YENİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ II Dersi 19. Yüzyılda Düşünce Akımları soru cevapları:

Toplam 68 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Tanzimat Dönemi, kısaca nasıl açıklanmaktadır? 


CEVAP:

Tanzimat Dönemi, Fransız İhtilali sonrasında gelişen milliyetçilik cereyanına karşı Osmanlı’nın etnik ve dinî unsurları bir arada tutma ve modernleşme gayretinin ifadesidir.


#2

SORU:

19. Yüzyılın başında Osmanlı Devleti’nin yaklaşık yüzde kaçı gayrimüslimlerden oluşmaktaydı?


CEVAP:

Nüfusun yaklaşık yüzde 40’ı gayrimüslimlerden oluşmaktadır.


#3

SORU:

 Osmanlıcılık nedir? 


CEVAP:

Osmanlıcılık, 1699 Karlofça Antlaşması’ndan itibaren, önce yavaş sonra hızla toprak kaybetmekte olan Osmanlı Devleti’nin çözülme ve çökmesin önleme yanında devletin yönetim şeklinde birtakım değişiklikler yapmayı hedefleyen bir fikrî ve siyasi akımdır. Osmanlı Devleti’ni oluşturan bütün siyasi, etnik, dini yapıları din, dil ve ırk farkı gözetmeksizin yasalar karşısında eşit kabul eden, adalet ve hürriyet içinde bir arada yaşamayı prensip edinen bir anlayıştır. Bir anlamda Osmanlı’nın kuruluş sürecinde ve belirli oranda fiiliyatta da olan durumu yayma ve anayasal bir hâle getirme çabasıdır.


#4

SORU:

İttihat-ı Anasır ne demektir? 


CEVAP:

Ittihat-ı Anasır, unsurların birleşimi demek olan bu ifade, Tanzimat döneminde, çeşitli etnik ve dini yapıların bir arada uyum içinde yaşayabilmesi idealinin karşılığı için kullanılır.


#5

SORU:

 Tanzimat döneminin bürokratları ve aydınlarının ortak özellikleri nelerdir?  


CEVAP:

Bu seçkin bürokratların ortak özelliği henüz yirmili yaşlarında Avrupa ülkelerine gitmiş, Batı medeniyetinin ve bu medeniyetin dinamiklerinden biri olan siyasi yapının farkına varmış olmalarıdır. Hatta zaman zaman Batılı bir yaam tarzını da benimsemeye başlamış, başta Fransızca ya da İngilizce olmak üzere en az bir lisan bilen, iyi eğitimli devlet adamlarıdır. Tanzimat projesinin yürütücüleri olan, bürokrasiden yetişme devlet adamlarının zihnî yapıları, dünya görüşleri, siyasi düşünceleri 1700’lerden beri gelen ıslahat hareketlerinin geçirdiği aşamaların bir muhasebesidir. Devletin iç ve dış problemler karşısında ne yapılması gerektiği hakkında, hemen hemen hepsi aynı fikirde buluşur. Tanzimat aydınlarının ülkenin siyasi yapısının problemli olduğu, gidişatın iyi olmadığı ve acilen bir şeyler yapılması gerektiği noktasında hemfikir olduğu açıktır. Ancak sorunlara buldukları çareler noktasında birtakım farklılıkları vardır.


#6

SORU:

 Tanzimat döneminin aydın bürokratları arasında kimler bulunmaktadır? 


CEVAP:

Tanzimat dönemi bürokratları, 19. Yüzyıl başıyla 1830’lar arasında doğmuş yaklaşık üç kuşaktan oluşur Bunlar arasında: Mustafa Reşid Paşa, Sadık Rıfat Paşa, Mustafa Sami Efendi, Ali Paşa, Fuat Paşa, Münif Paşa, Safvet Paşa, Sadullah Paşa, Mustafa Fazıl Paşa, Halil Şerif Paşa, Mahmut Nedim Paşa, Mithat Paşa gibi pek çok isim sayılabilir.


#7

SORU:

  Tanzimat’tan sonra Islahat Fermanın yayınlamasına neden olan ne tür gelişmeler yaşanmıştır? 


CEVAP:

Tanzimat Fermanı’nın ilanından bir müddet sonra, fermanın şeriat hükümlerine dayandığı ifade edilen yasalarının, pratikte gayrimüslimlere nasıl uygulanacağı gibi birtakım sıkıntılar belirir. Başta İngiltere olmak üzere Avrupa’nın çeşitli devletleri gayrimüslimleri koruma yaftası altında Tanzimat kanunlarının uygulanıp uygulanmadığını denetlemeye başlar. Tanzimat’ın yeterli olmadığı ve uygulanmadığını dile getiren Batı ülkeleri, Rusya’nın Küçük Kaynarca (1774) ile elde ettiği Ortodokslar üzerindeki bazı hakları kötüye kullanmasının önüne geçmek için Paris’te toplanarak Osmanlı’yı yeni bir ferman hazırlamaya sevk eder. Tanzimat’taki kural ve haklara yen haklar eklenerek Tanzimat’tan 17 yıl sonra, 1856’da -Tanzimat’a göre daha kapsamlı olan- Islahat Fermanı yayımlanır.


