YAŞLILARDA ÇATIŞMA VE STRES YÖNETİMİ II Dersi Yaşlı Yakınları ve Bakıcılarının İyi Oluşları ve İyi Oluşlarını Geliştirici Faktörler soru cevapları:
Toplam 46 Soru & Cevap#1
SORU:
Sosyal politikaların içinde ailenin desteklenmesini hedef alan bakım sigortasının verilme sebebi nedir?
CEVAP:
Bakımın gerekli olduğu durumlarda gönüllü veya profesyonel bakıcı bulunmuyorsa evde bakımın verilmesi mümkün değildir. Ekonomik yönden gelişmemiş bölgeler ve ülkelerde işlevsel olarak bir başkasına bağımlı kişiler için tek bakım kaynağı gönüllü bakıcılardır. Gelişmiş ülkelerde gönüllülerce üstlenilecek bakım yükünün, ekonomik ve sosyal nedenlerle altından kalkılamayacak boyutlara ulaşacağı öngörülmektedir. Bu nedenle sosyal politikaların içinde ailenin desteklenmesini hedef alan bakım sigortası kapsamında yasal düzenlemelere yer verilmiştir.
#2
SORU:
Bakım hizmeti veren kişilerde görülmesi beklenen etkiler nelerdir?
CEVAP:
Bakım hizmeti vermenin bir bedeli vardır; bu da çoğunlukla depresyon, kronik yorgunluk, kızgınlık gibi duygusal ve psikolojik güçlüklerdir. Yaşlılara bakan kişiler, neredeyse tüm zaman ve enerjilerini bu faaliyete harcadıkları için kendi bedensel sağlıklarını da ihmal ederler ki bu durum da birçok olumsuz sonuca yol açar.
#3
SORU:
İyi oluş nedir?
CEVAP:
İyi oluş deyince mutlu olma akla gelmektedir. Yunanlı düşünürlerden beri mutluluk kavramının ne olduğu anlaşılmak istenmiştir. Mutluluk ile ilgili sayısız araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar incelendiğinde, mutluluk kavramının bireyin iyi olma hâli ile bağdaştırıldığı görülmektedir. Konuşma dilinde “mutluluk” olarak kullanılan iyi oluş, alanyazında ise önce “öznel iyi oluş” kavramıyla birlikte gündeme gelmiştir. İyi oluşla yakından bağlantılı bir kavram olan öznel iyi oluş, bireyde olumlu duygulanım ve yaşamdan alınan doyumun daha çok olması, olumsuz duygulanım sıklığının daha az olması ile tanımlanmaktadır. Öznel iyi oluşun bilişsel boyutunda ise bireyin kendi yaşamından aldığı doyum değerlendirilmektedir ve yaşam doyumu kavramıyla ölçülmektedir. Öznel iyi oluş, kişinin o andaki durumuyla ilgili ne kadar mutlu olduğunu ve yaşamından ne kadar doyum aldığını değerlendirmesidir (Diener, 1984; Deci ve Ryan, 2006).
#4
SORU:
Öznel iyi oluş içinde bulunan 3 temel öğe nedir?
CEVAP:
Öznel iyi oluş kavramı yaşam doyumu, olumlu duygular ve düşük düzeyde olumsuz duygular olmak üzere üç temel ögeyle birlikte açıklanmaktadır. Öznel iyi oluş içerisindeki bu üç temel yön kendi içlerinde farklı bölümlere ayrılmaktadır. Yaşam doyumu, hoş vakit geçirme, aşk, evlilik, arkadaşlık vb. yaşamın doyum alınabilecek yanlarını anlatmaktadır. Olumlu duygular; hoşlanma, gurur, bağlılık, sevinç ve haz gibi duyguları kapsamaktadır. Olumsuz duygular ise utanç, suçluluk, üzüntü, kızgınlık ve kaygı gibi rahatsız edici olabilen duyguları içermektedir (Diener, Suh ve Oishi, 1997).
#5
SORU:
Psikolojik iyi oluş kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Psikolojik iyi oluş ve öz-belirleme olmak üzere iki farklı yaklaşım çerçevesinde burada açıklanmıştır. Psikolojik İyi Oluş Yaklaşımı, olumlu psikolojik işlevsellik olarak nitelendirilen altı farklı psikolojik boyutla iyi oluşu tanımlamıştır: (1) diğerleri ile olumlu ilişkiler, (2) çevresel hâkimiyet, (3) kendini kabul, (4) özerklik, (5) kişisel gelişim ve büyüme, (6) yaşam amacı. Diğerleriyle olumlu ilişkiler, kişinin diğerleriyle sıcak ilişkiler geliştirmesi ve sürdürmesi, empati ve yakınlık kurabilmesi ve diğerlerinin mutluluğuyla ilgilenmesiyle ilgiliyken; çevresel hâkimiyet bireyin kendisini ve çevresini etkin bir şekilde yönetme yeteneğidir. Kendini kabul, bireyin kendisini ve yaşamını olumlu olarak değerlendirmesidir. Özerklik, kişinin sosyal çevresinde bireyselliğini elde etmek için kişisel özerklik araması, sosyal baskıya rağmen düşünce ve davranışlarını kendi standartlarına göre düzenleyebilmesidir. Yaşam amaçları, kişinin yaşamının anlamı ve yaşam amaçları olmasını; kişisel gelişim, kişinin kapasitesinin farkında olmasını, yeteneklerini geliştirme çabasını, yaşantılara açık olmasını içermektedir (Ry1989; Keyes, Shmotkin ve Ry, 2002).
