biri olan hak kavramını açıklayan teorilerden biri olan Menfaat Teorisi'ni aşağıdaki kuramcılardan hangisi geliştirmiştir?
Windscheid |
Jellinek |
Savigny |
Jhering |
Kant |
Hak kavramı, hukuk kuramcılarının en çok ilgilendiği konulardan biri olmuştur. Hak kavramını açıklamaya çalışan teorilerden biri Menfaat Teorisi'dir. Jhering tarafından geliştirilmiş olan Menfaat Teorisi irade teorisini eleştirerek geliştirilmiştir. Bu teoriye göre Hak, hukuk düzeni tarafından korunan menfaat olarak anlaşılmaktadır. Bu kurama göre, parasal değeri olan varlıklar korumanın konusu olurken, buna ilave olarak hukuki özgürlüklerde korumanın kapsamı içindedir. Doğru cevap D'dir.
15.Soru
Anayasa mahkemesinin kuruluşu Anayasa’nın 146. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Anayasa mahkemesi kaç üyeden kurulmaktadır?
3 |
7 |
9 |
12 |
15 |
Anayasa mahkemesinin kuruluşu Anayasa’nın 146. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, Anayasa Mahkemesi on beş üyeden kurulur.
16.Soru
Hukukumuzda bir kaç hukuk alanında (borçlar, eşya, miras, aile ve özel hukuk) uygulanmakta olan ilke aşağıdakilerden hangisidir?
İyiniyet ilkesi, |
Haksız fiiller, |
Ahde vefa ilkesi, |
Dürüstlük ilkesi, |
Haklı savunma (meşru- müdafaa), |
İyiniyet ilkesi, hukukun genel ilkelerinden biridir. Medeni Kanun'un 3'üncü maddesinde düzenlemiştir. Bu ilke toplumsal yaşam içinde kişilerin davranışlarını ilgilendiren bir ilkedir. İş hayatında ve günlük yaşamda iyiniyetin aranmasında ve korunmasında toplum çıkarı vardır. Kişilerin günlük yaşam içerisinde giriştikleri hukuki ilişkilerde kazandıkları haklar ancak iyiniyetle hareket ettikleri sürece korunabilir. Bu ilke, borçlar hukuku, eşya hukuku, aile hukuku ve miras hukuku başta olmak üzere özel hukukun tüm alanlarında uygulanmaktadır. Hakların kazanılması ve geçerli bir şekilde hükümlerini meydana getirebilmeleri bu ilkeye bağlıdır. Kişinin bir hakkın kazanılmasına engel olan bir eksikliği bilmesi veya bilebilecek durumda olmaması, söz konusu kişinin iyiniyetini gösterir. Bir kişinin iyiniyetli sayılabilmesi için gereken koşullara geçmeden önce cevaplanması gereken önemli bir soru vardır: Bir hakkın kazanılması için iyiniyetin arandığı durumlarda acaba kimin iyiniyetli olması gereklidir? Kural olarak iyiniyetli olması gereken kişi, giriştiği hukuki ilişki sonucunda hakkı kazanacak olan kişidir. Eğer girişilen hukuki ilişki sonucunda hakkı kazanacak birden çok gerçek kişi varsa bu kişilerin tümünün iyiniyetli olması gereklidir. Bir kişinin iyiniyetli sayılabilmesi için; * Bir hakkın kazanılması için gerekli bilgiden yoksun olmak; * Bir hakkın kazanılmasına ilişkin olarak bir yanlış bilgiye sahip olmak; * Bir hakkın kazanılması konusunda gerekli bir unsurun yokluğuna ilişkin bilgisizlik veya yanlış bilgiye sahip olmak. Bu durumların aksi kanıtlanana kadar veya durumun gereğinden aksi anlaşılana kadar kişi iyiniyetli sayılır. Yani aslında iyiniyet bir karinedir. Bu nedenle ancak bir kişinin, hakkı kazanmasına engel olabilecek bir şeyi bildiği veya bilecek durumda olduğu ispatlandığında o kişinin hakkı kazanmasına engel olabilir.Bir kişinin iyi niyetli olmadığını iddia eden kişi, iddiasını ispatlamak zorundadır.
Bir kişinin orta zekalı, mantıklı, normal insandan beklenen özeni ve dikkati göstermesi, o kişiyi iyi niyetli yapmaya yeter. Buna karşın bazen öyle durumlar vardır ki kişinin bilgisizliği mazeret sayılmaz. Bu durumlarda kişinin söz konusu durumu mutlaka bilmesi gerektiği ve bildiği de varsayılır. Kişinin bilgisizliği hukukça mazeret sayılmadığı durumlar; * Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişi iyiniyet iddiasında bulunmaz. * Devlet tarafından tutulan bazı resmi sicillerdeki bilgilerin bilinmediği ileri sürülemez. Kişilerin sicillerde yer alan her hususu yazılı olduğu biçim ve kapsamda bildiği varsayılır. Ayrıca aleniyet (açıklık) ilkesinin geçerli olduğu sicillere herkes başvurabilir ve siciller aksi kanıtlanana kadar doğru kabul edilir. * Kanun gereği ilan edilmesi şart olan durumların bilinmediği iddia edilerek iyiniyetle hak kazanamaz.
