İLKÇAĞ FELSEFESİ Dersi Helenistik Felsefe: Yeni-Platonculuk (Dinî Dönem) soru cevapları:

Toplam 64 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İlkçağ felsefesinin son ve büyük akımı hangisidir?


CEVAP:

İlkçağ felsefesinin son ve büyük akımı YeniPlatonculuktur. Yeni-Platonculuk felsefe tarihi kaynaklarında Yeni-Eflatunculuk veya Neo-Platonizm gibi isimlerle de anılmaktadır.


#2

SORU:

Yeni-Platonculuğun kurucusu kimdir?


CEVAP:

Yeni-Platonculugun kurucusu Plotinus’tur (d. 204 – ö. 270).


#3

SORU:

Yeni-Platonculuğun sistematik bir düşünce olarak yerleşmesine katkıda bulunanlar kimlerdir?


CEVAP:

Plotinus’un takipçileri, örneğin Porphyry (d. 234 – ö. 305) ve Iamblichus (d. 250 – ö. 325) da YeniPlatonculuğun sistematik bir düşünce olarak yerleşmesine katkıda bulunmuşlardır.


#4

SORU:

Monoteizm nedir?


CEVAP:

Monoteizm kavramı Yunanca mono (tek) ve theos (tanrı) kavramlarından türemiş olup “tek tanrıcılık” anlamına gelmektedir. İlk monoteist (tek tanrıcı) din Yahudiliktir. Hıristiyanlık ve İslam monoteist dinî geleneğin devamıdır.


#5

SORU:

Monoteist gelenek nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

Esasen monoteist gelenek Yahudilerle birlikte ortaya çıkmıştır. Yahudilerin başlıca dinî metinler Septuagint adıyla milattan önce üçüncü yüzyılda Yunancaya tercüme edilmiş, böylece ilkçağ filozofları Yahudi dinî inancıyla erken denebilecek bir dönemde tanışmışlardır.


#6

SORU:

Monoteizm ne zaman tehdit olarak görülmüştür?


CEVAP:

Monoteizmin bir tehdit olarak görülmesi Hristiyanlığın yükselişinden sonraki döneme rastlamaktadır.


#7

SORU:

Monoteizm neden tehdit olarak görülmüştür?


CEVAP:

Muhtemelen bunun en önemli nedeni Yahudiliğin kendi içine kapalı bir yapıya sahip olmasıdır. Yahudiliğin evrensellik iddiası yoktur. Başka bir deyişle Yahudilik, ırk temelli bir din olduğu için yayılmacı değildir. Bu bakımdan, Yahudi düşüncesi, büyük oranda paganist bir nitelik arz eden yerleşik ilkçağ dinî inançları açısından bir risk teşkil etmemiştir. Hıristiyanlık ise yayılmacı bir karaktere sahiptir. Bu yayılmacı yeni dinî inanca karşı gerek kitlelerin gerekse düşünürlerin endişelerini giderecek bir cevaba ihtiyaç duyulmuştur ki YeniPlatonculuk tam da böyle bir cevap olarak ortaya çıkmış gözükmektedir. Bu durum, Yeni-Platonculuğun felsefî olduğu kadar dinî bir karaktere sahip olmasının temel gerekçelerinden birini teşkil etmektedir.


#8

SORU:

Hıristiyanlığa karşı sert eleştiriler yönelten YeniPlatoncular kimlerdir?


CEVAP:

Yeni-Platoncular Hıristiyanlığa karşı oldukça sert eleştiriler yöneltmişlerdir. Bunlar arasında bilhassa Porphyry’nin itiraz ve eleştirileri dikkat çekmektedir (Porphyry, 1994; Simmons, 2015).


#9

SORU:

Yeni-Platonculuğun etkileri hangi Müslüman düşünürler aracılığıyla İslam felsefesi üzerinde ciddi etkiler uyandırmıştır?


CEVAP:

Yeni-Platonculuğun etkileri yalnızca Hıristiyan düşünürler üzerinde değil, Farabi ve İbn-i Sina gibi kimi Müslüman düşünürler aracılığıyla İslam felsefesi üzerinde de ciddi bazı etkiler uyandırmıştır (Fakhry, 2002). Farabi, Plotinus’un sudur (emanation) teorisini İslam düşüncesi ile uzlaştırmaya gayret göstermiştir.


#10

SORU:

İslam düşünürlerinden Gazali sudur teorisini niçin eleştirmiştir?


