TÜRK MUTFAK KÜLTÜRÜ Dersi TÜRK MUTFAĞININ TARİHSEL GELİŞİMİ soru cevapları:
Toplam 94 Soru & Cevap#1
SORU:
Mutfaklar hangi unsurlara göre şekillenmektedir?
CEVAP:
Mutfaklar, milletin ülkenin ve toplumun sosyokültürel ve ekonomik yapısına, tarihsel kimliğine, beslenme alışkanlıklarına, damak zevkine ve tarımsal üretime göre şekillenmektedir
#2
SORU:
Mutfak kültürümüzün karakteristiği nasıl oluşmuştur?
CEVAP:
Mutfak kültürümüzün karakteristiği Orta Asya ve Anadolu topraklarının çeşitliliği ile farklı kültürlerin etkileşimi ve Osmanlı saraylarında oluşan yeni tatlar ile oluşmuştur.
#3
SORU:
Kültür nasıl tanımlanabilir?
CEVAP:
Kültür, bir halkın ya da bir toplumun maddi ve manevi alanlarda oluşturduğu ürünlerin tümüdür.
#4
SORU:
Kültürün unsurları nelerdir?
CEVAP:
Temel gereksinimlerin elde edilmesi için kullanılan her türlü araç gereç ve uygulanan teknikler ile düşünceler, beceriler, inançlar, geleneksel, dinsel, toplumsal, politik düzen ve kurumlar; düşünce, duyuş, tutum, davranış ve yaşama biçimlerinin tamamı kültürün unsurudur.
#5
SORU:
Kültürün maddi ve manevi unsurlarının örnekleri nelerdir?
CEVAP:
Örf, ahlak, gelenekler ve düşünce biçimleri manevi; aletler ve malzemeler maddi unsurlara örnektir.
#6
SORU:
Toplulukların mutfak kültürü hangi maddi ve maddi olmayan öğelerden oluşmaktadır?
CEVAP:
Toplulukların mutfağa dair araç gereçleri, kap kaçağı kültürün maddi öğelerine örnekken, yemeğin pişirilmesi ve sunulma şekilleri kültürün hem maddi hem de maddi olmayan öğelerini içermektedir.
#7
SORU:
Bir toplumdaki beslenme ve yemek alışkanlıkları nasıl nitelendirilebilir?
CEVAP:
Beslenme ve yemek alışkanlıkları kültürü oluşturan başat öğelerden biri olarak toplulukların ortak hareket etmesi ve amaca yönelmesinde önemli bir unsurdur.
#8
SORU:
Sosyolojik açıdan yemeğin önemi nedir?
CEVAP:
Yemek, toplumsal sınırları belirlemede kültürel bir ayraç görevi görmektedir. Toplumda denge ve uyumun bulunduğu zamanlarda topluluklar toplumların yiyip içtikleri başka tatları denemeye hevesli olmaktadır. Kaos ortamında ise rakiplerinin kültürleri ve dolayısıyla yemeklerine basmakalıp sözlerle sataşırken, kendi yiyip içtikleriyle genellikle övünmektedir.
#9
SORU:
Savarin’e göre gastronomi nasıl nitelendirilmektedir?
CEVAP:
Savarin’e göre gastronomi, besin maddelerini tanımlayıp sınıflandırdığı ve insanın zihinsel olarak yemek çevresinde ürettiği algı, değer ve anlamları da kapsadığı için coğrafya ile tarihin doğal bir parçasıdır.
#10
SORU:
Levi-Starrus mutfak incelemesinde neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
Levi-Starrus “Bir toplumun yemek pişirme yolu bilincinde olmadan yapılarını tercüme ettiği bir dil gibidir” diyerek mutfağın nasıl bir dünya görüşüne sahip olunduğunun da anlaşılabileceğini ifade etmektedir.
#11
SORU:
Mutfağın tarihini araştırmak hangi zorlukları içermektedir?
CEVAP:
Mutfağın tarihini araştırmak maddi kültür eşyası azlığı, üretilen maddelerin değişime uğraması veya yöresel isimlerle adlandırılması, genellikle net bir yemek tarifinin olmaması, yazılı kaynakların sınırlı olmaması gibi zorluklar içermektedir.
#12
SORU:
Tarımla, beslenmeyle, mutfakla ilgili bulunan ilk veriler nereden elde edilmiştir?
CEVAP:
Tarımla, beslenmeyle, mutfakla ilgili bulunan ilk veriler yazılı kaynaklar yerine genellikle arkeolojik verilerden elde edilmiştir.
#13
SORU:
Araştırmacılar tarımla, beslenmeyle ve mutfakla ilgili olarak ilk çağlarda hangi bilgileri edinmişlerdir?
CEVAP:
İnsanoğlu tarihin ilk dönemlerinde yaşamını sürdürebilmek için yiyecekle beslenmiş ve zamanının birçoğunu yiyecek arayarak geçirmiştir. Zaman içinde doğada bulduğu yiyeceği saklamayı ve yenilerini yetiştirmeyi öğrenerek yerleşik hayata geçmiştir. Tarih öncesi devirlerde bile mağaralarda beslenme için ayrı bir yer oluşturulmuş ve beslenme ile ilgili araç gereçler burada kullanılmıştır. Zaman içerisinde değişik kültürlerde mutfak için ayrı bir yer oluşturularak çeşitli pişirme usulleri kullanılmıştır.
