TEMEL BESLENME İLKELERİ Dersi Besin Ögeleri II (İnorganik Besin Ögeleri) soru cevapları:

Toplam 61 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Nükleik asitlerin görevi nedir?


CEVAP:

Canlılarda elementler birleşerek kimyasal bileşikler oluştururlar. Bu birleşmeyi canlı yapısında denetleyen moleküllerdir.


#2

SORU:

En önemli organik bileşenler nelerdir?


CEVAP:

En önemli organik bileşikler karbonhidratlar, lipitler, proteinler ve nükleik asittir.


#3

SORU:

Su, mineral, asit, baz, tuzlar gibi canlıların yapısında bulunan ancak canlı olmayan veya bir canlı tarafından üretilmemiş bileşikler nelerdir?


CEVAP:

İnorganik maddeler hücrelerde enerji elde etmek amacıyla kullanılmaz, canlıların kendi vücutlarında sentezleyemeyip, dışarıdan hazır aldıkları bileşiklerdir. Hem canlı vücudunda hem de cansız ortamda bulunurlar. Küçük moleküllü olup, canlı hücrede devamlı ve yeterince bulunmaları gerekir. Canlılar bu bileşiklere gereksinim duyar. Su, mineral, asit, baz, tuzlar gibi canlıların yapısında bulunan ancak canlı olmayan veya bir canlı tarafından üretilmemiş bileşiklerdir.


#4

SORU:

Enerji vermeyen ama düzenleyici rol üstlenen inorganik maddeler nelerdir?


CEVAP:

Besin olarak kullanılan inorganik maddeler “mineraller ve su” sindirilemezler. Enerji vermezler. Bunlar düzenleyici maddelerdir. Karbon elementine sahip olmayan tüm moleküller bu gruba girer.


#5

SORU:

Canlıların yüzde kaçı sudur?


CEVAP:

Tüm yaşayan dokuların %70-90’ı sudur.


#6

SORU:

Kan plazmasının yapısı nasıldır?


CEVAP:

Kan plazmasının %95 i sudur. Yapısında oksijen ve hidrojen molekülü bulunur. Hidrojen (+) oksijen (–) yüklüdür. Hidrojen ve oksijen arasındaki yük dağılımından oluşan çekim kuvveti hem su molekülünün kendi içinde hem de diğer su molekülleriyle kopmadan bulunmasını sağlar.


#7

SORU:

Suyun canlılar üzerindeki önemini açıklayınız.


CEVAP:

Günlük hayatta hem insanların, hem de tüm canlıların hayati fonksiyonlarını sürdürmelerini sağlayan en önemli, hatta tek içecektir. Su besinlerin sindirimi, emilim ve hücrelere taşınmasında, hücre, organ ve dokuların düzenli çalışmasında, zararlı maddelerin vücuttan atılmasına, vücut ısısının denetiminde ve daha sayılamayacak kadar çok işleve sahiptir. Su pek çok organizmanın vücudunda taşıyıcı ortam olarak görev yapar. Maddelerin vücutta bir bölgeden diğer bölgeye taşınması suyla sağlanır. Ayrıca, su besin maddelerini kan plazması olarak taşır.

• Su, metabolizma olaylarını hızlandırır. Enzimler ancak sulu bir ortamda çalışır.

• İdrardaki su boşaltıma, terleme olayı ile de dolaşıma yardımcıdır. Terleme olayında vücut
ısısının fazlası dışarıya suyla atılır. Böylece vücut ısısı dengelenir.

• Su, bitkilerde fotosentez ana elemanı olarak bu canlılar için de çok büyük önem taşır.

• Ayrıca su, absorbe ettiği fazla ısı ile Dünya’mızın çevresel ısısını düzenler. Böylece hem çevresel ısı çok yükselmez ve saklandığı için ısı kaybolmaz. (Tablo 4.1. s. 66).


#8

SORU:

Suyun kimyasal formülü nedir?


CEVAP:

Suyun kimyasal formülü H2O’dur.


#9

SORU:

Dünya yüzeyinde su yüzdesi ne kadardır?


CEVAP:

Dünya yüzeyinin %71’i suyla kaplıdır. Dünyadaki suların yaklaşık %97’ si okyanuslarda bulunmaktadır. %2.4’ü buzul ya da kardır. %0.6’lık dilimi ise göller ve nehirlere aittir.


