OSMANLI TARİHİ (1300-1566) Dersi MERKEZİYETÇİ DEVLETİN DOĞUŞU VE ÇÖKÜŞÜ soru cevapları:
Toplam 41 Soru & Cevap#1
SORU: II. Murad’ın saltanatının genel özellikleri nelerdir? Diğer hükümdarlardan farklı yönlerini de belirterek açıklayınız.
CEVAP: II. Murad devri, dedesi Yıldırım Bayezid ve oğlu Fatih Sultan Mehmed iktidarlarının tersine Osmanlı siyasetinde barış taraftarı zümrelerin daha fazla söz sahibi olduğu bir zaman olmuştu. Bunda Murad’ın eğlenceye düşkün, tasavvuf ve musikiden zevk alan barışsever tabiatının bir rol oynadığı söylenebilirse de, padişahın şahsî özelliklerinin döneminin siyaseti üzerindeki etkisi abartılmamalıdır. Esasında II. Murad, muasır kaynakların teyit ettiği üzere, Edirne merkezli devletinde muazzam bir insan gücü ve maddî zenginliğe hükmediyordu. Bununla birlikte bu kudreti kullanırken başkentte veziriazam ve kapıkulu ocakları, taşrada ise uç beylerinin gücü ve etkinliği karşısında ölçülü adımlar atmaya dikkat etmeliydi. Bu devirde Çandarlılar başta olmak üzere, ulema kökenli, geleneksel özgürlüklerini savunmada kararlı bazı Türkmen aileleri siyaset kurumunun en üst makamlarını işgal ediyorlardı. II. Murad döneminde, fütuhatçı eğilimleriyle temayüz eden bazı devlet adamları divanda etkili konumlara yükselmişlerse de, uzun vadeli politikalar üretemeden yerlerini II. Mehmed öncesi Osmanlı siyasî yapısının geleneksel aktörlerine bırakmak zorunda kalmışlardı. Keza Mihaloğulları, Evrenosoğulları ve Paşa Yiğitoğulları’nın başını çektiği uç beyleri, batıdaki sınır boylarında zengin aile emlâklerinden istifade eden yarı feodal bir hayat sürüyorlardı. Hıristiyan topraklarına yaptıkları yağma ve talan seferleriyle artırdıkları aile mülklerini irsî yollarla tevarüs eden bu uç beyleri, merkezî iktidarın emir ve talimatlarını yerine getirmede her zaman istekli değillerdi. Bunlar, Osmanlı saltanatını temsil eden beylerbeyilerine karşı gelmekten çekinmedikleri gibi, aile menfaatlerine daha uygun olduğuna inandıkları taht iddiacılarına kucak açmaktan da geri durmuyorlardı. II. Murad, bilhassa 1420’lerde güçleri doruğa çıkan uç beylerine güvenmediği halde, bunların bölgesel iktidarına ve aile güçlerine meydan okumaktansa mevcut durumu kabullenmeyi tercih etmişti. Osmanlı ilim dünyası, II. Murad devrinde takdiri şayan bir ilerleme sergiledi. Timurlu Şahruh’un Anadolu’da hamilik iddiaları, sonuçları belirsiz bir askerî meydan okumadan ziyade kültürel bir mücadelenin başlatılmasına sebep oldu. Aralarında Molla Gürânî, Alâeddin et-Tûsî, Şerefeddin Kırımî, Seydi Ahmed Kırımî, Alâeddin es-Semerkandî, Seydi Ali Arabî ve Acem Sinan gibi isimlerin yer aldığı islam âleminin önde gelen düşünce adamları Osmanlı ülkesine geldiler. Adlarından anlaşılacağı üzere Arabistan, Türkistan ve Kırım’dan gelen bu değerli ilim adamları, Osmanlı fikir hayatını daha evrensel bir anlayışla zenginleştirdiler. Bu dönemde Türkçe’ye tercüme edilen birçok Arapça ve Farsça eser, Osmanlı Türkçesinin ve bilgi birikiminin gelişmesine olumlu katkı sağladı. Türkçenin bir devlet dili olarak gelişmesinde bu faaliyetlerin önemli bir rolü olmuştur.
#2
SORU: Ankara Savaşı’ndan sonra Yıldırım Bayezid’in oğulları arasındaki iktidar rekabeti nasıl gerçekleşmiştir?