#14
SORU:
Orta Asya Türk kavimleri hakkında ne söylenebilir?
CEVAP:
Bilinen ilk dönemlerde Orta Asya’da dağınık şekilde yaşamışlardır ve göçebe yaşamdan dolayı hareketli bir yapıya sahip olmuşlardır. Geniş coğrafyaya yayılarak farklı milletlerle tanışmış ve kültürel alışverişte bulunmuşlardır.
#15
SORU:
Çin kaynakları Türkleri ne şekilde tanımlamaktadır?
CEVAP:
Çin kaynakları Türkleri, göçerler suyun ve otun peşinden gitmekteydi şeklinde tanımlamaktadır.
#16
SORU:
Türklerin ilk besinleri nelerdir?
CEVAP:
Türklerin ilk besinleri at ve koyun eti, süt ve süt ürünleri ile buğdaydır. Yaşadıkları bölgenin sebze ve meyve çeşitleri açısından oldukça sınırlı olduğu bilinmektedir.
#17
SORU:
Türk topluluklarının yetiştirdiği hayvanlar hangileridir?
CEVAP:
Türk topluluklarının Hunlardan itibaren yetiştirdikleri hayvanlar arasında at ön planda gelirken bunu koyun, keçi, deve ve büyükbaş hayvanlar izlemekteydi. Büyükbaş hayvanların tercih edilme sebebi, kış şartlarına dayanıklı olmalarıydı.
#18
SORU:
Orta Asya’da Türkler yiyecekleri ne şekilde Orta Asya’da Türkler yiyecekleri ne şekilde saklamaktadır?
CEVAP:
Sürekli göç ederek yaşadıkları dönemlerde yiyecekler yazın kış aylarında tüketilme üzere kurutulmaktaydı. Sürekli hareket halinde olduklarından dolayı at ve sığır etlerini bugünkü pastırma gibi kuruturlardı. Pastırma için yazok et kelimesi de kullanılmaktadır.
#19
SORU:
Türklere ait başka bir yiyecek olan kurutun özelliği nedir?
CEVAP:
Kışlık ve bir nevi yolluk olan kurut, yoğurttan yapılmaktaydı. Savaşçıların önemli azığı olan kurut, bozulmayacak şekilde muhafaza edilen süt ürünlerinin hepsini kapsamaktaydı ve savaşçıların sıkıntı çekmeden aylarca savaşmasına imkân vermekteydi.
#20
SORU:
Orta Asya’da süt ürünlerinin önemi nasıl açıklanabilir?
CEVAP:
Ticari anlamda tereyağı önemli bir sermaye kaynağıydı ve iç yağı ve don yağı sert iklimde beslenmenin önemli bir parçasıydı.
#21
SORU:
Eski Türklerin yiyecek içecek geleneği hakkında neler söylenebilir?
CEVAP:
Eski Türklerde halkın yiyecek ve içecek gereksinimini karşılamak Türk kağanlarının birinci derece göreviyken, halkın bir araya geldikleri toylarda halka ziyafet çekmek bir gelenekti.
#22
SORU:
Toyun Türklerdeki önemi nedir?
CEVAP:
Kağan ya da hakan toy vermezse halkın kendisinden şikâyet etme hakkı vardı ve toy yönetici ile halk arasındaki bağları pekiştirme görevi görmekteydi.
#23
SORU:
Kutadgu Bilig’de XI. Yüzyılın ziyafet türleri olarak hangi yemeklerden bahsedilmektedir?
CEVAP:
Kutadgu Bilig’de XI. Yüzyılın ziyafet türleri olarak küdenke aş (düğün yemeği), sünnet aş (sünnet yemeği), ad aşı (ad-san alma yemeği), togum aşı (doğum yemeği), koldaş aşı (arkadaş yemeği), yoğ/yuğ aşı (ölü yemeği) olmak üzere alt çeşit yemekten bahsedilmekte ve bu ziyafetlere mutlaka gidilmesi gerektiği açıkça ifade edilmektedir.
#24
SORU:
Oğuz töresinin yemek geleneği hakkında neler söylenebilir?
CEVAP:
Oğuz töresinde toy sırasındaki sofralar hilal biçiminde dizilir ve en ortaya en önemli kişi otururdu. Türklerin ülüş dedikleri törelerine göre, topluluk halindeki yemeklerde herkesin yemeğin neresini yiyeceği beliydi. Konuk boylar sofrada orunlarına yani mevkiine göre otururdu.
#25
SORU:
Orhun Abidelerinde görülen ilk toplu yemeğin hangisi olduğu bilinmektedir?
CEVAP:
Orhun Abidelerinde görülen ve yuğ aşı denilen ölü yemeği ilk toplu yemek olarak dikkat çekmektedir.
