SOSYOLOJİDE YAKIN DÖNEM GELİŞMELER Dersi Richard Sennett: Kamusal İnsanın Çöküşünden Yeni Kapitalizmin Kültürüne soru cevapları:

Toplam 61 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

 Richard Sennett kimdir?


CEVAP:

Richard Sennett (1943-) 1943 yılında Chicago’da
doğan Richard Sennett eğitimini Chicago ve Harvard
Üniversiteleri’nde tamamlamıştır. 1970 yılında New York
Üniversitesi’nde New York Beşeri Bilimler Enstitüsü’nün
kurucularından biri olmuştur. Harvard ve New York
Üniversiteleri ile London School of Economics’te
çalışmaya devam ederken 1980’lerde UNESCO’ya
danışmanlık yapmış, ayrıca Amerikan Çalışma
Konseyi’nin başkanlığını üstlenmiştir. Sennett New York
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak
çalışmalarına devam etmekte, ayrıca Londra’da London
School of Economics’de ders vermektedir. Özellikle kent
sosyolojisi, kapitalizmin değişen karakteri ve çalışanlar
üzerindeki etkileri, bedenin tarihi üzerine çalışmaları
bulunan Sennett’in eserlerinin büyük bölümü Türkçe’ye
de çevrilmiştir.


#2

SORU:

R. Sennett’in Türkçe yayımlanmış kitapları var mıdır?


CEVAP:

Richard Sennett’in Türkçe yayımlanmış kitapları
arasında;
• Kamusal İnsanın Çöküşü (1996),
• Gözün Vicdanı, Kentin Tasarımı ve Toplumsal
Yaşam (1999),
• Ten ve Taş (2002),
• Otorite (2005),
• Saygı (2005),
• Karakter Aşınması (2008),
• Yeni Kapitalizmin Kültürü (2009) ve
• Zanaatkâr (2009) sayılabilir.


#3

SORU:

 Richard Sennett’e göre kentin en önemli özelliği
nedir?


CEVAP:

Richard Sennett’e göre kentin en önemli özelliği,
kişisel farklılıkları gizlemeden ve kişisel değerleri
Başkasına dayatmadan başkalarıyla ilişki kurma fırsatı
veren bir kamusal alan olmasıdır.


#4

SORU:

Sennett, Gözün Vicdanı (1999) adlı kitaplarında
nelerden bahsetmektedir?


CEVAP:

Sennett, kent tasarımının toplumsal yasam
üzerindeki etkilerini incelediği Gözün Vicdanı adlı
eserinde, modern kültürün “iç” ve “dış” arasında bir
ayrımdan kaygı olduğunu belirtir. “Açılma korkusu”ndan
kaynaklanan bu ayrım, öznel yaşantı ile sosyal yaşantı
arasında, benlik ile kent arasındadır. Kentte insan ilişkileri
alışveriş ve turizm etkinliklerine indirgenerek, kent
anlamsızlaştırılmış ve kimliksizleştirilmiştir. İnsanlar bu
duruma gönüllü olarak katlanır görünmektedir. Açılma,
incinme olasılığını içerir. Bu nedenle, kentli insan temkinli
olmakta ve açılmaktan korkmaktadır


#5

SORU:

Sennet’e göre modern kültürün sorunu nedir?


CEVAP:

Sennet’e göre, modern kültürün sorunu, kamusal
mekânların nasıl düzenleneceği, kişiliksizliğin ve
kimliksizliğin nasıl giderileceği ve kentsel mekânın
yeniden insan yaşantısının bir boyutu haline nasıl
getirileceğidir.


#6

SORU:

Sennett Düzensizliğin Kullanımları: Bireysel Kimlik ve
Kent Yaşamı adlı çalışmasında hangi konu üzerinde
durmaktadır?


CEVAP:

Sennett, Düzensizliğin Kullanımları: Bireysel
Kimlik ve Kent Yaşamı adlı çalışmasında sınıf, kent
yasamı ve kimlik üzerinde durmaktadır.


#7

SORU:

Sennett’in Kamusal İnsanın Çöküşü (1996) kitabında
neleri ele almaktadır?


CEVAP:

Kamusal İnsanın Çöküşü (1996) kitabında ise
modern toplumda kamusal ve özel yaşamın değişen
dengelerini ele almaktadır.


#8

SORU:

Sennett, Yeni Kapitalizm Kültürü (2009) ve Karakter
Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki
Etkileri (2008) adlı kitaplarında nelerden bahsetmektedir?


CEVAP:

Sennett, Yeni Kapitalizm Kültürü (2009) ve
Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik
Üzerindeki Etkileri (2008) adlı kitaplarında ise yeni
kapitalizmin çalışanlardan esneklik, değişime ve yeniliğe
açık olma, seri hareket etme, rekabetçi olma, risk alabilme
ve belirsizliklerle Baş edebilme gibi beklentilerinin
çalışanlar üzerindeki etkilerini konu edinir. Yeni
kapitalizmin çalışma koşullarının kişisel bazı sonuçları
olduğunu; esneklik, kontrol, merkezileşme, değişim, uzun
süreli bağlılığın ortadan kalkması gibi nedenlerle bireylerin
yönlerini kaybettiklerini ifade eder. Çalışma koşullarının
sürekli olarak değişmesi ve esnekleşmesi bireylerin
duygusal ve psikolojik iyiliklerini tehdit etmektedir.


