MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Dersi MEDYA İŞLETMELERİNDE ÇALIŞANLARIN YAŞAMI soru cevapları:

Toplam 42 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Medya işletmelerinin önemi nedir?


CEVAP: Medya işletmeleri, toplumdaki bireylerin görüşlerinin şekillendirilmesi, düzenlenmesi ve iletilmesi açısından vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bu durum, medya işletmelerinin hem kendi bünyesinde çalışan haber üreticilerine hem de haberi alan kitleye, eşdeyişle, okuyucu, dinleyici ve izleyicilere karşı sorumluluklarını arttırdığı ortadadır. Medya işletmelerinin en önemli sorumluluğu, kamusal çıkarlara ilişkin sorunların açıkça tartışılmasına olanak sağlayacak şekilde farklı görüşlerin savunulmasına destek olmaktır.

#2

SORU: Medya çalışanı kavramını tanımlayınız?


CEVAP: Kitle iletişim araçlarının çoğalması, gazeteci tanımını da değiştirmiştir. Günümüzde gazeteci kavramı, daha geniş bir çerçevede basın çalışanı veya medya çalışanı olarak ele alınmaktadır. Böylece, medya çalışanı kavramı, kitle iletişim alanlarında istihdam edilen tüm çalışanları içerir. Bunun içerisine, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde haber üreterek veya idari hizmetlerde bulunarak faaliyet gösterenler de girmektedir.

#3

SORU: Fikir işçisi kime denir? Görevleri nelerdir?


CEVAP: Fikir işçisi olarak da adlandırılan gazeteciler, toplumdaki olayları aktaran, toplumu tarafsızca bilgilendiren, kamuoyu oluşturan kişilere denir. Gazeteci, olayların içyüzünü, arka planını okuyucularına aktarır, onları bilgilendirir, toplumsal ve siyasi olaylara farklı bakış açıları getirerek kamuoyunu uyandırır. Gazeteci, bir anlamda medya işletmesi sahibinden, diğer sermaye kesimlerinden ve siyasi güç odaklarından bağımsızdır ve bağımsız da olmak zorundadır. Kendisinden, habercilik görevini yerine getirmesi beklenir. Kısacası gazeteci, haber yaparak, haber aktararak geçimini sağlayan ve kamusal bir görevi yerine getiren kişidir.

#4

SORU: ILO ya göre gazeteciyi tanımlayınız?


CEVAP: Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yapılmış olan tanıma göre de gazeteci, yazılı basında ya da benzer şekilde radyo ve televizyonda yayımlanmak üzere güncel olaylar hakkında bilgi veren, haber toplayan, röportaj yapan kişidir.

#5

SORU: Serbest gazeteciyi tanımlayınız?


CEVAP: Basın işletmelerine bağlı olmadan habercilik mesleğini yerine getiren fikir işçilerine serbest gazeteci denilmektedir. Serbest gazeteciler, bir işverene ya da işletmeye bağlı olmadan haber niteliği taşıyan bilgileri gazete, dergi, radyo, televizyon ve haber ajanslarına satarak geçimini sağlar. Bir işletmeye bağlı olmamak, serbest olarak çalışan fikir işçilerinin yasal anlamda korunmasız olmalarına ve sendikal haklardan yararlanamamalarına neden olur.

#6

SORU: Basın Sendikalarının Amaçları nelerdir?


CEVAP: Basın sendikalarının temel amacı, medya çalışanlarının örgütlenme yoluyla yasal ve sosyal haklarının korunması, ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ifade özgürlüğünün sağlanması üzerine kuruludur. Bir medya işletmesinin, bir yayın organının devlet, sermaye sahipleri ve toplumda bulunan güç odaklarından arınmış editöryal bağımsızlığı önemli bir işlevidir. Basın sendikaları, ülkelerde, düşünce özgürlüğünü savunarak demokrasinin gelişimine de katkıda bulunma amacına sahiptir. Basın sendikaları, üye olan medya çalışanlarına, mesleki eğitim, yönetime katılım hakkını tanımasının yanı sıra, sermayenin denetimine girme ve işsizlik gibi sorunları toplu sözleşmelerde belirtilen hükümler yoluyla çözmesiyle, basın çalışanlarının yasal ve sosyal anlamda korunmasını sağlamaktadır.

