Osmanlı Türkçesi 2 Final 2. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
“Husûsâ ki yüz sene kadar vakte gelince bu hummâ-yı vâfide-i iltihâbiyyenin bi’d-defe‘ât ifnâ ve berbâd eylediği memâlik-i Efrenciyye’de bunlardan kat‘-ı nazar mukaddemâ eyâdî-i İslâm’da iken tâ‘ûn ve vebâ aralık aralık ahâlîsini imâte iden Kırım ve Özi ve bunlar gibi memâlik-i enhâda karîbü’l-ahidde ba‘de’l-istîlâ bu illet tehaffuz ve nezâret sebebiyle külliyen münkatı‘ ve ma‘dûm ve ez-cümle aşılama ilmi zuhûr ideli oralarda çiçek illeti dahi münkatı‘ derecesine geldiği erbâb-ı vukufa ma‘lûmdur.” Veba salgınını konu alan ifadelerde vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
Avrupa memleketlerinde olan bu tür salgınlar, fazla dikkate alınmazdı.
|
Daha önce Osmanlının elinde olup da sonradan düşman eline geçen memleketlerde salgın çok daha fazla tahribat yaptı.
|
Bu kadar yıkıcı etkileri olan bir hastalığa karşı, Müslim olsun gayr-ı Müslim olsun bütün insanlar çaresiz kaldı.
|
Osmanlı Devleti aldığı tedbirlerle, Avrupada çok yıkıcı olan bu hastalığı etkisiz hale getirmeyi başardı.
|
Karantina tedbirleri ve hasta kontrolü sayesinde Avrupa da salgın hastalıklara karşı önemli başarılar kazanılmıştı.
|
2.Soru
Farsçada asıl fiil kökü, masdar ekleri olan –den ند ve –ten تن ekleri kaldırıldıktan sonra geriye kalan kısım aynı zamanda hangi yapıya işaret etmektedir?
geniş zaman tekil 3. şahsa |
gelecek zaman tekil 1. şahsa |
şimdiki zaman 2 tekil şahsa |
emir tekil 3. şahsa |
emir tekil 2. şahsa |
Farsçada asıl fiil kökü, masdar ekleri olan –den ند ve –ten تن ekleri kaldırıldıktan sonra geriye kalan kısma denir. Bu aynı zamanda Türkçe’de olduğu gibi emir tekil 2. şahsa işaret etmektedir.
3.Soru
Aşağıdaki Farsça sıfatlardan hangisi son ek ile yapılmıştır?
دردمند |
بی بخت |
بی چاره |
ناپاك |
برکمال |
Farsça son ek ile yapılan sıfatlardan دردمند (derd-mend) “dertli” manasına gelmektedir. Doğru yanıt “A” şıkkıdır.
4.Soru
".دست بدست كچتي اومرموز"
cümlesi için aşağıdakilerden hangisi söylenir.
Fiilden isim olmuş kelime mevcuttur. |
İsimden fiil olmuş kelime mevcuttur. |
Ön ekle zarf olmuş kelime gurubu mevcuttur. |
İsm-i fail mevcuttur. |
İsm-i mef'ûl mevcuttur. |
"Dest be-dest geçti ömrümüz." cümlesinde yer alan Dest be-dest(el ele) ön ekle zarf olmuş kelime gurubudur. Doğru cevap C'dir.
5.Soru
Farçada Sıfat Tamlamaları ile ilgili aşağıda verilen bilgilerin hangileri doğrudur?
I-Sıfat tamlamalarının, isim tamlamalarından şekil açısından bir farkı yoktur.
II-Farsçada sıfatların ismi, terkib-i tavsîfi veya terkîb-i vasfî şeklindedir.
III-Tamlanan kelimenin son harfi hâ-i resmiyye / ه ile veya –î / ی ile bitiyorsa hemze ( ء ) işareti konur.
IV-Uzun â / آ ve uzun û / و ile bitiyorsa kesre ye / ی ile gösterilir.