#26
SORU:
Boğuş aşı, kençliyu, çanak yağmaları ve tamgalık ne şekilde açıklanabilir?
CEVAP:
Boğuş aşı, Eski Türklerde uzaktan gelen akrabanın gideceği gün verilen yemektir ve izin yemeği anlamındadır. Kençliyu, bayramlarda ve hanların düğünlerinde hazırlanan sofra, çanak yağmaları ise ziyafet sonrası tabak, kaşık gibi eşyaların yağmalatması âdetidir. Tangalık ise, sofra geleneği olarak zamanla tek kişilik sofra anlamını almıştır.
#27
SORU:
Türklerin misafirlik anlayışı nasıldır?
CEVAP:
Eski zamanlardan beri misafirperverlikleri ile tanınmış bir toplumdur. Misafiri düzgün ağırlamak her zaman önemsenmiş, en güzel yiyecekler önce misafirlere ikram edilmiştir.
#28
SORU:
Oğuz Türklerinin yemek alışkanlıkları nelerdir?
CEVAP:
Orta Asya’da kendürük denilen yere yayılan deri yaygı üzerinde yemek yerlerdi. Sarayda hanlar için kurulan büyük ayaksız sofraya ise işküm denirdi.
#29
SORU:
Geleneksek Türk sofrasında kaşığın önemi nedir?
CEVAP:
Türkler sofrada kaşık kullanırlardı ve atasözü ve deyimlerde de yer almaktaydı. Kaşuk, kamuç ve kaltık gibi isimlerle de bilinmekteydi. Osmanlı’da özellikle Yeniçeri ocağında sembolik değeri vardı.
#30
SORU:
Türklerin mutfak ve mutfak eşyaları nasıldı?
CEVAP:
Çadırlarda taşınabilir ve evlerde sofraya dönüştürülen dairesel bir orta mekân kullanımı vardır ve orta mekânda korluk şeklinde adlandırılan ocak bulunmaktadır.
#31
SORU: Türk kültüründe ocağın önemi arasında aşğıdakilerden hangisinden bahsedilmez?
CEVAP:
Ocağın kutsallığına inanılmaktadır ve ocağa saygı gösterilmektedir. Aile ocağı, aile sofrası gibi kavramlar İslamiyet’ten sonra da önemini korumuştur. Kutsal bir ağaç sayıldığından ateşi beslemek için Meşe ağacı kullanılır
#32
SORU: Türk kültüründe yeri olan metalden yapılan mutfak araç gereçlerine ne örnek verilebilir?
CEVAP:
Biçek (bıçak), selçi biçeği (aşçı bıçağı), etlik (et çengeli), sac, şiş, tewsi (tepsi), süzek, ıwrık (ıbrık), susgak (sısak) ve sokudur (hayvan) .
#33
SORU: Topraktan yapılan eşyalara örnek aşağıdakilerden hangisidir?
CEVAP:
Çanak, çömçe, kaşuk, tekne, tuzluk ve yasgaç (yasdıgaç) ve küplerdir.
#34
SORU: Deriden yapılan mutfak eşyaları nelerdir?
CEVAP:
Sanaç (dağarcık), sarnıç (su tulumu), tagar (dağa/dağarcık) ve tulkuktur (tuluk).
#35
SORU: Orta Asya’dan bugüne kadar gelen yemekle ilgili kelime aşağıdakilerden hangisidir?
CEVAP:
Aşlık, açoğcağı ya da aşdamı, dane, yoğurt, kurut, kaburma, külbastı, basturma (pastırma), kımız, pekmez, yarmaş (yarma), kömeç, tutmaç vd. örnek olarak verilebilir.
#36
SORU: Osmanlı mutfağını oluşturan temel kültürler arasında hangisi sayılmaz?
CEVAP:
Türklerin Batı’ya doğru sürekli göç etmesi ve İslamiyet’i kabul etmeleri köklü bir değişikliğe neden olmuştur.
#37
SORU: Aşağıda "Zerde" ile ilgili hangi bilgi yanlıştır?
CEVAP:
Safranla renk ve koku verilen üzeri kuş üzümü,
çam fıstığı, nar tanesi gibi malzemelerle süslenen bir çeşit şekerli pirinç peltesi.
Safranla renk ve koku verilen üzeri kuş üzümü,
çam fıstığı, nar tanesi gibi malzemelerle süslenen bir çeşit şekerli pirinç peltesi.
#38
SORU: Aşağıda "imaret" ile ilgili hangisinden bahsedilemez?
CEVAP:
Yoksullara yardım amacıyla oluşturulan hayır kurumları olarak tanımlanır. Şehir dışından gelenlere, yolculara, yoksul ve düşkünlere yiyecek, sağlık ve giyecek yardımı yapılan ve yemek verilen yerlerdir.
Yoksullara yardım amacıyla oluşturulan hayır kurumları olarak tanımlanır. Şehir dışından gelenlere, yolculara, yoksul ve düşkünlere yiyecek, sağlık ve giyecek yardımı yapılan ve yemek verilen yerlerdir.
#39
SORU: Türklerin Anadoluya gelişiyle beraber dönemin meyveleri arasında hangisi sayılmaz?
