ANAYASA II Dersi YÜRÜTME ORGANI soru cevapları:

Toplam 55 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Cumhurbaşkanı hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: Cumhuriyet anayasalarının tümü -1924, 1961, 1982- cumhurbaşkanını seçme yetkisini TBMM’ne tanımıştır. Ne var ki bu anayasaların cumhurbaşkanının seçimini düzenleyen hükümleri incelendiğinde, aralarında bazı farkların olduğu görülmektedir. 1924 Anayasasının cumhurbaşkanının seçimini düzenleyen 31. maddesi şöyledir: Türkiye Cumhurbaşkanı, Büyük Millet Meclisi kamutayı tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaşkanlığı görevi, yeni Cumhurbaşkanının seçimine kadar sürer. Yeniden seçilmek olur. Görüldüğü gibi bu madde, cumhurbaşkanının, bir seçim dönemi için, TBMM’nin basit çoğunluğu ile seçilmesini düzenlemiştir. Bu nedenle 1924 Anayasası döneminde genel seçimlerin ardından kurulan her yeni parlamento, ilk iş olarak o seçim dönemi için görev yapacak olan cumhurbaşkanını seçmiştir. Tek parti yönetiminin hâkim olduğu 1923-1946 yılları arasında bir sorun olarak görülmeyen bu hükmün sakıncaları, çok partili siyasi hayata geçişten sonra ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni, birden fazla siyasi partinin yer aldığı parlamentoda çoğunluğu elde eden siyasi partinin bakanlar kurulunu oluşturacak gücü elde etmenin yanında otomatik olarak cumhurbaşkanını da seçebilmesidir. Böylece çoğunluk partisi, yasama ve yürütme sürecinin her ikisine de hâkim olma şansına erişmiştir. Bu ise anayasanın diğer hükümleriyle birleştiğinde, çoğunlukçu demokrasi modelini yaratan faktörler arasında yer almıştır. Nitekim Anayasa I başlıklı kitapta belirttiğimiz gibi TSK’nin 27 Mayıs 1960’da yönetime el koymasının sebeplerinden biri, iktidar ve muhalefet ilişkilerini kopma noktasına getiren bu çoğunlukçu demokrasi anlayışı olmuştur. Bu nedenle 1961 Anayasası, parlamento çoğunluğunun yetkilerini sınırlayacak biçimde hazırlanmıştır.

#2

SORU: Cumhurbaşkanının yetkileri nelerdir?


CEVAP: Cumhuriyet Anayasaları, cumhurbaşkanına tanıdıkları yetkiler yönünden incelendiğinde, bu Anayasalar arasında önemli bir farkın olduğu görülmektedir. 1924 ve 1961 Anayasalarının sembolik konularla sınırlı yetkiler sunduğu cumhurbaşkanına, 1982 Anayasası, çok geniş yetkiler tanımıştır. 1982 Anayasasının 104. maddesi, bu Anayasanın, cumhurbaşkanlığını sınırlı yetkileri haiz bir makam olarak düzenlemediğini, tam aksine bu makamı, devlet hayatının en güçlü unsuru haline getirdiğini göstermektedir. Maddenin ilk fıkrasına göre: Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Maddenin devamında ise, cumhurbaşkanının görev ve yetkileri, bu görev ve yetkilerin ilgili bulunduğu devlet organları esas alınarak uzun bir liste halinde sıralanmıştır. Böylece cumhurbaşkanına, parlamentarizmin doğasıyla bağdaşmayan çok geniş yetkiler tanınmıştır. Üstelik Anayasa, bu görev ve yetkilerden hangilerinin cumhurbaşkanı tarafından tek başına, hangilerinin başbakan ve ilgili bakanın karşı-imzasıyla kullanılacağını açık olarak hükme bağlamamıştır. Bu nedenle, 104. maddeyle cumhurbaşkanına tanınan yetkilerden hangilerinin tek başına kullanılacağı, Ergun Özbudun’un işaret ettiği gibi, yetkinin mahiyetine bakılarak tespit edilecektir. 104. maddede yer alan yetkilerin genişliği, Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, bu Anayasa ile benimsenen hükümet sisteminin niteliğinin ne olduğu tartışmalarını da beraberinde getirmiştir.

#3

SORU: Sorumsuzluğu hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: 1924 ve 1961 Anayasaları, cumhurbaşkanına sınırlı yetkiler sunmuşlar, buna paralel olarak cumhurbaşkanının sorumsuzluğu kuralına da yer vermişlerdir. 1924 Anayasasının 39. maddesine göre: Cumhurbaşkanının çıkaracağı bütün kararlar Başbakan ile birlikte ilgili Bakan tarafından imzalanır. Bu Anayasanın 41. maddesi ise Cumhurbaşkanının çıkaracağı bütün kararlardan doğacak sorunlar 39 uncu madde gereğince bu kararı imzalayan Başbakanın ve ilgili bakanındır hükmüne yer vermiştir. Böylece Anayasa, yetkide ve sorumlulukta paralellik kuralına uygun olarak, yetkisiz olan cumhurbaşkanının sorumsuz olması hükmüne de yer vermiştir. Bilindiği gibi, yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesi, yetkinin olduğu her yerde sorumluluğun, sorumsuzluğun olduğu her yerde ise yetkisizliğin mevcut olduğu anlamına gelmektedir. 1961 Anayasası da 98. maddesinde cumhurbaşkanının sorumsuzluğu kuralına yer vermiştir. Bu hükme göre: Cumhurbaşkanı, görevleriyle ilgili işlemlerinden sorumlu değildir. Cumhurbaşkanının bütün kararları, Başbakan ve ilgili Bakanlarca imzalanır. Bu kararlardan Başbakan ile ilgili Bakan sorumludur. 1961 Anayasasının 97. maddesiyle cumhurbaşkanına sınırlı yetkiler sunduğu düşünülürse, bu Anayasanın da 98. maddesinde yer alan hükümle yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesine uyumlu bir model yarattığı söylenebilir.

