Osmanlı Mutfağı Ara 1. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Osmanlılar döneminde kaliteli kuru meyvelerin tedarik edildiği yer aşağıdakilerden hangisidir?
Şam |
Mısır |
Transilvanya |
Güney Marmara |
Balkanlar |
Temel gıda maddelerinden tahıl ve et ülkenin dört bir köşesinden tedarik ediliyordu. Meyveler, Güney Marmara ve Batı Anadolu başta olmak üzere birçok merkezden; zaman zaman Anadolu’dan da sağlanan sadeyağ, Kırım, Kuzey Karadeniz ve kimi Balkan şehirlerinden; narenciye, ağırlıklı olarak Ege Adaları’ndan ve bir miktar da Akdeniz bölgesinden; baharatın büyük kısmı ise Mısır’dan getirilirdi. Özellikle Marmara’nın kuzey ve güneyi ile Batı Anadolu, Balkanlar, Transilvanya (Eflak-Boğdan), Mısır, Ege Adaları ve kaliteli kuru meyveleriyle tanınan Şam önemli tedarik merkezleriydi. Doğru cevap A seçeneğidir.
2.Soru
I. Reşat Ekrem Koçu tarafından ayak esnafı olarak nitelendirilirler
II. Anadolu'dan veya imparatorluğun diğer vilayetlerinden İstanbul'a para kazanmaya gelen bekar erkeklere kazanç kapısı olmuştur
III. Osmanlı Devleti tarafından esnaf maaşı bağlanmıştır
IV. Ağırlıklı olarak Karamanlı, Arnavut, Rum, Ermeni, Türk gibi farklı cemaatlerden oluşmuştur
Yukarıdaki ifadelerden hangisi/hangileri 19. yüzyıl İstanbul seyyar satıcıları hakkında değildir?
Yalnız III |
I ve III |
II ve IV |
II,III ve IV |
I, II ve III |
İstanbul’daki sokak yiyecek satıcılarını renkli bir dille anlatan Reşat Ekrem Koçu “ayak esnafı” olarak nitelenen seyyar satıcıları, şehrin gündelik hayatının tuzu biberi olarak tanımlar. Koçu’ya göre seyyar satıcılık Anadolu’dan veya imparatorluğun diğer vilayetlerinden İstanbul’a para kazanmak için gelen bekâr erkeklerin ekmek kapısını oluşturmuştur. 19. yüzyıl sonlarına ait seyahatnameler ve anı kitaplarında yer alan bilgilere göre her seyyar yiyecek satıcı grubu ağırlıklı olarak Karamanlı, Arnavut, Rum, Ermeni, Türk gibi farklı cemaatlerden oluşurdu.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 19. Yüzyılda İstanbul’da şekerci tablalarında sergilenen şeker çeşitlerinden değildir?
Akide |
Lokum |
Kişniş Şekeri |
Hurma Şekeri |
İbikli Horoz Şekeri |
Lokum, akide, leblebi şekeri, kişniş şekeri, ibikli horoz şekeri şekerci tablasında rengârenk sergilenirdi. Doğru cevap D’dir.
4.Soru
İstanbul’un gıda ihtiyacının büyük bir bölümünün karşılandığı bölge aşağıdakilerden hangisidir?
Karadeniz |
Mısır |
Ege |
Rumeli |
Marmara |
Modern öncesi dönemde İstanbul halkının gıda ihtiyacı belli ana tedarik merkezlerinden elde ediliyordu. Rumeli bölgesi, şehrin iaşesinde en fazla ağırlığa sahip tedarik alanıydı. Bu bölge özellikle buğday ve koyun iaşesinde öne çıkmıştır. Karadeniz’in kuzeyindeki sahil şeridi de külliyetli malın geldiği alanlardır. Sahil şeridi buğday, koyun ve sadeyağ konusunda; Transilvanya ise koyun ve bal konusunda öne çıkmıştır. Bir diğer tedarik merkezi de Mısır’dır. 16. yüzyılın ilk yarısında devreye giren bu alandan her türlü tahıl ve çok kıymetli baharat çeşitleri gelmekteydi. Ege Adaları, şehrin iaşesine özellikle turunçgiller, sakız (mastaki) gibi mallarla katkı sağlayan iaşe bölgesiydi. Osmanlı başkentinin iaşesinde yeri olan Anadolu’daki ana bölgeler; şehrin hinterlandındaki kaza grupları ile Marmara’nın güneyinden başlayıp Batı Anadolu’ya kadar uzanan nispeten geniş alandı. Doğru cevap D’dir.
