TÜRKÇE BİÇİM BİLGİSİ Dersi Temel Kavramlar soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Biçim bilgisi nedir ve hangi konuları kapsamaktadır.


CEVAP:

Biçim bilgisi; dilbilgisinin ve dilbilimin, dildeki anlamlı ve işlevli en küçük birimler olan kelimelerin ve eklerin yapı, işlev ve kullanımını inceleyen koludur. Batı dillerindeki karşılığı Almanca Morphologie, Fransızca morphologie ve İngilizce morphology’dir. Bilimsel çalışmalarda, Fransızca söylenişine göre morfoloji biçiminde Türkçede de kullanılan terim; Yunanca morphe “biçim” ve lógos “öğreti, bilgi” kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. İlk olarak Alman şairi J. W. Goethe tarafından “canlı organizmaların biçim ve yapı bilgisi” anlamıyla kullanılmış olan morfoloji, 19. yüzyılda çekim ve yapımı göstermek için dil incelemelerine aktarılmıştır (Bussmann, 2002). Türkçe yayınlarda, biçim bilgisi yerine yapı bilgisi, biçim bilimi, şekil bilgisi, morfoloji gibi terimler de kullanılır.
Biçim bilgisi, şu konular üzerinde yoğunlaşır:
• Söz yapımı kurallarının belirlenmesi ve araştırılması,
• Çekim kurallarının belirlenmesi ve araştırılması,
• Kelime türlerinin belirlenmesi ve bu belirlemede kullanılabilecek biçim bilgisi ölçütleri,
• Kelimelerin birleşebilme ilkeleri,
• Yeni türetilen kelimelerin anlamlarının araştırılması,
• Dilbilgisi kategorileri ve ilişkilerinin incelenmesi,
• Dil karşılaştırmalarında, kökence akraba olmayan diller arasında tipolojik benzerliklerin belirlenmesi için ölçütler elde edilmesi.


#2

SORU:

Biçim bilgisi ve anlam arasındaki ilişkiyi örneklerle açıklayınız.


CEVAP:

Biçim bilgisinde ele alınan konular, anlamla da ilgilidir. Sözcük türlerinin belirlenmesinde, biçim bilgisi yanında söz dizimi ve anlam bilimi ölçütleri de kullanılır. Yapım morfolojisi, çoğu zaman sözlüklerde tanımlanması gereken yeni kelimeler türetir. Türetme dışı yollarla ortaya konan yeni kelimelerin tanımlanması veya çekim morfolojisinde eklerin taşıdığı anlamlar, anlam bilimin de ilgi alanına girer:
kitap “yazılı ve basılı kâğıt yaprakları bütünü”
kitapçı “kitap satan veya basan kimse, kitap basılan veya satılan yer”
kitapçılık “kitapçı olma durumu”
Demek ki dilbilgisinin farklı alt alanları, bağımsız olarak incelenmelerine rağmen, birbirlerinden tam olarak ayrılamaz. Hepsi birlikte geleneksel dilbilgisinin temel araştırma alanlarını oluşturur.


#3

SORU:

Biçimbirim nedir örnekler ile açıklayınız.


CEVAP:

Yapı ve ses açısından anlamlı veya işlevli daha küçük birimlere ayrılamayan ögelere biçimbirim denmektedir. Biçimbirimler, biçim bilgisinin araştırma konusunu oluşturur. Batı dillerinde yaygın olan ve Türkçe kaynaklarda da görülen morfem de aynı anlamdadır. Bu tanıma göre bir kök veya gövdeden ibaret, tek başına kullanılabilen, anlamlı veya işlevli ögeler biçimbirim olabilecekleri gibi kök ve gövdelere eklenerek onların anlamını, niceliğini, türünü değiştiren veya metindeki diğer kelimelerle ilişkilerini gösteren ekler de birer biçimbirimdir:
Ev-imiz-de-dir.
han-ım-el-i
Gel-iyor mu-sun?
kim, fakat


#4

SORU:

Biçimbirim kendi içerisinde kaç gruba ayrılır ve bunlar nelerdir açıklayınız.