#9

SORU:

Sennett, Yeni Kapitalizm Kültürü (2009) ve Karakter
Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki
Etkileri (2008) adlı kitaplarında nelerden bahsetmektedir?


CEVAP:

Sennett, Yeni Kapitalizm Kültürü (2009) ve
Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik
Üzerindeki Etkileri (2008) adlı kitaplarında ise yeni
kapitalizmin çalışanlardan esneklik, değişime ve yeniliğe
açık olma, seri hareket etme, rekabetçi olma, risk alabilme
ve belirsizliklerle Baş edebilme gibi beklentilerinin
çalışanlar üzerindeki etkilerini konu edinir. Yeni
kapitalizmin çalışma koşullarının kişisel bazı sonuçları
olduğunu; esneklik, kontrol, merkezileşme, değişim, uzun
süreli bağlılığın ortadan kalkması gibi nedenlerle bireylerin
yönlerini kaybettiklerini ifade eder. Çalışma koşullarının
sürekli olarak değişmesi ve esnekleşmesi bireylerin
duygusal ve psikolojik iyiliklerini tehdit etmektedir.


#10

SORU:

Sennett’in Kamusal İnsanın Çöküşü adlı eserinde neler
anlatılmaktadır?


CEVAP:

Sennett, Kamusal İnsanın Çöküşü (1996)
eserinde modern toplumda kamusal ve özel yaşamın
tarihsel süreç içerisinde nasıl farklılaştığını inceler.


#11

SORU:

Kamusal Yapısal Dönüşümü adlı çalışmasında
Habermas nelerden bahsetmektedir?


CEVAP:

Kamusallığın Yapısal Dönüşümü adlı
çalışmasında Habermas, kamusal alanın tarihsel oluşumunu,
dönüşümünü ya da yozlaşmasını anlatır. Faklı bir ifadeyle,
17. yüzyıl sonunda, feodalizme ve merkezi devlete karşı,
akılcı-eleştirel bir tartışma zemini etrafında oluşan, görece
eşitlikçi yapıdaki bir kamusallıktan, 20. yüzyıl başında,
modern refah devletinin ortaya çıkmasıyla, kamusal alanın
eşitlikçi niteliğinin azalmasına dek geçen süreci analiz eder.


#12

SORU:

Habermas kamusal alanı kaç dönem çerçevesinde
incelemektedir?


CEVAP:

Habermas, kamusal alanı iki dönem çerçevesinde
inceler:
• Rekabetçi pazar anlayışı ve birey temelli liberal
kapitalizmin hakim olduğu, Habermas tarafından
oldukça idealleştirilen, burjuva kamusal alanın
ortaya çıkışının ve kurumsallaşmasının yaşandığı
birinci dönem.
• Birinci dönemde oluşan eşit katılım, herkes için
ulaşılabilir olma, rasyonal-eleştirel tartışma gibi
ideal ilkelerin yozlaştığı, gelişmiş örgütlü
kapitalizmin hakim olduğu sosyal refah devleti
dönemini içeren ikinci dönem


#13

SORU:

Habermas feodal devletten modern devlete geçişi nasıl
nitelendirir?


CEVAP:

 Habermas, feodal devletten modern devlete
geçişi, ‘temsili kamu’dan ‘kamu otoritesine’ geçiş olarak
nitelendirir.


#14

SORU:

Sennett’e göre kamu ya da kamusal alan nedir?


CEVAP:

Sennett’e göre, kamu ya da kamusal alan, aile ve
yakın arkadaş ortamı dışında kalan yaşam bölgesi
anlamına gelir.


#15

SORU:

Sanayi kapitalizminin ortaya çıkardığı kentlerdeki
ortak kullanım ve karşılaşma alanları olarak
kahvehaneler, parklar ve mağazalar nelerin ortaya
çıkmasını ve neyin dönüşmesinde önemlidir?


CEVAP:

Sanayi kapitalizminin ortaya çıkardığı kentler,
kentlerdeki ortak kullanım ve karşılaşma alanları olarak
kahvehaneler, parklar ve mağazalar kamusal alanın ortaya
çıkmasında ve aynı zamanda dönüşmesinde önemli
mekânlardır


#16

SORU:

Kozmopolit kimdir?


CEVAP:

Kozmopolit, köksüz olandır, yaşadığı
coğrafyayla kurduğu ilişkilerle kimliğini
açıkla(ya)mayandır, bir yabancıdır. “Başka bir dünyadan
gelen bir yaratık değil, bir meçhuldür.” Sennett, bir
anlamda “yabancının” hem toplumsal hem de kişisel
yaşamlarımızdan silinişinin, yani “kozmopolit”in yavaş
yavaş ölüşünün hikayesini anlatır


#17

SORU:

Sennett’e göre, 18. yüzyıl sonunda meydana gelen
değişimde rol oynayan etkenler nelerdir?


CEVAP:

18. yüzyıl sonunda meydana gelen büyük
devrimler ve sanayi kapitalizminin yükselişinin ardından
kamusal ve özel olana dair fikirlerde temel bir değişim
belirir. Sennett’e göre, bu değişimde rol oynayan üç etken
söz konusudur:
• Birincisi, büyük şehirlerdeki kamusal yaşam ile
19. yüzyıl sanayi kapitalizminin girdiği ikili
ilişkiydi.
• İkincisi, 19. Yüzyıldan Başlayarak, insanların
yabancıyı ve bilinmeyeni yorumlama tarzını
etkileyen yeni bir sekülerizm anlayışının
oluşturulmasıydı.
• Üçüncüsü ise ancien régime’de (eski rejim)
bizzat kamusal yaşamın yapısından meydana
gelen ve sonraları bir zayıflık haline dönüşmüş
bir güçtü.