CEVAP:

İslam düşünürlerinden Gazali sudur teorisini yaratma düşüncesine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirmektedir. Gazali’ye göre, sudur teorisinde iddia edildiği üzere, şeylerin Tanrı’dan zorunlu olarak türediğini söylemek Tanrı’nın zorunlu değil iradi bir şekilde eylemde bulunduğu gerçeğine aykırıdır. Yine Gazali’ye göre, böyle bir düşünce Tanrı’nın yaratıcı kudret ve sonsuz bilgi sahibi olduğu inançlarıyla uzlaştırılamaz.


#11

SORU:

Hıristiyan filozoflar açısından bakıldığında YeniPlatoncu öğretiden etkilenenler kimlerdir?


CEVAP:

Hıristiyan filozoflar açısından bakıldığında, özellikle Aziz Augustinus’un (d. 354 – ö. 430) YeniPlatoncu öğretiden fazlasıyla etkilendiği gözlemlenmektedir (Blumenthal ve Markus, 1981; Camus, 2007; Iozzia, 2015). Yeni-Platoncu öğretiyi benimseyen diğer Hıristiyan düşünürler arasında Proclus (d. 412 – ö. 485) ve Boethius (yaklaşık olarak d. 475 – ö. 526) isimleri de sayılabilir.


#12

SORU:

Plotinus’un hayatı ve eserleri ile ilgili bilgilere hangi eserden ulaşmak mümkündür?


CEVAP:

Plotinus’un hayatı ve kişiliği hakkındaki ayrıntılı bilgilere onun öğrencisi olan Porphyry’nin Plotinus’un Hayatı Üzerine (On the Life of Plotinus) adlı eseri vasıtasıyla ulaşmak mümkündür (Porphyry, 1989).


#13

SORU:

Plotinus ne zaman dünyaya gelmiştir?


CEVAP:

Porphyry, Plotinus’un kendi kişisel geçmişi hakkında konuşmaktan çok hoşlanmadığını, bu nedenle tam olarak ne zaman doğduğunu söylemenin zor olduğunu belirtmektedir. Bununla birlikte, Porphyry, Plotinus’tan bizzat işittiği bazı ipuçlarını kullanarak onun 204 yılında doğduğu sonucuna ulaşmaktadır.


#14

SORU:

Plotinus nerede dünyaya gelmiştir?


CEVAP:

Plotinus’un doğum yeri Mısır’ın Lykopolis şehridir.


#15

SORU:

Plotinus ne zaman ve nerede ölmüştür?


CEVAP:

270 yılında İtalya’nın Campania şehrinde ölmüştür.


#16

SORU:

Plotinus’un ölüm nedeni nedir?


CEVAP:

Ölüm nedeni difteridir.


#17

SORU:

Plotinus nasıl bir yaşam sürmüştür?


CEVAP:

Plotinus son derece sade ve dünyevî kaygılardan uzak bir yaşam sürdürmeye çalışmıştır. Porphyry’nin aktardığına göre, bir beden içerisinde bulunmaktan utanç duyarmış. Bu hissiyat, Plotinus’un maddeye yönelik negatif yaklaşımı ile beraber düşünüldüğünde daha bir anlamlı olacaktır şüphesiz. O, resmini veya heykelini yapmak isteyen sanatçıları sürekli reddetmiş ve şu cevabı vermiştir: “Tabiatın bizi hapsettiği bu kopyayı taşıyor olmak yeterli değil midir? Ardımda bu kopyanın bir kopyasını bırakmam gerektiğine gerçekten inanıyor musunuz?” Plotinus, maddî yaşama dair ilgisizliğine karşın, insani ilişkilerde son derece nezaketli biri olarak tanınmıştır. Diğerkâmlığı, dürüstlüğü, asil karakteri ve ahlaki temizliği nedeniyle çok yaygın bir saygı görmüştür. Kendisine büyük saygı besleyen kişiler arasında İmparator Gallienus ve eşi Salonina da yer almaktadır. İmparator, belki de bu saygının bir işareti olarak, Campania’da Platonopolis ismini taşıyacak bir “filozoflar şehri” kurmayı dahi planlamıştır (Zeller, 2008, s. 385). Fakat bu planın hayata geçirilemediği anlaşılmaktadır.


#18

SORU:

Platinus’un kendi bedenini bir kopya olarak görmesi neye dayandırılabilir?


CEVAP:

Plotinus’un kendi bedenini bir kopya olarak görmesi esasen Platon’un ideal ve duyulur dünya arasında yaptığı ayırıma dayandırılabilir. Platon açısından da duyulara konu edilen bu dünya idealar dünyasının bir gölgesinden ibarettir ve bu bakımdan etik, epistemolojik veya ontolojik açıdan herhangi bir değere sahip değildir.