#10

SORU:

Suyun rengi neye göre değişiklik gösterir?


CEVAP:

Pratikte suyun rengi, içindeki katkı, kirlilik vb. etkenlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Kireçtaşı, suyu turkuaz rengine çevirirken, demir ve benzeri maddeler kırmızı kahverengi renge döndürmektedir, bakır ise mavi alev rengi oluşturur. Suyun içindeki yosunlar, suyu yeşil renkli olarak gösterir.


#11

SORU:

Hidrofilik maddelerin özelliği nedir?


CEVAP:

Su, eriyebilen birçok madde için çok iyi bir çözücüdür. Bu tip maddeler hidrofilik maddeler olarak da bilinir, iyice karıştırılmak sureti ile su içinde erirler (örneğin; tuz).


#12

SORU:

Adhezyon nedir?


CEVAP:

Farklı iki maddenin molekülleri arasındaki çekim kuvvetidir.


#13

SORU:

Suyun kılcal hareketi nedir?


CEVAP:

Kılcal hareket, suyun çok dar (kılcal) bir boru/kanalda yerçekimi kuvvetine karşı hareketini ifade eder. Bu hareketin oluşma nedeni, su boru/kanalın yüzeyine yapışır ve daha sonra boru/kanala yapışan su, kohezyon kuvveti sayesinde üzerinden daha fazla suyun geçmesini sağlar.


#14

SORU:

Göllerdeki buz neden önce yüzeyde oluşmaya başlar?


CEVAP:

Standart atmosferik basınçtaki taze su, en yoğun halini 3.98 °C’de alır ve aşağı hareket eder, daha fazla soğuması halinde yoğunluğu azalır ve yukarı doğru yükselir. Bu dönüşüm, derindeki suyun, derinde olmayan sudan daha sıcak kalmasına sebep olur, bu yüzden suyun büyük miktardaki alt bölümü 4 °C civarında sabit kalırken, buz öncelikle yüzeyde oluşmaya başlar ve daha sonra aşağı yayılır. Bu etkiden dolayı, göllerin yüzeyi buz ile kaplanır.


#15

SORU:

Su içindeki tüm elektriksel özelliği sağlayan etkenler nelerdir?


CEVAP:

Su içindeki tüm elektriksel özelliği sağlayan etkenler, suyun içinde çözülmüş olan karbondioksit ve mineral tuzların iyonlarıdır ancak bu sayede suyun iletkenliği artar. Su, iki su molekülünün bir hidroksit anyonu ve bir hidronyum katyonu halini alması ile kendini iyonize eder, fakat bu elektrik akımının yaptığı iş veya zararlı etkilerini taşımak için yeterli değildir. 


#16

SORU:

Suyun üçlü noktası nedir?


CEVAP:

Suyun üçlü noktası saf haldeki sıvı su, buz ve su buharının dengede bulunduğu sıcaklık ve basınç kombinasyonudur.


#17

SORU:

Suyun biyolojik işlevleri nelerdir?


CEVAP:

Suyun içerdiği organik bileşikler, birçok çeşitlilikle insan bedeninin başlıca gıdasıdır. Her türlü metabolik olayların temel katalizörüdür.

• Makro moleküllerin yapı taşıdır. Hidrojen köprüleri ile su moleküllerine bağlanan protein, karbonhidrat, nükleik asit gibi kompleksleşme yeteneğine sahiptir.

• İyi bir substrattır.

• İyi bir ısı düzenleyicisidir. Isıyı düzenli bir şekilde ayarlar.


#18

SORU:

Sular kaynaklarına göre kaç sınıfta incelenir?


CEVAP:

Doğada sular, kaynaklarına göre klasik olarak 4 sınıfta incelenir:

1. Meteor suları (yağmur ve kar suları): Mevcut sular içinde en saf olanıdır, bununla beraber havada bulunan bütün gazları içerdiği gibi, bazı inorganik ve organik maddeler de bulunabilir.

2. Yeraltı ve kaynak suları: Bulunduğu ve geçtiği toprak tabakalarını çözmesi sonucunda, tabakaların cinsine göre, çözünmüş maddeleri içerir.