I-II |
I-II-III |
I-II-III-IV |
II-III-IV |
I-III-IV |
Sıfat Tamlamaları Sıfat tamlamalarının, isim tamlamalarından şekil açısından bir farkı yoktur. Burada farkı tamlayan kelimenin durumu ortaya çıkarmaktadır. O da daha önce söylenildiği gibi tamlayan kelime isim niteliği taşıyorsa tamlama isim tamlaması oluyordu. Tamlayan kelimenin niteliği sıfat ise tamlama sıfat tamlaması oluyordu. Yani nitelenen bir isim ve onu niteleyen bir sıfattan oluşan tamlamalara sıfat tamlaması denilmektedir. Farsçada bunların ismi, terkib-i tavsîfi veya terkîb-i vasfî şeklindedir. Aynı zamanda tamlayana sıfat tamlanan isme mevsûf denir. İzafet kesresinin durumu aynen isim tamlamasında söylenen şartlar içerisinde şekillenir. Tamlanan kelimenin son harfi hâ-i resmiyye / ه ile veya –î / ی ile bitiyorsa hemze ( ء ) işareti konur. Uzun â / آ ve uzun û / و ile bitiyorsa kesre ye / ی ile gösterilir. Yine isim tamlamalarında olduğu gibi sıfat tamlamalarında da tamlanan veya tamlayanın Arapça ve Farsça olmaları tamlamanın niteliğini değiştirmez. Yani bâğ-ı dil-ârâ باغ / آرا دل örneğindeki gibi her ikisi de Farsça; melik-i âdil/ عادل ملك örneğindeki gibi her ikisi de Arapça, yâr-ı bî-vefâ / وفا بى يار , örneğindeki gibi tamlanan Farsça tamlayan Arapça, şiir-i rengîn شعررنكني = parlak şiir, örneğindeki gibi tamlanan Arapça tamlayan Farsça olabilir. Sıfat tamlamalarında taml
6.Soru
Transkripsiyon alfabesinde ? harfinin Türkçe karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
p |
k |
ç |
ş |
t |
Transkripsiyon alfabesinde ? harfinin Türkçe karşılığı t harfidir.
7.Soru
حسن hasen kelimesinin ism-i sagîri hangisidir?
حَسَنْ |
اَحْسَنْ |
حُسَينْ |
مُحْسِنْ |
اِحْسَانْ |
حسن hasen kelimesinin ism-i sagîri fu‘ayl vezninde حُسَينْ şeklindedir.
8.Soru
“... Hoşkadem dahi Mısır’a sultân oldı. Pâdişâh-ı Rûm dahi taht mübârek olsun deyu ilçi göndermedi. Âdet buydı kim gönderileydi...” Yukarıdaki metinde yer alan“Pa^dişa^h-ı Rum” ifadesinin doğru anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Eski Bizans topraklarında hüküm süren padişah
|
Tebası içerisinde Rum kökenlilerin de bulunduğu padişah
|
Rum hanedanını temsil eden padişah
|
Rumeli bölgesinde hakimiyet sürdüren padişah
|
Bizans dönemi imparatorları için sonradan kullanılan bir deyimdir.
|
9.Soru
Metinde altı çizili olarak işaretlenen bölümün günümüz Türkçesine doğru çevirisi hangisidir?
Hakk teâlâ onu ona müyesser eyledi. Ele geçirdiği memleketlerin hazineleri ve kütüphaneleri onun devletinin başkentine taşındı. |
Hak teâlâ onu ona nasip etti. Ele geçirdiği memleketlerin hazineleri ve kutsal emanetleri onun devletinin başkentine taşındı. |
Hak teâlâ onu ona gösterdi. Aldı memleketlerdeki paralar ve kutsal emanetler onun devletinin başkentine aktarıldı. |
Hak teâlâ onu ona müyesser eyledi. Aldığı memleketlerde okunan hutbe ve basılan sikke onun adına oldu. Tekrar devletinin başkentine yöneldi. |
Hak teâlâ onu ona müyesser eyledi. Aldığı memleketlerde okunan hutbe ve basılan sikke onun adına oldu. Saadetle tekrar başkentine döndü. |
Metnin günümüz Türkçesine doğru çevirisi E seçeneğinde verildiği gibi “Hak teâlâ onu ona müyesser eyledi. Aldığı memleketlerde okunan hutbe ve basılan sikke onun adına oldu. Saadetle tekrar başkentine döndü.” şeklindendir. E doğru seçenektir.
10.Soru
Hangisi tamlamaların ters çevrilmesiyle yapılan birleşik bir isimdir?
نامه پند |
شدن آمد |
مرزبوم |
سربسر |
سرتاپا |
A seçeneğinde verilen پندنامه pend-nâme “nasihat kitâbı” tamlamaların ters çevrilmesiyle yapılan bir birleşik isimdir.
11.Soru
Farsçada dâ-den = دادن vermek fiilinin emir veya hâlihazır gövdesi hangisidir?
اد |
ه د |
داى |
دهى |
داده |
Dâ-den = دادن vermek masdarında –den/ ند düştükten sonra dâ/ ا د yerine dih/ ه د şeklini alır.
12.Soru
Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde izâfet kesresi kaldırılmış isim tamlamalarından yapılmış birleşik isim vardır?
كرم و سرد |
سرحد |
هرج و مرج |
خان و مان |
شاخ وبرك |
سرحد Ser-hadd birleşik ismi izâfet kesresi kaldırılmış isim tamlamasından mürekkep birleşik isime örnektir. Doğru cevap B'dir.
13.Soru
Farsça -gâh eki hangi seçenekte zaman ismi türetmiştir?
