Fonksiyonel Faktörler

Kullanışlılık ve etkileşim fonksiyonel faktörleri oluşturan iki alt kategoridir. Yüklenmesi uzun süren, rahat kullanılamayan ve etkileşimsiz bir site tüketicileri otomatik olarak kendinden uzaklaştıracak ve yeni alternatifler aramalarına sebep olacaktır.

Kullanışlılık:Web kullanışlılığı, kişinin web sitesi üzerinde çok az bir çabayla yolunu bulabilmesi, istenilen bilgileri girebilmesi ve bir sonraki adımda ne yapacağını ya da nereye gideceğini bilmesi anlamına gelmektedir(Constantinides, 2004). Kullanışlılık web sitelerinin ve bilgi sistemlerinin en önemli özelliğidir. Web sitesinin kullanışlılığını belirleyen unsurlar şunlardır;

• Kolaylık: Tüketiciler için kolaylık bilginin taranmasının, alışverişin ve satın alma işleminin hızlı ve kolayca gerçekleşmesi anlamına gelmektedir.
• Navigasyon, bilgi mimarisi ve arama fonksiyonları: Tüketiciler web sitelerinde kolay gezinmeyi ve bilgiye rahatça ulaşmayı isterler.
• Bulunabilirlik/Erişebilirlik: Web sitelerinin arama motorları üzerinden kolayca bulunabilir ve farklı tarayıcılardan ya da araçlardan (mobil gibi) kolay ulaşılabilir olması gerekir.
• Site hızı: Bir sitenin kullanışlı olarak değerlendirilebilmesi için öncelikle hızlı açılması, işlemlerin hızlı şekilde yapılabilmesi mümkün olmalıdır.
• Sipariş/ödeme süreçleri: Çok fazla bilgi isteyen, çok adımdan oluşan, karmaşık ve uzun sipariş ya da ödeme süreçleri tüketicinin web sitesinden kaçmasına neden olan önemli nedenlerin başında gelmektedir. Bu nedenle, sipariş ve ödeme işlemlerinin mümkün olduğunca kısa ve basit olması sağlanmalıdır

Bu nedenle doğru yanıt a) seçeneğidir.

Tüketici satın alma karar süreci aşamalarının doğru sıralaması aşağıdaki biçimdedir:

I. Problemin tanımlaması

II. Bilgi arama

III. Seçeneklerin değerlendirmesi  

IV. Satın alma

V. Sonuçların değerlendirilmesi

Demografik bölümlendirme değişkenleri; yaş, cinsiyet, aile büyüklüğü, aile yaşam dönemi, gelir, meslek, eğitim düzeyi, dini inanç, ırk, milliyettir. Kişilik ise sosyal sınıf ve yaşam tarzı ile birlikte psikografik pazar bölümlendirme değişkenlerinden biridir.

Toplum içinde çok düşük bir yüzdeyi (%2.5) oluşturan yenilikçiler; atılgan, kozmopolit, sosyal statüleri yüksek, daha az kaderci gibi özelliklere sahip olan kişilerdir. Satın alma değerlendirmesi bakımından bu gruptakiler ürünü ilk denemek isteyen gruptur.

Fırtına/Karışıklık aşaması, grup içi çatışmayı ifade etmektedir. “Grup üyelerinin karşı karşıya gelmesi” olarak da nitelenebilecek bu aşamada daha çok endişe ve çatışma hâkimdir.   

Sosyal zaman, sosyal süreçler ve toplumdaki ritimler ile ilgili zamanı ifade etmektedir. Doğru cevap, D'dir. 

Tüm pazarı tek ve homojen bir biçimde kabul etme durumu hedef pazar stratejilerinden farklılaştırılmamış pazarlama stratejisi olarak kabul edilir. Bu pazara sunulan ürün standart olup çeşidi yoktur. Fiyatlandırma, dağıtım ve tutundurma stratejileri de tektir. Bu da tek bir pazarlama karması ile tüm pazara hitap edildiği anlamına gelmektedir. Tüm pazara hitap edebilecek olan tuz ve ambalajlanmış su gibi ürünler için pazar homojen olarak kabul edilebilir. D ve E seçenekleri konumlandırma stratejileridir.

Sherif’e göre grup, birbirleriyle belirli statü ve rol ilişkileri içinde bulunan kişilerden oluşan ve en azından grubu ilgilendiren önemli konularda üyelerin davranışlarını düzenleyen, kendine ait bir dizi değer ve normu olan sosyal bir birimdir. Topluluk içinde süreklilik bulunması bir topluluğun grup sayılması için gerekli koşullardan biridir ancak Sherif’in tanımı içinde yer almamaktadır.

Tüketiciler yaptırım güçlerini kullanırken iki farklı yöntemden birisini tercih ederler. bunlar; Kaçış ve şikayettir. İşletmeden memnun kalmayan tüketicinin işletmeden uzaklaşarak başka bir işletmeye ya da markaya kayması kaçış olarak ifade edilirken diğer yöntem ise, tüketicilerin özellikle internet üzerinden şikayetleridir. Bu şikayetler ana itibarı zedeleyebilecektir. Ayrıca bu şikayetlerin başka tüketiciler tarafından karar sürecinde kullanılmasın da işletmenin ürün ve hizmetlerinin daha az tercih edilir hale gelmesine sebep olabilecektir.

Kaçış, işletmeden memnun kalmayan tüketicinin işletmeden uzaklaşarak başka bir işletmeye ya da markaya kayması/geçmesi anlamına gelmektedir. 

Tüketici psikolojisi, insanların mal ve hizmetlerle ilgili satın alma davranışını etkileyen düşünce, inanç ve duyguların etkisini incelemektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar klinik düzeyde gerçekleşmekte ve tüketicilerin satın alma kararı verirken hangi süreçlerden geçtiğini ve değişimler yaşadıklarını konu almaktadır.

Bir zümre, ortak belirli niteliklere sahip insanlardan; bir topluluk, belirli bir zamanda birbirleriyle yakın olan insanlardan; bir grup ise birbirleriyle etkileşimlerinin sonucu olarak bağlılık duygusuna sahip insanlardan oluşur.

Toplumsal kurumsal ihtiyaçlar:
• Güvenlik: Bireyin fiziksel varlığını devam ettirme, zihinsel rahatlık ve tehditlerden sakınma ihtiyaçları ile ilişkili içsel uyum, aile güvenliği, ulusal güvenlik ve dünya barışı ile ilgili değerleri içerir.
• Uyum: Başkalarına engel teşkil eden davranışlardan kaçınma güdüsüne bağlı olarak başkalarına zarar vermekten kaçınma; itaatkar, kibar ve temiz olma ve kendini kontrol etme ile ilgili değerleri kapsar. 

Kararlarla ilgili olarak ortaya konan dört görüş ayrı ayrı olarak kategorize edilmesine karşın aynı anda bir kaç karar yaklaşımının kullanılmasının nedeni karar vermenin dinamik bir yapıda olmasıdır. 

E-tüketicinin satın alma karar süreci içinde de geleneksel süreçte yer alan adımlar yer alırken dijital teknolojilerin farklı etkileri süreci değiştirmektedir. E-tüketici satın alma süreci de geleneksel satın alma süreci gibi aynı şekilde bir sorunun ya da problemin ortaya çıkması ya da fark edilmesiyle başlamaktadır. Satın alma karar sürecinin ilk aşaması sorunun belirlenmesi olup sonrasında e- tüketici karar sürecinde çevrim içi ve çevrim dışı bilgi arama yaparak bir değerlendirme yapar ve satın alma gerçekleşir. sonrasında ise tekrar bir değerlendirme söz konusu olur.

Satın alma kararında en fazla zaman ve çabanın harcandığı karar tipi yoğun problem çözmedir. Bu karar tipinde ürün satın alma kararında algılanan risk yüksektir. Bu tür ürünlerin satın alınmasında yanlış karar vermekten dolayı ortaya çıkacak kayıp yüksek olacaktır. Perakendeci ile iletişim kurularak ürün hakkında detaylı bilgi edinilmek istenir ve gerekirse pek çok farklı mağazadan alımlar yapılabilir . II ve III "Yoğun  Problem Çözme" nin satın alma kriterlerinden I ve IV ise "Sınırlı problem çözme" nin  satın alma kriterlerindendir. 

Farklı alanlarda değişik görüşler olmasına karşın kararlarla ilgili dört farklı görüş üzerinde durulmaktadır. Bunlar: Ekonomik görüş, pasif görüş, bilişsel görüş ve duygusal görüştür. Ekonomik görüş, ürünle ilgili fırsat maliyetleriyle sonuçlanan ve tüketicilerin kişisel seçimlerini rasyonel olarak yaptıkları sistematik bir süreçtir. Diğer bir ifadeyle bu görüşe göre seçim yapan tüketiciler ürünün maliyetini ve sağlayacağı kişisel faydayı baz alır. Adından da anlaşılabileceği gibi tüketici burada sağlayacağı ekonomik yarara odaklanır veya ürünün ekonomik maliyetini minimize etmeye çalışır. Pasif görüş, tüketicilerin pazarlama çaba ve faaliyetlerine itaat ettikleri ve pazarlamacıların tutundurma çabalarına itiraz etmedikleri ve direnç göstermedikleri kararlardır. Bu tüketiciler seçim yaparken reklam kampanyalarından veya mağazadaki sergilemelerden etkilenerek kararlar alır. Pazarlamacıların en çok sevdiği müşteri tipidir demek yanlış olmayacaktır. Bu tipte karar alan tüketiciler manipülasyona veya yönlendirmelere en açık bireylerdir. Pazarlamacılar istedikleri etkiyi yaratmak için pazarlama iletişim çalışmaları yaptıklarında daha çok bu tüketicileri etkilemeyi umut eder. Bilişsel görüş, karar vermenin bilgi bazlı formudur. Burada tüketici bir problem çözücü olarak düşünür ve iç arzularıyla hareket etmez. Bilişsel görüşe göre tüketiciler çevresel etkileyiciler tarafından kontrol edilmez ve otomatik olarak çevre tarafından şekillendirilemezler. Son olarak duygusal görüşe göre karar verme, tüketicinin duygu durumuna göre seçimde bulunmasını ortaya koyar. Eğer tüketiciler ürünü satın almaktan hoşlanırsa, pazarlamacıların yaptığı çaba ve promosyonların önemi ve etkisi azdır.

Bu nedenle doğru yanıt a) seçeneğidir.

Topluluk içinde süreklilik olmaması bir topluluğun grup olarak tanımlanabilmesi için gerekli koşullardan biri değildir.

İletişim, atmosfer ve fiyat içerilik faktörleri içerisinde yer alırken iletişim ve fiyat(Pazarlama karması) alt başlığında ele alınır. Atmosfer ise (Estetik) alt başlığında yer almaktadır. Güvenlik, Psikolojik faktörlerden olup güven alt başlığındadır. Site hızı ise, fonksiyonel faktörlerden olup kullanışlılık alt başlığında ele alınmaktadır.