CEVAP:

Biçimbirimler, kullanılışlarına göre bağımsız biçimbirimler ve bağımlı biçimbirimler olmak üzere iki gruba ayrılır. Cümlede tek başına kullanılabilen, başka bir ögeye ihtiyaç duymayan biçimbirimlere bağımsız biçimbirimler denir. Çoğu zaman sözlüklerde tanımlanmış kelimeler olduklarından bunlar, sözlüksel biçimbirimler olarak da adlandırılabilir. Ancak başka bir ögeyle, daha doğrusu bağımsız bir biçimbirimle birlikte ortaya çıkabilen biçimbirimler de vardır. Bunlara bağımlı biçimbirimler denmektedir. Bağımsız biçimbirimlerle birlikte kullanıldıkları ve sözlüklerde değil de dilbilgisi kitaplarında yer aldıkları için bunlara dilbilgisel biçimbirimler demek de mümkündür. Bu açıklamalara göre yukarıda verilen örneklerde geçen bağımlı ve bağımsız biçimleri şu şekilde gösterebiliriz:
Bağımsız Biçimbirimler                   Bağımlı Biçimbirimler
ev                                                 -imiz
el                                                  -de
gel                                                -dir
kim                                               -ım
fakat                                             -i
                                                    -iyor
                                                    -mu
                                                    -sun


#5

SORU:

Kök ve Gövdenin açıklamasını kısaca yapınız.


CEVAP:

Kelime kök ve gövdeleri; anlamları veya söz dizimsel işlevleri olan, tek başlarına kullanılabilen bağımsız biçimbirimlerdir. Bunlar, Türkçede kelimenin anlamını değiştirmeyen çekim eklerini alarak daha büyük dil birliklerinin oluşturulmasına veya yapım ekleriyle yeni anlamlı kelimelerin ortaya çıkmasına yararlar. Yapım eki almamış, anlamlı veya işlevli daha küçük parçalara ayrılamayan kelimelere kök denir. Kökler, Türkçe kökenli olabilir veya başka dillerden kopyalanabilir. 


#6

SORU:

Kökten yeni kelime oluşturma sürecinde izlenmesi gerekenleri kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Köklerden yeni kelimeler oluşturulurken Türkçenin ses özellikleri göz önünde bulundurulur. Buna göre köke gelen ek, ünlü ve ünsüz uyumlarına girer. Ayrıca eklenme sırasında, sonda bulunamayan ünsüz çiftleri veya Türkçede bulunmayan ikiz ünlü ortaya çıkarsa kökle ek arasına yardımcı sesler girer. Bunlar, ilgili bölümlerde ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Ancak bugün yardımcı ses olarak adlandıran ve belli durumlarda ortaya çıkan seslerin bir kısmı, Türkçenin eski dönemlerinde söz sonunda bulunurken daha sonra düşmüş olan seslerdir. Ancak bu çalışma çerçevesinde yardımcı ses terimi kullanılacaktır (Johanson, 2011). Türkçede eklenme sırasında kök ve gövdelerde herhangi bir değişiklik olmadığı görüşü yaygındır. Bu, kök ve ek arasında bir kaynaşma olmadığı; eklerin, eklendikleri kök ve gövdelerden kolayca ayrılabildiği anlamında, genellikle, doğrudur.


#7

SORU:

İsim ve Fiil kökleri nelerdir kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Türkçede kelimeler, isim ve fiil olmak üzere iki gruba ayrılır. Ayrıca zamirler, sayılar, edatlar, bağlaçlar gibi az sayıda kelimeden oluşan kök grupları da vardır; ancak bunlar gerek türetmede gerekse çekimde isim ve fiil köklerine göre birtakım sınırlamalara tabidir. İsim ve fiil kökleri, morfolojik açıdan alabildikleri çekim ekleri yardımıyla birbirlerinden kesin olarak ayrılırlar. Kelime türleri bölümünde de göreceğimiz gibi isimler ve fiiller, farklı çekim eklerini alırlar. Buna göre isimlere çoğul, iyelik, durum ve bildirme ekleri gelir:
ev-ler-im-de, el-ler-i-miz-e, iyi-y-iz
Fiillere ise kılınış- görünüş, zaman-kip ve kişi ekleri gelebilir:
Kov-ala-n-dı-k
Gel-iyor-sunuz.
Ver-iniz.
Boya-sın.
Türetmede de isim ve fiil köklerine gelen ekler farklıdır:
yol-la-, yol-cu; sat-ıl-, sat-ıcı


#8

SORU:

Enklitikler nedir kısca açıklayınız


CEVAP:

Eklerden söz ederken ek olmadıkları hâlde ek gibi davranan ögelerden de söz etmek gerekir. Enklitikler; ekleşme özelliği taşıyan son çekim edatları, kuvvetlendirme ve pekiştirme işlevi taşıyan bağlaçlar, birleşik çekimleri oluşturmakta kullanılan imek fiili gibi dil birlikleridir. Bunlar, ek değildir ancak ek gibi davranır; ünlü ve ünsüz uyumu gibi eklere özgü ses oylarına tabidir, ancak eklerden farklı olarak vurgulanmazlar.
mA, dA, idi, ile
Günümüz standart dilinde bunların yazılması ayrı bir sorun oluşturmaktadır. Türkçenin tarihî dönemlerinde, örneğin Eski Anadolu Türkçesinde ve Osmanlıcada enklitikler bitişik de yazılabilmekteydi. Ama günümüzde vurgulanamayan, kelimenin en sonunda bulunan bu biçimler, ayrı yazılabildiği gibi bazıları ekleşerek bitişik de yazılmaktadır. Bitişik yazıldıklarında ünlü uyumlarına girmektedirler.
Güzeldi - Güzel idi.
Yoldaymış - Yolda imiş.
arabayla - araba ile


#9

SORU:

Kelimenin tanımı ve özellikler hakkında kısaca bilgi veriniz


CEVAP:

Kelime denince akla ilk olarak bir metinde aralarına boşluk konarak yazılan dil ögelerinden her biri gelir. Ancak kelimenin ne olduğunu akademik olarak tanımlamak, ilk bakışta göründüğünden daha zordur. Kelimeden ne anlaşılması gerektiği, kullanılacak ölçüte göre değişir. Belli ölçütlerle bir tanım vermeye çalışacak olursak kelime; ses açısından, vurgusu ve kelime aralarını gösteren sinyallerle birbirinden ayrılan, yazı dilinde araya konan bir boşlukla sınırları gösterilen ses birlikleridir. Biçim bilgisi açısından kelime; yapım ve çekime taban oluşturan, aldığı eklerle kendi içinde bir birlik meydana getiren unsurlardır. Anlamsal ve sözlüksel açıdan, sözlüklerde kodlanmış bağımsız en küçük anlam taşıyıcısı; söz dizimi açısından ise cümlede yeri kaydırılabilen veya başkalarınca değiştirilebilen parçadır (Bussmann, 2002). Buna göre aşağıdakilerin hepsi kelimedir:
gel-, at, güzel, ile, bu, ve, ah


#10

SORU:

Türkçedeki yapısal özellik olan ses uyumuna göre kelimedeki hece özellikleri nasıl olmalıdır açıklayınız


CEVAP:

Türkçenin tipik bir yapısal özelliği olan ses uyumlarına göre kelime bünyesindeki heceler ya art ya da ön ünlülü olabilirler. Ayrıca düz ünlülerden sonra düz, yuvarlak ünlülerden sonra dar yuvarlak veya düz geniş ünlüler gelebilir. Bu yönleriyle ses uyumları, kelime sınırlarını belirlemede kullanılabilecek bir ölçüttür. Elbette Türkçede uyum dışı ekler veya birleşiği oluşturan kelimelerin farklı sıradan olabilmeleri nedeniyle doğal olarak uyum dışı kalan birleşik kelimeler de vardır. Ancak bizim örneğimizde, her sıra değişimi yeni bir kelimeyi gösterir. Yine uzun ünlüden ve ikiz ünlüden kaçınma, ilk hece dışında geniş yuvarlak ünlüler olan /o/ ve /ö/’yü bulundurmama da Türkçenin yapısal özellikleridir. Bazı çekim ekleri de ancak söz sonunda bulunabilir. Bizim örneğimizde -dır, -i ve –dim söz sonunda bulunan eklerdir. Yazı dilinde, cümlede ilk kelimenin ve özel isimlerin büyük harfle yazımı da kelime sınırlarının başlangıcına işaret eder. Metnin okunması durumunda, genellikle son hecede olduğu için, vurgu da kelime sonunu işaretleyen bir öge olarak görülebilir. Bu ölçütleri kullandığımızda cümledeki kelimelerin sınırlarının açık olduğu görülür:
Yıllardır o Aydın Beyi görmedim.