#18

SORU:

Sennet’e çağdaş toplumun kamusal sorunu nedir?


CEVAP:

Senett’e göre, çağdaş toplumun kamusal sorunu:
Kişisel olmayan davranışlar ve meseleler güçlü bir
heyecan uyandırmazlar; davranışlar ve konular ancak
insanlar onları kişilik sorunlarıymış gibi ele aldıklarında
heyecan uyandırırlar.


#19

SORU:

Sennet’e göre esnek örgütlenmeyi anlatınız


CEVAP:

Küresel düzeyde sermayenin, tarihte hiç olmadığı
kadar esnek örgütlenme imkânına kavuşması, üretim
sürecinin her anlamda esnekleştirilmesiyle eş zamanlı
olarak emeğin de esnek hale getirilmesi emeğin niteliğini
ve doğasını değiştirmiştir. Yeni kapitalizm özellikle
çalışanlar üzerinde var olan katı kontrol biçimlerinin
yerine esnek, yeni kontrol biçimlerini dayatmaktadır.
Çalışanların sadece iş yaşamlarını değil aynı zamanda
günlük yaşam pratiklerini de değiştiren esnek çalışma
koşulları Sennett’e göre bireyin kişilik yapısı üzerinde
birtakım olumsuz sonuçlara, kısaca “karakter aşınması”na
neden olmaktadır. İşte yeni kapitalizmin emek üzerindeki
bu olumsuz etkileri üzerine odaklanan Sennett yeni
kapitalizm kültürünün çalışanlara özgürlük getirmediğini
belirtir. Aksine sendikaların gücü azaldıkça ve
“güvencesiz bir esneklik” hakim hale geldikçe
çalışanlardan ziyade kapitalizmin gücü artmaktadır.


#20

SORU:

İş ilanlarında aranan niteliklerin en başında neler yer
almaktadır?


CEVAP:

Artık iş ilanlarında aranan niteliklerin en başında
aşağıdaki özellikler gelmektedir:
• “insan ilişkilerinde beceri sahibi,”
• “uyumlu”
• “kişilerarası eğitime açık olunması,
• seyahat engeli olmaması
• “ekip çalışmasına yatkın olunması”


#21

SORU:

Sennett, bürokrasinin demir kafesini parçalamanın
beraberinde getirdiği yapısal değişimlerin kaç temel
eksiklik yarattığını belirtir?


CEVAP:

Sennett, “bürokrasinin demir kafesini
parçalamanın beraberinde getirdiği yapısal değişimlerin üç
temel eksiklik yarattığını” belirtir:
• Düşük kurumsal sadakat,
• İşçiler arasında enformel güvenin azalması,
• Kurumsal bilginin zayıflaması.


#22

SORU:

Düşük kurumsal sadakat nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Eğer kurum çalışanına kısa dönemli sözleşmeler
öneriyorsa, her yıl sözleşmelerin yenilenip
yenilenmeyeceği belirsizliğini koruyorsa ya da bir gün
sözleşmenin feshedildiği bildiriliyorsa kuruma sadakat
haliyle ya düşük olacak ya da hiç olmayacaktır. Ani
değişimlerin yaşandığı piyasada artık işveren ve çalışan
arasında karşılıklı sadakate yer yoktur.


#23

SORU:

 İşçiler arasında enformel güvenin azalması nasıl
açıklanabilir?


CEVAP:

 İşçiler arasında ilişkiler örgütsel olarak o denli
zayıf kurulur ki herhangi bir kriz anında beklenen
dayanışma ve işbirliği gibi temel güven sağlayıcı unsurlar
oluş(a)maz. Dolayısıyla asgari insan ilişkilerinin bile
yerleşemediği kurumsal yapılar ortaya çıkar.


#24

SORU:

Kurumsal bilginin zayıflaması nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Eski bürokratik piramitte çalışanların her birinin
ne yapacağı net bir şekilde tanımlandığı için sistemin
işleyişine dair bilgi birikimi sabitti. Ancak yeni durumda
çalışanların ne yapacakları piyasanın beklentisine göre
yapılandırıldığı için bilgi birikimi de değişkenlik
göstermektedir. Bu nedenle kurumsal bilginin zayıflaması
söz konusudur.


#25

SORU:

“İşe yaramazlık kabusu” olarak durumu Sennett nasıl
anlatmaktadır?


CEVAP:

Sennett’in “işe yaramazlık kabusu” olarak
tanımladığı durum, insanların vasıfları ve ne işe
yaradıklarına ilişkin algılarıyla ilişkilidir.


#26

SORU:

 Sennett “işe yaramazlık kabusu”nun nedenlerini kaç
başlık altında toplamaktadır?


CEVAP:

Sennett “işe yaramazlık kabusu”nun nedenlerini
üç başlık altında toplamaktadır:
• Küresel emek arzı,
• Otomasyon,
• Yaşlanmanın yönetimi.