#6
SORU:
Öz belirleme kuramı iyi oluşu nasıl ele almıştır?
CEVAP:
İyi oluş kavramını ele alan diğer görüş Öz Belirleme Kuramı’dır. Bu kuram özerklik, yeterlik ve ilişkisellik olmak üzere üç temel psikolojik ihtiyaç olduğunu varsaymakta, bu ihtiyaçların doyurulmasını psikolojik dayanıklılık, iyi oluş, yaşam doyumu ve psikolojik sağlık açısından önemli görmektedir.
#7
SORU:
Öz belirleme kuramında “yeterlik” nasıl açıklanmıştır?
CEVAP:
Öz Belirleme Kuramı’nda öne sürülen bir diğer psikolojik ihtiyaç olan yeterlik bir işi yapmak için güce, bilgiye, yeteneğe sahip olduğuna inanmadır. Yeterlik bireyin çevreyle etkili bir şekilde ilişkide ve etkileşimde bulunma kapasitesidir. Yeterlik duygusunu yaşayanlar amaçlarına ulaşabileceklerine, yaşamda karşılaştıkları sorunlarla baş edebileceklerine, görevlerini yerine getirebileceklerine inanırlar.
#8
SORU:
Bireylerin iyi oluşunu etkileyen faktörler nelerdir?
CEVAP:
Psikolojik iyi oluşla ilgili yapılan çalışmalarda yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey ve kazanç gibi demografik değişkenlerin bireyin iyilik hâlinin çok az etkilediği belirlenmiştir (Diener ve Lucas, 2000). Yaşlılara bakım veren kişilerin iyi oluşları da araştırılan konulardan birisidir. Avrupa ülkelerinde bakım hizmeti verenlerin iyi oluş düzeyleri çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Bir eşi olan ve yüksek eğitimli olan yaşlı yakınlarının bakma rolünü daha çok üstlendikleri ve iyi oluş düzeylerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Uzun süreli bakıma ayrılan kaynaklar ve hizmetler arttıkça bakım verenlerle vermeyenler arasında iyi oluş açısından fark azalmıştır.
#9
SORU:
Bakım verenlerin iyi oluşlarını etkileyen faktörler nelerdir?
CEVAP:
Aile üyelerine, yakınlarına bakım veren kişilerle yapılan görüşmeler sonucunda bireyin yaşam olaylarıyla bahşetmesini ve iyi oluşunu arttırmasını sağlayan dört konu olduğu belirlenmiştir: bedensel sağlık, duygusal sağlık, anlamlı etkinliklere katılma, yeni beceriler öğrenme ve son olarak sosyal destek. Bakım vermenin bakım verenlerin duygusal ve bedensel sağlığını olumsuz etkilediği belirlenmiştir. Ayrıca sosyal destek azlığından ve kendileri için daha önce önemli olan anlamlı etkinliklere katılamadıklarından, yeni beceriler öğrenmek durumunda kaldıklarından söz etmişlerdir. Desteğin arttırılması ve anlamlı etkinliklere katılma, yeni beceriler öğrenme bakım verenin bedensel ve duygusal sağlığını da olumlu etkilemektedir, yani bakım verenin aldığı maddi ve manevi destek değişirse, yeni beceriler öğrenirse ve kendisi için anlamlı olan etkinliklere katılabilirse, kişinin iyi oluşu da değişmektedir.
#10
SORU:
Bakım vermenin yararları nelerdir?
CEVAP:
Bakım vermenin olumlu yönlerini vurgulayan bir araştırmada (Netto, Jenny, Philip, 2009), bakım veren kişilere bakım vermenin üç temel yararı olduğu görülmektedir: kişisel büyüme, ilişkideki kazançlar ve ulvi-manevi kazançlar. Çalışmaya katılanlar kişisel büyüme boyutunda hem yaşlıyla hem de diğer insanlarla daha sabırlı olduklarını, yargılayıcılıklarının azaldığını belirtmişlerdir. İlişkideki kazançlar boyutunda, hem bakım alan, hem de aile üyeleriyle ilişkilerinin geliştiğini, yakınlıklarının arttığını ve yaşlı kişilerle iletişim kurmaya yönelik becerilerinin geliştiğini belirtmişlerdir. Ulvi-manevi konularda Tanrı’ya kendisini daha yakın hissetme, yaşamın anlamı üzerinde düşünme, maddiyata dayalı konuların önemsizliğini anlama vurgulanmıştır (Netto, Jenny, Philip, 2009). Adı geçen araştırmacılar kişisel büyüme, ilişki ve manevi kazançlar kavramları dikkate alınarak etkinliklerin düzenlenmesinin yararlı bir müdahale olabileceğini ileri sürmüşlerdir.
