SİSTEM ANALİZİ VE TASARIMI Dersi SİSTEM TASARIMI soru cevapları:

Toplam 44 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Tasarım aşamasını açıklayınız?


CEVAP:

Tasarım aşamasında, mantıksal tasarımdan fiziksel tasarıma geçilmektedir. Bir başka ifadeyle, sistemin ne yapması gerektiği sorusundan, sistemin nasıl çalışacağı sorusuna geçilmiştir. Bu aşamada yapılması gereken birçok faaliyet vardır. Fiziksel tasarımı oluşturan bu faaliyetler, sistemin mimari tasarımını, veritabanı tasarımını ve kullanıcı arayüz tasarımını kapsamaktadır. Sistem analizi iş problemini ele alırken sistem tasarımı teknik ve gerçekleme üzerine odaklanır. Sistem gereksinimlerini karşılayacak olan birkaç “sistem temin etme stratejisini” değerlendirip, hangi stratejinin uygulanacağına karar verilmesi, tasarımda önemli bir başlangıç aşamasıdır. Sistem sıfırdan oluşturulabilir, satın alınıp ihtiyaca göre özelleştirilebilir veya dışarıdan temin edilebilir. Proje ekibi, her bir alternatifi hayata geçirilebilirlik anlamında değerlendirmelidir. Analiz aşamasında belirlenen işlevsel olmayan iş gereksinimleri, sistemin mimari tasarımını şekillendirecek sistem gereksinimlerini etkilemektedir. Sistemin nasıl oluşturulacağına dair göz önünde bulundurulması gerekenler; işletim, performans, güvenlik, kültür ve politikadır. Örneğin, sistem ne kadar hızlı çalışacak? Kapasitesi ne olacak? Şifreleme ve virüs kontrol ihtiyacı var mı? vb. soruların cevaplandırılmasına ihtiyaç vardır. Bu şekilde belirlenen işlevsel olmayan gereksinimler daha sonra, mimari tasarım belgelerinde tanımlanan gereksinimlere dönüştürülür. Mimari kararlar, aynı zamanda yeni sistemi desteklemek üzere alınacak donanım ve yazılımlara yönelik yapılır. Bu kararlar, donanım ve yazılım özelliklerini kapsayan belgede saklanır.


#2

SORU:

Model güdümlü yaklaşımları açıklayınız?


CEVAP:

Yeni bir sistemin teknik ve gerçekleme açısından belgelenmesi amacıyla sistem modellerinin çizimine vurgu yapan sistem tasarım yaklaşımıdır. Modern yapısal tasarım, bilgi mühendisliği, prototipleme ve nesne tabanlı tasarım, model güdümlü yaklaşımlara örnektir. Model güdümlü analizde geliştirilen mantıksal modeller kullanılarak model güdümlü tasarım modelleri elde edilir. Sistem tasarım modelleri, yeni sistemin kurulması ve gerçeklemesi için bir tasarı niteliğindedir. Günümüzde, model tabanlı tasarım yaklaşımlarında bazı yazılım araçları kullanılmaktadır. Bazı tasarımcılar, model çizimlerini genel amaçlı grafik yazılımları ile oluşturmaktadır. Diğer tara an bazı tasarımcılar da depo tabanlı Bilgisayar Destekli Yazılım Mühendisliği (CASEComputer-Aided So ware Engineering) ya da modelleme araçları kullanmaktadır. CASE araçları, güvenilirlik ve bütünlük sağlamakta ve kural tabanlı hata denetimi sunmaktadır.


#3

SORU:

Modern yapısal tasarım nedir, açıklayınız?


CEVAP:

Bu yaklaşım, programların boyutu ve karmaşıklığı ile ilgilenilmesine yardımcı olur. Süreç tabanlı bir yaklaşım olan modern yapısal tasarım, sistemin süreçlerini, hiyerarşik olarak yönetilebilir bileşenlere ayırır. Böylece, gerçekleme ve yazılım güncellemesi daha kolay olur. Bu yaklaşım, yukarıdan aşağıya program tasarımı olarak da adlandırılır. Bir program yukarıdan aşağıya doğru hiyerarşik bileşenler olarak tasarlanır. Bir bileşen, bir grup koddan oluşur. Bu kod grubu, bir paragraf, bir blok, altprogram ya da altyordam olabilir.


#4

SORU:

Bilgi mühendisliği nedir, açıklayınız?


CEVAP:

Bu yaklaşım, bilgi sistemlerinin planlama, analiz ve tasarımı için kullanılan, model güdümlü ve veri merkezli ancak sürece duyarlı bir yaklaşımdır. Bilgi mühendisliği modelleri, sistemin veri ve süreçlerini gösteren ve bunları eş uyumlu hâle getiren resimlerdir. Bu yaklaşımda, veri model diyagramı en çok kullanılan araçtır.


#5

SORU:

Prototipleme nedir, açıklayınız?


CEVAP:

Küçük ölçekli, tamamlanmamış ancak sistemin çalışan bir örneğidir. Tasarımcı ve kullanıcı arasında yakın bir çalışma ilişkisini gerektiren yinelemeli bir süreçtir. Geleneksel fiziksel tasarımda, analistler tarafından girdiler, çıktılar, veritabanlarının yerleşimini ya da yapısını gösteren resimler, diyalog ve yordamların akışı çizilir. Bu tasarımlar, öngörülememiş gereksinimler neticesinde hatalara açık olan ve zaman alan bir süreçte gerçekleştirilir. Sonuçta elde edilen çizimler, uygun, tam ya da doğru olmayabilir. Günümüzde, birçok analist ve tasarımcı, tasarımda modern mühendislik tabanlı yaklaşım olan prototiplemeyi tercih etmektedir.


#6

SORU:

Prototiplemenin avantajları sıralayınız?


CEVAP:

Son kullanıcıların aktif katılımını gerektirir. Bu durum, son kullanıcının moralini yükseltir ve projeye desteğini arttırır.
? Bu yaklaşımda yineleme ve değişim, sistem tasarımının doğal bir sonucudur. Böylece, tasarım sırasında son kullanıcı fikrini değiştirebilir.
? Çok sıklıkla, sistem gerçeklemesi tamamlanmadan önce son kullanıcı isteklerini tam olarak bilmez. Bu yaklaşımla, son kullanıcı prototipler üzerinden isteklerini belirleyebilir. Bir sonraki adımda, yeni istekler uygulanabilir.
? Prototipler aktif olduğu için, son kullanıcı sistemi görebilir, hissedebilir ve deneyimleyebilir.
? Kabul edilen prototip, kâğıt üzerinde yapılan tasarımlar ile denktir. Tek fark vardır; hatalar önceden tespit edilmiştir.


#7

SORU:

Prototiplemenin dezavantajları nedir, sıralayınız?


CEVAP:

Sistem analiz fazlarına olan ihtiyacı sanıldığı gibi ortadan kaldırmaz. Prototipleme, yanlış problemleri ve fırsatları, geleneksel olarak geliştirilmiş sistemler kadar kolay çözer.
? Bir prototipleme, hiçbir zaman kâğıt üzerinde yapılan spesifikasyonların yerini alamaz. Örneğin, kâğıt üzerinde bir tasarım olmadan hiç kimse bir araba motoru prototipleyemez. Bu nedenle, prototipleme, diğer yöntemlerin yerine değil onların tamamlayıcısı olarak kullanılmalıdır. Kâğıt üzerindeki tasarımın ayrıntıları azaltılabilir ama tamamen elenemez.
? Çok sayıdaki tasarım bileşenleri prototiplemede ele alınmaz. Bu bileşenler, dikkat edilmezse unutulabilir.
? Prototiplemede, genellikle geliştirilen ilk tasarım olgunlaşmamıştır.
? Prototiplemede, sistem kapsamı genişleyebilir ve karmaşıklığı birden artabilir. Bu da kontrolü kaybetmeye neden olabilir.
? Prototip, tasarımlarda yaratıcılığı azaltabilir. Analistlerin, tasarımcıların ve son kullanıcıların, daha iyi çözümleri aramasını engelleyebilir.
? Veri akışı, semboller arasında sadece tek yönde gerçekleşir. Süreç ve veri deposu sembolleri arasında güncelleme öncesi yapılan bir okumayı göstermek amacıyla her iki yönde de akış olabilir. Ancak, okuma ve güncelleme genellikle farklı zamanlarda gerçekleştiğinden iki ayrı ok ile ifade edilir.


#8

SORU:

Nesne tabanlı tasarımı açıklayınız?


CEVAP:

Bu yaklaşım, en yeni tasarım stratejisidir. Bu yaklaşımda, veri ve işlem gibi kavram ayrımı ortadan kaldırılır. Bilgi sisteminin problem çözümü, nesnelere dağıtılır.


#9

SORU:

Hızlı uygulama geliştirmeyi açıklayınız?


CEVAP:

Bir başka yaygın tasarım yaklaşımı, hızlı uygulama geliştirme (RAD)’dir. Bu yaklaşım, sistem geliştirmeyi hızlandırmak için, bazı tekniklerin bir arada kullanılmasını sağlar. Veri güdümlü bilgi mühendisliği gibi yapısal teknikler, prototipleme ve ortak uygulama geliştirme teknikleri ile birlikte kullanılmaktadır. Çeşitli yapısal tekniklerin birlikte kullanılmasıyla, sistemlerin geliştirme süreci hızlandırılmaktadır. Kullanıcı gereksinimlerini tanımlamak ve nihai tasarımı elde etmek üzere, yapısal teknikler ve prototiplemenin etkileşimli kullanımı söz konusudur. Yapısal teknikler kullanılarak, geliştirici öncelikle iş gereksinimlerinin veri ve süreç modellerini oluşturur. Daha sonra prototipler, analist ve kullanıcıların gereksinimlerini doğrulamalarına ve süreç ile veri modellerini resmı^ olarak düzeltmelerine yardım eder. Süreç içinde, model hazırla, prototip yap, model hazırla, prototip yap, vb. döngü olarak devam eder. Tasarım çabasının seyri, kullanıcıların katıldığı ortak uygulama geliştirme oturumları ile gelişir.


#10

SORU:

Ortak uygulama geliştirme yaklaşımını açıklayınız?


CEVAP:

Ortak uygulama geliştirme (JAD), diğer sistem analiz ve tasarım yaklaşımlarının tamamlayıcısı olan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda, sistem sahipleri, kullanıcıları, tasarımcıları ve kurucularının geliştirme sürecine katılımları üzerine odaklanılır. Sistem tasarımı için ortak uygulama geliştirme oturumları esnasında, tasarımcılar birkaç tam gün süren atölye çalışmalarında yönetici rolünü üstlenir. Bu atölye çalışmalarında, farklı tasarım konuları ele alınır. Ortak uygulama geliştirme, hızlı uygulama geliştirme tekniğine katkı sağlayan başlıca bileşendir.


#11

SORU:

Kurum içi geliştirmeyi açıklayınız?


CEVAP:

Kurum, yeni sistemi sıfırdan kurmak isteyebilir. Bazı durumlarda ise bu tercihin yapılması kaçınılmazdır. Yeni sistem, ciddi sistem mühendisliği gerektirecek derecede, önemli olabilir ve çeşitli zorluklar içerebilir. Bu durumda, geliştiriciler proje gereksinimlerini karşılayabilecek hazır paket bir çözüm bulamazlar. Kurum içinde geliştirmek tek uygun seçenektir. Ayrıca, kurum içi sistem geliştirme, teknik yeteneklerin ve fonksiyonel bilginin işletme içinde oluşmasını sağlar. Kullanıcılar ile birlikte çalışan geliştiricilerin, işi anlamaları kolaylaşır. Teknoloji öğrenim eğrileri arttığı için, gelecek projelerde benzer teknolojileri daha kolay uygularlar. Ancak diğer tara an, bu tercih işletme için çok olumsuz sonuçlar da ortaya çıkarabilir. Kurum içi uygulama geliştirme, uzun saatler ve ağır çalışma içeren büyük bir gayret gerektirebilir. Birçok işletmede, sistem geliştirme personeli farklı projelerde istihdam ediliyor olabilir ve bu proje için zamanları olmayabilir. Sistemi kurum içi sıfırdan geliştirmenin birçok riskleri vardır. Projenin başarılacağının bir garantisi yoktur. Sistem geliştiriciler diğer projelerde çalışmak üzere görevlendirilebilir. Teknik engeller, projede gecikmeye neden olabilir. Sistem kullanıcıları, uzayan zaman çizelgesinden dolayı tahammül gösteremeyebilir.


#12

SORU:

Ticari paket yazılımı nedir, açıklayınız?


CEVAP:

Birçok iş ihtiyacı, sadece bir işletme için geçerli değildir. Bundan dolayı da bu ihtiyaçları giderecek paket yazılımlar ticari olarak satılmaktadır. Organizasyonlar da kendi çözümlerini oluşturmak yerine, bu ticari yazılımları satın almayı tercih edebilmektedir. Çok sayıda amaca hizmet edecek binlerce ticari yazılım bulunmaktadır. Bu durumda, benzer bir yazılımı geliştirmek yerine satın almak, çok daha düşük maliyetli olacaktır. Birçok işletmenin, bordro ve muhasebe ile ilgili ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu ihtiyaçları giderecek, çok iyi paket yazılımlar bulunmaktadır. Bu yazılımlar, tedarikçinin deneyim ve uzmanlığı ile geliştirildiği için kurum içi geliştirilecek yazılıma göre her zaman daha iyi olacaktır. Paket yazılımlar, yükleme yöneticisi gibi küçük bir fonksiyon aracından, kurumsal kaynak planlama (ERP) uygulamaları gibi büyük ölçekli sistemlere kadar geniş yelpazede olabilmektedir. Ancak büyük ölçekli yazılımların kurulumu, küçük uygulama paketlerinin kurulumuna göre daha zordur. Bu nedenle, bu yazılımların kurulumu için de işletmeler büyük maliyetlere katlanmaktadırlar. Bu temin yaklaşımındaki bir problem, paket sistemleri kullanacak olan işletmenin sistem tarafından sağlanan fonksiyonellikleri kabul etmesinin gerekli olması ve mükemmel uyumun seyrek gerçekleşmesidir. Paket yazılımın kapsamı çok geniş ise sistemin işletmede kurulması ile işletmenin iş yapma sürecinde önemli değişiklikler gerekecektir. Bu nedenle, teknolojinin yapılan işi zorlaması tehlikeli olabilir. Birçok paket uygulama, bazı özelleştirmelere ya da belli özellikleri çalıştırmak için parametreleri yönetmeye imkân vermektedir. Örneğin, paket yazılım işletmenin ya da işletme logosunun ekranda görünmesini sağlayabilir. Muhasebe yazılımları, nakit akışının kaydını tutmak için farklı seçenekler sunabilmektedir. Böylece, farklı işletmelerde muhasebe uygulamaları yazılımla desteklenmektedir. Eğer yazılımın bazı özellikleri işletmenin ihtiyaçlarını karşılamıyorsa işletme içi bir çalışma sonucu paket program ile arayüze sahip bir eklenti programı yazılabilir. Ancak paket programın tedarikçileri tarafından eklenti programın desteklenmemesi nedeniyle, yazılım güncellemelerinde sorun yaşanabilir, eklenti kullanışsız duruma gelebilir


#13

SORU:

Hizmet alımı nedir, açıklayınız?


CEVAP:

En az kurum içi kaynak gerektiren sistem temin alternatifi, hizmet alımıdır. Hizmet alımı, sistemin oluşturulması ya da temini için dış tedarikçi, geliştirici ya da hizmet sağlayıcıya işin verilmesidir. Bu yaklaşım son zamanlarda çok yaygınlaşmış durumdadır. Bu amaçla, çalışan birçok hizmet sağlayıcısı bulunmaktadır. Hizmet alımı farklı şekillerde gerçekleştirilebilir. Hizmet alımı sağlayan işletmeler, uygulama hizmet sağlayıcıları olarak adlandırılmakta, yazılım uygulamaları ya da yazılımla ilgili hizmetleri internet üzerinden sunmaktadırlar. Yazılım teminindeki bu yaklaşımda, hizmet sağlayıcıların yazılım uygulamasına ev sahipliği yapıp yönetmesi söz konusudur. Sahip oldukları, yönettikleri ve bakımınıyaptıkları sunucular üzerinde bu yazılımlar çalıştırılmaktadır. İşletmeler, bu hizmet sağlayıcılara uygulama başına ya da aylık hizmet kullanım bedeli olarak ödeme yapmaktadır. Bir uygulama hizmet sağlayıcısından, bir paket yazılıma erişim sağlamanın birçok avantajı vardır. İlk temin sırasında maliyeti çok düşüktür ve kısa sürede kurulumu gerçekleşir. Kullandıkça ödeme, hizmeti sık kullanalar için daha ucuzdur. Bilgi sistem personeli için yatırım ihtiyacı azalır. Ayrıca, uzmanlaşmış bilgi teknolojileri altyapı yatırımı ihtiyacı da olmayabilir. Hizmet alımı sağlayan işletmeler, müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda onlara özel uygulamalar da geliştirmektedir. İşletmenin, sistemi geliştirecek birilerini bulmasının da birçok faydası olabilir. Hizmet alımı sağlayan işletmeler, teknolojide deneyimlidir, daha çok kaynakları vardır ve deneyimli programcılara sahiptir. Sonuçta, hizmet alımı yeni bir sistem geliştirme sürecinde iyi bir alternati ir. Ancak kusursuz bir seçenek olarak da düşünülmemelidir. Yeni bir sistemin kurulumunda dış tedarikçiler tercih edilirse işletmeye özel bilgilerinin paylaşılması ya da gelecekteki geliştirme kontrolünün kaybedilmesi anlamında ödün verilmiş olunacaktır. Kurum içi uzmanlar, bu projeden kazanacakları yeteneklerden mahrum kalacaklar ve uzmanlık dış işletmelere kayacaktır.


#14

SORU:

Mimari tasarımda hangi tasarılara ihtiyaç vardır, sıralayınız?


CEVAP:

Bilgi sistemi, merkezi mi yoksa dağıtık mı olacak? (Birçok sistem, ağ üzerinden dağıtık çalışmaktadır.)
? Bir ağ üzerinden depolanan verinin dağıtımı nasıl olacak? (Birçok modern veritabanı, dağıtık ya da ağ üzerinde çok kopyalı olarak bulunabilmektedir.)
? Geliştirilecek yazılım için uygulama teknolojileri ne olacak? Hangi programalama dili ve araçları kullanılacaktır?
? Satın alınabilen ticari yazılımların bütünleştirilmesi nasıl olacak? (Ticari yazılımın gereksinimlere göre düzenlenme ihtiyacı vardır.)
? Kullanıcı arayüz uygulamasında kullanılacak teknolojiler neler olacaktır?
? Diğer sistemlerle arayüz oluşturmak için kullanılacak teknolojiler neler olacaktır?


#15

SORU:

Mimari tasarım bileşenlerini açıklayınız?


CEVAP:

Bir bilgi sisteminin ana mimari bileşenleri, yazılım ve donanımdır. Bütün yazılım sistemleri, dört temel fonksiyonu yerine getirir. Bunlardan ilki veri depolamadır. Çoğu bilgi sistemi, depolamak ve yeniden kullanmak üzere veriye ihtiyaç duyar. Bu veri, küçük bir dosyada ya da büyük veritabanlarında kaydedilebilir. Bunlar, veri ilişki diyagramlarında belgelenen veri varlıklarıdır. İkinci fonksiyon, veri erişim mantığıdır. Bu, veriye erişim için gereken işlemlerdir. Yapısal Sorgu Dilinde (SQL-Structured Query Language), veritabanı sorguları bu fonksiyonu oluşturur. Üçüncü fonksiyon, uygulama mantığıdır. Veri akış diyagramları, kullanım durum’ları ve fonksiyonel gereksinimleri kapsayan belgelerdeki mantık olarak tanımlanabilir. Dördüncü fonksiyon, sunum mantığıdır. Kullanıcı komutlarının alınması ve bilginin kullanıcıya gösterimini kapsar (kullanıcı arayüzü). Bu dört fonksiyon, bilgi sisteminin temel yapı bloklarını oluşturmaktadır. Sistemin donanımı ise üç temel bileşenden oluşur. Bunlar; istemci bilgisayarlar, sunucu bilgisayarlar ve bunların bağlantısını sağlayan ağ yapısıdır. İstemci bilgisayarlar, kullanıcılar tarafından kullanılan giriş ve çıkış cihazlarıdır. Masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, tabletler ve akıllı telefonlar istemci bilgisayarlara verilebilecek örneklerdir. Sunucu bilgisayarlar ise tanımlanan haklar dâhilinde her kullanıcı tarafından erişilebilen, veri ve yazılım depolamakta kullanılan büyük bilgisayarlardır. Bilgisayarları birbirine bağlayan ağ yapısı, hız, protokol ve bağlantı topolojisi anlamında farklılık gösterebilir.


#16

SORU:

Uygulama mimarisi nedir, açıklayınız?


CEVAP:

Mimari tasarım bir dizi kararın verilmesini gerektirir. Bu kararlardan biri, bilgi sisteminin merkezi mi yoksa dağıtık mı yapılacağıdır. Günümüzde birçok çağdaş sistem, ağ üzerinden dağıtık olarak oluşturulmaktadır. Ağ üzerinden depolanan verinin dağıtımı da karar verilmesi gereken bir konudur. Veritabanları, ağ üzerinde dağıtık ya da birden fazla kopyalı, müşteri/sunucu ya da ağ hesaplama örüntüsünde olabilir. Bütün yazılım kurum içinde geliştiriliyorsa gerçekleme teknolojisi seçiminde hangi programlama dili ve araçların kullanılacağı da seçilmelidir. Ticari olarak temin edilen yazılımın bütünleştirilmesi ve yazılımın özelleştirilmesi için ihtiyaçlar belirlenmelidir. Kullanıcı arayüzünün gerçekleştirilmesi için kullanılan teknoloji seçilecektir. Diğer sistemlere arayüz oluşturulmasında kullanılacak teknolojinin belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu bu kararlar, bilgi sistemi için uygulama mimarisini tanımlar. Buna göre, bilgi sistemini gerçeklerken kullanılan teknoloji özellikleri de uygulama mimarisini oluşturur.


#17

SORU:

Gezinim tasarımını açıklayınız?


CEVAP:

Bir bilgisayar sisteminde en zor şeylerden biri, kullanıcının sistemde gezinimi için komut girmesini ve bilginin girilmesi ve izlenmesi için eylemler gerçekleştirmesini mümkün kılmaktır. Gezinim bileşenleri, kullanıcının eylemlerinin başarı ya da başarısızlık durumu ile ilgili mesaj gösterir. Gezinim sisteminin amacı, sistem kullanımını olabildiğince kolaylaştırmaktır. Gezinim tasarımında temel prensipler şunlardır:
? Hataların önlenmesi: İlk prensip, kullanıcının hata yapmasını engellemektir. Kullanıcı hataları, zaman kaybına ve düş kırıklığına neden olur. Sıklıkla karşılaşılan hatalar, kullanıcının sistemi kullanmaktan vazgeçmesine neden olabilir. Hataları azaltmak için, komutlar ile eylemlere uygun etiketlemelerin yapılması ve sunulan seçeneklerin sınırlandırılması gerekir. Eğer, birden çok benzer seçenek aynı menüde bulunuyorsa ikinci düzey menü oluşturulabilir. Kullanılamayacak komutların gösterilmemesi gerekir. Bulunan içerikte kullanılamayacak seçenekler varsa gri tonlamalı ve seçilemez olarak gösterilebilir. Böylece, kullanıcıya, bu seçeneğin bulunduğu ama içinde bulunulan durumda bunun seçilemeyeceği belirtilebilir. Kullanıcı kritik, geriye dönüşü olmayan bir işlem seçerse kullanıcıya bu durumu belirtmek ve onay istemek gerekir.
? Hata telafisini basitleştirmek: Kullanıcı, mutlaka hata yapacaktır. Sistem, kolayca bu hatayı düzeltme imkânı sunmalıdır. Sistem “geri al” düğmesine sahip olabilir ve bu düğme ile hatalı işlem öncesine dönülebilir. Ancak bazı işlemlerde bu çok daha karmaşık olabilir
? Tutarlı gramer düzeni kullanmak: Dil bilgisi düzeninin seçilmesi önemli bir karardır. Birçok komut, kullanıcıdan nesneyi (dosya, kayıt, kelime vb.) ve nesne üzerinde gerçekleştirilen eylemi (kopyala, sil vb.) belirtmesini gerektirir. Arayüz, önce nesne sonra eylem seçimi ya da önce eylem sonra nesne seçimini gerektirebilir. Hangisi tercih edilirse edilsin, sistemin tamamında tutarlı bir biçimde aynı düzene başvurulması gerekmektedir. Birçok kullanıcı, nesne–eylem düzenine alışıktır ve günümüzde tasarımlarda bu düzen tercih edilmektedir.


#18

SORU:

Kullanıcı arayüzü tasarımını açıklayınız?


CEVAP:

Arayüz tasarımı, haricı^ varlıkların (müşteriler, tedarikçiler, diğer sistemler) sistem ile nasıl etkileşimde olacağını belirleyen bir süreçtir. Arayüzler, kullanıcı arayüzü ve sistem arayüzü olarak iki grupta toplanabilir. Sistem arayüzü, sistem bütünleştirmesinin bir parçası olarak tasarlanmaktadır. Sistem arayüzü, program tasarımı ve veritabanı tasarımında ayrıntılı biçimde tasarlanmaktadır. Kullanıcı arayüz tasarımı, kullanıcının sistemle etkileşimini ve sistemin kabul ettiği ve ürettiği girdi ve çıktıları tanımlar. Böylece, kullanıcı arayüz üç temel yapı içerir. Bunlardan ilki, gezinim mekanizmasıdır. Kullanıcı, sisteme talimatlar verir ve ne yapması gerektiğini söyler (örneğin; düğmeler, menüler vb.). İkincisi, girdi mekanizmasıdır. Sistem bilgiler alır (örneğin, yeni müşteri eklemek için formlar gibi). Üçüncüsü, çıktı mekanizmasıdır. Sistem, kullanıcıya ya da diğer sistemlere bilgi sağlar (örneğin; raporlar, web sayfaları vb.). Tüm bunlar, kavramsal olarak ayrık olmasına rağmen, aslında iç içelerdir. Kullanıcı arayüz tasarımında bazı temel ilkelerin yerine getirilmesi önem arz eder. Bu ilkeler doğrultusunda, tasarımı yapılan arayüz, göze hoş görünmeli, kullanımı basit olmalıdır. Aynı zamanda, kullanıcıların işlerini gerçekleştirirken sarf ettikleri çabanın azaltılması da hedeflenmektedir.
Yerleşim planı: Kullanıcı arayüz tasarımının ilk prensibi, ekran form ve raporun yerleşim planı ile ilgilidir. Yerleşim planı, ekran ya da belge alanının düzenini belirtmektedir. Kişisel bilgisayarlar için geliştirilen birçok yazılım, Microso ya da Macintosh standartlarını izler. Bu yaklaşımda, ekran üç ana alana bölünür. En üst alan, kullanıcıya sistemde gezinim sağlar. Orta alan, kullanıcının çalışmalarını göstermek içindir. En alt alan, kullanıcının yaptıkları ile ilgili durum bilgisi içerir. İçerik bilinci: Kullanıcı, her zaman sistemde neyin nerede olduğunu ve hangi bilginin gösterileceğinin bilincinde olmalıdır. Bu içerik bilinci, arayüze, forma ve raporlardaki alanlara, form ve raporlarda bulunan bilgilere uygulanabilir. Estetik: Arayüzler tasarlanırken göze hoş gelecek şekilde olmalıdır. Ancak sanatsal objeler ile doldurulmamalıdır. Fonksiyonel ve kullanıcı için çekici olmalıdır. Kullanıcı deneyimleri: Kullanıcı deneyimi, arayüz tasarlanırken kullanıcının bilgisayar bilgi düzeyinin göz önünde tutulmasını ifade eder. Bir bilgisayar sistemi, deneyimli olan ve olmayan insanlar tarafından kullanılabilmektedir. Arayüz her iki tip kullanıcı için tasarlanmalıdır. Deneyimsiz kullanıcılar, nasıl hızlı ve kolay bir şekilde sistemi öğrenecekleriyle ilgilenirken uzman kullanıcılar, işlerini nasıl hızlıca ve kolayca tamamlayabilecekleri ile ilgilenmektedir. Çoğunlukla bu iki amaç birbirinin tamamlayıcısı durumundadır ve benzer tasarım kararları gerekir. Ancak bazen ödünleşme de söz konusu olabilir. Deneyimsiz kullanıcı için, menülerde tüm sistem fonksiyonlarına yer verilirken uzman kullanıcı menülerde sadece en sık kullanılan fonksiyonlardan oluşan daha az seçenekli menü tercih edebilir. Tutarlılık: Tasarımda, sistemin daha basit olarak kullanılabilmesi için belki de en önemli faktördür. Kullanıcının ne olacağını kestirebilmesi gerekir. Şöyle ki kullanıcı sistemin bir bölümü ile etkileşim kurduğunda, kalan bölümleri ile nasıl etkileşim kuracağını da bilir. Aynı sistemin bütün parçaları, aynı şekilde çalışır. Ayrıca, sistem diğer bilgisayar sistemleri ile organizasyonda uyumlu olmalıdır. Örneğin, birçok kullanıcı web ile tanışıktır. Bundan dolayı, web benzeri arayüzlerin kullanımı, öğrenme için geçen zamanı azaltır. Kullanıcı çabasını azaltma: Arayüz, kullanıcının işlerini tamamlamak için ihtiyaç duyduğu çaba miktarını en aza indirecek biçimde tasarlanmalıdır. Kullanıcı, en az sayıda fare tıklaması ya da klavye kullanımı ile bir noktadan diğerine erişebilmelidir. Burada, genelde üç tık kuralı kullanılmaktadır.


#19

SORU:

Gezinim kontrol türlerini açıklayınız?


CEVAP:

Kullanıcı arayüzlerini kontrol etmek üzere kullanılan geleneksel donanım ögeleri, klavye ve işaretleme cihazlarıdır. Son zamanlarda ses tanıma sistemleri de bu amaçla kullanılmaya başlanmıştır. Ancak henüz, yeterince yaygınlaşmış değildir. Buna göre, kullanıcı komutlarını tanımlayan üç temel kontrol türünden bahsedilebilir: Diller, menüler, doğrudan yönetim. Diller: Kullanıcı, özel bir bilgisayar dilinde komut girişi yapabilir. Örneğin, Unix ve SQL özel komut dilleri kullanır. Kullanıcı geliştiricinin önceden tanımladığı yolları kullanmadan işlemlerini yürütebildiği için, komut dili, çoğu zaman büyük esneklik sağlar. Ancak diğer tara an çok sayıdaki tip ve sözdizimine sahip komutların öğrenilme güçlüğü vardır. Doğal dil arayüzleri, kullanıcının sesli komutlarını anlayarak işlem yürütür. Menüler: Çok genel bir sistem gezinim türü, menülerdir. Menüler, seçenekleri kullanıcıya düzenlenmiş fonksiyonel gruplar olarak sunar. Kullanıcı, menüde yer alan seçeneklere tıklayarak ya da seçenekle ilişkilendirilen kısayolu tuşlayarak kolayca işlem yürütebilir. Bundan dolayı, yaygın olarak tercih edilen yaklaşımdır. Menüler dikkatli bir şekilde tasarlanmalıdır. Alt menüler, ana menü arkasında saklıdır. Kullanıcı ana menüdeki seçiminden sonra alt menüdeki seçenekleri görebilmektedir. Ana menüde sekizden fazla seçenek olmamalıdır. Ayrıca, kullanıcının en fazla üç tıklama ile isteği eylemi gerçekleştirmiş olması beklenir. Ayrıca, menülerin kategorilere göre ayrıştırılarak oluşturulması da kullanıcının aradığı seçeneğe kolayca ulaşmasında önemlidir.


#20

SORU:

Girdi Tasarımını açıklayınız?