اوردوکاه |
اقامتکاه |
صبحکاه |
سجده کاه |
زيارت گاه |
Farsçada -gâh کاه zaman ve yer bildiren edattır. Yer ve zaman isimlerinin yapımında kullanılır.اوردوکاه ordu-gâh = ordunun bulunduğu yer; اقامتکاه ikâmet-gâh; صبحکاه subhgâh = sabah vakti, سحرکاه seher-gâh = seher vakti, سجده کاه secde-gâh = secde yeri, زيارتگاه ziyâret-gâh= ziyaret yeri vb. Görüldüğü gibi C seçeneğindeki subhgâh diğerlerinden farklı olarak zaman ifadesi taşımaktadır. Dolayısıyla C doğru seçenektir.
14.Soru
Aşağıdaki isim ve çoğulu eşleştirmelerinden hangisi doğrudur?
مرغ-مردان |
شب-اسبان |
روز-زنان |
درخت-روزان |
شير-شيران |
Şîr-Şîrân; Arslan-Arslanlar anlamındadır. Doğru cevap E'dir.
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Mustafa Nuri Paşa'nın eseridir?
Tevârih-i Âl-i Osmân |
Târîh-i Cevdet |
Netâyicü’l-Vukuât |
Târîh-i Osman Paşa |
Târîh-i Edyan |
Osmanlı tarihini başlangıçtan itibaren özetleyen ve ağırlıklı olarak devlet teşkilatı üzerinde duran, Netâyicü’l-Vukuât, Mustafa Nuri Paşa’nın eseridir. Doğru cevap C'dir.
16.Soru
Hangi tamlamada tamlanan Osmanlı Türkçesinde üstünle okunur?
القيامه يوم |
ليلةالقدر |
فخرالنسا |
بدرالدين |
الاسلام شيح |
Osmanlı Türkçesinde دين dîn kelimesiyle yapılan Arapça tamlamalara sıkça rastlanmaktadır. Bu tamlamalarda tamlanan (muzâf) bilinenin aksine Osmanlı Türkçesinde ötreli değil üstünlü okunur. D seçeneğindeki tamlama Bedreddîn olarak okunur. Ancak A’daki yevmü’l-kıyâme, B’deki leyletü’l-kadr, C’deki fahrü’n-nisâ ve E’deki tezkiretü’ş-şu‘arâ olarak okunur.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi anlamca birbirinin zıddı olan iki kelimenin bir araya getirilmesiyle
oluşturulan birleşik isimlerdendir?
جست و جو |
ميرلو |
تار مار |
مشکبو |
آمد ورفت |
Anlamca birbirinin zıddı olan iki kelimenin bir araya getirilmesiyle oluşturulan birleşik isimlere örnek آمد ورفت olup, gelip gitme anlamındadır. Doğru cevap E'dir.
18.Soru
Farçada İsim Tamlaması ile ilgili aşağıda verilen kuralların hangileri doğrudur?
I-Farsçada isim tamlamasında önce tamlanan gelir.
II-Basit yani iki kelimeyle yapılan tamlamalarda ilk kelimenin sonu –i ile okunur.
III-Farsça isim tamlamalarında tamlanan (muzâf) ve tamlayanın (muzâfun-ileyh) her ikisinin de Farsça olması şartı vardır.
IV-Bir tamlamanın isim veya sıfat tamlaması olmasını belirleyen husus tamlayanın niteliğidir.
I-III |
I-II |
II-III-IV |
I-II-IV |
I-II-III-IV |
İsim Tamlaması Farsçada isim tamlamasında önce tamlanan gelir. Daha sonra tamlayan yazılır. Basit yani iki kelimeyle yapılan tamlamalarda ilk kelimenin sonu –i ile okunur. Buna izâfet kesresi adı verilir. İzafet kesresi Türkçe’de kelimenin ses uyumuna göre –ı veya –i şeklinde okunabilir. Kalın ses uyumuna göre gelen kelimelerde –ı şeklinde ince ses uyumuna göre yapılmış kelimelerde –i şeklinde okunur. Kûh-ı Kafکوهقاف = Kaf Dağı veya ordu-yı sultân اوردویسلطان = sultânın ordusu kalın sesle gelenlere örnek verilebilir. Ma’den-i nühâsنحاس معدن = bakır madeni, cisr-i Ergeneجسرارکنه = Ergene Köprüsü, gül-i sad-bergبرك کلصد= yüz yapraklı gül gibi örnekler de ince sesle biten kelimelerin izafet kesresini gösterir. Farsça isim tamlamalarında tamlanan (muzâf) ve tamlayanın (muzâfun-ileyh) her ikisinin de Farsça olması şartı yoktur. Bunlardan birisi Farsça olabildiği gibi her ikisinin de Arapça olmasında bir mahzur yoktur. Burada önemli olan izâfetin yani tamlamanın Fars- ça karakterli olmasıdır. Bunu da sağlayan –i izafet kesresidir. Bir tamlamanın isim veya sıfat tamlaması olmasını belirleyen husus tamlayanın niteliğidir. Eğer tamlayan isim ise isim tamlaması, sıfat ise sıfat tamlaması şeklini alır. İsim tamlamalarının muhtelif görevleri vardır. Genellikle tamlayanın durumu tamlananı açıklayıcı ve durumunu belirleyicidir. Bu cümleden olarak; -İsim tamlamaları bazen aidiyet, nisbet ve özel durumları açıklamak için kullanılır:
19.Soru
Metinde altı çizilen kelimenin anlamı nedir?
