Ceza Hukukuna Giriş Ara 8. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
I- Kişinin üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunabileceği bir hakkın varlığı
II- Kişinin rızaya ehil olması
III- Rızanın Açıklanması
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri TCK’nin 26. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen ilgilinin rızasının geçerlilik şartları arasında yer alır?
Yalnız I |
Yalnız II |
I ve III |
II ve III |
I, II ve III |
Kanun’daki düzenlemeyi dikkate alarak ilgilinin rızasının geçerlilik şartlarını aşağıdaki
şekilde sıralamak mümkündür:
- Kişinin üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunabileceği bir hakkın varlığı,
- Kişinin rızaya ehil olması,
- Rızanın Açıklanması.
2.Soru
Kişinin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde aşağıdakilerden hangisi söz konusudur?
Doğrudan kast |
Olası kast |
Taksir |
Soyut tehlike suçu |
Somut tehlike suçu |
TCK’nın 21. maddesinin ikinci fıkrasında, olası kast şu şekilde tanımlanmıştır:
“Kişinin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine
rağmen, fiili işlemesi hâlinde, olası kastı vardır.”
3.Soru
- Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilebilmesi için kişinin kusurlu olması gerekir.
- Kusuru olmayan kişi hakkında cezaya hükmedilemez.
- Faile verilecek ceza kusuru ile orantılı olmak zorundadır.
- Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.
Kusur ilkesine ilişkin yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?
I, II, III ve IV |
II, III ve IV |
I, II ve IV |
III ve IV |
II ve III |
Fail hakkında ceza yaptırımının uygulanabilmesi için suç teşkil eden haksızlık dolayısıyla kusurlu sayılabilmesi gerekir. Kusur ilkesi, failin işlediği haksızlıktan dolayı cezalandırılabilmesinin zeminini oluşturur, ve aynı zamanda cezanın belirlenmesinde de beliryecidir. Kusur, yoğunluğu itibarı ile bir derecelendirmeye tabi tutulabilir ve bu nedenle faile verilecek ceza kusuru ile orantılı olmak zorundadır. Kusur, ceza niteliğindeki yaptırımların uygulanabilmesi bakımından gereklidir. Güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımların uygulanmasında kural olarak kişinin kusurlu addedilmesi gerekli değildir. Kusur ilkesi, ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi (AY m. 38, f. 7) ile yakından ilişkilidir. “Ceza sorumluluğunun şahsiliği” başlığını taşıyan TCK’nin 20. maddesinin birinci fıkrasına göre “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Doğru cevap B'dir.
4.Soru
Kişi, kusur yeteneğine fiili işlediği sırada sahip olmalıdır. Suç işlendikten sonra failin kusur yeteneği ortadan kalksa bile, sorumluluk açısından herhangi bir etkisi olmaz. Ancak bazen kişi kasten veya taksirle kusur yeteneğini ortadan kaldırdığı bir hâlde iken haksızlık teşkil eden bir fiil işleyebilir.
Yukarıdaki açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi kusurluluğu etkileyen geçici nedenlerdendir?
Sağır ve dilsizlik |
Kumar bağımlılığı |
Akıl hastalığı |
Yaş küçüklüğü |
Uyuşturucu madde etkisi |
Uyuşturucu madde etkisi kişilerin iradelerini sakatladığından fiili işlediği sırada geçici olarak kusur yeteneğini kaybeder. Doğru cevap E'dir.
5.Soru
- Suça iştirake ilişkin hükümler, ancak taksirle işlenen suçlar bakımından uygulanabilir.
- Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkes kendi kusuruna göre cezalandırılır.
- Taksirle işlenmiş bir fiilin cezalandırılabilir olabilmesi için, suça ilişkin kanuni tarifte bunun açıkça belirtilmesi gerekir.
Yukarıda taksirle ilgili olarak verilenlerden hangileri doğrudur?
Yalnız I |
Yalnız III |
I ve II |
II ve III |
I, II ve III |
Suça iştirake ilişkin hükümler, ancak kasten işlenen suçlar bakımından uygulanabilir. Taksirle işlenen suçlarda, iştirak hükümleri uygulanmaz. Birden fazla kişinin taksirli hareketiyle bir suçun işlendiği hâllerde, sorumluluğun ne şekilde belirleneceği sorunu ortaya çıkar. TCK’de bu sorunun çözümüne yönelik bir hüküm sevk edilmiştir. Buna göre, birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkes kendi kusuruna göre cezalandırılır.