#4

SORU: Cezai sorumluluk nedir?


CEVAP: Parlamenter hükümet sistemlerinde devlet başkanının cezai sorumluluğunun ne olduğu, devlet biçiminin monarşi veya cumhuriyet olmasına bağlı olarak değişmektedir. Parlamenter monarşilerde, devlet başkanının cezai sorumsuzluğu mutlaktır. Devlet başkanının eylem ve işlemlerinden doğan tüm cezai sorumluluklar, başbakan ve ilgili bakana aittir. Cumhuriyetlerde ise durum farklıdır. Devlet başkanının görevleriyle ilgili olan suçlarından kaynaklanan ceza sorumluluğu karşı-imza kuralının gereği olarak başbakan ve ilgili bakana aittir. Buna karşılık, cumhurbaşkanı göreviyle ilgili olmayan fiillerinden kaynaklanan ceza sorumluluğunu taşımaktadır. Cumhurbaşkanının görevi ile ilgili olmayan fiillerinden dolayı cezai sorumluluğunun ne şekilde işletileceği, 1924 Anayasasının 41. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Bu hükme göre: Cumhurbaşkanının özlük işlerinden dolayı sorumlanması gerekirse Anayasanın milletvekilliği dokunulmazlığı ile ilgili 17 nci maddesi hükümlerine uyulur. Görüldüğü gibi, 1924 Anayasası döneminde cumhurbaşkanının görevi ile ilgili olmayan suçlardan dolayı yargılanabilmesi, TBMM’nin dokunulmazlık güvencesini kaldırmasına bağlıdır. 1961 ve 1982 Anayasaları ise cumhurbaşkanının görevi ile ilgili olmayan suçlarından dolayı ne şekilde sorumlu kılınabileceğini hükme bağlamamıştır. Her iki Anayasa da cumhurbaşkanının dokunulmazlık güvencesi olduğunu açık olarak düzenlemediğinden, bu Anayasalara göre cumhurbaşkanlarının görevleriyle ilgili olmayan suçlardan dolayı otomatik olarak yargılanabilecekleri izlenimi doğmaktadır. Ne var ki milletvekilleriyle, hükümetlere dışarıdan atanan bakanlara dokunulmazlık güvencesi sunan bu Anayasaların, cumhurbaşkanını bu güvenceden yoksun bırakabileceğini düşünmek gerçekçi değildir. Bu nedenle, cumhurbaşkanın da dokunulmazlık güvencesinden yararlanabileceği kabul edilmelidir. Ne var ki anayasa hukukçuları ve ceza hukukçuları arasında aksini savunan yazarların olduğunu da belirtmek gerekir. Bu yazarlara göre, kamu hukukunda kıyas yöntemi uygulanamayacağından, 1961 ve 1982 Anayasalarına göre cumhurbaşkanının dokunulmazlık güvencesine sahip olduğunu iddia etmek mümkün değildir.

#5

SORU: Cumhurbaşkanlığı’na vekalet hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: Cumhurbaşkanına vekâlet, 1982 Anayasasının 106. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre: Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar, ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Görüldüğü gibi madde, cumhurbaşkanlığının geçici veya sürekli olarak boş kalması hallerinde bu makama vekâlet yetkisini TBMM Başkanına tanımıştır. Hastalık veya yurt dışı seyahatinde olmak, makamın geçici olarak boş kaldığını gösteren sebepler arasındadır. Bu durumda cumhurbaşkanının sağlık koşulları düzelinceye kadar yahut yurt dışı seyahatinde ise yurda dönünceye kadar vekâlet yetkisi, TBMM Başkanı tarafından kullanılacaktır. Ölüm veya çekilme gibi cumhurbaşkanlığının sürekli olarak boşalmasına yol açan bir sebebin ortaya çıkması halinde ise TBMM başkanı, vekâlet yetkisini yeni cumhurbaşkanı seçilinceye kadar kullanacaktır. 106. madde, cumhurbaşkanlığı makamının ölüm ve çekilme dışındaki sebeplerle de sürekli olarak boş kalabileceği ihtimalini dikkate alan, takdire açık bir ifadeye yer vermiştir. Bu nedenle, tedavisi mümkün olmayan ve cumhurbaşkanlığı görevinin yerine getirilmesini engelleyen bir hastalığın, makamın sürekli olarak boş kalmasına yol açtığı kabul edilebilir. Böylece yeni bir cumhurbaşkanı seçilinceye kadar bu görev, vekâleten TBMM Başkanı tarafından yerine getirilecektir. Nitekim Cemal Gürsel’in sağlık koşullarının hızla kötüleşmesi üzerine, TBMM, 28.03.1966 tarih 114 sayılı kararıyla durumu tespit ederek vekâlet yetkisinin 1961 Anayasasının 100. maddesi gereğince Cumhuriyet Senatosu Başkanı tarafından kullanılacağına hükmetmiştir.

