Osmanlı Mutfağı Ara 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Osmanlı mutfağında börek ve hamur işlerinde kullanılan hamur çeşitleri göz önüne alındığında aşağıdakilerden hangisi un, yumurta, su, sade yağ ve tuzla hazırlanan hamurdan yapılmaktadır?
Su böreği |
Puf böreği |
Poğaça |
Gözleme |
Kaygana |
Osmanlı mutfağında börek ve hamur işlerinde kullanılan hamur çeşitlerini beş grupta
toplayabiliriz:
1. Un, su ve tuzdan hazırlanan özlü hamurlar. Gözleme, yufka, mantı yapımında kullanılır.
2. Un, yumurta, su ve tuzla hazırlanan yumurtalı hamurlar. Su böreği, erişte yapımında kullanılır.
3. Un, yumurta, su, sadeyağ ve tuzla hazırlanan hamurlar. Puf böreği, fincan böreği
yapımında kullanılır.
4. Un, maya, su ve tuzla hazırlanan mayalı hamurlar: Pide, çörek, poğaça vb. gibi.
5. Un, yağ, yumurta ve bazen az maya ilavesiyle yapılan yumuşak sulu hamurlar. Lalanga, akıtma, kaygana yapımında kullanılır.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Klasik dönem İstanbul mutfak kültürünün özelliklerinden biri değildir?
Zeytinyağlı yemeklerin mutfak kültüründe çokça kullanılır olması |
Tıp ve mutfak kültürünün yakın ilişki içinde olması, tıp kitaplarında yiyecek ve içeceklere atıf yapılması |
Çoğu yemek isminin Arapça ve Farsça olması |
Başkent için geniş iaşe alanı oluşturulması |
Klasik dönem İstanbul yemeklerinin içerik açısından günümüz yemeklerinden farklı olması |
Klâsik dönem yemeklerinin tamamında sadeyağ ve baharatlardan elde edilen soslar kullanılmıştır. Zeytinyağı ve salçanın mutfaklara girmesi için 19. yüzyılı beklemek gerekecektir.
3.Soru
Aşağıda İmaretler ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
Genel olarak iki öğün yemek çıkarılan bu mekânlarda ramazanlarda iki vakit birleştirilerek sadece iftar yemeği verilirdi |
Devlet görevlileri ve seyyahlara yemek sunulurdu |
Osmanlı döneminde fakirlere ve medrese talebesine sıcak yiyecek dağıtmak |
Padişahın önemli toplantıları için yemek hazırlattığı kurumdur |
İmaretler her biri birer vakıf olan külliyelerin parçası veya müstakil kurumlar olarak vakfiye şartlarına göre işlerdi |
İmaretler Osmanlı döneminde fakirlere ve medrese talebesine sıcak yiyecek dağıtmak amacıyla kurulmuş hayır müesseseleridir. İmaretler her biri birer vakıf olan külliyelerin parçası veya müstakil kurumlar olarak vakfiye şartlarına göre işlerdi. Genel olarak iki öğün yemek çıkarılan bu mekânlarda ramazanlarda iki vakit birleştirilerek sadece iftar yemeği verilirdi. İmaretlerde yoksulların yemek
ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra; devlet görevlileri, seyyahlar, imaretlerin yakınında bulunan medreselerin müderris ve talebeleri, mutasavvıflar, şayet imaret cami külliyesinin bir parçası ise o caminin çalışanlarına da bu kurumlarda yemek sunulurdu.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İstanbul’da üst düzey bir yemek kültürünün oluşmasındaki etkili unsurlardan biri değildir?
Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olması |
Dünya şehirleri arasında metropol konumda olması |
Yüksek nüfusa sahip olması |
Hanedan mensupları gibi üst düzey yöneticilerin bu şehirde yer alması |
Göç yolları üzerinde bulunması |
Osmanlı başkenti İstanbul, imparatorluğun diğer şehirlerinden farklı olarak çok yüksek nüfus kapasitesine sahipti. Dolayısıyla şehir bir metropol konumundaydı. Diğer taraftan şehrin nüfusunun önemli bir kısmı seçkin gruplardan oluşmaktaydı. Hanedan mensupları, üst düzey yöneticiler, bürokratlar, askeri sınıflar, ulema vb. toplumsal gruplarla imparatorluk başkenti tam bir seçkinler şehri haline gelmişti. Bu nedenle burada üst düzey bir yemek kültürünün oluşması anlaşılabilir durumdur.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İstanbul'daki seyyar satıcıların sattıkları ürünlerden biri değildir?