#7

SORU: Clayton kanunu nedir?


CEVAP: Amerikan sendikacılığının en önemli kanunu 1912 yılında Amerikan İş Federasyonu’nun (American Federation of Labour) kabul ettirdiği Clayton Kanunu dur. Bu kanun, tröstlere karşı çıkar ve işçilerin emeklerinin karşılığında hak talep etmesine destek vermektedir.

#8

SORU: Almanya’da ilk sendikacılık hareketi ne zaman ve nasıl olmuştur?


CEVAP: Almanya’da sendikacılık hareketi, ilk olarak 1800’li yıllarda gözlemlenmiştir. 1848 yılında, yarı siyasal-yarı sendikal bir işçi kongresinin toplanması ve 250 sendikayı içine alan bir dernek kurulması, Alman sendikal anlayışının oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Ardından, sosyalist Lassale’ın etkisiyle Genel İşçi Birliği’nin kurulması ve daha sonra 1865’de Hamburg tütün işçilerinin bir sendika kurması, sendikacılığın gelişmesine katkıda bulunmuştur. 1866 yılında, basım işçilerinin de bir sendika kurmasıyla sendikal faaliyetler devam etmiştir. 1868’de Berlin’de yapılan kongrede, çalışanların yaşamlarını düzeltmek, ücretleri arttırmak, hastalık ve kazalara karşı yardım sandıkları kurmak gibi konular tartışılmıştır.

#9

SORU: İlk toplu sözleşme ne zaman hangi hususta gerçekleştirilmiştir?


CEVAP: İlk toplu sözleşme, İtalyan Ulusal Basın Birliği tarafından 1910 yılında yapılmıştır. Gazetecilerin sosyal haklarının elde edilmesine önemli katkıları bulunan Fransız Gazeteciler Sendikası da Fransa’da 1918 yılında kurulmuştur. Bu sendika tarafından hazırlanan ve gazetecilerin işe alınma, işten atılma, tatiller, maaş göstergeleri gibi konularda yasal haklarının kapsamlı bir şekilde korunmasına yönelik yasa 1935 yılında kanunlaştırılmıştır.

#10

SORU: Türkiye’de basın sendikacılığının gelişimini açıklayınız?


CEVAP: Türkiye’de basın sendikacılığının gelişimine baktığımızda, örgütlenme, hem biraz daha geç hem de kesintilere uğrayarak olmuştur. Özellikle siyasi baskılar sendikalaşmaya engel teşkil etmiş ve medya çalışanlarına yönelik sendikasızlaştırma çabaları, çalışanların ciddi sıkıntılar yaşamalarına neden olmuştur. Bununla birlikte, 1980 sonrası yaşanan tekelleşme olgusu, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada sendikaların güç kaybetmesine neden olmuştur.

#11

SORU: Türkiye’de işçi ve işveren ilişkileri ilk kez ne zaman kanunlaşmıştır? Bu kanun neleri kapsamaktadır?


CEVAP: Türkiye’de işçi ve işveren ilişkileri somut olarak ilk kez 1936 tarihli İş Kanunu ile tanımlanmıştır. Ancak, bu kanuna göre, işçi tanımı fikir emeğiyle çalışanları kapsamamasından dolayı, basın çalışanları kanun dışında kalmıştır. İşçilerin örgütlenmesi ise, tek bir dernek altında mümkün kılınmıştır. 1938 tarihli Dernekler Kanunu’nun 9. Maddesi, Aile, cemaat, ırk, cins ve sınıf esasına veya adına dayanan cemiyetler kurulamaz hükmü ise, sendika kurmayı engellemiştir. Basın çalışanlarını korumaya yönelik bu dönemdeki en önemli gelişme, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun temelini oluşturan 1938 tarihli, 5311 sayılı Basın Birliği Kanunu dur. Bu kanun kapsamında; fikir işçisi tanımı yapılır, kimlerin gazetecilik mesleğini yapabileceği belirlenir, yazılı anlaşma şartı getirilir, kıdem tazminatı ve iş feshine yönelik maddeler konulur, gazetecilerin staj sürelerini düzenleyici maddeler eklenir, gazetecilerin izin hakkı düzenlenir. Kısacası, gazetecilerin lehine hükümler getirilerek, fikir işçilerinin korunmasına yönelik yasal önlemler alınmaya çalışılmıştır.

#12

SORU: Türkiye’de ilk sendika ne zaman ve hangi amaçla kurulmuştur?


CEVAP: 10 Temmuz 1952’de, ilk sendika olan İstanbul Gazeteciler Sendikası kurulmuştur. Amaç, gazetecilerin haklarını korumak, ücretlerini düzenlemek, eğitim düzeyini yükseltmek, yıllık izin, kıdem tazminatı ve grev gibi konularda yasal düzenlemeleri iyileştirmek üzerine kuruludur.

#13

SORU: Basın çalışanları ve sendikalar üzerindeki en önemli siyasi baskılar nelerdir?


CEVAP: Türk basın sektöründe oluşan en önemli siyasi baskılar, 12 Mart 1971 Muhtırası ve 12 Eylül 1980 Askeri Müdahelesiyle olmuştur. 12 Mart 1971’de, Anayasa’da yapılan değişikliklerle basın özgürlüğü kısıtlanmış, gazeteler kapatılmış ve TGS’nin faaliyetleri sınırlandırılmıştır. Gazeteciler, TGS’den istifaya zorlanmış, istifa etmeyenler ise işten çıkarılmıştır. 1973 seçimleriyle basın sektöründe demokratik bir ortam oluşmasına karşın; 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi ile birlikte, yeniden basın sektöründeki baskılar artmıştır. Bu dönemde, sendikalara ve sendikalaşmaya yönelik ilgi oldukça azalmıştır. TGS, bir süreliğine kapatılmıştır.

#14

SORU: 5953 sayılı kanun ile medya çalışanlarının ücretlendirilmeleri konusunda hangi düzenlemeler yapılmıştır?


CEVAP: 5953 sayılı kanun, medya çalışanlarının ücretlendirilmeleri konusunda önemli düzenlemeler getirmiştir. Örneğin, işveren, fikir işçisine gördüğü hizmet karşılığında; basın iş sözleşmesinde belirtilen ücreti zamanında ödemekle yükümlüdür. Kararlaştırılan ücretin her ay ödenmesi 14. maddenin gereğidir. Ödeme yapılmadığı takdirde, her geçen gün için yüzde beş oranında fazla ödeme yapılması zorunludur. Her hizmet yılı sonunda, işveren elde ettiği kârın fikir işçisinin emeği karşılığı olarak en az bir aylık ücret karşılığı ikramiye vermek zorundadır. Fikir işçisinin ücreti, iki yılda bir arttırılır ve iki yıl hizmet veren çalışan terfiye hak kazanır. Öte yandan, günde sekiz saati aşan, ulusal bayram ve tatillerde yapılan çalışmalarda; medya işletmesi, fikir işçisine fazla mesai ücretini ödemekle yükümlüdür. Fazla mesai, günde üç saati geçemez ve ücreti normal çalışma saati ücretinin yüzde elli fazlasıdır. 24: 00’dan sonraki saatlerin ücretleri ise, bir katı fazlasıyla ödenir. Tatillerde ücret koşulu, 5953 sayılı kanunun 20. maddesi ile medya çalışanlarının tatillerde ücretinin ödenmesi garanti altına alınmaktadır.

#15

SORU: Medya çalışanlarının sosyal hakları nelerdir?


CEVAP: Medya çalışanlarının sosyal haklarının başında; örgütlenme, sendika kurma ve sendikaya üye olma gelmektedir. Fikir işçilerinin ekonomik ve sosyal haklarını korumak amacıyla sendikalaşması, anayasa tarafından da desteklenmektedir. Ancak, fikir işçiliği mesleğinin kişisel rekabete dayanması örgütlenme olgusunu zayıflatmaktadır. Öte yandan, ülkenin sosyo-politik yapısı, demokrasi düzeyi ve medya sahiplik yapısı da sendikalaşma olgusunu engelleyen etkenler arasında yer almaktadır.

#16

SORU: Sendikalar kanununa göre kimler sendika kuramazlar?


CEVAP: Sendikalar Kanununun 2. maddesindeki, işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde ortak, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için meydana getirdikleri tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar tanımı, sendikaların kapsamını belirtmektedir. Sadece askerler, öğrenciler, din ve ibadet işlerinde çalışanlar, idare, kuruluş, kurum, banka ve sigorta şirketlerinde çalışan müfettişler, kontrolörler, özel öğretim kurumlarında öğretmenlik yapanlar 21. madde gereğince sendika kuramazlar.

#17

SORU: Sendika çokluğu ilkesini açıklayınız?


CEVAP: Aynı iş kolunda faaliyette bulunmak üzere birden çok sendika kurabilme, sendika çokluğu ilkesi olarak adlandırılır. Sendikalar Kanunu’nun 3. maddesinin 3. fıkrası, bir işkolunda birden fazla sendika kurula bilineceğini; ancak, meslek veya işyeri esasına göre işçi sendikası kurulamayacağı hükmünü getirmiştir. Aynı işkolunda, birden fazla sendikanın kurulmasına izin verilse de, sendikaların toplu sözleşme hakkına sahip olabilmeleri için o işyerindeki işçilerin yarısından fazlasının, işkolundaki toplam işçilerin de yüzde 10’unun üye olması gerekmektedir.

#18

SORU: Medya çalışanlarının mesleki ve sosyal haklarının korunması hususunda izlenen hukuki süreç nasıl işlemektedir?


CEVAP: Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki 5953 sayılı Kanun ile, her türlü hukuki anlaşmazlık 5521 sayılı iş Mahkemeleri Kanunu hükümlerine uygun olarak iş mahkemesinde görülür. Ancak, bunun öncesinde uzlaştırma gibi barışçı çözüm yollarına da başvurulması mümkündür. Tarafsız uzlaştırıcılar tarafından, işveren ve çalışan arasında beliren görüş ayrılıkları giderilmeye çalışılır. Bu çabalar sonuç vermediği takdirde greve gidilir. Arabuluculuk ise, diğer bir barışçı çözüm yoludur ve toplu iş sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 21. maddesinde belirtilmiştir. Bu barışçı çözüm, tarafların resmi arabuluculuğuyla bir anlaşmaya varmalarını sağlamak üzerine kuruludur. Anlaşma, toplu görüşme ile yürütülür. Bu çabaların sonuç vermediği durumlarda, çalışanlar greve gidebilir. Yüksek Hakem Kuruluna başvurma, bir diğer barışçı çözüm arayışıdır. Grev ve lokavtın yasaklandığı işyerlerinde, Yüksek Hakem Kurulu’na başvurulması mümkündür. 54. maddede belirtildiği üzere, Yüksek Hakem Kurulu uyuşmazlığı evrak üzerinde inceler, görüşlerini öğrenmek istediği kişileri çağırıp dinler, yazılı olarak görüş bildirmelerini ister ve bir karara varır.

#19

SORU: Grev kavramını açıklayınız. Kanuni grev nedir? Bir grevin geçerliliğini sağlayan unsurlar nelerdir?


CEVAP: Grev, Semra Atılgan’ın (2001) da belirttiği üzere, işçilerin topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına denir. Toplu iş sözleşmesi yapılması sırasında, çalışma şartlarını korumak ve düzeltmek amacıyla kanun hükümlerine uygun olarak yapılan grevler, kanuni grev olarak adlandırılır ve 2822 sayılı kanunun 25. maddesinde belirtilmiştir. Bu kanuna göre, bir grevin geçerliliğinin olabilmesi için, üç unsurun yerine getirilmesi zorunludur. Öncelikli olarak grevin, toplu iş sözleşmesi sırasında uyuşmazlık çıkması durumunda, çalışanların iş şartlarını korumak ve düzeltmek amacıyla yapılması gerekmektedir. Diğer yandan grev kararı, toplu görüşme ve sözleşmeye taraf işçi sendikası tarafından alınmalıdır. Son olarak da, çalışanların işi topluca bırakmaları gereklidir. Toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili sendikanın, toplu görüşme ve arabuluculuk aşamalarından da geçmiş olması şarttır.

#20

SORU: Kanun dışı grev nasıl olmaktadır?


CEVAP: Siyasi amaçlı, genel grev ve dayanışma grevi kanun dışı grev olmaktadır.

#21

SORU: Lokavt nedir?


CEVAP: Kanuni ve kanun dışı lokavtı açıklayınız. Cevap: Kanuni grev karşısında, işverenin lokavt hakkı mevcuttur. Kanunun 27 ve 28. maddelerinde, yasal grev ve lokavt kararları düzenlenmiştir. 2822 sayılı kanunun 26. maddesi lokavtı, bir işyerinde faaliyetin tamamen durmasına neden olacak şekilde çalışanların topluca işten uzaklaştırılması olarak tanımlar. Lokavt halinde, faaliyetin tamamen durması şart koşulur. Kanun hükümlerine uygun olarak, toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması ve sendikanın grev kararı alması durumunda yapılan lokavt kanuni lokavt; siyasi amaçlı, genel ve dayanışma lokavtı ise, kanun dışı lokavttır.

#22

SORU: Grevin ve lokavtın yasak olduğu durumlar nelerdir?


CEVAP: Grev ve lokavtın yasak olduğu durumlar, kanun tarafından 31. maddede belirtilmiştir. Buna göre; savaş halinde, yangın, su baskını, toprak kayması, deprem vb. afet durumlarında grev ve lokavt yasaklanmıştır.

#23

SORU:

Medya işletmelerinde haberi alan kitleyi kimler oluşturur?


CEVAP:

Medya işletmelerinde izleyiciler, okyucular ve dinleyiciler haberi alan kitleyi oluştururlar.


#24

SORU:

Medya işletmelerinin en önemli sorumluluğu nedir?


CEVAP:

Medya işletmelerinin en önemli sorumluluğu, kamusal çıkarlara ilişkin sorunların açıkça tartışılmasına olanak sağlayacak şekilde farklı görüşlerin savunulmasına destek olmaktır.


#25

SORU:

Medya çalışanlarının hak ve özgürlükleri neden çok önemlidir?


CEVAP:

Medya çalışanlarının ifade özgürlüklerine bir sınırlama getirilmemelidir. Hatta mesleki ilerlemelerini sağlayabilmek amacıyla, sosyal ve hukuki haklarının korunmasına destek olunmalıdır. Çünkü, medya çalışanlarına sağlanan hak ve özgürlükler, toplumun demokratik haklarının da korunmasına katkı sağlar. Toplumda farklı bakış açılarının savunulabilmesi, emdya çalışanlarının ifade özgürlükleriyle de ilişkilidir.


#26

SORU:

Medya çalışanı kime denir?


CEVAP:

Medya çalışanı kavramı, kitle iletişim alanlarında istihdam edilen tüm çalışanları içerir.


#27

SORU:

Medya çalışanlarının iki ana grubu nedir?


CEVAP:

Medya çalışanlarını iki ayrı grupta toplamak mümkündür:

1. Medyada bulunan profesyoneller, 2. Medyadaki fikir işçileri.


#28

SORU:

Medya eliti kavramını tanımlayınız.


CEVAP:

Medya profesyonelleri, medya işletmelerinde çalışanların tümünü kapsar. Örgütün üst kısmında yer alan karar alıcı konumundaki kişiler ise, “medya elitleri” olarak tanımlanmaktadır.


#29

SORU:

Fikir işçisi kavramını tanımlayınız.


CEVAP:

“Fikir işçisi” toplumdaki olayları aktaran, toplumu tarafsızca bilgilendiren, kamuoyu oluşturan medya çalışanlarına denir.


#30

SORU:

Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunu  ne zaman çıkatılmıştır?


CEVAP:

3 Haziran 1952 tarihli ve 5953 sayılıBasın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun” çıkarılmıştır.


#31

SORU:

Serbest gazeteci kavramını tanımlayınız.


CEVAP:

Basın işletmelerine bağlı olmadan habercilik mesleğini yerine getiren fikir işçilerine ise, “serbest gazeteci” denilmektedir. Serbest gazeteciler, bir işverene ya da işletmeye bağlı olmadan haber niteliği taşıyan bilgileri gazete, dergi, radyo, televizyon ve haber ajanslarına satarak geçimini sağlar.


#32

SORU:

Türk basın tarihinde 1831 yılında yayımlanmaya başlayan ilk gazete hangisidir?


CEVAP:

Türk basınının gelişim sürecine baktığımızda, İstanbul’da 1831 yılında yayımlanmaya başlayan ilk gazete Takvim-i Vakayi'dir.


#33

SORU:

FIJ neyin kısaltmasıdır?


CEVAP:

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu”nun kısaltması FIJ olarak geçmektedir.


#34

SORU:

Sendika kurma fikri ilk ne zaman, nerede gerçekleşmiştir?


CEVAP:

Sendika kurma fikri ilk olarak 1720’li yıllarda İngiltere’de, terzi ustalarının sosyal ve ekonomik haklarınıkorumak amacıyla, iş koşullarını düzenleyecek bir öneriyi parlamentoya sunmaları ve örgütlenmeleri ile başlamıştır.


#35

SORU:

İngilitere'nin basın sendikacılığı tarihinde önemli olan iki yasa nedir?


CEVAP:

1871 yılında yürürlüğe giren “Sendikalar Yasası (Trade Union Act) ve 1974 yılında ortaya atılan “Endüstriyel İlişkiler Yasası(Trade Union and Labor Relation Bill) İngiliz sendikacılığında önemli dönüm noktalarını oluşturmuştur.


#36

SORU:

1912 yılında çıkan ve Amerikan sendikacılığının en önemli kanunu oan yasa hangisidir?


CEVAP:

Amerikan sendikacılığının en önemli kanunu 1912 yılında Amerikan İş Federasyonu’nun (American Federation of Labour) kabul ettirdiği “Clayton Kanunu”dur.


#37

SORU:

Osmanlı döneminde 1871 yılında işçiler hangi cemyeti kurarak haklarını korumaya çalışmışlardır?


CEVAP:

1871 yılında işçiler “Amele Perver Cemiyetini” kurarak, haklarını bu dernek aracılığıyla korumaya çalışmıştır.


#38

SORU:

Türkiye’de gerçek anlamda sendikal hareket hangi kanunla gerçekleşmiştir?


CEVAP:

Türkiye’de gerçek anlamda sendikal hareket ve toplu pazarlık düzenine geçiş 334 sayılı, 1961 Anayasası’nın ilgili hükümlerine dayanılarak çıkarılan “275 sayılıToplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu” ile başlamıştır.


#39

SORU:

Türkiye gazeticiler tarihinde 1964 yılında yapılan ilk toplu sözleşmenin maddelerinden ikisini söyleyiniz.


CEVAP:

1964 yılında yapılan ilk toplu  bu sözleşmede yer verilen maddelerden bazıları şunlardır:

1.Stajyer fikir işçi sayısının ve mukavele süresinin 212 sayılı yasaya uygun biçimde yer alması, 2.Gazetecilerin eğitilmesi amacıyla işverenin bir eğitim kurumu oluşturulmasına katkıda bulunması, 3.Yapılan her ek iş için ek ücret ödenmesi.


#40

SORU:

274 sayılı Sendikalar Kanunu ne zaman yürürlüğe girmiştir?


CEVAP:

274 sayılı Sendikalar Kanunu 1963 yılında yürürlüğe girmiştir.


#41

SORU:

Medya işletmeleri ve işverenler tarafından fikir işçilerine tanınan haklar hangi konularla ilgilidir?


CEVAP:

Medya işletmeleri ve işverenler tarafından fikir işçilerine tanınan haklar, ücret, tatiller, yıllık ücretli izinler, mazeret izni, askerlikte ve gebelikte ücretlendirme, mahkumiyet halinde ücretlendirme gibi temel maddeleri içermektedir.


#42

SORU:

Medya çalışanlarının mesleki ve sosyal haklarının korunması konusunda , “barışçı çözüm yolları” işe yaramadığında işçiler hangi seçeneği kullanırlar?


CEVAP:

Medya çalışanlarının mesleki ve sosyal haklarının korunması konusunda , “barışçı çözüm yolları” işe yaramadığında  “grev” seçeneği devreye girer ve işçiler greve giderler.