#6

SORU: Bakanlar kurulunun kuruluşu nedir?


CEVAP: 1982 Anayasasına göre, yürütme organının diğer unsuru Bakanlar Kuruludur. Bakanlar Kurulunun kuruluşu, Anayasanın 109. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre: Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir. Görüldüğü gibi Anayasa, Başbakanı atama yetkisini Cumhurbaşkanına; Bakanlar Kurulu üyelerini belirleme yetkisini ise Başbakana tanımıştır. Başbakan, Bakanlar Kurulu üyelerini, TBMM üyeleri arasından veya milletvekili seçilme yeterliliğini haiz olan parlamento dışındaki kişiler arasından seçme yetkisine sahiptir. 1982 Anayasasının Bakanlar Kurulunun kuruluşunu düzenleyen 109. maddesi, 1961 Anayasasının aynı konudaki 103. maddesine paraleldir. Ancak 1982 Anayasası, selefinden farklı olarak Başbakanın önerisi üzerine bir bakanın Cumhurbaşkanı tarafından azledilebileceğini düzenlemiştir. Bu hükmün Başbakanın Bakanlar Kurulu içindeki konumunu güçlendirdiği açıktır. Parlamentarizmin çağdaş dünyadaki gelişimi de Başbakanın Bakanlar Kurulu içindeki konumunun güçlendirilmesi yönündedir. Bu nedenle 1982 Anayasasının bu tür bir düzenlemeye yer vermesi isabetli bir yeniliği ifade etmektedir. Anayasaya göre Bakanlar Kurulunun hukuken kurulmuş sayılması, Cumhurbaşkanının Başbakan tarafından kendisine sunulan kabine listesini onaylamasına bağlıdır. Bu onayla birlikte Bakanlar Kurulu, hukuken varlık kazanır ve Anayasanın 110. maddesine göre parlamentonun güvenine başvurur. Bu maddeye göre: Bakanlar Kurulunun listesi tam olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise toplantıya çağrılır. Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunur ve güvenoyuna başvurulur. Güvenoyu için görüşmeler, programın okunmasından iki tam gün geçtikten sonra başlar ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçtikten sonra oylama yapılır. Bu hüküm, Bakanlar Kurulunun göreve başlarken parlamentonun güvenine tâbi olduğunu düzenlemekle birlikte, bu oylamada hangi çoğunluk kuralının uygulanacağını tasrih etmemiştir. Ne var ki Meclis İçtüzüğünün 124. maddesi, Bakanlar Kurulu programının görüşülmesi sırasında genel hükümlerin uygulanacağını hükme bağlamıştır. Burada sözü geçen ‘genel hükümler’ ifadesini, Anayasanın toplantı ve karar yeter sayısını düzenleyen 96. maddesi şeklinde anlamak gerekir. Bu maddede yer alan karar yetersayısı ise toplantıya katılanların salt çoğunluğudur. Bu nedenle Anayasanın 110. maddesi gereğince göreve başlarken yapılan güven oylamasında basit çoğunluk kuralı uygulanacaktır.

#7

SORU: Bakanlar Kurulunun yapısı nedir?


CEVAP: Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan oluşan kolektif bir organdır. Böyle olmakla beraber, Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanıdır. Nitekim Başbakanın Bakanlar Kurulu içindeki konumu, literatürde eşitler arasında birinci olarak ifade edilmektedir. Bu nedenle, Başbakanın, hükümetin izleyeceği politikalardan birinci derecede sorumlu olduğu kabul edilmektedir. 1961 Anayasasının 105. maddesiyle 1982 Anayasasının 112. maddesi, bu hususu açıkça hükme bağlamıştır. 112. maddenin ilk fıkrasına göre: Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu, bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur. 112. maddenin 1961 Anayasasında karşılığı bulunmayan 2. ve 3. fıkraları, Başbakanın Bakanlar Kurulu içindeki konumunu daha da güçlendirmiştir. Buna göre Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur. Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür. Buna ek olarak 109. maddenin yukarıda değindiğimiz son fıkrası, Başbakana bakanların azli konusunda tanıdığı yetkiyle, onun, Bakanlar Kurulundaki liderlik rolünü daha da pekiştirmiştir.

#8

SORU: KHK nedir?