#19

SORU:

Plotinus düşünsel müktesebatını oluştururken kimin etkisi altında kaldığı söylenebilir?


CEVAP:

Plotinus’un düşünsel müktesebatını oluştururken etkisi altında kaldığı söylenebilecek en önemli isimlerden biri de Ammonius Sakkas’tır. Plotinus on yılı aşkın bir süre Ammonius Sakkas’ın yanında felsefe öğrenimi görmüştür. Bu bakımdan, Yeni-Platonculuğun Ammonius Sakkas’ın etkisini taşıdığı sonucuna tabii olarak ulaşılabilir. Fakat, Ammonius Sakkas hakkında günümüze aktarılan bilginin kısıtlılığı göz önünde bulundurulacak olursa, Plotinus’un öğretilerinde ne dereceye kadar Ammonius Sakkas’ın etkisi alında kaldığını tam olarak kestirmek mümkün olmayacaktır.


#20

SORU:

Ammonius Sakkas kimdir?


CEVAP:

Bir hamal (Sakkas) olan Ammonius bir süre Hıristiyan inancını benimsemiş, fakat daha sonra Hıristiyanlığı terk etmiştir. Ammonius Sakkas’ın biyografisi hakkında söylenebilecek şeyler onun MS 175 ile 242 yılları arasında yaşadığı ve arkasında yazılı bir eser bırakmadığı ile sınırlıdır.


#21

SORU:

Plotinus’tan geriye hangi eser kalmıştır?


CEVAP:

Plotinus’tan geriye Yeni-Platoncu düşüncenin belkemiğini teşkil eden 6 ciltlik bir eser kalmıştır. Eser, Plotinus’un ölümünü müteakip Porphyry tarafından bir araya getirilmiş yazılardan oluşmaktadır. Porphyry, Plotinus’un kaleme aldığı 54 bölümü, her biri dokuz bölümden oluşacak şekilde altı ciltte toplamıştır. Eser, Türkçede Enneadlar olarak bilinmektedir.


#22

SORU:

Ennead’ın anlamı nedir?


CEVAP:

  Ennead Yunanca dokuz anlamına gelmektedir. Şu halde, Türkçeye “Dokuzlar” olarak tercüme edilebilir. Bu şekilde anılmasının nedeni, eserin her bir cildinin dokuz bölümden oluşmasıdır.


#23

SORU:

Enneadlarda hangi konular ele alınmıştır?


CEVAP:

Enneadların birinci cildi ahlak hakkındaki meselelere hasredilmiştir. İkinci cildinde evren mevzuu ele alınmaktadır. Örneğin gök cisimlerinin dairesel hareketleri, yıldızların hareketlerinin neden-sonuç ilişkisi dâhilinde açıklanıp açıklanamayacağı, imkân ve gerçeklik gibi hususlar bu cildin başlıca tartışma konularını oluşturmaktadır. Üçüncü cilt kader, aşk, sonsuzluk ve zaman gibi konuları irdelemektedir. Dördüncü ciltte ele alınan meseleler daha ziyade ruh mevzuu üzerine odaklanmaktadır. Ruhun özü, ruh ile ilgili sorular, duyumsama ve hafıza, ruhun ölümsüzlüğü, tüm ruhların aynı olup olmadığı gibi hususlar bu bölümde ayrıntılı olarak tartışılmaktadır. Beşinci cilt idealar mevzuunu ele alırken altıncı cildin konusunu varlık türleri, sayılar, özgür irade ve iyilik gibi hususlar teşkil etmektedir.


#24

SORU:

Yeni-Platonculuk varlıklar arasında gözetilen nasıl bir hiyerarşik sıralamaya dayanmakladır?


CEVAP:

Yeni-Platonculuk, temelde varlıklar arasında gözetilen hiyerarşik bir sıralamaya dayanmaktadır denilebilir. Bu hiyerarşi, bir ucunda Tanrı’nın, diğer ucunda maddenin bulunduğu bir mükemmeliyet skalası üretmiştir. Tanrı, ya da Plotinus’un kullandığı tabirle “Bir”, mükemmeliyetin pozitif tarafını teşkil etmektedir. Tanrı evrenin tek ve gerçek nedenidir. Madde ise “yokluk”tur. Madde hiçbir niteliğe sahip değildir. Dolayısıyla ondan bahsederken aslında yokluktan bahsedilmiş olmaktadır. Tanrı ve madde arasında ise yukarıdan aşağıya doğru Nous, Evren Ruhu ve bireysel ruhlar yer almaktadır. İnsan ruhu için nihai hedef, maddeden uzaklaşmak, Tanrı ile bütünleşmektir. YeniPlatonculuk bu varlık katmanlarının temel niteliklerine dair yoğun bir tartışma yürütmüştür.