CEVAP: Yıldırım Bayezid’in büyük oğlu Süleyman Çelebi, Timur’dan Rumeli’deki Osmanlı arazisinin hükümdarı olduğunu tasdik eden bir yarlık almayı başarırken, Mehmed Çelebi de, Tokat ve Amasya havalisindeki hâkimiyetini aynı şekilde meşrulaştırmıştı. Osmanlı şehzadeleri, iktidar kavgasını başlıca iki şehir üzerinde yoğunlaştırdılar. Osmanlı kültürünün ve idarî geleneklerinin hâkim olduğu Bursa Anadolu tarafı için önem taşırken, Edirne Rumeli topraklarına açılan yolların denetimi açısından öne çıkıyordu. Mücadelenin ilk mağlubu İsa Çelebi oldu. İsa Çelebi, Batı Anadolu beyleri ve Kastamonu beyi İsfendiyar’ın desteğini almış olmasına rağmen Mehmed Çelebi’ye yenilerek Bursa’yı terk etmek zorunda kaldı. Bursa’yı ele geçiren Mehmed Çelebi, kardeşini Eskişehir’de yakalayarak ortadan kaldırdı (1403-1404). Bununla birlikte Mehmed Çelebi, Rumeli’den gelen ağabeyi Süleyman’ın kuvvetleri karşısında tutunamayarak Bursa ve Ankara’yı kaybetti. Süleyman Çelebi’nin Rumeli ve Anadolu yakasındaki toprakların hepsine birden hâkim hale gelmesi, Osmanlı tahtında babasının haleŞ olacağına dair kanaatleri pekiştirdi. Bazı tarihçiler, bu nedenle kendisini padişah olarak tanıyıp I. Süleyman ismini vermektedirler. Tokat-Amasya hattındaki üslerine geri dönmek zorunda kalan Mehmed, kardeşi Musa’yı Karadeniz üzerinden Balkanlar’a yollayarak Süleyman Çelebi’yi arkadan sıkıştırmayı denedi. Musa, 1406’da Voyvoda Mircea’nın davetlisi olarak deniz yoluyla Eşâk’a çıktı. Musa’nın Rumeli’de giriştiği eylemler, Süleyman’ı Bursa’yı boşaltıp Edirne’ye dönmeye mecbur bıraktı. Balkanlar’da, Musa ve Süleyman Çelebiler arasındaki mücadele, 1411 başlarında, Musa’nın Edirne’yi ele geçirdikten sonra kaçan ağabeyini kıstırıp bertaraf etmesiyle son buldu. Bu tarihten itibaren taht mücadelesi, Bursa’daki ağabeyiyle eski anlaşmasını bozup bağımsızlığını ilan eden Musa’yla Mehmed arasında geçti. Musa Çelebi’nin, saldırgan bir gaza politikası uygulanmasına taraftar oluşu, Rumeli’deki Osmanlı vasali Hıristiyan devletlerin Musa’ya karşı bir tavır takınmasına sebep oldu. Aile haklarını korumaya alışkın uç beyleri, Musa’nın merkeziyetçi yönetim tarzından rahatsız olarak Mehmed’i desteklemeye başladılar. Buna mukabil Bizans imparatoru II. Manuel’e baba diye hitap eden Mehmed, çok daha uzlaşmacı ve dengeli bir hareket tarzına sahipti. Vasallerin ve uç beylerinin yardımını alan Mehmed Çelebi, 5 Temmuz 1413’te kardeşini Sofya yakınlarında mağlup edip Fetret devrini sona erdirdi.
#3
SORU: Osmanlı’da padişahın ölümünden sonra şehzadelerden hangisinin tahta geçeceği ile ilgili bir düzenleme var mıdır? Açıklayınız.
CEVAP: I. Mehmed, kardeş katlinin önüne geçmek için beyliğin ilk yıllarındakine benzer bir tarzda devlet idaresini hanedanın erkek üyeleri arasında paylaştırma seçeneğini hayata geçirmek istemişti. Hâlbuki I. Murad’ın saltanatından beri, iktidara geçen sultanın erkek kardeşlerini bertaraf etmesi giderek alışılmış bir önlem halini almıştı. Osmanlılarda XVII. yüzyılın başlarına değin tahta kimin hangi sırayla geçeceğini belirleyen bir veraset hukuku yoktu. Bütün şehzadelerin taht üzerinde eşit hakları vardı; kardeşleriyle girdiği mücadeleyi kazanan şehzade ülkenin meşru hükümdarı tanınıyordu. Fetret devrinde bile, Bayezid’in oğulları, sahip oldukları toprakları yönetmekle yetinmeyip birbirlerini yok etme pahasına Osmanlı tahtını ele geçirmeye çabalamışlardı. İktidarın bölünmezliği ilkesini esas alan devlet adamları, I. Mehmed’in vasiyetini yerine getirmediler. Mehmed’in ölüm haberi son ana kadar gizlenirken Murad tek başına Bursa’da tahta çıkarıldı ve İstanbul’a hiçbir Osmanlı şehzadesi yollanmadı. Osmanlı Devleti’nin Fetret döneminde içine düştüğü siyasî kargaşa, Fatih Sultan Mehmed devrinde yazıya dökülen Teşkilat Kanunnamesi’nde “nizâm-ı âlem” için tahta geçen padişahın kardeşlerini katletmesine izin veren maddenin klasik çağ Osmanlı siyaset anlayışında iyice yerleşmesine yol açtı.
