TÜRK BASIN TARİHİ Dersi MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE CUMHURİYET'İN İLK YILLARINDA BASIN ( 1919-1928) soru cevapları:
Toplam 35 Soru & Cevap#1
SORU:
Mütareke döneminde basın açısından işgal
kuvvetlerinin ne gibi uygulamaları olmuştur?
CEVAP:
Mütareke Dönemi’nde işgal kuvvetleri,
İstanbul’da ve işgal ettikleri diğer bölgelerde, Türklerin
izinsiz toplanma, konferans veya nutuk verme ve seyahat
etme hakkını engeller. Gazeteler kontrol altında tutularak
işgal aleyhinde yazıların çıkması önlenir. Anadolu’da
gelişen Kuva-yı Millîye lehinde veya kendileri aleyhinde
çıkan haberleri sansürlerler. Sansür nedeniyle gazeteler
çoğu zaman boş sayfalarla yayımlanır. Yalnızca dış
sayfalardaki değil, iç sayfalardaki haberler bile sansür
edilir, Anadolu’da gelişen millî hareket, işgal yanlısı basın
tarafından, Rum basınının da etkisiyle “zorbalık” olarak
nitelendirilir.
Örneğin, 19 Haziran 1919 tarihinde İzmir’de çıkarılan
Ahenk gazetesi işgal kuvvetlerinin gönderdiği Yunan
Askerî Bildirilerini yayımlayarak Kuva-yı Millîyecileri
“haydut çetesi” olarak gösterir. İzmir basını gibi İstanbul
basını da işgal kuvvetlerinin sıkı denetimi altında varlığını
sürdürmeye çalışır. Haberlerin engellenmesi, karartılması,
yayımlanmaması ve kamuoyunun olan bitenden haberdar
edilmemesi sansür yoluyla sağlanır. O kadar ki İstanbul’da
çıkan Payitaht gazetesi 1919’da başlayan ulusal
bağımsızlık mücadelesiyle ilgili haberleri ancak iki yıl
sonra vermeye başlar. Dolayısıyla geçen iki yıl zarfında bu
hareket yok sayılır ve üstü örtülmeye çalışılır.
#2
SORU:
1919 ile 1938yılı arasında Türkiye sınırları
içerisindeki gazetelerin sayısı kaçtır?
CEVAP:
Yapılan bir araştırmada 1919 yılının Mayıs’ı ile
1938 yılı sonları arasında Türkiye sınırları içinde toplam
592 gazete yayımlandığı tespit edilir.
#3
SORU:
Bu gazeteler hangi harfleri kullanmışlardır?
CEVAP:
Bu gazetelerin;
• % 52’si (308 adet) yani yarıdan fazlası Arap
harfleriyle,
• % 31’i ise (183) yeni harflerle yayımlanır.
1928 yılında gerçekleşen harf değişikliğine ayak uyduran
gazete sayısı 70 (% 12) civarındadır. Bu değişime ayak
uyduramayan yayınlar kapanmak zorunda kalırlar.
#4
SORU:
Bu dönem gazeteleri nerelerde yoğunlaşmaktadırlar?
CEVAP:
Bu yayınların belli başlı şehirlerde yoğunlaştığı
görülmektedir. Bu şehirler ve çıkan gazete sayıları şöyle
özetlenebilir:
• İstanbul: 176,
• İzmir: 54,
• Adana: 27,
• Ankara: 25,
• Bursa: 24,
• Trabzon: 18,
• Samsun: 16,
• Eskişehir: 13,
• Edirne: 12,
• Kastamonu: 12,
• Gaziantep: 11,
• Konya-Balıkesir-Urfa: 10.
#5
SORU:
Bu gazetelerin ömürleri nasıl olmuştur?
CEVAP:
Gazetelerin çıkış süreleri, bir başka söyleyişle
ömürleri konusunda elde çok net bilgi bulunmamaktadır.
Ancak, İstanbul gazetelerinin % 47’sinin, taşra gazetelerinin
ise % 36’sımn beş yıldan daha az ömre sahip oldukları
görülmektedir. 1919 yılında yayma başlayıp 1938 yılma
kadar kısa süreli ara vermelerine rağmen yayımlanan iki
gazeteden;
• Biri Akşam,
• Diğeri ise Karagözdür.