#11

SORU:

Kelime yapımı nedir ve Türkçede kelime yapımı nasıl yapılmaktadır açıklayınız


CEVAP:

İnsan hayatındaki sürekli değişikliğe paralel olarak dillerin de yeni durumları ve kavramları göstermek için yeni kelimelere ihtiyacı vardır. Dilin en fazla yenilenen bölümü söz varlığıdır. Konuşurların ihtiyaçlarındaki değişmelere paralel olarak dillerde bir taraftan yeni kavramları karşılamak üzere sürekli yeni sözler ortaya çıkarken diğer taraftan artık konuşurlar için önemini yitirmiş kavramları gösteren kelimeler kullanımdan kalkar. Yeni kavramlar için her dil, kendine özgü söz yapımı araçlarına ve tekniklerine sahiptir. Örneğin son yıllarda, Türkçede birçok kavramı göstermek amacıyla yeni kelimeler ortaya çıkmıştır. İhtiyaçlar, Türkçenin yeni söz türetme yolları kullanılarak karşılanmıştır:

akıllı telefon, tweet atmak, etiketlemek (İnternette fotoğrafa isim eklemek)


Eklemeli bir dil olduğu için, ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak göreceğimiz gibi, Türkçe mevcut kök ve gövdelere, türetme ekleri getirilmek suretiyle yeni kelimeler oluşturulabilmektedir. Türetme sırasında isimlere gelerek isim veya fiil, fiillere gelerek isim veya fiil yapan ekler birbirinden ayrılmaktadır. Ayrıca bazı ekler, sözlüklerde tanımlanan kalıcı isimler yaparken diğerleri sadece isim soylu geçici kelimeler türetebilmektedir.


ver-im, ver-gi, ver-gi-len-dir-mek, ver-iş, ver-i-l-mek, ver-mek, ver-en

Ancak yeni kelime ihtiyacını karşılamanın tek yolu, eklerle yeni kelime türetme değildir. Bunun dışında birleştirme, kelime türünü değiştirme, var olan kelimelere yeni anlamlar yükleme, harf veya hece seçerek kısaltma, kopyalama gibi teknikler kullanılmaktadır. Bu bölümde türetme dışı söz yapımından da kısaca söz edilecektir.


#12

SORU:

Birleştirme nedir açıklayınız.


CEVAP:

Türetme dışında en çok kullanılan yeni kelime yapma yollarından biri, birden çok kelimeyi tek bir kavramı ifade etmek için kullanmak yani birleşik kelime oluşturmaktır. Türkçede birleşik kelime oluşturmanın farklı teknikleri vardır. Birleşik kelimeler, üzerinde epeyce durulmuş bir konudur. Ne var ki birleşik kelimelerin birçok prensibi bilinmekle birlikte yan yana duran iki kelimenin ne zaman tek bir kavramı gösteren bir kelime, ne zaman her kelimenin kendi anlamıyla kullanıldığı kelimelerden oluşmuş bir öbek olduğu üzerinde anlaşma sağlandığı söylenemez. Özellikle bir kısmının ayrı, bir kısmının bitişik yazılması ciddi bir tartışma konusudur. Birleşiklerle ilgili yazım kurallarının bir kısmı kendi içinde çeliştiği gibi piyasadaki sözlük ve kılavuzlar arasında da tutarsızlıklar vardır (Tekin, 2013). Tür, sınırlamalar, yapısal özellikler vb. birçok sorun henüz araştırılmayı beklemektedir. Bitişik ve ayrı yazım, çoğu durumda işlevsel açıdan önemsizdir. Bitişik veya ayrı yazılmış olmasına bakılmaksızın yan yana duran iki kelimenin kendi anlamlarıyla mı yoksa tek bir anlamla mı kullanıldığını, bağlamdan hareketle çıkarmak mümkündür. Bitişik veya ayrı yazım, bu yönde belirleyici bir rol oynamaz. Birleşik kelimelerin yazımıyla ilgili tereddütlü durumlarda Türk Dil Kurumunun Yazım Kılavuzu’na bakılmalıdır (Menz, 2006; Menz ve Schöreder, 2007).


#13

SORU:

Birleşik fiiler kendi içinde kaça ayrılır ve özellikleri nelerdir açıklayınız.