#4
SORU: Şehzade Bayezid “Yıldırım” lakabını hangi olay neticesinde almıştır?
CEVAP: I. Murad, 15 Haziran 1389 tarihinde I. Kosova Savaşı’nda ağır yaralandığında büyük oğlu Bayezid’in Osmanlı tahtına geçmesini vasiyet etmişti. Şehzade Bayezid, 1386’da babasının Karamanoğlu Alâeddin Bey’e karşı verdiği Frenkyazısı çarpışmasında sergilediği yetenek ve atılganlıkla “Yıldırım” lakabını almıştı.
#5
SORU: II. Kosova Savaşı nerede, hangi devletler arasında ve ne şekilde gerçekleşmiştir?
CEVAP: Savaş meydanı, I. Murad’ın şehit düştüğü I. Kosova çarpışmasının gerçekleştiği yerdi. Macar ve Osmanlı kuvvetleri, üç gün boyunca amansız bir muharebeye tutuştular (17-20 Ekim 1448). İlk günkü çarpışmalar, taraşarın birbirlerini tarttıkları ölçülü ve dengeli kapışmalar şeklinde geçti. Birinci gün başlayan karşılıklı top atışları sabaha kadar sürerken mancınık ve toplardan çıkan gülleler gece karanlığında bile hasım saşarın üzerine yollanmaya devam edilmişti. Macarlar, yine savaş arabalarını ateşli silahlarla donattıkları piyadelerle doldurarak caydırıcı bir savunma hattı kurdular. Bununla birlikte Osmanlılar da, II. Kosova Savaşı’nda “tabur cengi” taktiklerini kullanıp ordunun merkez hattını epeyce güçlendirmişlerdi. Osmanlı askerî düzeninde, ordunun padişahın bulunduğu orta noktası, geleneksel olarak siper ve hendeklerle çevrili, birbirine zincirli develerle korunan, kapıkulu süvarisinin dışında padişahın etrafına dizili yeniçerilerin görev yaptığı sıkıca muhafaza edilen bir yerdi. II. Murad, Kosova’da bu geleneksel müdafaa yapısına haŞf toplarla takviye edilmiş arabaları ilave ederek gelecek yüzyılda doğuda “düstûr-ı Rûmî” adıyla anılacak olan muharebe tarzının temellerini attı. Savaşın ikinci gününde, adeta bir seyyar kaleyi andıran merkez hatlarına güvenen Osmanlılar, sert Macar süvari taarruzlarına sebatla karşılık verdiler. Bu arada kenarlarda bekleyen haŞf atlılar, daha esnek bir muharebe düzeni içinde düşman saşarının düzenini bozmak için durmaksızın taciz saldırıları yapıyordu. Osmanlı süvarisinin soluk aldırmayan baskın ve hücumları, Macar birliklerini yorup yıpratarak üçüncü gün savaşı devam ettiremeyecek denli takatsiz kalmalarına yol açtı. Savaşı kaybettiğini anlayan Hünyadi Yanoş, az sayıda muhafızıyla kaçarken çok sayıda Erdel ve Macar asilzadesi Osmanlı kılıçlarına kurban gitti.
#6
SORU: Fetret devrinin ardından tek başına tahta çıkan I. Mehmed saltanatı boyunca karşılıklı dengeleri ustaca gözeten nazik ve ölçülü bir siyaset takip etmiştir. Bu kapsamda tahta geçişinden itibaren neler yapmıştır?
CEVAP: I. Mehmed, 1413’te Edirne’de kabul ettiği Bizans, Sırbistan, Eşâk, Mora despotluğu ve Atina prensliği gibi tabi devletlerin elçilerine dostluk ve barış sözü vererek iktidarının çatışmadan mümkün olduğunca uzak kalmaya yönelik arzusunu beyan etti. Tahta sağlam şekilde yerleşen I. Mehmed’in ilk hedeŞ, Osmanlı hâkimiyetini yeniden tesis etmeyi istediği Anadolu oldu. 1414’te, Batı Anadolu’da menfaat sahibi Cenevizliler, Rodos şövalyeleri, Germiyan ve Menteşeoğulları ile anlaşan I. Mehmed, Cüneyd Bey üzerine yürüyüp Aydın-ili topraklarını tekrar bir Osmanlı sancağı haline getirdi. Ertesi sene Karamanlılar’a karşı bir sefere çıkmayı planlayan Osmanlı sultanı, bu beyliğin hamisi kabul edilen Memlük sultanına pahalı hediyelerle birlikte bir elçi yollayarak Anadolu’daki mücadelenin bölgesel bir hal almasını engellemeye çalıştı.