#8

SORU:

 Islahat Fermanının Tanzimat Fermanından farklılaştığı yönleri nelerdir? 


CEVAP:

Islahat Fermanında Tanzimat Fermanından farklı olarak bir bütçe yapılması ve ekonomik kalkınmaya dair ifadeler vardır.


#9

SORU:

 Islahat Fermanının ilan edilmesinde Osmanlı ne kadar kontrole sahiptir? 


CEVAP:

 Islahat Fermanı yabancı devletlerin hazırladığı ve Bab-ı Âli’nin kabul etmek zorunda kaldığı bir ıslahat programıdır. Osmanlı Devleti, bu fermanı kendiliğinden ilan ettiğini dünyaya açıklamakla, hükümranlık haklarını yalnız şekil yönünden kurtarmıştır. Gerçekte ise Osmanlı İmparatorluğu’nun Hıristiyan tebaasının refahını düşünmek ve bu hususta gereken kararları almak
Avrupa’nın büyük devletlerinin eline geçmiştir.


#10

SORU:

 Osmanlı Döneminde tebaa için ilk kez “vatandaş” kavramı hangi fermanda kullanılmıştır? 


CEVAP:

Tebaa için vatandaş kavramı ilk kez Islahat Fermanında kullanılmıştır.


#11

SORU:

 Islahat Fermanında gayrimüslimler ne tür haklar elde etmişlerdir? 


CEVAP:

Islahat Fermanı’nda bütün tebaanın din ve ırk farkı gözetmeksizin kanun önünde hürlüğü ve eşitliği prensip olarak kabul edilmiştir. Müslümanlarla gayrimüslimlere devlet memurluklarına tayin edilmek, eyalet meclislerinde ve Meclis-i Vâlâ’da temsil edilmek gibi siyasi haklar da verilmiştir.


#12

SORU:

Osmanlılık düşüncesi, Tanzimat Dönemi devlet adamları ve aydınları arasında neden kabul görmüştür?  


CEVAP:

Osmanlılık düşüncesi Tanzimat Dönemi devlet adamlarının ve aydınının ülkenin geleceğini kurtarma adına feragat ve fedası olarak da düşünülebilir. Kendileri için kayda değer bir yenilik ve hak getirmeyen ama buna rağmen diğer etnik ve dinî unsurlara pek çok hak veren fermanlara ve akabinde bu yeni konjonktürün oluşturduğu hürriyetle imtiyazlar elde eden gayrimüslimlere karşı tahammüllü olmak zorunda kalmışlardır. Örneğin, bu dönemde gayrimüslimler rahatlıkla çeşitli cemiyetler kurabilirken Türklere cemiyet kurmak yasaktır. İlk cemiyetlerin gizli olmasının sebeplerinden biri de budur. Osmanlı’nın parçalanmasını başlatan süreç milliyetçilik cereyanıdır. Milliyetçilik ereyanının yavaşlatılmasının en uygun yolu se Osmanlılık bilincinin oluşturulmasıdır. Bu bakımdan Osmanlılık bir üst kimlik arayışı olarak nitelenebilir. Etnik ve dinî kimliğe saygılı, görece demokratik bu programla bir Osmanlı vatandaşlığı oluşturulacaktır. Tanzimat aydınının yazı ve şiirlerinde bu bilinci uyandırmak ve prototip bir “Osmanlı” oluşturmak istediği görülür.


#13

SORU:

Tanzimat Dönemi’ni kim nasıl başlatmıştır?


CEVAP:

Yeni padişahı tebrik etmek için büyükelçi olarak görev yaptığı Londra’dan İstanbul’a dönen Mustafa Reşid Paşa, Abdülmecit’i ıslahatın gerekliliğine inandırmış ve 3 Kasım 1839’da Gülhane Parkı’nda, Gülhane Hatt-ı Humayun’unu okuyarak Tanzimat Dönemi’ni başlatmıştır.


#14

SORU:

 Mustafa Reşid Paşa’nın Osmanlı Devleti’nde aldığı görevlerinden sık sık azledilmesinin nedenleri neler olabilir?


CEVAP:

Mustafa Reşid Paşa parlak zekâsı ve kuvvetli şahsiyetiyle vazgeçilmez bir devlet adamıdır. Ancak onun bir İngiliz hayranı ve taraftarı oluşu, Tanzimat ideallerine sıkı bağlılığı bazı çevrelerin hoşuna gitmez. Sık sık görevlerinden azledilip yeniden atanmasının arkasında yatan sebep bu olabilir.


#15

SORU:

 Mustafa Reşid Paşa’nın bulunduğu dönemde Osmanlı Devleti’ne ve toplumuna ne tür hizmetleri olmuştur?


