Tüketici davranışı alanında yaygın olarak kullanılan” tanımlardan birine göre karar “arzulanan nihai bir sonuç ile ilgili iyi bir olasılığa sahip iki veya daha fazla seçenek (ürün) ile karşı karşıya kalan tüketicinin gerçekleştirdiği eylem” şeklinde tanımlanır (Hanna ve Wozniak, 2001:289; Akt. Argan, 2013, s. 160). Tüketici davranışı alanındaki bu tanım incelendiğinde yukarıdaki tanımların hepsi karar tanımının ortaya koyduğu noktaları kapsar. 

Farklılık Pazar bölümlerinin birbirlerinden anlamlı şekilde farklı olması ve farklı pazarlama programlarına farklı tepki verilmesi olarak tanımlanmaktadır

Geri kalanlar; genellikle geleneksel değer yargılarına sahiptirler. En düşük ekonomik statüye sahiptirler. Yeni ürünler hakkında şüpheli olduklarından, kabul süresi çok uzun zaman alır. Bu grubun oranı ise %16 civarı olup satın alma kararı verirken söz konusu ürünleri değerlendirmeye almazlar.

Bir zümre, ortak belirli niteliklere sahip insanlardan; bir topluluk, belirli bir zamanda birbirleriyle yakın olan insanlardan; bir grup ise birbirleriyle etkileşimlerinin sonucu olarak bağlılık duygusuna sahip insanlardan oluşur.

İnternet pazarların daha şeffaf olmasını sağlayarak ve bilgi asimetrilerini ortadan kaldırılmasını sağlar. Ayrıca internet satın alma öncesi bilgi almayı kolaylaştırırken bilgiyi sunma maliyetini de azaltır. Bu yolla  tüketici örgütleri ve benzeri kuruluşlar daha fazla tüketiciyle iletişime geçebilir. İnternetin ortaya çıkardığı alışveriş robotları ( marka, ürün, fiyat karşılaştırmalarının yapıldığı siteler ) satın alma durumunda değerlendirme/öneri siteleri bilgi asimetrilerini ortadan kaldırmaktadır.

Kültürün özellikleri şunlardır: Kültür paylaşılır, aktarılır, öğrenilir, ihtiyaçlara değer verir. 

Alışveriş yapmayı sevmeyen ve onu gerekli ama nahoş bir iş olarak gören alışveriş türüne kayıtsız alışveriş adı verilmektedir.

Dijital yerli kavramı Amerikalı eğitim danışmanı Mark Prensky’nin 2001 yılında yazdığı bir makalede ortaya çıkmıştır. Prensky, dijital teknolojileri nesiller arası bir zıplama yaratan önemli bir etki olarak görmektedir. Prensky, 1980’li yıllardan itibaren doğan ve doğdukları günden itibaren gündelik hayatları içinde dijital teknolojilerle haşır neşir olan gençler ve çocukların beyin yapılarının ve düşünme tarzlarının da farklılaşmaya başladığını ifade etmektedir. Bu çocuklar ve gençler kitap okudukları ya da televizyon seyrettikleri sürenin çok daha fazlasını video oyunlarında, İnternet’te ya da cep  başında geçirmektedirler. Dolayısıyla gündelik yaşam pratikleri de bu teknolojilerle ilişkileri doğrultusunda değişim göstermektedir. Prensky (2001a), bu gençlere “dijital yerliler” adını vermektedir. 

Arzulanan nihai bir sonuç ile ilgili iyi bir olasılığa sahip iki veya daha fazla seçenek (ürün) ile karşı karşıya kalan tüketicinin gerçekleştirdiği eylemine ''karar'' denir.Doğru cevap ''A'' şıkkıdır.

Referans gruplar ürün özelliği olan ve lüks bir ürün niteliğinde ise tüketim kararı verilirken güvenilen gruptur.

Dijital devrim ve e-pazarların büyümesi beraberinde geleneksel tüketicilerin de e-tüketicilere dönüşmesine sebep olmaktadır. İnternet ve web içindeki zenginlik her geçen gün tüketiciyi daha fazla bu mecralara çekmektedir. Elbette bu süreçte e-ticaret de önemli bir gelişim göstermiştir. Yapılan araştırmalar, 2008 yılı itibariyle küresel nüfusun %85’inin en azından bir kez e-alışveriş yaptığını göstermektedir. E-tüketici, e-alışveriş yapan İnternet kullanıcılarına verilen addır.

Zorlayıcı güç, kişiyi sosyal ya da fiziksel yönden yıldırarak etkilemeyi amaçlar.

İnsan faktörleri araştırması; tüketicilerin görme kabiliyeti, güç kapasitesi, tepki zamanı, esneklik yapısı ve yorgunluk durumunu belirlemeye yönelik araştırmalardır. Aydınlatma, ısı ve sese yönelik çalışmalar ile yeni mekan ve araçların tasarlanması daha mümkün hâle gelmektedir. Yaygın olarak gözlem yönteminden yararlanılmaktadır. Pazarlamacılar ağır çekim, video kayıt ve etkinlik kayıtlarından yararlanarak sorunları belirlemeye çalışır. Tüketicilerin farkında olmadıkları fonksiyonel sorunların belirlenmesinde bu tip araştırmalar büyük yarar sağlar. Örneğin, insan zihnini ve bedenini daha az yoran tesislerin yapılmasında bu yöntemden yararlanılabilir. Alışveriş merkezlerinde insanların yorgunluk hissetmelerinin orada bulunan elektro manyetik alan ile bağlantılı olduğu söylenmektedir.

Bir zümre, ortak belirli niteliklere sahip insanlardan; bir topluluk, belirli bir zamanda birbirleriyle yakın olan insanlardan; bir grup ise birbirleriyle etkileşimlerinin sonucu olarak bağlılık duygusuna sahip insanlardan oluşur.

1980’li yılların başlarından 2001 yılına kadar ki dönemde doğan çocuklara; Y kuşağı ya da milenyum jenerasyonu adı verilmektedir. Bu jenerasyon, Amerika’da yetişkin nüfus içinde %27’lik bir paya sahiptir. Bu kitlenin 2025 yılı itibariyle, çalışan nüfusun %70’ini oluşturacağı tahmin edilmektedir.

Birincil grupların temel fonksiyonları; yakın ilişkiler yoluyla duygusal destek sağlamak, toplumsallaşma sürecine katkıda bulunmak, uyumu kolaylaştırmak ve toplumsal kontrolü olanaklı kılmaktır.

Tüketimin ilgili olduğu karar sürecini etkileyen bir dizi değişken söz konusudur. Bunlar içsel (psikolojik), dışsal (sosyo-kültürel), durumsal ve demografik faktörlerdir.

• Ailelerin korumacı bir yapısı vardır,
• Zihinsel ve psikolojik açıdan hızlı bir gelişim gösterirler,
• Ekip çalışmasına çok uygun değillerdir,
• Eğitime ve sosyal statüye önem verirler,
• Öz güvenleri oldukça yüksektir,
• Bağımsızlığı savunurlar,
• Sosyal mecralar ile iletişim kurmayı tercih ederler,
• Analitik düşünme becerileri yüksektir,
• Bilgiye aç yaşarlar,
• İçe dönük bir dünyaları vardır,
• Teknoloji ve lüks onlar için bir ihtiyaçtır,
• Ne istediklerini çok iyi bilirler,
• Hayatta her şeyin mümkün olduğuna inanırlar.