Kahve |
Boza |
Şerbet |
Su |
Bira |
19. yüzyılda İstanbul sokaklarında yiyecek ve içecek satan seyyar satıcıları anarken son olarak boza, şerbet, salep, su, kahve ve hatta içki satanlardan söz etmek gerekir.
6.Soru
Osmanlı mutfağında da kullanılan ve esas olarak balığın veya midye, istiridye gibi deniz ürünlerinin soğan, sirke veya limon suyu ve maydanozla beraber zeytin yağında az su ilavesiyle pişirilmesi tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
Kızartma |
Külbastı |
Yahni |
Tirit |
Pilaki |
Pilaki bir balık pişirme tekniği olarak ilk kez 19. yüzyıl Osmanlıca yemek kitaplarında
ortaya çıkar. Rumca bir kelime olan pilaki Osmanlı toplumunda Hıristiyan halkın oruç
dönemlerinde hazırlayıp tükettikleri zeytinyağıyla pişirilen bir yemektir. 18. yüzyılda “papaz yahnisi” olarak bilinen balık yahnisi pilakinin erken bir örneğidir. Pilaki esas olarak balığın veya midye, istiridye gibi deniz ürünlerinin soğan, sirke veya limon suyu ve maydanozla beraber zeytin yağında az su ilavesiyle pişirilmesi tekniğidir.
7.Soru
Aşağıdaki verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
Sarayda yapılan ekmeklerin gramajları her geçen gün azalmıştır. |
Sarayda en çok kullanılan tatlandırıcı şekerdir. |
Saray halkının tamamı zerde yiyebilirdi. |
Sarayda kahve içmek ayrıcalıklı bir durumdu. |
Pirinç sarayda çok miktarda kullanılırdı. |
Sarayda en çok kullanılan tatlandırıcı şeker değil baldı. Doğru cevap B'dir..
8.Soru
Osmanlı sarayında ilaç amaçlı kullanılacak macunlar, hangi birimde üretilmektedir?
helvahane |
ocaklık |
şifahane |
simidhâne |
kârhane |
Osmanlı sarayında hem tatlı olarak hem de ilaç olarak tüketilen macunlar, Matbah-ı Âmire Emâneti’ne bağlı bir kurum olan Helvahane’de üretilmekteydi.
9.Soru
Haremdeki kadınların yemeği nerede pişirilirdi?
Matbah-ı Has |
Matbah-ı Dârüssaâde |
Matbah-ı Divan |
Matbah-ı Gılmân-ı Enderûn |
Matbah-ı Ağayân |
Matbah-ı Has (Has Mutfak) saray halkının yemeklerinin yapıldığı mutfakların en önemlisidir. Tayinat defterlerinden edinilen bilgilere göre haseki sultan ve odalıklar da yemeklerini bu mutfaktan almaktaydı. Padişahın yemeği matbah-ı has içinde “kuşhâne” ismindeki bir bölümde pişirilirdi. Matbah-ı Dârüssaâde veya kızlarağası mutfağında Dârüssaâde ağası ile birlikte Haremde hizmet eden harem ağalarına, kethüdâ kadına ve haremdeki kadınlara yemek çıkarılırdı. Matbah-ı Divan ise Divan-ı Hümayunda görev yapan paşaların ve çeşitli rütbedeki görevlilerin yiyecek ihtiyacını karşılamakla yükümlü mutfaktı. Matbah-ı Gılmân-ı Enderûn (İç oğlanları mutfağı) saraydaki iç oğlanları ile bazı baltacılar, hasta içoğlanlarına hizmet veren kadınların yemeğini sağlardı. Matbah-ı Ağayân yani ağalar mutfağından padişah hocaları, iç kapı ağası ve diğer kapı ağaları, iç hazinedârbaşı, kilercibaşı, saray ağası, çaşnigirbaşı ve çaşnigirler, kapıcılar kethüdâsı, Matbah-ı Âmire emini ve kâtibi, helvacıbaşı ve helvacılar halifesi, aşçıbaşı, bostancıbaşı, Kilâr-ı Âmire hizmetlilerinin bir kısmı, hasta içoğlanları ağası ve nihayet Has mutfak ve Ağalar mutfağında çalışan nöbetçi aşçı ustalar yemek yerlerdi.