5.Soru
I. Tütsüleme
II. Yahni
III. Kızartma
Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri Osmanlı mutfağında koyun ve kuzu eti, kümes ve av hayvanlarını pişirme teknikleri arasında yer alır?
Yalnız I |
I-II |
I-III |
II-III |
I-II-III |
Osmanlı mutfağında koyun ve kuzu eti, kümes ve av hayvanları ve hatta balık kebap- yahni- külbastı- kızartma- pilaki teknikleriyle hazırlanır.
6.Soru
Aşağıdaki iaşe bölgelerinden hangisi İstanbul'un turunçgil ihtiyacını karşılamaktaydı?
Karadeniz'in sahil şeridi |
Eflak ve Boğdan |
Mısır |
Ege Adaları |
Marmara'nın güneyi |
İaşe bölgelerini birkaç kategoride ele almak mümkündür. O¨ncelikle belirtilmelidir ki, Rumeli bölgesi, şehrin iaşesinde en fazla ağırlığa sahip tedarik alanıydı. Bu bölge özellikle buğday ve koyun iaşesinde öne çıkmıştır. Karadeniz’in kuzeyindeki sahil şeridi (özellikle Kefe) ile Transilvanya (Eflak ve Boğdan) da külliyetli malın geldiği alanlardır. Sahil şeridi buğday, koyun ve sade yağ konusunda; Transilvanya ise koyun ve bal konusunda öne çıkmıştır. Bir diğer tedarik merkezi de Mısır’dır. 16. yüzyılın ilk yarısında devreye giren bu alandan her türlü tahıl ve çok kıymetli baharat çeşitleri gelmekteydi. Ege Adaları, şehrin iaşesine özellikle turunçgiller, sakız (mastaki) gibi mallarla katkı sağlayan iaşe bölgesiydi. Osmanlı başkentinin iaşesinde yeri olan Anadolu’daki ana bölgeler; şehrin hinterlandındaki kaza grupları ile Marmara’nın güneyinden başlayıp Batı Anadolu’ya kadar uzanan nispeten geniş alandı. Doğru cevap D'dir.
7.Soru
Yapımı için inceltimiş parça etlerin (koyun, kuzu, tavuk, balık veya ciğer) ızgarada pişirildikten sonra bir sahan içinde et suyu, yağ ve bazen soğan, baharat ilavesiyle bir süre daha pişirilerek elde edildiği yemek türü aşağıdakilerden hangisidir?
Mutancana |
Külbastı |
Tandır kebabı |
Pilaki |
Tirit |
Külbastı terimi ilk olarak 18. yüzyıl kaynaklarında ortaya çıkar. Külbastı aslında bir tür kebaptır. Külbastı için inceltilmiş parça etler (koyun, kuzu, tavuk, balık veya ciğer) ızgarada pişirildikten sonra bir sahan içinde et suyu, yağ ve bazen soğan, baharat ilavesiyle bir süre daha pişirilir. Bu teknik günümüzde hemen hemen kaybolmuştur. Tavuk külbastısı, koyun ve kuzu külbastısı, dana ve sığır etinden tencere külbastısı, haşlama balık külbastısı, kılıç ve palamut külbastısı, lüfer balığı külbastısı, tarak ve istiridye külbastısı, uskumru balığı külbastısı 1844’te yayınlanan yemek kitabı Aşçıların Sığınağı’nda adı geçen külbastı yemekleridir.