#25

SORU:

Yeni-Platonculuk varlıklar arasında gözetilen nasıl bir hiyerarşik sıralamaya dayanmakladır?


CEVAP:

Yeni-Platonculuk, temelde varlıklar arasında gözetilen hiyerarşik bir sıralamaya dayanmaktadır denilebilir. Bu hiyerarşi, bir ucunda Tanrı’nın, diğer ucunda maddenin bulunduğu bir mükemmeliyet skalası üretmiştir. Tanrı, ya da Plotinus’un kullandığı tabirle “Bir”, mükemmeliyetin pozitif tarafını teşkil etmektedir. Tanrı evrenin tek ve gerçek nedenidir. Madde ise “yokluk”tur. Madde hiçbir niteliğe sahip değildir. Dolayısıyla ondan bahsederken aslında yokluktan bahsedilmiş olmaktadır. Tanrı ve madde arasında ise yukarıdan aşağıya doğru Nous, Evren Ruhu ve bireysel ruhlar yer almaktadır. İnsan ruhu için nihai hedef, maddeden uzaklaşmak, Tanrı ile bütünleşmektir. YeniPlatonculuk bu varlık katmanlarının temel niteliklerine dair yoğun bir tartışma yürütmüştür.


#26

SORU:

Plotinus Tanrı’yı tanımlarken en sık hangi kavramı kullanmıştır?


CEVAP:

Plotinus’un Tanrı’yı tanımlarken en sık kullandığı kavram “Bir”dir. Tanrı hem nesnelerin ilk ve tek nedeni olduğu hem de kendisine benzer başka herhangi bir varlık bulunmadığı için Bir’dir. “Tanrı eşyanın ilk ve tek nedenidir” şeklindeki bir önerme   muhtemelen Plotinus’un Tanrı’ya dair kullanabileceği istisnai olumlu önermelerden birini teşkil etmektedir.


#27

SORU:

Apofatik teoloji nedir?


CEVAP:

Tanrı’nın ne olduğundan çok ne olmadığı üzerinde duran söylem apofatik teoloji olarak nitelendirilmektedir. Apofatik teoloji negatif bir söylem olarak nitelendirilebilir.


#28

SORU:

Katafatik teoloji nedir?


CEVAP:

Tanrı’nın niteliklerinin olduğu ve bunlar hakkında konuşulabileceği düşüncesine ise katafatik teoloji denilmektedir. Katafatik teoloji pozitif bir söylem olarak nitelendirilebilir.


#29

SORU:

Plotinus negatif teolojisini hangi gerekçeye dayandırmaktadır?


CEVAP:

Bu soru, genellikle din felsefesinin önemli mevzularından biri olan “din dili” başlığı altında tartışılmaktadır. Negatif teolojiye dair tartışmalar oldukça eskidir. Bu tartışmaları Plotinus’tan önce de yürüten filozoflar olmuştur. Örneğin Platon, Timaeus adlı diyaloğunda, Tanrı’yı bilmek mümkün olsa da O’nun hakkında bilgi aktarımında bulunmanın imkânsızlığından bahsetmektedir (Platon, 2008, s. 17). Yukarıdaki soruya verilen cevaplar büyük oranda sonsuz ve sonlu varlık arasındaki farka vurgu yapmaktadır. İnsanlar sonlu varlıklar olarak sonsuz varlığı, yani Tanrı’yı nasıl kavrayabilir ve O’nu sonsuzluğuna halel getirmeyecek şekilde nasıl tasvir edebilirler? Sonsuz varlık hakkındaki olumlu nitelemeler, örneğin O’nun “iyi” veya “güzel” olduğu şeklindeki önermeler en nihayet O’nu sınırlandırmak demek değil midir? (Thilly, 2000, s. 224). Şu halde, Tanrı hakkında O’nun temel niteliklerini sayıp dökmeyi mümkün kılacak şekilde olumlu ifadeler kullanmamak gerekmektedir. Plotinus’un negatif teolojisinin bir diğer dayanağı ise Tanrı’nın aşkın bir varlık olduğu düşüncesidir. Tanrı neden olduğu evrenden tamamıyla farklıdır ve onu bütünüyle aşmaktadır. Onun bir parçası değildir. Ona varlık bahsetmekte, fakat bunu yaparken kendisinden bir şey kaybetmemektedir. Her şey O’na muhtaçtır ve O’na dayanmaktadır, O ise hiçbir şeye muhtaç değildir. O salt varlıktır ve basittir. Bu nedenle parçalarının olduğu söylenemez. Eğer parçalardan teşekkül etseydi, mevcudiyeti için bu parçalara ihtiyaç duyardı, oysaki böyle bir durum söz konusu değildir. Şu halde, parçalar hakkında kullanılan nitelemelerin Tanrı hakkında kullanılması mümkün değildir.