10.Soru
I. Nan-ı Aziz
II. Francala
III. Hulv
IV. Fodula
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri ekmek çeşitidir?
I ve IV |
I, II ve III |
I ve III |
I, II ve IV |
I, III ve IV |
Ekmek Farsça bir kelime olan “nan” adıyla da anılırdı. Mayalı ekmek çeşitleri arasında, özellikle saray için en has beyaz undan hazırlanan has ekmek veya “nan-ı hass”, beyaz undan hazırlanan gündelik ekmek “nan-ı aziz”, beyaz undan hazırlanan yassı yuvarlak veya üçgen ekmek “fodula”, kepekli undan hazırlanan yuvarlak ekmek “somun” ve İstanbul Galata’da Levantenler için beyaz undan hazırlanan uzun ekmek “francala” sayılabilir.
Hulv helva demektir.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İstanbul halkının sarhoş edici özelliğinden dolayı tükettiği boza türüdür?
Yasemin bozası |
Arnavud Kasım bozası |
Taşaklı bozası |
Tatar bozası |
Momo bozası |
Evliya Çelebi, adamın ayağını yerden kesen bozalara ve bozacılara da dikkat çeker. Süleymaniye’de Yasemin bozası ve Arnavud Kasım bozası, Ayasofya’da Taşaklı bozası, Unkapanı’nda Sinan bozası ve Momo bozası oldukça keskin bozalardır. İstanbul halkı tatar bozası denilen, fermante olmuş içkiyi tüketmeye de yaktındı. Sarhoş edici özelliği dolayısıyla, devlet bu içkinin üretimini mümkün olduğunca sınırlamaya çalışmıştır. Doğru cevap D seçeneğidir.
12.Soru
Osmanlı saray mutfağında pişirilen nân-ı müdevver, nân-ı pîç, rikak gibi ürünler hangi yiyecek sınıfına girmektedirler?
İçecekler |
Unlu mamuller |
Sebze yemekleri |
Et yemekleri |
Helvalar |
Osmanlı saray mutfağında pişirilen nân-ı müdevver, nân-ı pîç, rikak gibi ürünler unlu yiyecek sınıfına girmektedirler.
13.Soru
Osmanlı'da et tüketimi ile ilgili verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
Osmanlı coğrafyasındaki en makbul et sığır etidir |
Pastırma, kuzu etinden yapılan bir yiyecektir |
Özellikle Hıristiyanların kapalı büyük topluluklar halinde yaşadığı Balkanlar’da domuz yetiştirilmesi ve domuz etinin tüketilmesi yasaktı |
Göl ve akarsulardan avlanan tatlı su balıkları, yalnızca gayrimüslimler tarafından tüketilirdi |
Osmanlı seçkinleri arasında tüketimi yaygın olan tavuk ve diğer kanatlı hayvanların etleri kırmızı ete nazaran, sindirimi kolay ve besleyici kabul edildiği için hastalara da verilirdi. |
Osmanlı coğrafyasında en makbul et koyun ve kuzu etiydi. Sığır eti tüketimi olsa da en
çok tercih edilen et değildi. Ayrıca sığır etinden yapılan pastırma toplumun her kesimi tarafından tüketilen bir gıdaydı.
Osmanlı dünyasında Müslümanlar için yasak olan domuz eti Hıristiyan halkın beslenme sisteminde yer alırdı. Özellikle Hıristiyanların kapalı büyük topluluklar halinde yaşadığı Balkanlar’da domuz yetiştirilmesi ve domuz etinin tüketilmesi yasak değildi.
Göl ve akarsulardan avlanan tatlı su balıkları, Osmanlı coğrafyasında Müslüman ve
gayrimüslim cemaatler tarafından tüketilirdi.
Osmanlı seçkinleri arasında tüketimi yaygın olan tavuk ve diğer kanatlı hayvanların etleri kırmızı ete nazaran, sindirimi kolay ve besleyici kabul edildiği için hastalara da verilirdi.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı zamanında sokak satıcılarının sattığı eğlencelik diye tabir edilen bir ürün değildir?