#7
SORU: Varna Zaferi’nde II. Murad’ın birlikleri ile Macar askeri birlikleri arasında nasıl bir fark bulunuyordu? Bu fark nasıl aşıldı?
CEVAP: Osmanlı birlikleri, 10 Kasım 1444 tarihinde vuku bulan Varna Savaşı’nın başlarında dağılma emareleri gösterdiler. Ortaçağlara özgü ağır zırhlı süvari hücumları, nispeten haŞf teçhizatlı Osmanlı savaşçıları üzerinde etkili olmuştu. Osmanlılar, kalın Macar zırhlı askerlerinden oluşan engeli aşmakta zorlanıyorlardı. II. Murad, az sayıda askerle ordugâhta sıkışıp kalmış olmasına rağmen padişahın çevresinde yeniden toplanan Osmanlı askerleri kararlı bir karşı taarruzla savaşın gidişini değiştirdiler. Varna Savaşı, müdafaa mevzilerine çekilen düzenli piyade kıtalarının doludizgin hücum eden atlılara karşı muharebeyi dengeledikleri anlardan biriydi. Varna zaferi, II. Murad’a kaybettiği itibarını geri kazandırdı.
#8
SORU: I. Bayezid’in batı siyaseti kapsamında Bizans sarayı üzerinde izlediği stratejiyi açıklayınız.
CEVAP: I. Bayezid, devletinin batı sınırlarında da yayılmacı bir siyaset izliyordu. Osmanlı yönetimi, 1389 I. Kosova Savaşı’ndan sonra Bizans sarayı üzerindeki denetimini artırmıştı. I. Bayezid, Bizans’taki saltanat değişikliklerine müdahil olarak desteklediği adayların tahta geçmesini sağlamaya çalışıyordu. Bizans imparatoru II. Manuel’i daha imparator olmadan önce yanına çağırıp birlikte sefere götürmüştü. Onun imparator oluşunu da destekledi ve hatta tekrar çıkacağı bir sefer için onu yanına çağırdı. II. Manuel Haziran 1391’den Ocak 1392’ye kadar askerleriyle onun yanında bulundu. Osmanlı padişahı, ayrıca 1393-1394 kışında Balkanlar’daki prensleri ve II. Manuel’in de mensup olduğu Palaiologos ailesini Selanik yakınlarındaki Karaferye’de bir toplantıya davet etti. Osmanlı idaresi, bu toplantıda Mora Yarımadası’nda dağınık vaziyette kalmış olan Bizans şehirlerinin Osmanlılara teslim edilmesini talep etti. Osmanlı taleplerini yerine getirmede son derece isteksiz davranan Palaiologlar, batı kamuoyunu Osmanlı genişleme siyasetine karşı uyarmak için ilk önce Venediklileri yardıma çağırdılar. I. Bayezid, arazi talebinin geri çevrilmesi ihtimaline hazırlıklıydı; ilk darbeyi Venedik kuvvetlerinden önce indirmek amacıyla aynı sene için Selanik’e yürüyüp kenti zapt etti (1394). Tesalya bölgesini ele geçirdi. Buna karşı Theodoros Palaiologos, Argos’u Venediklilere teslim etti. Osmanlı uç beyleri, Mora ve Arnavutluk’taki Venedik üslerine akınlar düzenlediler. I. Bayezid, 1394 Eylül’ünde başlattığı İstanbul ablukasıyla Bizans’ı köşeye sıkıştırmaya çalışmış olsa da, deniz yoluyla kente gelen yardımlar sekiz sene süren Osmanlı kuşatmasının semeresiz kalmasına sebep oldu. 1395’te Macaristan’a doğru yola çıkan Osmanlı ordusu, Beçkerek, Tımışvar, Kraşova ve Mehadiye gibi belli başlı Erdel şehirlerine saldırdı. Eşâk prensi Mircea, 17 Mayıs 1395’te Argeş nehri yakınlarında karşılaştığı Osmanlı kuvvetlerince yenilgiye uğratılınca tahtını I. Bayezid’in iş başına getirdiği Vlad’a bırakmak zorunda kaldı. Osmanlı sultanı, Tuna’yı aşıp Niğbolu’da yakaladığı Bulgar kralı Şişman’ı idam ettirdi (3 Haziran 1395). Osmanlı kuvvetleri, bundan iki sene önce Bulgar Krallığı’nın başkenti Tırnova’yı zapt etmişlerdi. Bu son seferle Bulgar toprakları, vilayete dönüştürülerek doğrudan Osmanlı başkentine bağlandı.