CEVAP: Kanun hükmünde kararname, bakanlar kurulunun düzenleyici işlemleri arasında yer almaktadır. Böyle olmakla beraber kanun hükmünde kararname, yürütme organının tüzük, yönetmelik gibi adlarla anılan diğer düzenleyici işlemlerinden içerik ve fonksiyon bakımından çok farklıdır. Tüzükler ve yönetmelikler, aşağıda görüleceği gibi, kanunların uygulanmasını sağlayan işlemlerdir. Kanun hükmünde kararnameler ise organik yani şekli açıdan bakanlar kurulunun bir işlemidir. Ancak bu işlem, yürürlükteki bir kanunu değiştirme ve kaldırma gücüne sahiptir.

#9

SORU: Sıkıyönetim ve olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameler nedir?


CEVAP: 1961 Anayasası kanun hükmünde kararnameyi 64. maddesinde düzenlemiş, bu kararnameler yönünden herhangi bir ayrım yapmamıştır. Buna karşılık 1982 Anayasası, ola ğan dönem kanun hükmünde kararnameleri ve ola ğanüstü yönetim usulleri altında kabul edilen kanun hükmünde kararnameler şeklinde bir ayrıma yer vermi ştir. Ola ğan dönem kanun hükmünde kararnameleri Anayasanın yukarıda inceledi ğimiz 91. maddesinde düzenlenmi ştir. Ola ğanüstü yönetim usulleri altında kabul edilen kanun hükmünde kararnameler ise Anayasanın 121. maddesinin son fıkrasıyla, 122. maddesinin 2. fıkrasında yer almaktadır. 121. maddenin son fıkrası şöyledir: Ola ğanüstü hal süresince, Cumhurba şkanının ba şkanlı ğında toplanan Bakanlar Kurulu, ola ğanüstü halin gerekli kıldı ğı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ili şkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir. 122. maddenin ikinci fıkrası ise şu hükme yer vermi ştir: Sıkıyönetim süresinde, Cumhurba şkanının ba şkanlı ğında toplanan Bakanlar Kurulu sıkıyönetim halinin gerekli kıldı ğı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir. Bu hükümler incelendi ğinde, ola ğanüstü yönetim usullerinde kabul edilen kanun hükmünde kararnamelerin, ola ğan dönem kanun hükmünde kararnamelerinden üç açıdan farklı oldu ğu görülmektedir. Bunlar, kanun hükmünde kararnamenin yetki ve konu unsurlarıyla, yargı denetimine ilişkindir.

#10

SORU: Cumhurbaşkanlığı kararnamesi nedir?


CEVAP: 1982 Anayasasının yer verdiği düzenleyici işlemlerden biri de Cumhurbaşkanlığı kararnamesidir. 1961 Anayasasında karşılığı olmayan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, 1982 Anayasasının 107. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kuruluşu, teşkilat ve çalışma esasları, personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kuruluşu, teşkilat ve çalışma esasları, personel atama işlemleri konularıyla sınırlanmıştır. Bu nedenle, 107. maddede yer alan bu konular dışında, başka herhangi bir konuda, cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma olanağı bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin önemli özelliklerinden biri de, idarenin kanuniliği esasına dayanmaması, bu yetkinin doğrudan doğruya Anayasadan kaynaklanmasıdır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, şeklen bir yürütme işlemi olduğuna göre, bu işlemin hukuka uygunluk denetiminin idari yargı kuruluşları tarafından yapılması gerekir. Ne var ki Anayasanın idari yargı yolunu düzenleyen 125. maddesinin ikinci fıkrasıyla, cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlere yargı bağışıklığı sunulması, bu ihtimali ortadan kaldırmıştır. Böylece Cumhurbaşkanlığı kararnamesi aleyhine idari yargı merciine başvurma olanağı bulunmamaktadır.

#11

SORU:

1961 Anayasasındaki düzenlemeye göre cumhurbaşkanı ve TBMM’nin görev süreleri ne kadardır?


CEVAP:

1961 Anayasasının 69. maddesine göre TBMM’nin görev süresi 4 yıl; cumhurbaşkanının görev süresi ise 7 yıldır.


#12

SORU:

1982 Anayasasında cumhurbaşkanının tarafsızlığını teşvik eden hükümler nelerdir?


CEVAP:

1982 Anayasası da selefi gibi cumhurbaşkanının tarafsızlığını teşvik eden çeşitli mekanizmalara yer vermiştir. Bu mekanizmalar, Anayasanın 101. ve 102. maddelerinde yer almaktadır. 101. maddenin ilk metnine göre: “Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir. Cumhurbaşkanlığı'na Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından aday gösterilebilmesi, Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle mümkündür. Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.”

102. maddenin ilk metnine göre: “Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. (...) En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye tamsayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir.”


#13

SORU:

2007 de kabul edilen anayasa değişikliklerinin sonuçları nelerdir?


CEVAP:

2007’de kabul edilen bu anayasa değişikliğinin en önemli sonuçlarından biri, hükümet sisteminin niteliğini, parlamentarizmin özünden biraz daha uzaklaştırarak, yarı-başkanlık modeline yaklaştırmak olmuştur.


#14

SORU:

1982 Anayasasındaki yarı-başkanlık sistemini Fransa’nın Beşinci Cumhuriyet Anayasasındaki yarı-başkanlık sisteminden ayıran özellik nedir?