CEVAP:

Paşa görevleri sırasında kutsal yerler problemi, Rusya ve azınlıklar meselesi gibi  sorunları halletmeye çalışmış; Karma Ticaret Mahkemelerinin kurulması, Rüşdiye  mektebinin açılması, Hazne-i Evrak tesisi, Encümen-i Daniş, Şirket-i Hayriye’nin, Meclis-i Âli Tanzimat’ın kurulması ve esirliğin yasaklanması gibi birçok yeniliğin öncüsü olmuştur. Mustafa Reşid Paşa, Osmanlı Devleti’nin geleneksel kurum ve siyaset yapma şeklinin değişmesi gerektiğini fark etmiş bir devlet adamı olarak kendinden sonraki nesillerin de öncüsü olmuştur.


#16

SORU:

 Şinasi’nin gözünden Mustafa Reşid Paşa nasıl bir kişiliktir?


CEVAP:

Şinasi’ye göre Reşid Paşa Tanzimat’la topluma ve devlete yeni ve güzel bir düzen getirmiştir ki toplumun bu yeni düzenle kazandığı mutluluk, tıpkı Muhammed  Peygamber’in dönemindeki (asr-ı saadet) gibi huzur ve refah doludur. Buna benzer pek çok beyitte Reşid Paşa, Tanzimat’ın banisi olarak Şinasi tarafından övülür.


#17

SORU:

Ziya Paşa, şiirlerinde Ali Paşa’yı nasıl konu etmiştir?


CEVAP:

Türk şiirinin Tanzimat Dönemi’ndeki mizah alanda en etkili şairlerinden biri olan Ziya Paşa, Zafername’sinde Fuat Paşa gibi dönemin diğer birkaç paşası ile birlikte Âli Paşa’yı da över gibi görünerek alaya alır. Âli Paşa’nın Girit meselesini hallediş biçiminden, yapmacık kibarlığına kadar pek çok şeyiyle dalga geçer. Zafername Tanzimat  bürokratlarının üzerinde odaklanıp yavaş yavaş etkisini artırmaya başlayan muhalif sesin de bir göstergesidir. Ağır söylemiyle Ziya Paşa hicvinin de en keskin örneğidir denilebilir.


#18

SORU:

 Ali Paşa göre Osmanlı Devleti’ni kurtarma ile ilgili nasıl bir görüşe sahiptir?


CEVAP:

Âli Paşa’ya göre İslam devletini ve milletini kurtarmak için ufak tefek sakıncalara bakılmamalıdır. Asıl olanı korumak için ayrıntılardan belli bir dereceye kadar fedakârlık etmek gerekmektedir. Osmanlı Devleti’nin karşı karşıya bulunduğu felaketler karşısında, “devlet gemisini kurtarmak için bir yük atmakta” duraklamamalıdır. Bir başka ifadeyle “en az kötüyü benimsemek hükmünde” (ehven-i şer) olan bu tedbirler benimsenmezse İslam devletlerinin en büyüğünün varlığı tehlikeye girer. İslam devleti çöker ve İslam milleti istiklalini kaybeder. “Devlet- Aliyye’ye bir hal olursa, din ve milletimiz tamamen sahipsiz kalır ve birliği berbat olur. Bu nedenle şimdiki durumumuzu bulunduğumuz yüzyılın gereklerine elden geldiğince eriştirmek farz derecesini geçmiştir” diye düşünür.


#19

SORU:

 Ali Paşa ile Mustafa Reşid Paşa arasında siyasi görüşler bağlamında nasıl farklıklar bulunmaktadır?


CEVAP:

Mustafa Reşid Paşa İngiliz taraftarı iken Âli Paşa ise Fransız politikasına yakın durur. Osmanlı devlet yönetiminin Avrupa usullerine göre şekillenmesi gerektiği konusunda kararlıdır. Mustafa Reşid Paşa kadar ilerleme konusunda net ve tutarlı değildir.


#20

SORU:

 Fuat Paşa’nın Osmanlı’nın varlığını sürdürebilmesi konusundaki görüş ve uygulamaları nelerdir?


CEVAP:

Fuat Paşa’ya göre Osmanlı’nın varlığını sürdürebilmesi için siyasi ve idari kurumlarının bir an önce Avrupa’daki gibi bir yapıya kavuşturulması gerekir. Henüz seküler bir söylem mevcut olmadığından İslamcılarda da görüleceği üzere Fuat Paşa da yapılmak istenen ıslahatları İslamiyet’le bağdaştırmaya çalışır. Girişilen bütün yenileşme hareketlerinin İslam’ın kurtuluşu olacağını ifade eder. Fuat Paşa’nın görüşleri büyük ölçüde Âli Paşa ile paraleldir.


#21

SORU:

Feriye olayı nedir? 


CEVAP:

Abdülaziz Feriye Sarayı’nda iki bileği kesik bir hâlde bulunur (1876). İntihar mı yoksa cinayet mi olduğu bilinmeyen ancak hep Hüseyin Avni Paşa’nın azmettirdiği rivayetiyle anılan bu olay tarihe Feriye Vak’ası (Olayı) olarak geçer.


#22

SORU:

 Mithat Paşa’nın devletin kurtuluşu ile ilgili ne tür idealleri vardır?


