Türk Mutfak Kültürü Ara 1. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
1928 ten sonra basılan yemek kitaplarının 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında İstanbul’da yayınlanan yemek kitaplarından farkı neydi?
Temel gıda bilgileri vermeleri |
Latin alfabesiyle basılmış olmaları |
Alafranga ve alaturka tarifler içermeleri |
Modern mutfak aletlerini tanıtmaları |
Mutfak ve sofra düzenini anlatmaları |
1921 yılında Mehmet Reşat tarafından yayınlanan Fenn-i Tabahat (Yemek Pişirme İlmi) asri bir mutfak kavramını yansıtan erken örneklerden biridir . Bir tarif kitabından çok mutfak ve sofra düzenini, temel gıda bilgilerini geleceğin ev hanımlarına anlatan bu kitap kuzine, terazi ve et kıyma makinesi gibi modern mutfak aletlerini de tanıtmaktadır. 1928 ten sonra basılan yemek kitapları harf devriminden sonra olduğu için Latin alfabesi ile basılmıştır.
2.Soru
Hangisi Osmanlıda 19. yüzyıla kadar genel olarak kullanılan pişirme yöntemlerinden biri değildir?
Kızartma |
Haşlama |
Izgarada pişirme |
Kavurma |
Tencerede pişirme |
Osmanlı mutfağında genel olarak haşlama, kavurma, ızgarada pişirme, tencerede pişirme gibi farklı birçok pişirme yöntemi kullanılmaktadır.
3.Soru
Kaynaklarda fülfül olarak da geçen, özellikle 18. ve 19. yüzyılda neredeyse tüm etli yemeklere konulan Osmanlı saray mutfağının vazgeçilmez baharatı aşağıdakilerden hangisidir?
Biberiye |
Zencefil |
Karanfil |
Karabiber |
Kekik |
Özellikle 18. ve 19. yüzyılda neredeyse tüm etli yemeklere karabiber konuluyordu. Kaynaklarda fülfül olarak da geçen karabiber, Osmanlı saray mutfağının vazgeçilmez baharatı olmuştur. Doğru cevap D'dir.
4.Soru
- Divanda kullanılan porselen tabaklardan sorumlu olmak
- Enderun ve ikinci avludaki mutfaklardan sorumlu olmak
- Padişah yemek yemeden önce yemeğinden kontrol için tatmak
Yukarıdakilerden hangisi Saray'ın hiyerarşik düzenlemesinde üçüncü sırada yer alan Kilercibaşı'nın görevlerinden değildir?
Yalnız I |
Yalnız II |
Yalnız III |
II ve III |
I, II ve III |
Sarayın hiyerarşik düzenlemesinde üçüncü sırada yer alan Kilercibaşı, enderun ve ikinci avludaki mutfaklar ile kilerlerin, kiler koğuşu içoğlanların ve Saray’ın dış teşkilatına bağlı tüm mutfak görevlilerinin amiriydi. Diğer taraftan padişahın yemeğinin pişirilmesi ile ilgilenmek, sofrasını kurarak yemesine nezaret etmek; reçel, şurup, şerbet, macun ve tatlı türü yiyeceklerini hazırlatmak; turşu, baharat vs. muhafaza etmek, padişah yemek yemeden önce yemeğinden kontrol için tatmak kilercibaşının görevleriydi.Serçin ise aynı zamanda padişahın sofrasında ve elçi kabullerinde Divan’da kullanılan porselen yemek takımlarından sorumluydu. Doğru cevap A'dır.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Orta Asya'da yaşayan Türklerin ilk besin kaynaklarından biri değildir?
At eti |
Süt ve süt ürünleri |
Koyun eti |
Buğday |
Bal |
At ve koyun sürülerine sahip olan Türkler, ilkbaharda geniş meraları olan yaylalara sonbaharda ise vadilere göçmüşlerdir. C¸in kaynakları Türkleri, göçerler suyun ve otun peşinden gitmekteydi diye tanımlar. İlk besinleri at ve koyun eti, süt ve süt ürünleri ile buğday olan Türklerin yaşadıkları bölgenin sebze ve meyve çeşitleri açısından oldukça sınırlı olduğu bilinmektedir. Türk topluluklarının Hunlardan itibaren yetiştirdiği hayvanlar arasında at ön planda gelirken, bunu koyun, keçi, deve ve büyükbaş hayvanlar izlemekteydi. Büyükbaş hayvanların tercih edilmeme sebebi, kışın çok fazla yeme ihtiyaç duyup göç şartlarına dayanıklı olmamalarıydı.