CEVAP:

Yarı-başkanlık sistemleri, halkın seçtiği cumhurbaşkanına güçlü yetkiler sunmaktadır. Bu yetkilerden biri de, parlamentonun feshidir. 1982 Anayasası cumhurbaşkanına çok geniş yetkiler sunduğu halde, meclisin feshi, bu yetkiler arasında yer almamaktadır.


#15

SORU:

1982 Anayasasındaki cumhurbaşkanının sorumsuzluğu düzenlemeleri, 1924 ve 1961 Anayasalarının aynı konudaki düzenlemelerinden hangi açıdan ayrılmaktadır?


CEVAP:

İki açıdan ayrılmaktadır. Bunlardan ilki, 1924 ve 1961 Anayasalarının yetkisiz kıldıkları cumhurbaşkanının sorumsuzluğu kuralına yer vermelerine karşılık, 1982 Anayasasının fevkalade geniş yetkiler sunduğu cumhurbaşkanına sorumsuzluk tanımasıdır. Böylece 1982 Anayasası, yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesiyle çelişen bir yapı yaratmıştır. İkinci fark, 1982 Anayasasının 105. maddesiyle cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlere yargı bağışıklığı tanınmasıdır. Bu ise, bir yandan hukuk devleti ilkesiyle çelişmekte, diğer yandan bu işlemlerden doğan sorumluluğu taşıyacak herhangi bir makamın olmamasına yol açmaktadır.


#16

SORU:

1961 ve 1982 Anayasaları TBMM tarafından vatana ihanetle suçlandırılan cumhurbaşkanını yargılama yetkisini kime vermiştir?


CEVAP:

Bu Anayasalara göre, vatana ihanetle suçlandırılan cumhurbaşkanını Yüce Divan sıfatıyla yargılama yetkisi Anayasa Mahkemesine aittir. (1961 m. 147, 1982 m. 148)


#17

SORU:

Yüce Divana sevk edilen cumhurbaşkanının, cumhurbaşkanlığı statüsü devam eder mi?


CEVAP:

Her iki anayasa da bu konuda açık bir kurala yer vermemiştir; ancak, 1961 Anayasasının 106. maddesi, “Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla Yüce Divana verilen bir Bakan, bakanlıktan düşer” hükmüne yer vermektedir. 1982 Anayasasının 113. maddesi ise “Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile Yüce Divana verilen bir bakan bakanlıktan düşer. Başbakanın Yüce Divana sevki halinde hükümet istifa etmiş sayılır” hükmüne yer vermektedir. Bu düzenlemeler karşısında Yüce Divana sevk edilen bir cumhurbaşkanının, cumhurbaşkanlığı statüsünü muhafaza edebileceğini düşünmek güç görünmektedir.


#18

SORU:

Tedavisi mümkün olmayan ve cumhurbaşkanlığı görevinin yerine getirilmesini engelleyen bir hastalığın, makamın sürekli olarak boş kalmasına yol açtığı durumda ne olacaktır?


CEVAP:

106. madde, cumhurbaşkanlığı makamının ölüm ve çekilme dışındaki sebeplerle de sürekli olarak boş kalabileceği ihtimalini dikkate alan, takdire açık bir ifadeye yer vermiştir. Bu nedenle, tedavisi mümkün olmayan ve cumhurbaşkanlığı görevinin yerine getirilmesini engelleyen bir hastalığın, makamın sürekli olarak boş kalmasına yol açtığı kabul edilebilir. Böylece yeni bir cumhurbaşkanı seçilinceye kadar bu görev, vekâleten TBMM Başkanı tarafından yerine getirilecektir.


#19

SORU:

Cumhuriyet Anayasalarının yürütme yapıları ve organları nelerdir?


CEVAP:

Cumhuriyet Anayasalarının tümü (1924, 1961, 1982 Anayasasının ilk metni) düalist yürütme yapısına yer vermiştir. Bu yüzden, bu anayasaların hepsinde yürütme organı Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulundan oluşmaktadır. Buna karşılık, 21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa Değişikliğiyle başkanlık sistemine, yani monist bir yürütme yapısına geçilmiştir.


#20

SORU:

Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçimi usûlü hangi tarihte kabul edilmiştir?


CEVAP:

Ülkemizde ilk kez 31.05.2007 tarihli 5678 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle kabul edilmiştir. Nitekim, bu Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonraki ilk Cumhurbaşkanı seçimi, halk tarafından yapılmıştır. Böylece, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olmuştur.


#21

SORU:

21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliği 101.maddenin Cumhurbaşkanı seçilecek kişilerde aradığı koşullar nelerdir?


CEVAP:

Cumhurbaşkanı seçilecek kişilerde aradığı koşullar şöyledir: kırk yaşını doldurmuş olmak; yükseköğretim derecesine sahip olmak; milletvekili seçilmeye engel bir suçtan dolayı hüküm giymemiş olmak ve Türk vatandaşı olmak. Madde aynı zamanda, Cumhurbaşkanının görev süresini beş yıl olarak düzenlemiş ve bir kişinin iki kez bu makama seçilmesine de olanak tanımıştır. Bütün bu hususlar da aslında, 2007 Anayasa değişikliğiyle kabul edilen 101. madde metninde yer almaktaydı.