CEVAP:

Mithat Paşa tıpkı diğer Tanzimat aydınları gibi devletin ve milletin içinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ekonomik buhrandan çıkış yollarını arar. Devlet yönetiminin bir an önce kanunsuzluktan ve keyfilikten kurtulması gerektiğine inanır. Başta gayrimüslim ayrılıkçılığı olmak üzere ekonomik ve dar meselelerin çözüm yolu ise hiç kuşkusuz “meşrutiyet”ten geçmektedir.


#23

SORU:

  Mithat Paşa’nın siyasi düşüncesinin temelinde neler bulunmaktadır?


CEVAP:

Mithat Paşa’nın siyasi düşüncesi üç ayaklı bir temel üzerine oturur: Osmanlıcılık, meşveret/meşrutiyet ve genişletilmiş bir adem-i merkeziyet (yerinden yönetim). Mithat Paşa medeniyet ve terakki, ulûm ve fünûn, kanun ve hürriyet gibi hususlarda tipik bir Tanzimat adamıdır. İslamiyet’le barışıktır. Osmanlıcılık (İttihat-ı Osman) siyasetine ve müsavat (eşitlik) prensibine yürekten bağlıdır; bu bağlılığını icraatıyla da ispatlamıştır. Âli ve Fuat Paşa’dan farkı bir siyasi rejim olarak Meşrutiyet’in gerekliliği hususundadır. Kavimlerin bir arada ahenk içinde yaşayabilmesini (imtizâc-ı akvam) mümkün kılan mekanizmanın anayasal düzen, meşrutiyet olduğu noktasında tam inanç gösteren Mithat Paşa, Kanun-ı Esasi’nin özünü de imparatorluk coğrafyası içindeki bütün halkların Osmanlı bayrağı altında eşit bir biçimde yaşamasında bulur.


#24

SORU:

Şinasi’nin Türk edebiyatında ilk sayılan ne tür çalışmalar yapmıştır?


CEVAP:

Modern Türk edebiyatının başlangıcı kabul edilen Şinasi, Fransızcadan tercüme ettiği şiirleri Tercüme-i Manzume adı ile bastırır. 1860’ta Agâh Efendi (18321887) ile birlikte ilk özel Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahvâl’i yayımlar. İlk modern tiyatro örneği olan Şair Evlenmesi adlı komediyi de burada aynı yıl tefrika eder. Şinasi, Türk edebiyatında aklın ve akılcılığın Tanzimat Dönemi’ndeki en önemli temsilcisi olarak kabul edilir.


#25

SORU:

 Montesqieu’nun hangi düşünceleri Tanzimat aydınlarını etkilemiştir?


CEVAP:

Her toplumun iklimsel ve coğrafi nedenlerden dolayı farklı siyasi biçimlerde yönetilebileceğini düşünen Fransız politik düşünürü Montesque, kuvvetler ayrılığını savunmuştur. Rasyonalizmin öngördüğü her toplumun akıl ekseninde aynı şekilde yönetilebileceği düşüncesine karşı çıkar. Düşünceleriyle Tanzimat aydınının fikirlerinin gelişmesinde önemli bir rol oynar.


#26

SORU:

Şinasi’nin dünya görüşü ve siyaset anlayışı nasıldır?


CEVAP:

Şinasi ardılları olan Namık Kemal ve Ziya Paşa’ya göre daha seküler bir dünya ve siyaset anlayışına sahiptir. Deizme uzanan bir inanç yapısına sahip olan Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa’dan farklı olarak Batı ve Doğu’yu sentezlerken onlar kadar dinden referanslar bulmaya çalışmaz. Bu bakımdan Cumhuriyet Dönemi’nde resmî devlet politikası olacak laiklik ve ulusçuluğun temellerinin aslen Şinasi tarafından atıldığını söylemek yanlış olmaz.


#27

SORU:

 Şinasi’nin Yeni Osmanlı düşüncesinin gelişimine en büyük etkisi nasıl olmuştur?


CEVAP:

Şinasi’nin Yen Osmanlı düşüncesinin gelişimine en büyük etkisi gazetecilik faaliyetleriyle olmuştur. İstanbul’da Âli Paşa tarafından desteklenen La Turque gazetesine karşı Presse d’Orent adlı bir gazete çıkmaktadır. Şinasi, Kuleli Vakası sırasında kapatılan bu gazetede şiirlerini yayımlar. Bu gazetenin devamı olarak 1860’ta Courrer d’Orent adında yeni bir gazete çıkmaya başlar ki aynı tarihlerde yayımlanmaya başlanan Tasvir-i Efkâr’la birlikte bu iki gazete genç kuşağın, “efkâr-ı serbestâne” (serbest düşünce) yanlılarının toplandığı çevre olur.


#28

SORU:

 Osmanlılık düşüncesinin İslamcılık düşüncesine doğru ilerlemesinin altında hangi sebepler yer almaktadır?