#27

SORU:

Küresel emek arzı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

 Yeni kapitalizm emek nerede ucuzsa orada
örgütlenmeye gitmektedir. Bu nedenle gelişmiş merkez
ülkelerden, gelişmekte olan çevre ülkelere doğru bir
kayma söz konusudur. Sennett örnek olarak
Hindistan’daki çağrı merkezlerini göstermektedir.
Türkiye’de benzer bir yöneliş özellikle çağrı merkezi
sektöründe yaşanmış, çağrı merkezleri İstanbul gibi
emeğin ve maliyetlerin daha pahalı olduğu bir kentten,
benzer vasıflara sahip emek gücünün olduğu Türkiye’nin
doğusundaki illere doğru kaydırılmıştır


#28

SORU:

 Otomasyon nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Otomasyon her anlamda esnekliğin en önemli
aracı haline gelmiştir. Talepteki ani artış ve düşüşe çok
hızlı yanıt verebilme yeteneği sayesinde emekten de
tasarruf edilmesine olanak tanımaktadır. Makinelerin
insanlardan daha verimli araçlar haline gelmesi ve
ekonomi yaratması “işe yaramazlık kabusu”nu
derinleştirmektedir.


#29

SORU:

Yaşlanmanın yönetimi nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Bir beceri edinildiğinde ya da herhangi bir işin
mesleki anlamda eğitimi alındığında, o becerinin ya da
eğitimin geçerlilik süresini ayarlamak tamamen piyasanın
vicdanına bırakılmış durumdadır. Bir mühendisin
üniversitede aldığı eğitimin piyasada ne kadar geçerli
olacağı tartışmalı bir hale gelmiştir. Reklam sektöründe
çalışanlarınsa yaratıcılığının yaşa bağlı olarak sektörel
anlamda çok daha erken tüketildiğini söylemek olasıdır.
Bu anlamda sürekli bir eğitim ve kendini yenileme
durumu zorunlu hale gelmektedir. Esnek firmalarda
sürekli genç olanlarla bir yer değiştirme söz konusudur
zira genç olan hem daha ucuz hem de daha az sorunludur.


#30

SORU:

 Sennett kamusal alanın işe yaramazlık kabusunu ya da
belirsizliğini hafifletebilecek çözüm önerilerinden önce
insanların yeteneklerini tanımlayan hangi kavramlardan
bahseder?


CEVAP:

: Sennett kamusal alanın işe yaramazlık kabusunu
ya da belirsizliğini hafifletebilecek çözüm önerilerinden
önce insanların yeteneklerini tanımlayan iki kavramdan
bahseder:
• Zanaattçılık/zanaattkârlık ve
• Meritokrasi.


#31

SORU:

Sennett’e göre Zanaatçılık/ zanaatkârlığı anlatınız.


CEVAP:

Zanaattçılık/zanaattkârlık, Sennett’e göre,
gündelik yaşamda kullanageldiğimiz eşyaları güzelce
yapabilme becerisi olarak yüksek derecede gelişmiş bir
beceri üzerine kuruludur. Zanaatkârlık sanayi toplumunda
ortadan kalkmış gibi görünse de aslında halen varlığını
korumaktadır. Çünkü zanaatkârlık temelde “bir şeyi o
şeyin kendisi için iyi yapma” ve “kendi iyiliği için bir
görevi güzel yapma arzusu”na dayanır. Dolayısıyla
Sennett’e göre bir bilgisayar programcısının, doktorun,
ressamın işine yarayabilir, hatta yurttaşlık ve ebeveynlik
bile “ustalıklı bir hüner” olarak icra edildiğinde daha etkin
olur. Kendi içinde anlamlı bir şey yapmak olarak
“nesneleştirme” zanaatçılık tarafından vurgulanan bir
durumdur. Zanaatçı herhangi bir şey üretirken, o ürünün
nesne olarak kendisine odaklanır. Bu anlamda
nesneleştirme önemlidir. Çünkü en vasıfsız bir işçinin bile
kendi içinde anlamlı bir somut üretimi ve günün sonunda
işini iyi yapmış olmanın verdiği huzur aslında işiyle gurur
duyması için yeterlidir. Ancak Sennett’e göre “Bu şekilde
anlaşıldığında zanaatçılık esnek kapitalizm kurumları
içinde huzursuzca oturur”. Bu nedenle sürekli bir değişim
üzerinden işleyen esnek kapitalizmde meritokrasi önem
kazanmıştır


#32

SORU:

Meritokrasi yönetimi anlatınız


CEVAP:

üstünlüğüne, liyakat’a dayandığı yönetim
biçimidir. Sosyolojik olarak ise bireylerin toplumda
yetenekleri göz önünde bulundurularak rollerini
gerçekleştirdikleri duruma verilen addır. Meritokrasi,
Sennett’e göre modern öncesi toplumlarda mirasla ilintili
bir kavramdı. Bu toplumlarda sadece toprak değil; statüler
de birer mülktü. Yani, statüler, mevkiler yeteneğe göre
değil miras yoluyla elde edilirdi. Mevkilerin miras yoluyla
devredilebildiği bir ortamda yeteneğin o kadar da önemi
yoktu. Ancak zaman içinde yeteneğin önemi görüldü.
Şimdi modern zamanlarda ise yetenek yeni bir toplumsal
eşitsizlik biçimi ortaya çıkarmıştır. “Yaratıcı ve zeki
olmak, Başkalarından üstün, daha değerli bir insan olmak
anlamına” gelmektedir. Sennett’e göre zanaatçılıktan
meritokrasiye geçit burada gizlidir. Yeni kapitalizmin
kültüründe yetenek çeşitli “nesnel” testler ile
ölçülmektedir. Bu testler sonucunda yeterli ya da yetersiz
olmak bireyi mevcut iş piyasasının içerisine alabilir ya da
tamamen dışına atabilir. Bugün pratikte pek çok şirkete ya
da kamu kurumuna Başvuruda bulunulduğunda bile pek
çok testten ve sınavdan geçilmek zorundadır.