#22

SORU:

Cumhurbaşkanının tarafsızlığı kuralı cumhuriyet anayasalarında zaman içinde ne gibi değişikliklere uğramıştır?


CEVAP:

1961 Anayasası, 1982 Anayasasının ilk metni ve 1982 Anayasasının 2007’de değiştirilen metni, Cumhurbaşkanının seçimini düzenleyen hükümlerinde aynı zamanda Cumhurbaşkanının tarafsızlığı kuralına yer vermişlerdir. Bu kural, ilk kez 2017 Anayasa değişikliği ile ortadan kaldırılmıştır. Böylece, ülkemizde Cumhurbaşkanı olarak seçilen bir kişinin bir siyasi partinin üyesi hatta genel başkanı olmasında hiçbir anayasal engel bulunmamaktadır.


#23

SORU:

21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Kanunla değişik 104. maddenin ilk kez Cumhurbaşkanına sunduğu yetkiler nelerdir?


CEVAP:
  • “Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj vermek,
  • Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
  • Üst kademe kamu yöneticilerini atamak, görevlerine son vermek ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlemek,
  • Milli güvenlik politikalarını belirlemek ve gerekli tedbirleri almak,
  • Yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarmak,
  • Kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarmak.”

#24

SORU:

Anayasımızın 104.maddesinde cumhurbaşkanının yargı yetkisine yer verilmemesi yetkisiz olduğunu gösterir mi?


CEVAP:

104. maddenin eski ve yeni metinlerinin son fıkrasına şu hüküm yer almaktadır: “Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.”Bu hükümden de anlaşılacağı gibi, Cumhurbaşkanının sahip olduğu yetkiler, 104. maddede sıralananlardan ibaret değildir. Nitekim, Anayasanın çeşitli hükümleri ve kanunlarda Cumhurbaşkanına başkaca yetkiler sunulmuştur.


#25

SORU:

21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu alanındaki yeni düzenlemeler nelerdir?


CEVAP:

Cumhurbaşkanı hakkında herhangi bir suç işlediği iddiası mevcut olduğu takdirde, hangi usûl ile işlem yapılacağını düzenlemektedir. Buna göre, TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu oranındaki milletvekilleri, Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması için önerge verebilecektir. TBMM üye tamsayısı 600 olduğu için, en az 301 milletvekilinin bu önergeye imza atması gerekmektedir.


#26

SORU:

Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması için verilen önerge üzerine soruşturma sürecine devam edilmesi için aranan çoğunluk nedir?


CEVAP:

Bu önerge üzerine, TBMM üye tamsayısının en az beşte üçü Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılmasını kabul ederse süreç devam edecektir. Anayasanın Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması için gerekli gördüğü bu sayı 360’tır. Böylece, 360 milletvekilinin soruşturma açılması yönündeki kararı üzerine bir soruşturma komisyonu kurulacak ve suç iddiasını soruşturarak bir rapor hazırlayacaktır.


#27

SORU:

6771 sayılı Kanunla cumhurbaşkanına vekalet konusunda yapılan değişikler nelerdir?


CEVAP:

6771 sayılı Kanunla değişik 106. maddenin yeni metninin 2 ve 3. fıkraları Cumhurbaşkanına vekâleti düzenlemektedir. Maddenin 2. fıkrası Cumhurbaşkanlığı makamının sürekli bir nedenle boşalması halinde bu makama vekâleti düzenlemektedir. Bu hükme göre, “Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde, kırkbeş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.”

106. maddenin yeni metninin 3. fıkrası ise Cumhurbaşkanlığı makamının geçici bir nedenle boşalması halinde bu makama vekâleti düzenlemektedir. Bu hükme göre, “Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.”


#28

SORU:

Başkanlık sistemine geçişi sağlayan Anayasa değişikliğiyle oluşturulan bakanlık statüsünün anayasamızın ilk metnindeki bakanlık statüsünden farkı nedir?


CEVAP:

Anayasamızın ilk metniyle kabul edilen bakanlık statüsünden farkı; başkanlık sistemine geçişle birlikte, yürütme organı, sadece halkın seçtiği başkandan oluşan monist bir organdır. Bu nedenle, 106. maddeyle düzenlenen bakanlar, başkana sadece belli konularda danışmanlık niteliğinde hizmet sunabilirler. Yürütme alanındaki bütün kararlar, cumhurbaşkanı tarafından tek başına verilir. Bakanlar bu kararların alınmasına iştirak edemezler.


#29

SORU:

21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Kanun cumhurbaşkanına hangi konularda kararname düzenleme yetkisi tanımıştır?


CEVAP:

Cumhurbaşkanına, çok daha geniş bir alanda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleme yapma yetkisini tanıdı. Bu hükme göre, “Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.”


#30

SORU:

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağını açık olarak düzenlenen konular nelerdir?


CEVAP:
  1. Temel haklar,
  2. Kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve ödevler,
  3. Anayasanın kanunla düzenlenmesini emrettiği konular,
  4. Kanunda açıkça düzenlenen konular.

#31

SORU:

Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin normlar hiyerarşisindeki yeri nedir?


CEVAP:

21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Kanunun, Anayasanın 104. maddesiyle düzenlediği Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, normlar hiyerarşisinde kanunların altındadır.