3. Yeryüzü suları (nehir, göl, baraj ve deniz suları): Yüzeylerinin açık olması sebebiyle özellikle organik yapıdaki yabancı maddeleri almaya yatkındır. Buna karşılık hava ile temas halinde olduğundan karbonat sertliği azdır.

4. Maden (mineral) suları: Doğal sulara oranla çözünmüş madde miktarı belirli bir sınırı aşmış veya sıcaklık ve radyoaktivitesi doğal sınırı geçmiş olan sulardır.


#19

SORU:

Makro ve mikro elementlere örnek veriniz.


CEVAP:

Kalsiyum, sodyum, potasyum, fosfor, klor, magnezyum ve kükürt makro elementler olarak adlandırılır. Demir, iyot, bakır, çinko, kobalt, mangan, molibden ve selenyum ise mikro elementlerdir. İnsan vücudunun % 4 ile 6’sı minerallerden oluşmuştur. Gıdalarda 60’ dan fazla mineral bulunur.


#20

SORU:

Minerallerin özellikleri nelerdir ve vücuttaki işlevi nedir?


CEVAP:

• Sindirilmeden direk olarak kana alınırlar. Enzimlerin yapısına katılırlar.

• Vitaminlerle birlikte düzenleştirici olarak görev yaparlar.

• Vücudumuzda Cl, P, S ve N elementlerinin asit bileşikleriyle Na, K, Ca, Mg, Fe, Mn ve Cu
metallerinin baz özelliğindeki bileşiklerine rastlanmaktadır.

• Mineraller hücrede protein, karbonhidrat, yağ gibi, organik maddelere bağlı olarak bulundukları gibi hücrede tuz halinde de bulunabilirler.

• Mineraller, vitamin-hormon-enzim vb. moleküllerin yapısına katılır. 70kg ağırlığındaki bir insanda ortalama 3 kg mineral tuzları vardır.

• 0rganizmanın yapısında az da olsa minerallere ihtiyaç vardır.

• Mineraller kanın osmotik basıncının ayarlanmasında, kas kasılmasında, kanın pıhtılaşmasında ve sinirlere uyarının iletilmesinde önemli role sahiptir. • Mineraller bazı enzimlerin yapılarına katılarak katalizör görevi yapar.

• İdrar, ter ve dışkı ile dışarı atıldığından mineral içeren besinlerin düzenli olarak vücuda alınması gereklidir.


#21

SORU:

Vücuda alınan kalsiyum nerelerde kullanılır?


CEVAP:

Kalsiyumun büyük bir kısmı fosforla birlikte kemiğin ve dişin yapısına katılır. Geri kalan kısmı kasların kasılmasında sinirlerde, kanın pıhtılaşmasında ve bazı enzimlerin çalışmasında görev yapar. Vücuda alınan kalsiyumun bir kısmı emilir. Emilmeyen kısmı dışkı ile atılır. D vitamini kalsiyumun emilmesine etki eder. Vücuda fazla kalsiyum alınsa bile D vitamini yetersiz olursa kalsiyum bağırsaklarda emilemez.


#22

SORU:

Demir hangi yiyeceklerde bulunur?


CEVAP:

Demir karaciğer, dalak ve kırmızı kemik iliğinde de bulunur.


#23

SORU:

‘Guatr’ hastalığının oluşma sebebi nedir?


CEVAP:

Vücuda yeteri kadar iyot alınmazsa tiroid bezi iyi çalışamaz ve tiroksin hormonunu az salgılar. Tiroksinin az salgılanması tiroid bezinin büyümesine neden olur. Basit “guatr” hastalığı denilen durum ortaya çıkmaktadır.


#24

SORU:

Dişlerin sararması neyin sonucudur?


CEVAP:

Flüorün fazlalığı dişlerin sararmasına yol açar


#25

SORU:

Vücutta sodyumun görevi nedir?


CEVAP:

Vücutta sodyum su dengesinin korunmasında ve besinlerin hücre duvarından geçişinde görev alır.


#26

SORU:

Sodyum eksikliğinde vücutta neler olur?