6.Soru
Hangisi Osmanlı mutfağındaki yoğurt ve şut çorbalarından biridir?
düğün çorbası |
Buğday çorbası |
ekşili-köfteli çorba |
lahana çorbası |
mercimek çorbası |
Osmanlı sofrasının ana yemeklerinden olan çorbanın geçmişi çok eskilere, Orta Asya’da yaşayan konar göçerlere kadar uzanmaktadır. Osmanlı mutfağında pişen çorbaların malzeme zenginliği ve çeşitliliği, tek başına bir çorbalar kitabını dolduracak kadar çoktur. Bu çorbalar şu şekilde gruplandırılarak örneklendirilebilir :
- Tahıllı, bakliyatlı ve hamurlu çorbalar: Buğday çorbası, bulgur çorbası, erişte çorbası, şehriye çorbası, nohut çorbası, mercimek çorbası, tarhana çorbası, pirinç çorbası.
- Et ve sakatat çorbaları: İşkembe çorbası, baş-paça çorbası, ciğer çorbası, ekşili-köfteli çorba
- Yoğurt ve süt çorbaları: Akçorba, bozca çorba, ayran çorbası, düğün çorbası
- Tavuk çorbaları: Pirinçli, pirinçsiz, terbiyeli, sebzeli, erişteli çeşit çeşit tavuk çorbaları
- Sebze çorbaları: Havuç çorbası, lahana çorbası, şalgam çorbası, taze bakla çorbası
7.Soru
Mutfaklarda çalışan ve habbâzîn adını taşıyan kişiler ne iş yapardı?
Koyun ve tavukları kesip hazırlarlardı. |
Erzâğın konulduğu kilerden sorumlulardı. |
Süt ve süt ürünlerinden sorumlulardı. |
Ekmek ve unlu mamülleri pişirirlerdi. |
Sebzeleri temizleyip pişmeye hazırlarlardı. |
Ekmek ve unluların pişirildiği fırınlar (Fırın-ı Has ve Fırın-ı Harcî) emânete bağlı birimlerden biriydi.Bu birimde çalışanlara ekmekçiler yani habbâzîn denirdi. Ekmekçiler kendi içlerinde pişirici, hamur karıcı (hamurger) ve elekçi olarak üç ayrı bölük oluştururlardı.
8.Soru
Orta Asya’da Türklerin sürekli göç ederek yaşadığı dönemlerde yazın hangi yöntemle, yiyecekler kış aylarında tüketilmek üzere saklanırdı?
Tütsülenerek |
Kurutularak |
Tuzlama yapılarak |
Haşlanarak |
Dondurularak |
Orta Asya’da Türklerin sürekli göç ederek yaşadığı dönemlerde yiyecekler yazın kurutulur, kış aylarında tüketilmek üzere saklanırdı. Kurutulan yiyecekler göç edilen yere daha kolay götürülür, orada hazır hâlde tüketilirdi.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 1917 Bolşevik devrimi ardından İstanbul’a sığınan Rus göçmenlerin etkisiyle Türk mutfağına giren yemekler arasında yer almaz?
Borç çorbası |
Karski şaşlık |
Piroşki |
Soğan çorbası |
Piliç Kievski |
İstanbul’da restoran kültürünün gelişmesinde 1917 Bolşevik devrimi ardından İstanbul’a sığınan binlerce Rus göçmenlerin büyük etkisi olmuştur. Beyoğlu’nda açtıkları
ve işlettikleri restoranlar aracılığıyla İstanbul yemek kültürü Rus esintili yemekler ve içki kültürü ile tanıştı. Böylelikle “borç çorbası”, “karski şaşlık”, “piliç Kievski”, “böfstronogof ”, “piroşki” gibi yemekler zaman içinde Türk mutfağına girmiştir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisinde Harf Devrimi sonrasında Cumhuriyet döneminde basılan ve en çok satanlar niteliği taşıyan kitapların yazarları doğru olarak verilmiştir?
Fahriye Nedim-Ekrem Muhittin Yeğen |
Fahriye Nedim-Mehmet Reşat |
Ekrem Muhittin Yeğen-Mehmet Reşat |
Necip Ertürk-Fahriye Nedim |
Abdullah Efendi-Necip Ertürk |
1928 Harf Devrimi sonrası Cumhuriyet döneminde Latin alfabesi ile basılan yemek kitapları arasında en çok satılanlar (best-seller) niteliği taşıyan en önemli iki yayın vardır. İlk baskısı 1933 yılında yapılan Fahriye Nedim’in Alaturka ve Alafranga Mükemmel Yemek Kitabı ve Ekrem Muhittin Yeğen’in 1944 de basılan Alaturka ve Alafranga Yemek Kitabı. Bu iki kitabın da yeni baskıları günümüze kadar devam etmiştir. Her iki yazarın da ayrıca alaturka ve alafranga tatlı tariflerini içeren kitapları bulunmaktadır. Doğru cevap A'dır.
11.Soru
Elektrikli fırınlar ve buzdolapları hangi yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır?
1920'li |
1930'lu |
1940'lı |
1950'li |
1960’lı |
Anadolu’da kent kültürünün etkisi değişimlere yol açmış, daha önce kasabalarda pek bulunmayan lokantalar, elektrikli fırınlar
ve buzdolapları 1960’lı yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. Böylelikle pişirme teknikleri de, düdüklü tencere, çelik tencere ve fırınların kullanımıyla değişime uğramıştır.
12.Soru
I) Küdenke aş
II) Togum aşı
III) Boşuğ aşı
IV) Buğday aşı
V) Koldaş aşı
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri, Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig’de XI. yüzyılın ziyafet türleri olarak altı çeşit yemekten bahsederek bu ziyafetlere mutlaka gidilmesi gerektiğini açıkça ifade ettiği ziyafetlerdir?
Yalnız I |
Yalnız II |
I,II ve III |
III, IV ve V |
I, II ve V |
Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig’de XI. yüzyılın ziyafet türleri olarak altı çeşit yemekten bahsederek bu ziyafetlere mutlaka gidilmesi gerektiğini açıkça ifade eder. Bu yemekler; küdenke aş (düğün yemeği), sünnet aşı (sünnet yemeği), ad aşı (ad-san alma yemeği), togum aşı (doğum yemeği), koldaş aşı (arkadaş yemeği), yoğ/yuğ aşı (ölü yemeği) idi.
13.Soru
Kuşhane mutfağını tamir ettiren padişah kimdir ?
Kuşhane mutfağını tamir ettiren padişah kimdir ?
Fatih Sultan Mehmet |
Kanuni Sultan Süleyman |
I. Yıldırım Beyazıt |
Sultan I. Mahmud |
IV. Murat |
Harem’in enderuna açılan kuşhane kapısının üzerindeki 1147 (1734-35) tarihli kita^bede Sultan I. Mahmud’un kuşhane mutfağını tamir ettirdiği yazılıdır. Doğru cevap D şıkkıdır.
14.Soru
Osmanlı İmparatorluğunda başkentin gıda tedariğinden birince derecede kim sorumluydu?
Padişah |
Sadrazam |
Defterdar |
Nişancı |
Rumeli Beylerbeyi |
Osmanlı’da geniş ve etkin bir organizasyon gerektiren başkentin gıda tedariğinden birinci derecede sadrazam sorumluydu. Fakat sorumlu olduğu meselelerin fazlalığı sebebiyle kendisi bu görevini vekiline devretmişti. Vekili, yani kaimmakam, iaşe içlerinde kadı ve arpa emininden yardımlar almaktaydı.
15.Soru
Türk mutfak kültürünün şekillenmesinde önemli yeri olan dönemler arasında bulunmaz?
Beylikler dönemi |
Orta Asya dönemi |
Anadolu dönemi |
Selçuklu dönemi |
Cumhuriyet dönemi |
16.Soru
I. Kaşgarlı Mahmud, Türklerin kurutulmuş kabağa şaşnagu adını verdiklerini yazmaktadır.
II. Uygur Türkleri baklagillerin hemen hepsi için börülce kelimesini kullanıyorlardı.
III. Kaşgar şehrinde, Kaşgarlı Mahmud’un höçünek adını verdiği güzel kokulu bir kavun yetiştirilmekteydi.
Orta Asya Türk topluluklarının meyve, sebze ve tahıl tüketimine ilişkin yukarıda verilen önermelerden hangisi hangileri doğrudur?
