Alt kültürler, etnik kökene, yaşanan bölgeye, dinî inanışlara, sosyal sınıfa, yaşa vb. pek çok faktöre göre ayrışabilir. Aile bu faktörler arasında yer almaz.

Çocukluk zamanlarımızdan pek çok şeyi unutsak bile o günlerin sakızı-çikolatası, ilk bisikletimiz unutulmayacak şeylerdendir. Çünkü bazı deneyimleri, yaşantıları ve nesneleri belleğimizde daha taze tutarız. Bellek; zaman içinde ve bilinçli olarak ya da bilinçsizce öğrenilen şeylerin kodlanarak bir anlam verilmesi ve zaman zaman hatırlanıp geri çağrılmak üzere kayıt edilmesidir.

Bir kalabalığın ya da topluluğun grup olarak tanımlanabilmesi için  üç temel koşulu yerine getirmesi gerekir. Bu koşullar:
• Söz konusu topluluğun üyeleri arasında ortak bir amaç ve çıkar bulunmalı, ayrıca bu amaç ve çıkarlar doğrultusunda üyeler arasında ilişki bulunmalı,
• Topluluğun her bir üyesi grubun varlığını ve sembollerini bilinçli olarak ayırt etmeli ve
• Topluluk içinde süreklilik bulunmalıdır.

Teknik öğrenme, eğitim ortamlarında eğiticiler tarafından çocuklara ne yapılması gerektiği, bunun nasıl yapılması gerektiği ve neden yapılması gerektiği öğretildiği süreçtir.

Birincil gruplar yüz yüze ilişkilerin, dostluk, sevgi bağlarının yüksek olduğu gruplardır. Grup üyeleri arasında güven verici ilişkiler kurulur. Bu ilişkilere birincil ilişkiler adı verilir ve birincil gruplar, “insan neslinin bakıldığı, korunduğu yerler” olarak nitelendirilir. Bu yönüyle de grup üyeleri arasında güven verici ilişkiler kurulur. O halde birincil gruplar birincil ilişkiler üzerine kurulu olan ve bu tür ilişkileri sürdüren gruplardır denilebilir. Üyeler “bizlik” duygusuna sahiptir. Bireylerin bakıldığı, kültür aktarımı yapılan gruplardır.

Sınırlı problem çözmeye dayalı kararlarda ürünle ilgili az araştırma yapılıp, bilgi pasif olarak işlenir ve mağazada karar verme olasılığı yüksektir. Alternatif ürünler değerlendirilirken ikame ürünlere inanç düşüktür, ürün veya markanın tek önemli kriteri kullanılabilmektedir. Bu tip satın almada alternatif ürünler genellikle benzer olarak düşünülür. Mağaza içerisinde yapılan ürün sergilemeleri bu satın alma kararını önemli oranda tetikler (Solomon, 2004). Sınırlı problem çözme çoğunlukla beğenmeli ürünlerde kullanılmaktadır. A, B, C, D şıklarının hepsi alternatif değerlendirmenin özelliklerinden biridir. 

İç gruplar “bizlik” duygusuna sahip olduğumuz ve bizi diğer gruplardan ayıran belirgin özelliklerimizin olduğu gruplardır. Dış gruplar ise bizim grubumuzun dışında olan herhangi bir alternatif grup olup, üyesi olmadığımız, bizim için çok önem taşımayan, hatta çok iyi duygular beslemediğimiz gruplardır. Diğer bir deyişle bir grubun diğer bir gruba karşı duyduğu düşmanca diyebileceğimiz tutumlar, kendi grupları için bir benlik oluşturabilir. Eğer bireyler kendi gruplarına bağlılık duyuyorlar ise bu onların iç grup olduklarında eğer diğer gruplara dostane olmayan bir tavır içindeyseler bu gruplar onlar için dış grup olma özelliği taşır.

İnternetin, aynı anda her yerde bulunma, ortak ilgi alanları çevresinde oluşan ilgi ağları ve etkileşim özellikleri pazarda alıcıların satıcılar karşısında daha güçlü bir konuma gelmelerine sebep olmuştur

Geçici biçimsel gruplar, belli bir görev verilmediği, grup içinde biçimsel faaliyet olmadığında dağılan gruplardır. Bu gruplara ayrıca görev grupları adı da verilir. Bu gruplar belirlenen amacı gerçekleştirmek için aniden ortaya çıkan rutin olmayan ve nadiren rastlanan durumlar karşısında oluşur.

Tüketicileri referans grubuna uyuma yönelten faktörler şunlardır: Yapılan iş/görev/satın alma durumu ile ilgili özellikler, marka ve ürün ile ilgili özellikler, referans grubu özellikleri, kişisel özellikler. 

Ficter (1994) tüketicilerin satın alma davranışlarını etkileyen yedi önemli grup tanımlamıştır. Bunlar aile grubu, eğitim grubu, ekonomik gruplar, siyasal gruplar, dini gruplar be boş zaman değerlendirme gruplarıdır. Arkadaş grupları bu tanımlamaların içinde yer almamaktadır.