#11
SORU:
Duygular bireyin iyi oluşunu nasıl etkiler?
CEVAP:
Duygular bireyin iyilik hâliyle yakından ilişkilidir. Duyguları günlük yaşamda sürekli yaşarız ve duygular yoluyla yaşam birey yaşantılarını ve ilişkilerini gözden geçirir. Duygular bireyin hoşnutsuzluğunu, rahatsızlığını ya da yaşamına ilişkin memnuniyetini gösterdiği için bireyin iyi oluşuyla ilgili de bilgi vermektedir. Olumlu ve rahatsız edici duyguları yaşama sıklığı ve sürekliliği bireyin yaşam doyumu, dolayısıyla iyi oluşu hakkında bilgi verecektir.
#12
SORU:
Sandviç duygusu nedir?
CEVAP:
Çalışma yaşamı da bireyin yaşam amaçlarıyla doğrudan ilişkilidir. Hem ev dışında çalışmak hem de bir aile üyesine bakmak bireylerde çatışma ve gerilime ya da bütün ek yüklere rağmen kendisini iyi hissetmesine de yol açabilir. Orta yaşlarında bakım verme işini üstlenen çalışan bireylerin iki sorumluluk alanıyla baş etme ve bu alanlar arasında denge kurma çabaları sandviç duygusu olarak tanımlanmaktadırlar.
#13
SORU:
Rol güçlükleri yaklaşımı bakım vermenin kişiye etkisini nasıl açıklamıştır?
CEVAP:
Rol güçlükleri yaklaşımı bakım verme işinin ve aynı anda çalışma yaşamına ait olmanın kişiyi olumsuz etkilediğini ileri sürmektedir. Bu yaklaşım aynı anda eş, anne, çalışan ve bakım veren gibi çoklu rollere sahip olmanın, bu farklı rollere ilişkin sorumlulukları tamamlamada zorluklar ortaya çıkardığı ve dolayısıyla çalışmanın bireylerin iyi oluşunda olumsuz etkilere sahip olduğunu ileri sürmektedir. Bu bakış açısıyla bakım verme ve çalışma arasında olumsuz bir ilişki söz konusudur. Bu iki rolün birleşmesi kişinin her rolün gerekleriyle etkili bir şekilde baş etme yeteneklerini azaltabilir. Her iki rolün getirdiği baskı ve gerilimler kişide aşırı bir yüklenmeye neden olabilir. Bunun sonucunda, kaçınılmaz olarak rol çatışması yaşanır.
#14
SORU:
Rol gelişimi yaklaşımı bakım vermenin kişiye etkisini nasıl açıklar?
CEVAP:
Rol gelişimi görüşü, insanların aldıkları bu farklı rollerden yararlandığını, enerjilerini rollere göre düzenleyebildiğini, üstlenilen rollerden birinde başarısızlık söz konusu olduğunda, burada oluşan kayıpları diğer roldeki kazanımlarıyla ödünleyebildiğini ileri sürmektedir. Bu görüşle bağlantılı olarak yapılan bir araştırmada (Gordon, Pruchno, Wilson-Genderson, Murphy ve Rose, 2012), bakım sürecinin ve işin gereklerinin çalışan kadınlarda gerilimle sonuçlandığı, iş yerinin taleplerinin kişiyi daha çok etkilediği, bakım işinin taleplerinin ise sadece aile alanıyla sınırlı olduğu bulunmuştur.
#15
SORU:
Yeterlik gereksiniminin iyi oluşla olan bağlantısını açıklayınız.
CEVAP:
Yeterlik, kişinin daha etkili davranması ve amaçlarına ulaşmasına yardım etmektedir. Birey ancak kendisini özerk hissettiği ortamlarda yetkinliğini ortaya koyabilir. Öz yeterlik inancının bakım sürecindeki en önemli kişisel değişkenlerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Öz yeterliğin bakımın olumsuz yanlarını azalttığı, bakımın anlam bulma, doyum alma, dayanıklılık ve olumlu duygu gibi olumlu görünümlerini güçlendirdiği belirlenmiştir (Crellin, Orrell, McDermott, ve Charlesworth, 2014).
#16
SORU:
Bakım veren kişiler neye gereksinim duymaktadır?
CEVAP:
Bakım veren yakınların gereksinimleri dört temel kategoride toplanmaktadır: bilgi ve eğitim gereksinimi, profesyonel destek, etkili iletişim ve yasal ve maddi destek.
#17
SORU:
Bakım veren kişilerin bilgi ve eğitim gereksinimlerinin nedenlerini açıklayınız.
CEVAP:
Yaşlıya bakan yakınları birçok konuda eğitime ve bilgiye gereksinim duymaktadırlar. Yaşlının hastalığı ve tedavisine ilişkin bilgiler, yaşlının anormal davranışları ve günlük etkinliklerini yönetme, hastalığa özgü hizmetler ve bu hizmetlere nasıl ulaşabileceği, hasta bakımında kullanılan çeşitli aletlerin kullanımı hakkında bilgi almak istemektedirler. Bazı çalışmalarda da bakım veren kişiler kendi sağlıkları ile ilgili olarak nereye başvurabilecekleri, yapabilecekleri fiziksel etkinlikler ve kendi öz bakımları ile ilgili bilgilere gereksinim duyduklarını dile getirmişlerdir.
#18
SORU:
Bakım veren kişilerin profesyonel desteğe olan gereksinimlerinin nedenlerini açıklayınız.
CEVAP:
Yaşlının yakınları yetkin bir destek sağlayacak birimlere ve bu birimlerden verilecek uzman desteğine, yani profesyonel desteğe gereksinim duymaktadırlar. Ayrıca yaşlıya yemek yedirme gibi konularda destek verebilecek kişilerin önemi de ifade edilmektedir. Yaşlı yakınları kişisel ve kişiler arası sorunların çözümü için duygusal destek, kendi duygusal sorunları için yardım ve destek grupları, kendi ailelerinin bakımla ilgisiz sorunlarını nasıl çözecekleri konusunda desteğe gereksinim duymaktadırlar.
#19
SORU:
Bakım veren kişilerin etkili iletişime olan gereksinimlerinin nedenlerini açıklayınız.
CEVAP:
Etkili iletişim konusunda bilgi alabilecekleri kaynaklara gerek duymaktadırlar. Yaşlı aileleri tarafından, bakım web sitelerinin yoluyla profesyonellerle etkili iletişim kurmanın önemi belirtilmiştir. Yaşlı yakınlarının bakım sağlayan profesyonellerle iş birliği ve yaşlı kişilerle nasıl sağlıklı ilişki kuracakları hakkında iletişimle ilgili bilgi gereksinimleri bulunmaktadır.
#20
SORU:
Bakım veren kişilerin yasal ve maddi desteğe duydukları gereksinimin nedenlerini açıklayınız.
CEVAP:
Yasal ve maddi destek deyince maddi konular ve sigorta ile ilgili bilgi, uzun süreli bakımın maddi yönü, yaşlının ve ailenin gereksinimlerini karşılamaya yetmeyen ekonomik kayıplardan söz edilmektedir. Ayrıca bu maddi sorunlarla yasal zeminde başa çıkma yolları konusunda bilgi ve ipuçlarına ihtiyaç hissetmektedirler.
#21
SORU:
Bir kurumun öğrenen örgüte dönüşmesini engelleyen faktörler nelerdir?
CEVAP:
- Telaş ve panik içinde sistematik olmayan adımlar atmak, bunlardan kısa sürede sonuçlar beklemek ve sonuçlar hemen ortaya çıkmayınca bunları uygulamaktan vazgeçmek,
- Öğrenen örgüt olmayı bir zihniyet veya kültür değişimi sürecinden çok belirli sistem ve süreçlerin uygulanması olarak görmek,
- Özgün fikirlere değer vermeden, onları göz ardı ederek alışılagelmiş fikirlere bağlı kalmak,
- Çok çalışmayı ödüllendirip, akıllı çalışma sistemini ödüllendirmemektir.
#22
SORU:
Hastalığa bağlı devamsızlığı ortaya çıkaran durumlar nelerdir?
CEVAP:
- Enfeksiyon, iş kazaları veya yaralanma gibi çeşitli nedenlerle işini yapamama. Örneğin yatan hastalara bakım konusunda bakıcılar eğitimli değilse bu, personelde bel rahatsızlığı gibi bazı geçici ya da kalıcı rahatsızlıklara yol açabilir.
- Çalışan çeşitli mazeretler öne sürerek devamsızlık yapabilir. İşyerindeki bir konudan etkilenmenin, işe karşı olumsuz tutumlar gibi birçok nedeni olabilir. Mazeret öne sürme de incelenmesi, kişiyi detaylıca dinlemeyi gerektiren bir durumdur.
- Kaçış tepkisiyle çalışanın baskıyla baş etmek için kullandığı, zaman zaman uzaklaşma gereksinimi hissettiği bir durum kastedilmektedir. Bu genellikle stres tepkisi olarak değerlendirilir. Biyolojik nedenlerle ilgili olmayan bu durum, yaşanan gerilimin sonucudur. Çalışan üzerinde baskının arttırılması durumu daha da kötüleştirebilir.
- Hastalık kişinin grip, sırt ağrısı gibi basit rahatsızlıklarının olduğu, ancak kendini baskı altında hissetmesiyle yaşanan duruma işaret etmektedir. Çoğu zaman istemli de değildir. Kişi üzerinde baskı hissetmezse rahatsızlığına rağmen işe devam eder, ancak baskı olursa kişinin sağlık problemine tükenmişlik eklenebilir ve baskıyla da baş edemez duruma gelebilir.
- Stres öyle bir noktaya ulaşır ki, baş ağrısı, depresyon, kaygı gibi hem bedensel rahatsızlıklar hem de ruh sağlığı sorunları ortaya çıkar.
- İş ve ev yaşamı arasındaki denge bozulur ve kişi evdeki sorumluluklarını yerine getirmek için işte geçirdiği zamanını azaltmak için çeşitli yöntemler deneyebilir.
#23
SORU:
- Yöneticiler hastalığa bağlı devamsızlığı nasıl ele alabilirler?
CEVAP:
- Devamsızlık nedenleri, sıklığı ve yöntemleriniz konusunda çalışanlarla ilişki içinde olun ve güvene dayalı bir iş ortamı ve iklimi yaratın. Yöneticilerinizi devamsızlığa karşı duyarlı bir yaklaşım sergilemeleri konusunda bilgilendirin.
- Çalışanlarınızla sürekli ilişki içerisinde olun ve görüşmelerde tuttuğunuz notları saklayın.
- Her çalışanın birbirinden farklı olabileceğini unutmayın ve bireysel olarak olayları ele alın, esnek yaklaşın. Ancak adil ve tutarlı olmayı unutmayın.
- Hastalık sonrası işe dönen her çalışana ‘hoş geldin’ demeyi unutmayın. Personele performanslarını ve sağlıklarını etkileyen durumları tartışma, konuşma fırsatını verin. İletişim kanallarını açık tutun.
- İş yüklerini gerçekçi bir düzeyde tutun. İş yükü stresi, dolayısıyla hastalığa bağlı devamsızlığı, tükenmişliği ve iyi oluşu doğrudan etkiler. İş yükünün adil ve hakça paylaşımı konusunda da dikkatli olun.
- Çatışmaları yapıcı bir şekilde ele alın. Çatışmaları halının altına süpürmeyin. Bu daha sonra daha çok soruna neden olacaktır. Çatışmalar devamsızlığın nedeni olan gerilimleri arttıracaktır. Kurumunuzdaki liderlik anlayışınızı gözden geçirin.
#24
SORU:
Minnettarlığı ifade edilmesi insanları nasıl etkilemektedir?
CEVAP:
Minnettarlığın ifade edilmesi, insanların kendi hayatları ve yaşamındaki insanlar üzerinde derinlemesine düşünmesine neden olmaktadır. Ancak yaşlı bireylerin kendisine bakan kişilere bu duygusunu ifade etmesini beklemek gerçekçi değildir. Böyle bir beklentiniz olmasa bile yaşlılarında kendilerine bakan yakınlarına ve bakıcılarına dua ederek minnettarlıklarını belirttiklerine de çok sık rastlanmaktadır. Yaşlının aile üyeleri evde veya kurumda bakım veren profesyonellere minnettarlık duygularını ifade etmesi de yararlıdır ve bu bakım veren profesyonellerin iyi oluşunu arttır. Bakım sürecinde temel rol oynamayan diğer aile üyelerinin de minnettarlığını yaşlıya doğrudan bakım veren aile üyesine, eş ya da kızına ifade etmesi önemlidir.
#25
SORU:
Keyfini çıkarmayı arttırmak için hangi stratejiler uygulanabilir?
CEVAP:
Keyfini çıkarmayı arttırmak için şu stratejiler önerilmektedir:
- Başkalarıyla Paylaşma: Diğer insanlarla olumlu yaşantıları paylaşma keyif almayla en yakından ilişkili değişkendir. Paylaşım bağ kurmayı geliştirip sağlıklı ilişkileri pekiştirebilir. Yaşlılara bakım veren kurumdaki yöneticiler personelin paylaşımlarını arttırmak için geziler düzenleyebilir, hizmet içi eğitimleri dinlenme yörelerinde planlayabilir, hafta içinde bir gün personelin bir araya geleceği yemek veya partiler yapabilirler. Bakım veren aile üyeleri de olumlu yaşantılar için kendilerine fırsatlar yaratmalıdır.
- Hatıra Oluşturma: Olumlu olaylar yaşamak ve bunları hatırlamak için zihninize yerleştirmek yararlıdır. Aile üyeleri geçmişi yaşlıyla birlikte hatırlayabilir, olaylar üzerinde birlikte konuşabilir. Yaşanılan deneyimin zihinde canlandırılması iyi oluş için çok etkilidir. İkinci yararlı bir teknik ise anıların, anlık yaşantıların yazıya dökülmesidir.
- Kendini Kutlama: Başarılarınızı kutlamak için yanımızda her zaman başkaları olmayabilir. Kişi kendi kendisini takdir etmeyi öğrenmelidir. Yaşlı bir yakınına baktığı için kendisini takdir etmesi, kutlaması bu duruma örnek verilebilir. Örneğin ‘her türlü zorluğa rağmen anneme babama bakabiliyorum aferin bana’ şeklinde kendini kutlayabilir.
- Şükretme: Sahip olduğu şeyleri kendisine hatırlatma ve günün sonunda şükretme için zaman ayırma iyi oluşu arttıracaktır.
#26
SORU:
Fiziksel olarak neleri yapmalı neleri yapmamalıyız?
CEVAP:
- İyi oluşunuzdaki ve ruh halinizdeki değişimleri fark edin.
- Kendinizi rahatlatan şeyleri listeleyin.
- Keyif veren yaşantı ya da nesneleri listeleyin.
- Yürüyüşe çıkın.
- Yürüyüşe çıkamıyorsanız bulunduğunuz kapalı ortamda hareket edin.
- Arkadaşlarınızla ev dışında buluşun.
- Arkadaşlarınızla buluşamıyorsanız telefonda konuşun.
- Doğru nefes almayı öğrenin.
- Gün içerisinde gözlerinizi kapatın ve güzel anılarınızı düşünün.
- Beslenme ve uykunun bireyin iyi oluşunu etkilediğini bilin ve bu bilgiyi hayata geçirin.
- Gün içerisinde dinlenmek için neler yapabileceğinizi planlayın ve planınızı uygulayın.
- Dua edin.
- Bütün gününüzü evde geçirmeyin.
- Her işi, sorumluluğu üstlenmeyin.
- Baktığınız kişiyi suçlamayın.
- Olumlu duygular yaşamak için koşulların mükemmel olmasını beklemeyin.
- Her günü aynı şekilde geçirmeyin.
- Mükemmel olmaya çalışmayın.
#27
SORU:
Bakım yükü kavramını tanımlayınız.
CEVAP:
Bakım yükü, bakım hizmeti vermenin bakıcıda ortaya çıkardığı ruhsal sıkıntı, bedensel hastalıklar, ekonomik ve sosyal sorunlar, aile içi ilişkilerde bozulmalar, kontrolün yitirildiği duygusuna kapılma gibi olumsuz nesnel ve öznel sonuçlar şeklinde tanımlanmaktadır.
#28
SORU:
İyi oluş kavramı hangi yaklaşım ile gündeme gelmiştir?
CEVAP:
İyi oluş kavramı Pozitif Psikoloji Yaklaşımı ile gündeme gelmiştir.
#29
SORU:
Pozitif psikolojinin amacını açıklayınız.
CEVAP:
Pozitif psikoloji, bireyleri ve toplumları nelerin geliştirdiğine odaklanarak; geçmiş, şimdi ve gelecek zaman birimlerinde bireyin olumlu deneyimler ve yaşantılar geliştirmesini amaçlar.
#30
SORU:
Öznel iyi oluş kavramını tanımlayınız.
CEVAP:
Öznel iyi oluş, bireyde olumlu duygulanım ve yaşamdan alınan doyumun daha çok olması, olumsuz duygulanım sıklığının daha az olması ile tanımlanmaktadır.
#31
SORU:
Dugulanım kavramını tanımlayınız. Örnekler ile açıklayınız.
CEVAP:
Duygulanım ise kişinin anlık olaylarla ilintili ruh hali ve duygularını içeren duygusal yanıdır. Bu yazıyı okurken, metnin geri kalanında neler olduğunu merak etmeniz, hatta sizi bekleyen bir sınavı düşünerek biraz kaygılanmanız duygulanıma bir örnek olabilir.
#32
SORU:
Öznel iyi oluş kavramını oluşturan üç temel öğeyi açıklayınız.
CEVAP:
Öznel iyi oluş kavramı yaşam doyumu, olumlu duygular ve düşük düzeyde olumsuz duygular olmak üzere üç temel ögeyle birlikte açıklanmaktadır. Öznel iyi oluş içerisindeki bu üç temel yön kendi içlerinde farklı bölümlere ayrılmaktadır. Yaşam doyumu, hoş vakit geçirme, aşk, evlilik, arkadaşlık vb. yaşamın doyum alınabilecek yanlarını anlatmaktadır. Olumlu duygular; hoşlanma, gurur, bağlılık, sevinç ve haz gibi duyguları kapsamaktadır. Olumsuz duygular ise utanç, suçluluk, üzüntü, kızgınlık ve kaygı gibi rahatsız edici olabilen duyguları içermektedir (Diener, Suh ve Oishi, 1997).
#33
SORU:
Psikolojik İyi Oluş Yaklaşımı, psikolojik boyutta iyi oluşu nasıl tanımlamaktadır?
CEVAP:
Psikolojik İyi Oluş Yaklaşımı, olumlu psikolojik işlevsellik olarak nitelendirilen
altı farklı psikolojik boyutla iyi oluşu tanımlamıştır: (1) diğerleri ile olumlu ilişkiler, (2) çevresel hâkimiyet, (3) kendini kabul, (4) özerklik, (5) kişisel gelişim ve büyüme, (6) yaşam amacı.
#34
SORU:
Öznel iyi oluş ile psikolojik iyi oluş arasındaki farkı açıklayınız.
CEVAP:
Öznel iyi oluş genelde mutluluk, olumlu duyguların daha sık yaşanması ve problemlerin göreli olarak azlığı anlamına gelirken psikolojik iyi oluş, çaba harcama, kişisel gelişim ve büyüme için uğraşma, yaşamı için amaç belirleme olarak tanımlanmaktadır. Öznel iyi oluş ve psikolojik iyi oluş bireyin ruh sağlığı ve iyilik hâliyle ilgili, ancak birbirinden farklı kavramlardır
#35
SORU:
Öz belirleme Kuramı'na göre iyi oluş kavramını açıklayınız.
CEVAP:
İyi oluş kavramını ele alan diğer görüş Öz Belirleme Kuramı’dır. Bu kuram özerklik, yeterlik ve ilişkisellik olmak üzere üç temel psikolojik ihtiyaç olduğunu varsaymakta, bu ihtiyaçların doyurulmasını psikolojik dayanıklılık, iyi oluş, yaşam doyumu ve psikolojik sağlık açısından önemli görmektedir.
#36
SORU:
Öz Belirleme Kuramı'na göre özerklik kavramını tanımlayarak, türlerini açıklayınız.
CEVAP:
Özerklik ihtiyacı bireyin kendi eylemlerini başlatması, seçim yapması, kendi etkinliklerini kendisinin yönlendirmesi, davranışlarının kontrolünün kendisinde olmasıdır.
Duygusal, davranışsal ve değer özerkliği olmak üzere üç özerklik ihtiyacı olduğu ifade edilmektedir. Duygusal özerklik, bireyin ailesiyle olan ilişkilerindeki yakınlık düzeyine ve kendi ayaklarının üzerinde durmasına odaklanmaktadır.
Davranışsal özerklik kavramıyla, bireyin karar verme süreci ve sonrasındaki bireyin seçimleri vurgulanmaktadır. Değer özerkliği ise bireyin büyüdüğü, yaşadığı çevrenin değerleri ve görüşlerinden bağımsız kendi değerlerini oluşturması ve bunlara göre davranmasını içermektedir (Ryan
ve Lynch, 1989)
#37
SORU:
Aile üyelerine, yakınlarına bakım veren kişilerle yapılan görüşmeler sonucunda bireyin yaşam olaylarıyla baş etmesini ve iyi oluşunu arttırmasını sağlayan dört konu nedir?
CEVAP:
Aile üyelerine, yakınlarına bakım veren kişilerle yapılan görüşmeler sonucunda bireyin yaşam olaylarıyla baş etmesini ve iyi oluşunu arttırmasını sağlayan dört konu olduğu belirlenmiştir: bedensel sağlık, duygusal sağlık, anlamlı etkinliklere katılma, yeni beceriler öğrenme ve son olarak sosyal destek.
#38
SORU:
Sandviç duygusu kavramını tanımlayınız.
CEVAP:
Orta yaşlarında bakım verme işini üstlenen çalışan bireylerin iki sorumluluk alanıyla baş etme ve bu alanlar arasında denge kurma çabaları sandviç duygusu olarak tanımlanmaktadırlar
#39
SORU:
Bakım veren kişi aynı anda eşinin, çocuklarının, işinin ve yaşlının taleplerini karşılamak durumunda kalmaktadır. Bakım sorumluluğu, özveri gerektiren birçok ek işi ortaya çıkardığından, bakım verenin yaşamında olumsuz sonuçları da beraberinde getirmektedir.
Yukarıda yer alan durumu rol kuramına göre rol güçlükleri yaklaşımı nasıl açıklamaktadır?
CEVAP:
Rol güçlükleri yaklaşımı bakım verme işinin ve aynı anda çalışma yaşamına ait olmanın kişiyi olumsuz etkilediğini ileri sürmektedir. Bu yaklaşım aynı anda eş, anne, çalışan ve bakım veren gibi çoklu rollere sahip olmanın, bu farklı rollere ilişkin sorumlulukları tamamlamada zorluklar ortaya çıkardığı ve dolayısıyla çalışmanın bireylerin iyi oluşunda olumsuz etkilere sahip olduğunu ileri sürmektedir. Bu bakış açısıyla bakım verme ve çalışma arasında olumsuz bir ilişki söz konusudur. Bu iki rolün birleşmesi kişinin her rolün gerekleriyle etkili bir şekilde baş etme yeteneklerini azaltabilir. Her iki rolün getirdiği baskı ve gerilimler kişide aşırı bir yüklenmeye neden olabilir. Bunun sonucunda, kaçınılmaz olarak rol çatışması yaşanır.