#30

SORU:

Agnositizm ne demektir?


CEVAP:

Agnostisizm “bilinemezcilik” demektir. Teoloji tartışmalarında çok sık karşılaşılan bu kavram Tanrı’nın var olup olmadığını, varsa O’nun hangi sıfatlara sahip olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirtir. Agnostisizme göre, Tanrı’nın varlığına ya da sıfatlarına dair yargıda bulunmayı mümkün kılacak verilere ulaşmak imkânsızdır. Bu nedenle, bu hususlarda bildirimde bulunmak yerine, yargıyı askıya almak gerekmektedir.


#31

SORU:

Plotinus’a göre sudur süreci kaç aşamalı olarak gerçekleşmiştir?


CEVAP:

Plotinus sudur sürecinin üç aşamalı olarak gerçekleştiği kanaatindedir.


#32

SORU:

Sudur sürecinin ilk aşaması nedir?


CEVAP:

İlk aşamada, Tanrı’dan Nous türemektedir. Bu bir yaratma değildir elbette. Zorunlu olarak Tanrı’dan ortaya çıkan ilk varlıktır Nous. Nous’un Tanrı’dan sudur etmesiyle birlikte, birlik çokluğa dönüşmeye başlar. Tanrı’nın mutlak birliği olduğu gibi durmaktadır şüphesiz. Fakat, Tanrı dışında, onun mükemmeliyetinden zorunlu olarak taşmış ilk varlık olarak Nous varlıklar âleminin başlangıcına da işaret etmektedir. Plotinus Tanrı’yı varlığın ve iyiliğin ötesinde gördüğü için, Tanrı’nın varlıklar skalasında yer aldığını söylemesi imkânsızdır. Bir, kendisi “şey” olmayan, başka bir deyişle, evrendeki “eşyaya dâhil olmayan, fakat o eşyanın ortaya çıkısını mümkün kılandır. Bu itibarla, gündelik dildeki anlamı ile “var olan” ilk “sey”in Yeni-Platoncu literatürdeki karşılığı Nous’tur. Plotinus’a göre, Nous, duyusal ya da fenomenal dünyada ne kadar şey varsa bunların tamamının ayrı ideasını barındırmaktadır (Cevizci, 2015, s. 148-149). O aynı zamanda kendisinden sonra var olacak şeyler açısından da bir kaynak teşkil etmektedir.


#33

SORU:

Nous’un anlamı nedir?


CEVAP:

Yunanca bir kelimedir ve “akıl”, “zihin”, “düşünce” ya da “sezgi” anlamlarına gelmektedir.


#34

SORU:

Sudur sürecinin ikinci aşaması nedir?


CEVAP:

Sudur sürecinin ikinci aşamasını Ruh teşkil etmektedir. Cisimsel olmayan ve bölünemez bir varlık olarak ruh, manevi gerçeklikle maddi gerçeklik arasında bir köprü, duyular üstü dünya ile duyusal dünyayı birbirine bağlayan halka görevi görür. Nous’tan daha az yetkin bir varlık, Nous’un bir sureti olan ruh, düşünce gücüne sahiptir. Bununla birlikte O’nun düşüncesi, Nous gibi saf ve sezgisel olmayıp, algı ve belleği aşsa da diskürsiftir. Ruh, üzerinde eylemde bulunacağı bir şey ya da madde olmadığı sürece eylemde bulunma isteğini gerçekleştiremez. O, bu durumun bir sonucu olarak maddeyi yaratır (Cevizci, 2015, s. 148-149). Fakat bu yaratma, Yeni-Platoncu teoride, iradi bir eylem olarak değil, ruhun tabiaten sahip bulunduğu niteliklerin zorunlu bir sonucu olarak tasarlanmaktadır.


#35

SORU:

Plotinus’a göre ideaların kaynağı nedir?


CEVAP:

İdeaların kaynağı, Plotinus’a göre, Nous’tur.


#36

SORU:

Plotinus’a göre ruhun kaç farklı yönü vardır?