Yunus Nadi’nin (Abalıoğlu) İstanbul’da başlayıp daha
sonra Ankara’da çıkardığı Yeni Gün (1918-1920), Anadolu’da
Yeni Gün (1920-1924) dışında 7 Mayıs 1924
tarihinde yayına başlayıp günümüze kadar devam eden tek
süreli yayın Cumhuriyet gazetesidir,
Taşra basınında vilâyet gazeteleri dışında 20 yıldan uzun
ömre sahip gazete bulunmadığı anlaşılır. Yayın ömrü 5-10
yıl arasında değişen gazetelerin sayısı 29 (% 7)’dur. 10-20
yıl arasında ömre sahip olanların sayısı ise 43 (% 11)’tür.
Devlet tarafından çıkarılan resmî vilâyet gazetesi ise bir
açılıp bir kapanmalarına rağmen çıktıkları şehrin, hatta
bölgenin basın hayatı için son derece önemli rol oynar,
Özellikle bu gazetelerin basıldığı matbaalarda özel
yayınların basılmasına izin verilmesi gazete ve
dergiciliğin gelişmesine olumlu katkıda bulunur.
#6
SORU:
Anadolu ajansı nasıl kurulmuştur?
CEVAP:
Matbaa kurmada, gazete çıkarmada geç kalan
Türkler, maalesef haber ajansı oluşturmada da çok geç
kalırlar. Oysa Batı’da kuruluş dönemleri çok eskiye
dayanan ve dünya çapında etkinlikleri olan haber ajansları
vardır. Tarihteki ilk haber ajansı, Charles-Louis Havas
tarafından kurulan Havas Ajansı’dır. 1832 yılında Fransız
ilancılık şirketi olarak kurulur, 1835 yılında haber ajansına
dönüşür. 1944 yılında Agence France Presse (AFP) adını
alan kuruluş hâlen dünyanın en yaygın ağa sahip
ajanslarından biridir. Yine 1846 yılında Amerika’da kurulan
Associated Press (AP) aynı şekilde dünyanın en
büyük ve en eski ajansları arasında yer alır.
1851 yılında Julius Reuter (1816-1899) tarafından kurulan
İngiliz Reuter Haber Ajansı da en önemli ajanslar arasında
bulunmaktadır. Bunun gibi dünya çapında yayın yapan
British Broadcasting Corporation (BBC) 1922 yılında özel
şirket olarak kurulur. Birkaç yıl sonra tasviye edilen ajans,
1927 yılında kamu kuruluşu olarak yeniden hayata
geçirilir. İngiliz parlamentosuna karşı bağımsız yayın
yapan kuruluşun Yönetim Kurulu Başkanı İngiltere
kraliçesi tarafından atanır, Mustafa Kemal kamuoyunu
aydınlatmak için yalnızca gazete çıkarmanın yeterli
olmayacağını gayet iyi bilmektedir. Bu amaçla talimat
vererek, 6 Nisan 1920 tarihinde Anadolu Ajansı’nın
kurulmasını sağlar.
#7
SORU:
Anadolu Ajansı’nın temel amacı nedir?
CEVAP:
Anadolu Ajansı’nın iki temel amacı vardır:
• Bunlardan biri ülke ve millet birliğini tehlikeye
düşürücü kışkırtmalara karşı basın sahasında
tedbirler almaktır.
• Diğeri ise Kurtuluş Savaşı ile ilgili en doğru
bilgileri halka hızlı bir şekilde iletmektir. Böylece
halkın mücadeleyi sürekli bir şekilde desteklemesi
ve ümitsizliğe düşmemesi sağlanmış
olacaktır.
#8
SORU:
Milli mücadele döneminde iki kutuplu basının aktörleri
kimlerdir?
CEVAP:
Millî Mücadele Dönemi’nde İstanbul basını
ağırlıklı olarak iki gruba ayrılmış şekilde karşımıza çıkar:
• İlk grupta yer alanlar, ulusal hareketi destekleyen
ve onu savunan gazetelerdir. Bunlar arasında
İleri, Yeni Gün, Akşam ve Vakit gazeteleri ilk
sırada yer alır. Bu gazetelerde Anadolu ile ilgili
haberler ilk sayfalarda yayımlanır. Özellikle,
Mustafa Kemal’in halka duyurmak istediği
haberleri yayımlayan İleri gazetesi, Millî
Mücadele’nin İstanbul’daki sözcüsü
konumundadır.