#9
SORU: I. Bayezid’in Timur tehlikesine karşı yaptığı strateji hataları nelerdir?
CEVAP: I. Bayezid, güttüğü fetih ve merkezileştirme siyasetinden menfaatleri zedelenen ve hayal kırıklığına uğrayan kitlelerin Osmanlı karşıtı bir kampta birleşmeye başlamalarının ne denli önemli olduğunu fark edemiyordu. Bu dönemde, büyüyen Timur tehlikesine karşı Memlük sultanıyla ittifaka gitmek akılcı bir davranış olabilirdi. Ancak I. Bayezid, 1398’de Memlükler’e ait Elbistan, Malatya, Behisni, Kâhta ve Divriği’yi ele geçirerek iki devlet arasındaki yakınlaşma ihtimalini ortadan kaldırdı.
#10
SORU: Kosova’da ele geçirilen Sırp prensi Lazar, I. Bayezid’in saltanatında geliştireceği fetih siyasetinin ilk nişanesi olarak savaş meydanında idam edilmiştir. Burada bahsi geçen fetih siyaseti nedir?
CEVAP: Çeşitli gerekçelerle izlenen uzlaşmacı barış siyasetinin aksine, Osmanlı Devleti’nin sınırlarını genişletmek için yeni topraklar zapt etme anlayışının genel ismidir. Fetih siyasetinin hâkim olduğu dönemlerde, sınırdaş siyasî teşekkülleri, gevşek vasallik bağlarıyla Osmanlı himayesine almaktan ziyade, doğrudan başkentten yönetme isteği belirgindir.
#11
SORU: Ankara Savaşı’nın sebepleri nelerdir?
CEVAP: Asya’da büyük bir devlet kurup seri fetihleriyle dikkati çeken Timur, 1399’da Doğu Anadolu’ya gelmişti. I. Bayezid’in sert idarî tedbirlerinden ötürü eski imtiyazlarını yitiren Türkmen beyliklerinin mahallî nüfuz sahibi aileleri, Timur’un huzuruna çıkıp Osmanlı genişlemesine karşı acilen bir karşı hamlede bulunulması gerektiğini dile getirdiler. Daha çok İlhanlıların doğal varisi sıfatıyla Anadolu’nun hamisi olduğunu iddia eden Timur da farklı düşünmüyordu. Ona göre Osmanlılar, İlhanlı döneminde sağlanan siyasî hiyerarşi içindeki yerlerine sadık kalarak Batı Anadolu’daki haraçgüzar uç beyliklerinden biri olmaya devam etmeliydiler. Oysaki devletinin sınırlarını diğer uç beylerinin aleyhine genişleten I. Bayezid, kurulu nizamı bozarak Timurlu Devleti’ne karşı taşıması icap eden sorumluluğu hiçe saymıştı. Esasında Timur, gazi unvanıyla islam âleminde şöhret sahibi olan Bayezid’in üzerine yürümekte tereddüt ediyordu. Bu yüzden ilk hamle olarak Sivas’a saldırıp kaleyi kuşatmakla yetindi. 1400 yazında teslim olan şehirde muazzam bir katliam tertip etti. Bundan sonra Osmanlı arazisinin içlerine doğru ilerlemektense, seferinin yönünü Memlüklere doğru çevirdi. Belki de, Memlükleri yenilgiye uğratıp muhtemel bir Osmanlı- Memlük ittifakının önüne geçmek suretiyle Osmanlı kuvvetleriyle kapışmadan I. Bayezid’e hâkimiyetini kabul ettirebileceğini düşünüyordu. Bununla birlikte I. Bayezid’in Timur’un önünden kaçan Ahmed Celâyir ve Kara Yusuf’u himayesi altına alması bardağı taşıran son damla oldu.
#12
SORU: Edirne-Segedin Antlaşması hangi devlet ile imzalanmıştır? Antlaşmanın sonuçları nelerdir?
CEVAP: Karamanoğulları, batıdaki Osmanlı mağlubiyetlerini fırsat bilip eski topraklarını almak için harekete geçtiler. II. Murad, keskin bir politika değişikliği yaparak barış ve yatıştırma siyasetine dönmek zorunda kaldı. Edirne-Segedin Antlaşması, Sırp despotluğunun ihya edilerek Sırbistan topraklarının Georg Brankoviç’e bırakılmasını onaylıyordu (12 Haziran 1444). II. Murad, bu antlaşmayla Macar kralı ve Sırp despotuna bir daha Tuna nehrini aşmayacağına dair söz vermişti.
#13
SORU: Şehzade Bayezid’in tahta ilk geçtiğinde iktidarın bölüştürülmemesi prensibine uygun olarak yaptığı icraat nedir?