CEVAP:

Plotinus ruhun iki ayrı yönü olduğu kanaatindedir. Ona göre, ruh, bir yönüyle Nous’a yönelir, saf düşünce olarak ortaya çıkıp saf ideaları temaşa eder. Öte yandan, aynı ruh duyusal dünyaya yönelir ve maddeye düzen getirir, başka bir deyişle harici gerçekliği örgütler. Bunlardan birincisi, yani ruhun saf düşünce olarak ortaya çıktığı ve ideaları temaşa ettiği yön Plotinus’un Evren  Ruhu adını verdiği yöndür; ikincisi ise phusis, yani doğa adını almaktadır (Cevizci, 2015, s. 149).


#37

SORU:

Reenkarnasyon nedir?


CEVAP:

İnsanların ölümü müteakip dünyaya yeniden, farklı bedenler içerisinde döndüğü anlamına gelmektedir.


#38

SORU:

Plotinus’a göre ruh kaç kısma ayrılmaktadır?


CEVAP:

Plotinus ruhun üç kısma ayrıldığı kanaatindedir. Bunlardan birincisi Nous’u temaşa etmeye yönelmekte, ikincisi bedenle ilişkiye girmekte, üçüncüsü ise ikisi arasında aracı rolünü üstlenmektedir.


#39

SORU:

Hipostaz nedir?


CEVAP:

Tanrı, Nous ve Ruh Plotinus felsefesinde hipostaz, başka bir deyişle “gerçek varlık” ya da varlığın temel dayanağı olarak isimlendirilmektedirler (Corrigan, 2005, s. 23).


#40

SORU:

Sudur sürecinin üçüncü aşaması nedir?


CEVAP:

Plotinus’un varlık hiyerarşisi içerisinde en aşağı tabakayı madde teşkil etmektedir. Salt madde, antik Yunan düşüncesinin genelinde olduğu gibi Yeni-Platoncu düşüncede de yokluk olarak kabul edilmektedir. O mutlak yokluk ve karanlıktır. Maddenin mutlak yokluk olması onun herhangi bir niteliğe sahip olmamasından kaynaklanmaktadır. Karanlık olmasının nedeni ise Tanrı’ya uzak olmasıdır. Tanrı’nın Plotinus tarafından bir güneşe benzetildiği hatırda tutulacak olursa maddeye atfedilen bu nitelikleri anlamak daha kolay olacaktır. Madde varlık hiyerarşisi içerisinde en aşağı tabakayı meydana getirdiği gibi Tanrı’ya en uzak olan kategoriye de tekabül etmektedir. Madde “iyi”nin tam karşıtıdır. İdealara göre biçimlenmiş olan cisimlerde “iyi” yansıyabiliyorken salt maddeye Bir’deki “iyi”den hiçbir ışın düşmez. Onun için madde Bir’in her bakımdan tam karşıtıdır (Gökberk, 2016, s. 120). Tanrı’ya, yani varlığı bir güneş gibi aydınlatan nihai kaynağa uzak olması maddenin karanlığa gömülmesine yol açmaktadır. Bu bakımdan madde aynı zamanda kötü olarak nitelendirilmektedir. Madde Tanrı’dan en uzak şey olduğu için kötüdür. Maddi evren yani dünya Tanrı’dan pay aldığı nispette iyi ve düzenlidir. Maddeden aldığı pay nispetinde ise kötü olmaktadır (Elmalı ve Özden, 2013, s. 226). Ruh ile beden arasındaki ilişkide kötülüğü doğuran şey de maddî bir unsur olarak bedendir. Plotinus’un bir beden içerisinde olmaktan utanıyor oluşunun nedenini de bedenin maddî niteliğinde aramak gerekmektedir.


#41

SORU:

Platinus’un öngördüğü bilgi yolları nelerdir?


CEVAP:

Plotinus belirlediği varlık hiyerarşisine uygun olacak şekilde birbirinden farklı bilgi yolları öngörmektedir. Ona göre, cisimler dünyasını bilmenin yolu duyulardır. Ruhu bilmek insanın kendi özü vasıtasıyla mümkündür. İnsan ruhu varlık hiyerarşisinde merkezi öneme sahip evren ruhunun bir parçasıdır. Dolayısıyla onu bilmek insan açısından ancak kendi ruhu aracılığıyla mümkündür. Onun Tanrı’yı bilmesi ise, vecd yolu ile olmaktadır (Elmalı ve Özden, 2013, s. 227). Tanrı’yı evrendeki herhangi bir nesne gibi bilmek imkânsızdır. Çünkü Tanrı varlığın ötesindedir. O’nun hiçbir niteliği yoktur. Kendisi niteliksiz olmakla birlikte her şeye kaynaklık teşkil eden Bir’in klasik bilgi vasıtalarıyla bilinmesi bu bakımdan mümkün değildir. Onu, doğasına uygun düşecek şekilde, ancak mistik bir tecrübe vasıtasıyla bilmek mümkündür. Bilgi araçları da tıpkı varlık mertebeleri gibi belirli bir hiyerarşi içerisinde yükselmekte ve Tanrı hakkındaki bilgi ile sonlanmaktadır.