CEVAP:

Sodyum eksikliğinde halsizlik ve güçsüzlük, baş dönmesi, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü, hafıza bozukluğu ve konsantrasyon zayıflığı, baş ağrısı, depresyon, mide bulantısı ve kas krampları gibi sağlık sorunları oluşur.


#27

SORU:

Sodyum fazlalığı nelere yol açar?


CEVAP:

Sodyum fazlalığı yüksek tansiyon, potasyum kaybı, vücutta su tutulması ve ödemlere neden olur. Sodyum fazlalığında potasyum takviyesi yaparak, potasyum eksikliğinden doğabilecek zararlı sonuçlardan korunmaya çalışılmalıdır. Sodyum fazlalığının en önemli nedenleri fazla tuz ve tuzlu, yani bol miktarda sodyum içeren, besinler tüketmek, yetersiz su alımı ya da ishal, terleme ve kusma yoluyla vücudun sodyuma oranla daha fazla su kaybetmesi nedeniyle kandaki sodyum oranının artması olarak sayılabilir. 


#28

SORU:

Potasyum yetersizliğinin belirtileri nelerdir?


CEVAP:

• Kas tembelliği ve yorgunluk hissi;

• Böbreklerde fonksiyon bozuklukları,

• Tedirginlik, gerginlik hissi,

• Ayak ve ayak bileklerinde şişkinlik,

• Kemik ve eklemlerde ağrılar,

• Baş ağrısı,

• Bazı duyularda bozukluklar, (hissedememek),

• İştahsızlık, isteksizlik,

• Kalp ritminde bozukluk,

• Kalp yetmezliği,

• Yüksek tansiyon,

• Glikojen depolanmasında azalma,

• Solunum yetersizliği, solunum bozukluğudur.


#29

SORU:

Potasyum yetersizliğinden en çok etkilenen grup kimlerdir?


CEVAP:

• Çok tuzlu yemek yiyenler,

• Kronik ishali olanlar,

• Kontrolsüz ve bilinçsiz olarak idrar söktürücü ilâçlar kullananlar,

• Devamlı olarak kabızlık giderici ilâç kullananlar,

• Devamlı olarak sindirim zorluğu çekenler,

• Aspirin ve steorid içeren ilâçları devamlı alanlardır.


#30

SORU:

En iyi kalsiyum kaynakları nelerdir?


CEVAP:

En iyi kalsiyum kaynakları; süt, yoğurt, peynir, ayran, pekmez fındık fıstık yağlı tohumlar yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, ve kurutulmuş meyveler yüksek oranda kalsiyum içerirler.


#31

SORU:

Kalsiyum ve fosfor alımı oranı nasıldır?


CEVAP:

Kalsiyum daima fosforun 2 misli oranında alınmalıdır. Böylece kendi görevlerini de yerine getirebilir. Bu 2/1 oranı göz ardı edilmemelidir.


#32

SORU:

Fosfor hangi yiyeceklerde bulunur?


CEVAP:

Balık, diğer deniz hayvanları, diğer etler, sakatat yani organ etleri (özellikle beyin), yumurta sarısı, süt ve sütten yapılan yiyecekler, yağlı tohumlar, kuru baklagiller, kurutulmuş meyveler ve tahıl iyi fosfor kaynaklarıdır.


#33

SORU:

Eğer bireyin cildinde ve saçında güzelleşme varsa, tırnakları kuvvetliyse hangi besin ögesinin düzgün alımı söz konusudur?


CEVAP:

Magnezyum cildi düzgünleştirir, saçı güzelleştirir, tırnakları kuvvetlendirir. Sinir sistemi sağ- lığı, vücut ısısının dengede tutulması gibi pek çok fonksiyonda görev alan magnezyum, kemik ve diş gelişimi ve sağlığı açısından da gereklidir.


#34

SORU:

Asitlerin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

• Ekşi bir tada sahiptirler.

• İndikatörlerin rengini değiştirirler. (Asitler turnusol kağıdını kırmızıya çevirirler).

• Bazlarla reaksiyona girdiklerinde tuz ve su oluştururlar. Bundan başka çok çeşitlilik gösteren başka özellikleri de bulunur. Bu spesifik özellikler, anyon içeriği ve ayrılmamış molekülerden dolayı olur. Çeşitli asitlerin molekülleri, çözeltiye farklı miktarda serbest hidrojen bırakma eğilimindedirler.