CEVAP: Askerî girişkenliğiyle öne çıkan I. Bayezid’in tahta geçişi, Osmanlı siyasî tarihinde Fatih Sultan Mehmed tarafından ileride gerçekleştirilecek yeni bir devlet modelinin yani merkezî bakımdan güçlü, imparatorluk vizyonuna sahip bir siyasî yapının adeta habercisi olacaktı. İktidarın paylaştırılmaması ilkesinin ilk uygulamaları da bu dönemle başladı. Bu durum devletin niteliğinin ne olması gerektiğine dair esaslı bir meselenin varlığını da hissettirmeye başlayacaktı. Yeni Osmanlı sultanı I. Bayezid, devlet erkânının nasihatleri doğrultusunda iktidarın bölünmezliği ilkesini işleterek kardeşi Yakub’u hiç vakit kaybetmeden öldürttü.
#14
SORU: II. Murad ile amcası arasındaki taht kavgası nasıl gerçekleşmiştir?
CEVAP: Osmanlı ricalinin I. Mehmed’in vefatının ardından Bizans elçilerine Osmanlı şehzadelerinin rehin bırakılmayacağını bildirmeleri üzerine, Limni Adası’nda bulunan Mustafa Gelibolu’ya çıkarak taht mücadelesine başladı. II. Murad yandaşları, henüz Çelebi Mehmed’in ölüm döşeğinde vasiyetini hazırlamaya başladığı tarihlerde bile, Mustafa’nın öldüğü, İstanbul’da var olduğu iddia edilen Osmanlı şehzadesinin “düzmece” bir fırsatçı olduğu şayiasını yaymışlardı. Bununla birlikte Düzmece Mustafa’nın Osmanlı topraklarına gelişi, en az korkulduğu kadar etkili oldu. Anadolu beylikleri, Murad’ın hâkimiyetini tanımayı reddettiler. II. Murad’ın amcası Mustafa, gittiği yerlerde Yıldırım Bayezid’in oğlu namıyla meşru sultan kabul ediliyor; ziyaret ettiği mahallerin ahalisi tarafından Osmanlı padişahı olarak karşılanıyordu. II. Murad’ın Hamid-ili’nde yöneticilik yapan küçük kardeşi (Küçük Mustafa), amcasının taht iddiasını destekliyordu. Bayezid Paşa komutasında Rumeli’ye yollanan Osmanlı ordusu, Düzmece Mustafa’ya karşı savaşmayı reddedip saf değiştirdi. II. Murad ile amcası arasındaki taht kavgası, Bizans sarayının Düzmece Mustafa’ya yardım etmeyi kesmesi üzerine seyir değiştirdi.
#15
SORU: Niğbolu Şavaşı’nda Osmanlı kuvvetlerine karşı, savaş öncesinde yapılan hazırlıklar nelerdir? Savaş aşamasına nasıl gelinmiştir?
CEVAP: 1394’ten beri süre giden istanbul kuşatmasından bunalan Bizanslılar, batı krallıklarında birleşik bir haçlı ordusunun seferber edilmesi için teşebbüste bulunmaktaydılar. Papanın desteğini alan Macar kralı Sigismund, Balkanlar’daki Osmanlı ilerleyişini tersine çevirecek bir karşı taarruzun öncülüğünü üstlenirken Burgonya dükünün oğlu Jean de Nevers kumandasında bir araya gelen şövalyeler haçlı ordusunun gönüllü savaşçılarını oluşturuyorlardı. Venedikliler, haçlı kuvvetlerine birkaç gemi sağlamayı taahhüt ettikleri halde, Midilli ve Sakız adalarındaki Cenevizliler ve Rodos şövalyeleri, doğrudan deniz ulaşı mının sorumluluğunu üstlendiler. Haçlılar, 1396 Temmuz’unda Budin’de buluştular. Eşâk prensi Mircea, burada kuvvetleriyle haçlı ordusuna katıldı. Macar kralı ve Fransız-Burgonya şövalyelerinin başını çektiği mütteŞk haçlı ordusu, Rahova kalesindeki ufak Osmanlı garnizonunu ezdikten sonra Niğbolu’yu kuşatma altına aldı.
#16
SORU: I. Murad’ın ölüm haberini fırsat bilerek Osmanlı ile vasallik bağlarını koparmak isteyen Türkmen beylikleri bu ölüm haberi üzerine ne tür girişimlerde bulundular?