CEVAP:

Birleşik kelime yapısındaki fiiller, birleşiği oluşturan ilk kelimenin isim veya fiil olmasına göre iki gruba ayrılır.
İsim + Yardımcı fiil
Türkçede fiil yapma yollarından biri, isim + yardımcı fiil ile yapılan birleşik fiillerdir. Bu tür birleşiklerde; ilk öge isim soylu bir kelime, ikincisi ise bir yardımcı fiildir. Bu tür birleşikler, ismin fiil olarak kullanılmasını sağlayan bir fiilin isimden sonra gelmesiyle oluşturulmuştur:
yardım et-, vefat et-, namaz kıl-, dayak ye-, uyku çek

İki Ögesi de Fiil Olan Birleşikler
İki fiilin birleşmesiyle oluşan ve ikinci fiilin birincinin anlamını çeşitli açılardan değiştirdiği birleşik fiiller, Türkçede iyi bilinen bir olgudur. Her iki ögesi de fiil olan birleşik fiillerin bilinen yapısı, fiil+zarffiil eki + yardımcı fiil biçimindedir:
bakadur-, şaşıp kal-, salıver


#14

SORU:

Dil bilimde kopyalama nedir ve ne şekillerde gerçekleşir açıklayınız.


CEVAP:

Dillerde yeni kelime ihtiyacını karşılama yollarından biri de başka dillerden kelime almaktır. Kopyalama, başka dillerle olan doğrudan veya dolaylı ilişkiler sonucu ortaya çıkar: hakikat, üniversite, tayfun, internet, selfie Dil ilişkileriyle ilgili çalışmalarında Johanson alıntı, ödünçleme gibi başka çağrışımları da olan terimler yerine dildeki durumu daha iyi yansıtan kopyalama terimini önermiştir (2007). Alıntı ve ödünçleme kelimeleri, sanki bunlar dilde eğreti duruyormuş; kullanıldıktan sonra geri verilecekmiş gibi bir çağrışım yaratmaktadır. Oysa kelimenin alındığı dilde bir şey eksilmemekte, alıcı dile orijinalle her açıdan örtüşen bir söz girmemektedir. Alıcı dil, kaynak dildeki orijinalin bir tür kopyasını alır ve alındığı andan itibaren alıcı dilin kurallarına tabidir, başka dile ait bir öge, olduğu gibi alınır; ancak alıcı dilde belli uyarlamalardan sonra kullanılabilir: Örneğin aşağıdaki kelimelerin İngilizce söylenişleri ile Türkçe söylenişleri farklıdır.
e-mail, star, selfie


Bunun yanında dilin söz varlığında belli bir anlamla zaten mevcut olan bir kelimenin anlamı, dilde anlamca kısmen örtüştüğü yabancı bir kelimenin etkisiyle yabancı dildeki eş değerinin başka anlamlarını da içine alacak biçimde genişletilebilir: e-posta, özçekim, yıldız (asıl anlamı gök cismi, yeni anlamı “meşhur”) Zaman zaman yabancı dillerin etkisiyle, başka bir dildeki kelimeye bilinçli olarak benzetilen yeni kelimeler ortaya çıkabilir:
belleten = Fr. bulletin
imge = Fr. image
okul = Fr. ekol


#15

SORU:

Dil bilgisinde kısaltmalar nası kullanılır açıklayınız.


CEVAP:

Var olan kelimeleri çeşitli biçimlerde kısaltma da yeni kelime türetme yollarından biridir. Kelimelerin ilk harflerinin veya belli hecelerinin seçilmesi sonucu yeni kelimeler oluşturulmaktadır:
TBMM , TÜBİTAK, TÖMER, km
Bu tür kısaltmalar, metin içinde kullanılırken diğer kelimelerden farklı davranmaz. O nedenle dilbilgisi açısından bağımsız öge durumundadırlar. Bazı kısaltmaların açılımı dilde hiç kullanılmaz:
RAM < Random Access Memory
POS cihazı <Point of Sale
Lazer < Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation
Faks karşılığı olarak teklif edilen belgeç < belge geçer, e-mail karşılığı teklif edilen elmek < elektronik mektup, araştırma-geliştirme yerine kullanılan Ar-Ge gibi kısaltma örnekleri de vardır. Kelimelerin harf veya heceleriyle yapılan kısaltmalar yanında bir bölümleri alınarak yapılan kısaltmalar kırpma olarak da adlandırılır.


#16

SORU:

Yeni anlam kazanmanın kelime yapımında kullımı ne şekilde olmaktadır açıklayınız.