#35

SORU:

Organik asitleri ne tür asitlerdir?


CEVAP:

Organik asitler yapıları karbon iskeletine dayalı asitlerdir. Formik, asetik, propiyonik, bütirik, fumarik, sorbik, sitrik ve malik asit gibi asitler ve bunların tuzları başlıca organik asitlerdir.


#36

SORU:

Yoğurtta bulunan asit nedir?


CEVAP:

Laktik Asit yoğurtta bulunan asittir.


#37

SORU:

Midemizin salgıladığı asit türü nedir?


CEVAP:

Midemiz de seyreltik hidroklorik asit salgılayarak besinleri parçalar. Bu salgının fazlalaşması midede ülsere sebep olur.


#38

SORU:

Bazların özellikleri nelerdir?


CEVAP:

• Bazlar ele kayganlık hissi verir.

• Kuvvetli bazlar yakıcı ve tahriş edici özelliktedir.

• Bazlar acı tattadır. Fakat bazı çeşit bazlar zehirlidir. Bu yüzden tadına bakmamak gerekir.

• Bazlar da, asitler gibi turnusol kağıdı ile ayırt edilebilir. • Bazlar kırmızı turnusol kağıdını maviye dönüştürür.

• Turnusol maddesi likenden elde edilir.

• Bazlar fenolfalein çözeltisi yardımıyla da ayırt edilebilir. Baz içine fenolfalein’in alkoldeki çözeltisi damlatıldığında, baz pembe renk alır. Fenolfalein asit içine konulduğunda asitin rengini değiştirmez.

• Bazlar da asitler gibi suda iyonlarına ayrıştıkları için elektrik akımını iletirler

• Na0H ve K0H kuvvetli bazlardır. Kuvvetli bazlar metallere ve dokulara tahriş edici etki yapar. Amonyağın buharı göze, buruna ve solunum yoluna zarar verir.


#39

SORU:

Asit ve baz karıştığında nasıl bir tepkime olur?


CEVAP:

Asitlerle bazlar karıştığında asitin H+ iyonu ile bazın OH- iyonu birleşir. Bu birleşim sırasında bir molekül su açığa çıkar ve tuz meydana gelir. Hidroklorik asit + sodyum hidroksit (baz) → su + sodyum klorür (tuz) Hücrenin içinde ve hücrelerin arasında çeşitli mineral tuzları vardır. Bunlar içinde en önemlileri sodyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyum tuzlarıdır.


#40

SORU:

Ortamda hidrojen iyon yoğunluğunun negatif (-) logaritması neye karşılık gelmektedir?


CEVAP:

Ortamın hidrojen iyon yoğunluğunun negatif (-) logaritması asitliğin derecesini verir.


#41

SORU:

Ortamdaki hidroksil iyon yoğunluğunun (-) logaritması neye karşılık gelir?


CEVAP:

Ortamdaki hidroksil iyon yoğunluğunun (-) logaritması bazikliğin derecesini verir.


#42

SORU:

Tuz nasıl meydana gelir?


CEVAP:

Asitlerle bazlar karıştığında asitin H+ iyonu ile bazın OH- iyonu birleşir. Bu birleşim sırasında bir molekül su açığa çıkar ve tuz meydana gelir.


#43

SORU:

Bazlar turnusol kağıdında nasıl etki gösterir?


CEVAP:

Bazlar turnusol kağıdının rengini kırmızıdan maviye dönüştürür.


#44

SORU:

Asitler turnusol kağıdında nasıl etki gösterirler?


CEVAP:

Asitler turnusol kağıdının rengini maviden kırmızıya dönüştürür.


#45

SORU:

Kaç tür asit vardır?


CEVAP:

İnorganik ve organik olmak üzere iki farklı asit türü vardır.


#46

SORU:

Çinko hangi besinlerde bulunur?


CEVAP:

Et, deniz ürünleri, baklagiller, tahıllar, yumurta, fındık, süt ve süt ürünleri ile lifli besinler bol miktarda çinko içeren besin maddeleridir.


#47

SORU:

Yetişkinlerin günlük çünkü ihtiyacı nedir?


CEVAP:

Yetişkinlerde günlük çinko ihtiyacı ortalama 15 - 20 mg kadar- dır.