8.Soru
I. Salyaneli eyaletlerden Mısır ile tâbi devletlerden Eflâk ve Boğdan’ın merkezî hazineye vermekle yükümlü oldukları verginin bir kısmına karşılık sağlanan malların havâlesi ile merkeze uzak bazı eyaletlerin yöneticilerinin havâleleri
II. İdarî ve malî görevlere atanan bazı yöneticilerin, tayinleri karşılığında taahhüt ettikleri malların
gönderilmesi
III. Taahhüt usulüne dayanmayan, fakat parası, merkezî hazineye bağlı yerel gelirlerden ödenen mallar
İrsaliyenin üç türlü uygulama yöntemi olan yukarıdaki ifadelerden yola çıkarak aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir?
Bir kaza veya bir işletmenin, her yıl o malı tam olarak saraya göndermesi hedeflenmektedir |
Osmanlı Devletinin vergi gelirlerini artırmak |
Nüfuslu kişilerin her yıl aynı zamanda aynı miktarda vergi ödemesini sağlamak |
Eyaletlerin kendi ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamak |
Merkez hazinesine gönderilmesi gereken bu gelirler, yine merkezî ihtiyaçları karşılamak için taşradan yapılan tedarik sürecinde kullanılır |
Her üç tipte de çerçeve aynıdır. Merkez hazinesine gönderilmesi gereken bu gelirler, yine merkezî ihtiyaçları karşılamak için taşradan yapılan tedarik sürecinde kullanılmaktadır. Söz konusu irsâliye tiplerinin hepsinde de, yerel görevliler, malın satın alınmasından saraya ulaşmasına kadar olan sürecin tamamından sorumludurlar ve ortaya çıkan her türlü masrafı karşılamakla yükümlüdürler. Şu durumda, irsâliyenin, merkezî hükümet için önemli külfetleri ortadan kaldıran bir yöntem olduğu söylenebilir.
9.Soru
Aşağıdakilerden dolma çeşitlerinden hangisi Kanuni Sultan Süleyman’ ın oğullarının sünneti için düzenlenen 1539 şenliğinde sunulan yemeklerden biridir?
Soğan dolması |
Karalahana dolması |
Patlıcan dolması |
Domates dolması |
Biber dolması |
16. yüzyıldan itibaren etli sebze ve meyve dolmaları Osmanlı kaynaklarında yer almaya başlamıştır. Örneğin kabak dolması (asma kabağı) ve patlıcan dolması Kanuni Sultan
Süleyman’ ın oğullarının sünneti için düzenlenen 1539 şenliğinde sunulan yemekler arasında yer almıştır.
10.Soru
Osmanlı klasik dönemi İstanbul mutfak kültürüne dair aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir?
İstanbul’daki ürün yelpazesindeki çeşitlilik ve kalite diğer şehirlerdeki ürünlerden daha üstündü. |
Barındırdığı farklı etnik kültürler sebebiyle çok çeşitli unsurlardan etkilenmişti. |
Emperyal yapının mutfağa yansıdığını görmek mümkündü. |
Günümüzde klasik dönem Osmanlı mutfağının izleri İstanbul’da kaybolmuştur. |
Türklerin Orta Asya’daki yemek kültüründen bağımsızdı. |
Osmanlı klasik dönemi İstanbul mutfak kültürü, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan Türk mutfak kültürünün en gelişmiş örneğidir. İmparatorluğun en seçkin gruplarını barındırıyor olması, ona bu üstün konumu kazandırmıştır. Bir diğer etken de, çoğu şehirden farklı olarak, İstanbul’un, ülkenin her bölgesinden ürün çekiyor olmasıdır. İstanbul’daki ürün yelpazesindeki çeşitlilik ve kalite, yiyecek ve içeceklerin nicelik ve nitelik olarak diğer şehirlerinkinden üstün olmasının sebebidir. Diğer taraftan dönemsel farklılıklar görülmekler. Birlikte, İstanbul çok çeşitli etnik ve dini unsurları bir arada barındıran bir şehirdi. Bu yanıyla şehir aynı zamanda farklı mutfak kültürlerine ev sahipliği yapıyordu. Yemeklerde Yahudilerin şirugan (susam yağı), Müslümanların sadeyağ, Rumların ise zeytinyağı kullanımı, İstanbul’da yeme-içme alışkanlıklarındaki çeşitliliği göstermesinin yanında temelde bir ayrışmaya da işaret etmektedir. Özetle emperyal yapının mutfağa yansıyan özelliklerinin önemli bir kısmını bu şehirde görmek mümkündü.