Kabak çekirdeği |
Leblebi |
Koz helva |
Simit |
Muhallebi |
Seyyar satıcıların şeker, leblebi, simit, kabak çekirdeği, fındık, koz helva gibi sattıkları atıştırmalıklar halk arasında “eğlencelik” olarak tabir edilmektedir. Doğru cevap E'dir.
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi mutfak emininin görevlerinden biri değildir?
Mutfak gelir ve harcamalarının dökümünü tutmak ve muhasebesini yapmak |
Saray mutfaklarının iâşesini düzenli olarak sağlamak |
Mutfak personelinin tayini için arz vermek |
Müessesenin gelir ve giderlerine nezaret etmek |
Tedarik edilen erzakın dağıtımını organize etmek |
Eminlerin mutfak personelinin idaresiyle ilgili yetkileri olmasına rağmen tayinler için arz verme yetkisi kilercibaşıya aitti ve bu usul Fatih Sultan Mehmed zamanında kanunlaşmıştı.
16.Soru
1900 tarihli Aşçıbaşı’nda yer alan yöresel Anadolu Yemekleri arasında yer alan bölgesel eşleşmelerden hangisi yanlıştır?
Kaplumbağa-Rumeli |
Lokum-Edirne |
Horos balığı salatası-Rodos |
Lor Köftesi -Diyarbakır |
Tulumba tatlısı-Erzurum |
Lor Köftesi Ege adalarına aittir.
17.Soru
I. Fasulye, domates, patates ve mısırın saray mutfağında kullanılması
II. Tatlı, tuzlu ve ekşi tatların birbirinden ayrılması
III. Yemeklerde baharat kullanımının sadeleşmesi
Yukarıdaki ifadelerden kaç tanesi Klasik dönem Osmanlı yemeklerinin 18. ve 19. yüzyıldan itibaren değiştiğinin kanıtıdır?
Yalnız I |
Yalnız II |
I,II ve III |
I ve II |
II ve III |
Fasulye, domates, patates, mısır, sakız kabağı, yer elması, yenibahar, yeşil ve kırmızıbiber 19. yüzyıl boyunca Osmanlı saray mutfağına eklemlenmiş olan bitkisel ürünlerdir. 15. ve 16. yüzyıllara kıyasla 19. yüzyıl Osmanlı mutfağında göze çarpan bir başka değişim artık yemeklerde tatlı, tuzlu ve ekşi tatların birbirinden gitgide ayrılması ve yemeklerde kullanılan baharatların sadeleşmesidir.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı döneminde Şam ve İstanbul'daki imaretlerde dağıtılan yemekler arasında yer almaz?
Maydonozlu pirinç çorbası |
Bulgur çorbası |
Bezelye yemeği |
Zerde |
Dane |
Bezelye yemeği, Osmanlı döneminde Şam ve İstanbul’daki imaretlerde dağıtılan yemekler arasında yer almaz.
19.Soru
İstanbul'da yaygın olarak tüketilen içki türünün ismi nedir?
Arak |
Hamr |
Şampanya |
Bira |
Tatar Bozası |
İstanbul’da yaygın olan içki türü, belgelerde “hamr”, edebiyat metinlerinde “şarâb” olarak geçen şaraptı.
20.Soru
Osmanlı mutfağında, inceltilmiş parça etlerin (koyun, kuzu, tavuk, balık veya ciğer) ızgarada pişirildikten sonra bir sahan içinde et suyu, yağ ve bazen soğan, baharat ilavesiyle bir süre daha pişirildikten sonra servis edildiği pişirme tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
Külbastı |
Kebap |
Yahni |
Pilaki |
Izgara |
Külbastı terimi ilk olarak 18. yüzyıl kaynaklarında ortaya çıkar. Külbastı aslında bir tür kebaptır. Külbastı için inceltilmiş parça etler (koyun, kuzu, tavuk, balık veya ciğer) ızgarada
pişirildikten sonra bir sahan içinde et suyu, yağ ve bazen soğan, baharat ilavesiyle bir süre daha pişirilir. Bu teknik günümüzde hemen hemen kaybolmuştur.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