#48

SORU:

Bakır hangi besinlerde bulunur?


CEVAP:

Zeytin, badem, fındık, ceviz, taze ve kuru üzüm, arpa, tam buğday ekmeği, bal, kuzu ciğeri, sarımsak, portakal, pancar, pekmez, brokoli, fasulye ve bezelye bol miktarda bakır içeren besinler arasındadır.


#49

SORU:

Vücudun günlük bakır ihtiyacı nedir?


CEVAP:

Bebeklerde günlük 0,5 - 1 mg, çocuklarda 1 - 2 mg ve yetişkinlerde de ortalama 2,5 mg kadar bakır alınması günlük bakır ihtiyacını vardır..


#50

SORU:

Bakır eksikliğinde hangi problemlerle karşılaşılır?


CEVAP:

Bakırın yeterince alınmaması durumunda kansızlık görülür. Bakır eksikliği, vücut direncinin azalmasına, güçsüzlük, deride yara ve egzama gibi problemlere yol açar. Ayrıca, saç dökülmesi, iştahsızlık, ishal ve çarpıntı meydana gelebilir. Bağışıklık sistemi zayıflar. Kemikler ve dokuların yapısı olumsuz etkilenir.


#51

SORU:

Magnezyum hangi besinlerde bulunur?


CEVAP:

Balık ve tavuk eti, peynir, yumurta, tam unlu ekmek, yerfıstığı, patates ve portakal bol miktarda magnezyum içeren besin maddeleridir.


#52

SORU:

Vücudun günlük magnezyum ihtiyacı nedir?


CEVAP:

Yetişkinlerde ortalama 300 mg’ dır. Bu miktar 65 yaş üzerindekilerde 350 mg’ a, gebelik ve emzirme dönemlerindeki kadınlarda 600 mg’ a ka- dar çıkabilmektedir.


#53

SORU:

Magnezyum fazlalılığının zararları nelerdir?


CEVAP:

Magnezyum fazlalığı bitkinlik, böbrek ve sindirim sistemi hastalıkları, terleme ve depresyon gibi sağlık sorunlarına yol açar.


#54

SORU:

Magnezyum eksiliği nelere sebep olur?


CEVAP:

Magnezyum eksikliği kalp, böbrek, beyin ve karaciğer fonksiyonlarında aksaklıklara yol açarak halsizlik, iştahsızlık, huzursuzluk ve uyku bozukluları, dalgınlık, hafıza zayıflığı, öğrenme güçlüğü, böbrek yetmezliği, kalp çarpıntısı,kramp gibi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.


#55

SORU:

Fosfor hangi besinlerde bulunur?


CEVAP:

Balık, diğer deniz hayvanları, diğer etler, sa- katat yani organ etleri (özellikle beyin), yumurta sarısı, süt ve sütten yapılan yiyecekler, yağlı tohumlar, kuru baklagiller, kurutulmuş meyveler ve tahıl iyi fosfor kaynaklarıdır.


#56

SORU:

Fosfor ile kalsiyum arasındaki denge nasıldır?


CEVAP:

Vücutta fosfor /kalsiyum oranı 2/1 olarak denge halindedir. Bu denge bozulursa kemik oluşumu normal olmaz.


#57

SORU:

Makroelementler nelerdir?


CEVAP:

Kalsiyum, sodyum, potasyum, fosfor, klor, magnezyum ve kükürt makroelementler olarak adlandırılır.


#58

SORU:

Mikroelementler nelerdir?


CEVAP:

Demir, iyot, bakır, çinko, kobalt, mangan, molibden ve selenyum ise mikroelementlerdir.


#59

SORU:

Besin değeri olmayan mineraller nelerdir?


CEVAP:

Aluminyum, bor, nikel, kalay ve kromun besin değeri yoktur.


#60

SORU:

Toksik olan mineraller nelerdir?


CEVAP:

Civa, kurşun, arsenik, kadmiyum ve antimon toksik olan minerallerdir.


#61

SORU:

Mineraller hücrede nasıl bulunurlar?


CEVAP:

Mineraller hücrede protein, karbonhidrat, yağ gibi, organik maddelere bağlı olarak bulundukları gibi hücrede tuz halinde de bulunabilirler.