#32

SORU:

“Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir.” Bu hüküm yönetmeliklerin yayınlanarak yürürlüğe girme şartını ortadan kaldırır mı?


CEVAP:

Bu hüküm, yönetmeliklerin yayınlanarak yürürlüğe girme şartını ortadan kaldırmamakta, yönetmeliklerin tümünün Resmi Gazetede yayınlanma zorunluluğu olmadığını ifade etmektedir. Her durumda, yönetmelikler yayınlanarak yürürlüğe girecektir. Çünkü bir işlemin hak ve borç doğurabilmesi, ancak o işlemin uygun vasıtalarla muhataplarına duyurulmasına bağlıdır. Anayasa koyucunun yönetmeliklerin tümü bakımından Resmi Gazetede yayınlanma zorunluluğunu ortadan kaldırmasının nedeni, kamu maliyesini gereksiz bir külfetten kurtarmaktır. Böylece, ancak, kanunda belirtilen yönetmelikler Resmi Gazetede yayınlanarak, yürürlüğe girecektir. Diğer yönetmelikler ise, Resmi Gazete dışındaki vasıtalarla yayınlanacaktır.


#33

SORU:

Yürütme organları yapısal özellikleri bakımından kaça ayrılır?


CEVAP:

Yürütme organları yapısal özellikleri yönünden monist ve düalist olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 


#34

SORU:

Monist yürütme organı denildiğinde anlaşılması gereken nedir?


CEVAP:

Yürütme organının monist olması, bu organın tek unsurdan oluştuğu anlamına gelir. Bu tek unsur, bir kişi veya bir kurul olabilir.


#35

SORU:

Hangi sistemler, yürütmenin monist olduğuna örnek olarak gösterebilir? 


CEVAP:

Başkanlık sisteminde yürütme organı monisttir; çünkü bu organın tümüne hükmeden, halkın seçtiği başkandır. Yürütmenin monist olduğu bir başka örnek ise meclis hükümeti sistemidir. Meclis hükümetinde yürütme organı tek bir unsurdan oluşmaktadır. 


#36

SORU:

Meclis hükümetinde yürütmenin monist olmasının nedeni nedir?


CEVAP:

Meclis hükümetinde yürütmenin monist olmasının nedeni, bu sistemde bir devlet
başkanlığı makamının olmamasından kaynaklanmaktadır. Yürütme alanındaki tüm yetkiler, üyeleri meclis tarafından tek tek seçilen bakanlar tarafından kullanılmaktadır.


#37

SORU:

Düalist yürütme denildiğinde anlaşılması gereken nedir?


CEVAP:

Düalist yürütme ise yürütme organının devlet başkanı ve bakanlar kurulu olmak üzere iki unsurdan oluşması anlamına gelmektedir. Bu nedenle parlamenter hükümet sistemi ile yarı-başkanlık sistemleri düalist yürütmenin örnekleridir.


#38

SORU:

Parlamenter hükümet sistemi ile yarı-başkanlık sistemleri arasındaki önemli fark nedir?


CEVAP:

Bu iki hükümet modeli arasında önemli bir fark mevcuttur. Klasik parlamenter sistemde yürütme organı devlet başkanı ve bakanlar kurulundan oluşmakla birlikte, yürütme alanındaki yetkilerin asıl sahibi bakanlar kuruludur. klasik parlamenter sistemde yürütme organının düalizmi, yani iki başlılığı, biçimseldir. Buna karşılık yarı-başkanlık sistemlerinde yürütme organı, gerçek bir düalizm, yani iki başlılık sergilemektedir. Bunun nedeni, halkın seçtiği cumhurbaşkanının güçlü yetkilere sahip olmasıdır. Bu nedenle, yarı-başkanlık sistemlerinde cumhurbaşkanıyla bakanlar kurulu arasında siyasal görüş farkları ortaya çıktığı takdirde, bu görüş farkları, devlet hayatının kilitlenmesine yol açabilmektedir. 


#39

SORU:

1961 Anayasasına göre cumhurbaşkanı nasıl ve kaç yıllığına seçilirdi?


CEVAP:

1961 Anayasasına göre Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri arasından, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla yedi yıllık bir süre için seçilir; ilk iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir. Bir kimse arka arkaya iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez. Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sıfatı sona erer.


#40

SORU:

1961 Anayasasında TBMM'nin görev süresi ile cumhurbaşkanının görev süresinin farklı düzenlenmesinin amacı neydi?


CEVAP:

1961 Anayasasının 69. maddesine göre TBMM’nin görev süresi 4 yıl; cumhurbaşkanının görev süresi ise 7 yıldır. Böylece cumhurbaşkanı, farklı siyasi
kompozisyonlara sahip en az iki TBMM ile çalışacaktır. Bu ise cumhurbaşkanının anayasal yetkilerini tarafsız kullanmasını sağlayacak bir faktör olarak düşünülmüştür.


#41

SORU:

Anayasada yapılan değişiklik sonucunda Cumhurbaşkanını seçme yetkisi kime aittir?