CEVAP:

Tanzimat ve Islahat Fermanları son tahlilde toplumu yen bir medeniyet dairesinin içine sokmuştur. Özellikle Islahat Fermanı ne misyonerlik vb. faaliyetler için tam özgürlük isteyen Avrupalıları ne de kendilerine hiçbir kazanım getirmeyen Müslümanları memnun etmiştir. Ancak gayrimüslimler askerlik vazifesinin kendilerine de getirilmiş olmasının dışında fermandan Müslüman halka göre daha hoşnuttur. Dolayısıyla Tanzimat ve Islahat’ın iyi niyetli bir gayret olmasına rağmen Müslüman ve gayrimüslimler arasındaki ayrılmayı hızlandırdığı da söylenebilir. Neticede yavaş yavaş Müslümanlar arasında fermandan duyulan rahatsızlık dillendirilmeye başlanır. Ferman, “İmtiyaz Fermanı” olarak nitelendirilir. Yine başta devlet yöneticileri olmak üzere tepeden aşağıya doğru bir alafrangalaşma, aşırı Batılılaşma ve millî benlikten kopma olduğu eleştiriler artar ve bir muhalif cephe oluşmaya başlar.


#29

SORU:

İslamcılık nedir?


CEVAP:

İslamcılık, İslam Ansiklopedisi’nde İslam’ı inanç, düşünce, ahlak, siyaset, idare ve hukuk bakımından hayata hakim kılmak, Müslümanlar arasında birlik ve dayanışmayı tesis ederek İslam ülkelerini Batı karşısında geri kalmışlıktan kurtarmak amacına yönelik bir çözüm arayışı olarak tarif edilir.


#30

SORU:

İslamcılık düşüncesinin temelleri nelerdir?


CEVAP:

İslamcılık düşüncesi “asr-ı saadet” düşüncesine dayanır. Bozulan devlet düzeninin İslam’ın altın çağı olan Hz. Muhammed ve dört halife dönemlerinin nizam anlayışına yeniden döndürülmesini hedefler. Çünkü “asr-ı saadet”, bedevi, çökmüş bir toplumdan ilmi, mimarisi, edebiyatı ve sanatıyla bir medeniyet çıkarmayı başarabilmiştir. Bu nedenle İslam dünyası içtimai bütünlüğünü sağlayan hasletlere, Kur’an ve sünnete, Selef-- Salih yoluna dönmelidir.


#31

SORU:

  Asr-ı saadet nedir?


CEVAP:

Mutluluk çağı anlamına gelen bu ifade ile Hz. Muhammet’in hayatta olduğu zaman kastedilir.


#32

SORU:

 Selef-i Salih nedir?


CEVAP:

Asr-ı saadet ve ona yakın dönemde yaşamış ahlakı ve dini bütün hayırlı, iyi kişiler bu adla anılır.


#33

SORU:

 İslamcılık akımının temelleri hangi topluluk ve kişilere dayanır?


CEVAP:

İslamcılık akımının babasının Afgânî olduğu şeklinde yaygın bir görüş varsa da, esasen akımın temellerini Yeni Osmanlılara götürmek gerekir. Bu isimlerin başını da Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi ve Mizancı Murat çeker.


#34

SORU:

 İslamcılık akımının doğuşunu hızlandıran olaylar nelerdir?


CEVAP:

İslamcılık akımının doğuşunu ve gelişimini hızlandıran iki olay Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı’dır.


#35

SORU:

 Osmanlılık ne zaman geçerliğini yitirmiştir?


CEVAP:

Tanzimat, bütün etnik ve dini yapıları Osmanlılık kimliği altında toplamaya çalışmıştır. Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından Balkanlar’ın da yavaş yavaş elden çıkmaya başlaması ile Osmanlılık geçerliğini yitirmiştir.


#36

SORU:

  Türkçülüğün ortaya çıkışını hangi olaylar körüklemiştir?


CEVAP:

Türkçülük ve Türk milliyetçiliği de aslında tıpkı İslamcılık gibi tepkiseldir. Yunanistan’ın bağımsızlığını ilan etmesine ek olarak 1881’de Tunus’un Fransızlar; 1882’de Mısır’ın İngilizler tarafından İşgal edilmesi daha sonra Arnavutların muhtariyet talepler gibi olaylar milliyetçilik duygusunu özellikle askerî çevrede körükleyen gelişmeler olmuştur.


#37

SORU:

Dil alanında Türkçülüğünün ortaya çıkmasını sağlayan ne tür gelişmeler yaşanmıştır?


CEVAP:

Namık Kemal’in dilin sadeleşmesi yönündeki girişimleri, ilk Türkçe sözlüklerden birisi olan Lehçe-i Osmani’nin yazarı olan Ahmet Veftik Paşanın dile sadeleşme çabaları, Cemaleddin Afgani’nin Türk aydınları üzerinde etkili olan yazıları, Şeyh Süleyman Efendi’nin Lugat-ı Çağatay ve Türk-i Osmani eseri, Şemsettin Sami’nin Kamus-ı Türki ve Kamus-ül Alam’ı ve daha pek çok gelişme dil alanında Türkçülüğün gelişmesini sağlayan gelişmeler olarak değerlendirilir.


#38

SORU:

 Ahmet Mithat’ın Servet’i Fünuncuları Batı taklidi olmakla suçladığı en önemli romanının adı nedir?


