SAĞLIK KURUMLARINDA İLETİŞİM Dersi HASTA VE SAĞLIK PERSONELİ İLETİŞİMİ soru cevapları:

Toplam 82 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Engellilik nedir?


CEVAP:

Engellilik, normal bir kişinin bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belirli bir oranda ve sürekli olarak kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu kişinin normal yaşam gereklerine uyamama durumu olarak tanımlanmaktadır.


#2

SORU:

Engellilik türleri nelerdir?


CEVAP:

Engellilik;

• Doğuştan ve

• Kazanılmış olarak iki ana grupta toplanabilir.

Doğuştan olan engellilikte doğum öncesi, doğum sırası ve anne ile ilgili faktörler belirleyicidir. Kazanılmış engelliliğe yol açan faktörler olarak ise kazalar, hastalıklar ve doğal afetlerdir.


#3

SORU:

Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre ülkemizdeki engelli oranı nedir?


CEVAP:

Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre (2003) ülkemiz nüfusunun yüzde 12’si engelli kişilerden oluşmaktadır.


#4

SORU:

Komplikasyon nedir?


CEVAP:

Komplikasyon, bir hastalığın gidişi sırasında, hastalığa eklenen ve hastalığı ağırlaştıran tablo olarak tanımlanmaktadır.


#5

SORU:

Hasta-hekim ilişkisinin tedavideki yeri nedir?


CEVAP:

Hasta-hekim ilişkisi tıbbi uygulamaların temel dayanağıdır ve tedavi başarısı bu ilişkinin şekline ve gücüne dayanır.


#6

SORU:

Hasta-hekim ilişkisini etkileyen unsurlar ise nelerdir? 


CEVAP:

Hasta-hekim ilişkisini etkileyen unsurlar ise şunlardır:

1. Hasta-hekim arasında kurulan ilişki modeli,

2. İletişim,

3. Bütüncül yaklaşım (hastanın biyopsikososyal açıdan değerlendirilmesi),

4. Güven,

5. Hekimin ve çağın hastalık kavramı, tanı ve tedavi yöntemleri,

6. Hekimden kaynaklanan durumlar,

7. Hastadan kaynaklanan durumlar,

8. Hastalıktan kaynaklanan durumlar,

9. Sağlık sisteminden kaynaklanan durumlar,

10. Bilimsel ve teknik gelişim-Teknoloji,

11. Tıp etiği eğitimi.


#7

SORU:

Hastalık döneminde kişilerin psikolojik durumları nasıl etkilenmektedir?


CEVAP:

Hastalık, kişide belirsizlik duygusuna neden olmaktadır. Kişinin bedensel ve ruhsal bütünlüğünü ve işlevlerini bozan kronik, ilerleyici hastalıklar ya da yaşamı tehdit eden zor hastalıklarda bu duygular daha da yoğun yaşanmakta ve çeşitli ruhsal karmaşalara neden olmaktadır.


#8

SORU:

Hastalar ile iletişimde empatik iletişimin yeri nedir? 


CEVAP:

“Metin İletişimin dayandığı temel koşullar dikkate alındığında doğru mesaj alışverişinin en etkili ve en güvenilir biçiminin daha önce üzerinde durulan “empatik iletişim” olduğu kabul edilmektedir. Empatik yaklaşımla hastanın iletişime aktif olarak katılması desteklenmektedir.


#9

SORU:

Hastanın sağlık personeliyle iletişiminde engel oluşturan hastaların katılımını kısıtlayan ve cesaretlerini kıran davranışlara örnek olarak neler verilebilir?


CEVAP:

Hastaların katılımını kısıtlayan ve cesaretlerini kıran davranışlar hastanın sağlık personeliyle iletişiminde engel oluşturur. Bunlara örnek verecek olursak; teknik sözcüklerle dolu bir dil kullanma, saate bakma, bekleyen hasta listesine göz atma, kendi kendine bir şeyler mırıldanma, hastanın sözünü kesme ya da tamamlayarak sonlandırma ve benzeri davranışlar bu kapsamda değerlendirilebilir.


#10

SORU:

Sağlık personelinin hasta ile iletişim konusunda yeteneklerinin geliştirilmesinin temel amacı nedir?  


CEVAP:

Sağlık personelinin hasta ile iletişim konusunda yeteneklerinin geliştirilmesinin temel amacı; personelin hasta ile görüşme, öykü alma, fizik muayene yapma ve tedavisini olumlu yönde sürdürme konularında bilgi ve beceri kazanmalarının sağlanmasıdır.


#11

SORU:

Hasta-hekim ilişkisinde etkili unsurlar nelerdir?


CEVAP:

Hasta-hekim ilişkisinde etkili unsurlar, hastanın;

• Yaşı,

• Cinsiyeti,

• Eğitim düzeyi,

• Sosyokültürel özellikleri,

• Kişilik yapısı ve

• Psikolojik durum şeklinde özetlenebilir.


#12

SORU:

Görme engelli terimi kimler için kullanılmaktadır? 


CEVAP:

“Görme engelli” terimi, görme gücünün kısmen ya da tamamen yetersizliği bulunan bireyler için kullanılmaktadır.


#13

SORU:

Görme engellilik türleri nelerdir?


CEVAP:

Görme engellilik genel olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunlar kısaca şöyle açıklanabilir:

• Körler: Her türlü düzeltici tedbire rağmen en iyi gören gözünün merkezi görme gücü 20/200 ya da daha az olan ve eğitim öğretimde görmesinden faydalanamayacak kadar görme özürü bulunanlara “kör” denir.

• Az Görenler: Bütün düzeltici tedbirlere rağmen görme gücü 20/70 ya da daha az görenler ve görme güçlerini öğrenimlerinde kullananlar az görenlerdir.


#14

SORU:

Görme engelliler ile iletişimde sesli uyaranların önemi nedir?


CEVAP:

Ülkemizde Görme engelli bireylerin çevreyi ve çevredeki uyaranları algılamada önemli olan bir diğer duyum organları işitmedir. Dolayısıyla görme engelli bireylerle iletişim kurarken sesli uyaranlara yer vermek gerekmektedir.


#15

SORU:

Görme sorunlu yetişkin birey ile iletişim kurarken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?


CEVAP:

Görme sorunlu yetişkin birey ile iletişim kurarken dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:

• Sağlık çalışanı hasta odaya girdiğinde kendi ismini vererek konuşmaya başlamalı ve hastaya ismiyle hitap etmelidir.

• Konuşurken “görmek” ya da “kör” gibi  kelimeleri kullanmaktan çekinilmemeli.

• Aydınlatma uygun bir şekilde sağlanmalıdır.

• Yazılı bilgi hastanın soru sormasına fırsat bırakarak sözcüklerle kesin ve anlaşılır biçimde izah edilmelidir.

• Girişim uygularken ayrıntılı bilgi verilmelidir.

• Kapılar yarı açık bırakılmamalı ve hasta odanın ortasında yalnız bırakılmamalıdır.

• Odadan ayrılırken hastaya bilgi vermelidir.


#16

SORU:

Görme sorunlu çocuklar ile iletişim kurarken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?


CEVAP:

Görme sorunlu çocuklar ile iletişim kurarken dikkat edilmesi gerekenler şunlardır;

• Engelli çocuğun yanına gidildiğinde veya ortamdan ayrılırken mutlaka ona dokunulmalıdır.

• İletişime geçecek kişi, erişilebilir ve pozitif olmalı, engelli çocukla beraber özel işaretler geliştirilerek kullanılmalıdır.

• Yürürken hastaya özgü hareketler (eli iki kez sıkma vb.) geliştirilebilir.


#17

SORU:

Konuşma nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Konuşma, iletişim kurmanın ya da ifadenin sözlü biçimidir. Konuşma eylemi, beyin ve diğer vücut yapılarının ortak çalışması sonrası ortaya çıkan son derece karmaşık bir sistemdir. Konuşma, ağız ve kas sisteminin dili ifade ediş şeklidir.


#18

SORU:

Konuşma organları nelerdir?


CEVAP:

Konuşma organları; alt ve üst çene, dişler, dudaklar, dil, uvula (küçük dil, yumuşak damağımızın son uzantısı), yumuşak/sert damak, yanak, vokal kordlar (ses teli), oral/nazal kaviteler (boşluklar), farenks, larenks (gırtlak), trakea (soluk borusu), akciğer ve alveollerdir (gaz değişiminin gerçekleştiği akciğer ünitesi).


#19

SORU:

ASHA’ya göre dil nedir?


CEVAP:

ASHA’ya (American Speech-Language-Hearing Association) göre dil, düşünce ve iletişim için değişik şekillerde kabul görmüş bir kompleks ve dinamik semboller sistemidir.


#20

SORU:

Dilin öğrenilmesi ve kullanılmasındaki belirleyici faktörler nelerdir?


CEVAP:

Dilin öğrenilmesi ve kullanılmasındaki belirleyici faktörler;

• Biyolojik,

• Kognitif (bilişsel),

• Psikososyal ve

• Çevresel faktörlerdir.


#21

SORU:

Konuşma bozuklukları nedir?


CEVAP:

Konuşma bozuklukları, dilin üretiminde yaşanan problemlerle ilgili bozukluklardır. Konuşmanın herhangi bir çevrede benimsenen sınırın dışına çıkarak yadırganacak düzeyde bir farklılık ya da sapma göstermesi durumunda, genelde bireyde bir tür konuşma sorunu olduğu kabul edilmektedir.


#22

SORU:

Konuşma bozukluğu türleri nedir?


CEVAP:

Konuşma bozuklukları;

• Artikülasyon bozuklukları,

• Akıcılık bozuklukları,

• Ses bozuklukları,

• Motor konuşma bozuklukları olarak sınıflandırılır.


#23

SORU:

“Artikülasyon” nedir?


CEVAP:

“Artikülasyon”, sesin gırtlak üstü düzenekte yer alan organlar yardımıyla konuşma sesleri olarak şekillendirilip üretilmesidir.


#24

SORU:

Artikülasyon bozuklukları nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Artikülasyon bozuklukları nedenleri şöyle sıralanabilir:

• Konuşmada yer alan organlardaki yapısal bozuklular,

• İşitme engeli,

• Zekâ engeli,

• Gelişim etkileri,

• Yanlış öğrenme.


#25

SORU:

“Akıcılık bozuklukları” kısaca nasıl açıklanabilir? 


CEVAP:

“Akıcılık bozuklukları” konuşmanın akışında ortaya çıkan bozukluklardır. Kekemelik konuşmanın akışını ve pürüzsüzlüğünü bozan bir iletişim bozukluğudur.


#26

SORU:

“Ses bozuklukları” kısaca nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

“Ses bozuklukları”; sesin şiddeti, perdesi, kalitesi ile ilgili bozukluklardır.


#27

SORU:

“Motor ve konuşma bozuklukları” kısaca nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

“Motor ve konuşma bozuklukları”, merkezi sinir sistemi ve/veya çevresel sinir sistemi ya da her iki sistem hasarlarına bağlı olarak konuşmanın motor programlama ve nöromusküler üretim sürecinin etkilenmesidir.


#28

SORU:

Dil bozuklukları ve nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Genel olarak dil bozuklukları dili anlama algılama, duygu ve düşünceleri formüle edememekten kaynaklanan bozukluklardır. Nedenleri ise anatomik, fizyolojik, nörolojik, biyokimyasal, psikolojik/psikiyatrik, gelişim sürecindeki aksaklıklara bağlı, olumsuz çevresel etmenlere bağlı, hiçbir nedene bağlanamayan ya da karmaşık nedenlere bağlı (zihin engeli vb.) olabilir.


#29

SORU:

Sağlık çalışanlarının konuşma sorunlu hasta ile iletişim kurarken dikkat etmesi gerekenler nelerdir? 


CEVAP:

Sağlık çalışanlarının konuşma sorunlu hasta ile iletişim kurarken dikkat etmesi gerekenler şöyle özetlenebilir:

• Mümkün olduğunca yavaş ve akıcı konuşmalı

• Yüksek sesle konuşmamalı

• Eğer hasta sizi anlamadıysa konu tekrar edilmeli, tekrarlarda da mümkünse aynı cümle kullanmalıdır

• Tıbbi terimler kullanmamalı

• Cümlenin en basit formları kullanılmalı; aktif cümleleri pasif cümlelerden fazla kullanmalı

• Mantıklı ve açık direktifler verilmeli

• Kısa ve yoğun açıklamalar yerine, söylenmek istenen şey uzun açıklamalar şeklinde ifade edilmeli

• Hastada kafa karışıklığına yol açabilecek örnekler verilmemeli

• Açıklamakta zorlanıldığı zaman resim ve modeller kullanılmalı

• Hiçbir zaman bir seferde çok fazla bilgi verilmemeli,

• Hasta tarafından anlaşıldığından emin  olunmalıdır.


#30

SORU:

İşitme organı hangi bölümlerden oluşur?


CEVAP:

İşitme organımız olan kulak üç bölümden oluşur. Bunlar kısaca şöyle açıklanabilir:

1. Dış kulak; kulak kepçesi ve dış kulak kanalından meydana gelir.

2. Orta kulak; dış kulak yolundan kulak zarı ile ayrılır. Küçük bir boşluk hâlindedir ve içerisinde çekiç, örs ve üzengi adı verilen üç kemikçik bulunmaktadır.

3. İç kulak; salyangoz şeklinde bir yapısı olan koklea, iç kulak sıvılarını ve tüy hücrelerini  içerir.


#31

SORU:

İşitme kaybı nasıl ortaya çıkar?


CEVAP:

İç kulağa gelen ses işitme siniri yoluyla beyindeki işitme merkezine taşınır. Normal bir işitme için dış kulak, orta kulak ve iç kulağın ve işitme yollarının işlevlerini normal bir biçimde yerine getirmesi gerekir. Bu bölümlerden birisinde ya da birkaçında bir hastalık, hasar ya da anormal bir durum oluştuğunda “işitme kaybı” doğar.


#32

SORU:

“İşitme engeli terimi nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

“İşitme engeli” terimi, hafif dereceden çok ileri dereceye kadar herhangi bir derecedeki işitme özürünü gösteren geniş kapsamlı bir terimdir.


#33

SORU:

İşitme kaybı hangi başlıklar altında ele alınmaktadır? 


CEVAP:

İşitme kayıpları için pek çok sınıflandırma bulunmaktadır. Tam işitme kayıpları (işitemeyenler) ve kısmi işitme kayıpları (ağır işitenler) ayırımı kullanıldığı gibi işitme testi sonucuna göre de derecelendirme yapmak mümkündür.

• Tam işitme kayıpları (İşitemeyenler): Eğer konuşma eğitimi almışlarsa dudak okuyarak ve konuşarak iletişim kurabilirler.

• Kısmi işitme kayıpları (Ağır işitenler): Kullandıkları işitme cihazı yardımıyla duyarak ve konuşarak iletişim kurarlar.


#34

SORU:

İşitme kayıplarının sınıflandırılması konusunda dikkat çeken ayrım nedir?


CEVAP:

İşitme kayıplarının sınıflandırılması  konusunda da şu ayrım dikkati çeker:

1. İletim tipi işitme kaybı: Dış kulak yolu ve orta kulak kaynaklı patolojiler nedeniyle oluşan işitme kaybıdır.

2. Sensörinöral işitme kaybı: İşitme kaybı koklea ve daha sonraki bölümleri içeriyorsa sensorinöral işitme kaybı olarak tanımlanır.

3. Mikst (karışık) işitme kaybı: İletim ve sensörinöral işitme kayıplarının birarada görülmesidir.

4. Santral işitme kaybı: Problem beynin korteks adı verilen bölgesindedir.

5. Fonksiyonel/organik olmayan işitme kaybı: Kişinin herhangi bir nedenle işitme kaybı var gibi davranması ya da gerçekten işitme kaybının olduğuna inanması ile ortaya çıkan durumdur.


#35

SORU:

ASHA’ya (American Speech-Language-Hearing Association) göre işitsel yetersizlik nedir?


CEVAP:

ASHA’ya (American Speech-Language-Hearing Association) göre işitsel yetersizlik “işitme sisteminde ya da işlevindeki bir sapma ya da değişiklik” demektir. Ancak her işitsel yetersizlikten etkilenmiş birey “işitme engelli” kabul edilemez.


#36

SORU:

İşitme engelinin nedenleri nelerdir?


CEVAP:

İşitme engelinin nedenleri çeşitli olabilir. Bunlar;

• Doğum öncesi nedenler (hamilelik döneminde annenin geçirdiği enfeksiyon, kazalar, genetik nedenler vb.),

• Doğum anı nedenleri (doğum sırasında meydana gelen komplikasyonlar, erken doğum vb.) ve

• Doğum sonrası nedenler (orta ve iç kulak yapılarındaki bozukluklar, çocukluk hastalıkları, yaralanmalar vb.) şeklinde sınıflandırılabilir.


#37

SORU:

Doğumsal yetersizliklerin en sık karşılaşılanı nedir? 


CEVAP:

İşitme engeli doğumsal yetersizliklerin en sık karşılaşılanı olup doğuştan olup da rehabilite edildiğinde bu bireylerin topluma tama yakın entegrasyonu mümkündür.


#38

SORU:

İşitme engelli çocukta konuşma ve dil gelişimini etkileyen faktörler nelerdir?


CEVAP:

İşitme engelli çocukta konuşma ve dil gelişimini etkileyen faktörler işitme kaybı derecesi, işitme kaybının başladığı yaş, başka bir özrün bulunup bulunmaması, işitme kaybının tanımlandığı yaş, çocuğun zihinsel/bilişsel durumu, eğitiminin ve danışmanlık hizmetlerinin başladığı yaş, sunulan eğitim ve destek hizmetlerinin niteliği ve niceliği şeklinde sıralanır.


#39

SORU:

Presbikuzi nedir?


CEVAP:

Yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan işitme bozukluklarına “Presbikuzi” denilmektedir. Bu kişilerin en çok yakınmaları sorunun şiddetine göre, gelen sesi duydukları; ancak anlayamadıkları şeklindedir. Presbikuzili hastaların rehabilitasyonunda ilk uygulama genel olarak uygun işitme cihazı kullanımıdır.


#40

SORU:

İşitme engellilerin iletişim kurarken kullanmış oldukları teknikler nelerdir?


CEVAP:

İşitme engelliler iletişim kurmak için iki tekniğe başvurabilirler. Bunlardan;

• İlki “Dudak Okuma Yöntemi” olarak bilinir. Bu yöntemde işitme engelliler dudağınızın hareketini izleyerek dediklerinizi anlayabilirler.

• İkinci yöntem ise “İşaret Dili”dir. İşaret dili, el hareketleriyle ve yüz ifadeleriyle oluşturulmuş kendisine özgü bir dil bilgisi olan bir dildir.


#41

SORU:

Sağlık çalışanlarının işitme sorunlu hasta ile iletişim kurarken dikkat etmesi gerekenler nelerdir?


CEVAP:

Sağlık çalışanlarının işitme sorunlu hasta ile iletişim kurarken dikkat etmesi gerekenler aşağıda özetlenmiştir:

• İşitme engelli biriyle konuşmaya başlarken kendisiyle konuştuğunuzu fark etmesi sağlanmalıdır.

• Konuşmaya başlamadan önce bireyin dikkati çekilmeli, göz ilişkisi kurulduktan sonra konuşmaya başlanmalıdır.

• Sessiz ve iyi aydınlatılmış ortam etkili iletişim için idealdir.

• Eğer hasta işitme cihazı kullanıyor ise hasta ile iletişim kurulurken hastanın cihazının takılı olduğundan emin olunmalıdır.

• Hangi yöntemle iletişim kurmak istedikleri sorulmalıdır.

• İşitme özürlü kişiyle işaret dili tercümanı aracılığıyla konuşuluyorsa, işitme özürlü kişiye bakarak konuşulmalı ve onunla göz teması kurulmalıdır.

• Hastanın yakınında oturulmalı.

• Hangi kulağının daha iyi duyduğunu belirleyip o yöne doğru konuşmalıdır.

• Hızlı konuşmamalıdır.

• Eğer birey söylenen kelimeleri anlamamışsa sağlık çalışanı mesajı tekrarlarken aynı cümleyi tekrar etmek yerine farklı kelimelerle yeni bir cümle kurmalıdır.

• Bireyle konuşurken yüz yüze olmalı ve sözsüz iletişimi etkili kullanmalıdır

• Yüz ifadesi ve mimikler doğru kullanılmalı ve abartıdan kaçınılmalıdır

• Hastanın ne duyduğunu bilmek için sık sık geri bildirim almalıdır.

• Hastanın anlayabileceği açık uçlu sorular yöneltilmelidir.

• İşitme engelli kişinin konuşmasını anlayamıyorsanız bu kişiye bildirilmelidir.

• “Kesinlikle beni anlamıyor” ya da “dediklerinden bir şey anlamıyorum” diye onunla iletişim hemen kesilmemelidir.


#42

SORU:

Zekâ nedir?


CEVAP:

Zeka zihinsel birçok yeteneğin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler birleşimidir.


#43

SORU:

Zihinsel özür nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Zihinsel özür, kişinin yaşadığı toplum içerisinde sorunlarla başa çıkma yeteneğini etkileyen zihinsel kısıtlama ya da sınırlama olarak tanımlanır.


#44

SORU:

Zihinsel engellerin nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Zihinsel engellerin nedenleri;

• Doğum öncesi (gebelik döneminde geçirilen hastalıklar, kazalar vb.),

• Doğum sırası (doğum sırasında çocuğun oksijensiz kalması, beyin zedelenmesi vb.),

• Doğum sonrası (merkezî sinir sisteminin menenjit gibi enfeksiyonları, metabolik  hastalıklar vb.) ya da

• Genetik (akraba evlilikleri, kromozom eksiklikleri) olabilmektedir.


#45

SORU:

Zihinsel gelişme geriliği hangi ölçütlerle belirlenir? 


CEVAP:

Zihinsel gelişme geriliği çocuğun yaşıtlarına göre algılama, problem çözme, bellek, soyut düşünme yeteneği, neden sonuç bağlantısı kurabilme, gerçeği değerlendirme, yargılama, anlama ve anlatabilme, öğrenme gibi bilişsel yeteneklerde eksiklik, yetmezlik ya da bozukluk olması ile belirlenir.


#46

SORU:

Zihinsel özürlülerde görülebilecek sağlık sorunları nelerdir?


CEVAP:

Zihinsel özürlülerde görülebilecek sağlık sorunları genel olarak şunlardır:

1. Oturmayı, yürümeyi zorlaştıran kas tonusundan (gerginliğinden) kaynaklanan sorunlar,

2. Beslenme, yutma, kusma, mide ve bağırsaklarda sorunlar,

3. Görme ve/veya işitme sorunları,

4. Kemik ve eklem sorunları,

5. Kalpte ritm bozuklukları,

6. Soğuk ve enfeksiyonlara karşı dirençlerinin  düşük olması nedeniyle solunum yolu rahatsızlıkları,

7. Havale geçirme ihtimalleri vardır.


#47

SORU:

Zihinsel engellilerin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Zihinsel engellilerin özellikleri şöyle sıralanabilir:

• Belleği zayıftır.

• Akademik başarıları yavaştır.

• Dil gelişimi yavaştır ve gecikmeleri vardır. Kendini tam olarak ifade edemezler.

• Fiziksel olarak bazı devinimsel hareketler yaparlar.

• Hassas ve duyarlıdırlar. Kendisine nasıl yaklaşılırsa onlar da öyle davranır.


#48

SORU:

Zihinsel engelli bireyle olan iletişimde hangi noktalara dikkat edilmelidir?


CEVAP:

Zihinsel engelli bireyle olan iletişimdeki şu noktalara dikkat edilmelidir:

• Bu kişilere sevgi ile yaklaşın.

• İletişim kurarken sessiz, rahat ve dikkati dağıtmayan bir ortam yaratmaya özen gösterin.

• Kişinin sizi dinlediğinden emin olun. Gözlerinin içine bakın ve sessiz beklemesini sağlayın.

• Yapmasını istediğiniz davranışların neler olduğunu açıkça ve olumlu ifadeler kullanarak söyleyin

• Aynı anda birden fazla şey anlatmaya çalışmayın.

• Kararlı bir ses tonu kullanarak ne yapması gerektiğini ifade edin.

• Aceleci davranmaktan kaçının.

• Bu davranışı yaptığında ne kazanabileceğini açıklayın.

• Eğer kendisine ve çevresine zarar verirse, gözlerine bakmadan ve konuşmadan yaptığı davranışı durdurun.


#49

SORU:

“Tam olarak iyileştirilemez” hastalık nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Bugünkü bilgi ve becerilerle iyileştirilemeyen hastalıklara “sağaltılamaz”, “tam olarak tedavi edilemez” ya da “tam olarak iyileştirilemez” hastalık denilmektedir. Diğer bir ifadeyle bugünkü bilgi ve becerilerle iyileştirilemeyen hastalık; şifası olmayan, sağaltılamaz, tam olarak tedavi edilemez hastalık olarak tanımlanmaktadır.


#50

SORU:

Zor görüşme nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Zor görüşme, en dar anlamda hekimin bilinçli olarak hastasına, yaşamını tehdit eden, olasılıkla kötü gidişli tam olarak iyileştirilemez bir hastalığı bulunduğunu bir görüşme ile açıklamasıdır. Daha geniş anlamda ise hastanın kendi varlığını tehdit eden, tam olarak iyileştirilemez bir hastalığı olduğunun bilincine varacağı görüşmedir.


#51

SORU:

Tam olarak iyileştirilemez hastalarda görüşme nasıl olmalıdır?


CEVAP:

Görüşmeye genellikle selamlaşma ve kısa bir günlük konuşma ile başlanır. Ardından zor görüşme planı devreye sokulur. Görüşmede hastaya net bir şekilde “Haberler iyi değil”, “Tahlil sonuçlarınız çok ciddi”, “Tanıyı söylemem çok kolay değil” gibi ifadeler kullanarak kötü habere hazırlamak gereklidir. Görüşme bir “monolog” havasında değil “diyalog” havasında ilerlemelidir.


#52

SORU:

Monolog ve diyalog nedir?


CEVAP:

Monolog, çevresindekilere fırsat vermeden birinin yaptığı konuşma iken; diyalog ise karşılıklı konuşmayı ifade etmektedir.


#53

SORU:

Kanser hastası ile ilişkide ortaya çıkabilecek sorunlar nelerden kaynaklanmaktadır?


CEVAP:

Kanser hastası ile ilişkide ortaya çıkabilecek sorunlar hastadan, hastalığın özelliğinden, hekimin yaklaşımından, sağlık sistemindeki yetersizlik ve aksaklıkların getirdiği eşitsiz bir sağlık hizmeti sunumundan kaynaklanabilir.


#54

SORU:

Kanser hastası ile iletişimde dikkat edilmesi gereken temel unsurlar nelerdir?


CEVAP:

Kanser hastası ile iletişimde güven duygusunun geliştirilmesi ve hastaya biyo-psiko-sosyal bütüncül yaklaşımda bulunulması önerilir. Kanser hastası ile iletişimde; kanser hastasının beklentisi, istemi, gereksinimlerinin neler olduğu öncelikle yanıtlanması gereken sorulardır.


#55

SORU:

Kanser hastası ile iletişimde dikkat edilmesi gereken temel unsurlar nelerdir?


CEVAP:

Kanser hastası ile iletişimde güven duygusunun geliştirilmesi ve hastaya biyo-psiko-sosyal bütüncül yaklaşımda bulunulması önerilir. Kanser hastası ile iletişimde; kanser hastasının beklentisi, istemi, gereksinimlerinin neler olduğu öncelikle yanıtlanması gereken sorulardır.


#56

SORU:

“Kronik ya da süreğen hastalıklar” kısaca nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

“Kronik ya da süreğen hastalıklar” doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle oluşan, uzun süreli devam eden ve bireyin sürekli bakım ve tedavisini gerektiren ve hastalığı nedeniyle eğitim, mesleki ve sosyal uyumun olumsuz etkilendiği durumlardır. Uzun süreli hastalıklarda tedaviye uyumu sağlayabilmek için önce hastanın hastalığından ne anladığını, varsa hastalığı ile ilgili inançlarını, korkularını ve hastalığa nasıl bir tepki verdiğini anlamak gereklidir.


#57

SORU:

“Ölümcül ve kronik hastalıkların tanısının söylenmesi” sürecinde nelere dikkat edilmelidir?


CEVAP:

“Ölümcül ve kronik hastalıkların tanısının söylenmesi” hekimlerin en fazla sıkıntı yaşadıkları andır. Hastada kötü sonuç beklentisi olsa dahi ölümcül hastalık tanısı şok yaratabilmektedir. Tanı, yakında gelecek olan ölümle eş tutmadan, ümit kapısını da açık bırakarak, doğal bir davranışla ve kısa bir konuşmayla açıklanmalıdır. Hastanın ölümünden önce, ölümü sırasında ve sonrasında uygun iletişimle aile üyelerinin ölüm gerçeğini kabul etmelerine yardımcı olunmalıdır.


#58

SORU:

Ölüm haberinin verilmesi sürecinde dikkat edilmesi gereken temel hususlar nelerdir?


CEVAP:

Ölümden sonra ailelerin gereksinimi olan destek ve güvenin sağlanması, yaşadıkları süreçte kolaylık sağlar. Bu nedenle ölüm haberinin verildiği ortam uygun olmalı, bireyin fiziksel bakımı sağlandıktan sonra aileye gösterilmesine dikkat edilmelidir.


#59

SORU:

Hasta yakınlarına ölüm haberi verirken dikkat edilecek başlıca iletişim kuralları nelerdir?


CEVAP:

Hasta yakınlarına ölüm haberi verirken dikkat edilecek başlıca iletişim kuralları şöyle sıralanabilir:

• Hasta    yakınlarına    karşı    mümkün olduğuncaşefkatli olunmalıdır.

• Bu bireyler karışık duygular içinde olabilir ve bazen “delirecekmiş” gibi hissedebilir. Bu duygunun geçici olduğu belirtilerek hasta yakınlarına destek olunmalıdır.

• İnkâr döneminde hasta yakını hastası yaşıyormuş gibi onunla konuşabilir.

• Hasta yakınlarından herhangi birinin durumunda ya da davranışında ani bir değişme olursa yardım için rahatlatıcı sözler söylenmelidir.

• Gerekirse bu bireylerin eline ya da omzuna dokunarak destek verilmelidir.

• Hasta yakını ile ölen kişi hakkında konuşulurken bu kişinin geçmişinden çok ölümü hakkında konuşulmalıdır.

• Hasta yakını öfke duygulanımına girdiğinde  sağlık personeli savunmaya geçmemeli ve öfkeli kişiye yumuşak bir ses tonu ile duygu ve düşüncelerini anladığını belirtmelidir. Çünkü öfkenin asıl nedeni yaşanılan kayıptır.

• Kaybedilen kişinin mahremiyetine özen gösterilmeli ve görünüşü ile ilgili bilgiler paylaşılmamalıdır.

• Sağlık personelinin kendi aralarında ölümle ilgili konuları açık bir biçimde tartışmaları hasta yakınlarını incitebilir ve bu durum güveni kötüye kullanmak olarak algılanıp ailenin daha fazla acı çekmesine neden olabilir.


#60

SORU:

“Tekerlekli sandalye kullanan bireyler” ile iletişim kurarken dikkat edilecek başlıca noktalar nelerdir? 


CEVAP:

“Tekerlekli sandalye kullanan bireyler” ile iletişim kurarken dikkat edilecek başlıca noktalar şunlardır:

• Bu bireylerin kişisel alanına saygı gösterilmelidir.

• İzin almadan ya da kişinin yönlendirmesi olmadan tekerlekli sandalye kullanan özürlü bireye yardım etmek onun sandalyeden düşmesine neden olabilmektedir.

• Kullanmaları muhtemel araç gereçler ulaşabilecekleri yerlere yerleştirilmelidir.

• Onlarla konuşurken sağlık personeli göz kontağı kurabilecek bir mesafe bırakarak sandalyesini aynı seviyeye getirmelidir.

• Onların dolaştıkları yollar üzerine onları engelleyecek eşyalar bırakılmamalıdır.

• Binalarda tekerlekli sandalye kullanan bireyler için hazırlanmış yol ve rampalar olmalı

• Koltuk değneği kullananlara yardımcı olurken kollarından tutmaktan kaçınılmalıdır.

• Hareket zorluğu çeken kişiye oturacağı yeri gösterirken sandalyenin tutacak yerinin olmasına ve yüksek olmamasına dikkat edilmelidir.

• Bu bireyler yerler yıkandığında ya da silindiğinde zeminin kayganlığı hakkında uyarılmalıdırlar.


#61

SORU:

“Öğrenme güçlüğü olan bireyler” ile iletişim kurarken dikkat edilecek noktalar nelerdir?


CEVAP:

“Öğrenme güçlüğü olan bireyler” ile iletişim kurarken dikkat edilecek noktalar şunlardır:

a. Bu bireyler yazılı bilgileri okumakta güçlük çekerler.

b. Algılama güçlüğü olan bireylere basit bir şey söylediğinizde dahi yazmanızı isteyebilirler.

c. Onlarla konuşurken açık ve net ifadeler kullanmaya daha fazla özen gösterilmelidir.


#62

SORU:

“Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bireyler” ile iletişim kurarken dikkat edilecek noktalar nelerdir?


CEVAP:

“Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bireyler” ile iletişim kurarken dikkat edilecek noktalar şunlardır:

• Sağlık personeli hiperaktif birey ile iletişim kurarken fiziksel olarak yakın olmaya çalışılmalı; örneğin omzuna elini koyarak ona dokunmalıdır.

• Bu bireyler sizi dinler gibi görünseler de zihinleri başka yerlerde olabilir. Onlarla konuşurken göz teması kurulmalı ve gerekirse söylenenler tekrarlanmalıdır.

• Onlarla tane tane konuşulmalı ve aynı anda birden fazla talimat vermemeye özen gösterilmelidir. Sağlık personeli bu bireyin kendisini anlaması için defalarca tekrarlamak zorunda kalabilir; bu yüzden sabırlı olmalıdır.

• Hiperaktif bireyler diğer bireylerden çok daha enerjiktirler. Eğlendirici olabilirler ve acil durumlarda çok daha hızlı hareket edebilirler.


#63

SORU:

Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre (2003) ülkemiz nüfusunun yüzde kaçı engelli kişilerden oluşmaktadır?


CEVAP:

Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre (2003) ülkemiz nüfusunun yüzde 12’si engelli kişilerden oluşmaktadır.


#64

SORU:

Engellilik kavramını tanımlayınız. 


CEVAP:

Sözlük anlamıyla engellilik, normal bir kişinin bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belirli bir oranda ve sürekli olarak kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu kişinin normal yaşam gereklerine uyamama durumu anlamına gelir.


#65

SORU:

Engellilik türleri nelerdir? Açıklayınız. 


CEVAP:

Engellilik, doğuştan ve kazanılmış olarak iki ana grupta toplanabilir. Doğuştan olan engellilikte doğum öncesi, doğum sırası ve anne ile ilgili faktörler belirleyicidir. Kazanılmış engelliliğe yol açan faktörler olarak ise kazalar, hastalıklar ve doğal afetlerdir.


#66

SORU:

Komplikasyon kavramını tanımlayınız. 


CEVAP:

Komplikasyon bir hastalığın gidişi sırasında, hastalığa eklenen ve hastalığı ağırlaştıran tablo.


#67

SORU:

Hasta-hekim ilişkisini etkileyen etmenler nelerdir?


CEVAP:

Hasta-hekim ilişkisini etkileyen birçok unsur bulunmaktadır. Bunlar şöyle
sıralanabilir:
1. Hasta-hekim arasında kurulan ilişki modeli
2. İletişim
3. Bütüncül yaklaşım (hastanın biyopsikososyal açıdan değerlendirilmesi)
4. Güven
5. Hekimin ve çağın hastalık kavramı, tanı ve
tedavi yöntemleri
6. Hekimden kaynaklanan durumlar
7. Hastadan kaynaklanan durumlar

8. Hastalıktan kaynaklanan durumlar
9. Sağlık sisteminden kaynaklanan durumlar
10. Bilimsel ve teknik gelişim-Teknoloji
11. Tıp etiği eğitimi


#68

SORU:

Empatik iletişimde vurgulanan ilk şart nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Empatik iletişimde vurgulanan ilk şart karşıdakine önem vererek onun varlığını kabullenerek onu dikkat ve ilgiyle dinlemektir. Bu sırada göz teması kurarak kişinin davranışı izlenmelidir. Bir taraftan göz teması ve baş hareketleriyle dinlediğini belli ederken diğer taraftan da sorular sorarak hem onu hem söylediklerini önemsediğini belli ederek iletişimi sürdürmek çok önemlidir.


#69

SORU:

Sağlık personelinin hasta ile iletişim konusunda yeteneklerinin geliştirilmesinin temel amacı nedir?


CEVAP:

Sağlık personelinin hasta ile iletişim konusunda yeteneklerinin geliştirilmesinin temel amacı; personelin hasta ile görüşme, öykü alma, fizik muayene yapma ve tedavisini olumlu yönde sürdürme konularında bilgi ve beceri kazanmalarının sağlanmasıdır.


#70

SORU:

Hasta-hekim ilişkisinde etkili unsurlar nelerdir?


CEVAP:

Hasta-hekim ilişkisinde etkili unsurlar; hastanın yaşı, cinsiyeti, eğitim
düzeyi, sosyokültürel özellikleri, kişilik yapısı, psikolojik durum şeklinde özetlenebilir.


#71

SORU:

Görme engelli kavramını tanımlayınız.


CEVAP:

“Görme engelli” terimi, görme gücünün kısmen ya da tamamen yetersizliği bulunan bireyler için kullanılmaktadır.


#72

SORU:

Görme engellilik kaça ayrılmaktadır? Her bir çeşidini açıklayınız. 


CEVAP:

Görme engellilik genel olarak ikiye ayrılmaktadır:
1. Körler: Her türlü düzeltici tedbire rağmen
en iyi gören gözünün merkezi görme gücü
20/200 ya da daha az olan ve eğitim öğretimde görmesinden faydalanamayacak kadar görme özürü bulunanlara “kör” denir.
2. Az Görenler: Bütün düzeltici tedbirlere
rağmen görme gücü 20/70 ya da daha az
görenler ve görme güçlerini öğrenimlerinde
kullananlar az görenlerdir


#73

SORU:

Görme sorunlu yetişkin birey ile iletişim kurarken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?


CEVAP:

Görme sorunlu yetişkin birey ile iletişim kurarken dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
• Sağlık çalışanı hasta odaya girdiğinde kendi
ismini vererek konuşmaya başlamalı ve hastaya ismiyle hitap etmelidir. Aksi hâlde hasta kiminle konuşulduğunu anlamayabilir.
• Konuşurken “görmek” ya da “kör” gibi kelimeleri kullanmaktan çekinilmemeli ve hastanın yanından ayrılacağı zaman hasta sözlü
olarak bilgilendirilmelidir.
• Aydınlatma uygun bir şekilde sağlanmalıdır.
• Yazılı bilgi hastanın soru sormasına fırsat
bırakarak sözcüklerle kesin ve anlaşılır biçimde izah edilmelidir. El ile işaret etmenin
ya da göze hitap eden işaretler kullanmanın
yararı yoktur.
• Girişim uygularken ayrıntılı bilgi verilmelidir.
• Kapılar yarı açık bırakılmamalı ve hasta
odanın ortasında yalnız bırakılmamalıdır.
• Odadan ayrılırken hastaya bilgi vermelidir


#74

SORU:

Dilin öğrenilmesi ve kullanılmasındaki belirleyici faktörler nelerdir?


CEVAP:

Biyolojik, kognitif (bilişsel), psikososyal ve çevresel faktörler, dilin öğrenilmesi ve kullanılmasındaki belirleyici faktörlerdir.


#75

SORU:

Konuşma organları nelerdir?


CEVAP:

Konuşma organları; alt ve üst çene, dişler, dudaklar, dil, uvula (küçük dil, yumuşak damağımızın son uzantısı), yumuşak/sert damak, yanak, vokal kordlar (ses teli), oral/nazal kaviteler (boşluklar), farenks, larenks (gırtlak), trakea (soluk borusu), akciğer ve alveollerdir (gaz değişiminin gerçekleştiği akciğer ünitesi).


#76

SORU:

Konuşma bozuklukları nelerdir?


CEVAP:

Konuşma bozuklukları; artikülasyon bozuklukları, akıcılık bozuklukları, ses bozuklukları, motor konuşma bozuklukları olarak sınıflandırılır.


#77

SORU:

"Artikülasyon” konuşma bozukluğu türünü açıklayınız. Artikülasyon bozuklukları nedenleri nelerdir?


CEVAP:

“Artikülasyon”, sesin gırtlak üstü düzenekteyer alan organlar yardımıyla konuşma sesleri olarak şekillendirilip üretilmesidir. Artikülasyon bozuklukları nedenleri; konuşmada yer alan organlardaki yapısal bozuklular, işitme engeli, zekâ engeli, gelişim etkileri ve yanlış öğrenmedir.


#78

SORU:

Dil bozukluğu kavramını genel olarak açıklayınız. Nedenlerini yazınız.


CEVAP:

Genel olarak dil bozuklukları dili anlama algılama, duygu ve düşünceleri formüle edememekten kaynaklanan bozukluklardır. Nedenleri ise anatomik (yarık damak ve dudak, larenjektomi vb), fizyolojik (müsküler distrofi vb), nörolojik (serebral
palsi, parkinson vb), biyokimyasal (anoxia vb), psikolojik/psikiyatrik, gelişim sürecindeki aksaklıklara bağlı (öğrenme güçlüğü, okuma güçlüğü vb), olumsuz çevresel etmenlere bağlı, hiçbir nedene bağlanamayan ya da karmaşık nedenlere bağlı (zihin engeli vb) olabilir.


#79

SORU:

Sağlık çalışanlarının konuşma sorunlu hasta ile iletişim kurarken dikkat etmesi gerekenler nelerdir?


CEVAP:

Sağlık çalışanlarının konuşma sorunlu hasta ile iletişim kurarken dikkat etmesi gerekenler şu şekilde özetlenebilir:

Mümkün olduğunca yavaş ve akıcı konuşmalı,
• Yüksek sesle konuşmamalı,
• Eğer hasta sizi anlamadıysa konu tekrar
edilmeli, tekrarlarda da mümkünse aynı
cümle kullanmalıdır. Çünkü kelimeleri değiştirmek hastalarda karışıklığa yol açar.
• Tıbbi terimler kullanmamalı,
• Cümlenin en basit formları kullanılmalı; aktif cümleleri pasif cümlelerden fazla kullanmalı (örneğin “doktor sizi muayene edecek”
cümlesi “doktor tarafından muayene edileceksiniz” cümlesinden daha iyi anlaşılır),
• Mantıklı ve açık direktifler verilmeli,
• Kısa ve yoğun açıklamalar yerine, söylenmek istenen şey uzun açıklamalar şeklinde
ifade edilmeli,
• Hastada kafa karışıklığına yol açabilecek örnekler verilmemeli,
• Açıklamakta zorlanıldığı zaman resim ve
modeller kullanılmalı,
• Hiçbir zaman bir seferde çok fazla bilgi verilmemeli,
• Hasta tarafından anlaşıldığından emin
olunmalıdır.


#80

SORU:

İşitme organımız olan kulak kaç bölümden oluşur, açıklayınız. 


CEVAP:

İşitme organımız olan kulak üç bölümden oluşur.

(1) Dış kulak, kulak kepçesi ve dış kulak kanalından meydana gelir.

(2) Orta kulak, dış kulak yolundan kulak zarı ile ayrılır. Küçük bir boşluk hâlindedir ve içerisinde çekiç, örs ve üzengi adı verilen üç kemikçik bulunmaktadır.

(3) İç kulak ise salyangoz şeklinde bir yapısı olan koklea, iç kulak sıvılarını ve
tüy hücrelerini içerir. İç kulağa gelen ses işitme siniri
yoluyla beyindeki işitme merkezine taşınır.


#81

SORU:

Sağlık çalışanlarının işitme sorunlu hasta ile iletişim kurarken dikkat etmesi gerekenler nelerdir?


CEVAP:

Sağlık çalışanlarının işitme sorunlu hasta ile iletişim kurarken dikkat etmesi gerekenler aşağıda özetlenmiştir:
• İşitme engelli biriyle konuşmaya başlarken
kendisiyle konuştuğunuzu fark etmesi sağlanmalıdır. Duruma göre elle işaret edilebilir
ya da kişinin omzuna hafifçe dokunulabilir.
• İşitme kaybı olan kişiler yorgunken ya da
hastayken daha az duyarlar. Bu yüzden konuşmaya başlamadan önce bireyin dikkati
çekilmeli, göz ilişkisi kurulduktan sonra
konuşmaya başlanmalıdır. Yine, gerekirse
eline ya da omzuna hafifçe dokunulabilir.
• Sessiz ve iyi aydınlatılmış ortam etkili iletişim için idealdir. Ayrıca birey tamamen işitme özürlü olmayabilir. Bu yüzden iletişime
geçmeden önce ortamdaki diğer ses ve gürültüler (radyo, televizyon, vb.) azaltılmalıdır.
• Eğer hasta işitme cihazı kullanıyor ise hasta
ile iletişim kurulurken hastanın cihazının
takılı olduğundan emin olunmalıdır.
• Hangi yöntemle iletişim kurmak istedikleri sorulmalıdır. Bu kişilerle dudak okuma
yöntemiyle yazarak onunla ortak bir işaret
dili oluşturarak iletişim kurulabilir.
• İşitme özürlü kişiyle işaret dili tercümanı
aracılığıyla konuşuluyorsa, işitme özürlü
kişiye bakarak konuşulmalı ve onunla göz
teması kurulmalıdır. Kişiye tercümanı aracılığıyla soru sormaktansa, soru doğrudan
kendisine yöneltilmelidir.
• Hastanın yakınında oturulmalı; çünkü bu
durum hastanın daha rahat dudak okumasını sağlayacak ve uzaktaki seslerin etkisini
azaltarak kendi ses düzeyimizi ayarlamamızı
sağlayacaktır.
• Hangi kulağının daha iyi duyduğunu belirleyip o yöne doğru konuşmalıdır.
• Hızlı konuşmamalıdır. Konuşurken sakız çiğnemek, sigara içmek ve elinizle ağzınızı kapatmak gibi hastanın dudak okumasını engelleyecek hareketlerden uzak durulmalıdır.


#82

SORU:

“Tekerlekli sandalye kullanan bireyler” ile iletişim kurarken dikkat edilecek başlıca noktalar nelerdir?


CEVAP:

“Tekerlekli sandalye kullanan bireyler” ile iletişim kurarken dikkat edilecek başlıca noktalar şunlardır:
1. Bu bireylerin kişisel alanına saygı gösterilmelidir.
2. İzin almadan ya da kişinin yönlendirmesi
olmadan tekerlekli sandalye kullanan özürlü bireye yardım etmek onun sandalyeden
düşmesine neden olabilmektedir.
3. Kullanmaları muhtemel araç gereçler ulaşabilecekleri yerlere yerleştirilmelidir.
4. Onlarla konuşurken sağlık personeli göz
kontağı kurabilecek bir mesafe bırakarak
sandalyesini aynı seviyeye getirmelidir.
5. Onların dolaştıkları yollar üzerine onları
engelleyecek eşyalar bırakılmamalıdır.
6. Binalarda tekerlekli sandalye kullanan bireyler için hazırlanmış yol ve rampalar olmalı ve
gerektiğinde bu konuda tekerlekli sandalye
kullananlara yardımcı olunmalıdır.
7. Koltuk değneği kullananlara yardımcı olurken kollarından tutmaktan kaçınılmalıdır;
çünkü kollarından tutulması dengelerini
kaybetmelerine neden olabilmektedir.
8. Hareket zorluğu çeken kişiye oturacağı yeri
gösterirken sandalyenin tutacak yerinin olmasına ve yüksek olmamasına dikkat edilmelidir.