• Bu ulusalcı görüşün karşısında olan gazete ve
gazeteciler de vardır. Özellikle İstanbul’da
faaliyet gösteren Peyam-ı Sabah, Alemdar ve
İstanbul gazeteleri Millî Mücadele karşıtı
yayınlar yapar. Anadolu’daki mücadeleyi boş bir
hayal olarak gören bu gazetecilere göre Millî
Mücadeleciler “serseri ve başı bozuk çeteler”dir.
Peyam-ı Sabah gazetesinde Ali Kemal, Kuva-yı
Millîye’yi kuranların milleti felâkete götüreceğini
yazar.
#9
SORU:
Milli mücadeleyi destekleyen yazarlar hangileridir?
CEVAP:
Milli mücadeleyi destekleyen yazarlar;
• Ziya Gökalp,
• Mehmet Akif Ersoy,
• Halide Edip Adıvar,
• Falih Rıfkı Atay,
• Aka Gündüz’dür.
#10
SORU:
Milli mücadeleyi desteklemeyen yazarlar hangileridir?
CEVAP:
Milli mücadeleyi desteklemeyen yazarlar;
• Ali Kemal,
• Refik Halit Karay,
• Refi Cevat Ulunay’dır.
#11
SORU:
Ziya Gökalp’in milli mücadeleye katkıları nelerdir?
CEVAP:
1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi’nden üç
ay sonra, İstanbul işgal edilince bazı ittihatçılarla birlikte
28 Ocak 1919’da Ziya Gökalp de tutuklanır ve vapurla
Malta’ya sürülür. Malta’ya sürülenler arasında
milletvekilleri, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ileri
gelenleri, paşalar, yazarlar ve profesörler vardır. Gökalp,
Malta’da Polverista Zindanı’na konulur. 2,5 yıllık sürgün
hayatından sonra Londra Barış görüşmelerinde alman
kararla Malta’da zindanda yatan arkadaşlarıyla beraber
yurda döner, Z. Gökalp 1921 yılının sonbaharında
ailesiyle Diyarbakır’a gelir. Bu sırada Doğu illeri işgal
altındadır. Gökalp, kendisini dinleyen herkesi zaferin
yakın olduğuna inandırır. Bu yıllarda ruhları ulusal
bilinçle doldurmak için Mefkure adında bir dergi çıkarmak
ister. Halkın kolayca anlayabilmesi için dergiye Küçük
Mecmua adı verilir. Küçük Mecmua her yerde olumlu
intibalarla karşılanır. Gökalp, Atatürk’ün isteği üzerine
Telif ve Tercüme Komisyonu Başkanlığı’na getirilince, eşi
ile birlikte Ankara’ya yerleşir. Ankara’ya çağırılmasından
sonra Küçük Mecmua zararla kapanır. Mustafa Kemal
ondan yeni kuşaklar için kütüphane hazırlanmasını ve
gelişen Batı düşüncelerinin öğrenilmesi için çeviriler
yapmasını ister. Ziya Gökalp, bu çalışmalarının yanı sıra
Türk Töresi, Türkçülüğün Esasları ve Altın Işık adlı
eserlerini yayımlar. Yine bu dönemde Türk Medeniyet
Tarihim yazmaya başlar.
Ömrünün son yıllarında Yeni Türkiye adlı gazeteyi kurar
ve bu gazetenin başyazarı olur. Anayasanın
hazırlanmasına yardım eder. Yeni Gün ve Hâkimiyet-i
Millîye gazetelerinde yazılar yazar. Ziya Gökalp, Türk
Medeniyeti Tarihi adlı eserini tamamlamaya çalışırken
hastalanır. Sonu gelmeyen çalışmalar yüzünden yatağa
düşer. Hasta yatağında kitabının son düzeltmelerini yapar.
Hastalığı iyice ilerleyince Fransız Hastanesi’ne kaldırılır.
