BİLİŞİM HUKUKU Dersi Bilişim, İnternet ve Hukuk soru cevapları:

Toplam 45 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Bilişim hukukunun ortaya çıkışı ve gelişimini genel olarak nasıldır?


CEVAP:

Özellikle son çeyrek asırda tüm dünyayı etki- leyen ve baş döndürücü bir hızla ilerleyen tekno- lojik gelişmeler, bilişim hukukunun ortaya çıkış sürecinin nedeni olarak kabul edilmektedir; zira teknoloji alanındaki gelişmeler tarafların yüz yüze yaptıkları hukuksal işlemleri konu alan klasik ya- sal düzenlemelerin gözden geçirilmesini gerekli kılmıştır. Bu nedenle bilişim hukukunu, bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ve yenilikler sebebiy- le mevcut yasal düzenlemelerin yetersiz kalması ile ortaya çıkmış bir hukuk dalı olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. Gerçekten de eskiden yalnız- ca insanlara özgü olarak kabul edilen birçok eylem ve işlem, bugün bilişim sistemleri tarafından ya- pılmakta veyahut bu sistemler aracılığıyla insanlar tarafından çok hızlı bir şekilde tamamlanmakta- dır. İnsanların günlük hayatında önemli bir yer tutan bilişim sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilen işlemler neticesinde ise, zamanla hukuksal sorun- lar baş göstermiştir. Özelikle e-ticaretin gelişmesi, devletin vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde e-devlet gibi bilişim sistemlerini kullanması ve bu sayede her kurum ve bireyin bilgi teknolojilerini kullanan sistemler ile kamu hizmetlerine ulaşabilmesi ya da bilişim sistemleri aracığıyla işlenen suçlardaki artış- lar klasik hukuk normlarının gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Bunun sonucunda da devletler, bireylerle bireyler ve bireylerle devlet arasındaki hukuk kurallarını bilişim sistemleri çerçevesinde yeniden ele almış ve bu sürecin sonunda da bilişim hukuku denilen yeni bir hukuk dalı ortaya çıkmış- tır (Dülger, 2015: 53).


#2

SORU:

Bilişim Hukukunun yapısını anlatınız.


CEVAP:

Bilişim hukuku bünyesinde birçok farklı hukuk dalını barındırması ve/veya birçok hukuk da- lıyla iç içe geçmesi nedeniyle, multi-disipliner bir hukuk dalı olarak tanımlanmaktadır. Bu hususu bir örnekle açıklamak gerekirse; bir internet alış- veriş sitesinde satıcı, korsan bir yazılım CD’sini gerçeğe aykırı beyanlarla, tüketiciye orijinal ürün olarak pazarlamış, tüketici de parayı satıcının be- lirttiği banka hesabına havale etmiştir. Satıcı ise parayı aldıktan sonra tüketiciye hiçbir ürün gön- dermemiştir. İşte günlük hayatta çok sık karşılan bu örnekte, internet üzerinde yapılan bu sözleş- menin hangi şartlar altında hukuken taraflar açı- sından bağlayıcı olduğu, diğer bir ifadeyle inter- net ortamında hangi şartlar altında sözleşmenin kurulduğu borçlar hukuku ve tüketici hukuku- nun konusuyken, yazılımların korunması, kulla- nılması fikri mülkiyet hukukunun konusunu teş-

kil etmektedir. Tarafların mahkemede birbirleri aleyhine sundukları delillerin değerlendirilmesi ise medeni usul hukukunu ilgilendirmektedir. Yine satıcının internet aracılığıyla hileli davranış- lar sonucu tüketiciyi dolandırması ceza hukuku- nun ilgi alanında bulunurken, satıcı hakkındaki soruşturma ve kovuşturma işlemleri ceza usul hu- kuku normlarıyla ile düzenlenmektedir.

Bilişim hukukunun çok yönlü ilgi alanı sa- dece bunlarla da sınırlı değildir. Kamu kurum ve kuruluşlarında bilgisayarların kullanılması- na ilişkin sorunlar veya e-devlet, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) gibi yazılımlardan doğan problemler idare hukukunun alanına girmek- tedir. Yine genel olarak internetin yönetiminde hangi kurumların yetkili ve görevli olduğunun belirlenmesi temelde idare hukukunun konusu olmakla birlikte, bu kurumların yapmış olduk- ları idari tasarrufların temel hak ve özgürlükler çerçevesinde değerlendirilmesi ise insan hakları hukuku ve anayasa hukuku ile ilintilidir. Dev- letlerin siber savaşa karşı hazırlıklı olduklarını bildirmeleri ve siber saldırıyı savaş nedeni sa- yacaklarını açıklamaları göstermiştir ki, bilişim hukukunun uluslararası hukukla da bağlantısı vardır (Dülger, 2015: 183). Bu tip örnekler kişi- lik hakları, özel hayatın gizliliği, kişisel verilerin korunması, rekabet hukuku, adli yardımlaşma hukuku gibi alanlarından verilebilecek başka ör- neklerle de istenildiği gibi çoğaltılabilir.


#3

SORU:

Bilişim hukuku mevzuatı genel olarak nasıldır?


CEVAP:

Bilişim hukukunun irtibatlı olduğu hukuk dal- larının çok olması nedeniyle, bilişim hukukunu düzenleyen tek bir kanun ve buna bağlı tali mevzu- at bulunmamaktadır. Bilişim hukukunu oluşturan mevzuat, birçok kanunun içine serpiştirilmiş ve bu nedenle dağınık bir görüntü sergilemektedir. Yine de bu dağınık görüntüyü “bünyesinde bilişim hu- kukunu ilgilendiren normlar bulunduran mevzuat” ve “bünyesinde doğrudan internet ortamını veya bi- lişim alanını düzenlemeye yönelik normlar bulundu- ran mevzuat” olarak iki alt başlık altında toplamak mümkündür. 

Bünyesinde bilişim hukukunu ilgilendiren normlar bulunduran mevzuatın genel özelliği, bunların esas olarak başka hukuk dallarını düzen- lemeleri, ancak yine de bünyelerinde bilişim huku- kunun ilgi alanına giren normlara yer vermeleridir. İlerleyen bölümlerde gerekli oldukça söz konusu mevzuatla ilgili olarak daha detaylı bilgiler verilece- ğinden, bu noktada bunlardan bazılarının isimle- rini zikretmek yeterli olacaktır: 6533 sayılı Avrupa Siber Suç Sözleşmesini iç hukukumuza aktaran Sa- nal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu; 2803 sayılı Jandarma Teşkilat ve Yetkileri Kanunu; 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu; 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstih- barat Teşkilatı Kanunu; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun; 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu; 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu; 6102 sa- yılı Türk Ticaret Kanunu; 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun; 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu; 6279 sayılı Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu; 5464 sayılı Banka Kart- ları ve Kredi Kartları Kanunu; 6362 sayılı Sermaye

Piyasası Kanunu; 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu; 5147 sayılı Entegre Devre Topoğ- raflarının Korunması Hakkında Kanun; 4734 sa- yılı Kamu İhale Kanunu; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu; 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu; 6100 sayı- lı Hukuk Muhakemeleri Kanunu; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu; 6112 sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun; 7201 sayılı Tebligat Kanunu; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu; 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu.

Bünyesinde doğrudan internet ortamını veya bi- lişim alanını düzenlemeye yönelik normlar bulun- duran mevzuatın genel özelliği ise, bunların bün- yelerinde doğrudan internet ortamını veya bilişim alanını düzenlemeye yönelik normlar bulundurma- larıdır. İlerleyen bölümlerde belirtilecek hususların daha iyi anlaşılması için bu başlık altında yer alan mevzuata yakından bakmak gerekmektedir.


#4

SORU:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un amaç ve kapsamı nedir?


CEVAP:

Kanun’un 1. maddesine göre bu yasanın amaç ve kapsamı; içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yüküm- lülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işle- nen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri dü- zenlemektir.


#5

SORU:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'a göre erişimin engellenmesi nedir?


CEVAP:

5651 Sayılı kanuna göre erişimin engellenmesi, alan adından erişi- min engellenmesi, IP adresinden erişimin engellenmesi, içeriğe (URL) erişimin engel- lenmesi ve benzeri yöntemler kullanılarak erişimin engellenmesini ifade eder.


#6

SORU:

5651 sayılı kanunda, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edilme hali için ne tür düzenleme mevcuttur?


CEVAP:

Kanun’un 9. maddesine göre internet ortamın- da yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına ve/ veya yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir. İnternet or- tamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hak- ları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hakim erişimin engellenmesine karar verebilir. Hakim, zo- runlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar ver- mez, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleşti- ği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak verir. Ancak hakim bunun mümkün olmaması halinde internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin en- gellenmesine de karar verebilir.


#7

SORU:

5651 sayılı kanunda, özel hayatın gizliliğinin ihlaline yönelik yayınların erişiminin engellenmesi için ne tür düzenleme mevcuttur?


CEVAP:

Özel hayatın gizliliğinin ihlaline yönelik yayın- ların erişiminin engellenmesi ise Kanun’un 9/A maddesinde yer almaktadır. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının giz- liliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Kuruma doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.

Kanun erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmesi için de bazı düzenlemeler öngörmüş- tür. Kanun’un 6/A maddesi ile Erişim Sağlayıcıları Birliği kurulmuştur. Birlik özel hukuk tüzel kişi- liğini haizdir. Birliğin merkezi Ankara’dır. Birliğin gelirleri, üyeleri tarafından ödenecek ücretlerden oluşur. Alınacak ücretler, Birliğin giderlerini kar- şılayacak miktarda belirlenir. Birliğe üye olmayan internet servis sağlayıcıları faaliyette bulunamaz. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yerine getirilen koruma tedbiri olarak öngörülen erişimin engellenmesi kararları hariç olmak üzere, diğer erişimin engellenmesi kararları erişim sağlayı- cılar tarafından yerine getirilir. Kararların uygulan- ması amacıyla gerekli her türlü donanım ve yazılım erişim sağlayıcıların kendileri tarafından sağlanır. Erişimin engellenmesi kararları Birliğe gönderilir. Bu kapsamda Birliğe yapılan tebligat erişim sağla- yıcılara yapılmış sayılır.


#8

SORU:

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun amacı nedir?


CEVAP:

Kanun’un 1. maddesine göre, bu yasanın ama- cı elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetle- rin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.


#9

SORU:

Kavram olarak bilişim nedir? Detaylı olarak açıklayınız.


CEVAP:

Bilgi ve iletişim sözcüklerinin bir araya getirilerek kullanılmasıyla ortaya çıkan “bilişim” terimi, Türk Dil Kurumu’nca “insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir bi- çimde işlenmesi bilimi” olarak tanımlamıştır. Bilişim terimi “enformasyon” ve “otomasyon” kelimelerinin bir araya getirilmesinden türetilmiş olan Fransızca kökenli “enformatik” terimine karşılık gelmektedir ve genel olarak enformasyonun otomatik makineler aracılığıyla işlenmesi anlamında kullanılmıştır (Avşar ve Öngören, 2010: 41).