#42

SORU:

. Platinus’un ahlak anlayışı nasıldır?


CEVAP:

Yeni-Platoncu kurtuluş öğretisinin aynı zamanda başlı başına bir ahlak teorisi olduğuna işaret etmek gerekmektedir. Plotinus’a göre, kendisini arındıran ruh artık başka bir bedenle dünyaya dönmez ve tümel ruha, yani Tanrı’ya kavuşup çileli süreci geride bırakır. Başka bir deyişle, ahlaki bir problem olarak ortaya çıkan reenkarnasyon süreci ancak ahlaki bir adımla son bulabilir. Ahlak kurtuluşun zorunlu bir unsurudur zira ruhun yükselişi kişinin ahlaki ve entelektüel erdemler geliştirmesini gerekli kılmaktadır. Burada önemli olan, duyusal dünyadaki şeylerin ve bedenin, ruhun daha yüksek amaçlarını gerçekleştirmesine engel olmasını önlemektir (Cevizci, 2015, s. 15). Ruh, sahip olduğu doğanın zorunlu bir sonucu olarak, daha yüksek bir dünyaya aittir ve onun en yüksek hedefi ancak böyle bir dünyada yaşamak olabilir. Bunun için de ruhun duyumsal dünyaya duyduğu eğilimden kendini kurtarması gerekmektedir. Ahlakın nihai hedefi olan mutluluk mükemmel hayata, o da düşünceye dayanır. Dolayısıyla, mutluluğun ilk şartı bedenden azade kalmak ve onunla bağlantılı şeylerden kendimizi arındırmaktır (Zeller, 2008, s. 392).


#43

SORU:

Platinus’ a göre erdemler kaça ayrılır?


CEVAP:

Erdemler dörde ayrılır. İlk kısım erdemler “medenî” (civic) erdemlerdir. İkinci kısım erdemler “arınmayı sağlayan” erdemlerdir. Üçüncü kısım erdemlerin Plotinus’un terminolojisindeki karşılığı “arınmış ruhun erdemleri”dir. Dördüncü kısım erdemlere ise o “ibretlik erdemler” adını vermektedir.


#44

SORU:

Plotinus’un estetik anlayışı nasıldır?


CEVAP:

Plotinus, tıpkı Platon gibi, insanların evrende gözlemledikleri güzellik vasıtasıyla duyu-üstü dünyaya ulaşabileceği kanaatindedir. Bu kanaat, Platoncu bir fikir olan “pay alma” anlayışına dayanmaktadır. Plotinus’un ahlak teorisi ile kıyaslandığında onun estetik teorisi maddî olana yönelik tutum bakımından belirgin bir farklılık sergilemektedir. Ahlaki yaşam için beden bir risktir. Zira, o, maddî bir unsur olarak insanı daima aşağı çekmektedir. Fakat estetik açısından bakıldığında insanlar maddî bir unsur olarak fenomenal varlıklar vasıtasıyla bir yükseliş yaşayabilmektedir. Elbette ki, bu, Plotinus’un antimateryalist teorisinde özsel bir değişiklik olarak  görülemez. Estetik tecrübe vasıtasıyla ideal olan hakkındaki bilgiye ulaşmanın kendisidir teşvik edilen, fenomenlerin bizzat kendisi değil. Güzellik cisme içkin değildir. Başka bir deyişle cisim özü itibariyle güzel değildir. Plotinus’un Platoncu bu yaklaşımından çıkarsanabilecek sonuçlardan biri nesnedeki güzelliğin “temsilî” olduğudur. Güzel olan nesneler bizi etkiler, fakat bu etkinin nedeni nesnenin bizzat kendisi değil, onun arkasında buluna şey, yani güzel ideasıdır. Nesne o ideadan pay aldığı oranda güzelleşir. Haricî gerçekliği örgütleyen güç ve bizzat bir idea olarak ruhun etkinliği olmaksızın güzelliği açıklamak imkânsızdır.


#45

SORU:

İlkçağ felsefesinin son ve büyük akımı nedir?


CEVAP:

İlkçağ felsefesinin son ve büyük akımı Yeni Platonculuktur.


#46

SORU:

Yeni-Platonculuğun kendisini hangi tek tanrılı dine karşı bir rakip olarak konumlandırdığı söylenebilir?