CEVAP:

Anayasada yapılan değişiklikle cumhurbaşkanını seçme yetkisi, bundan böyle halka aittir.


#42

SORU:

Çok geniş yetkilere sahip cumhurbaşkanı hangi hususta yetkiye sahip değildir?


CEVAP:

1982 Anayasası cumhurbaşkanına çok geniş yetkiler sunduğu halde, meclisin feshi, bu yetkiler arasında yer almamaktadır.


#43

SORU:

Yetkide ve sorumlulukta paralellik kuralı nedir?


CEVAP:

Yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesi, yetkinin olduğu her yerde sorumluluğun, sorumsuzluğun olduğu her yerde ise yetkisizliğin mevcut olduğu anlamına gelmektedir.


#44

SORU:

Parlamenter monarşilerde, devlet başkanının cezai sorumsuzluğu nasıldır?


CEVAP:

Parlamenter monarşilerde, devlet başkanının cezai sorumsuzluğu mutlaktır. Devlet başkanının eylem ve işlemlerinden doğan tüm cezai sorumluluklar, başbakan ve ilgili bakana aittir.


#45

SORU:

Cumhuriyetlerde devlet başkanının cezai sorumsuzluğu nasıldır?


CEVAP:

Cumhuriyetlerde devlet başkanının görevleriyle ilgili olan suçlarından kaynaklanan ceza sorumluluğu karşı-imza kuralının gereği olarak başbakan ve ilgili bakana aittir. Buna karşılık, cumhurbaşkanı göreviyle ilgili olmayan fiillerinden kaynaklanan ceza sorumluluğunu taşımaktadır.


#46

SORU:

1924, 1961, 1982 Anayasalarına göre cumhurbaşkanının cezai sorumsuzluğunun istisnası nedir?


CEVAP:

1924, 1961, 1982 Anayasaları cumhurbaşkanının göreviyle ilgili suçlarından dolayı sorumlu kılınamayacağını, bu suçlara ilişkin sorumluluğun karşı-imza kuralı gereğince başbakan ve ilgili bakana ait olduğu hükmünü benimsemekle birlikte, vatana ihaneti bunun istisnası olarak düzenlemiştir.


#47

SORU:

Cumhurbaşkanlığına vekalet hangi hallerde mümkündür?


CEVAP:

Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar, ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.


#48

SORU:

6771 sayılı Anayasa değişikliğine göre cumhurbaşkanı seçilme şartları nelerdir?


CEVAP:

Cumhurbaşkanının seçimini düzenleyen 101. madde şu hükme yer vermektedir: “Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir."


#49

SORU:

21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliği sonucunda, Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması için verilecek önerge en az kaç milletvekili tarafından imzalanmalıdır?


CEVAP:

TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu oranındaki milletvekilleri, Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması için önerge verebilecektir. TBMM üye tamsayısı 600 olduğu için, en az 301 milletvekilinin bu önergeye imza atması gerekmektedir. 


#50

SORU:

Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde, kaç gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır?


CEVAP:

6771 sayılı Kanunla değişik 106. maddenin yeni metninin 2 ve 3. fıkraları Cumhurbaşkanına vekâleti düzenlemektedir. Maddenin 2. fıkrası Cumhurbaşkanlığı makamının sürekli bir nedenle boşalması halinde bu makama vekâleti düzenlemektedir. Bu hükme göre, “Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde, kırkbeş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.”


#51

SORU:

Cumhurbaşkanı yardımcıları kimler arasından ve kim tarafından atanır?


CEVAP:

Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır.


#52

SORU:

Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra yürütmenin sahip
olduğu düzenleyici işlemler hangileridir?


CEVAP:

21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra yürütmenin sahip olduğu düzenleyici işlem yapma yetkisi, sırasıyla Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve yönetmelikler başlığı altında ele alınacaktır.


#53

SORU:

Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemeyecek hususlar hangileridir?


CEVAP:

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisi, konu yönünden sınırsız değildir. Anayasa, 104. maddenin yukarıda aktardığımız 17. fıkrasıyla şu konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağını açık olarak düzenlemiştir:

a. Temel haklar,
b. Kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve ödevler,
c. Anayasanın kanunla düzenlenmesini emrettiği konular,
d. Kanunda açıkça düzenlenen konular


#54

SORU:

Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuka uygunluk denetimi hangi mahkeme tarafından yapılır?


CEVAP:

Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuka uygunluk denetimi yetkisini 6771 sayılı Kanunla değişik 148. maddesiyle Anayasa Mahkemesine tanımıştır. Bu hükme göre, “Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler.”


#55

SORU:

Cumhurbaşkanının olağanüstü hal dönemlerinde kabul edeceği kararnamelerin konu yönünden bir sınırı var mıdır?


CEVAP:

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, olağan dönemlerde kabul edilen Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin tâbi oldukları konu sınırlamasına tâbi değillerdir. Nitekim bu husus, 119. maddenin 6. fıkrasında açık olarak düzenlenmiştir. Ne var ki, Cumhurbaşkanının olağanüstü hal dönemlerinde kabul edeceği kararnameler, konu yönünden sınırsız değildir. Cumhurbaşkanı ancak olağanüstü halin gerektirdiği konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecektir.