TEMEL SÜRÜ SAĞLIĞI YÖNETİMİ Dersi ÇİFTLİK HAYVANLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BAKIM, YÖNETİM VE SAĞLIK soru cevapları:

Toplam 78 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde döl verimi yönetimi takvimi bağlamında tohumlamadan 6-8 hafta önce gerçekleştirilecek uygulamayı maddeler halinde yazınız.


CEVAP: Bu uygulamalar şu şekildedir; ? Erkeklerin sağlık kontrolü ? Uygun erkek/ dişi oranı için yeterli erkeğin planlanması ? Erkekler eğer çok yağlı ya da zayıf iseler rasyonlarının düzenlenmesi

#2

SORU: Yetişkin koçlar için erkek dişi oranı kaçtır?


CEVAP: Erkek dişi oranı geniş bir aralıkta değişir. Genelde yetişkin koçlar için bu oran 1:40-50 arasında değişir.

#3

SORU: Koyun ve keçi sürüleri için en uygun çiftleştirme zamanı gün içerisinde hangi vakitlerdir?


CEVAP: Çiftleşme için gün içerisinde en uygun zaman gündoğumu ve günbatımı sırasındaki serin saatlerdir. Dolayısıyla koyun ve keçi sürüleri için en uygun çiftleştirme zamanı sabah ve akşam saatleridir.

#4

SORU: Sürüler maruz kaldıkları patojenlere göre açık olarak sınıflandırılması ne anlama gelmektedir, kısaca açıklayınız.


CEVAP: yüksek riskli işletmelerdir. Bu işletmelerin sahip oldukları risk düzenli olarak işletmeye hayvanların getirilmesinden kaynaklanır. Bu tür işletmelerin en iyi örneği besi işletmeleridir. Getirilen hayvanlar her zaman sürü sağlığı prensiplerinin uygulandığı işletmelerden temin edilemez. İşletmeye getirilecek hayvanların sürü sağlığını tehdit eder nitelikte hiçbir sorunları olmasa dahi, farklı koşullarda barındırılan hayvanların ilk kez ve yoğun bir şekilde bir araya getirilmeleri beraberinde bazı sorunları da getirir.

#5

SORU: Koksidiyozu önlemek için ne gibi tedbirler alınabilir?


CEVAP: İşletmeye getirilen hayvanların sürüye katılmadan önce karantinada tutmaları, pek çok diğer sorun gibi bu hastalığın da ortaya çıkması halinde işletmede bulunan sürü için fazla sorun yaratmadan elimine edilebilmesine imkân verir.

#6

SORU: Ayak problemlerinin önlenebilmesi için ne gibi tedbirler alınabilir?


CEVAP: Bu tür sorunların çıkmasının engellenebilmesi için uygun drenaja ya da geçirgenliğe sahip bir ahır zemini ve düzenli uygulanan ayak banyosu; ayak problemlerinin ortaya çıkması halinde yapılacak antibiyotik tedavilerinden hem daha ucuz hem de daha etkilidir. Ayak sorunlarının çözümünde kullanılabilecek bazı aşılar geliştirilmiş olmasına rağmen, özellikle fiyat ve etkinlik sebebiyle günümüzde yeterince yaygın kullanılmamaktadır.

#7

SORU: Ortalama günlük canlı ağırlık kazancı neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Doğumdan sütten kesime kadar geçen sürede kazanılan ortalama günlük canlı ağrılık kazancıdır. Günlük ağırlık kazancı dişi, erkek, tek ya da ikiz doğan yavrular için belirli düzeltme faktörleri ile standardize edilerek değerlendirme yapılır. Hedef; uygulanan yetiştirme, bakım ve besleme metoduna özellikle de ırka bağlı olarak 0,2 - 0,5 kg arasında değişir.

#8

SORU: Gebelik oranı ve hedefi nedir?


CEVAP: Tohumlama sezonunda, gebe kalanların tohumlanan dişilere oranıdır. Hedef % 98’dir.

#9

SORU: Östrus sırasında koyun ve keçiler sürülerinin dişi ve erkeklerin davranışlarını kısaca açıklayınız.


CEVAP: Östrus (kızgınlık) sırasında dişiler erkeklere daha yakın dururlar ve erkeklerin atlamasına müsaade ederler. Yetişkin dişiler östrus sırasında erkeği arama davranışı gösterirler ve bu davranışları sürüde erkeğin varlığına bağlı olmaksızın ortaya çıkar. Genç dişileri de kızgınlık yetişkin dişilere göre hem daha kısa sürer hem de belirtileri onlar kadar açık değil daha siliktir. Kızgın (östrustaki) genç dişiler genellikle erkeğe karşı ilgi göstermedikleri gibi erkeklerin aşım için yaptıkları girişimlere de kolaylık göstermezler. Erkekler bu nedenlerden ötürü olgun dişileri daha çok tercih edebilirler.

#10

SORU: Koyun ve keçi ırkı yıl içinde hangi dönemlerde kızgınlık göstermektedirler?


CEVAP: Pek çok koyun ve keçi ırkı yıl içinde belirli bir dönem kızgınlık göstermezlerken, erkekler yıl boyu çiftleşmek için uygundur.

#11

SORU: Hayvanların (hem sığır hem koyun) nakli sırasında karşılaşabilecekleri Pasteurella kaynaklı solunum sistemi problemlerini önlemek için neler yapılmalıdır?


CEVAP: Pasteurella kaynaklı solunum sistemi problemlerin önlenebilmesinde en etkin yol hayvanlara yola çıkarılmadan önce yapılan uzun etkili antibiyotik (Oksitetrasiklin) uygulamasıdır.

#12

SORU: Ölü doğum oranı nedir, hedefleriyle açıklayınız


CEVAP: Ölü doğan yavru sayısının doğan tüm yavru sayısına oranıdır. Hedef bu oranın % 2’nin altında olmasıdır.

#13

SORU: Buzağı ölümlerinde en sık karşılaşılan sebepler nelerdir, sırasıyla maddeler halinde yazınız.


CEVAP: ? İshal (% 52,2) ? Solunum Sistemi Hastalıkları (% 21,3) ? Çeşitli Travmalar (% 2,4) ? Eklem ve Göbek Enfeksiyonları (% 2,2) ? Diğer (bilinmeyen) nedenler (% 21,9)

#14

SORU: Koyunculuk işletmeleri için önerilen sürü sağlığı yönetim programları neyi amaçlamaktadır?


CEVAP: Koyunculuk işletmeleri için önerilen sürü sağlığı yönetim programları asidoz, enterotoksemi ve solunum sistemi hastalıklarının kontrol altına alınmasını amaçlar.

#15

SORU: Sütten kesme oranını kısaca açıklayınız


CEVAP: Tohumlanan dişi başına düşen sütten kesilmiş kuzu oranıdır. Bu oran için hedefler her bir ırk için farklılık göstermektedir. İkizlik oranı yüksek olan ırklarda bu oran da doğan yavru sayısına bağlı olarak yükselir. Ancak amaç, doğan yavrulardan mümkün olduğunca çoğunu sütten kesime kadar getirebilmektir.

#16

SORU: Sütten kesen anne oranını kısaca açıklayınız


CEVAP: En az bir yavruyu sütten kesmiş annelerin, tüm doğuran anne sayısına oranıdır ve hedef % 95’dir. Bu oran özellikle sürünün annelik davranışları (yavruyu kabul etme) ve yavrularını besleyebilecek yeterli süt üretiminin bir ölçüsüdür.

#17

SORU: İlk tohumlama ve doğum yaşındaki hedef nedir?


CEVAP: Hedef 7 ay içerisinde erkeklerin tohumlayabilecek, dişilerin ise tohumlanabilecek kondisyona ulaşarak, 12 ay da dişilerin doğurabilmeleridir.

#18

SORU: Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde döl verimi yönetimi takvimi bağlamında tahmini doğum tarihinden 30 gün önce gerçekleştirilecek uygulamayı maddeler halinde yazınız.


CEVAP: Bu uygulamalar şu şekildedir; ? Clostridial hastalıklar için gebelerin aşılanması ? Gerekli ise paraziter mücadele yapılması ? Kondüsyonu düşük hayvanların rasyonlarının düzenlenmesi ? Gebelerin olası yavru atma ve toxemiye karşı gözlenmesi ? Doğum ve yavru bölmelerinin hazırlanması

#19

SORU: Nakliye sırasında karşılaşılacak sorunları maddeler halinde yazınız


CEVAP: Nakliye sırasında karşılaşılacak pek çok sorun; ? Aşırı yüklemeden kaçınılarak, ? Dikkatli ve rahat bir şekilde taşıma yapılarak (bunun için hem şoförün taşıdığı yükün ihtiyaçlarının farkında olması, hem de kullanılan aracın bu iş için uygun olması gerekir), ? Belirli aralıklarla mola verilerek, ? Mola sırasında hayvanlara aşırı olmamak kaydıyla su ve bir miktar yem verilerek, ? Nakliye öncesi uzun etkili bir antibiyotik uygulaması yapılarak, ? Uzun süreli (bir günden uzun) taşımalar sırasında hayvanların araçlardan indirilerek daha rahat bir ortamda dinlenmeleri sağlanarak, azaltılabilir ya da ortaya çıkmadan engellenebilir

#20

SORU: Yetişkin koçlar için erkek dişi oranı neye bağlı olarak değişmektedir?


CEVAP: Kullanılan erkeklerin ilk kez tohumlamada kullanılıyor olması, sezon dışında da çiftleştirilmiş olması ya da dişilerin kızgınlıklarının senkronize edilip edilmediğine bağlı olarak değişir. Bazı koçların 6 gün boyunca, günde 11-17 arasında aşım yapmalarına rağmen ejakulatlarında halen gebelik için yeterli spermatozoa bulunabilmektedir.

#21

SORU: Performans hedefleri hangi açıdan önemli ipuçları vermektedir?


CEVAP: Performans hedefleri, sürü sağlığı yönetiminin başarısı hakkında bilgi edinilebilmesi açısından önemli ipuçları verir. Sürünün ulaşması istenen hedeflerin bilinmesi, bu hedeflerde meydana gelen sapmaların sebeplerinin ortaya konabilmesi açısından büyük önem taşır.

#22

SORU: Koyun sürülerinin performansları hakkında bilgi nasıl elde edilmektedir?


CEVAP: Koyun sürülerinde performans hakkında bilgi edinilebilmesi için tüm sürünün gözden geçirilmesi yerine, sürüyü temsilen rastgele seçilen bireylerden alınan veriler kullanılabilir. Sürülerin performansları değerlendirilirken, sürüler arasındaki farklılığın objektif şekilde değerlendirilebilmesi için; sürülerin birbirlerine benzer besleme ve çevresel koşullara sahip, aynı amaçla yetiştirilen (süt, et, yapağı vb.) bakım koşulları benzer sürüler olması gerekir.

#23

SORU: Yapağı üretimini kısaca açıklayınız.


CEVAP: Sürüdeki her hayvan başına elde edilen kirli yapağı miktarıdır. Et üretiminde olduğu gibi bazı ülkelerde bu üretim hektar arazi başına elde edilen yapağı miktarı olarak ta hesap edilir.

#24

SORU: Üreme parametrelerini etkileyen faktörleri maddeler halinde yazınız


CEVAP: Üreme parametrelerini etkileyen pek çok faktör söz konusudur. Bunlar; ? Genetik ? Besleme ? Barınaklar ? Bazı yeni metotlar ? Teknoloji ? Finansal sorunlar olarak sınıflandırılabilir.

#25

SORU: Koyun yetiştiriciliğinde sık karşılaşılan (daha çok genç hayvanlarda) bir sorun olan koksidiyozu kısaca açıklayınız?


CEVAP: Koksidiyoz hayvanların işletmeye gelişlerinden 2-3 hafta sonra ortaya çıkan bu hastalık, özellikle dışkı ile bulaşık yemlik ve suluklar vasıtasıyla yayılır. Hasta hayvanların tedaviye alınmalarının yanında sürüden uzak tutulmaları da gerekir. Yetişkinler bu hastalığa karşı daha dayanıklı olduklarından risk özellikle genç hayvanlar için söz konusudur.

#26

SORU: Bir batındaki yavru sayısında hedef nedir ve bu sayı neye bağlı olarak değişiklik göstermektedir?


CEVAP: Hedef 1,5 - 2 arasında değişir. Bu değer ırklara ve sürünün amacına (süt ya da et üretimi gibi) göre değişiklikler gösterir. İkizlik oranı da yine ırklara, bakım ve beslemeye bağlı olarak % 20 den % 90’a kadar değişen geniş bir aralıkta seyreder.

#27

SORU: Yavru atma yani abort oranı ve hedefi nedir?


CEVAP: Yavru atan dişilerin, gebe kalan dişilere oranıdır. Hedef bu oranın % 2’nin altında olmasıdır.

#28

SORU: Doğum sonrası kuzu ölüm oranını ve hedefini açıklayınız?


CEVAP: Sütten kesime kadar ölen yavru sayısının canlı olarak doğan yavru sayısına oranıdır. Hedef bu oranın % 5’ den daha küçük olmasıdır.

#29

SORU: Sürüler maruz kaldıkları patojenlere göre kapalı ve modifiye açık olarak sınıflandırılması ne anlama gelmektedir, kısaca açıklayınız


CEVAP: Kapalı sürülerde, hem hayvan girişleri hem de diğer sürü ve hayvanlarla temas tümüyle sınırlandırılmış durumdayken; Modifiye açık sürülerde, sürüdeki hayvanlar dışarıdan getirilen hayvanlarla yenilenebilir ve hayvan sergileri ya da fuarlar gibi belirli ortamlarda sınırlı düzeyde bir temasa da izin verilir.

#30

SORU: Kazancın hesaplanabilmesi için hangi kayıtlar gereklidir?


CEVAP: Eğer mümkünse hayvanların (özellikle kuzuların) sürüye katıldıkları ve satıldıkları dönemlerdeki canlı ağırlıkları, besi süresi içerisinde kazandıkları canlı ağırlığın belirlenebilmesi ve dolayısıyla da elde edilen kazancın hesaplanabilmesi için gereklidir.

#31

SORU: Bir batındaki yavru sayısı ile ne ifade edilmektedir?


CEVAP: Bu parametre koyun ya da keçilerin bir batında doğurduğu ortalama yavru sayısını ifade eder

#32

SORU: Süt ineği yetiştiriciliğinde üreme performansının sebeplerini kısaca açıklayınız.


CEVAP: Süt ineği yetiştiriciliğinde uzun yıllar boyunca daha çok süt verimi dikkate alınmıştır. Damızlık seçiminde süt verimine önem verilmiş, diğer özellikler (üreme performansı, ayak hastalıklarına yatkınlık vb.) ya hiç önemsenmemiş ya da süt verimi yüksek hayvanlardan yavru alabilmek uğruna görmezden gelinmiştir. Zaman içinde süt verimi yönünde yapılan seleksiyon çalışmaları istendiği gibi yüksek süt verimli hayvanlar elde edilmesini sağlarken, bazı özelliklerde de istenmeyen gerilemelere neden olmuştur.

#33

SORU: Koyunculuk işletmelerinde temel sürü sağlığı problemlerinin temelinde ne yer almaktadır?


CEVAP: Koyunculuk işletmelerinde temel sürü sağlığı problemlerinin temelinde yetersiz barınaklar ve uygun olmayan bakım-idare şartları yer alır.

#34

SORU: Süt üretiminde temel hedef nedir, kısaca açıklayınız


CEVAP: Süt üretiminde temel hedef, minimum yem gideri ile mümkün olan en yüksek süt üretimi sağlamaktır. Bu nedenle süt üretimi amacıyla yetiştirilen hayvanların düzenli aralıklarla yavru vermeleri istenir ve bunun içinde doğum sonrası mümkün olan en uygun zamanda tohumlanmaları ve tekrar gebe kalmaları gerekir.

#35

SORU: Et üretimi nedir, kısaca açıklayınız.