CEVAP:

Felatun Beyle Rakım Efendi


#39

SORU:

 İttihat-i Osmanlı Cemiyeti kimlerden oluşmuştur?


CEVAP:

Kurucuların hepsi askeri tıbbiye öğrencisidir. Bunlar: İbrahim Temo, Abdullah Cevdet, İshak Sukuti, Mehmet Reşid, Hüseyinzade Ali.


#40

SORU:

 Batıcılık neyi savunur?


CEVAP:

 Osmanlı Devleti’nde Batılılaşma çabalarını modernleşme içerisinde değerlendirmek gerekir. Modern; Orta Çağ’ın skolastik anlayışından kurtulup Rönesans ve Aydınlanma ile aklın ürünü olan rasyonel bilim anlayışı ve yönteminin her alana uygulanmasını; Tanrı yerine insanı merkeze alan anlayışı savunur. 


#41

SORU:

 Batılılaşmanın miadı olan olay nedir?


CEVAP:

Her ne kadar Batı kurum ve kuruluşlarına benzer yapılar daha önce şekillenmeye başlasa ve modernleşmenin tarihi daha gerilere götürülebilse de devletin resmî politikası olması itibariyle Tanzimat Dönemi, Batılılaşmanın miladı olarak kabul edilir.


#42

SORU:

 Osmanlı aydınlarının modernleşme konusundaki görüşleri hangi tartışmalar etrafında toplanmaktadır?


CEVAP:

Osmanlı aydını Cumhuriyet’e kadar uzanan süreçte modernleşmeden yanadır ancak modernleşmenin nasıl olacağı ve derecesinin ne olacağı konusunda tartışmalar başlar. Kimisi Batı’nın sadece teknolojisinin alınıp kültürünün bırakılmasını isteyen sentezci bir anlayışa, kimisi külliyen Batı dairesine girmenin yok oluş anlamına geleceğine inanan redci bir anlayışa, kimisi de ilerlemek için topyekûn Batı dairesine girmemiz gerektiğini ileri süren radikal bir anlayışa sahiptir.


#43

SORU:

 Osmanlıda Batılı manada ilk tarihçi olarak kabul edilen kişi kimdir?


CEVAP:

Osmanlıda Batılı manada ilk tarihçi olarak kabul edilen kişi Ahmet Cevdet paşadır.


#44

SORU:

Ahmet Cevdet Paşa’nın Türk düşünür dünyasına en büyük katkısı ne olabilir?


CEVAP:

Ahmet Cevdet Paşa’nın Türk düşünür dünyasına en büyük katkısı Türkçenin bir bilim dili olabileceğine dair yazı ve görüşleri olarak değerlendirilmektedir.


#45

SORU:

 Münif Paşa, Cevdet Paşa’dan farklı olarak hangi alanlardaki çalışmalarıyla Batıcı düşüncenin gelişiminde rol oynamıştır?


CEVAP:

Münif Paşa, Cevdet Paşa’dan biraz farklı olarak siyasetin içindeki değil kültürel ve ilmî sahadaki faaliyetleri ile Batıcı düşüncenin gelişiminde rol oynamıştır.


#46

SORU:

Münif Paşa’nın değişim ve dönüşümünü hangi yıllar sağlamıştır?


CEVAP:

Münif Paşa’yı değiştiren ve dönüştüren Mısır yılları olmuştur.


#47

SORU:

Münif Paşa’nın kurduğu ilk popüler bilim dergisi nedir?


CEVAP:

Münif Paşa, ilk popüler bilim dergisi olan Mecmua-i Fünûn’u kurmuştur.


#48

SORU:

Sadullah Paşa’nın Batıcılık dairesine katkı sağlayan ne gibi çalışmaları olmuştur?


CEVAP:

Edebî ürün verme adına çok üretken olduğunu söyleyemeyeceğimiz Sadullah Paşa’nın en dikkate değer noktalarından birisi Lamartine’den yapmış olduğu “Le Lac” (Göl) çevirisidir ki bu çeviri Türk edebiyatında en başarılı şiir tercümelerinin başında gelir. Sadullah Paşa’yı Batıcılık dairesi içinde değerlendirmemizi sağlayan en önemli eser ise yukarıdaki düşüncelerinin bir serimi olan “19. Asır Manzumesi”dir. Manzumenin adındaki tarihin miladi (Batı sistemi) oluşu bile dikkat çeker. Bu manzumede Paşa, 19. yüzyıldaki kimya, fizik vb. alanlardaki bilimsel gelişmelerin, icatların âdeta bir dökümünü yapar. Şiir, fenni ve aklı merkez almış bir zihniyetin övgüsüdür.


#49

SORU:

Namık Kemal’in “vatan” ve “Osmanlılık” temasını işlediği şiirlerden en az iki tanesini yazınız.


CEVAP:

Namık Kemal “Vâveylâ”, “Vatan Türküsü”, “Hilâl-i Osmânî” gibi şiirleri olmak üzere çeşitli gazel ve kasidelerinde bu temayı işlemiştir


#50

SORU:

Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh’un görüşleri Meşrutiyet Dönemi’nin en önemli İslamcı aydını olarak kabul edilen hangi şair üzerinde etkili olmuştur?