CEVAP:
Dönemin sebzeleri pırasa, patlıcan, kabak, kereviz, ıspanak, şalgam, soğan, sarımsak, hıyar, lahana gibi sebzelerdir. Meyveler ise elma, ayva, nar, armut, şeftali, incir, kavun, karpuz, hurma gibi meyvelerdir. Börülce, mercimek, nohut, bakla gibi baklagiller ile ceviz, badem, fındık, leblebi gibi kuruyemişler de mutfaklarda kullanılmıştır.
#40
SORU: Türklerin Anadoluya gelişiyle beraber dönemin sebzeleri arasında hangisi sayılmaz?
CEVAP:
Dönemin sebzeleri pırasa, patlıcan, kabak, kereviz, ıspanak, şalgam, soğan, sarımsak, hıyar, lahana gibi sebzelerdir. Meyveler ise elma, ayva, nar, armut, şeftali, incir, kavun, karpuz, hurma gibi meyvelerdir. Börülce, mercimek, nohut, bakla gibi baklagiller ile ceviz, badem, fındık, leblebi gibi kuruyemişler de mutfaklarda kullanılmıştır.
#41
SORU:
Şekerin bu dönem mutfağındaki işlevi nedir?
CEVAP:
Göç edine güney bölgelerinde şeker kamışının yetişmesi ve Arap dünyasında ve İslamiyet’te şekerin önemli yere sahip olması şekerli tatlıların mutfağa girmesini kolaylaştırmıştır. Bu dönemde şeker Mısır, Şam gibi ülkelerden ithal edildiğinden yani pahalı olduğundan saray çevrelerinde tüketilirken halk şeker ihtiyacını bal, pekmez ve meyvelerle gidermiştir.
#42
SORU:
Malazgirt Zaferi sonrası mutfak kültüründe ne gibi değişiklikler yaşanmıştır?
CEVAP:
Türk boyları Malazgirt Zaferi’nin ardından tarım kültürüne sahip topraklara yerleşmiştir. Ege ve Güney bölgelerde zeytin ve zeytinyağı kültürü, kıyı kesimlerde balıkçılık ile yerel lezzetleri değişmiştir.
#43
SORU:
Türklerin bu dönemde sosyal hayattaki yemeğe ilişkin gelenekleri nelerdir?
CEVAP:
eri nelerdir? Cevap: Düşkünlere yardım etme, muhtaç olanı esirgeme gibi duygularla vakıf kurumları gelişmiş, imaretler birere halk ve kamu mutfağı olmuştur.
#44
SORU:
İmaretlerin aşevi kayıtlarında yer alan yemeklere ne örnek verilebilir?
CEVAP:
Aşhanelerde pişen yemeklere örnek olarak; maydanozlu pirinç çorbası, buğday aşı, koyun yahnisi, kabak, pazı, pilav ve zerdeye örnek olarak verilebilmektedir. Ayrıca yoğurt, kimyon, soğan ve nohut gibi yiyecekler de listelerde yer almaktadır.
#45
SORU:
Türklerin sofralarında içecekleri suyu nasıl olmaktaydı?
CEVAP:
Türker genel olarak sofralarında içecekleri suyun taze ve temiz olmasına dikkat ederlerdir. Halkın temiz su ihtiyacını karşılamak için çeşitli suyolları, kuyular, çeşmeler yapılmıştı.
#46
SORU:
Türklerin bu dönemdeki mutfakları hakkında ne söylenebilir?
CEVAP:
Anadolu’daki Türk evinde önceleri ocak, ateş yakılan yer ile bir bacadan oluşurken sonraki gelişmelerde ocağın önü bir kapakla örtülmeye başlanmıştır. Böylece ısı kaybı ve ocağın tepmesi önlenmeye çalışılmıştır. Büyük yapılarda veya varlıklı evlerinde ocak, çoğu kez davlumbazla yani bir çeşit bacayla kurulmuştur. Sonraki dönemlerde tandır evi uygulamaları görülmektedir.
#47
SORU:
Selçuklu sofrasında oturma düzeni nasıldır?
CEVAP:
Tıpkı Orta Asya döneminde olduğu gibi kimin nereye oturacağı önceden bellidir. Devlet ileri gelenlerinin hükümdarın sağında ve solunda iki kolda oturtulduğu belirtilmektedir.
#48
SORU:
Selçuknamelerde geçen mutfak eşyalarına ilişkin bilgiler nelerdir?
CEVAP:
Daire veya oval şekilli muhtelif çaplı, yayvan, ortası az çukur ve genellikle kenarları kalkıkça süslü tabaklar kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu tabakların porselen ve bakırdan yapılmış olanları vardır. “Çini ve altın sahanlar” diye geçen sahanlar da daire şeklinde yassı ve çukur olup kenarları sade veya süslüdür.
#49
SORU:
Dönemin diğer mutfak eşyalarının hangileri olduğu bilinmektedir?