Bilgisayar ve bilişim sözcükleri zaman zaman birbirleri yerine kullanılagelmişlerdir. Fakat her ikisi de farklı anlamlara sahiptirler. Zira bilişim bir bilim dalını, bilgisayar ise ana işlemci, salt okunur bellek, rasgele erişilen bellek, çevre giriş çıkış birimleri, iş- letim yazılımı ve uygulama yazılımı gibi donanım- lardan oluşan bir makineyi ifade eder. Bilgisayar, kullanıcılardan aldığı bilgi ve komutlarla aritmetik ve mantıksal işlemleri yapabilen ve yaptığı işlem- lerin sonuçlarını saklayabilen, saklanan bilgilere istenildiğinde ulaşılabilen elektronik bir makinedir (Dülger, 2015: 62). Bu bilgilere genel olarak “veri” adı verilmektedir. Veri, bilgisayar tarafından üze- rinde işlem yapılan her türlü değeri ifade etmek- tedir. Bir bilgisayarda ya da bilgisayarlar tarafından okunabilen araçlarda (CD, USB, taşınabilir bellek) saklanabilen, üzerinde işlem yapılabilen her şey ve- ridir. Bu saklama ve sonradan okuma işlemini ya- pabilmek için verilerin uygun şekilde sayısal kod- lara dönüştürülmesine ve gerektiğinde eski haline getirilip okunabilmesine yardımcı olacak alfabeye de “yazılım dili” denilmektedir (Dülger, 2015: 84). İşte bilgisayar, her türlü bilgiyi veri denilen sayısal kodlar aracılığıyla işleyen ve yazılım diliyle bunu kullanıcılara aktaran makinedir.

Bilişim sözcüğü ise bilgisayara göre daha üst bir kavramı ifade etmek için kullanılmaktadır. Bilişim hem verilerin işlenmesini, yani “bilgi işlemi”, hem de bilgi işlemin sonucunun aktarılmasını, yani “veri iletişimini” ifade eden bir kavramdır. Teknik, ekonomik, sosyal, hukuk ve benzeri alanlardaki verinin saklanması, saklanan bu verinin otomatik olarak işlenmesi, organize edilmesi, değerlendiril- mesi ve aktarılması kavram olarak bilişimin konu- sudur (Avşar ve Öngören, 2010: 42). Bu noktadan hareketle bilgisayar sistemlerinden değil bilişim alanı ve/veya bilişim sisteminden söz edilmektedir (Avşar ve Öngören, 2010: 45). Dolayısıyla her bil- gisayarın bir bilişim sistemi olduğu ancak herhangi bir bilişim sisteminin zorunlu olarak bir bilgisayar olmadığı kabul edilmelidir. Buna örnek olarak, bilgisayarın bazı işlevlerini yerine getiren ancak yukarıda açıklaması yapılan bilgisayar tanımına uymayan cep telefonları, kişi ya da araçları otoma- tik olarak tanıyan güvenlik araçları, ev aletlerinin işlemcileri ya da araç bilgisayarları veyahut POS cihazları, ATM’ler verilebilir (Dülger, 2015: 75).


#10

SORU:

İnterneti detaylı olarak tanımlayınız.


CEVAP:

İnternet kelimesi, “interconnected networks” (kendi aralarında bağlantılı ağlar) kelimesinin kı- saltması olarak kullanılmaktadır. İnternet, kişilerin dünya üzerinde birbirleri ile çok geniş amaç ve içe- rikte iletişim kurmalarını, bilgi alışverişinde bulun- malarını sağlayan ortak iletişimin adıdır. İnternet birden fazla haberleşme ağının birlikte meydana getirdiği metin, resim, müzik, grafik, yazılı metin vb. gibi dosyalar ile bilgisayarlar yazılımlarının, kı- sacası insanlar tarafından oluşturulmuş her türlü bilginin veri halinde paylaşıldığı ve iletildiği bili- şim sistemleri arasındaki ağ olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifadeyle internet, birden fazla haberleşme ağının, birlikte meydana getirdikleri bir haberleşme ağıdır. Bu ağların her geçen gün büyümesi ve yeni ağların bu sistemin içine katılması nedeniyle inter- nete merkezi olmayan, küresel seviyede planlan- mış, hiyerarşik bir yapısı bulunmayan “ağlar arası ağ” da denilmektedir (Avşar ve Öngören, 2010: 29 vd.; Dülger, 2015: 86).


#11

SORU:

TCP/IP protokolü nedir? Genel olarak açıklayınız.


CEVAP:

TCP/IP Protokolü: İnternet içindeki bilişim sis- temlerinin birbirleriyle iletişim kurabilmeleri ve veri aktarımında bulunabilmeleri için birtakım ku- rallara uygun hareket etmeleri gerekmektedir. Bu kurallar, iletişimdeki eşler arasında veri trafiğinin kurallarını oluşturup daha etkin bir iletişim sağ- lanmasını gerçekleştirirler. Bu kurallara, internet protokolleri ya da TCP/IP (Transmission Cont- rol Protocol/Internet Protocol) protokoller ailesi denir. Bu protokoller adeta birbirleriyle iletişim kuran milyonlarca bilgisayardan oluşan bir ağda yer alan farklı yapıdaki bilgisayarların birbirleriyle iletişim kurabilmeleri için oluşturulan bir anlaş- ma dilidir. TCP/IP protokolünü oluşturan TCP verilerin doğru yere ulaştırılmasından; IP ise ad- resleme sisteminden sorumludur (Avşar ve Öngö- ren, 2010: 32; Dülger, 2015: 88). Bu noktada IP adresinin ne olduğu biraz daha açıklanmalıdır. IP adresi, internetin teknik alt yapısını kuran internet servis sağlayıcıları tarafından internet kullanıcıla- rına verilen kimlik numarasıdır. Bunlar 0 ile 255 sayıları arasında değişen, genellikle noktalı onluk (desimal) formatta gösterilen sayılardır (örneğin 155.212.56.73). IP adresleri “dinamik” ve “statik” olmak üzere ikiye ayrılır. İnternet servis sağlayıcısı (ISS) tarafından internete bağlanmak isteyen bil- gisayara geçici olarak atanan IP adresleri dinamik- tir. Statik IP adresleri ise, değişmeyen adreslerdir. Sunucu bilgisayarda statik IP kullanılır (Dülger, 2015: 802). Bu nedenle genellikle bir web sayfası- nın statik IP’si bulunurken, bu sayfayı ziyaret eden son kullanıcının internete bağlanırken kullandığı IP dinamiktir. Bu noktada yeri gelmişken belirtil- mesi gereken bir husus da şudur: İnternette vukuu bulan hukuka aykırılıkların sorumlularının bulun- masında kullanılan en sık yöntem IP numarasının tespitidir. Burada kast edilen IP numarası dinamik IP numarasıdır.


#12

SORU:

DNS nedir?


CEVAP:

DNS (Domain Name System/alan adı sistemi) de bir TCP/IP servis protokolüdür. Bütün web siteleri bir IP adresi üzerinden yayın yapar. DNS bu alan adı adreslerini kişilerin anlayabileceği hale getirir. Örneğin tarayıcıya anadolu.edu.tr yazıl- dığında aslında bir IP adresine bağlanılır. DNS, kolay anlaşılabilir ve kullanılabilir makine ve alan isimleri ile makine IP adresleri arasında çift taraflı dönüşümü sağlar. IP adreslerinin gündelik hayatta kullanımı ve hatırlanması pek pratik olmadığı için domain isimlendirme sistemi kullanılır. Zira bir internet adresine 4 haneli bir numara karşılık ge- lir, a.b.c.d şeklindeki bu numaralara IP numaraları denir. Burada, a,b,c ve d 0-255 arasında değişen bir tam sayıdır. Böylesine uzun ve karmaşık sayıla- rı kullanıcıların her internete girişlerinde aradıkla- rı sayfaları bulmak için akılda tutmaları mümkün olmadığından, DNS’in ana amacı şu şekilde açık- lanabilir: Bir siteye erişmek istendiğinde, hangi site nerede ve hangi IP adresli bilgisayarda olduğu belirlenir ve kullanıcının istediği yere erişmesi sağ- lanır. DNS sistemi isim sunucuları ve çözümleyi- cilerinden oluşur. İsim sunucuları olarak düzenle- nen bilgisayarlar host isimlerine karşılık gelen IP adresi bilgilerini tutarlar. Çözümleyiciler ise DNS istemcileridir. DNS istemcileri de DNS sunucu ya da sunucuların adresleri bulunur. Bir DNS istemci bir bilgisayarın ismine karşılık IP adresini bulmak istediği zaman isim sunucuya başvurur. İsim sunu- cu yani DNS sunucuda eğer kendi veri tabanında öyle bir isim varsa bu isme karşılık gelen IP adre- sini istemciye gönderir. Bu sayede internet kulla- nıcılarının örneğin Google’a bağlanmak istedikle- rinde Google’ın şu anda internetteki adresi olan 74.125.224.83 adresini tarayıcılarına yazmalarına gerek kalmaz. Bunun yerine tarayıcısına www.go- ogle.com yazar ve DNS sunucusu, onu bu IP ad- resine yönlendirir. 

İnternetin teknik alt yapısını oluşturmamakla birlikte, DNS kavramı ile yakından ilintili olan “alan adı” (domain name) kavramını da kısaca açıklamak gerekir. İnternet adresleri, IP ve alan adı denilen kısaltmalardan meydana gelmektedir (örneğin şirket adı). Alan adları ülkelere göre ay- rılır (ccTLD/country code top level domain). Ad- reslerin sonundaki tr, de, uk gibi ifadeler adresin bulunduğu ülkeyi gösterir. Örneğin tr Türkiye’yi de Almanya’yı, uk İngiltere’yi gösterir. ABD ad- resleri için bir ülke takısı kullanılmaz. Bunun ne- deni DNS ve benzeri uygulamaları oluşturan ülke ABD’dir. İnternet adresleri ülkelere ayrıldıktan sonra .com, .edu, .gov, .biz, .tv, .org gibi daha alt bölüme ayrılırlar (gTLD/generik top level doma- in). Böylece alan isimleri bir yandan .com, .net gibi birinci derece alan isimlerinden (TLD) diğer yandan kişilerin sanal adresini oluşturan ikinci derece alan isimlerinden (SLD/second level do- main) oluşan ve son kullanıcılara bir anlam ifade eden internet adresinin adıdır. TLD ve SLD’den oluşan ifadeler DNS de üst düzey (top-level) do- mainlere karşılık gelir (Avşar ve Öngören, 2010: 34 vd., 267).


#13

SORU:

Word Wide Web (www) nedir?