Ancak, 25 Ekim 1924 tarihinde kurtarılamayarak hayata
gözlerini yumar. 26 Ekim 1924 günü Gökalp için büyük
bir cenaze töreni düzenlenir ve Divan Yolu’nda bulunan
Sultan Mahmut Türbesi haziresine gömülür.
#12
SORU:
Mehmet Akif Ersoy’un milli mücadeleye katkıları
nelerdir?
CEVAP:
Kendine özgü şiir anlayışı ile dikkati çeken ve
edebiyatımızın ekol şahsiyetlerinden biri olan Mehmet
Akif, İslamcı düşünceleri ile tanınır. I. Dünya Savaşı’nın
Osmanlı Devleti aleyhinde sonuçlanması, ağır mütareke
şartları, yurdun parça parça işgal edilmesi, Akif’i
Anadolu’da başlayan Millî Mücadele’ye katılmaya zorlar.
Kendi isteğiyle gittiği Balıkesir, Kastamonu, Ankara,
Konya ve Burdur’da cami kürsülerinden yaptığı vaazlar,
halkta derin tesirler uyandırır.
1920 yılı sonlarında Maarif Vekâleti tarafından açılan
millî marş güfte yarışmasında, istenildiği gibi bir şiir
bulunamayınca Maarif Vekili Hamdullah Suphi, Mehmed
Akif’e yarışmaya katılması için davette bulunur. Meclis
kürsüsünde Hamdullah Suphi’nin okuduğu İstiklâl Marşı
jüri tarafından coşkulu alkışlarla karşılanarak birinci
seçilir ve 1921’de Büyük Millet Meclisi tarafından resmen
millî marş güftesi olarak kabul edilir. Birinci mecliste
muhalefet saflarında yer aldığı için İstiklâl Mücadelesi
sonrasında kurulan yeni mecliste üye olmaz. 1923’te
Abbas Halim Paşa’nın davetlisi olarak Mısır’a gider.
Bundan sonra yazları İstanbul’da, kışları Mısır’da
geçirmeye başlar, 1925’ten sonra ise sürekli olarak
Mısır’da kalır. Kahire Üniversitesi’nde Türk edebiyatı
dersleri verir, bir taraftan da Diyanet İşleri Reisliği
tarafından kendisine verilmiş Kur’an tercümesi işiyle
meşgul olur.
#13
SORU:
Halide Edip Adıvar’ın milli mücadeleye katkıları
nasıldır?
CEVAP:
Romanları kadar siyasî kişiliğiyle Türk düşüncesi
üzerinde etkili olan Halide Edip, Üsküdar Amerikan
Koleji’ni bitirdikten sonra özel hocalardan dersler alır.
Tanin’de çıkan ilk yazıları ile basın hayatında tanınmaya
başlar. II. Meşrutiyet sonrasında öğretmenlik ve
müfettişlik yapan Hali de Edip, 1917 yılında evlendiği
Adnan Adıvar’la Millî Mücadele hareketine
katılır, Cepheleri bizzat gezerek izlenimlerini eserlerinde
çarpıcı bir şekilde yansıtır. Cumhuriyetin ilânından sonra
Halk Fırkası’yla görüş ayrılığına düşer. Bu nedenle
Amerika’ya misafir öğretim üyesi olarak gitti.
#14
SORU:
Cumhuriyetin ilk yıllarında, harf devriminin öncesinde
basında neler yaşanmıştır?
CEVAP:
Zaferle sonuçlanan Millî Mücadele hareketini
takiben ülkede yeni bir dönem başlar. Cumhuriyet’in
ilânından 23 gün önce İstanbul’a giren Türk ordusu büyük
bir sevinçle karşılanır (6 Ekim 1923). Bu sevinç, bir gün
sonrasının basınında coşkulu bir şekilde yer bulur. TBMM
İcra Vekilleri Heyeti aynı gün bir karar alarak, basında
uygulanan sansürü kaldırır. Böylece, basın 1912 yılından
beri süren sıkı sansür uygulamasından kurtulur. Bunun
ardından basında bir temizlik hareketi başlatılır, Millî
Mücadele sırasında, bu harekete karşı tavır alan
gazeteciler yurtdışına gönderilirler.
Yukarıda değinildiği gibi “Yüzellilikler” diye anılan bu
grup mensupları davaya ihanetle suçlanır ve bir süre
yurtdışında yaşamak zorunda bırakılırlar. Bu yıllarda
Doğu Anadolu’da başlayan Şeyh Sait İsyanı bahane
edilerek 4 Mart 1925 tarihinde “Takrir-i Sükûn Kanunu”
çıkarılır. Hükümet böylece basını ve muhalefeti kısıtlama
yoluna gider. İkinci kez kurulan İstiklâl Mahkemeleri ile
gazeteciler üzerinde büyük bir baskı uygulanır. Hapse
atılanlar ve sürgüne gönderilenler olur. Hüseyin Cahit,
Çorum’da ömür boyu hapse; Zekeriya Sertel üç yıl için
Sinop’a; Cevat Şakir (Kabaağaçlı) ise Bodrum’a sürgüne
gönderilirler. Yine bu kanunun uygulamaya konulması ile
Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası kapatılır. İsyana
yeltenenler ise ölüm cezasına çarptırılır. Kanunun
çıkarılmasının görünürde;
• İrtica ve
• İsyanı engelleme gibi iki sebebi vardır.
Asıl amaç ise basın ve muhalefeti susturup tepki çekecek
devrimleri gerçekleştirebilmektir. Nitekim duruşmalar
devam ederken diğer İstanbul gazetelerinden de
kapatılanlar ve kovuşturmaya uğrayanlar olur. Bu kanun
ile Türk basını uzun süren bir suskunluk devresine girer.
#15
SORU:
Aydınların harf devrimine tepkileri nasıl olmuştur?
CEVAP:
Bu amaçla yapılan tartışmalarda iki kutup ortaya
çıkar:
• Hüseyin Cahit, Abdullah Cevdet, Celal Nuri,
İbrahim Necmi, Yunus Nadi, Falih Rıfkı yeni
harfleri desteklerken;
• Ali Şeydi, Cenap Şehabettin, Avram Galanti,
Halit Ziya, Necip Asım, Veled Çelebi, İbrahim
Alaaddin, Fuat Köprülü gibi aydınlar Arap
(İslâmî) harflerini savunurlar.
Arap harflerini savunanların temel gerekçesi, böyle bir
değişimin İslâm dünyasıyla olan bağları koparacağı “/
noktasına dayanır. Maarif Vekaleti, 20 Mayıs 1928’de
Başvekalete bir yazı sunarak Latin alfabesinin incelenmesi
için bir komisyon kurulmasını ister. Falih Rıfkı, Yakup
Kadri, Ruşen Eşrefin da aralarında bulunduğu komisyon,
çalışmalarını tamamlayarak 41 sayfalık bir rapor
hazırlayıp raporu 1 Ağustos 1928’de Dolmabahçe’de
Atatürk’e sunarlar.
#16
SORU:
Mili mücadele döneminde mizah basınında nasıl bir
yapı vardır?
CEVAP:
Mütareke ve Millî Mücadele Dönemlerinde
mizah basınına, genel basında olduğu gibi iki farklı
düşünce hâkimdir:
• Bir gruba göre Millî Mücadele gereksiz bir
çırpınıştır. En doğru olanı güçlü bir devletin
desteğini alarak ülkenin refahı için çalışmaktır.
• Diğer grup ise Mustafa Kemal ve arkadaşlarının
başlattığı mücadeleyi önemseyen bir anlayışla
yayınlarını sürdürmekte kararlıdır.
Ancak 1920 yılı sonrasında millî hareketin güçlenmesiyle
birlikte mizah basını da bunu destekleyen bir içerik
kazanır. Buna rağmen ideolojik düşüncelerle çıkarılan
mizah dergileri de göze çarpar. Örneğin Mustafa Kemal,
1922 yılında çıkarılan sol görüşlü Kahkaha gazetesinin
çıkmasını engellemek için şöyle bir talimat verir:
“Trabzon’da Kahkaha namında bir mizah gazetesi
çıkaranlar Bolşevik’tir. Orada kimseye bir şey demedim.
Fakat idare edenlerin gafleti... Uyku halindeler, Alâkadar
olunuz, tahkikat yapınız. Bu gazeteyi çıkaranları
anlamakla beraber gazetenin çıkmamasını temin ediniz
(Reisicumhur Gazi M. Kemal).” Bunun gibi sansüre
uğrayan veya Millî Mücadele’ye muhalefet edip, bu
mücadelenin kazanılması sonucunda kapanan mizah
yayınları mevcuttur.
#17
SORU:
7 Mayıs 1924 tarihinde yayına başlayıp günümüze kadar devam eden tek gazete hangisidir?
CEVAP:
7 Mayıs 1924 tarihinde yayına başlayıp günümüze kadar devam eden tek süreli yayın Cumhuriyet gazetesidir.
#18
SORU:
Tarihteki ilk haber ajansı hangisidir?
CEVAP:
Tarihteki ilk haber ajansı, Charles-Louis Havas tarafından kurulan Havas Ajansı’dır.
#19
SORU:
6 Nisan 1920 tarihinde Mustafa Kemal'in talimatı ile kurulan Anadolu Ajansı’nın iki temel amacı vardır. Bu amaçlar nelerdir?
CEVAP:
Ajansın iki temel amacı vardır. Bunlardan biri ülke ve millet birliğini tehlikeye düşürücü kışkırtmalara karşı basın sahasında tedbirler almaktır. Diğeri ise Kurtuluş Savaşı ile ilgili en doğru bilgileri halka hızlı bir şekilde iletmektir.
#20
SORU:
Millî Mücadele Dönemi'nde özellikle, Mustafa Kemal’in halka duyurmak istediği haberleri yayımlayan ve Millî Mücadele'nin İstanbul'daki sözcüsü konumunda olan gazete hangisidir?
CEVAP:
Özellikle, Mustafa Kemal’in halka duyurmak istediği haberleri yayımlayan İleri gazetesi, Millî Mücadele'nin İstanbul'daki sözcüsü konumundadır.
#21
SORU:
Millî Mücadele süresince, gazetenin logosu altına “Yunanistan yıkılmalıdır!” sloganını yayımlayan kişi kimdir?
CEVAP:
Millî Mücadele süresince, gazetenin logosu altına “Yunanistan yıkılmalıdır!” sloganını yayımlayan Yunus Nadi, başından itibaren bu hareketin yanında yer alır
#22
SORU:
Milli Mücadele'yi desteklemeyen süreli yayınlar hangileridir?
CEVAP:
İstanbul: Peyam-ı Sabah, Alemdar, Ümit, Aydede, Güleryüz, Türkçe İstanbul, Tan, Yeni Dünya, Şarkın Sesi, Zafer, Zincirbent
Adana: Ferda
Balıkesir: İrşad
#23
SORU:
Mustafa Kemal'in bir konuşmasında fikirlerimin babası dediği kişi kimdir?
CEVAP:
Mustafa Kemal bir konuşmasında: “Benim ruh ve bedenimin babası Ali Rıza Bey, heyecanlarımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası Ziya Gökalp’tir.” dediği bilinmektir.
#24
SORU:
Balıkesir, Kastamonu, Ankara, Konya ve Burdur’da cami kürsülerinden yaptığı vaazlar, halkta derin tesirler uyandıran edebiyatımızın ekol şahsiyet kimdir?
CEVAP:
Kendine özgü şiir anlayışı ile dikkati çeken ve edebiyatımızın ekol şahsiyetlerinden biri olan Mehmet Akif, İslâmcı düşünceleri ile tanınır. Kendi isteğiyle gittiği Balıkesir, Kastamonu, Ankara, Konya ve Burdur’da cami kürsülerinden yaptığı vaazlar, halkta derin tesirler uyandırır.
#25
SORU:
1908 yılında Eşref Edip ve Mehmet Akif tarafından çıkarılan İslâmcı düşünceyi destekleyen dergi hangisidir?
CEVAP:
Sebilürreşad: 1908 yılında Eşref Edip ve Mehmet Akif tarafından çıkarılan İslâmcı düşünceyi destekleyen dergidir.
#26
SORU:
Tanin’de çıkan ilk yazıları ile basın hayatında tanınmaya başlayan yazar kimdir?