CEVAP: Doğuran ya da tohumlanan her dişi başına düşen satılan yavru ağırlığıdır. Bazı ülkelerde bu oran her hektar arazi başına düşen satılan yavru ağırlığı olarak ta hesaplanmaktadır.

#36

SORU: Somatik hücre sayısı nedir?


CEVAP: Somatik hücre sayısı: bir ml sütte bulunan toplam hücre sayısıdır

#37

SORU: Kızgınlık gösterme oranını açıklayınız.


CEVAP: Tohumlama sezonunda, tohumlama için ayrılan dişilerin kızgınlık gösterme oranıdır. Hedef % 100 dür. Yani tohumlanacak tüm dişilerin kızgınlık göstermesidir.

#38

SORU: Tohumlama oranını açıklayınız.


CEVAP: Tohumlama sezonunda tohumlanan dişi oranıdır. Hedef 2 kızgınlık süresince (yaklaşık 35 gün) dişilerin %100’ünün tohumlanmış olmasıdır.

#39

SORU: Sürüden çıkarma yani ayıklama oranını ve hedefini açıklayınız?


CEVAP: Hedef % 20’dir. Sürüden çıkarma nedenleri kronik meme ya da ayak sorunları yerine daha çok yaşlılık nedeniyle olmalıdır.

#40

SORU: Kuzular işletmeye gelişlerinden 48 saat sonra hangi işlemler yapılmalıdır?


CEVAP: Kuzular işletmeye gelişlerinden 48 saat sonra öncelikle antiparaziter mücadele için ilaçlanmalı (levamizol, fenbendazol ya da ivermektin ile) ve ardından da C.perfringense karşı aşılanmalıdır (2-3 hafta sonra aşının tekrar dozu yapılmalıdır).

#41

SORU: Koç ya da teke etkisi ne demektir, kısaca açıklayınız.


CEVAP: Erkeklerin sürüye birden katılmasının, dişilerde kızgınlığı uyarmasına koç ya da teke etkisi denir. Koç ya da teke etkisinin sürü içindeki etkinliği, yani erkeğin varlığının ne düzeyde kızgınlıkları uyarabildiği, erkeğin sürüye salınmasını takip eden 16-24 gün içerisinde kızgınlık gösteren dişiler tohumlama için ayrılmış tüm dişilere oranlanarak belirlenebilir.

#42

SORU: Dişi ölüm oranı ve hedefini açıklayınız.


CEVAP: Her yıl ölen dişi (anne) sayısının toplam dişi (anne) sayısına oranıdır. Hedef bu oranın % 2’nin altında olmasıdır.

#43

SORU: Merinos tipi koyun ırklarının yılda üretebilecekleri yapağı miktarı ve kalitesini maddeler halinde açıklayınız.


CEVAP: Merinos tipi koyun ırklarının yılda üretebilecekleri yapağı miktarı ve kalitesi şöyledir: ? İyi kaliteli yapağı üretebilen Merinoslar: 19-µ (mikron) çapında, 70 S, 3 kg. ? Orta kalite yapağı üretebilen Merinoslar: 21 µ çapında, 60 S, 4 kg. ? Düşük kalite yapağı üretebilen Merinoslar: 22-24 µ çapında, 58-60 S, 9,5 kg.

#44

SORU: Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde en sık karşılaşılan hastalıklar nelerdir?


CEVAP: ? İç ve dış parazitler ? Prolapsus vagina ? Gebelik toksemisi ? Clostridial enfeksiyonlar ? Mastitis (keçilerde görülme sıklığı koyunlara göre daha yüksektir) ? Ayak hastalıkları ? Maedi-visna

#45

SORU: Mevsimsel poliöstrik nedir?


CEVAP: Mevsimsel poliöstrik: Hayvanların belirli mevsimlerde (koyun ve keçiler için günlerin kısalmaya başladığı mevsimde) gebe kalmadıkları sürece kızgınlık göstermeleridir.

#46

SORU: Kızgınlık indeksini açıklayınız.


CEVAP: Tohumlama sezonunun ilk 14 gününde tohumlanan dişi oranıdır.

#47

SORU: Sürü sağlığı programlarının temel amacı nedir, kısaca açıklayınız


CEVAP: Sürü sağlığı programlarının temel amacı, meydana gelebilecek maddi kayıpların, daha düşük maliyetli etkin programlar sayesinde en aza indirilmesi ya da tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Sürü sağlığı programlarının etkinliği, uygun zamanda ve uygun tedbirlerin alınması ile sağlanabilir.

#48

SORU:

Performans hedeflerinin ortaya konması neden önemlidir?


CEVAP:

Performans hedefleri, sürü sağlığı yönetiminin başarısı hakkında bilgi edinilebilmesi açısından önemli ipuçları verir. Sürünün ulaşması istenen hedeflerin bilinmesi, bu hedeflerde meydana gelen sapmaların sebeplerinin ortaya konabilmesi açsından büyük önem taşır. Performansa ilişkin hedeflerin ortaya konması, aynı zamanda sürünün performansının nereye gittiği ya da nereye kadar gidebileceğine ilişkin planlama yapabilmek için de son derece önemlidir.


#49

SORU:

Performans hedefinin doğru yorumlanması için gerekli şartlar nelerdir?


CEVAP:

Performans hedefinin yorumlanabilmesi için en önemli unsur veri kayıt sistemidir. Tutulan kayıtların görevli personel (Veteriner Hekim, Teknisyen) tarafından yorumlanabilmesi, hedeflenen performans değerlerinin anlaşılabilir olması gerekir. Çünkü sürü performansına ilişkin elde edilen veriler doğal olarak belirli düzeyde varyasyon gösterirler. Söz konusu varyasyonun yorumlanması sırasında yapılabilecek bazı hatalar, aslında sürüde var olmayan bir sorunun olduğu şeklinde değerlendirilebilir. Bu nedenle sürü performasına ilişkin değerlendirme yapan profesyonellerin, sürü hakkında sağlıklı bilgi edinebilmeleri ya da yorum yapabilmeleri için verilere ilişkin (veri girişi, alt ve üst değerler v.b.) gerekli donanıma sahip olmaları gerekir.


#50

SORU:

Hedef performansa ilişkin değerlendirmenin pek çok değerin aritmetik ortalamalarına bakılarak yapılmasının uygun olduğu ve olmadığı durumlar nelerdir?


CEVAP:

Pek çok değerin aritmetik ortalamalarına bakılarak performansa ilişkin değerlendirme yapılması, dağılımın normal olduğu yani ölçülen değerler arasında ciddi farkların olmadığı ya da varyasyonun makul bir düzeyde olduğu durumlarda uygundur. Süt, et, yağ verimi gibi pek çok verim bu anlatılan kriterlere uygundur. Ancak geniş bir varyasyonun görüldüğü yani ölçülen değerler arasındaki farkların yüksek olduğu durumlarda aritmetik ortalama sürü performansının değerlendirilebilmesi için yeterli değildir, hatta sürü performansının yanlış yorumlanmasına bile yol açabilir. Örneğin sütteki somatik hücre sayısı normal dağılıma uymadığından aritmetik ortalamaya bakılarak yorum yapılması sağlıklı bir değerlendirme olmaz.


#51

SORU:

Performans hedeflerinin düzenli aralıklarla gözden geçirilmesi neden önemlidir?


CEVAP:

Performans hedefleri, beklentilerin ne düzeyde gerçekleştirilebileceği konusunda daha gerçekçi tahminler yapılabilmesi için düzenli aralıklarla gözden geçirilmelidir. Bu durum sürü sağlığı programlarının yeni hedeflere ya da hedeflerde meydana gelebilecek sapmalara göre yeniden planlanması için büyük önem taşır.


#52

SORU:

Başarılı bir süt üretiminin temelinde ne yer alır?


CEVAP:

Başarılı bir süt üretiminin temelinde üreme etkinliğindeki başarı yatar. Süt üretiminde temel hedef, minimum yem gideri ile mümkün olan en yüksek süt üretimi sağlamaktır. Bu nedenle süt üretimi amacıyla yetiştirilen hayvanların düzenli aralıklarla yavru vermeleri istenir ve bunun içinde doğum sonrası mümkün olan en uygun zamanda tohumlanmaları ve tekrar gebe kalmaları gerekir.


#53

SORU:

İneklerde süt veriminin düşmesinin en önemli nedeni nedir?


CEVAP:

Doğum sonrası tohumlamanın dolayısıyla da gebeliğin gecikmesi ineklerde süt veriminin düşmesinin en önemli nedenidir.


#54

SORU:

Süt ineği yetiştiriciliğinde performans değerleri yıllar içerisinde nasıl bir değişim göstermiştir?


CEVAP:

Tüm dünyada işletme büyüklükleri ve süt verimi giderek arttığı halde üreme parametreleri giderek gerilemiştir. Örneğin; 1974-1999 yılları arasında Amerika Birleşik Devletlerinde işletme büyüklüğü % 64 (işletme başına ortalama hayvan sayısı 112 den 184’e), inek başına süt verimi % 31 (6600 kg dan 8600 kg’a) artarken, aynı zaman aralığında doğumdan gebeliğe kadar geçen süre %27 artmış (127 günden 161 güne), ilk tohumlama da gebe kalma oranı %41 (% 54 ten % 32 ye) düşmüştür. Günümüzde özellikle süt ineği yetiştiriciliğinde, yüksek süt verimine rağmen hayvanların döl verimi parametreleri giderek gerilemektedir. Yani inekleri gebe bırakabilmek her geçen yıl daha da zorlaşmakta, her bir gebelik dolayısıyla da her bir buzağı daha pahalıya mal olmaktadır. Süt ineği yetiştiriciliğinde uzun yıllar boyunca daha çok süt verimi dikkate alınmıştır. Damızlık seçiminde süt verimine önem verilmiş, diğer özellikler (üreme performansı, ayak hastalıklarına yatkınlık vb.) ya hiç önemsenmemiş ya da süt verimi yüksek hayvanlardan yavru alabilmek uğruna görmezden gelinmiştir. Zaman içinde süt verimi yönünde yapılan seleksiyon çalışmaları istendiği gibi yüksek süt verimli hayvanlar elde edilmesini sağlarken, bazı özelliklerde de istenmeyen gerilemelere neden olmuştur. Yüksek süt verimli hayvanlar hem çevresel şartlara hem de hastalıklara karşı eskiye oranla artık daha hassastırlar. Ortaya çıkan bu tür sorunlar günümüzde damızlık hayvan seçiminde dikkate alınan kriterlerin değişmesine neden olmuştur. Günümüzde kimi gelişmiş ülkelerde süt verimi damızlık hayvan seçiminde artık önceliğini yitirmiş durumdadır. Yetiştiriciler, yüksek süt verimli ama meme, ayak ya da üreme ile ilgili pek çok sorunu olan, sık sık tedaviye ihtiyaç duyan kısa ömürlü inekler yerine; daha düşük süt verimli ancak hastalıklara karşı daha dirençli, tedavi giderleri düşük ve daha uzun ömürlü hayvanları tercih etmektedirler.


#55

SORU:

Üreme parametrelerini etkileyen faktörler nelerdir?


CEVAP:

Üreme parametrelerini etkileyen pek çok faktör söz konusudur. Bunlar:

  • Genetik
  • Besleme
  • Barınaklar
  • Bazı yeni metotlar
  • Teknoloji
  • Finansal sorunlar

olarak sınıflandırılabilir.


#56

SORU:

Bir koyun (ya da keçi) sürüsünün performansı nasıl değerlendirilebilir?


CEVAP:

Ekonomik karlılığa ilave olarak, bir koyun (ya da keçi) sürüsünün performansı, güncel performansı ve hedeflenen performans değerleri karşılaştırılarak değerlendirilebilir. Koyun ve keçi yetiştiricileri, sağlık ve üretime ilişkin gerçek hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı ya da bu hedeflere ulaşılmasına engel teşkil eden faktörlerin neler olduğu ile ilgilenmektedirler. Performans hedeflerine güncel bakım ve idare metotları ile teknoloji kullanılarak ulaşılabilir. Planlanan hedefe ulaşılmasında sürüden sürüye değişen bazı faktörler rol oynayabilir. Bunlar kısaca işletmenin kendine has yapısı, coğrafi durum ya da bakım ve yönetime ilişkin farklılıklar olarak özetlenebilir. Koyun sürülerinde performans hakkında bilgi edinilebilmesi için tüm sürünün gözden geçirilmesi yerine, sürüyü temsilen rastgele seçilen bireylerden alınan veriler kullanılabilir. Sürülerin performansları değerlendirilirken, sürüler arasındaki farklılığın objektif şekilde değerlendirilebilmesi için; sürülerin birbirlerine benzer besleme ve çevresel koşullara sahip, aynı amaçla yetiştirilen (süt, et, yapağı vb.) bakım koşulları benzer sürüler olması gerekir. Daha çok meraya dayalı yapılan koyun ve keçi yetiştiriciliğinde, yaşama gücü ya da uzun ömürlülük işletmelerin karlılığının belirlenmesinde en çok kullanılan veridir. Entansif yetiştiricilik yapılan sürülerde yaşama gücü ön koşuldur ancak işletmede karlılığa ilişkin değerlendirmede nihai karar, yavruların günlük canlı ağırlık kazançları ya da üretilen yapağı miktarına göre verilir. Daha geniş kapsamlı değerlendirme için elbette ki işletmenin düzenli tutulan kayıtları gereklidir.


#57

SORU:

Koyun ve Keçi yetiştiriciliğinde performans değerlendirilmesinde kullanılan parametreler ve hesaplamalar nelerdir?


CEVAP:

Koyun ve Keçi yetiştiriciliğinde performans değerlendirilmesinde kullanılan ve tüm dünyaca genel kabul görmüş bazı parametreler ve hesaplamaları aşağıdaki gibidir:

Bir Batındaki Yavru Sayısı

Bu parametre koyun ya da keçilerin bir batında doğurduğu ortalama yavru sayısını ifade eder. Hedef 1,5 - 2 arasında değişir. Bu değer ırklara ve sürünün amacına (süt ya da et üretimi gibi) göre değişiklikler gösterir. ikizlik oranı da yine ırklara, bakım ve beslemeye bağlı olarak % 20 den % 90’a kadar değişen geniş bir aralıkta seyreder.

Kızgınlık Gösterme Oranı

Tohumlama sezonunda, tohumlama için ayrılan dişilerin kızgınlık gösterme oranıdır. Hedef % 100 dür. Yani tohumlanacak tüm dişilerin kızgınlık göstermesidir.

Tohumlama Oranı

Tohumlama sezonunda tohumlanan dişi oranıdır. Hedef 2 kızgınlık süresince (yaklaşık 35 gün) dişilerin %100’ünün tohumlanmış olmasıdır.

Tohumlama Sezonu

Hedef 35 gün.

Erkek / Dişi Oranı

Bu oran;

  • Erkeklerin yaşına,
  • Tohumlamanın yapıldığı yere (arazi, tohumlama bölmesi),
  • Kızgınlığın senkronize edilip edilmediğine bağlıdır.

Erkek dişi oranı henüz yaşını doldurmamış erkekler için 1/20 (yani 1 erkek 20 dişiyi tohumlayabilir), bir yaşını doldurmuş erkekler için 1/25-30, yetişkin erkekler için ise 1/40dır. Erkek dişi oranı, dişilerin senkronize edilmesi ya da sezon dışı tohumlamalarda 1/5-10 arasında değişir.

Gebelik Oranı

Tohumlama sezonunda, gebe kalanların tohumlanan dişilere oranıdır. Hedef % 98 dir.

Yavru Atma (Abort) Oranı

Yavru atan dişilerin, gebe kalan dişilere oranıdır. Hedef bu oranın % 2nin altında olmasıdır.

Sütten Kesme Oranı

Tohumlanan dişi başına düşen sütten kesilmiş kuzu oranıdır. Bu oran için hedefler her bir ırk için farklılık göstermektedir. ikizlik oranı yüksek olan ırklarda bu oran da doğan yavru sayısına bağlı olarak yükselir. Ancak amaç, doğan yavrulardan mümkün olduğunca çoğunu sütten kesime kadar getirebilmektir. Nitekim sütten kesilen kuzu ya da oğlak sayısı koyun ve keçi yetiştiriciliğinde bir başarı ölçütü olarak dikkate alınır.