CEVAP:

World Wide Web (www): Sözcük anlamı ola- rak dünyayı saran ağ anlamına gelen world wide web’e kısaca web denilmektedir. Web, dünyanın her yerindeki yüzbinlerce sunucuda kayıtlı, mil- yarlarca dosyadan oluşan bir bütündür. Birçok internet hizmetini birleştiren bir araç olarak; yazı, resim, ses, video, animasyon gibi pek çok farklı nitelikteki verilere etkileşimli olarak ulaşmamızı sağlayan çoklu bir hiper ortam sistemidir. Hiper ortam, bir dokümandan başka bir dokümanın ça- ğırılmasına imkân verir (iç içe dokümanlar). Bu ortamdaki her veri, bir fare (mouse) yardımıyla başka bir veriyi çağırabilir. Buna “hiper link” ya da kısaca “link” denir. Link, aynı doküman (aynı internet sayfası/web sayfası) içinde başka bir yer- de olabildiği gibi, fiziksel olarak başka bir yerde de (internet üzerindeki herhangi bir makinada ya da başka bir web sayfasında) olabilir. Bütün bu farklı yapıdaki veriler uygun bir standart ile bir arada kullanılıp bir “web tarayıcısında” (web browser) görüntülenebilir. Web kullanılan plat- formdan bağımsızdır. Bir Macintosh (Mac), PC ya da Unix Web web sayfalarını aynı şekilde alır- lar. Sayfaların alındığı web servisleri de farklı bil- gisayar platformlarında olabilir. Kısacası web açık bir sistemdir; platform, bilgisayar, işletim sistemi

vb. ile bağımlı değildir. Web üzerinden pek çok bilgi kaynağına kolayca erişilebilir. Web uygula- maları geliştirmek ve bunları kullanıma sunmak çok kolaydır.

Bu anlatımlardan anlaşılacağı üzere web, web browser (web tarayıcısı/ağ tarayıcısı) olarak ad- landırılan ve internet üzerinde web sayfalarında yer alan tüm bilgilere bakabilmek ve bu bilgilerle etkileşim halinde olabilme imkanı veren bir uygu- lama programı (örneğin Microsoft İnternet Explo- rer, Mozilla, Firefox, ve Safari) ve web sayfası ya da web sitesi olarak adlandırılan, istenilen verilerin görüntülenmesini sağlayan ve HTML (Hypertext Markup Language) adı verilen işaretleme dili kul- lanılarak oluşturulan uygulama yazılımlarının bir araya gelmesinden oluşmaktadır (Avşar ve Öngö- ren, 2010: 33).


#14

SORU:

İnternetin tarihçesi nasıldır?


CEVAP:

İnternetin ortaya çıkışı soğuk savaş dönemin- de ABD ve Sovyetler Birliği arasında yaşanan rekabete dayanmaktadır. Sovyetler Birliği’nin, 1957 yılında Sputnik uydusunu uzaya gönder- mesinden sonra ABD’de bulunan ve Amerikalı- ların “think-tank” olarak adlandırdıkları askeri ve politik strateji geliştirme düşünce kuruluşu RAND Corporation tarafından tek bilgisayar- dan bağımsız olarak çalışabilen bir ağ kurma fikri ulusal güvenlik gerekçesiyle ortaya atılmıştır. Bu- nun üzerine ABD Hükümeti olası bir savaş du- rumunda hem ülke yöneticilerinin birbirleriyle hem de askeri kaynakların kendileriyle iletişim- lerinin güvenli ve kesintisiz bir biçimde devamını sağlayacak olan bir ağ sisteminin oluşturulması için harekete geçmiştir. Bunun için de Savunma Bakanlığı’na bağlı olan ve birbirinden uzakta olan bazı askeri birliklerin geliştirdiği projelerin ortak bir ağ üzerinden birleştirilmesi temeline dayanan ARPA (Advanced Research Project Agency) adlı bir birim oluşturulmuştur. Buradaki çalışmalar sonucunda da farklı sistemleri birbirine bağla- mak için ARPANET adlı bir askeri bilgisayar ağı kurulmuştur. Bu sistemden önce ordu daha sonra da üniversiteler faydalanmıştır. Zaman içerisinde sistem içinde bulunan farklı özellik- teki bilgisayarların birbirini tanımasına yarayan ve aralarındaki uyuşmazlıkları çözmeye yarayan, günümüzde de yerel ağların birbiriyle iletişim kurmasına yarayan kurallar bütünü olan TCP/IP protokolleri gibi kurallar geliştirilmiştir. 1980 yı- lında ARPANET’in yalnızca askeri birlikler için kullanılmasından vazgeçilmiş ve sistem sivil ku- ruluşlarında kullanımına sunulmuştur. İlerleyen zamanlarda web teknolojisinin ve bunun dayan- dığı en temel dosya transfer protokolü olan http protokolünün geliştirilmesiyle ARPANET tama- men ortadan kalkmış ve bilinen anlamda internet ortaya çıkmıştır (Dülger, 2015: 109).

Türkiye’de ilk internet bağlantısını 12 Nisan 1993 tarihinde Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Ku- rumu (TÜBİTAK) destekli bir proje ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) gerçekleştirmiştir.


#15

SORU:

İnternetin yönetimini detaylı olarak açıklayınız.


CEVAP:

İnternet ağının tamamını kontrol eden tek bir yetkili otorite bulunmamaktadır. Ancak bu du- rum, internetin küresel ağ niteliğinin korunabil- mesi için bazı politikaların merkezi bir sistemden yürütülmediği anlamına da gelmez. Gerçekten de temel internet mekanizmalarının yönetimi ve dü- zenlenmesi için küresel düzeyde ticari kaygı gütme- yen bazı kurumlar bulunmaktadır.

Bunlardan ilki internetin yönetim ve gelişme politikalarını belirleyen Internet Corporation for Assigned Names and Numbers (ICANN/İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu) kurumudur. ICANN 1998 yılında kurulmuştur ve merkezi Marina Del Rey, Kaliforniya’dadır. ICANN, in- ternet ağının yaygınlaşmasıyla birlikte alan adı sisteminin özelleştirilmesi için özerk olarak faali- yet göstermek üzere ABD tarafından yetkilendi- rilmiştir. ICANN, alan adları sisteminin teknik yönetimi, protokol parametrelerinin belirlenmesi ve kök sunucu sistemi yönetimi işlevlerini koor- dine etmekle görevlendirilmiştir. Daha teknik bir ifadeyle bu Kurum, internet protokolü ad- resi alanı (IP) tahsisi, protokol tanıtıcı ataması, genel (gTLD) ve ülke kodu (ccTLD) üst düzey alan ismi sistemi yönetimi ve kök sunucu sistemi yönetimi işlevlerinden sorumludur. ICANN, tüm İnternet kullanıcılarının geçerli adresler bulabil- melerini sağlamak üzere evrensel çözülebilirlikten emin olunması için DNS’in teknik unsurlarının yönetiminin koordinasyonundan da sorumludur. Bunu internetteki işlemlerde kullanılan teknik ta-

nıtıcıların dağıtımını ve üst düzey alan isimlerinin (.com, .info, aero, .biz, .coop, museum, .name, pro, gov. vb.) kullanılma yetkilerinin dağıtılma- sını gözlemleyerek yapar. Mali işlemler, internet içeriğinin kontrolü, istenmeyen ticari e-postaları (spam) ve veri korumasıyla ilgili kurallar gibi in- ternet kullanıcılarını ilgilendiren diğer sorunlar, ICANN’ın teknik koordinasyon görevinin dışın- da kalmaktadır.

Diğer bir kurum Internet Assigned Numbers Authority (IANA/İnternet Tahsisli Sayılar Oto- ritesi) kurumudur. Bu kurum ICANN ile koor- dinasyon içerisinde IP adreslerinin yönetimini gerçekleştirmek amacıyla ABD tarafından yetkilen- dirilmiştir. IANA’nın yetkisi, IP yönetimi için po- litikalar belirlemekten ziyade ICANN tarafından önceden belirlenmiş politikaları tarafsız biçimde uygulamaktan ibarettir.

Her iki kurumun altında dünyanın beş bölge- si için internet kaynaklarını ICANN’nın belirle- diği politikalara göre yöneten kuruluşlar vardır. Bunlara Regional Internet Registry (RIR/Bölge- sel Internet Kayıt Merkezi) denir. Bu kuruluşla- rın hiçbirisi ticari amaç gütmez ve hükümetle- rin organı değildir. Bugün dünya üzerinde beş adet RIR bölgesi bulunmaktadır. Bunlar Afrika bölgesi için AfriNIC (African Region Internet Registry), Asya ve Pasifik bölgesi için APNIC (Asia Pacific Network Information Centre), Ku- zey Amerika için ARIN (American Registry for Internet Numbers), Latin Amerika ve Karayipler bölgesi için LACNIC (Latin America and Ca- raibbean Adresses Registry) ve Avrupa Bölgesi için RIPE NCC (Re´seaux IP Europens Network Coordination Centre). Türkiye RIPE NCC bölgesindedir. RIPE NCC’nin merkezi Hollan- da’dadır. RIR merkezleri altında son kullanıcıya IP adresi veren internet servis sağlayıcıları var- dır. Bunlara Local Internet Registry (LIR/Yerel Internet Kayıt Merkezi) denilir. İsteyen her kişi, şirket veya kuruluş LIR olabilir. Bunun için gi- riş aidatı ve yıllık servis ücreti ödemek gerekir. LIR olan her kişi veya kurum, RIR toplantılarına katılabilir, politikaları için önerilerde bulunabi- lir. Genel olarak internetin teknik alt yapısını ve internet servis sağlayıcısı olarak adlandırılan her gerçek veya tüzel kişi LIR’dir. Türkiye’de de ör- neğin TürkTelekom bir LIR’dır. 

Bunların dışında internet trafiğini düzenle- yen ve ICANN tarafından akredite edilen ku- rumlarca yönetilen on üç adet kök sunucu bu- lunmaktadır. Ayrıca Internet Engineering Task Force, Internet Research Task Force, Internet Society, World Wide Web Consortium gibi ku- rumlarda internet ile ilgili temel politikaların belirlenmesinde yardımcı olmakta ve bu alanda araştırma geliştirme (ar-ge) çalışmaları sürdür- mektedir (Dülger, 2015: 909).

İnternet üzerindeki ABD yetkisinin kırılma- sı için ise çeşitli zamanlarda girişimler olmuştur. Buna neden olarak ABD’nin ulusal güvenlik tanı- mını diğer birçok ülkeye göre farklı tanımlaması ve bundan dolayı ABD’nin zaman zaman interneti top yekûn denetlemek için girişimlerde bulunma- sıdır. Örneğin ABD 2000 yılında Federal Bureau of Investigation’ın (FBI) kullanımına “Carnivore” adlı bir sistemi sunmuş ve böylece bireylerin in- ternet iletişimini denetlemeye başlamıştır. Sistem, bireylerin özel yaşamına ve iletişim özgürlüğüne müdahale ettiği gerekçesiyle ABD’de çok tartışılmış ve tepkiler üzerine FBI bu sistemden vazgeçmek durumunda kalmıştır. İnternetin devlet kurumla- rınca denetlenmesi ve gözetlenmesi amacıyla ortaya atılan diğer bir proje ise “Echelon” projesidir. Bu proje, ABD, Kanada, İngiltere, Avusturalya ve Yeni Zelanda tarafından ortaya atılmış olan ve dünya- daki iletişimin denetlenmesini amaçlayan, varlığını

ABD’nin kabul etmediği, buna karşın Avusturalya ve Yeni Zelanda Hükümetlerinin varlığını doğru- ladığı bir projedir. Sistem aracılığıyla telefon, cep telefonu, e-posta, faks, telefaks gibi veri iletim ağla- rıyla yapılan iletişimin tümünün denetlenebilmesi mümkündür. Sistemin dakikada iki milyon, günde ise üç milyar telefon görüşmesini denetleyebildiği belirtilmektedir. Veriler, düzenli olarak toplanmak- ta ve “dictionary” (sözlük) adı verilen şifreleme sis- teminden geçirilerek; uzmanlar tarafından anahtar sözcükler yardımıyla izlenmektedir (Dülger, 2015: 837). İşte bu gelişmelere tepki olarak da 2005 yılın- da Tunus’ta gerçekleştirilen Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi’nde Avrupa Birliği temsilcileri ICANN’ın yetkilerinin Birleşmiş Milletler çatısı altında faali- yet gösterecek bir uzmanlar kuruluna devredilme- sini istemişlerdir. ABD ise bu teklifi kabul etmemiş ve mevcut tepkileri dindirmek için devletlerin in- ternetle ile ilgili görüşlerini doğrudan beyan ede- bilecekleri Internet Governance Forum adlı ulus- lararası platformu faaliyete sokacağını belirtmekle yetinmiştir (Dülger, 2015: 911). Ancak bütün bu gelişmelerden sonra NSA Skandalı patlak vermiştir. Edward Snowden tarafından 2013 yılında ortaya konan belgelere göre ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (National Security Agency/NSA) başta Google, Fa- cebook, Apple ve diğer büyük internet aktörlerinin kullanıcılarının pek çok kişisel verisini geniş kap- samlı ve derinlikli gözetimlere tabi tutmuştur.


#16

SORU:

Bilişim teknolojileri konusunda ülkemizdeki en yetkili kurum neresidir?


CEVAP:

Bilişim teknolojileri konusunda ülkemiz- deki en yetkili kurum Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’dır.


#17

SORU:

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na göre, Bakanlığın elektronik haberleşme sektörü ile ilgili görev ve yetkileri nelerdir?


CEVAP:

a. Numaralandırma, internet alan adları, uydu pozisyonu, frekans tahsisi gibi kıt kaynakla- ra dayalı elektronik haberleşme hizmetleri- ne ilişkin strateji ve politikaları belirlemek.

b. Elektronik haberleşme sektörünün serbest rekabet ortamında gelişimini teşvik etme- ye ve bilgi toplumuna dönüşümün destek- lenmesini sağlamaya yönelik hedef, ilke ve politikaları belirlemek ve bu amaçla teşvik edici tedbirleri almak.

c. Elektronik haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmetlerinin teknik, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara, kamu yararına ve milli güvenlik amaçlarına uygun olarak kurulması, geliş- tirilmesi ve birbirlerini tamamlayıcı şekilde yürütülmesini sağlamaya yönelik politikala- rı belirlemek.

ç. Elektronik haberleşme cihazları sanayisinin gelişmesine ilişkin politikaların oluşumuna ve elektronik haberleşme cihazları bakımın- dan yerli üretimi özendirici tedbirleri alma- ya yönelik politikaları belirlemeye katkıda bulunmak.

d. Ülkemizin üyesi bulunduğu elektronik ha- berleşme sektörü ile ilgili uluslararası birlik ve kuruluşlar nezdinde 5.5.1969 tarihli ve 1173 sayılı Milletlerarası Münasebetlerin Yürütülmesi ve Koordinasyonu Hakkın- da Kanun hükümleri saklı kalmak üzere Devleti temsil etmek veya temsile yetkilen- dirmek, çalışmalara katılım ve kararların uygulanması konusunda koordinasyonu sağlamak.

e. Elektronik haberleşme politikalarının tespi- ti ve uygulanması amacıyla gerekli araştır- maları yapmak ve yaptırmak.

f. Elektronik haberleşmenin doğal afetler ve olağanüstü haller nedeniyle aksamamasını teminen gerekli tedbirleri almak ve koor- dinasyonu sağlamak. Haberleşmenin aksa- ması riskine karşı önceden haberleşmenin kesintisiz bir biçimde sağlanmasına yönelik alternatif haberleşme alt yapısını kurmak, kurdurmak ve ihtiyaç durumunda söz ko- nusu sistemi devreye sokmak.

g. Olağanüstü hâl ve savaşta elektronik haber- leşme hizmetlerini, 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun hükümleri dahilinde planla- mak, gerekli işleri yapmak ve yaptırmak.

ğ. Elektronik haberleşme sistemlerinin yer- li tasarım ve üretimini, bu amaçla sektöre ilişkin araştırma, geliştirme ve eğitim faa- liyetlerini teknik ve maddi destek de dahil olmak üzere teşvik etmek.

h. Ulusal siber güvenliğin sağlanması amacıy- la politika, strateji ve hedefleri belirlemek, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilere yönelik siber güvenliğin sağ- lanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, eylem planlarını hazırlamak, Siber Güven- lik Kurulunun sekretaryasını yapmak, ilgili faaliyetlerin koordinasyonunu sağlamak, kritik altyapılar ile ait oldukları kurumları ve konumları belirlemek, gerekli müdahale merkezlerini kurmak, kurdurmak ve denet- lemek, her türlü siber müdahale aracının ve millî çözümlerin üretilmesi ve geliştirilmesi amacı ile çalışmalar yapmak, yaptırmak ve bunları teşvik etmek ve siber güvenlik ko- nusunda bilinçlendirme, eğitim ve farkın- dalığı artırma çalışmaları yürütmek, siber güvenlik alanında faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken usul ve esasları hazırlamak.

ı. Ulusal kamu entegre veri merkezlerine yö- nelik politika, strateji ve hedefleri belirle- mek, eylem planlarını hazırlamak, eylem planlarını izlemek, e-Devlet hizmetlerinde kullanılan verilerin ve sistemlerin barındı- rıldığı veri merkezlerini kamu entegre veri merkezlerinde toplamak amacıyla verilerin transferi de dahil gerekli altyapıları kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek ve tüm bu faaliyetlere yönelik uygulama usul ve esas- larını belirlemek, kurulum, uygulama ve işletim süreçlerini planlamak, yürütmek ve koordine etmek.

Böylece, bilgisayar ağları ve hizmetlerinin düzenlemesi konusunun Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın görevi kapsamında bulunması ne- deniyle, bu alandaki ilk ve en yetkili kuruluşun Bakanlık olduğu, diğer yetkili organların ise, Ba- kanlığa doğrudan bağlı ya da gözetiminde olan kurum ve kuruluşlardan oluştuğu, bünyesinde doğrudan internet ortamını veya bilişim alanını düzenlemeye yönelik normlar bulunduran mev- zuat incelendiğinde rahatlıkla görülmektedir.


#18

SORU:

Internet Geliştirme Kurulu hakkında detaylı bilgi veriniz.


CEVAP:

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bağlı olarak 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşki- lat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 29. maddesi uyarınca kurulan İn- ternet Geliştirme Kurulu’nun ana işlevi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na danışmanlık yapmaktır. Kurul’un oluşumu ve yetkileri Ulaştırma, Deniz- cilik ve Haberleşme Bakanlığı İnternet Geliştirme Kurulu Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir.

Kurul, internet ortamı ile ilgili çalışmalarda bulunmak, araştırma, inceleme ve değerlendirme yapmak üzere Bakanlık, kurum ve kuruluş, üniver- site, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve konuyla ilgili çalışmalarıyla temayüz etmiş kişiler arasından Bakan tarafından seçilecek toplam yedi üyeden oluşur. Kurul’un Yönetmelik md. 6’da belirtilen görevleri şunlardır:

a. İnternet ortamının ekonomik, ticari ve sosyal hayat ile bilim, eğitim ve kültür ala- nında etkin, yaygın, kolay erişilebilir olarak kullanımını teşvik edecek politika ve strateji önerileri hazırlamak ve Bakana sunmak.

b. Türk Kültürü, Türk Tarihi ve Türk Dün- yasıyla ilgili bilgilerin internet ortamında daha fazla yer alması ve bunların tanıtılması hususunda çalışmalar yapmak, yaptırmak ve öneriler hazırlamak ve Bakana sunmak.

c. İnternet ortamının güvenli, serbest, özgür ve faydalı kullanımı ile katma değer üret- mesine yönelik öneriler hazırlamak ve Ba- kana sunmak.

ç. İnternet kullanımının faydaları konusun- da toplumsal farkındalığın oluşturulmasını sağlamak. 

  1. İnternete ilişkin etkinliklere katılmak, et- kinliğin ve verimliliğin sağlanabilmesini teminen üniversite, kamu, özel ve sivil top- lum kuruluşlarıyla iş birliği yapmak.

  2. İnternet üzerinden yapılan yayınlar ve hiz- metlerle ilgili olarak toplumu bilgilendir- mek için yöntemler tespit etmek, yapılacak projeler hakkında görüş bildirmek ve Baka- na önerilerde bulunmak.

  3. Devlet uygulamalarının yaygınlaştırılma- sı, kamu kuruluşlarının birbirleri ile olan ilişkilerinde ve vatandaşa sundukları hiz- metlerde internet ortamının daha yaygın kullanımı konusunda çalışmalar yaparak önerilerde bulunmak.

  4. İnternetin güvenli kullanımı ve güvenli in- ternet hizmeti konusunda araştırmalar ya- parak uygun politikaların belirlenmesi, bu konuda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Ku- rumu ile koordineli bir çalışma içerisinde uygulamaya esas alınacak güvenlik kriterle- rinin tespiti ve benzeri konularda önerilerde bulunmak.

ğ. İnternet ortamının güvenli, serbest, özgür ve faydalı kullanımı ile katma değer üret- mesine yönelik eğitim etkinliklerini destek- lemek.

h. Çocuklar ve gençler başta olmak üzere bi- reylerin ve toplumun internet üzerinden yapılan zararlı yayınlardan korunmasına yönelik olarak ulusal bazda yazılım prog- ramları hazırlanması konusunda çalışmalar yapmak ve önerilerde bulunmak.

ı. Çocuklar ve ailelerde internet kültürünün artırılması, internet üzerinden istismar ve şiddet içerikli oyunların etkileri ve derece- lendirilmesi gibi konularda ilgili kurumlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içeri- sinde toplumsal bilincin artırılması yönün- de gerekli çalışmalar yapmak, yaptırmak ve önerilerde bulunmak.

  1. İnternet içerik ve yer sağlayıcılığının yay- gınlaştırılması ve ulusal arama motoru teş- kili konusunda gerekli çalışmalar yapmak üzere önerilerde bulunmak.

  2. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde kullanılan tüm ürünler için araştırma ve geliştirme desteği ile yerli üretimin artırılmasına yöne- lik önerilerde bulunmak.

k. Ulusal ve uluslararası sayısal uçurum ola- rak adlandırılan farklılıkların giderilmesi ve bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi oluşumu- na katkıda bulunmak amacıyla projeler ve öneriler belirlemek, uygulanabilirliklerini değerlendirmek, risk analizlerinin yapılması ve kabul gören tekliflerin gerçekleştirilme- sine katkıda bulunmak ve uygulama plan- larının oluşturulması için Bakana öneride bulunmak.

l. İnternet ile ilgili mevzuat için, uluslararası kuruluşlarca kabul gören uygulamaları ve Avrupa Birliği’nin bu alandaki mevzuatı ile uyumlu olmasına özen gösterilmesi için önerilerde bulunmak.

m. İnternete erişim sağlayan işletmeciler arasın- da birlikte veya ayrı ayrı olarak görüşmek, sektörel sorunları tespit etmek, sorunların çözümü hususunda tavsiyelerde bulunmak.

n. Görev alanına giren konularla ilgili olarak çalışmalarda bulunmak üzere kamu kurum ve kuruluşları, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve ko- nuyla ilgili uzmanların katılımıyla çalıştay yapmak, çalışma grupları ve geçici komis- yonlar oluşturmak.

o. Kamu ile internete erişim sağlayan işletme- cilerle görüşmek, sektörel sorunları tespit etmek ve sorunların çözümü hususunda tavsiyelerde bulunmak.

ö. Siber güvenliğin sağlanması için internet üzerinden alınması gereken tedbirlere iliş- kin önerilerde bulunmak.

p. Bakanlık politikalarının belirlenmesine katkı sağlamak amacıyla, Bakan tarafından talep edilen benzer konularda çalışma ve araştırmalar yapmak.

Görüldüğü üzere internet ağı alanında ulusal politikanın belirlenmesi görevini üstlenen İnternet Geliştirme Kurulu, ülkemizde internet ağı ile ilgili planlama, koordinasyon, izleme, öneri oluşturma, eğitim vb. alanlarda projeler yürütmektedir. Kurul kararlarının icrası ise, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yerine getirilecektir. 5651 sa- yılı Kanun md. 10 Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na İnternet Geliştirme Kurulu’nca inter- netin yaygınlaştırılması, geliştirilmesi, yaygın ve güvenli kullanılması gibi konularda yapılacak öne- riler ile ilgili gerekli her türlü tedbir veya kararları almayı bir görev olarak yüklemiştir. Bu yasal dü- zenleme göz önünde bulundurulduğunda, İnternet Geliştirme Kurulu kararlarının istişari nitelikle kal- mayıp, icrai yönünün de bulunduğunu söylemek mümkündür.


#19

SORU:

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun görevleri ve işleyişi nasıldır?


CEVAP:

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 4502 sayılı Kanun ile 2813 sayılı Bilgi Teknolojile- ri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle kurulmuştur. 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası gereğince, o güne dek Telekomünikasyon Kurumu olan ku- rumun adı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak değiştirilmiştir. 

Kurum ülkemizde elektronik haberleşme ala- nında en önemli kurumdur. Zira her ne kadar Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı haberleşme, inter- net ve alt yapı işlerinde faaliyet gösteren şirket- lerin almaları gereken izin ve ruhsat konusunda son işlemi yapsa da, bilişim şirketlerinin kuruluş aşamasında yapmaları gerekenleri belirten, ku- rulduktan sonra da onların denetimini yapan ve faaliyetleri sırasında da bunların uymaları gere- ken kuralları koyan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’dur. Kurum’un internet içeriğine de mü- dahale yetkisi vardır. Zira Kurum, internet içeri- ğinin takip ve gerektiğinde engellenmesi, içerik, yer, erişim ve toplu kullanım sağlayıcılara ilişkin yetkilendirme, gözetim ve denetim faaliyetleri- nin gerçekleştirilmesi ve filtreleme yazılımlarının standartlarının belirlenmesi gibi yetkilerle dona-

tılmıştır. Kurum’un ayrıca internet hizmet sağla- yıcılara ilişkin idari yaptırım uygulama hakkı da bulunmaktadır.

Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile iliş- kilidir. Kurum, idari ve mali özerkliğe sahip bir kamu tüzel kişiliğidir. Kurum görevlerini yerine getirirken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, mer- ci veya kişi Kuruma emir ve talimat veremez.

Kurumun hizmet birimleri; hukuk müşavirliği, daire başkanlıkları ve müdürlükler şeklinde teşki- latlanan ana hizmet, danışma ve yardımcı hizmet birimleriyle bölge müdürlükleri şeklinde teşkilatla- nan taşra teşkilatı birimlerinden oluşur.

Kurum, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu ile Başkanlık teşkilatından oluşur. Bilgi Teknoloji- leri ve İletişim Kurulu, Kurumun karar organıdır. Kurul, biri başkan olmak üzere toplam yedi üye- den oluşur. Kurul Başkanı Kurumun da başkanı- dır. Kurul Başkanı Kurumun en üst idari amiridir. Kurumun yönetim ve temsil yetkisi Başkana aittir. Kurul başkanı ve üyeler, Bakanlar kurulu tarafın- dan beş yıllık süre için atanır. Görevi biten Kurul başkanı ve üyelerin yeniden aynı göreve atanmaları mümkündür. Kurul başkan ve üyeleri ancak göre- vini yapmaya engel bir hastalık veya rahatsızlık ne- deni ile iş görememe ya da atanmaları için gerekli şartları kaybetmeleri halinde Bakanlar Kurulu ka- rarıyla süresi dolmadan görevden alınabilir.

Kurul üyeliklerine atanacakların; mühendislik alanında elektronik, elektrik-elektronik, elektronik ve haberleşme, endüstri, fizik, matematik, bilgisa- yar, telekomünikasyon ve işletme mühendisliği fa- kültelerinden veya bölümlerinden, sosyal bilimler alanında siyasal bilgiler (bilimler), iktisadi ve idari bilimler, iktisat, hukuk, işletme fakülteleri veya bö- lümlerinden ya da fakültelerden fizikçi veya mate- matikçi unvanıyla veya sayılan fakülte ve bölümle- re denkliği yetkili makamlarca kabul edilmiş yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmaları ya da belirtilen bölümlerden mezun olma- makla birlikte sayılan alanlarda yüksek lisans veya doktora yapmış olmaları, mesleki ve elektronik haberleşme veya posta hizmetleri alanında yeterli bilgi ve deneyime sahip, kamu veya özel sektörde en az on yıl çalışmış olmaları ve herhangi bir siyasi partinin yönetim ve denetim organlarında görev almamış veya bu görevlerinden ayrılmış olmaları gerekir. 

Kurul, Başkanın daveti veya üyelerden en az üçünün talebi üzerine toplanır. Kurul toplantıla- rını Kurul Başkanı, yokluğunda ikinci başkan yö- netir. Toplantının gündemi Başkan tarafından be- lirlenir, gündeme yeni madde eklenebilmesi için bir üyenin öneride bulunması ve en az üç üyenin kabul etmesi gerekir.

Kurul en az beş üyenin hazır bulunması ile top- lanır ve en az dört üyenin aynı yöndeki oyuyla karar alır. Üyeler çekimser oy kullanamaz. Toplantıda bir konuda karar yeter sayısı sağlanamadığı durumlarda, izleyen toplantılarda aynı konuda oylarda eşitlik ol- ması halinde Başkanın bulunduğu tarafın oyu üstün sayılarak karar alınır. Kurul kararı tutanakla tespit edilir. Kurulun kararları Kurumun idari denetimi sı- rasında yerindelik denetimine tabi tutulamaz. Kurul toplantıları gizlidir. İhtiyaç duyulması halinde gö- rüşlerinden yararlanmak üzere uzman kişiler Kurul toplantılarına davet edilebilir. Kurul uygun gördüğü kararlarını internet ortamı başta olmak üzere uygun vasıtalarla kamuoyuna duyurur. Kurulun düzenle- yici kararları ilişkili Bakanlığa yayımlanmak üzere gönderilir.

Kurum’un 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanun gereğince Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde coğrafi konumlarından bağımsız olarak herkes tarafından erişilebilir, önceden belirlenmiş kalite- de ve herkesin karşılayabileceği makul bir bedel karşılığında asgari standartlarda sunulacak olan, internet erişimi de dahil elektronik haberleşme hizmetlerinin sağlanmasına yönelik yetki ve gö- revleri bulunmaktadır.

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ise Kurum’a şu yetki ve görevleri vermiştir:

a. Elektronik haberleşme sektöründe; rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engel- leyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulama-

ların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak, bu amaçla ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hallerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın öngördüğü tedbir- leri almak.

b. Bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak ya- pılan düzenlemelere aykırı olarak, elekt- ronik haberleşme sektöründe ortaya çıkan rekabet ihlallerini denetlemek, yaptırım uygulamak, mevzuatın öngördüğü hallerde elektronik haberleşme sektöründe rekabet ihlallerine ilişkin konularda Rekabet Kuru- mundan görüş almak.

c. Abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcı- ların hakları ile kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak.

ç. İşletmeciler ile tüketicileri ilgilendiren Ku- rul kararlarını gerekçe ve süreçleri ile kamu- oyuna açık tutmak.

d. Bu Kanun çerçevesinde gerektiğinde işlet- meciler arasında uzlaştırma prosedürünü işletmek, uzlaşma sağlanamadığı takdirde ilgili taraflar arasında aksi kararlaştırılıncaya kadar geçerli olmak üzere gerekli tedbirleri almak.

e. Elektronik haberleşme sektöründeki ge- lişmeleri takip etmek, sektörün gelişimini teşvik etmek amacıyla gerekli araştırmaları yapmak veya yaptırmak ve bu konularda il- gili kurum ve kuruluşlarla iş birliği halinde çalışmak.

f. Elektronik haberleşme hizmetlerinin su- nulması ve elektronik haberleşme şebeke ve altyapılarının tesis ve işletilmesi için gerekli olan frekans, uydu pozisyonu ve numara- landırma planlamasını ve tahsisini yapmak.

g. Elektronik haberleşme ile ilgili olarak Ba- kanlığın strateji ve politikalarını dikkate alarak, yetkilendirme, tarifeler, erişim, ge- çiş hakkı, numaralandırma, spektrum yö- netimi, telsiz cihaz ve sistemlerine kurma ve kullanma izni verilmesi, spektrumun izlenmesi ve denetimi, piyasa gözetimi ve denetimi de dahil gerekli düzenlemeler ile denetlemeleri yapmak.

ğ. Telsiz sistemlerinin belirlenen tekniklere ve usullere uygun olarak kurulmasının ve  çalıştırılmasının kontrolünü yapmak, elekt- romanyetik girişimleri tespit etmek ve gide- rilmesini sağlamak.

h. İşletmecilerin ticari sırları ile kamuoyuna açıklanabilecek bilgilerinin kapsamını be- lirlemek, işletmecilerin ticari sırları ile ya- tırım ve iş planlarının gizliliğini korumak ve bunları adli makamların talepleri dışında muhafaza etmek.

ı. Elektronik haberleşmeyle ilgili olarak, iş- letmeciler, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi ve belgeyi almak ve gerekli kayıtları tutmak, Bakanlık tarafından elekt- ronik haberleşme sektörüne yönelik strateji ve politikaların belirlenmesinde ihtiyaç du- yulanları, talebi üzerine Bakanlığa iletmek.

  1. Bakanlıkça yapılacak düzenlemeler çerçe- vesinde, elektronik haberleşme sektörüne ilişkin araştırma, geliştirme ve eğitim faali- yetlerine ilişkin olarak, mevcut Kurum ge- lirlerini göz önünde bulundurarak gelirle- rinin %20’sini aşmamak kaydıyla ayıracağı kaynağı Bakanlığa aktarmak.

  2. Kullanıcılara ve erişim kapsamında diğer işletmecilere uygulanacak tarifelere, söz- leşme hükümlerine, teknik hususlara ve görev alanına giren diğer konulara ilişkin genel kriterler ile uygulama usul ve esasla- rını belirlemek, tarifeleri onaylamak, tari- felerin denetlenmesine ilişkin düzenleme- leri yapmak.

  3. İşletmeciler tarafından hazırlanan referans erişim tekliflerini onaylamak.

  4. Yürütülecek elektronik haberleşme hizmet- leri, şebeke ve/veya alt yapısı ile ilgili olarak yapılacak yetkilendirmelere ilişkin hüküm ve şartları belirlemek, uygulanmasını ve yetkilendirmeye uygunluğu denetlemek, bu hususta gereken iş ve işlemleri yürütmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak.

  5. Radyo ve televizyon yayıncılığına ilişkin ilgili kanununda belirtilen hükümler saklı kalmak kaydıyla, frekans planlama, tahsis ve tescil işlemlerini, güç ve yayın sürelerini de göz önünde tutarak uluslararası kuruluşlarla iş birliği de yapmak suretiyle yürütmek.

  6. Elektronik haberleşme sektöründe kullanı- lacak her çeşit sistem ve cihazların, uyum-

laştırılmış ulusal standartlarını yayımlat- mak ve uygulanmasını sağlamak, teknik düzenlemelerini yapmak, piyasa denetimini yapmak ve/veya yaptırmak, bu amaçla labo- ratuvarlar kurup işletebilmek ve bu labora- tuvarlarda verebileceği eğitim ve danışman- lık hizmetleri karşılığında alınacak ücretleri belirlemek.

o. Elektronik haberleşme sektöründe tesis, öl- çüm ve bakım-onarım yapacak kuruluşların yetkilendirmesini bu konuda görevli kuru- luşlarla koordine etmek.

ö. Elektronik haberleşme sektörüne yönelik pazar analizleri yapmak, ilgili pazarı ve ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip işletmeci veya işletmecileri belirlemek.

p. Elektronik haberleşme sektörü ile ilgili uluslararası birlik ve kuruluşların çalış- malarına katılmak, kararların uygulan- masını takip etmek ve gerekli koordinas- yonu sağlamak.

r. Kurumun yıllık bütçesini, gelir-gider kesin hesabını, yıllık çalışma programını onamak, gerekirse bütçede hesaplar arasında aktarma yapmak veya gelir fazlasını mevzuat çerçe- vesinde genel bütçeye devretmek.

s. Elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösterenlerin mevzuata uymasını denetle- mek ve/veya denetlettirmek, konu ile ilgili usul ve esasları belirlemek, aykırılık halinde mevzuatın öngördüğü işlemleri yapmak ve yaptırımları uygulamak.

ş. Elektronik haberleşme sektörüne yönelik olarak, millî güvenlik, kamu düzeni veya kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak.

t. Ara bağlantı ve ulusal dolaşım da dahil eri- şim ile ilgili uygulanacak usul ve esasları belirlemek ve mevzuatın öngördüğü dü- zenlemeleri yapmak, elektronik haberleşme sağlanması amacıyla imzalanan anlaşmala- rın rekabeti kısıtlayan, mevzuata ve/veya tüketici menfaatlerine aykırı hükümler içermemesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak.

u. İlgili kanun hükümleri dahilinde, evrensel hizmetlere ilişkin hizmet kalitesi ve stan- dartları da dahil olmak üzere, gerektiğinde  her türlü elektronik haberleşme hizmetine yönelik hizmet kalitesi ve standartlarını belirlemek, denetlemek, denetlettirmek ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemek.

ü. Elektronik haberleşme sektöründe, ba- ğımsız denetim faaliyetine ilişkin esasları, bağımsız denetleme faaliyetlerinde buluna- cak kuruluşların kuruluş şartlarını, çalışma esaslarını ve çalıştıracağı personelin nitelik- lerini belirlemek.

v. Siber güvenlik ve internet alan adları konu- larında Bakanlar Kurulu, Bakanlık ve/veya Siber Güvenlik Kurulu tarafından verilen görevleri ilgili birimleri marifetiyle yerine getirmek.

y. Bu Kanunla verilen görevlere ilişkin yönet- melik, tebliğ ve diğer ikincil düzenlemeleri çıkarmak.

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayın- ların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na birçok görev ve yetki vermiştir. Gerçekten de söz konusu Kanun’un 10. maddesinin 4 ve devamı fıkralarına göre Kurum’un görev ve yetkileri şunlardır:

  1. Bakanlık, kolluk kuvvetleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile içerik, yer ve erişim sağlayıcılar ve ilgili sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon oluş- turarak internet ortamında yapılan ve bu Kanun kapsamına giren suçları oluş- turan içeriğe sahip faaliyet ve yayınları önlemeye, internetin güvenli kullanımını sağlamaya, bilişim şuurunu geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmak, bu amaçla, gerektiğinde, her türlü giderleri yönetme- likle belirlenecek esas ve usuller dâhilinde Kurumca karşılanacak çalışma kurulları oluşturmak.

  2. İnternet ortamında yapılan yayınların içe- riklerini izleyerek, bu Kanun kapsamına gi- ren suçların işlendiğinin tespiti halinde, bu yayınlara erişimin engellenmesine yönelik olarak bu Kanunda öngörülen gerekli ted- birleri almak.

  3. İnternet ortamında yapılan yayınların içe- riklerinin izlenmesinin hangi seviye, zaman ve şekilde yapılacağını belirlemek.

ç. Kurum tarafından işletmecilerin yetki- lendirilmeleri ile mülki idare amirlerince ticarî amaçlı toplu kullanım sağlayıcılara verilecek izin belgelerinde filtreleme ve bloke etmede kullanılacak sistemlere ve yapılacak düzenlemelere yönelik esas ve usulleri belirlemek.

d. İnternet ortamındaki yayınların izlenmesi suretiyle bu Kanunun 8. maddesi ile 8/A maddesinde sayılan suçların işlenmesini önlemek için izleme ve bilgi ihbar merkezi dahil, gerekli her türlü teknik altyapıyı kur- mak veya kurdurmak, bu altyapıyı işletmek veya işletilmesini sağlamak.

e. İnternet ortamında herkese açık çeşitli ser- vislerde yapılacak filtreleme, perdeleme ve izleme esaslarına göre donanım üretilmesi veya yazılım yapılmasına ilişkin asgari kri- terleri belirlemek.

f. Bilişim ve internet alanındaki uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birliği ve koordi- nasyonu sağlamak.

g. Bu Kanunun 8. maddesinin birinci fıkra- sında sayılan suçların, internet ortamında işlenmesini konu alan her türlü temsili gö- rüntü, yazı veya sesleri içeren ürünlerin ta- nıtımı, ülkeye sokulması, bulundurulması, kiraya verilmesi veya satışının önlenmesini teminen yetkili ve görevli kolluk kuvvetleri ile soruşturma mercilerine, teknik imkan- ları dahilinde gereken her türlü yardımda bulunmak ve koordinasyonu sağlamak.

h. 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haber- leşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca oluşturulan İnternet Geliştirme Kurulunca internetin yaygın- laştırılması, geliştirilmesi, yaygın ve güvenli kullanılması gibi konularda yapılacak öne- riler ile ilgili gerekli her türlü tedbir veya kararları almak.

ı. Ulusal siber güvenlik faaliyetleri kapsamın- da, siber saldırıların tespiti ve önlenmesi konusunda, içerik, yer, erişim sağlayıcılar ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla koor- dinasyon sağlamak, gerekli tedbirlerin al- dırılması konusunda faaliyet yürütmek ve ihtiyaç duyulan çalışmaları yapmak.


#20

SORU:

İçerik sağlayıcı (content provider)'ların hukuki sorumlulukları nasıldır? 


CEVAP:

İnternet kullanıcılarınca herhangi bir internet içeriğini hazırlayan veya bilgiyi, veriyi bizzat üreten internet süjesine içerik sağlayıcı denir. Bu itibarla

içerik sağlayıcılar çok uluslu şirketlerden, kamu kurumlarına, özel işletmelerden, bireylere (örneğin yukardaki örnekte hakaret eden forum kullanıcısı) kadar çok geniş bir kategoriyi oluşturmaktadır. 

5651 sayılı Kanun’un 4. maddesi, içerik sağla- yıcının sorumluluğunu düzenlemiştir. Buna göre içerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sun- duğu her türlü içerikten sorumludur. Bu sorumlu- luğun gerek özel hukuk ve gerekse de ceza hukuku sorumluğu olduğuna şüphe yoktur. Bundan dolayı yukarıdaki örnekte bir başka forum kullanıcısı- na hakaret eden forum kullanıcısı, bu kişiye karşı hem özel hukuk çerçevesinde tazminat ödemekle yükümlü tutulabilecek hem de ceza kanunu çerçe- vesinde hakaret suçunu işlediği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılabilecektir. Bu husus tartışmasız olmakla birlikte, içerik sağlayıcının link şeklinde bağlantı vermesi halinde sorumluluğunun belir- lenmesi uygulamada bazen tereddütler yaratmak- 

tadır. Ancak 5651 sayılı Kanun bu konuda açık bir düzenleme içermektedir. Kanun’un 4. maddesine göre, içerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Buna göre içerik sağ- layıcıların, bağlantı verdiği ve ulaşılmasını sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu olmayacağı kabul edilmektedir. Örneğin bir web sitesi sahibi, sitesi üzerinden içeriği başkaları tarafından hazırlanmış başka web sitelerine link yoluyla bağlantı verse ve söz konusu bağlantıların içeriğinde hukuka aykırı içerikler bulunsa dahi bundan sorumlu olmayacak- tır. Ancak bu kuralın bir istisnası bulunmaktadır. Zira 4. maddeye göre sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise link veren içerik sağlayıcının bu durumda ge- nel hükümlere göre sorumlu olduğu belirtilmiştir. Tabi bu noktada kuralın istisnai nitelikte olmasın- dan bahisle içerik sağlayıcının sadece verilen linkin içeriğinden sorumlu olacağı, buna karşın verilen linkin bulunduğu sitenin tamamının içeriğinden sorumlu olmayacağı kabul edilmelidir.

5651 sayılı Kanun’un 4. maddesi uyarınca, içerik sağlayıcının internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumlu tutulmasının önemli bir sonucu vardır: adı sıkça duyulan “bi- lişim suçlarının” faili genelde içerik sağlayıcıdır. İlerleyen bölümlerde bilişim suçlarının hukuki yönüyle ilgili olarak detaylı bilgiler verileceğinden, burada şu hususlara değinmek yeterli olacaktır:

Bilişim ortam ve sistemleri gelişmeye elveriş- li, yaygın kullanıma sahip, her yerden erişilebilen açık bir yapıya sahiptir. Yenilikçi yapısıyla bilişim sistemlerinde kullanılan teknikler her geçen daha da artmaktadır ve suçlular için yeni oyun alanla- rı yaratmaktadır. Bu sebeple bilişim suçlarının ilk ortaya çıktığı zamanlarda, bu suçlarda kullanılan araçlar yazılım, donanım ve bilgisayar ağları iken, bugün bunlara özellikle sosyal medya ve bulut bili- şim de eklenmiştir (Turan, 2016: 43).

Sosyal medya, medyanın içeriğini üretenler ile medyayı izleyenler arasındaki katı ayrımı kaldır- mıştır. Bilindiği üzere internetin ilk çıktığı zaman- larda web siteleri yalnızca bunların sahipleri veya idarecileri tarafından siteye yüklenen içeriklerle sınırlıydı. Yani tek taraflı bir bilgi, veri iletimi söz konusuydu. Bu tek taraflılık web 2.0 teknolojisi ile değişmiştir. Web 2.0 teknolojisi, tek yönlü bil- gi akışından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi payla- şımına ulaşılmasına izin veren medya sistemidir.

Bu teknolojinin hizmete sunulmasıyla, web 2.0 teknolojisi üstüne üzerine inşa edilmiş ve kullanıcı merkezli yaratım ve değişikliklere izin veren “grup internet tabanlı uygulamalar” bütünü, kısaca sosyal medya denen olgu gerçekleşmiştir. Bugün için in- ternet ansiklopedileri, bloglar, mikro bloglar (Twit- ter), içerik toplulukları (Youtube), sosyal ağ siteleri (Facebook), sanal oyun dünyaları (örneğin World of Warcraft) ve sanal sosyal dünyalar (örneğin Se- cond Life) bilinen en yaygın sosyal medya türleri- dir (Dülger, 2015: 92).

Bulut bilişim ise ağırlıklı olarak kurumsal çö- zümlerde kullanılan bir “büyük veri” (big data) teknolojisidir. Bulut bilişim, hizmet sağlayıcısı ara- cılığıyla hızlı bir şekilde erişilebilen ve daha sonra da serbest bırakılabilen, bilgisayar ağları, sunucular, depolama alanları, uygulamalar ve hizmetler gibi bilişim kaynaklarının ortak havuzuna her yerden istenildiğinde erişim sağlayabilen bir model olarak ifade edilmektedir. Bulut bilişim genel olarak kay- nakların birleştirilmesi esasına dayanmaktadır. Zira bulut bilişim, geleneksel veri işleme yöntemleri ile değerlendirilemeyecek kadar çok büyük hacimli, oldukça kompleks, hızlı değişebilen verinin (büyük veri), birden çok bilişim ağında depolanması ve kullanıcıların da bu büyük veriye her yerden gü- venli bir şekilde ulaşabilmesi düşüncesine dayan- maktadır (Turan, 2016: 224).

Buradan hareketle bilişim suçları bilişim sis- temlerinin suçta araç olarak kullanıldıkları ya da bu sistemlerin hedef alındıkları hukuka aykırı fil- ler olarak tanımlanmaktadır. Bu noktada “dar an- lamda bilişim suçları” ve “geniş anlamda bilişim suçları” ayrımı yapılmaktadır. Buna göre sadece bilişim ortamında işlenebilen, bilgisayar ve inter- nete özgü suçlar dar anlamda bilişim suçlarıdır. Örneğin bilişim sistemine hukuka aykırı şekilde girme (TCK m. 243) veya bilişim sistemini en- gelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçları (TCK m. 244) bu kapsamda değerlendi- rilmektedir. Buna karşın geniş anlamda bilişim suçları ise bilişim sistemleri kullanılarak veya bi- lişim sistemlerinden yararlanılarak işlenen klasik suçlardır. Birçok klasik suçun bilişim sistemle- rinde veya bilişim sistemlerinden yararlanılarak işlenmesi mümkündür. Bu suçlara örnek olarak; tehdit ve şantaj, hakaret ve sövme, taciz, röntgen- cilik, dolandırıcılık, terörizm gösterilebilir (Avşar ve Öngören, 2010: 46 vd.; Dülger, 2015: 80 vd.; Turan, 2016: 43). 

Bilişim suçları, özellikle dar anlamda bilişim suçları, “yıkıcı yazılım” olarak adlandırılan teknik- lerle işlenmektedir. Bu yazılım ya da tekniklere her gün yenileri eklenmekle birlikte, şu ana kadar sık rastlananlardan hareketle, örnek olarak sistem gü- venliğinin kırılıp içeri girilmesi (hacking); yararlı bir yazılımın içine fark edilmeyecek küçüklükte zararlı yazılımlar konulmasıyla bilişim sistemine girilmesi (Truva atı/Trojen horse); çok fazla kay- naktan (örneğin çok sayıda banka hesabından) kaynak başına çok az toplamda ise çok miktarda hukuka aykırı yarar sağlanması (salam tekniği); bi- lişim sisteminin içinde işlemciye sürekli anlamsız komutlar vererek bilişim sisteminin çökertilmesi (tavşanlar/rabbits); sistemin bakım için geçici bir süre kapatılması uyarısından sonra sistemden kul- lanıcı adları, şifreler gibi bilgilerin çalınması (bu- kalemunlar/chameleon); sistemi çökertmek için tasarlanan mantık bombaları ve bilişim virüsle- ri; DoS ve DDoS saldırıları ile hedef bilgisayarın kimseye hizmet veremez hale getirilmesi; phising denilen yöntemlerle kişilerin kredi kartları numa- ralarının çalınması verilebilir (Avşar ve Öngören, 2010: 49 vd.; Dülger, 2015: 119). Bugün bilişim suçlarının çok büyük bölümü internet aracılığıyla, geriye kalan küçük bir kısmı ise kapalı ağ ortamı (intranet) ve diğer ağlar aracılığıyla işlenmektedir (Dülger, 2015: 115). 

Bilişim suçlarında şüpheliye ulaşmak için en yaygın kullanılan yöntem, suç işlenirken kullanı- lan IP numarasının tespit edilerek, IP numarasının tahsis edildiği internet abonesini belirlemektir. An- cak sadece IP numarasının tespiti ile şüpheli hak- kında mahkûmiyet kararı verilememektedir. Zira bazı olaylarda bilgisayar Truva atları ile “zombi” bilgisayara dönüştürülmekte ve böylece IP nu- marası belirlenen kişinin aslında gerçekleştirilen hukuka aykırı eylemden haberinin dahi olmadığı belirlenmektedir. Bu nedenle suçun kesin şekilde ispat edilmesi için, adreste arama yapılması, bil- gisayar veya bilgisayar özelliği taşıyan tablet, akıllı telefon gibi cihazların tespit edilmesi ve Ceza Mu- hakemesi Kanunu’nun 134. maddesi gereğince bu cihazlarda içerik araması yapılması gerekmektedir (Dülger, 2015: 209, 802). Tüm bu süreç, bilişim sistemlerinden elde edilen verinin incelenmesini ve analizini yapan “adli bilişimin” (computer foren- sics) konusudur. Adli bilişim, bilişim sistemlerinin ve üzerinde bulunan depolama ünitelerinin, her- hangi bir suçu işlemede kullanılıp kullanılmadığını tespiti amacıyla yapılan çalışmaların tümü olarak adlandırılmaktadır. Burada en önemli aşamalar bi- lişim sistemindeki tüm verilerin özel yazılımlarla kopyalanması (imaj alma) ve kopyalanan veri ile depolanan delil arasında herhangi bir farklılığın olup olmadığını kontrol edilmesidir (hash değeri kontrolü) ve hash değerinin doğru olması üzerine imajı alınmış bilginin çözümlenmesidir (Dülger, 2015: 804).

Son olarak sosyal medyada işlenen suçlarda failin IP numarasının tespitindeki bazı özel du- rumlara dikkat çekilmelidir. Sosyal medya kulla- nıcılarının karşılaştıkları hakaret, siber mobbing, şantaj gibi hukuka aykırılıklarda failin bulunması için, ulusal soruşturma ve kovuşturma makamları (savcılık ve mahkemeler), merkezleri yurtdışında bulunan Facebook, Twitter gibi şirketlerden IP bil- gisi, trafik verisi ve içeriğe ilişkin bazı bilgilere ih- tiyaç duymaktadır. Bu gibi durumlarda ulusal ma- kamların, gerekli bilgilere ilişkin taleplerini firma merkezinin bulunduğu ülkenin adli makamlarına gönderecekleri adli yardımlaşma talebiyle istemele- ri gerekmektedir. 

Ülkemizde adli yardımlaşma hususunda yetki- li makam Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’dür. Adli yardım- laşma 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu çerçevesinde yapılmaktadır. Ancak Kanun’un 1. maddesinin 3. fıkrasına göre Türkiye’nin taraf olduğu adli iş birliğine ilişkin milletlerarası antlaşmalar saklıdır. Buna göre ulus- lararası adli yardımlaşma talepleri, diğer devletin sözleşmeye taraf olması durumunda, “Ceza İşlerin- de Adli Yardımlaşmaya Dair Avrupa Sözleşmesi” çerçevesinde ya da ABD gibi sözleşmeye taraf ol- mayan bir devlet ise ikili antlaşmalar çerçevesinde eğer bu da yoksa 6706 sayılı Kanun çerçevesinde yapılmaktadır. Bu nedenle ulusal soruşturma ve kovuşturma makamları sosyal medyada işlenen bir suça ilişkin IP bilgisi, trafik verisi ve içeriğe ilişkin bilgileri elde etmek için, Adalet Bakanlığı Ulusla- rarası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nü harekete geçirmeli ve Genel Müdürlük de istenilen bilgileri ABD’nin adli yardımlaşma hususunda yet- kili makamı aracılığıyla şirketlerden talep etmeli- dir; zira sosyal medya şirketlerinin çoğu ABD mer- kezlidir (Dülger, 2015: 204 vd., 209). Ancak bu durumun bazı istisnaları mevcuttur. Facebook bazı durumlarda IP veya trafik bilgisini doğrudan ver- mektedir. Facebook; intihara teşebbüs, öldürmeye teşebbüs, kayıp bir şahsın bulunması veya çocukla- rın cinsel istismarı suçlarını acil husus kabul ederek soruşturma makamları tarafından doğrudan talep edildiğinde IP ve trafik bilgilerini vermektedir.

Oluşabilecek tereddütleri gidermek adına be- lirtmek gerekir ki, adli soruşturmada veya ceza yargılamasında, soruşturma ve kovuşturma ma- kamlarının sosyal medya aracılığıyla delil etmesi ise, örneğin polisin sanığa karşı kullanacağı delilleri onunla Facebook listesinden arkadaş olma yoluna giderek elde etmesi veya bir hırsızlık şüphelisinin herkese açık bir Facebook paylaşımında çalınan arabayı kullanırken çektirdiği fotoğrafı savcılığın delil sayması, bilişim hukukuyla ilgili anlatılan- lardan ziyade, genel olarak ceza muhakemesinin konusudur. Bu tür delillerin kimler tarafından hangi şartlar altında elde edileceği ve şüpheliye karşı kullanılabileceği hususları Ceza Muhakemesi Kanunu’na tabidir.


#21

SORU:

Bilişim hukukunun ortaya çıkış sürecinin temel nedeni nedir?


CEVAP:

Özellikle son çeyrek asırda tüm dünyayı etkileyen ve baş döndürücü bir hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler, bilişim hukukunun ortaya çıkış sürecinin nedeni olarak kabul edilmektedir.


#22

SORU:

Bilişim hukukunu kısaca tanımlayınız. 


CEVAP:

Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ve yenilikler sebebiyle mevcut yasal düzenlemelerin yetersiz kalması ile ortaya çıkmış bir hukuk dalı olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.


#23

SORU:

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok gelişmiş ülke bilişim sistemlerinin yaygınlaştırılmasını ve vatandaş ve işletmeler tarafından kullanılmasını ulusal düzeyde stratejik bir hedef olarak görmüş ve bu hedefin gerçekleştirilmesi için de farklı teknolojiler, lisanslama yöntemleri ve kamu-özel kesim ortaklıklarının kullanılmasına yönelik teşvikler öngörmüş, değişik stratejiler geliştirmiştir.

Bütün bunların altında yatan temel neden nedir?


CEVAP:

Bütün bunların altında yatan neden, çeşitli biçimlerdeki bilgiyi oluşturmak, saklamak, düzenlemek, yönetmek, taşımak, görüntülemek, aktarmak, değiştirmek, iletmek veya almak için kullanılan bütün teknolojileri içeren her türlü donanım ya da bağlantı sistemi olarak kabul edilen ve “bilgi teknolojileri” (BT) veya “bilgi ve iletişim teknolojileri” (BİT) olarak adlandırılan sistemleri yaygın biçimde kullanan, büyük miktarlarda bilgi ve iletişim ürünleri ve hizmetleri üreten, çeşitlendirilmiş içerik endüstrisine sahip gelişmiş toplumu, yani “bilgi toplumunun” oluşturulması ve geliştirilmesi yönünde devletlere yüklenen pozitif ödevdir.


#24

SORU:

Bilişim hukuku bünyesinde birçok farklı hukuk dalını barındırması ve/veya birçok hukuk dalıyla iç içe geçmesi hangi niteliğini göstermektedir?


CEVAP:

Bilişim hukuku bünyesinde birçok farklı hukuk dalını barındırması ve/veya birçok hukuk dalıyla iç içe geçmesi nedeniyle, multi-disipliner bir hukuk dalı olarak tanımlanmaktadır.


#25

SORU:

Devletlerin siber savaşa karşı hazırlıklı olduklarını bildirmeleri ve siber saldırıyı savaş nedeni sayacaklarını açıklamaları bilişim hukukunun hangi niteliğini göstermektedir?


CEVAP:

Devletlerin siber savaşa karşı hazırlıklı olduklarını bildirmeleri ve siber saldırıyı savaş nedeni sayacaklarını açıklamaları göstermiştir ki, bilişim hukukunun uluslararası hukukla da bağlantısı vardır.


#26

SORU:

Bilişim hukukunu düzenleyen tek bir kanun ve buna bağlı tali mevzuatın bulunmamasının temel sebebi nedir?


CEVAP:

Bilişim hukukunun irtibatlı olduğu hukuk dallarının çok olması nedeniyle, bilişim hukukunu düzenleyen tek bir kanun ve buna bağlı tali mevzuat bulunmamaktadır. Bilişim hukukunu oluşturan mevzuat, birçok kanunun içine serpiştirilmiş ve bu nedenle dağınık bir görüntü sergilemektedir.


#27

SORU:

Bünyesinde bilişim hukukunu ilgilendiren normlar bulunduran mevzuatın genel özelliği nedir?


CEVAP:

Bünyesinde bilişim hukukunu ilgilendiren normlar bulunduran mevzuatın genel özelliği, bunların esas olarak başka hukuk dallarını düzenlemeleri, ancak yine de bünyelerinde bilişim hukukunun ilgi alanına giren normlara yer vermeleridir.


#28

SORU:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 1. maddesini temel esas ve usulleri nelerdir?


CEVAP:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 1. maddesine göre bu yasanın amaç ve kapsamı; içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.


#29

SORU:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde tanımlar başlığı altında yasada yer alan bazı kavramların tanımlarına yer verilmiştir.

Buna göre; erişim sağlayıcı kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Erişim sağlayıcı: Kullanıcılarına internet ortamına erişim olanağı sağlayan her türlü gerçek veya tüzel kişileri ifade etmektedir.


#30

SORU:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde tanımlar başlığı altında yasada yer alan bazı kavramların tanımlarına yer verilmiştir.

Buna göre; içerik sağlayıcı kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

İçerik sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade etmektedir.


#31

SORU:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde tanımlar başlığı altında yasada yer alan bazı kavramların tanımlarına yer verilmiştir.

Buna göre; yer sağlayıcı kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Yer sağlayıcı: Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri ifade etmektedir.


#32

SORU:

İçerik, yer ve erişim sağlayıcılarına genel olarak ne denilmektedir?


CEVAP:

İçerik, yer ve erişim sağlayıcılarına genel olarak internet süjeleri denilmektedir.


#33

SORU:

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) hangi yıl kapatılmıştır?


CEVAP:

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) 2016 yılında kapatılmıştır.


#34

SORU:

Bilgi ve iletişim sözcüklerinin bir araya getirilerek kullanılmasıyla ortaya çıkan “bilişim” terimi nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Bilgi ve iletişim sözcüklerinin bir araya getirilerek kullanılmasıyla ortaya çıkan “bilişim” terimi, Türk Dil Kurumu’nca “insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi” olarak tanımlamıştır.


#35

SORU:

Veri nedir?


CEVAP:

Veri, bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılan her türlü değeri ifade etmektedir. Bir bilgisayarda ya da bilgisayarlar tarafından okunabilen araçlarda (CD, USB, taşınabilir bellek) saklanabilen, üzerinde işlem yapılabilen her şey veridir.


#36

SORU:

İnternet protokolleri ya da TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol) protokoller ailesi nedir?


CEVAP:

İnternet içindeki bilişim sistemlerinin birbirleriyle iletişim kurabilmeleri ve veri aktarımında bulunabilmeleri için birtakım kurallara uygun hareket etmeleri gerekmektedir. Bu kurallar, iletişimdeki eşler arasında veri trafiğinin kurallarını oluşturup daha etkin bir iletişim sağlanmasını gerçekleştirirler. Bu kurallara, internet protokolleri ya da TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol) protokoller ailesi denir.


#37

SORU:

DNS’in ana amacı nedir?


CEVAP:

DNS’in ana amacı şu şekilde açıklanabilir: Bir siteye erişmek istendiğinde, hangi site nerede ve hangi IP adresli bilgisayarda olduğu belirlenir ve kullanıcının istediği yere erişmesi sağlanır.


#38

SORU:

Bilişim teknolojileri konusunda ülkemizdeki en yetkili kurum hangisidir?


CEVAP:

Bilişim teknolojileri konusunda ülkemizdeki en yetkili kurum Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’dır.


#39

SORU:

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bağlı olarak 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 29. maddesi uyarınca kurulan İnternet Geliştirme Kurulu’nun ana işlevi nedir?


CEVAP:

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bağlı olarak 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 29. maddesi uyarınca kurulan İnternet Geliştirme Kurulu’nun ana işlevi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na danışmanlık yapmaktır.


#40

SORU:

İnternet Geliştirme Kurulu kararlarının icrası  hangi Kurum tarafından yerine getirilmektedir? 


CEVAP:

İnternet Geliştirme Kurulu kararlarının icrası Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yerine getirilmektedir.


#41

SORU:

Ülkemizde elektronik haberleşme alanına ilişkin olarak “regülasyon” yani düzenleme yapma yetkisi hangi kuruma aittir?


CEVAP:

Ülkemizde elektronik haberleşme alanına ilişkin olarak “regülasyon” yani düzenleme yapma yetkisi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na aittir. Bu bağlamda ülkemizde internet alanına özgülenmiş tek birimin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.


#42

SORU:

Dar anlamda bilişim suçları nedir?


CEVAP:

Sadece bilişim ortamında işlenebilen, bilgisayar ve internete özgü suçlar dar anlamda bilişim suçlarıdır.


#43

SORU:

Geniş anlamda bilişim suçları nedir?


CEVAP:

Geniş anlamda bilişim suçları, bilişim sistemleri kullanılarak veya bilişim sistemlerinden yararlanılarak işlenen klasik suçlardır.


#44

SORU:

Bilişim suçlarında şüpheliye ulaşmak için en yaygın kullanılan yöntem nedir?


CEVAP:

Bilişim suçlarında şüpheliye ulaşmak için en yaygın kullanılan yöntem, suç işlenirken kullanılan IP numarasının tespit edilerek, IP numarasının tahsis edildiği internet abonesini belirlemektir. 


#45

SORU:

Bilinen ilk bilişim suçunun tarihi ve kapsamı nedir?


CEVAP:

Bilinen ilk bilişim suçu 18.10.1966 tarihinde Minneapolis Tribune gazetesinde yayınlanan “bilgisayar uzmanı banka hesabında tahrifat yapmakla suçlanıyor” başlıklı haber ile kamuoyuna yansımıştır. Bu olayda programlama şirketinde çalışan fail, banka programının mevcuttan fazla para çekilmesini düzenleyen yazılımını bozarak, kendi hesabına para göndermiştir. Bugün için çok basit olarak görülen bu olayın çözümü banka görevlileri ve yerel polis için o denli karmaşık olmuştur ki, olayın çözümü için FBI görevlendirilmiştir