11.Soru
Saray mutfağının gelir-giderlerini gösteren mutfak muhasebe kayıtlarının tutulması işi aşağıdakilerden hangisi tarafından gerçekleştirilirdi?
Kilercibaşı |
Mutfak Emini |
Şarabdâr |
Hazinedârbaşı |
Çaşnigirbaşı |
Saray mutfağının gelir-giderlerini gösteren mutfak muhasebe kayıtları, mutfak emini tarafından eminin bir yıllık hizmet dönemi sonunda yapılan harcamaları göstermek amacıyla hazırlanırdı. Bu bütçeler, temel olarak gelirler ve giderler olmak üzereiki kısımdan oluşmaktaydı. Gelirler kısmı, bir önceki seneden kalan malların bakiyesi ile hazine teslimleri ve bazı muhasebelerde görülen ve kuruma ait malların satışından elde edilen gelirlerin yer aldığı “mebî‘ât” bölümlerinden oluşmaktadır. Giderler kısmı ise çok çeşitli bölümlerden oluşmuştur. Bu kısımdaki alt bölümler, Matbah-ı Âmire teşkilâtındaki
gelişmeye paralel olarak genişlemiştir.
12.Soru
Yukarıdakilerden hangileri Osmanlı mutfağında bulunan yemek teknik ve çeşitleri arasındadır?
I ve II |
II ve IV |
I, II ve III |
I, III ve IV |
I, II, III ve IV |
Çorbalar, pilavlar, börekler, hamur isi pide gibi tuzlu hamur isleri, kebap, yahni, külbastı, köfte gibi kırmızı et, kümes hayvanı, av eti ve balıkla hazırlanan yemekler, yumurtalı yemekler, dolma, sarma, kalye, silkme gibi etli sebze yemekleri, zeytinyağlı sebzeler, salata, turşu gibi iştah açıcılar, sütlü tatlılar, hamur isi şerbetli tatlılar, helvalar, aşure, meyve tatlıları, şerbet, hoşaf ve şuruplar, lokum, akide şekeri gibi şekerlemeler Osmanlı mutfağında bulunan yemek teknik ve çeşitleridir. Doğru cevap D’dir.
13.Soru
Sarayda mutfak personeli ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Her üç ayda bir maaş alıyorlardı. |
Personelin maaş ve giyecekleri emin tarafından dağıtılırdı. |
Emin ve katipten sonra en yüksek ücreti aşçıbaşı almaktaydı. |
En düşük ücreti şakirdler almaktaydı. |
Mutfak ve kiler katiplerinin saraydan tayinat alma hakkı vardı. |
Mutfakta personelin maaş ve giyecekleri emin tarafından değil ağa rütbesiyle mutfak birliklerinin başına getirilen aşçıbaşı tarafından verilmekteydi. Doğru yanıt B'dir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi klasik dönem Osmanlı yemeklerinin özellikleri arasında yer almaz?
Baharat kullanımı fazladır |
Yemeklerde tatlı-tuzlu-ekşi tatlar bir arada var olmuştur |
Koyun veya kuzu eti yemeklerde kullanılan temel malzemedir |
Balık ve deniz ürünleri fazlasıyla tercih edilmiştir |
Buğdaydan elde edilen un en önemli tahıl ürünüdür |
Balık ve deniz ürünleri klasik dönem saray mutfağında çok fazla tercih edilmeyen ürünlerdir.
15.Soru
Hükümdarın yemeğini ilk tatmakla yükümlü olan güvenilir kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Havayicchane |
Emir çaşnigir |
Vekil-i Has |
Şarabdar |
Hansalar |
Büyük Selçuklularda, beslenmeye yönelik faaliyette bulunan dört kurum dikkati çeker: çaşnigirlik, şarabdârlık, vekîl-i haslık ve hansâlârlık. Belirtildiği gibi sofra hizmetlerini yürüten birim çaşnigirliktir ve başında hükümdarın yemeğini ilk tatmakla sorumlu olan ve güvenilir kişiler arasından seçilen emir çaşnigir bulunmaktadır.
16.Soru
1726’da İstanbul ve Galata’da bulunan 32 ayrı yerde sucukçu dükkanı vardı. Bu dükkanlarda çalışan 32 sucukçunun kaçı gayrimüslimdi?
1726’da İstanbul ve Galata’da bulunan 32 ayrı yerde sucukçu dükkanı vardı. Bu dükkanlarda çalışan 32 sucukçunun kaçı gayrimüslimdi?
4 tanesi |
8 tanesi |
16 tanesi |
24 tanesi |
32 tanesi |
1726’da İstanbul ve Galata’da 32 ayrı yerde sucukçu dükkanı vardı. Bu dükkanlarda çalışan 32 sucukçunun yalnızca 4’ü gayrimüslimdi. Onların da gayrimüslim nüfusun yoğun olduğu Samatya ve Balat gibi mahallerde iş yaptıkları dikkat çekmektedir. Doğru cevap A'dır.
17.Soru
Kuruluş Döneminde Osmanlı saraylarının mutfak hizmetleri hangisi tarafından yürütülmekteydi?
Çaşnigirler |
Şarabdârlar |
Hansâlâr |
Vekîl-i has |
Havâyichâne |
Kuruluş Döneminde Osmanlı saraylarının mutfak hizmetleri çaşnigirler tarafından yürütülmekteydi.
18.Soru
Saray iaşesi için gerekli olan paranın sağlandığı kaynaklar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Mukataa |
Cizye |
Merkezi hazineye bağlı olmayan gelir kaynakları |
Merkezî hazineden doğrudan alınan nakitler |
Avarız |
Sarayın iâşesi için gerekli para, merkezî hazineden doğrudan alınan nakitler ile merkezî hazineye bağlı diğer gelir kaynaklarından karşılanmaktaydı. Merkezî hazineye bağlı gelir kaynakları arasında, mukataalar ile avârız ve cizye üniteleri yer almıştır.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı mutfağının 18. yüzyıl dönemine ait kebap çeşitleri arasında yer alır?
Adi şiş kebabı |
Muhzır kebabı |
Hacı osman kebabı |
Püryan |
Teşrifat-ı naim efendi kebabı |
18. Yüzyıla Ait Yemek Risalesi ve Aşçıların Sığınağı Adlı Yemek Kitaplarında Yer Alan Kebap Çeşitlerine göre Teşrifat-ı naim efendi kebabı 18. yüzyıl dönemine aittir.
20.Soru
18. yüzyılın sonlarında devletin, gıda temini konusunda denetiminin ve rolünün artmasının sebebidir?
Rumeli’de ilerleyişin durması. |
Fiyatlardaki artışın hızlanması. |
Karadeniz bölgesinin elden çıkması. |
Özel sektörün söz sahibi olması. |
Kıtlıkların arzı azaltması. |
İstanbul’un iaşesi bazı dönemsel özelliklere sahiptir. 17. yüzyıl sonlarına kadar, başkentin iaşesinde devlet daha az görünürdür. Bu yapı, Rumeli’de ilerleyişin durduğu hatta geri çekilmenin başladığı 17. yüzyıldan itibaren değişmeye başlamış, bir sonraki yüzyılda şehrin iaşesinde daha müdahaleci bir yapı ortaya çıkmıştır. Geri çekilme nedeniyle iaşe alanlarının daralmasından dolayı yapılan düzenlemeler (tedarikin denetimi, devlet memurlarının süreçte daha yoğun yer almaları, yeni tedarik alanlarının belirlenmesi vs.) 18. yüzyılın sonlarında çok daha belirgin bir biçimde görülecektir. Çünkü bu dönemde başkentin et ve tahıl ambarlarından biri olan Karadeniz’in kuzey bölgesi tedricen elden çıkacak veya tedarik güvenliği olmayan bir bölge haline gelecektir. Doğru cevap C’dir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