CEVAP:
Romanları kadar siyasî kişiliğiyle Türk düşüncesi üzerinde etkili olan Halide Edip ADIVAR, Üsküdar Amerikan Koleji’ni bitirdikten sonra özel hocalardan dersler alır. Tanin’de çıkan ilk yazıları ile basın hayatında tanınmaya başlar.
#27
SORU:
DP’nin iktidara gelmesinden iki yıl sonra İstanbul’da Dünya gazetesini kuran yazar kimdir?
CEVAP:
Falih Rıfkı ATAY, DP’nin iktidara gelmesinden iki yıl sonra İstanbul’da Dünya gazetesini kurdu (1952).
#28
SORU:
İstanbul’da 1921-1923 arasında on beş günde bir çıkarılan ve toplamda 42 sayı çıkaran fikir, sanat ve edebiyat dergisi hangisidir?
CEVAP:
Dergâh: İstanbul’da on beş günde bir çıkarılan fikir, sanat ve edebiyat dergisidir. 1921-1923 arası 42 sayı çıkar.
#29
SORU:
Eğil Dağlar ismiyle kitaplaşan yazılardan biri olan “Mustafa Kemal Paşa” makalesinde “Onun asıl dehası Samsun’a çıktığı günden itibaren Türk milletinin istiklâl iddiasında olduğunu sezişindedir.” diye belirten yazar kimdir?
CEVAP:
Ünlü şair Yahya Kemal (Beyatlı) de 1919-1920 yılları arasında kaleme aldığı makalelerde Millî Mücadele’yi ve onun önderi Mustafa Kemal’i över ve destekler. Sonraki yıllarda Eğil Dağlar ismiyle kitaplaşan bu yazılardan biri olan “Mustafa Kemal Paşa” makalesinde “Onun asıl dehası Samsun’a çıktığı günden itibaren Türk milletinin istiklâl iddiasında olduğunu sezişindedir.” demektedir.
#30
SORU:
Çıkardığı Peyam-ı Sabah gazetesinde Millî Mücadele hareketini şiddetle eleştiren kişi kimdir?
CEVAP:
Ali Kemal, Damad Ferit hükümetinde Eğitim ve İç İşleri Bakanlığı yapar. Çıkardığı Peyam-ı Sabah gazetesinde Millî Mücadele hareketini şiddetle eleştirir.
#31
SORU:
3 Ocak 1920 tarihli Alemdar gazetesinde “Aydede” imzasıyla “Lenin Yerine Grinin” başlıklı bir yazı yayımlayan yazar kimdir?
CEVAP:
Halit Refik KARAY, 3 Ocak 1920 tarihli Alemdar gazetesinde “Aydede” imzasıyla “Lenin Yerine Grinin” başlıklı bir yazı yayımlar.
#32
SORU:
Yüzellilikler nedir?
CEVAP:
Millî Mücadele sırasında, bu harekete karşı tavır alan gazeteciler yurt dışına gönderilirler "Yüzellilikler” diye anılan bu grup mensupları davaya ihanetle suçlanır ve bir süre yurt dışında yaşamak zorunda bırakılırlar.
#33
SORU:
Cumhuriyet Dönemi'nde hanedan mensuplarının Türkiye’den ayrılmasının kararlaştırılması hangi tarihte olmuştur?
CEVAP:
1924 yılında hanedan mensuplarının Türkiye’den ayrılması kararlaştırılır (4 Mart).
#34
SORU:
Harf Devrimi esnasında Arap harflerini savunanların temel gerekçesi nedir?
CEVAP:
Arap harflerini savunanların temel gerekçesi, böyle bir değişimin İslâm dünyasıyla olan bağları koparacağı noktasına dayanır.
#35
SORU:
1918-1928 yılları arasında mizah yayınlarının en ünlüleri hangileridir?
CEVAP:
On yıl içinde biri belirsiz olmak üzere toplam 45 süreli mizah yayınının çıktığı görülür. Genellikle kısa ömürlü ve fazla etkin olmayan bu yayınların en ünlüleri Diken, Alay, Güleryüz, Âyine, Aydede, Akbaba, Zümrüt-Anka olur.