CEVAP:
Hamur tatlıları ve böreklerin kızartıldığı bakır tepsiler, madenlerden yapılan işlemeleri tepsiler, sini adı verilen üzerinde yemek yenilen tepsiler de bilinmektedir. Ayrıca hoşaf gibi sulu yiyeceklerin sunulduğu çini, porselen ve camdan yapılan çukur, ayaklı, dudaklı kâseler ile su ayran, kımız ve başka içeceklerin konulduğu maşrapalar da kullanılmaktaydı.
#50
SORU:
Osmanlı dönemi hakkında genel olarak ne söylenebilir?
CEVAP:
Geniş bir coğrafyaya yayılan ve yaklaşık altı yüz yıl boyunca üç kıtada hüküm süren Osmanlı Devleti, bünyesinde pek çok farklı iklimi ve milleti barındırmaktadır. Osmanlı’da ticaret, diplomasi ve fetihler yoluyla sürekli yeni tatlar keşfedilmiştir ve kültürler sürekli etkileşim altında olduğundan yemek kültürü de bu ortamda şekillenmiştir.
#51
SORU: Osmanlı mutfağını oluşturan temel kültürler hangileridir?
CEVAP:
Orta Asya, Çin, İran, Arap, Bizans, Avrupa, Akdeniz kültürleri ve farklı dinlerdir (s: 12, Şekil 1.2).
#52
SORU: Osmanlı’da saray ve halk hangi ürünleri ağırlıklı olarak tüketmişlerdir?
CEVAP:
Osmanlı’da saray ve halk, üretilen hayvansal ve bitkisel ürünlerden, et, buğday, pirinç ve sadeyağı ağırlıklı olsa da dengeli bir biçimde tüketmişlerdir.
#53
SORU: Ünlü tarihçi Stefanos Yerasimos Akdeniz’deki yemek kültürü hakkında hangi bilgiyi vermiştir?
CEVAP:
Stefanos Yerasimos, Yunan, Roma ve onun uzantısı sayılan Bizans dönemlerinde Akdeniz’de beslenmenin ekmek, şarap ve zeytinyağı üçlüsüne dayanırken Osmanlı döneminde bunun yerini pirinç, şeker ve yağın aldığını söylemiştir.
#54
SORU: Osmanlıların İslam tıbbına göre beslenme inancı nasıldır?
CEVAP:
Osmanlıların kullandığı geleneksel İslam tıbbına göre beslenme ile sağlık arasında ilişki vardır. İnsan vücudunda dört hılt (humor) bulunduğuna inanılmaktaydı ve mevsimlere göre değişen hılt dengesini koruyacak yemekler yenmeye çalışılırdı.
#55
SORU: Osmanlı klasik dönem yemekleri hakkında ne söylenebilir?
CEVAP:
Bu dönemin yemekleri içerik ve damak zevki bakımından günümüzdekilerden ve hatta 19. Yüzyıldakinden farklıydı. Yemeklerin tamamında sadeyağı kullanılmaktaydı ve yemekler baharatlardan elde edilen soslarla tatlandırılırdı. Sulu yemeklerde yaş ve kuru meyve bolca kullanılmaktaydı, çeşitli çorbalar ve pilav olmazsa olmazlardı.
#56
SORU: Dönemin şenliklerinde hangi yemekler sofrada yer almaktaydı?
CEVAP:
Tavuk, ekşili tavuk, güvercin, piliç, ekşili piliç, börek, bohça (poğaça), tatamaç (mantı benzeri bir yemek), ıspanak böreği, çorba, katı çorbası, kefal çorbası, baklava, çeşitli dolmalar, kebaplar, ekşi aşı, muhallebi, pilav, tavuklu pilav bulunmaktaydı. Ayrıca, kıymalı-sade ve ballı börekler, bulgur pilavı, zerde, yahni, paça, kabak reçel (kabak tatlısı), aşure, turşu, çörek, gözleme, girde, nukul, tarhana çorbası, simit, erişte, ördek, kuzu kebabı, tavuklu börek, aşure, çeşitli soğuk şerbet ve hoşaflar gibi yiyecekler sofrada yer alırdı.
#57
SORU: Şenliğe katılanlar için hazırlanan yemekler ne şekilde yenilmekteydi?
CEVAP:
Şenliğe katılanlar için yemekler, saray mutfağından At Meydanı’nın ortasına getirilir, tulumbacılar kalabalığı sıraya sokar ve borular, davullar eşliğinde yemeğe başlanırdı. Şölenlerin yanı sıra şenlik kutlamaları da ilgi çeker, bu kutlamalara özel yapılan nahıllar taşınırdı.
#58
SORU: Döneme ilişkin Osmanlı Devleti’nde yaşanan değişimler nelerdir?
CEVAP:
Osmanlı Devleti 18. Yüzyıl boyunca süren savaşlarla görkemini kaybetmesiyle birlikte yavaş yavaş gerileme ama aynı zamanda değişmeye başlamıştır. Bazı Avrupa devletleri ile ittifak kurarak bu devletlerden etkilenmiştir ve Osmanlı’nın başkentindeki batılıların sayısı arttıkça iki kültür arası etkileşim de artmıştır.
#59
SORU: Osmanlı mutfağında asıl değişim hangi yüzyılda yaşanmıştır?
CEVAP:
Osmanlı mutfağında asıl değişim, sanıldığının aksine yükselme devrinde değil, gerilemenin hız kazandığı 19. Yüzyılda yaşanmıştır.
#60
SORU: Tanzimat hareketleri ile güçlenen Batılılaşma sürecinde hangi mutfağın etkisi artmıştır?
CEVAP:
Batılılaşma sürecinde özellikle Fransız mutfağının etkisi gittikçe artmıştır.
#61
SORU:
Bu dönemde Osmanlı sarayı ve çevresinin yemek özellikleri nasıl olmuştur?
CEVAP:
Bu dönemde Osmanlı sarayı ve çevresi, seçkinliklerinin bir göstergesi olarak halk mutfağında bulunan yemekleri daha farklı ve daha çeşitli yorumlamışlardır. Örneğin sıradan halkın sadece özel günlerde tükettiği şekerli yiyecekler saray ve konak mutfaklarında sık tüketilmiştir.
#62
SORU:
Bu dönemde hangi yiyeceklerin mutfakta kullanımı yaygınlaşmıştır?
CEVAP:
Bu dönemde farklı coğrafyaların mutfaklarının da hayat bulduğu bir mutfak şeklini almıştır. Amerika menşeli olan domates, patates, sakız kabağı, yeşil fasulye, kırmızı ve yeşilbiber, mısır gibi sebzelerin mutfakta kullanımı yaygınlaşmıştır.
#63
SORU:
İstanbul mutfağının oluşumunda hangi unsur önemli bir yer tutar?
CEVAP:
İstanbul mutfağının oluşumunda Müslüman, Hristiyan ve Musevi cemaatleri gibi farklı dini cemaatlerin kentte bir arada bulunuşu önemli bir yer tutar. Bu cemaatlerin yemek kültürleri birbiriyle karşılıklı alışverişte bulunurlar ve ortak bir İstanbul mutfağı ortaya çıkar.
#64
SORU:
Osmanlı saray hiyerarşisine göre yemek düzeni nasıldı?
CEVAP:
Osmanlı saray hiyerarşisine göre kimin hangi sofrada yemek yiyeceği ve yemek esnasında uyulması gereken kurallar belliydi.
#65
SORU:
Osmanlı’da yemek hangi sofralarda ve ne şekilde yenirdi?
CEVAP:
Osmanlı’da yemekler bulgari denilen deriden yapma alçak sofralarda, yerde oturarak yenirdi. Sofrada her yemek bir tabağa konur ve herkes bu tabaktan yerdi. Sarayda altın gümüş ve porselen tabaklar ve büyük çoğunluğu ağaçtan, kalan kısmı ise değerli taş ve madenlerden yapılan çok nitelikli ve pahalı kaşıklarla yemek yenirdi.
#66
SORU:
Osmanlı saray ve çevresinde alafranga usul ne zaman benimsenmeye başlanmıştır?
CEVAP:
Osmanlı saray ve çevresinde alafranga usul 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren benimsenmeye başlanmıştır.
#67
SORU:
Alafranga usulün benimsenmesiyle hangi değişiklikler yaşanmıştır ve bu durum neye işaret etmektedir?
CEVAP:
Masada çatal ve bıçak eşliğinde yeme şekli ve bununla birlikte Avrupa porselen ve sofra takımları tercih edilmeye başlanmıştır. Bu dönem imparatorluğun batıdan etkilenmeye başlamasına işaret etmektedir.
#68
SORU:
Osmanlı modernleşme hareketinin bir sonucu olarak hangi uygulamalardan bahsedilebilmektedir?
CEVAP:
Avrupa ve de özellikle Fransız mutfağının Osmanlı elit çevrelerinde özellikle yabancı misafirler ağırlanırken uygulanması, Tanzimat dönemi ve sonrası Osmanlı modernleşme hareketinin yarattığı bir sonuçtur.
#69
SORU:
Padişahların tek başına yemek yiyerek sofralarını sadece aileleri ile paylaşmaları ile ilgili ne söylenebilir?
CEVAP:
Bu durum hem gelenek hem de yasal olarak zorunludur. Batılılaşma etkisinin yoğun olarak hissedildiği dönemlere kadar sürmüştür.
#70
SORU:
Cumhuriyet dönemi Türk mutfağı açısından hangi döneme rastlamaktadır?
CEVAP:
Bu dönem Türk mutfağının en gelişmiş olduğu dönemin hemen sonrasına rastlamaktadır.
#71
SORU:
Cumhuriyet dönemi hangi gelişmeler Türk mutfağını etkilemiştir?
CEVAP:
Ahşaptan betonarme evlere, konaktan apartmana geçişle birlikte mutfaklar küçülmeye başlamıştır. Çarşıdan alınan hazır malzemelerin sayısı artarken, yiyeceklerin kalitesi azalmıştır. Ayrıca, yemek yapmaya ayrılan zaman da azalmıştır. Ayrıca, modernleşme sürecinde kadınların çalışma hayatına katılması ile birlikte mutfakta geçirilen zaman “emek ve değer verilen” zamandan bir yapıdan “boşa harcanan” bir yapıya doğru değişmiştir.
#72
SORU:
İkinci Dünya Savaşı dönemine ilişkin geleneksel mutfaktaki değişime nasıl bir örnek verilebilir?
CEVAP:
Yüzyıllardan beri kahve içen halk, savaş nedeniyle yaşanan kıtlıkta kahve bulamayınca nohut, menengiç, kenger, arpa, kakule, çörekotu gibi bitkilerden hatta süpürge saplarındaki tohumlardan kahve yapmışlardır. Ancak bu çaba, daha ucuz ve kolay bulunabilir olan çayın yaygınlaşmasını engelleyememiştir ve bu dönemde sosyal yaşamda kahvenin yerini çay almıştır.
#73
SORU:
Kültür nedir?
CEVAP:
Kültür genel olarak, bir halkın ya da bir toplumun maddi ve manevi alanlarda oluşturduğu ürünlerin tümü olarak tanımlanabilir. Yiyecek, giyecek, barınak, korunak gibi temel gereksinimlerin elde edilmesi için kullanılan her türlü araç gereç; uygulanan teknikler; düşünceler, beceriler, inançlar, geleneksel, dinsel, toplumsal, politik düzen ve kurumlar; düşünce, duyuş, tutum, davranış ve yaşama biçimlerinin tamamı kültürün birer unsurudur.
#74
SORU:
Physiologie du Goût (Tadın Fizyolojisi) eseri kime aittir?
CEVAP:
Brillat-Savarin: 18. yüzyılda yaşamış olan Fransız hukukçu ve politikacı Jean Anthelme Brillat-Savarin (1755-1826) 1825’de meşhur Physiologie du Goût (Tadın Fizyolojisi) adlı eserini yayımlar.
#75
SORU:
“Bir toplumun yemek pişirme yolu, bilincinde olmadan yapılarını tercüme ettiği bir dil gibidir.” sözü kime aittir?
CEVAP:
“Bir toplumun yemek pişirme yolu, bilincinde olmadan yapılarını tercüme ettiği bir dil gibidir.” sözü ünlü antropolog ve etnolog Lévi-Strauss' a aittir.
#76
SORU:
“Tarih, insanoğullarının birbirlerini boğazlamak üzere bir araya geldiği savaş alanlarını kutsar, fakat toprağı pullukla sürmeye başladığımız yer konusunda susar; tarih, kralların gayrımeşru çocuklarının bile adını bilir ama buğdayın kaynağı konusunda bize hiçbir şey söylemez.” sözü kime aitir?
CEVAP:
“Tarih, insanoğullarının birbirlerini boğazlamak üzere bir araya geldiği savaş alanlarını kutsar, fakat toprağı pullukla sürmeye başladığımız yer konusunda susar; tarih, kralların gayrımeşru çocuklarının bile adını bilir ama buğdayın kaynağı konusunda bize hiçbir şey söylemez.” sözü Jean-Henri Fabre' ye aittir.
#77
SORU:
Kak nedir?
CEVAP:
Kak: Kaşgarlı Mahmud’un Lûgat’inde nesnelerin kurutulmuşu için kullanılan genel bir sözcüktür. Sözlükte özellikle erik, kayısı gibi meyvelerin kurusu için de kullanılır.
#78
SORU:
Kurut nedir?
CEVAP:
Türklere ait kışlık ve bir nevi yolluk gibi azık cinsinden hazırlanan bir başka yiyecek de kuruttur. Bozkırda en önemli azıklardan biri olan kurut, yoğurttan yapılmaktaydı ve kurutu olanın açlık çekmeyeceğine inanılırdı. Savaşçıların en önemli azıklarından biri olan kurut, bozulmayacak şekilde muhafaza edilen süt ürünlerinin hepsini kapsamaktaydı. Kurut, ordunun sıkıntı çekmeden aylarca savaşmasına imkân verdiği için sıklıkla hazırlanır ve kullanılırdı.
#79
SORU:
Toy nedir?
CEVAP:
Toy: Türk boylarının, topluluklarının resmî bir görüşme gayesiyle bir araya geldikleri toplantılardır. Tahta çıkış, zafer, düğün, doğum, ad koyma gibi çeşitli sebeplerle toplanan toy, aynı zamanda devlet işlerinin görüşüldüğü bir çeşit meclistir.
#80
SORU:
Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig’de XI. yüzyılın ziyafet türleri olarak altı çeşit yemekten bahsederek mutlaka gidilmesi gerektiğini açıkça ifade ettiği ziyafetler nelerdir?
CEVAP:
Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig’de XI. yüzyılın ziyafet türleri olarak altı çeşit yemekten bahsederek bu ziyafetlere mutlaka gidilmesi gerektiğini açıkça ifade eder. Bu yemekler; küdenke aş (düğün yemeği), sünnet aşı (sünnet yemeği), ad aşı (ad-san alma yemeği), togum aşı (doğum yemeği), koldaş aşı (arkadaş yemeği), yoğ/yuğ aşı (ölü yemeği) idi.
#81
SORU:
Ülüş nedir?
CEVAP:
Ülüş: Kesilen hayvanın etinden alınan pay. Hayvan ülüşülürken kimin hangi parçayı alacağı mevkisine göre belirlenir.
#82
SORU:
Tamgalık ne anlama gelir?
CEVAP:
Eski Türklerden Büyük Selçuklu’ya ve oradan da Osmanlı’ya miras kalan bir başka sofra geleneği ise tamgalık geleneğidir. Damga vurulmuş anlamına gelen tamgalık, zamanla tek kişilik sofra anlamını almıştır.
#83
SORU:
Çanak yağması nedir?
CEVAP:
Çanak yağması: Osmanlı döneminde düğünlerde halk için verilen ziyafete çanak yağması veya umum ziyafeti denirdi. Meydana dizilen çanaklarda geleneksel yemekler yani et, pilav ve zerde ikram edilir; kadın-erkek, genç-yaşlı binlerce kişi çanaklardaki yemekleri yiyerek sunuldukları kapları yağmalardı. Bu sırada çıkan kargaşa düğünün düzenini korumakla görevli olan tulumbacılar tarafından yatıştırılırdı.
#84
SORU:
Diş kirası nedir?
CEVAP:
Diş kirası: Eskiden yemekten sonra konuklara verilen hediyelere diş kirası denirdi. XI. yüzyılda Kutadgu Bilig’de bahsedilen bu gelenek Osmanlı’nın son dönemlerine kadar devam etmiştir. Öyle ki Ramazan ayı gelmeden önce yapılan hazırlıklarda gelecek konuklara verilecek diş kiraları çok öncesinden alınır, paketlenip hazır edilirdi. Herkesin gücü ölçüsünde hazırladığı bu hediyeler içinde birkaç kuruş olan mendillerden köstekli saatlere, kehribar ağızlıklara kadar değişirdi.
#85
SORU:
Börk nedir?
CEVAP:
Börk: Yeniçerilerin taktıkları, ak çuha ya da keçeden yapılmış yuvarlak biçimde başlık.
#86
SORU:
Kurgan nedir?
CEVAP:
Kurgan: Üzerine toprak yığılarak yapılan mezar, küçük tepe.
#87
SORU:
Od-Tigin ne anlama gelir?
CEVAP:
Od-Tigin: Türk kültüründe büyük kardeşler kendilerine yeni ev açarken ocağın ve evdeki ateşin devamlılığını sağlayan, evde kalan küçük erkek çocuk olur. Bu motif masallara, söylencelere ve hanedân kültürüne de yansır. Masallarda kardeşler arasında en iyi, dürüst ve başarılı olan daima en küçük olandır. Selçuklu Devleti’nin varisleri içindeki en küçük beylik olan Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Bey’in adının aslında Otman olduğu, benzeşim yoluyla Osman’a dönüştüğünü ileri süren tarihçiler vardır. Dönemin Avrupa kaynaklarında Osman Bey, Otman/ Ottoman diye geçer.
#88
SORU:
Ateş-bâz-ı Velî nedir?
CEVAP:
Ateş-bâz-ı Velî: Ateşbaz, ateşle oynayan demektir. Mevlana döneminde dergâhın aşçısı olan Ateş-bâz-ı Velî’nin Mevleviler arasında önemli bir yeri vardır. Ateşbaz makamı uzun bir terbiye ve zorlu bir eğitim makamıdır.
#89
SORU:
Selçukname nedir?
CEVAP:
Selçuknâme: Özellikle Selçuklulardan bahseden eserlere verilen isim. XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Selçuklularla ilgili eserler yazılmaya başlanmış, ancak bunların sadece bir kısmı günümüze ulaşmıştır.
#91
SORU:
İmaret nedir?
CEVAP:
İmaret: Yoksullara yardım amacıyla oluşturulan hayır kurumları olarak tanımlanır. Şehir dışından gelenlere, yolculara, yoksul ve düşkünlere yiyecek, sağlık ve giyecek yardımı yapılan ve yemek verilen yerlerdir.
#92
SORU:
Zerde nedir?
CEVAP:
Zerde: Safranla renk ve koku verilen üzeri kuş üzümü, çam fıstığı, nar tanesi gibi malzemelerle süslenen bir çeşit şekerli pirinç peltesi.
#93
SORU:
Fağfur nedir?
CEVAP:
Fağfur: Çin’de yapılmış kâse, tabak, vazo gibi porselen eşya.
#94
SORU:
Nahıl nedir?
CEVAP:
Nahıl: Eski Türklerde ve Osmanlı’da “yardımlaşmayı ve bereketi” ifade eden nahıl, düğün sahibinin ekonomik durumuna göre hazırladığı, davetlilerin ise takılarını ve hediyelerini üzerine astığı büyük bir ağaca benzeyen süsün adıdır. Nahılların boyu yirmi beş metreye kadar çıkar, geçmesi için bazen yol üstündeki evlerin bir kısmı yıktırılırdı. Düğün veya sünnet alaylarında kullanılan nahıllar daha çok servi veya hurma ağacı şeklinde yapılırdı.