CEVAP:

Cemaleddin Afganî ve Nuhammed Abduh’un Mehmet Akif’ in zihnî ve ideolojik temellerini oluşturan isimlerin başında gelmektedir


#51

SORU:

Tanzimat Dönemi sonrası gelişen Türkçülük akımını Meşrutiyet Dönemi’nde sistematize eden ve bu anlamda Cumhuriyet’in fikri mimarlarından biri sayılan Ziya Gökalp’ın Türkçülük çerçevesindeki eserleri nelerdir?


CEVAP:

Kızıl Elma, Yeni Hayat, Altın Işık gibi şiir kitaplarında ve çeşitli yazılarında Türkçülüğün derin izlerini bulduğumuz Ziya Gökalp’ın Türkçülüğün genel çerçevesini çizdiği esas eserleri Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak (1918) ve Türkçülüğün Esasları (1923)’tır.


#52

SORU:

Ahmet Cevdet Paşa’nın modern olarak değerlendirilebilecek faaliyetleri nelerdir?


CEVAP:

Eğitim kurumlarının ıslahına yönelik çalışmaları yanında yeni eğitim kurumlarının açılması, her kademe için okul kitaplarının basılması gibi gayretleri olan ve Mecelle’yi de kaleme alan Paşa’nın Türk düşün dünyasına belki de en büyük katkısı Türkçenin bir bilim dili olabileceğine dair yazı ve görüşleridir. Ahmet Cevdet Paşa başta Kavaid-i Osmaniyye olmak üzere çeşitli dil bilgisi çalışmaları yapmıştır. Bir bilim derneği kurulması için çalışmalar yapar.


#53

SORU:

Osmanlıcılık fikir akımının özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Osmanlıcılık, Osmanlı Devleti’ni oluşturan bütün siyasi, etnik ve dinî yapıları din, dil ve ırk farkı gözetmeksizin yasalar karşısında eşit kabul eden, adalet ve hürriyet içinde bir arada yaşamayı prensip edinen bir anlayıştır. Tanzimat Dönemiyle birlikte devletin resmî
ideolojisi durumuna gelmiştir.


#54

SORU:

İslamcılık fikir akımı nasıl doğmuştur?


CEVAP:

İslamcılık akımının ortaya çıkmasına neden olan bir takım iç ve dış sebepler vardır. Dış sebepler Batı’nın eskiden cihanşümul bir devlet olmasına rağmen Osmanlı’yı artık düşmüş ve hasta olarak nitelemeye ve hatta aşağılamaya başlaması karşısında oluşan reaksiyonda toplanabilir. İç sebeplerin özünü ise Tanzimat ve Islahat fermanlarının gayrimüslimlere sağladığı ayrıcalıklar karşısında Müslüman çoğunluğun rahatsızlığı oluşturur. Rahatsızlık Yeni Osmanlı hareketi adı altında örgütlü bir hâle gelecek ve cemiyet içinde dillendirilmeye başlanacaktır.


#55

SORU:

İslamcılık nedir?


CEVAP:

İslamcılık, İslam Ansiklopedisi’nde “İslâm’ı inanç, düşünce, ahlâk, siyaset, idare ve hukuk bakımından hayata hâkim kılmak, Müslümanlar arasında birlik ve dayanışmayı tesis ederek İslâm ülkelerini Batı karşısında geri kalmışlıktan kurtarmak amacına yönelik bir çözüm arayışı” olarak tarif edilir.


#56

SORU:

İttihat-ı Anasır ne demektir?


CEVAP:

Unsurların birleşimi demek olan bu ifade, Tanzimat döneminde, çeşitli etnik ve dini yapıların bir arada uyum içinde yaşayabilmesi idealinin karşılığı için kullanılır.


#57

SORU:

İslamcılık düşüncesinin ilk temsilcilerinden vatan şairi olarak bilinen şair kimdir?


CEVAP:

Vatan şairi olarak bilinen şair Namık Kemal'dir.


#58

SORU:

Osmanlılık düşüncesinin kurucu ve temsilcilerinden en az üç tanesini yazınız.


CEVAP:

1- Mustafa Reşid Paşa

2- Âli Paşa

3- Fuat Paşa

4- Mithat Paşa

5- Şinasi


#59

SORU:

Feriye Olayını özetleyiniz.


CEVAP:

Abdülaziz Feriye Sarayı’nda iki bileği kesik bir hâlde bulunur (1876). İntihar mı yoksa cinayet mi olduğu bilinmeyen ancak hep Hüseyin Avni Paşa’nın azmettirdiği rivayetiyle anılan bu olay tarihe Feriye Vak’ası (Olayı) olarak geçer. 


#60

SORU:

İslamcılık düşüncesinin tohumlarını atan önemli isimler kimlerdir?