#33

SORU:

Sennett’in “Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin
Kişilik Üzerindeki Etkileri” adlı çalışmasında yeni
kapitalizmi açıklayınız.


CEVAP:

Sennett, “Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde
İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri” adlı çalışmasında yeni
kapitalizm olarak nitelendirdiği esnek üretim biçiminin
yaygınlaşması, işin ve çalışma zamanlarının esnekleşmesi
gibi faktörlerin karakter üzerindeki yansımalarını ele alır.
Esnek üretim ve yönetim biçimlerine dair öne sürülen
olumlu argümanlardan farklı olarak Sennett, esnek
üretimin ve buna bağlı olarak işyerinde ortaya çıkan hızlı
değişmelerin işgücü üzerinde zihin bulanıklığına yol
açtığını, işçilerin aidiyet duygularını ve kimliklerini alt-üst
ettiğini ve tüm bu değişime çaresizce ayak uydurmaya
çalışırken yönlerini kaybettiklerini Amerikalı işçilerin
hikâyeleri üzerinden göstermeye çalışır.


#34

SORU:

Sennett karakter aşınmasını nasıl çözümlemektedir?


CEVAP:

Sennett, karakter aşınmasını yeni kapitalizmin
kişilik üzerindeki etkileri çerçevesinde çözümler.


#35

SORU:

 Rutin zaman köleliği ile ilgili bilgi veriniz


CEVAP:

Modern toplumların en önemli özelliklerinden
biri işin düzenlenmesinde yarattığı rutindir. Çalışma
yaşamında herkesin görev tanımları yapılmış olması hem
işin hem de zamanın bir rutine sahip olmasını beraberinde
getirmiştir. Ancak esnekleşme zamanın ve işin de
esnekleşmesine neden olmaktadır. Sennett’ göre, rutin,
bireyin karakterinin pasifleşmesine yol açmaktadır.
Modern toplumda vasıfsız işlerde çalışan uzmanlaşmış
işçiler çalışmayı rutinleştirdiği gibi, çalışma zamanını da
rutinleştirir. Aslında gerçekleşen şey çalışma zamanının
rutinleşmesidir. Ancak Sennett’e göre “rutin zaman
köleliği” pasifçe kabullenilmemiştir. İşçiler işyerindeki
zaman-iş kontrollerini sabote etmekte çeşitli yöntemler
geliştirmişlerdir. Bir işyerinde giriş-çıkışlarda imza
atılması ya da kart basılması uygulamasıyla mesai saatleri
denetimi yapılsa da sigara yasağı nedeniyle çalışanların,
çalıştıkları mekân dışında sigara içmeye çıkmaları ve bu
zamanı da uzatmaları buna örnek olarak gösterilebilir. Bu
örnekte görüldüğü gibi, ‘rutin’ kırılabilir bir öğe
olabilmektedir. Yine de, Sennett’e göre, rutin yok oluyor
da değildir. “Yeni çıkan esneklik söylemi ekonominin en
dinamik sektörlerinde rutinin yok olmak üzere olduğunu
ima ediyor. Ancak çalışanların büyük çoğunluğu hala
Fordizm çemberinde hapis”tir.


#36

SORU:

Sennet ideal anlamda esnekliği nasıl değerlendirir?


CEVAP:

Sennett ideal anlamda esnekliği insanın “değişen
koşullara uyum sağlayarak, onlardan zarar görmemesi”
ölçüsünde değerlendirir.


#37

SORU:

Klasik anlamdaki sınıf bilincinin ve aidiyetinin Kıta
Avrupası’nda ve Amerika’da geçmişten günümüze farklı
algılandığı bilinmektedir. Bunları açıklayınız


CEVAP:

 Klasik anlamdaki sınıf bilincinin ve aidiyetinin
Kıta Avrupası’nda ve Amerika’da geçmişten günümüze
farklı algılandığı bilinmektedir. ABD’de “sınıf bir kişisel
karakter meselesi olarak algılanır” Avrupalılar kendi
sınıfsal konumlarını “objektif toplumsal koşullar” ve
kriterler üzerinden değerlendirirlerken, ABD’de bireyler
“ırk ve etnisite” üzerinden değerlendirirler. İşin
karakterinin değişmesi, esnek üretimin ve uzmanlaşmanın
teknolojik üretim araçlarıyla yoğunluk kazanması aslında
işçilerin yapılan iş karşısındaki konumunu da etkilemiştir.
İş bilgisayarlara ve makinelere bağımlı hale geldikçe,
işçinin emeğinin sınırları daraltıldıkça, yapılan işe karşı
bağlar da zayıflamıştır.


#38

SORU:

Günümüzde risk alma durumu neyi ifade eder?


CEVAP:

 Günümüzde risk kavramı sadece kapitalist
girişimcilerin gündeminde değildir, aksine “kitleler
tarafından her gün omuzlanması gereken bir sorumluluk”
haline gelmiştir. Esnekleşen iş organizasyonlarının parçası
olan çalışanlar kendi geleceklerini sağlama alma kaygısı
içinde artık risk almak zorundadır.