CEVAP:

Yeni kelime ihtiyacını karşılama yollarından biri, var olan bir kelimeye yeni anlamlar yükleme şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu tür yapılarda dilin söz dağarcığında sayıca bir genişleme olmamakta, ancak kelimelerin anlamında bir genişleme görülmektedir. Türkçede yabancı kelimelere karşılık aranırken sıkça başvurulan yollardan biri budur. Kelimelerin kazandıkları yeni anlamlar yabancı dillerin etkisinden kaynaklanmakla birlikte, malzeme Türkçe olduğu için bu tür sözler yadırganmamakta, hatta Türkçenin güçlü yönlerinden biri olarak görülmektedir. Bir kelimenin tamamının değil de aşağıdaki örneklerde olduğu gibi anlamının var olan kelimelere kopyalanması, literatürde anlam kopyalaması olarak
geçer (Johanson, 2007):
yıldız “gök cismi” yeni anlamı: “meşhur”
dörtlü “dört kişiden oluşan müzik topluluğu, kuartet” < quarte
indirmek < download
sürücü < driver


#17

SORU:

Türkçe kelimelerde vurgu nasıl yapılır açıklayınız.


CEVAP:

Bir kelimenin vurgusunu kaydırmak suretiyle de farklı anlamlar karşılanabilir. Türkçe kelimelerde vurgu genelde son hecededir. Kelime ek aldıkça vurgu sona doğru kayar. Ancak vurgunun kelimelerin anlamını ayırdığı örnekler de vardır. Şu örneklerde, vurgunun yeri değişmek suretiyle kelimelerin anlamı ve/veya türü de değişmiştir:
arTIK “fazla”, ARtık “bundan böyle”
yalNIZ “tek başına”, YALnız “ancak”
ayDIN “entelektüel”, AYdın “Aydın ili”
kazMA “kazmaya yarayan alet”, KAZma “kaz- fiilinden emir kipinin 2. tekil kişisi”


#18

SORU:

Dilsel yaratıcılık nedir ve nasıl kullanılır açıklayınız.


CEVAP:

Yeni kelime türetme yollarından biri de hiç olmayan sözleri uydurmak, bir yerde dilsel yaratıcılık göstermektedir. Örnek olarak Nurullah Ataç tarafından türetilmiş olan kelimelerin bir kısmı, günümüz Türkçesinde kullanılmaktadır. Aşağıdaki örneklerde dikkat edilirse bugün kullanımda olan bu kelimelerin ortaya çıkışında Ataç; Türkçenin farklı dönemlerinde, ağızlarında veya kardeş dillerinde bulunan kelime köklerini ve Türkçenin türetme imkânlarını kullanmıştır. Ancak bir zamanlar popüler dilciliğin sevdiği bir tartışma konusu olmakla birlikte Türkçenin söz yapım ilkelerine göre türetilmiş görünen bu tür kelimelerin bir kısmı, Türkçenin türetme kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle çok tartışılmış; bunların uydurma olduğu ileri sürülmüştür. Ancak aradan geçen zamanda bu kelimelerin bir kısmı daha önce var olanların yerini almışlardır (Tekin, 2013b): yanıtlamak “cevap vermek”, yöresellik “mahallîlik”, devinme “hareket”, yazın “edebiyat”, sorun “mesele”, doğa “tabiat”.


#19

SORU:

Türkçe kelimelerde tür değiştirme nasıl olur açıklayınız.


CEVAP:

Bazı kelimeler, yapısal hiçbir değişiklik olmadan Türkçede farklı kelime türlerine dâhil olabilmektedir. Örnek olarak güzel ve doğru kelimeleri, yapılarında hiçbir değişiklik olmadığı hâlde aşağıdaki örneklerde farklı sözdizimsel işlevlerde kullanılmaktadır (Uzun, 2004):

güzelim (isim), güzel kız (sıfat), Güzel konuşuyor. (zarf)
doğru söz (sıfat), doğruyu söyle (isim), eve doğru (edat), Doğru konuş. (zarf)


#20

SORU:

Tekrar ve özel adların genelleşmesi kelime yapımda nasıl kullanılmaktadır açıklayınız.


CEVAP:

Yeni anlamlar ve işlevler bir kelimenin tamamının, bir kısmının, yakın veya zıt anlamlısının tekrarlanmasıyla karşılanabilmektedir:
sürü sürü (insan)
güzel güzel (konuşalım)
kocaman kocaman (evler)
aşağı yukarı, iyi kötü, altüst, ağır aksak, yalan yanlış
Ayrıca sıfatlarda ilk hecenin tekrarıyla yeni anlamlar karşılanabilir:
sapsarı, bembeyaz, dopdolu

Dha seyrek olmak üzere özel adların, marka adlarının yaygınlaşarak genel anlamlı kelimelere dönüşebildiği de görülmektedir:
Behçet hastalığı, selpak, nescafe, bankamatik, kalaşnikof