CEVAP:

Girdi mekanizmaları, sisteme veri girişini kolaylaştırır. Sisteme girilen veri, sipariş bilgisi (ürün numarası, miktarı, fiyatı vb.) gibi yapısal veri ya da yorumlar gibi yapısal olmayan veri olabilir. Girdi tasarımı, bilgi girişi yapılan ekranın ya da bilgi yazılan belgelerin tasarımını kapsamaktadır. Girdi denildiği zaman, genellikle klavye ve fare gibi girdi cihazları akla gelmektedir. Ancak, girdi bu cihazlara gelmeden çok önce başlar. İş verilerini bilgisayara girmek üzere, sistem analistleri kaynak belgelerini, girdi ekranlarını, veriyi bilgisayara aktarmak için metot ve yordam tasarlamak zorundadır. Bu amaçla aşağıda açıklanan temel prensipler gerçekleştirilir: Çevrimiçi ve toplu işlem, uygun olarak kullanılır. Girdileri sisteme aktarmak üzere iki genel yaklaşım kullanılır: Çevrimiçi işleme ve toplu işleme. Çevrimiçi işleme ya da başka bir ifadeyle hareket işleme, her bir girdi kaleminin (müşteri siparişi gibi) sisteme ayrı ayrı girilmesidir. Örneğin, kütüphaneden ödünç bir kitap alırken, süreci destekleyen bilgisayar sistemi çevrimiçi işlemeye başlayarak, hareketi hemen uygun veritabanına kaydeder. Diğer taraftan, toplu işleme yaklaşımında, belli bir zaman aralığında toplanan bütün girdiler bir araya getirilir ve sisteme bir kerede toplu olarak girilir. Örneğin bir işletmede saatlik ücret bordroları toplu işlem ile yapılır. Çünkü zaman kartları bir yığın olarak toplanır ve bir kerede işlenir. Veri, kaynağında tutulur. Veri elektronik formatta, kaynağında ya da mümkün olduğunca kaynağına yakın tutulur. Birçok iş sürecinde, hâlâ bilgisayara aktarılan bilgiler aynı zamanda kâğıt formlarda da tutulmaktadır. Örneğin, organizasyonlar, harcama talep formlarını elle doldurur; muhasebe bölümüne teslim eder; bu bölüm tarafından onaylanıp toplu olarak sisteme girilir. Bu sürecin, birçok problemli yönü vardır. İki kere iş yapıldığı için hem maliyetler hem de işlem süresi artmaktadır. Ayrıca, hata yapılma olasılığı da artmaktadır. Günümüzde birçok hareket işleme sistemi, veriyi kaynağından almak üzere geliştirilmektedir. Hiç kimsenin formdaki bilgileri yazmasını gerektirmeden, özel cihazlarla otomatik olarak veri sisteme aktarılabilmektedir. Örneğin; barkod okuyucular, ürünü otomatik olarak tarayıp, bilgiyi sisteme aktarmaktadır. Bu durumda, kâğıt formlara ihtiyaç duyulmamaktadır. Bir başka teknoloji ise optik karakter tanımadır. Bu teknoloji ile formdaki sayılar ve metin, sisteme aktarılabilmektedir. Yaygın olarak kullanılan akıllı kartlar da veri aktarımında kullanılan araçlardandır. Taşınabilir bilgisayar ve tarayıcılar ile herhangi bir konumda formlar taranarak sisteme aktarılabilmektedir.


#21

SORU:

Girdi türlerini açıklayınız?


CEVAP:

Girdi yapılacak veri alanları, grafik kullanıcı arayüzdeki form üzerine yerleştirilir. Bu alanlar, veri girişinde kullanılır. Bu alanların yakın çevresinde, bir etiket bulunur. Bu etiket verinin türü ile ilgili bilgiyi kullanıcıya verir. Çok çeşitli girdi ve girdi alanları bulunmaktadır.


#22

SORU:

Girdi doğrulama nedir, açıklayınız?


CEVAP:

Sisteme girilen bütün verilerin doğruluğunun onaylanması gerekir. Sistemin, geçersiz bir veri girildiğinde bunu engellemesi beklenir. Geçersiz veri girişi olduğunda sistem ya veriyi düzeltir ya da verideki problemi çözmesi için kullanıcıyı uyarabilir. Girdi doğrulama amacıyla kullanılan altı farklı çeşitte onaylama kontrolü vardır.
? Tamlık Kontrolü; gereken bütün verilerin girilmesini temin eder. Veriler üzerinde bir işlem uygulamadan önce, formda girilmesi zorunlu alanlar varsa girilmesi sağlanır.
? Biçim Kontrolü; girilen verinin doğru tipte ve biçimde olmasını temin eder. Veri alanı sayısal ya da kodlanmış veri içeriyorsa kullanılır.
? Aralık Kontrolü; sayısal verinin doğru minimum ve maksimum değerler arasında olmasını temin eder.
? Tutarlılık Kontrolü; veri kombinasyonunun geçerli olduğundan emin olunmasını sağlar. Veri alanları birbirleriyle ilişkilidir. Örneğin, doğum tarihinden sonra evlilik yılı gelmelidir. Hangisinin hatalı olduğunu bilme güçlüğüne rağmen hata kullanıcıya düzeltme için raporlanabilir.
? Veritabanı Kontrolü; verinin, veritabanı ile karşılaştırılarak doğruluğundan emin olunmasını sağlar. Veritabanı kontrolü diğer kontrollere göre maliyetli olabilir. Bu nedenle, öncelikli olarak diğer kontroller tercih edilmelidir.


#23

SORU:

Çıktı tasarımını açıklayınız?


CEVAP:

Çıktılar, sistem tarafından üretilen raporlardır. Ekranda, kâğıt üzerinde ya da daha farklı ortamlardan kullanıcıya sunulur. Aslında, sistemin en çok görünen kısmıdır. Amaç, bilginin en az çaba ile kullanıcının doğru anlayabilmesine imkân sağlayacak biçimde, kullanıcıya sunulmasıdır. Çıktılar için, çeşitli uygulama yaklaşımları vardır.
? Basılı Çıktı: Bilgisayar çıktısı için en yaygın ortam kâğıttır. Hâlihazırda, kâğıt en yaygın ortam olmaya devam etmektedir. Ancak henüz elde edilememiş kâğıtsız bir ofis beklentisi hep vardır. Bunun gerçekleşememesi psikolojik de olabilir. Her durumda, kâğıtlar bir çıktı aracı olarak kullanılmaya devam etmektedir. Kâğıt üzerinde çıktı oluşturmak için yazıcılar kullanılmaktadır. Yazdırma işlemi yapılan boş kâğıt üzerine tüm işaretlemeler ve bilgiler aktarılabildiği gibi, önceden bastırılmış yerleşim düzenine sahip formlara sadece değişken bilgiler bastırılarak da çıktı üretilebilmektedir. Baskı çıktısı için en genel biçim, tablodur. Tablo çıktı, bilgiyi metin ya da sayı sütunlarında sunar. Birçok bilgisayar programı, bu biçimde çıktılar üretmektedir. Bir başka alternatif ise bölgelenmiş çıktı olarak adlandırılmaktadır. Bölgelenmiş çıktı, metin ve sayıların tasarlanmış alan ya da kutular içerisinde formatlı sunulmasıdır. Bu çıktı tipi de tablo çıktı ile birlikte sıklıkla kullanılmaktadır. Form üzerinde her iki çıktı için de alanlar bulunmaktadır.
? Ekran Çıktısı: Bilgisayar çıktıları için en çok gelişen ortam, bilginin çevrimiçi olarak gösterildiği bilgisayar ekranıdır. Ekran çıktısı, sistem kullanıcısına bilgiye uygun erişim imkânı sunmaktadır. Ancak bilgi ekranda geçicidir. Bilgi ekrandan kaldırıldığında, kullanıcının tekrar görüntülemesine kadar kaybolur. Bundan dolayı, basılı çıktı seçeneği genellikle ekran çıktısı ile birlikte sunulur. Ekran çıktısı üzerinden onaylanarak, basılı çıktı üretilebilir. Ekran çıktısı, grafik biçimde sunulabilir. Grafik çıktı olarak adlandırılabilecek bu çıktı biçimiyle bilgi, tablo çıktıya göre daha verimli bir şekilde kullanıcıya sunulabilir.
? Çoklu ortam: Çoklu ortam terimi, sayı, kod ve kelimeler gibi geleneksel biçim dışında sunulan bilgiyi tanımlar. Bu bilgi, grafikler, ses ve video içerebilir. Çoklu ortam çıktılarının kullanımı bilgi sistem uygulamalarının internete geçişi ile artmıştır. Çoklu ortam, daha çok grafik çıktı olarak algılansa da diğer çoklu ortam biçimleri, geleneksel ekran tasarımında yer almaktadır. Animasyonlar, filmler vb. çoklu ortam çıktılarıdır. Örneğin, ürün tanımlamaları için
çoklu ortam destekli ürün katalogları sunulmaktadır. Elbette, çoklu ortam sadece ekran üzerinden sunulan bir çıktı türü değildir. Telefon üzerinden ses, bilgi sisteminin çıktısı olarak sunulabilmektedir.
? Elektronik Posta (e-posta): Elektronik posta, modern iş dünyasında bir çıktı tipi olarak kullanılmaktadır. Yeni bilgi sistemlerinin, e-posta üzerinden çıktı üretme imkânı bulunması beklenmektedir. Özellikle web tabanlı alışveriş sistemlerinde, sipariş alındığında, sipariş bilgisi otomatik olarak elektronik posta çıktısı olarak müşteriye ulaştırılmaktadır. Ayrıca sistem içerisinde üretilen çıktılar, e-posta desteği ile geliştirilebilmektedir. Örneğin, yeni üretilen bir rapor için ilgili kişilere haber vermek üzere otomatik e-posta gönderilmektedir. Kişi, rapora erişerek raporun basılı çıktısını alabilmektedir.
? Köprüler (Hyperlinks): Günümüzde birçok çıktı, web tabanlı olarak sunulmaktadır. Birçok veritabanı ve tüketici sipariş sistemleri, web desteğine sahiptir. Web bağlantıları, kullanıcının kayıt listelerine erişmesine, ilgilendiği kaydı aramasına ve farklı düzeylerde ayrıntılı bilgiye erişmesine imkân vermektedir. Sistem tarafından oluşturulan raporları İnternet üzerinden dağıtmak için, kolayca HTML ve XML formatlarına dönüştürecek birçok teknoloji bulunmaktadır. Böylece, basılı rapora ve işletim sistemine göre değişkenlik gösteren ekran çıktısına bağımlılık ortadan kalkmaktadır. Çünkü web tarayıcıları, her bilgisayarda çalışmakta ve rapor hepsinde aynı şekilde sunulabilmektedir.


#24

SORU:

Bir sistem analistinin bilmesi gereken kavramları açıklayınız?


CEVAP:

Alanlar (Fields): Bu kavram hem dosyalar hem de veritabanları için ortaktır. Alan bir dosya ya da veritabanında depolanan en küçük anlamlı veri birimidir. Dört tür alan vardır: Birincil anahtar, ikincil anahtar, yabancı anahtar ve tanımlayıcı alan. Birincil anahtar, değeri sadece bir kaydı belirten alandır. Örneğin müşteri numarası, veritabanında sadece tek bir müşteri kaydını belirtir. Bu alandaki değer, her kayıt için diğerlerinden farklıdır. İkincil anahtar, veritabanı için alternatif bir belirteçtir. Bu alan, birincil anahtar gibi sadece bir alanı belirtebileceği gibi, bütün kayıtların ilişkili bir alt kümesini de belirtebilir. Yabancı anahtar, bir veri tabanındaki farklı bir dosyanın kaydını işaret eder. Bir türdeki kayıtların, başka bir türdeki kayıtlara bağlantısını oluşturur. Örneğin, sipariş kaydında, müşteri numarası için yabancı anahtar bulunur ki bu müşteri kaydını belirtir. Tanımlayıcı alan, veri depolayan bir başka alandır. Örneğin, bir çalışan dosyası, çalışan ismi, işe giriş tarihi gibi bazı tanımlayıcı alanlar içerir. Bu alanlar, sistem analizi içinde veri modelleme sırasında belirlenir. Kayıtlar (Records): Kayıtlar, önceden tanımlanan biçimde düzenlenmiş alanlardan oluşur. Kayıtlar da dosya ve veritabanları için ortak kullanılan bir kavramdır. Örneğin, müşteri kaydı, numara, isim, soyisim, posta numarası, adres, kredi limiti gibi alanlardan oluşabilir. Sistem tasarımında, kayıtlar sabit boyutta ya da değişken boyutta tanımlanmaktadır. Birçok veritabanı teknolojisi, sabit boyutlu kayıt yapısını desteklemektedir. Her kayıt, aynı alana, aynı sayıda alana ve aynı mantıksal boyuta sahiptir. Bilgisayar programı veritabanından kayıt okuduğunda, bir defada bir grup ya da blok kayıt almaktadır. Bu yaklaşım, disk erişim sayısını azaltmakta ve performansın artmasını sağlamaktadır. Tek bir okuma ya da yazma işleminde, söz konusu kayıt sayısı, bloklama faktörü olarak adlandırılır. Performansı arttırmak adına bu faktör, veritabanı yöneticisi tarafından değiştirilir. Dosyalar ve Tablolar: Benzer kayıtlar, dosya olarak düzenlenebilir. Veritabanı sistemlerinde, bir dosya tablo olarak adlandırılır. Bir tablo, bir dosyaya denk olan ilişkisel veritabanıdır. Bazı geleneksel dosya ve tablolar şu şekildedir. Master dosyalar ya da tabloları, kalıcı kayıtlar içerir. Bir kayıt bu dosyaya eklendiğinde, sistem içerisinde uzun süre kalır. Hareket dosyaları ya da tablolar, iş olaylarını tanımlayan kayıtlar içerir. Bu olayları tanımlayan verilerin, kısıtlı kullanım süreleri vardır. Örneğin, bir fatura kaydı, ödeme yapılana kadar ya da tahsil edilememe nedeniyle silinene kadar kullanışlıdır. Belge dosyaları ve tabloları, belgeleri tekrar oluşturma yükü olmaksızın, belgelere hızlı erişim ve gözatma için geçmiş verilerin kopyasını depolar. Arşiv dosyaları ve tabloları, çevrimiçi depolama alanından silinmiş olan master ve hareket kayıtlarını içerir. Böylece kayıtlar çok seyrek silinme ile sonlanır. Kayıtlar, çevrimiçi depolama alanından çevrim dışı alana aktarılır. Tablo sorgu
dosyaları, tutarlılığı sağlamak ve performansı geliştirmek üzere uygulamalar ile paylaşılabilen statik verileri taşır. Denetim dosyaları, özellikle master ve hareket olmak üzere diğer dosyalara güncellemelerin kaydını tutar. Kayıp verileri kurtarmak için arşiv dosyaları ile birlikte kullanılır. Veritabanları: Bir veritabanı, gruplanmış bilgiler topluluğudur. Bu bilgiler bir şekilde, birbirleri ile ilişkilidir. Örneğin, bu ilişki ortak alanları üzerinden olabilir. Bilginin mantıksal gruplamaları, müşteri verisi, bir sipariş ile ilgili bilgi ve ürün bilgisi gibi kategoriler içerebilir. Veri Mimarisi; veritabanı ortamında, veri bir iş kaynağıdır. Bilgi sistemleri, bilgisayar programcılarına sunulmak ve son kullanıcıların esnek bir şekilde veriye erişimini sağlamak üzere bu kaynak üzerine kurulmaktadır. Veri mimarisi, bir kısım sorunun cevabını oluşturur. Bu sorular şunlardır: İş nasıl geliştirilecek ve verilerin depolanmasında dosyalar ve veritabanları nasıl kullanılacak? Hangi dosya ya da veritabanı teknolojisi kullanılacak? Veri kaynağını yönetmek üzere ne çeşit bir yönetimsel yapı kurulacak? Veritabanı mimarisi; veritabanı teknolojilerini belirtir. Bu teknolojileri, veritabanı motoru, veritabanı kullanım araçları, analiz ve tasarım için CASE araçları, veritabanı uygulama geliştirme araçlarını içerir. Veritabanı mimarisinin, kontrol merkezi veritabanı yönetim sistemidir.