musibetler |
zenginlikler |
şakiler |
kâşifler |
kolaylıklar |
Metinde altı çizilerek işaretlenen مصاﺌب mesâ’ib kelimesi “musibetler, güçlükler” anlamındadır.
20.Soru
Farsça isim tamlamaları ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?
I. Farsça isim tamlamalarında önce tamlanan gelir.
II. Farsça isim tamlamalarında tamlayan tamlanandan sonra yazılır.
III. Farsçada isim tamlamalarını göstermeye yarayan –i işaretine izâfet kesresi denir.
IV. Farsça isim tamlamalarında tamlayan zaman zaman sıfat da olabilir.
V. İkili isim tamlamalarında ilk kelimenin sonu –i ile okunur.
I-II-III-IV-V |
I-II-III-IV |
II-III-IV-V |
I-II-III-V |
I-II-IV-V |
İsim Tamlaması Farsçada isim tamlamasında önce tamlanan gelir. Daha sonra tamlayan yazılır. Basit yani iki kelimeyle yapılan tamlamalarda ilk kelimenin sonu –i ile okunur. Buna izâfet kesresi adı verilir. İzafet kesresi Türkçe’de kelimenin ses uyumuna göre –ı veya –i şeklinde okunabilir. Kalın ses uyumuna göre gelen kelimelerde –ı şeklinde ince ses uyumuna göre yapılmış kelimelerde –i şeklinde okunur. Kûh-ı Kafکوهقاف = Kaf Dağı veya ordu-yı sultân اوردویسلطان = sultânın ordusu kalın sesle gelenlere örnek verilebilir. Ma’den-i nühâsنحاس معدن = bakır madeni, cisr-i Ergeneجسرارکنه = Ergene Köprüsü, gül-i sad-bergبرك کلصد= yüz yapraklı gül gibi örnekler de ince sesle biten kelimelerin izafet kesresini gösterir. Farsça isim tamlamalarında tamlanan (muzâf) ve tamlayanın (muzâfun-ileyh) her ikisinin de Farsça olması şartı yoktur. Bunlardan birisi Farsça olabildiği gibi her ikisinin de Arapça olmasında bir mahzur yoktur. Burada önemli olan izâfetin yani tamlamanın Fars- ça karakterli olmasıdır. Bunu da sağlayan –i izafet kesresidir. Bir tamlamanın isim veya sıfat tamlaması olmasını belirleyen husus tamlayanın niteliğidir. Eğer tamlayan isim ise isim tamlaması, sıfat ise sıfat tamlaması şeklini alır. İsim tamlamalarının muhtelif görevleri vardır. Genellikle tamlayanın durumu tamlananı açıklayıcı ve durumunu belirleyicidir. Bu cümleden olarak; -İsim tamlamaları bazen aidiyet, nisbet ve özel durumları açıklamak için kullanılır: Seyf-i dîn = سيفدين dinin kılıcı, lügât-ı Fârisî لغتفارسی = Farsça sözlüğü, zebân-ı Türkî ترکی زبان = Türk dili, Türkçe, inâyet-i Hudâ عنايتخدا = Allahın yardımı gibi. -Bazı durumlarda isim tamlamalarında, tamlayan tamlananın cins ve türünü açıklar: Rûz-ı Kasım روزقاسم = Kasım günü, dıraht-ı gül = درختکل gül ağacı, gürz-i âhen کرزآهن = demir gürz vs. -İzâfet-i teşbihiyye denilen benzetme tamlaması yapımında da isim tamlamaları kullanılabilir. Sarây-ı dil دل سرای = gönül sarayı, deryâ-yı rahmet رمحت دريای = rahmet deryası, deniz gibi rahmet, âteş-i aşk عشق آتش = aşk ateşi, tîğ-i zebân زبان تيغ = dil kılıcı, kılıç gibi keskin dil, deryâ-yı ilm علم دريای = ilim denizi veya deniz gibi ilm, gibi. Benzetme yapılırken benzeyenin benzetilene has bir nitelikle tamlanması durumu da isim tamlamalarında sıkça görülen uygulamalardandır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