I ve III |
II ve III |
I, II ve III |
Yalnız III |
I ve II |
Kabak taze ve kurutulmuş olarak tüketilen sebzelerden biriydi. Kaşgarlı Mahmud, Türklerin kurutulmuş kabağa şaşnagu adını verdiklerini yazmaktadır. Uygur Türkleri baklagillerin hemen hepsi için börülce kelimesini kullanıyorlardı. Kurutulmuş Harezm kavunu Abbasi hilafet merkezi Bağdad başta olmak üzere muhtelif şehirlere hatta Çin, Hindistan gibi uzak ülkelere de ihraç edilmekteydi. Kaşgar şehrinde, Kaşgarlı Mahmud’un höçünek adını verdiği güzel kokulu bir kavun yetiştirilmekteydi. Doğru yanıt C'dir
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı mutfağında 19. yüzyılda yemek pişirme teknikleri açısından gelişen en önemli değişikliklerden biridir?
Salçanın kullanılmaya başlanması |
Izgarada pişirme |
Tencerede pişirme |
Kavurma yöntemi |
Haşlama yöntemi |
Osmanlı mutfağında genel olarak haşlama, kavurma, ızgarada pişirme, tencerede pişirme yöntemi kullanılmaktadır. Yemek pişirme teknikleri açısından belki en önemli değişiklik; sade yağın yanında zeytinyağının ve yemek yapım sürecini kolaylaştıran ve kısaltan salçanın kullanılmaya başlanmasıdır. Doğru cevap A'dır.
18.Soru
Orta Asya döneminde Türk kültürünün temel uğraşları nelerdir?
Çobanlık |
Çiftçilik |
İhracat |
İthalat |
Ticaret |
Çobanlık ve hayvan besleyiciliği bu dönemdeki Türk kültürün temel uğraşları olarak kabul edilebilir. Doğru cevap
19.Soru
Cumhuriyet döneminde düzenlenen Cumhuriyet baloları ve hizmete giren tren lokantalarının Türk mutfak kültürü bakımından işlevi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak ifade edilmiştir?
Katılımcı ve seyahat eden levantenler ile gayrimüslimlerden ticari gelir elde etmek |
Avrupa mutfağındaki alafranga yemekleri Türk mutfağına kazandırmak |
İstanbul'da yaşayan gayrimüslim aşçıları bir araya getirmek |
Elitler ve kamusal alanlar yoluyla yeni mutfak adabını topluma aşılamak |
Lokantaların yaygınlaşmasını sağlamak ve servis personeli yetiştirmek |
Avrupa kültüründeki yemek yeme adabının çeviri kitaplar yoluyla aktarılmasının yanı sıra; elitler, askerler ve Türk burjvazisi yoluyla sofra adabında topluma model olmak amacıyla Cumhuriyet baloları düzenlenmiştir. Aynı zamanda tren lokantaları ile de yeni sofra adabının kamusal alanlar yoluyla topluma aşılanması hedeflenmiştir. Doğru cevap D'dir.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, ilk basılmış Türkçe yemek kitabıdır?
Melceü’t- Tabbâhîn |
İlân-ı Hürriyet |
İcare-i Adem |
Takrir-i Sükûn |
Kitâbu’l-harâc |
“Melceü’t- Tabbâhîn” yani “Aşçıların Sığınağı” basılmış ilk Türkçe yemek kitabıdır. İlk baskısı 1844 yılında İstanbul’da yapılmıştır. Yazarı, II. Mahmut tarafından açılmış batılı anlamda ilk tıp fakültesi Mekteb-i Tıbbıye-i Adliye-i Şahane hocalarından Mehmet Kamil’dir. Yazarın tıp hocası olması yemeğin sağlıkla ilişkisinin günümüzden yıllar öncesinde bağladığının önemli bir göstergesidir.
İlân-ı Hürriyet, İkinci Meşrutiyet’in ilânını takip eden grevlere verilen isimdir. İcare-i Adem, köle-efendi ilişkisi mantığında insan kirası anlamındadır. Takrir-i Sükûn, 4 Mart 1925 tarihli ve 578 sayı ile çıkan kanunun ismidir. Kitâbu’l-harâc ise, devletin gelirleri ile ilgili konuları ele almak üzere yazılmış edebi bir eserdir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