#39

SORU:

İş yaşamındaki karakter aşındırıcılar nelerdir?


CEVAP:

İş yaşantısındaki süreksizlik, bireysel olarak risk
almayı zorunlu hale getirdiği için, sürekli bir iş değiştirme,
farklı pozisyonlar yaratma ve bu pozisyonları
değerlendirme anlamına gelmektedir. Sürekli olarak yeni
bir işletmede yeni bir pozisyonda işe başlamak, her
defasında sanki sıfırdan başlıyormuşçasına hareket etmek,
yani sürekli risk altında yaşamak, Sennett’e göre, bu
durum karakter aşındırıcıdır.


#40

SORU:

Sennet risk alarak iş değiştirme yoluna gidenler ile
ilgili ne düşünmektedir?


CEVAP:

Risk alarak iş değiştirme yoluna gidenlerin büyük
ölçüde ücret artışına yönelik umutları olduğunu
vurgulayan Sennett, aslında bu durumun çok da gerçeği
yansıtmadığını söyler. Bu anlamda çalıştığı firmayı
değiştiren çalışanlar genellikle bu durumdan zararlı
çıkmaktadır. Ancak yine de risk almak mevcut sistem
içinde bir zorunluluk olarak dayatılmaktadır.


#41

SORU:

Sennett'in kent tasarımının toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini incelediği eserinin adı nedir?


CEVAP:

Sennett, kent tasarımının toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini incelediği eseri Gözün Vicdanı'dır.


#42

SORU:

Sennett, Düzensizliğin Kullanımları: Bireysel Kimlik ve Kent Yaşamı adlı çalışmasında ne üzerinde durur?


CEVAP:

Sennett, Düzensizliğin Kullanımları: Bireysel Kimlik ve Kent Yaşamı adlı çalışmasında sınıf, kent yaşamı ve kimlik üzerinde durur.


#43

SORU:

Sennet, Kamusal İnsanın Çöküşü kitabunda modern toplumda kamusal ve özel yaşamın değişimini nasıl ele almaktadır?


CEVAP:

Sennett’e göre, modern batılı kentlerde kamusal alan canlılığını kaybetmiş, narsist bir kişilik gelişmiş ve kentlerin topluluklara parçalanması sonucunda mahrem bir toplum ortaya çıkmıştır.


#44

SORU:

Sennett, Yeni Kapitalizm Kültürü (2009) ve Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri (2008) adlı kitaplarında kapitalizm sürecini hangi yönden ele almaktadır?


CEVAP:

Sennett, Yeni Kapitalizm Kültürü (2009) ve Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri (2008) adlı kitaplarında ise yeni kapitalizmin çalışanlardan esneklik, değişime ve yeniliğe açık olma, seri hareket etme, rekabetçi olma, risk alabilme ve belirsizliklerle baş edebilme gibi beklentilerinin çalışanlar üzerindeki etkilerini konu edinir. Yeni kapitalizmin çalışma koşullarının kişisel bazı sonuçları olduğunu; esneklik, kontrol, merkezsizleşme, değişim, uzun süreli bağlılığın ortadan kalkması gibi nedenlerle bireylerin yönlerini kaybettiklerini ifade eder. Çalışma koşullarının sürekli olarak değişmesi ve esnekleşmesi bireylerin duygusal ve psikolojik iyiliklerini tehdit etmektedir. 


#45

SORU:

Sennett, Kamusal İnsanın Çöküşü (1996) eserinde neyi konu edinmektedir?


CEVAP:

Sennett, Kamusal İnsanın Çöküşü (1996) eserinde modern toplumda kamusal ve özel yaşamın tarihsel süreç içerisinde nasıl farklılaştığını inceler. Kamusallık/kamusal alan, özel alan, aile ve mahremiyet olgularının ve bu olgulara yönelik algıların geçirdiği dönüşümü Paris ve Londra’daki kent yaşamı, gündelik hayat ve davranış kalıpları bağlamında ele alır. Sennett, bu dönüşümü ayrıca sanayileşme, kapitalizm ve sekülerleşme olgularıyla ilişkilendirerek analiz eder. Bu analizde kapitalizmin kamusal alanın dönüşümünde ve çöküşünde meydana getirdiği değişimler merkezî önemdedir. 


#46

SORU:

Habermas’ın Kamusallığın Yapısal Dönüşümü adlı çalışması neyi konu edinir?


CEVAP:

Habermas, kamusal alanın tarihsel oluşumunu, dönüşümünü ya da yozlaşmasını anlatır. Faklı bir ifadeyle, 17. yy sonunda, feodalizme ve merkezî devlete karşı, akılcı-eleştirel bir tartışma zemini etrafında oluşan, görece eşitlikçi yapıdaki bir kamusallıktan, 20. yy başında, modern refah devletinin ortaya çıkmasıyla, kamusal alanın eşitlikçi niteliğinin azalmasına dek geçen süreci analiz eder.


#47

SORU:

Habermas’a göre, tarihsel olarak burjuva kamusal alanı nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

Habermas’a göre, tarihsel olarak burjuva kamusal alanı 17. ve 18. yüzyıllarda devlet-kapitalizm ilişkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.


#48

SORU:

Habermas, özel alanın ekonomik alanla birlikte en önemli unsurlarından birisi olarak neyi gösterir?