Bilgi ve güven, ters düşme korkusu, grubun söz birliğinin ve büyüklüğünün etkisi, yüz yüze olmanın etkisi gibi nedenler insanların gruba uyma davranışını güçlendirirken; kişinin kendine güvenmesi gruba uyma davranışını azaltıcı bir etki yapar. 

Tüketiciler web sitelerinde kolay gezinmeyi ve bilgiye rahatça ulaşmayı isterler. Bu da navigasyon, bilgi mimarisi ve arama fonksiyonları aracılığıyla sağlanabilir.

Bireylerin gruplara üye olmasının temelinde ihtiyaçları bulunur. Gruplar bireylerin şu ihtiyaçlarını karşılarlar: Üstünlük ve ait olma ihtiyacı, yeni ihtiyaçların yaratılması, kendi başlarına gerçekleştiremeyecekleri amaçları, gruplar aracılığıyla gerçekleştirme ihtiyacı. 

Bireyin kendi iç süreçleriyle ihtiyacını hissetmesi ve o ihtiyacı gidermek için harekete geçmesi içsel motivasyondur. Dışsal motivasyon ise çevreden gelen çekici bir uyaranın varlığının bireyi eyleme, davranışa yönlendirmesidir. Tatile gitmek isteyen bir bireyin, yeni kültürler tanımak, yeni yerler görmek, hiç yapmadığı şeyleri, örneğin paraşütle atlamak, yapmak istemesi onu iç motivasyon ile tatile çıkmaya yöneltirken, arkadaş grubunun “çok eğleneceğiz” diyerek yaptığı tatil seçimi dışsal motivasyon örneği olabilir.

1980 'li yıllardan itibaren doğan ve doğdukları günden itibaren gündelik hayatları içinde dijital teknolojilerle haşır neşir olan gençlere ve çocuklara dijital yerliler, net jenerasyonu ya da dijital doğanlar adı verilir. Dijital teknolojilerle hayatlarının ileriki dönemlerinde tanışıp bu teknolojilere ayak uydurmaya çalışanlara ise Dijital göçmenler adı verilir.

Ekonomik belirsizlik dönemleri içinde büyümeleri nedeniyle Z kuşağı daha yaratıcı ve girişimci bir nesil hâline gelmiştir. Z kuşağı üyeleri kendi çözümlerini kendisi üreten ve bağımsızlığı ile gurur duyan bir nesildir. Bu bağımsızlık ve kendine güven duyguları üzerine kurgulanan ve Z kuşağını güçlü kılan stratejiler başarı sağlayacaktır.

Motivasyon bireyi harekete geçiren temel güç olup içsel ve dışsal motivasyon olarak ele alınır. İçsel motivasyon, bireyin kendi iç süreçleriyle ihtiyacını hissetmesi ve ihtiyacı gidermek için harekete geçmesidir. Dışsal motivasyon ise çevreden gelen çekici bir uyarının varlığının bireyi eyleme ve davranışa yönlendirmesidir. Midenin kazınması açlık nedeniyle oluşan içsel bir motivasyondur. yemek kokusu, vitrin düzenlemeleri, taze pişmiş kek ve ekmek kokusu ise, açlık ile ilgili dışsal motivasyonlara örnek teşkil eder.

Tüketiciler yaptırım güçlerini kullanırken iki farklı yöntemden birini tercih edebilirler; kaçış ya da şikâyet. Kaçış, işletmeden memnun kalmayan tüketicinin işletmeden uzaklaşarak başka bir işletmeye ya da markaya kayması/geçmesi anlamına gelmektedir. Bireysel olarak bakıldığında büyük bir etkisi yokmuş gibi gözükse de, makro açıdan ele alındığında ve çok sayıda tüketici kaçış yoluna başvurduğunda, bu durum işletmenin satışlarını doğrudan etkileyecek bir davranıştır. Diğer taraftan tüketici memnun kalmadığı bir ürünle ya da hizmetle karşılaştığında kullanabileceği ikinci yaptırım şekli ise şikâyet etmektir. Özellikle bu şikâyetler ana akım medyada yer bulduğunda ve daha fazla kişiye ulaşmaya başladığında işletmeye zarar verebilecektir. Bu durumun önüne geçmek isteyen işletmeler, tüketicilerin istek ve taleplerine daha fazla kulak vereceklerdir. Ancak burada unutulmaması gereken nokta, tüketicinin yaptırım gücünün kolektif harekete bağlı olduğudur. Bir başka deyişle, bu güç tüketicilerin belirli bir sayıya ulaşmasıyla, bir kamuoyu yaratmasıyla kullanılabilecektir. Bireysel düzeyde gerçekleşen kaçış ve şikâyet davranışlarının işletmeler üzerinde önemli bir yaptırımı olamaz.

Bu nedenle doğru yanıt a) seçeneğidir.