#40
SORU:
Bakım veren yakınların gereksinimleri nelerdir?
CEVAP:
Bakım veren yakınların gereksinimleri dört temel kategoride toplanmaktadır: bilgi ve eğitim gereksinimi, profesyonel destek, etkili iletişim ve yasal ve maddi destek.
#41
SORU:
Yaşlı bakımı verenlere yönelik destek grupları hakkında bilgi veriniz; destek gruplarının yapısı, işleyişi ve en önemli amaçları nelerdir?
CEVAP:
Destek grupları bakım verenlere yönelik eğitimler arasında popüler olanlardır ve yaygın bir şekilde yapılan çalışmalardandır. Destek grupları, yaşlı yakınlarının eşleri veya çocuklarından meydana gelir. Bazı toplumlarda destek grupları sürekli devam ederken bir kısmında altı ile sekiz hafta arasında yapılmaktadır. Belli ilkeler çerçevesinde gruplar inşa edilir ve yaşlı yakınlarına hem bilgi hem de destek sağlar. Yaşlılıkla ilgili sağlık konuları hakkında bilgi, grup üyelerinin birbirine verdiği karşılıklı destek, bakım vermenin duygusal güçlükleri, kendine bakma, grup dışındaki destek sistemlerinin gelişimi, kullanımı ve eve yönelik
beceriler bu gruplarda ele alınmaktadır. Destek gruplarının en önemli yararlarından biri, bireylerin yalnız olmadığını hissetmeleri ve birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmalarıdır.
#42
SORU:
Ülkemizde Gündüz Bakım Merkezlerine ilişkin yasal düzenlemeler kaç yılında yapılmıştır?
CEVAP:
Ülkemizde Gündüz Bakım Merkezlerine ilişkin yasal düzenlemeler 2008 tarihinde
yapılmıştır.
#43
SORU:
Öğrenen örgüt kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Öğrenen örgüt, öğrenmeye öncelik veren, tüm üyelerinin öğrenmesini önemseyen ve kendisini sürekli yenileyendir. Öğrenen örgüt bütün üyelerini içine alan, bilginin edinilmesi, aktarımı ve bu bilgileri kullanarak davranış değiştirme
becerisine sahiptir.
#44
SORU:
Bir kurumun öğrenen örgüte dönüşmesini engelleyen faktörler nelerdir?
CEVAP:
Bir kurumun öğrenen örgüte dönüşmesini engelleyen bazı faktörler şu şekilde sıralanabilir (Barutçugil, 2004: 151):
• Telaş ve panik içinde sistematik olmayan adımlar atmak, bunlardan kısa sürede
sonuçlar beklemek ve sonuçlar hemen ortaya çıkmayınca bunları uygulamaktan
vazgeçmek,
• Öğrenen örgüt olmayı bir zihniyet veya kültür değişimi sürecinden çok belirli sistem ve süreçlerin uygulanması olarak görmek,
• Özgün fikirlere değer vermeden, onları göz ardı ederek alışılagelmiş fikirlere bağlı
kalmak,
• Çok çalışmayı ödüllendirip, akıllı çalışma sistemini ödüllendirmemek
#45
SORU:
Pozitif psikoloji stratejileri kavramını açıklayınız. Bu stratejilere örnekler veriniz.
CEVAP:
Pozitif psikoloji stratejileri, bireylerde olumlu duyguları, davranışları, düşünceleri geliştirmeyi amaçlayan istemli eylemler olarak tanımlanmaktadır. Fordyce (Hefferon ve Boniwell, 2015) üniversite öğrencileriyle pek çok uygulamalı çalışma yaparak çok mutlu olan kişilerde görülen 14 prensip sıralamıştır. Bunlar aktif olma, sosyalleşme, anlamlı işler yaparak üretken olma, işleri planlama ve organize hareket etme, endişelenmeyi bırakma, gerçekçi beklenti ve istekler, iyimser düşünmeyi geliştirme, şu ana odaklanma, sağlıklı kişilik geliştirme, dışa
dönük ve sosyal olma, kendin olma, olumsuz duygu ve düşünceleri azaltma, yakın ilişkiler kurma, mutluluğa değer vermedir.
#46
SORU:
Pozitif Psikoloji tarafından kabul edilen, etkisine ilişkin olumlu sonuçlar bulunan stratejiler nelerdir?
CEVAP:
Minnettarlığını İfade Etme
Keyfini Çıkarma ve Olumlu Anlar
Olumlu Duyguları Başkalarına İfade Etme ve Kendi Kendine Söyleme
Bedenle Çalışma