CEVAP: I. Murad’ın ölüm haberi, Anadolu’da Osmanlı tabiiyetini kabul etmiş olan Türkmen beylikleri tarafından sevinçle karşılandı. Bunlar, Osmanlılarla vasallik bağlarını kopararak eski bağımsızlıklarını elde etmek için uğraşıyorlardı. Bu arada Karamanoğlu Alâeddin Bey, Germiyanoğlu II. Yakub Bey ve Sivas’ta bulunan Kadı Burhaneddin, taht değişikliğinin yarattığı siyasî karmaşadan istifade ederek Batı Anadolu’daki Osmanlı arazisine saldırılar düzenlediler. Karamanoğulları, Beyşehir’i alıp Eskişehir’e kadar ilerlerken Yakub Bey, Bayezid’in şehzadeliğinde kurulan evlilik bağının sonucu Osmanlılara geçen Kütahya, Emet, Simav ve Tavşanlı’yı geri aldı. Kadı Burhaneddin, aynı günlerde Kırşehir’i zapt etti.
#17
SORU: I. Murad’ın ölüm haberini fırsat bilerek Osmanlı ile vasallik bağlarını koparmak isteyen Türkmen beyliklerinin girişimlerine engellemek amacıyla Yıldırım Bayezid neler yapmıştır?
CEVAP: Yıldırım Bayezid’in bu girişimlere cevabı sert oldu. 1389-1390 kışında sefere çıkan Osmanlı padişahı, Saruhan, Aydın, Menteşe, Hamid ve Germiyanoğulları topraklarını Osmanlı idaresine bağladı. I. Bayezid, daha önceki uygulamaların aksine, zapt ettiği Türkmen arazisindeki yönetici aileleri yine itibarlı konumlarda muhafaza etmekle beraber bu bölgelerin idaresini doğrudan Osmanlı başkentinden tayin edilen isimlere bıraktı. Bu şekilde sancak teşkilatı uygulaması Anadolu’nun batı kesimine yayıldı. I. Bayezid, 1390 Mayıs’ında Anadolu seferine devam edip Karamanoğulları üzerine yürüdü. Karamanoğlu Alâeddin Bey tarafından taht değişikliği esnasında ele geçirilen Beyşehir’i geri aldı.
#18
SORU: Yenişehir Antlaşması sonucunda hangi toprak kaybedilmiştir?
CEVAP: 1444 yılında akdedilen Yenişehir Antlaşması’yla Hamid-ili toprakları Karamanoğulları’na terk edildi.
#19
SORU: II. Murad’a kaybettiği itibarını geri kazandıran Varna Zaferi’nde II. Murad’ın ordunun başına geçiş süreci nasıl yaşanmıştır?
CEVAP: Osmanlı yönetiminde ciddi bir ağırlığı olan Çandarlı Halil Paşa, başvurduğu politik manevralarla II. Murad’ı inzivaya çekildiği Bursa’dan ayrılıp Osmanlı ordusunun başına geçmeye ikna etti. Osmanlı ricaline kırgın olan II. Murad, serdar-ı ekremliği kabul etmede epeyce tereddüt etse de, nihayet ordunun başına geçtiğinde Osmanlı ülkesinin padişahı resmen oğlu II. Mehmed’di.
#20
SORU: Varna zaferi ile II. Murad’ın tahtına kavuşmasından sonra yaptığı ilk icraatlar neler olmuştur?
CEVAP: II. Murad, tahtına kavuşmasının ardından Mora topraklarına bir sefer düzenledi. Buradan Arnavutluk’a yönelen Osmanlı padişahı, uzun süredir Osmanlı egemenliğine direnen iskender Bey’in peşine düştü. II. Murad, Sofya’ya döndüğünde Macar askerî lideri Hünyadi Yanoş’un asi Arnavut beyiyle birleşmek üzere harekete geçtiğini haber alınca Kosova’ya çıktı.
#21
SORU: Timurlu Şahruh, Timurlu sarayında esir bulunan Osmanlı Şehzadesi Mustafa’yı trabzona hangi amaçla yollamıştır?
CEVAP: Timurlu Şahruh, Osmanlı saltanatının güçlenerek Anadolu’daki siyasî dengeyi bozmasını istemiyordu. Timurlu sarayında tutsak bulunan Osmanlı şehzadesi Mustafa, 1415 başlarında Trabzon’a yollanarak I. Mehmed’le kardeşi arasında bir taht kavgası başlatıldı. Büyük ağabey Mustafa, deniz yoluyla vardığı Eşâk’ta Mircea tarafından karşılanıp ağırlandı. Mircea, I. Bayezid tarafından Eşâk tahtına oturtulan Vlad’ı 1397’de yenilgiye uğratıp yeniden prensliğin başına geçmişti. Mustafa’nın sahneye çıkışı, dinî motişerle süslü toplumsal ayaklanmalarla birleşince I. Mehmed’in varlığını tehdit eden bir hal aldı. Taht iddiacısı Mustafa, Rumeli’deki uç beylerini kendi safına çekmekte başarısız olunca İstanbul’a sığındı. 1416 baharında Bizans imparatoru tarafından Selanik’e gönderilen Mustafa, ilk başta Makedonya sınırlarında kalan Serez’i ele geçirme başarısını gösterse de, bir kez daha yeterli sayıda taraftar bulamayıp Selanik’e dönmek zorunda kaldı. Bu arada Şeyh Bedreddin önderliğinde 1416 yazı ve sonbaharında Batı Anadolu ve Rumeli’de Deliorman’da çıkan isyanlar, doğrudan Osmanlı saltanatını hedef alan bir mahiyet arz ediyordu.