Kişilerin hukuk düzeninin izin verdiği ve koruduğu ölçüde hakkın kullanabilir. Verilen izin ve korunan ölçüyü aşan kullanımlar hukuka aykırı sayılır. Hakların kullanılması bakımından, dürüstlük kuralı genel sınırlamalardan biridir. Kişiler haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymak zorundadırlar. Dürüstlük kuralına aykırı davranış, kötüniyetli kabul edilir ve hukukça korunmaz. Dürüstlük kuralı, hakların amacına uygun kullanılmasını sağlarken, hakkın kazanılmasının sınırlarını da oluşturmaktadır.
17.Soru
Adli yargı ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Adli yargı ilk derece mahkemeleri, hukuk ve ceza mahkemelerinden oluşur. |
Adli yargıda üç aşamalı bir yargı teşkilatı bulunur. |
Adli yargı alanındaki en yüksek mahkeme Yargıtay'dır. |
İlk derece mahkemeleri, genel ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılır. |
Bölge adliye mahkemeleri temyiz mahkemesi niteliğindedir. |
Bölge adliye mahkemeleri, adli yargının ikinci derece mahkemeleridir. Bu mahkemeler, istinaf kanun yoluna başvuru merciileridir. Yargıtay temyiz mahkemesi niteliğindedir.
18.Soru
Kendisinden uzun zamandan beri haber alınamaması sebebiyle kişi hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için, kişiden en son haber alınma tarihinden sonra en az kaç yıldır hiçbir haber alınamamış olması gerekir?
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
Türk Medeni Kanununun ilgili düzenlemesine göre kendisinden uzun zamandan beri haber alınamaması sebebiyle kişi hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için kişiden en son haber alınma tarihinden sonra en az 5 yıldır hiçbir haber alınamamış olması gerekir. Doğru cevap D seçeneğidir.
19.Soru
Günlük yaşam içinde en sık karşılaştığımız fiillerin hukuki işlem olması için gerekli olan koşul var mıdır?
Bu (fiillerin) iradelerin belirli bir işleme yönelmesi gereklidir, |
Dışa yansımayan, açıklanmayan irade olması gereklidir, |
Temel unsur irade açıklamasıdır, |
Fiillerin, hukuki işlem olması için gerekli koşul yoktur, |
Hukuk düzeninde korunan yalnızca kişisel iradelerdir, |
Günlük yaşam içinde en sık karşılaştığımız hukuka uygun fiiller hukuki işlemlerdir. Hukuki işlemler, kendilerine hukuki sonuç bağlanan, hukuk düzenince korunan kişi iradeleridir. Ancak kişi iradeleri hukuki işlemin oluşması bakımından tek başına yeterli değildir. Ayrıca bu iradelerin hem belirli bir sonuca yönelmiş olması hem de dış dünyaya açıklanması yani beyan edilmeleri gerekir. Hukuk dışa yansımayan yani açıklanmayan iradeye herhangi bir sonuç bağlamaz. Hukuki işlemin temel unsuru irade açıklamasıdır. İrade açıklamasına, bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin kurulması, değiştirilmesi veya sona erdirilmesi istenir. İrade açıklamasıyla istenenlerin gerçekleşmesi ise hukuki sonuç olarak karşımıza çıkar. Örneğin alım satım sözleşmesinde hukuki sonuç, satıcı yönünden mülkiyetin alıcıya geçmesi ve bedelinin alınması, alıcı yönünden ise mülkiyetin kazanılması ve bedelinin satıcıya ödenmesidir. Bütün bu açıklamalardan sonra hukuki işlemi şöyle tanımlayabiliriz. ''Hukuki işlem, hukuki sonuç doğurmaya yönelmiş irade açıklaması veya açıklamalarıdır.''
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi herkese karşı etkisi olan haklardır, ve bu haklar, hak sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilirken; herkes tarafından da ihlal edilebilir ?
Aşağıdakilerden hangisi herkese karşı etkisi olan haklardır, ve bu haklar, hak sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilirken; herkes tarafından da ihlal edilebilir ?
Nispi haklar |
Mutlak haklar |
Kamu hakları |
Yenilik doğuran haklar |
Hiçbiri |
Mutlak haklar herkese karşı etkisi olan haklardır. Bu haklar, hak sahibi tarafın- dan herkese karşı ileri sürülebilirken; herkes tarafından da ihlal edilebilir. Dolayısıyla doğru yanıt B'dir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