CEVAP:

Özel alanın ekonomik alanla birlikte en önemli unsurlarından birisi olarak, Habermas, burjuva aileyi gösterir. Ailede oluşan ve kamusal alanda temsil edilen kimliğin özellikleri ise “burjuva” ve tabii ki “erkek” olmasıdır


#49

SORU:

Habermas, kamusal alanın yozlaştığı dönem olarak hangi dönemi görmektedir?


CEVAP:

Gelişmiş örgütlü kapitalizmin hakim olduğu sosyal refah devleti dönemi ise Habermas tarafından kamusal alanın yozlaştığı dönem olarak addedilir. Habermas’a göre, özel alanın kurumlarından ekonomik alan, bu dönemde, devletten bağımsız ve özgürlüğün kazanıldığı alan olmaktan çıkıp devletin müdahalelerine açık bir hale gelmiştir. Ekonomi ile devlet arasındaki kurumsal-örgütsel ayrılık ortadan kalkmış ve devlet ile ekonomi iç içe geçmiştir.


#50

SORU:

Sennett’e göre, büyük devrimler ve sanayi kapitalizminin yükselişinin ardından kamusal ve özel olana dair fikirlerde görülen değişimin üç nedeni nedir?


CEVAP:

Birincisi, büyük şehirlerdeki kamusal yaşam ile 19. yüzyıl sanayi kapitalizminin girdiği ikili ilişkiydi. İkincisi, 19. Yüzyıldan başlayarak, insanların yabancıyı ve bilinmeyeni yorumlama tarzını etkileyen yeni bir sekülerizm anlayışının oluşturulmasıydı. Üçüncüsü ise ancien régime’de (eski rejim) bizzat kamusal yaşamın yapısından meydana gelen ve sonraları bir zayıflık haline dönüşmüş bir güçtü


#51

SORU:

Neoliberalizm kavramı nedir?


CEVAP:

Neoliberalizm, kapitalizmin 1970’lerde girdiği krize yeni bir çıkış sağlayan, klasik liberalizmin -bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler- anlayışının yeniden değerlendirilmesine karşılık gelen ve esas olarak 1980’lerde etkinlik kazanan bir düşünce bütünüdür.


#52

SORU:

Sennett, yeni kapitalizmin esnek üretim sürecinde, “iş” olgusunu nasıl ele alır?


CEVAP:

Sennett, yeni kapitalizmin esnek üretim sürecinde, “iş”in çalışanların kişilik yapısını nasıl bozguna uğratıp yıprattığını ve nihayetinde “karakter aşınması”na yol açtığını gösterir. Yeni kapitalist ekonominin ve esnek üretimin, kapitalizmin önceki dönemiyle karşılaştırıldığında, çalışma yaşamı açısından daha faydalı ve özgürleştirici sonuçlara yol açtığını öne süren -literatürde de yaygın olan- tezlere karşın, Sennet’in, çalışanlarla yaptığı görüşmeler ve gözlemlerle, yeni kapitalizmin çalışanlar üzerindeki yıpratıcı etkilerini göstermesi önem arz eder


#53

SORU:

Sennet'e göre yeni kapitalizmin parçalanmış yapısı ne gibi sonuçlara yol açmıştır?


CEVAP:

yeni kapitalizmin parçalanmış yapısı hem bireylerin çalışma zamanları ve vasıfları konusunda kontrolü yitirmelerine hem de geleceğe dair güvenlerini yitirmelerine neden olmaktadır. Çalışanların emekli olana  kadar kendilerini ve yaşamlarını garanti altına alan bir çalışma ortamı artık söz konusu değildir. Yeni kapitalizmde çalışanların esnek çalışma koşulları nedeniyle artık modern kapitalizm dönemindeki gibi bireylerin tüm yaşamları süresince yapabilecekleri planları geçersizleşmiştir. Hükümetlerin sosyal yardım ve güvenlik ağlarının da kısa vadeli ve daha dengesiz hale geldiği yeni kapitalizmde, ömür boyu istihdam artık mazide kalmıştır. 


#54

SORU:

Sennet Esnek şirket çalışma modelini nasıl tanımlamaktadır?


CEVAP:

Esnek şirket modelinde  seçilen işlevlerden birkaç tanesi istenilen zamana göre ayarlanıp, işlevlerini yerine getirmesi sağlanabilir. Bu yönetimin ya da hissedarların arzusuna göre esnetilebilen bir durumdur. Sennett bu durumu “sabit işlevli değil, görev-yönelimli emek” olarak tanımlamaktadır.


#55

SORU:

Sennet'e göre Esnek çalışma koşulları ne gibi değişiklikleri beraberinde getirmektedir?


CEVAP:

Sennett’e göre  esnek çalışma koşullarında, “kısa vadeli” ve “görev odaklı emek” işçilerin bir arada çalışma koşullarını değiştirmektedir. Sürekli olarak değişen koşullar karşısında çalışanlardan beklentiler de değişmektedir. Yeni belirsizlikler karşısında çalışanların proaktif olması yani ilerisini düşünerek hareket etmesi beklenir. Bilinmeyen karşısında biliyormuş gibi görünmeyi de gerektiren bu yeni durum karşısında, esnek şirketler haliyle “insan ilişkileri becerileri” ve “kişilerarası eğitim” gibi özellikleri sürekli vurgulamaya başlamışlardır. Artık iş ilanlarında aranan niteliklerin en başında “insan ilişkilerinde beceri sahibi”, “uyumlu” ve “kişilerarası eğitim”e açık olunması, seyahat engeli olmaması ile “ekip çalışmasına yatkın olunması” gelmektedir.


#56

SORU:

Sennett, “bürokrasinin demir kafesini parçalamanın beraberinde getirdiği yapısal değişimlerin üç temel eksiklik yarattığını” belirttiği ve üç başlık altında incelediği çalışmadaki ilk başlık olan Düşük kurumsal sadakat neyi içermektedir?


CEVAP:

Düşük kurumsal sadakat: Eğer kurum çalışanına kısa dönemli sözleşmeler öneriyorsa, her yıl sözleşmelerin yenilenip yenilenmeyeceği belirsizliğini koruyorsa ya da bir gün sözleşmenin feshedildiği bildiriliyorsa kuruma sadakat haliyle ya düşük olacak ya da hiç olmayacaktır. Ani değişimlerin yaşandığı piyasada artık işveren ve çalışan arasında karşılıklı sadakate yer yoktur.


#57

SORU:

Sennett’in (2009a: 63) “beceri toplumu” olarak tarif ettiği günümüz toplumsallığında karşılaşılan sorunlar nelerdir?


CEVAP:

Sennett’in  “beceri toplumu” olarak tarif ettiği günümüz toplumsallığında gelişmiş ülkelerde eğitimli ve vasıflı oldukları halde işsizlik sorunu yaşayanların çoğunun talip oldukları işlerin artık emeğin daha ucuz olduğu, benzer vasıf ve eğitim düzeylerinin yakalandığı çevre ülkelere kaydığı bir gerçektir. Özellikle Daniel Bell’in sanayi sonrası toplum tasavvurunda “profesyonel ve teknik sınıf ”tan beklenen teorik bilgi ve becerilere sahip olmaktır. Bu gerçeğin en çarpıcı özelliklerinden birisi eğitim sisteminin kitlesel olarak istihdam edilemez eğitimli gençler ve eğitildikleri alanlarda istihdam edilemeyen gençler yaratmasıdır


#58

SORU:

Sennett “işe yaramazlık kabusu”nun nedenlerinden biri olarak gördüğü  Küresel emek arzı ile ne kastetmek istemiştir?


CEVAP:

Yeni kapitalizm emek nerede ucuzsa orada örgütlenmeye gitmektedir. Bu nedenle gelişmiş merkez ülkelerden, gelişmekte olan çevre ülkelere doğru bir kayma söz konusudur. Sennett (2009a: 65) örnek olarak Hindistan’daki çağrı merkezlerini göstermektedir. Türkiye’de benzer bir yöneliş özellikle çağrı merkezi sektöründe yaşanmış, çağrı merkezleri İstanbul gibi emeğin ve maliyetlerin daha pahalı olduğu bir kentten, benzer vasıflara sahip emek gücünün olduğu Türkiye’nin doğusundaki illere doğru kaydırılmıştır.


#59

SORU:

Sennett “işe yaramazlık kabusu”nun nedenlerinden biri olarak gördüğü Otomasyon ile ne kastetmek istemiştir?


CEVAP:

Otomasyon her anlamda esnekliğin en önemli aracı haline gelmiştir. Talepteki ani artış ve düşüşe çok hızlı yanıt verebilme yeteneği sayesinde emekten de tasarruf edilmesine olanak tanımaktadır. Makinelerin insanlardan daha verimli araçlar haline gelmesi ve ekonomi yaratması “işe yaramazlık kabusu”nu derinleştirmektedir.


#60

SORU:

Sennett “işe yaramazlık kabusu”nun nedenlerinden biri olarak gördüğü Yaşlanmanın yönetimi ile ne kastetmek istemiştir?


CEVAP:

Yaşlanmanın yönetimi: Bir beceri edinildiğinde ya da herhangi bir işin mesleki anlamda eğitimi alındığında, o becerinin ya da eğitimin geçerlilik süresini ayarlamak tamamen piyasanın vicdanına bırakılmış durumdadır. Bir mühendisin üniversitede aldığı eğitimin piyasada ne kadar geçerli olacağı tartışmalı bir hale gelmiştir. Reklam sektöründe çalışanlarınsa yaratıcılığının yaşa bağlı olarak sektörel anlamda çok daha erken tüketildiğini söylemek olasıdır. Bu anlamda sürekli bir eğitim ve kendini yenileme durumu zorunlu hale gelmektedir. Esnek firmalarda sürekli genç olanlarla bir yer değiştirme söz konusudur zira genç olan hem daha ucuz hem de daha az sorunludur


#61

SORU:

Sennett, “Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri” adlı çalışmasında hangi konuları ele almıştır?


CEVAP:

Sennett, “Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri” adlı çalışmasında yeni kapitalizm olarak nitelendirdiği esnek üretim biçiminin yaygınlaşması, işin ve çalışma zamanlarının esnekleşmesi gibi faktörlerin karakter üzerindeki yansımalarını ele alır. Esnek üretim ve yönetim biçimlerine dair öne sürülen olumlu argümanlardan farklı olarak Sennett, esnek üretimin ve buna bağlı olarak işyerinde ortaya çıkan hızlı değişmelerin işgücü üzerinde zihin bulanıklığına yol açtığını, işçilerin aidiyet duygularını ve kimliklerini alt-üst ettiğini ve tüm bu değişime çaresizce ayak uydurmaya çalışırken yönlerini kaybettiklerini Amerikalı işçilerin hikayeleri üzerinden göstermeye çalışır.