#22
SORU:
Fetih siyaseti nedir ?
CEVAP:
Fetih siyaseti: Çeşitli gerekçelerle izlenen uzlaşmacı barış siyasetinin aksine, Osmanlı Devleti’nin sınırlarını genişletmek için
yeni topraklar zapt etme anlayışının genel ismidir.
#23
SORU:
Sancak nedir ?
CEVAP:
Sancak: Merkezden tayin edilen bir beyin yönetimine bırakılan idarî bölge.
#24
SORU:
Osmanlı'nın Bizans sarayı üzerindeki denetimi ne zaman arttı ?
CEVAP:
I. Kosova Savaşı
#25
SORU:
Haraçgüzar ne demektir ?
CEVAP:
İkili anlaşmalar gereği siyasî varlığını devam ettirmek için himayesi altına girdiği devlete yıllıkvergi ödeyen devlet veya hükümdar.
#26
SORU:
I. Bayezid, Karamanoğlu Alâeddin Bey’i hangi savaşta mağlup etti ?
CEVAP:
Akçay Savaşı
#27
SORU:
Kapıkulu nedir ?
CEVAP:
Başta yeniçeriler olmak üzere, doğrudan padişahın şahsına bağlı
görev yapıp devlet hazinesinden maaş alan asker veya sivil hizmetlilerin tümü.
#28
SORU:
Örfî Hukuk nedir ?
CEVAP:
Örfî Hukuk: Osmanlı sultanlarının İslam şeriatı sınırları içinde kalmak şartıyla güncel meseleleri düzenlemek amacıyla çıkardıkları genellikle toprak idaresi ve vergilendirmeye ilişkin yasalar bütünü.
#29
SORU:
Fetret Devri neye denir ?
CEVAP:
Osmanlı tarihinde Yıldırım Bayezid’in mağlubiyeti ve vefatıyla başlayan ve onun oğulları arasında mücadeleyle geçen, karışıklıklar ve belirsizliklerle kendisini gösteren döneme genellikle “fetret devri” denir.
#32
SORU:
Hilat nedir ?
CEVAP:
Hilat: Giyinildiği takdirde bir hükümdarun üstün hâkimiyetinin kabul edildiğini simgeleyen kaftan.
#33
SORU:
Tabur Cengi nedir ?
CEVAP:
XV. yüzyılda Bohemyalılar tarafından geliştirilen ve silahlı arabaları birbirine zincirlemek suretiyle süvari hücumlarına karşı aşılması zor bir müdafaa sağayan askerî taktik.
#34
SORU:
Hurufîlik nedir ?
CEVAP:
Fazlullah Esterâbâdî (1340-1394) tarafından kurulan sapkın bir İslam tarikatı.
#35
SORU:
Şahinler neye denir ?
CEVAP:
Siyaset biliminde siyasî anlaşmazlıkları askerî müdahalelerle çözme taraftarı olan atılgan ve girişimci politik grupları tanımlayan bir terim.
#36
SORU:
Serdar-ı ekrem neye denir ?
CEVAP:
Sultanın bizzat katılmadığı seferlerde Osmanlı ordusunun başında bulunan en yetkili komutan, başkumandan.
#37
SORU:
Temelde tabur cenginin geliştirilmesine dayanan, yeniçerilerin ateşli silahlarını daha etkili
kullanabilmek için birbirine zincirli develer veya toplar gibi sabit müdafaa hatlarının arkasına düzenli biçimde dizildiği muharebe sistemine ne ad verilir ?
CEVAP:
Düstûr-ı Rûmî
#38
SORU:
XVI- XVII. yüzyıllarda, Osmanlıların doğulu komşuları tarafından eski Roma topraklarından gelen Osmanlı unsurlarını tanımlamak için hangi terim kullanılıyordu ?
CEVAP:
Rûmî
#39
SORU:
Yazıcızâde Ali tarafından kaleme alınıp II. Murad'a atfedilen eser hangisidir ?
CEVAP:
Selçuknâme
#40
SORU:
II. Kosova Savaşı ne zaman kimler arasında olmuştur ?
CEVAP:
17-20 Ekim 1448-Osmanlılar ve Macarlar