CEVAP:

İslamcılık Türkiye'de Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Mizancı Murat gibi Tanzimat yazarları tarafından tohumları atıldıktan sonra Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad, Volkan vb. dergilerde toplanan yazar, şair düşünce ve din adamları tarafından etkili olarak II. Meşrutiyet Dönemi’nde güçlenir.


#61

SORU:

Türkçülük fikir akımı nasıl doğmuştur?


CEVAP:

Tanzimat, bütün etnik ve dinî yapıları Osmanlılık kimliği altında toplamaya çalışmıştır. Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından Balkanlar’ın da yavaş yavaş elden çıkmaya başlaması ile Osmanlılık geçerliğini yitirir. Bu defa pragmatik Osmanlı, sosyokültürel olarak kendine daha yakın olan ve din şemsiyesi altında toplayabileceğini düşündüğü Müslümanları İslamcılıkla bir arada tutmaya çalışır. Zaten Osmanlı, Türk ya da Arap olmaya önem vermeksizin Müslüman kimliği önceler (Aynı durum Ermeni, Sırp, Rum vs. ayırt etmeden hepsini gayrimüslim kabul etmesinde de görülür.). Çok geçmeden bunun da pratikte imkânı olmadığı anlaşılır. Son çare -her ne kadar bir Oğuz boyu olan Osmanlı, devleti Türk etnik kimliği üzerinde kurmasa ve idame ettirmese de- aslî unsur olan bu kimliğe sarılmaktır.


#62

SORU:

Osmanlı milliyetçilikle nasıl tanışmıştır?


CEVAP:

Osmanlı, Kutsal İttifak Devletleri (Avusturya, Venedik, Lehistan) ile imzaladığı Karlofça Antlaşması (1699) ile ilk toprak kaybını yaşar. Gerileme Dönemi de böyle başlar ve yavaş yavaş başka topraklar da kaybedilir. Ancak bunların hiçbiri Osmanlı için 1829’da Yunanistan’ın bağımsızlığını elde etmesi kadar dramatik olmamıştır. Çünkü yüzlerce yıl tebaası konumunda olan bir halk artık bağımsızlığını ilan etmiş ve kendi devletini kurmuştur. Bu aynı zamanda Osmanlı’nın milliyetçilikle tanışması olur.


#63

SORU:

Avrupalı Türkologların Türkçülük fikri üzerindeki önemi nedir?


CEVAP:

18. ve 19. asırda Türklerin köklerini araştıran ve erdemli yanlarını anlatan bazı Avrupalı Türkologların çalışmaları, savaşlarla bunalmış Türk halkına motivasyon kaynağı olur. Köklerini merak duygusu uyandırır. Türklük bilincini oluşturması sebebiyle Türkçülük cereyanının gelişmesinde Avrupalı Türkologların bu bakımdan önemi büyüktür.


#64

SORU:

Üç Tarz-ı Siyaset (Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük) eseriyle Türkçülüğün temel kaynaklarından birini ortaya koyan, Türkçü fikirlerin gelişimi adına en etkili isimlerden biri olan isim kimdir?


CEVAP:

Yanıt Yusuf Akçura'dır. 


#65

SORU:

Osmanlıcada “t,r,k” harfleriyle ünlü harf olmaksızın yazılan ve terk kelimesi ile karışan Türk ifadesinin doğru yazımı için “ü” harfini yerleştiren kişi kimdir?


CEVAP:

Doğru yanıt Veled Çelebi'dir. 


#66

SORU:

Osmanlı modernleşmesinin pragmatik yapısı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Viyana yenilgisine kadar Osmanlı hep ilerleme içinde olmuştur. Askerî, ekonomik ve kültürel olarak Batı karşısında kendini hep güçlü ve üstün hisseder. Bu bakımdan Avrupa’daki Rönesans, reform, hümanizm hareketlerinin yakın takipçisi olmamıştır. İlk toprak kayıplarıyla (1699-Karlofça) birlikte biraz kendine gelmeye başlasa da Osmanlı yenilgileri sadece Batı’nın askerî üstünlüğüne hamleder ve medeniyet olarak hâlâ kendi üstünlüğü noktasında kararlıdır. Bunun için de ilk yenileşme hareketleri askerî alanda olur. Dolayısıyla Osmanlı modernleşmesinin pragmatik bir yapısı vardır ve zaruretten ortaya çıkmıştır.


#67

SORU:

Osmanlı'da medeni olarak geri kalmışlık fikrinin yayılması nasıl olmuştur?


CEVAP:

28 Çelebi Mehmet’in elçi olarak görevlendirilmesinin ardından elçilik ya da öğrenim görmek üzere Avrupa’nın çeşitli yerlerine gidip Batı ile temas kurduktan sonra onların üstünlüğünü görenlerin sayısı gittikçe artar. Kısa zaman sonra Batı karşısında medeni olarak geri kalmışlık Osmanlı aydını tarafından daha net dillendirilen bir şey olur. 


#68

SORU:

Batıcılık düşüncesinin temsilcilerinden en az üç  tanesini belirtiniz.


CEVAP:

1- Ahmet Cevdet Paşa

2- Münif Paşa

3- Şinasi

4- Sadullah Paşa

5- Beşir Fuad