Sütten Kesen Anne Oranı

En az bir yavruyu sütten kesmiş annelerin, tüm doğuran anne sayısına oranıdır ve hedef % 95 dir. Bu oran özellikle sürünün annelik davranışları (yavruyu kabul etme) ve yavrularını besleyebilecek yeterli süt üretiminin bir ölçüsüdür.

Ortalama Günlük Canlı Ağırlık Kazancı

Doğumdan sütten kesime kadar geçen sürede kazanılan ortalama günlük canlı ağırlık kazancıdır. Günlük ağırlık kazancı dişi, erkek, tek ya da ikiz doğan yavrular için belirli düzeltme faktörleri ile standardize edilerek değerlendirme yapılır. Hedef; uygulanan yetiştirme, bakım ve besleme metoduna özellikle de ırka bağlı olarak 0,2 - 0,5 kg arasında değişir.

İlk Tohumlama, Doğum Yaşı

Hedef 7 ay içerisinde erkeklerin tohumlayabilecek, dişilerin ise tohumlanabilecek kondüsyona ulaşarak, 12 ay da dişilerin doğurabilmeleridir.

Sürüden Çıkarma (Ayıklama) Oranı

Hedef % 20dir. Sürüden çıkarma nedenleri kronik meme ya da ayak sorunları yerine daha çok yaşlılık nedeniyle olmalıdır.

Dişi (Anne) Ölüm Oranı

Her yıl ölen dişi (anne) sayısının toplam dişi (anne) sayısına oranıdır. Hedef bu oranın % 2’nin altında olmasıdır.

Doğum Sonrası Kuzu Ölüm Oranı

Sütten kesime kadar ölen yavru sayısının canlı olarak doğan yavru sayısına oranı- dır. Hedef bu oranın % 5’ den daha küçük olmasıdır.

Ölü Doğum Oranı

Ölü doğan yavru sayısının doğan tüm yavru sayısına oranıdır. Hedef bu oranın % 2’nin altında olmasıdır.

Et Üretimi

Doğuran ya da tohumlanan her dişi başına düşen satılan yavru ağırlığıdır. Bazı ülkelerde bu oran her hektar arazi başına düşen satılan yavru ağırlığı olarak ta hesaplanmaktadır.

Yapağı Üretimi

Sürüdeki her hayvan başına elde edilen kirli yapağı miktarıdır. Et üretiminde olduğu gibi bazı ülkelerde bu üretim hektar arazi başına elde edilen yapağı miktarı olarak ta hesap edilir.


#58

SORU:

Et Üretimi için performans hedefleri nelerdir?


CEVAP:

Pek çok ülkede kuzu yetiştiriciliği için ortak payda, her koyundan mümkün olduğunca çok kuzu elde edebilmek ve kuzuları da en kısa sürede pazarlanabilir canlı ağırlığa ulaştırabilmektir. Kuzuların hedeflenen canlı ağırlığa ulaştırılabilmesi için geçen süre önemlidir, ancak bu konuda pek çok faktörün etkinliğine de bağlı olarak kesin bir süre belirtmek doğru olmaz. Nitekim bu süre yetiştiricilik türüne (meraya ya da tahılla beslemeye dayalı yetiştirme gibi), koyun ırkına bağlı olarak değişiklik gösterir. Örneğin; tane yemlerle (tahıl) beslenen Dorset ırkı kuzular 120 günde 35 kg’lık canlı ağırlığa ulaşırken, Suffolk ırkı kuzular aynı sürede 45 kg canlı ağırlığa ulaşabilmektedirler. Meraya dayalı yetiştiricilikte hızlı büyüme özellikle meradan etkin yararlanmanın bir ölçüsü olduğundan oldukça önemlidir.


#59

SORU:

Yapağı üretimi için performans hedefleri nelerdir?


CEVAP:

Gerek koyun ırkları arasında gerekse aynı ırkın bireyleri arasında yapağı verimi ve kalitesi açısından farklılıklar vardır. Bu farklılıklar yetiştirilen coğrafi bölge, bakım ve besleme gibi faktörlere bağlı olarak daha da artabilir. Örneğin; Merinos tipi koyun ırklarının yılda üretebilecekleri yapağı miktarı ve kalitesi şöyledir:

  • İyi kaliteli yapağı üretebilen Merinoslar: 19-µ (mikron) çapında, 70 S, 3 kg.
  • Orta kalite yapağı üretebilen Merinoslar: 21 µ çapında, 60 S, 4 kg.
  • Düşük kalite yapağı üretebilen Merinoslar: 22-24 µ çapında, 58-60 S, 9,5 kg.

#60

SORU:

Uzun Ömürlülük için performans hedefleri nelerdir?


CEVAP:

Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde sürüden çıkarmanın, hastalıklar yerine yaşa bağlı olarak verimlerin düşmesi nedeniyle yapılması daha çok arzu edilir. Bu durum, hayvanların hayat boyu verimliliklerinin yüksekliğinin bir ifadesidir. Yetiştiricilikte yaşa bağlı olarak yapılan sürüden çıkarmaların en büyük nedeni, kesici dişlerin fazlaca aşınması ya da kaybı ile öğütücü dişlerin yüzeylerindeki uygunsuz aşınmaya bağlı çiğneme yüzeyinin bozulması gibi diş bozukluklarıdır. Bu durumdaki koyun ya da keçilerin yemleri etkin değerlendirmeleri mümkün olmadığı gibi buna bağlı olarak üretimleri (süt, yapağı, tiftik vb.) düşer. Dişler yalnızca yaşlanmaya bağlı olarak değil aynı zamanda rasyondaki Kalsiyum, Fosfor ve Florür miktarının düşük olmasına ya da özellikle kaba yemlerdeki kirlenmeye (taş ya da metal gibi sert cisimler) bağlı olarak da zayıflayabilir, bu nedenle de yemler etkin alınamaz ve değerlendirilemez. Sıradan mera koşullarında yapılan koyun yetiştiriciliğinde yaşa bağlı sürüden çıkarma işlemi yaklaşık olarak 6-7 yaşlarında gerçekleşir. Ancak bu süre farklı coğrafi koşullara, diş ve diş eti hastalıklarına, mera yapısına ya da rasyondaki fabrikasyon yem oranına bağlı olarak değişir. Örneğin; Yeni Zelanda da bazı bölgelerde koyunlarda kesici dişler yaklaşık 3,5 - 4 yaşta diş eti seviyesine kadar aşınır. Bunun nedeni tam olarak bilinmese de, toprak yeme, aşırı otlatma ya da sürü büyüklüklerinin fazlalığına bağlı olabileceği tahmin edilmektedir.


#61

SORU:

Koyun ve keçi sürülerinde döl verimi performansının değerlendirilmesi için gereken veriler nasıl elde edilir?


CEVAP:

Üreme İndeksi= Doğan Yavru Sayısı /Tohumlama Sezonunda Tohumlanan Dişi Sayısı

En aydınlatıcı veri bu indeksten elde edilir. Ancak özellikle meraya dayalı yetiştiricilikte doğum sezonunda bu kayıtın tutulması oldukça güç hatta imkansızdır. Çünkü hayvanların hem tohumlanması hem de doğumları merada gerçekleşir. Koyun ve Keçi sürülerinde döl verimi performansı değerlendirilmesinde kullanılan diğer veriler ise sayfa 31’deki Tablo 2.1’de görülmektedir.


#62

SORU:

Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde döl verimi yönetimi takvimi nasıldır?


CEVAP:

Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde döl verimi yönetimi takvimi sayfa 33’teki Tablo 2.2 de görülmektedir.


#63

SORU:

Koyun ve keçiler için kızgınlık dönemi ve tohumlama sürecini açıklayınız.


CEVAP:

Koyun ve keçiler mevsimsel poliöstrik hayvanlardır ve gebe kalmadıkları sürece yaz sonundan kış başlangıcına kadar geçen sürede belirli aralıklarla (17-21 günde bir) kızgınlık gösterirler. Küçükbaş çiftlik hayvanları için çiftleşme mevsimi günlerin kısalmasıyla başlar. Tohumlama (ya da sıfat) sezonunda koyun ve keçiler 17-21 günde bir kızgınlık gösterirler. Tohumlama mevsimi dışında yani günlerin uzamaya başladığı dönemde de belirli uygulamalar (hayvanların karanlıkta tutulması ile günlerin kısaldığı izlenimi verilmesi) sayesinde koyun ve keçilerde kızgınlık uyarılabilir. Ancak bu tür uygulamalar pratik olmadığı gibi, hem pahalı hem de yeterince başarılı değildir. Sürüde erkeklerin varlığı dişilerde kızgınlığı uyarır. Bu durum kızgınlık ve tohumlama süresinin normalden daha kısa sürmesine, böylece dişilerin daha etkin tohumlanmasına ve doğumların normalden daha önce ve daha kısa süre içerisinde gerçekleşmesine olanak sağlar.


#64

SORU:

Mevsimsel poliöstrik ne demektir?


CEVAP:

Mevsimsel poliöstrik, hayvanların belirli mevsimlerde (koyun ve keçiler için günlerin kısalmaya başladığı mevsimde) gebe kalmadıkları sürece kızgınlık göstermeleridir.


#65

SORU:

Genç dişiler ve olgun dişilerin kızgınlık dönemi davranışlarını açıklayınız.


CEVAP:

Östrus (kızgınlık) sırasında dişiler erkeklere daha yakın dururlar ve erkeklerin atlamasına müsaade ederler. Yetişkin dişiler östrus sırasında erkeği arama davranışı gösterirler ve bu davranışları sürüde erkeğin varlığına bağlı olmaksızın ortaya çıkar. Genç dişilerde kızgınlık yetişkin dişilere göre hem daha kısa sürer hem de belirtileri onlar kadar açık değil daha siliktir. Kızgın (östrustaki) genç dişiler genellikle erkeğe karşı ilgi göstermedikleri gibi erkeklerin aşım için yaptıkları girişimlere de kolaylık göstermezler. Erkekler bu nedenlerden ötürü olgun dişileri daha çok tercih edebilirler. Bu durumun zararlarının ortadan kaldırılabilmesi için, özellikle ilk kızgınlıklarında gebe kalmayıp ikinci defa kızgınlık gösteren genç dişilerin yetişkin dişilerden ayrılıp, küçük ya da orta büyüklükteki gruplara bölünüp, her erkeğe normalden daha az dişi vererek tekrar tohumlanmaları gerekir. Erkeklerin olmadığı ortamlarda kızgın dişilerin belirlenmesi oldukça zordur.


#66

SORU:

Küçükbaş erkeklerde tohumlama yeteneğini sınırlandıran mevsime bağlı başlıca faktör nedir?


CEVAP:

Erkeklerde tohumlama yeteneğini sınırlandıran mevsime bağlı başlıca faktör aşırı sıcaktır. Aşırı sıcaklık erkelerde sperma kalitesinin düşmesine bağlı olarak tohumlama yeteneğinin düşmesine neden olur.


#67

SORU:

Erkeklerin dişilerin üreme performansları içindeki rolü nedir?


CEVAP:

Erkekler, dişilerin üreme performansları içinde önemli bir role sahiptir. Üreme, tohumlama sayısı, dişi üreme kanalına boşalan spermatozoa sayısı ve tohumlama zamanı ile ovulasyon arasındaki senkronizasyonla doğrudan ilişkilidir. Tabii tohumlamanın kullanıldığı durumlarda dişiler erkekler tarafından birden fazla tohumlanabilirler. Bazen aynı dişi tek bir kızgınlık süresinde birden fazla erkek tarafında da tohumlanmış olabilir. Bazı dişiler erkeler tarafından göz ardı edilirken bazı dişilerin özellikle tercih edildiği görülür. Sürülerde cinsel davranışlar erkekler arasındaki sosyal ilişkilere (baskın ve çekinik bireyler) göre belirlenir. Belirli erkeklerin (ya da erkeğin) egemen olması halinde tüm sürünün üreme etkinliği düşer. Tüm bunlar, sınıf usulü ya da elde tohumlama yapılmayan mera koyunculuğunda (ya da keçiciliğinde) en sık karşılaşılan kısırlık nedenlerindendir.


#68

SORU:

Koç ya da Teke etkisi nedir?


CEVAP:

Erkeklerin sürüye birden katılmasının, dişilerde kızgınlığı uyarmasına koç ya da teke etkisi denir. Dişilerin erkeklerle özellikle kızgınlığın son 48 saatinde çiftleşmeleri tüm kızgınlık boyunca çiftleşmelerinden daha etkilidir. Bu uyarım (erkek etkisi) için sürünün içinde tek bir erkeğin dolaşması bile yeterli olmaktadır. Koç ya da teke etkisinin sürü içindeki etkinliği, yani erkeğin varlığının ne düzeyde kızgınlıkları uyarabildiği, erkeğin sürüye salınmasını takip eden 16-24 gün içerisinde kızgınlık gösteren dişiler tohumlama için ayrılmış tüm dişilere oranlanarak belirlenebilir. Kızgınlıkların senkronize (eş zamanlı) olması için normal kızgınlık sezonundan 2-3 hafta öncesinde erkek etkisinden yararlanılabilir. Erkeklerin mutlaka sürü içerisinde dolaştırılması gerekmez. Nitekim dişilerin erkekleri görebilecekleri, kokularını alabilecekleri ve seslerini duyabilecekleri bir mesafede erkeklerin bulundurulmaları da kızgınlıkların uyarılması için yeterli olur. Böylece arama koçu ya da tekesi olarak kullanılan erkeklerin istenmeden dişileri tohumlaması riski de ortadan kaldırılmış olur. Sürüye erkeklerin katılmasını izleyen 10 gün içerisinde dişilerin önemli bir bölümü kızgınlık göstermeye başlar. Erkeklerin sürüye girişleri aynı zamanda genç dişilerin ergenliğe (pubertaya) girmelerini de uyarır ve erişkin dişilerde olduğu gibi genç dişilerin de eş zamanlı kızgınlık göstermelerini uyarır. Ancak genç dişilerin ergenliğe ulaşmalarında erkek etkisinin görülebilmesi hayvanların ırklarına, kondüsyonlarına ve tohumlama mevsiminde olup olmalarına göre değişiklik gösterir.


#69

SORU:

Küçükbaş sürülerinde erkek dişi oranı nasıl ve neye göre belirlenir?


CEVAP:

Erkek dişi oranı geniş bir aralıkta değişir. Genelde yetişkin koçlar için bu oran 1:40-50 arasında değişir. Bu oran kullanılan erkeklerin ilk kez tohumlamada kullanılıyor olması, sezon dışında da çiftleştirilmiş olması ya da dişilerin kızgınlıklarının senkronize edilip edilmediğine bağlı olarak değişir. Bazı koçların 6 gün boyunca, günde 11-17 arasında aşım yapmalarına rağmen ejakulatlarında halen gebelik için yeterli spermatozoa bulunabilmektedir. Ancak bunlar istisnai durumlar olup, uygun bakım ve besleme koşullarındaki bir koç ortalama 24 saatte 8-10 koyunu tohumlayabilir ve bu performansın devam edebilmesi için koçların en az 4 gün dinlendirilmeleri gerekir (Marai&Owen, 1987). Her bir erkek için ayrılan dişi sayısının azaltılması, her dişinin bir kızgınlık periyodu boyunca birden fazla tohumlanması ihtimalini artırırken, tüm dişilerin tohumlanması için gereken süreyi ve gebe kalmayan dişi sayısını azaltır. Kızgınlıkların eş zamanlı hale getirildiği durumlarda normale göre daha fazla erkek kullanılmalıdır. Nitekim aynı anda kızgın olan çok sayıda dişinin varlığı erkeklerin daha çok aşım yapmasını gerektirir ve erkek sayısının yetersizliği gebe kalmayan dişi sayısını artırır. Sonuç olarak erkek: dişi oranı yavrulama oranından, sütten kesilen hatta pazarlanan yavru oranına kadar pek çok parametreyi etkileyerek, sürünün üreme performansını dolayısıyla da işletmenin karlılığını doğrudan etkiler.


#70

SORU:

Küçükbaş hayvanlarda çiftleşme için en uygun zaman nedir?


CEVAP:

Çiftleşme için gün içerisinde en uygun zaman gündoğumu ve günbatımı sırasındaki serin saatlerdir. Dolayısıyla koyun ve keçi sürüleri için en uygun çiftleştirme zamanı sabah ve akşam saatleridir. Östrus başlangıcından 9 - 12 saat sonrası dişilerin tohumlanması için en ideal zamandır.


#71

SORU:

Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde en sık karşılaşılan hastalıklar nelerdir?


CEVAP:
  • İç ve dış parazitler
  • Prolapsus vagina
  • Gebelik toksemisi
  • Clostridial enfeksiyonlar
  • Mastitis (keçilerde görülme sıklığı koyunlara göre daha yüksektir)
  • Ayak hastalıkları
  • Maedi-visna

#72

SORU:

Süt ineği yetiştiriciliğindeki önemli hastalıklar ve bunların rastlanma sıklıklarını listeleyiniz.


CEVAP:
  • Klinik mastitis (% 1,7 - % 54,6) Ortalama % 14,2
  • Kistik ovaryum (% 1 - % 16,1) Ortalama % 8
  • Laminitis (% 1,8 - % 30) Ortalama % 7
  • Milk fever (% 0,03 - % 20,3) Ortalama % 6,5
  • Ketosis (% 1,3 - % 18,3) Ortalama % 4,8
  • Abomasum (sola) deplasmanı (%0,3 - % 6,3) Ortalama % 1,7 

#73

SORU:

Buzağı ölümlerinde en sık karşılaşılan sebepler nelerdir?


CEVAP:
  • İshal % 52,2
  • Solunum Sistemi Hastalıkları % 21,3
  • Çeşitli Travmalar % 2,4
  • Eklem ve Göbek Enfeksiyonları % 2,2
  • Diğer (bilinmeyen) nedenler % 21,9

#74

SORU:

3 Aylık yaşa kadar buzağılarda en sık karşılaşılan hastalıklar nelerdir?


CEVAP:
  • İshal % 29
  • Göbek enfeksiyonları % 29
  • Pneumonie % 25

#75

SORU:

Sığırcılık işletmelerinde temel sürü sağlığını tehdit eden enfeksiyöz hastalıklar nasıl oluşur?


CEVAP:

Pek enfeksiyöz hastalık riski, ilk olarak subklinik enfekte bir hayvanın sürüye girişi ile birlikte enfeksiyon etkenlerini de sürüye taşıması sonucunda ortaya çıkar. Sürünün karşı karşıya olduğu risk düzeyi, dışarıdan sürüye giren hayvanla olan temasa bağlı olarak değişir ayrıca yabani taşıyıcılar da hastalık etkenlerinin sürüye sokulmasında rol oynarlar. Sürüye katılan hayvanların yanında enfeksiyon girişinin muhtemel nedenlerinden biri de bilerek ya da fark etmeden yapılan hayvan hareketlerinin neden olduğu temas ve buna bağlı bulaşmalardır.


#76

SORU:

Açık, kapalı ve modifiye açık sürülerde, sürü sağlığı konusunda alınması gereken tedbirler nelerdir?


CEVAP:

Kapalı sürülerde, hem hayvan girişleri hem de diğer sürü ve hayvanlarla temas tümüyle sınırlandırılmış durumdayken; Modifiye açık sürülerde, sürüdeki hayvanlar dışarıdan getirilen hayvanlarla yenilenebilir ve hayvan sergileri ya da fuarlar gibi belirli ortamlarda sınırlı düzeyde bir temasa da izin verilir. Genel olarak sıradan bir sürüde, sürüye giren her hayvan diğer hayvanlarla aynı sağlık koruma programlarına tabi tutulmalıdır. Sürüye hayvan temininde sağlık ve tedavi kayıtları tutulan, aşılama programları bilinen kısaca sağlığa ilişkin geçmişleri bilinebilen sürülerden hayvan alınması en tercih edilir yoldur. Yeni getirilen hayvanların sürüye katılmadan önce yeterli bir süre uygun bir karantina bölmesine alınmaları, bu sırada gerekli test ve kontrollerin yapılarak uygun görülen aşıların yapılması yerinde bir uygulama olur. Açık sürüler her zaman patojenlerin girişi nedeniyle yüksek riskli işletmelerdir. Bu işletmelerin sahip oldukları risk düzenli olarak işletmeye hayvanların getirilmesinden kaynaklanır. Bu tür işletmelerin en iyi örneği besi işletmeleridir. Getirilen hayvanlar her zaman sürü sağlığı prensiplerinin uygulandığı işletmelerden temin edilemez. Kimi zaman da işletmelerin girdilerinin düşürülmesi amacıyla ucuza hayvan temini yoluna gidilir ki asıl risk taşıyan işlem budur. Sağlıklı sürülerden hayvan temini mümkün olsa da özellikle fiyatlar işletmecileri daha riskli olmasına rağmen daha ucuz hayvan teminine zorlamaktadır ve bu konuda da ilk akla gelen yer hayvan pazarlarıdır. Hayvan pazarları genellikle daha geleneksel yöntemlerle yetiştiricilik yapılan küçük çaplı işletmelerden gelen hayvanların ağırlıklı olarak satıldığı yerlerdir. Hayvan pazarları buradan hayvan satın alan işletmeler için taşıdığı riskler yanında pek çok bulaşıcı hastalığın yayılmasında da rol oynar. İşletmeye getirilecek hayvanların sürü sağlığını tehdit eder nitelikte hiçbir sorunları olmasa dahi, farklı koşullarda barındırılan hayvanların ilk kez ve yoğun bir şekilde bir araya getirilmeleri beraberinde bazı sorunları da getirir.

Modifiye açık sürüler daha önce bahsedilen iki sürü arasında bir kategoride yer alır. Yeni hayvan girişinin ve hayvan hareketlerinin kontrollü olduğu bu tür işletmelerde biyogüvenlik kuralları yeterince uygulanır. Genel olarak uygun bir sürü sağlığı yönetiminde işletmeye yeni gelen hayvanlar sürüye katılmadan önce makul bir süre (örneğin 4 hafta) ayrı tutulmalı (karantina) ve tüm sürü ile aynı sağlık prensipleri uygulanmalıdır. Eğer yeni gelen hayvanların orijini kesin olarak bilinmiyorsa, bazı hastalıklar yönünden (Leukoz, Paratüberküloz, BVD) test edilmesi gerekir.

Suni tohumlama kullanılması bulaşıcı hastalıklar açısından doğal tohumlamaya göre daha kontrollü bir metottur. Spermaları kullanılan boğaların ya da spermaların belirli hastalıklar yönünden kontrolleri yaptırılmadan üretim, ithal ya da dağıtım izni almamaktadırlar.


#77

SORU:

Koyunculuk işletmelerinde temel sürü sağlığı problemlerinin sebepleri nelerdir?


CEVAP:

Koyunculuk işletmelerinde temel sürü sağlığı problemlerinin temelinde yetersiz barınaklar ve uygun olmayan bakım-idare şartları yer alır. Ancak özellikle kasaplık amaçlı kuzu yetiştiren işletmelerin bir kısmı dışarıdan temin ettikleri kuzuları belirli bir süre besleyip satarlar. Ayrıca, damızlık koyun-keçi işletmelerine de zaman zaman dışarıdan hayvan (özellikle erkek materyal) temin edilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, tüm hayvancılık işletmelerinde olduğu gibi dışarıdan gelen hayvanların işletme için potansiyel bir risk unsuru olduklarıdır.


#78

SORU:

Koyunculuk işletmeleri için sürü sağlığı konusunda alınması gereken tedbirler nelerdir?


CEVAP:

Koyunculuk işletmeleri için önerilen sürü sağlığı yönetim programları asidoz, enterotoksemi ve solunum sistemi hastalıklarının kontrol altına alınmasını amaçlar. Bakım ve beslemenin etkin yapılabilmesi için kuzuların canlı ağırlıklarına göre gruplandırılması gerekir. Bu gruplama aynı zamanda kuzuların antiparaziter ilaçlama ya da aşılama gibi çeşitli uygulamalar için de kolaylık sağlanmış olur. Örneğin; kuzular işletmeye gelişlerinden 48 saat sonra öncelikle antiparaziter mücadele için ilaçlanmalı (levamizol, fenbendazol ya da ivermektin ile) ve ardından da C.perfringense karşı aşılanmalıdır (2-3 hafta sonra aşının tekrar dozu yapılmalıdır). Tüm sürü sağlığı programlarında gerekli kayıtlar (kayıplar, sürü sağlığı için yapılan harcamalar vb.) mümkün olduğunca doğru bir şekilde tutulmalıdır. Eğer mümkünse hayvanların (özellikle kuzuların) sürüye katıldıkları ve satıldıkları dönemlerdeki canlı ağırlıkları, besi süresi içerisinde kazandıkları canlı ağırlığın belirlenebilmesi ve dolayısıyla da elde edilen kazancın hesaplanabilmesi için gereklidir. Ayrıca bu süreçteki ölüm oranlarının kaydı da işletmedeki sürü sağlığı programının etkinliğinin bir ölçüsü olarak tutulmalıdır. Tutulması gereken kayıtların neler olduğu ve konunun ciddiyetini işletmecilere ya da hayvan sahiplerine anlatmak Veteriner Hekimlerin görevidir.

Özellikle besi (koyun ya da sığır) işletmelerinde hayvanların işletmeye getirilişleri de belirli kurallar doğrultusunda (her hayvan için yeterli alan ayrılması, belirli aralıklarla mola verilmesi, yeterli havalandırma sağlanması vb.) yapılmalıdır. Özellikle uzun süreli yolculuklarda yorgunluğa bağlı olarak ayakta kalmakta zorlanan hayvanların düşmesi, yaralanmalardan boğulmaya bağlı ölümlere kadar pek çok sorunun ortaya çıkmasına neden olur. Özellikle sıcak havalarda yapılan hayvan nakillerinde ölümlerin en önemli nedeni sıcak çarpmasıdır. Nakliye sırasında karşılaşılacak pek çok sorun;

  • Aşırı yüklemeden kaçınılarak,
  • Dikkatli ve rahat bir şekilde taşıma yapılarak (bunun için hem şoförün taşıdığı yükün ihtiyaçlarının farkında olması, hem de kullanılan aracın bu iş için uygun olması gerekir),
  • Belirli aralıklarla mola verilerek,
  • Mola sırasında hayvanlara aşırı olmamak kaydıyla su ve bir miktar yem verilerek,
  • Nakliye öncesi uzun etkili bir antibiyotik uygulaması yapılarak,
  • Uzun süreli (bir günden uzun) taşımalar sırasında hayvanların araçlardan indirilerek daha rahat bir ortamda dinlenmeleri sağlanarak,

azaltılabilir ya da ortaya çıkmadan engellenebilir.

İşletmeye getirilmeden önce hayvanlara gerekli aşılamalar ve antiparaziter ilaçlamalar yapılmış olmalıdır. Koyun yetiştiriciliğinde hayvanların getirildiği ve geldiği işletmeler; aynı çevresel şartlara (mera yapısı, sıcaklık, nem, yağış rejimi, yükselti v.b.) ve yetiştiricilik anlayışına sahip olsa bile hayvanların öncelikli olarak maruz kalacakları risk yeme bağlı olacaktır. Özellikle enterotoksemi ye karşı aşılamanın, hayvanlar yola çıkmadan belirli bir süre önce yapılmış olması gerekir. Aksi halde işletmeye geldikten sonraki 10 günlük süre içinde toplu ölümlere kadar varabilen ciddi kayıplar yaşanabilir. Burada unutulmaması gereken konu, tüm sürü sağlığı prensiplerine dikkat edilmesi halinde bile hayvanların işletmeye getirilmesinden sonra bazı ölüm vakalarının yaşanabileceğidir. İşletmeye getirilen hayvanların yem değişikliğine adaptasyonlarının sağlanabilmesi ve yem değişikliğine bağlı bazı sorunların ortadan kaldırılabilmesi (ya da en aza indirilebilmesi) için yaklaşık 2 hafta süre ile hayvanlara yem kısıtlaması uygulamasına gidilmesi yerinde bir uygulama olur. Bu durum, hayvanlara verilmesi hedeflenen yem düzeyine, bu süre sonunda ulaşılması anlamına gelir. Bu uygulama hayvanların aşılı olup olmadıklarına bakılmaksızın yapılmalıdır. Aksi halde aşılı hayvanlarda bile ölüm vakalarına rastlanması mümkündür. Diğer yandan rasyondaki kaba ve konsantre yem oranı sindirim sistemi hastalıklarının ortaya çıkması ya da önlenebilmesinde etkin bir role sahiptir.

Hayvanların (hem sığır hem koyun) nakli sırasında sık karşılaşılabilecek bir diğer sorun da Pasteurella kaynaklı solunum sistemi problemleridir. Bu hastalık özellikle nakil gibi hayvanların uzun süreli yakın temas içinde bulundukları ve yoğun stres yaşadıkları durumlarda daha çok ortaya çıkma eğilimindedir. Bu tür salgınların önlenebilmesinde en etkin yol hayvanlara yola çıkarılmadan önce yapılan uzun etkili antibiyotik (Oksitetrasiklin) uygulamasıdır (Gilmour ve ark., 1988; Appleyard&Gilmour, 1990).

Koyun yetiştiriciliğinde sık karşılaşılabilecek (daha çok genç hayvanlarda) bir diğer sorun da koksidiyozdur. Hayvanların işletmeye gelişlerinden 2-3 hafta sonra ortaya çıkan bu hastalık, özellikle dışkı ile bulaşık yemlik ve suluklar vasıtasıyla yayılır. Hasta hayvanların tedaviye alınmalarının yanında sürüden uzak tutulmaları da gerekir. Yetişkinler bu hastalığa karşı daha dayanıklı olduklarından risk özellikle genç hayvanlar için söz konusudur. İşletmeye getirilen hayvanların sürüye katılmadan önce karantinada tutulmaları, pek çok diğer sorun gibi bu hastalığın da ortaya çıkması halinde işletmede bulunan sürü için fazla sorun yaratmadan elimine edilebilmesine imkan verir.

Özellikle kapalı yetiştirilen sürülerde hayvanların bulundukları zeminin devamlı ıslak olması işletmeye yeni gelen hayvanlarda, aslında beraberlerinde getirmedikleri bazı ayak problemlerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bu sorunun yüzler hatta binlerle ifade edilen bir koyun sürüsünde ortaya çıkması halinde meydana getirebileceği kayıpların ya da tedavi giderlerinin büyüklüğü oldukça ürkütücüdür.

Bu tür sorunların çıkmasının engellenebilmesi için uygun drenaja ya da geçirgenliğe sahip bir ahır zemini ve düzenli uygulanan ayak banyosu; ayak problemlerinin ortaya çıkması halinde yapılacak antibiyotik tedavilerinden hem daha ucuz hem de daha etkilidir. Ayak sorunlarının çözümünde kullanılabilecek bazı aşılar geliştirilmiş olmasına rağmen, özellikle fiyat ve etkinlik sebebiyle günümüzde yeterince yaygın kullanılmamaktadır.

Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde, sık karşılaşılan (erkek hayvanlarda) sorunlardan biri de idrar taşıdır. Bu sorun özellikle rasyondaki Kalsiyum Fosfor oranının dengesizliğine ya da belirli coğrafi bölgelerdeki kaba yemlerin düşük kalsiyum içeriklerine ve hayvanların yeterli su içememelerine bağlı olarak daha sık karşılaşılır. En uygun koruyucu tedbir olarak rasyona % 0.4 düzeyinde Sodyum Klorit ya da Amonyum Klorit katılabilir. Bu oranın üzerine çıkılması halinde hayvanlarda iştah baskılanır ve yem alımı düşer.