CEVAP:

Yeni-Platonculuğun kendisini Hıristiyanlığa karşı bir rakip olarak konumlandırdığı söylenebilir.


#47

SORU:

Yeni-Platonculuk hangi Müslüman düşünürler aracılığıyla İslam felsefesi üzerinde ciddi bazı etkiler uyandırmıştır?


CEVAP:

Yeni-Platonculuk Farabi ve İbn-i Sina gibi kimi Müslüman düşünürler aracılığıyla İslam felsefesi üzerinde ciddi bazı etkiler uyandırmıştır.


#48

SORU:

Plotinus’un hayatı ve kişiliği hakkındaki ayrıntılı bilgilere kimin sayesinde ulaşabiliyoruz?


CEVAP:

Porphyry sayesinde.


#49

SORU:

Plotinus’un doğum yeri ve tarihi nedir?


CEVAP:

Mısır'da 204 yılında doğmuştur.


#50

SORU:

Plotinus resmini veya heykelini yapmak isteyen sanatçıları neden reddetmiştir?


CEVAP:

Doğanın ruhları hapsettiği kopyayla (bedenle) yaşamak ve bu kopyanın kopyasını bırakmak Plotinus'a mantıklı gelmemiştir.


#51

SORU:

Plotinus'un 54 bölüm içeren ve Yunanca adı Ennead olan kitabın Türkçedeki adı nedir?


CEVAP:

Dokuzlar.


#52

SORU:

Plotinus varlıklar arasında biricik gerçeğin Tanrı olduğu kanısına nasıl varmıştır?


CEVAP:

Plotinus'a göre, gerçek değişmemelidir. Doğa, değişim halinde olduğu için gerçekliği elde edememektedir.


#53

SORU:

Plotinus Yaratan ile yaradılan arasındaki ayrımı nasıl yapmaktadır?


CEVAP:

Plotinus Yaratanı Güneş'e, yaratılanı da zaten onda var olan Güneş ışığına benzetmiştir. Nesneler, tek tanrıcı dinlerde olduğu gibi "ol" demeyle oluşmuş değil de Tanrı'da zaten var olmuştur.


#54

SORU:

Plotinus'a göre ruh nedir?


CEVAP:

Varlığını Tanrı’dan alan özel bir cevher ve tözdür.


#55

SORU:

Plotinus'a göre ruhun beden karşısındaki aldığı tavır nedir?


CEVAP:

Ruh, bedeni daima bir araç olarak kullanır.


#56

SORU:

Plotinus ruhun kaç kısma ayrıldığını düşünmektedir?


CEVAP:

Plotinus ruhun üç kısma ayrıldığını düşünmektedir.


#57

SORU:

Plotinus'a göre insanın yaşam türünü kim belirlemektedir?


CEVAP:

Kendisi.


#58

SORU:

Plotinus’un varlık hiyerarşisi içerisinde en aşağı tabakayı ne teşkil etmektedir?


CEVAP:

Plotinus’un varlık hiyerarşisi içerisinde en aşağı tabakayı madde teşkil etmektedir.


#59

SORU:

Plotinus'a göre maddenin karanlıkta olmasının nedeni nedir?


CEVAP:

Tanrı'ya uzakta olması maddeyi karanlıkta bırakır.


#60

SORU:

İlk Hristiyan filozoflardan olan ve bütün insanların günahkâr bir şekilde doğduklarını iddia eden kişi kimdir?


CEVAP:

Aziz Augustinus 


#61

SORU:

Yeni-Platonculuğa göre ruhun bedene girmesi ruhu hangi duruma sokar?


CEVAP:

Ruhu alçaltır.


#62

SORU:

Yeni-Platoncu düşüncenin her zaman benimsediği düşünce nedir?


CEVAP:

Paganist düşünce.


#63

SORU:

Yeni-Platoncu ile Hıristiyanlığın kurtuluş teorileri arasındaki önemli fark nedir?


CEVAP:

Yeni-Platonculuk ruhun kendi çabaları vasıtasıyla arınabileceği ve böylece kurtuluşa ulaşabileceği düşüncesine sahiptir. Hıristiyanlık ise, kurtuluş ümidinin belirebilmesi için bir kurtarıcıya ihtiyaç olduğu kanaatindedir. Bu kurtarıcı da Hz. İsa’dır.


#64

SORU:

Yeni-Platoncular maddeyi neden küçümsemektedirler?


CEVAP:

Yeni-Platoncular maddeyi yokluk olarak kabul etmekte ve bununla bağlantılı olarak nesnel gerçekliği de görünüşten ibaret görmektedir.