#25

SORU:

Bir sistemin tasarlanmasında fiziksel tasarımı oluşturan faaliyetler nelerdir?


CEVAP:

Sistemin mimari tasarımı, veritabanı tasarımı ve kullanıcı arayüz tasa­rımı


#26

SORU:

Sistem tasarımında kullanılan strateji ve teknikler nelerdir?


CEVAP:

Model gü­dümlü yaklaşımlar

Hızlı uygulama geliştirme (RAD-Rapid Application Development)

Ortak uygulama geliştirme (JAD-Joint Application Development)


#27

SORU:

Model güdümlü yaklaşımlara neler örnek gösterilebilir?


CEVAP:

Modern yapısal tasarım, bilgi mü­hendisliği, prototipleme ve nesne tabanlı tasarım


#28

SORU:

Bir program yukarıdan aşağıya doğru hiyerarşik bileşenler olarak tasarlanıyorsa bu hangi yaklaşımdır?


CEVAP:

Modern yapısal tasarım


#29

SORU:

Veri model diyagramı en çok kullanılan araç hangi yaklaşımdır?


CEVAP:

Bilgi Mühendisliği.


#30

SORU:

Bir çok analist ve tasarımcı tasarımda hangi yaklaşımı tercih etmektedir?


CEVAP:

Prototipleme


#31

SORU:

Hangi yaklaşım, en yeni tasarım stratejisidir?


CEVAP:

Nesne tabanlı tasarım


#32

SORU:

Yeni sistemin temin edilmesi için olan üç yol nelerdir?


CEVAP:

Kurum içi geliştirme, ticari paket yazılım alımı ve hizmet alımı.


#33

SORU:

Kurum İçi Geliştirme nedir?


CEVAP:

Kurum içi geliştirme, bilgi sisteminin kurum içinde bulunan kaynaklar kullanılarak geliştirilmesi olarak tanımlanabilir


#34

SORU:

Sistemi kurum içi sıfırdan geliştirmenin riskleri nelerdir?


CEVAP:

Projenin başarılacağı­nın bir garantisi yoktur. Sistem geliştiriciler diğer projelerde çalışmak üzere görevlendi­rilebilir. Teknik engeller, projede gecikmeye neden olabilir. Sistem kullanıcıları, uzayan zaman çizelgesinden dolayı tahammül gösteremeyebilir


#35

SORU:

Ticari paket yazılım alımı nedir?


CEVAP:

Ticari paket yazılım alımı biçimindeki temin yaklaşımı, bilgi sistemi gereksinimlere uygun ve ticari olarak satılan paket yazılımın satın alınmasıdır.


#36

SORU:

Hizmet alımı nedir?


CEVAP:

Hizmet alımı biçimindeki temin yaklaşımında, bilgi sistemi dışarıdan bir işletmeye yaptırılmakta ya da İnternet üzerinden hizmet olarak kullanılmaktadır.


#37

SORU:

Sistemim mimari tasarımının amacı nedir?


CEVAP:

Mimari tasarımın amacı, bilgi sisteminin yazılım bileşenlerinin sistemin donanım cihaz­larına nasıl tahsis edileceğinin belirlenmesidir.


#38

SORU:

Bütün yazılım sis­temlerinin yerine getirdiği dört temel fonksiyon nelerdir?


CEVAP:

Veri depolama

Veri erişim mantığı

Uygulama mantığı

Sunum mantığı


#39

SORU:

Sistemin donanımı oluşturan üç temel bileşen nelerdir?


CEVAP:

İstemci bilgisayarlar, sunu­cu bilgisayarlar ve bunların bağlantısını sağlayan ağ yapısı


#40

SORU:

Kullanıcı arayüzün içerdiği üç temel yapı nelerdir?


CEVAP:

Gezinim mekanizması, girdi mekanizması, çıktı mekanizması


#41

SORU:

Üç tık kuralı nedir?


CEVAP:

Üç tık kuralı, arayüzde en fazla üç fare tıklaması ile istenen içeriğe ulaşılabilmesidir.


#42

SORU:

Gezinim tasarımında temel prensipler nelerdir?


CEVAP:

Hataların önlenmesi, hata telafisini basitleştirmek, tutarlı gramer düzeni kullanmak


#43

SORU:

Veritabanı kavramlarından Alanlar(Fields) neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Alan bir dosya ya da veritabanında depolanan en küçük anlamlı veri birimidir.


#44

SORU:

Veritabanı mimarisini belirten veritabanı teknolojileri nelerdir?


CEVAP:

Veritabanı mo­toru, veritabanı kullanım araçları, analiz ve tasarım için CASE araçları, veritabanı uy­gulama geliştirme araçları