6.Soru
Ceza yargılaması sonunda hükmedilen yaptırımların yerine getirilmesiyle ilgilenen ceza hukuku alt disiplini hangisidir?
Maddi ceza hukuku |
Ceza genel hukuku |
Ceza özel hukuku |
Ceza muhakemesi hukuku |
İnfaz hukuku |
Ceza yargılaması sonunda hükmedilen yaptırımların yerine getirilmesiyle ilgilenen ceza hukuku alt disiplini infaz hukukudur
7.Soru
Kusurluluğu etkileyen nedenlerden olan zorunluluk hali dolayısıyla kişinin irade yeteneğinin etkilenmesine ilişkin aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır?
Zorunluluk hâli ağır ve muhakkak bir tehlikeden korunmak amacıyla kabul edilmiştir. |
Tehlikeye bilerek sebebiyet verilmemiş olmalıdır. |
Zorunluluk hâli kusurluluğu kaldıran bir mazeret sebebidir. |
Kanuna göre zorunluluk hâli özel hüküm niteliğindedir. |
Tehlike, kişinin kendisinin veya üçüncü bir şahsın hakkına yönelik olmalıdır. |
Kanunun 25. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen zorunluluk hâli genel hüküm niteliğindedir. Bunun şartlarının gerçekleştiği hâllerde zorunluluk hali çerçevesinde hareket eden kişi kusurlu sayılamayacağı için cezalandırılamayacaktır. Doğru cevap D'dir.
8.Soru
A silahını B'ye doğrulttuğu esnada, B silahı düşürmek amacıyla A'yı kolundan yaralamıştır. B'nin fiiline ilişkin aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Meşru savunma kapsamındadır. |
Hakkın kullanılması kapsamındadır. |
Zorunluluk hali vardır. |
Görevin ifası kapsamındadır. |
Karşılıklılık kapsamındadır. |
Meşru savunma TCK’nin 25. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna
göre, “Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.”. Meşru savunma kapsamındadır. Doğru yanıt A'dır.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisinde silahlı özel güvenlik görevlisi çalıştırılabilir?
Okullarda |
Hastanelerde |
Bankalarda |
İçkili yerlerde |
Talih oyunları işletmelerinde |
Özel güvenlik görevlilerinin silahlı olarak görev yapamayacağı yerler 5188 sayılı Kanun’da açıkça düzenlenmiştir. Buna göre;
• Eğitim ve öğretim kurumlarında,
• Sağlık tesislerinde,
• Talih oyunları işletmelerinde,
• İçkili yerlerde silahlı özel güvenlik görevlisi çalıştırılmasına izin verilmez.
10.Soru
- Kanunilik ilkesi güvenlik tedbirleri bakımından geçerli değildir.
- Kanunilik ilkesi Anayasal bir ilkedir.
- İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulabilir.
- Ceza kanunu, suç teşkil eden fiilleri ve bunun sonuçlarını yeterli belirlilikte tarif etmelidir.
Kanunilik ilkesine ilişkin yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?
II, III ve IV |
I, II ve III |
II ve III |
II ve IV |
III ve IV |
Suç ve ceza içeren hükümlerin kanunla düzenlenmiş olması yetmez; aynı zamanda ilgili suç tanımının suçun unsurları itibarı ile açık ve seçik olması; hangi davranışın suç oluşturduğunun ve bunlar için öngörülen yaptırımların nelerden ibaret olduğunun herkesin anlayabileceği açıklıkta olması gerekir. Birçok milletlerarası sözleşmede de düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesi, ceza hukukunun güvence fonksiyonu açısından son derece önemlidir. Bu evrensel ilke Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlediğinden aynı zamanda anayasal bir ilkedir. Buradaki “kanun” ibaresi teknik anlamda kullanılmıştır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik ve diğer genel düzenleyici işlemlerle suç ve ceza ihdas edilemez. İdarenin düzenleyici işlemleri ile suç ve ceza ihdas edilemez. Kanunilik ilkesi güvenlik tedbirleri bakımından da geçerlidir. Bu husus TCK'nın 2. maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. Doğru cevap D'dir.
11.Soru
Norm ile korunan hukuki menfaatin ihlali niteliği taşıyan, haksızlık teşkil eden fiilleri ifade eden kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Ceza Hukuku |
Hukuki Sorumluluk |
Suç |
Ceza |
Kamu Hukuku |
Suç, norm le korunan hukuki menfaatin ihlali niteliğini taşıyan, haksızlık teşkil eden fiildir.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Türk Ceza Kanunu Genel Hükümlerde düzenlenen hukuka uygunluk nedenlerinden değildir?
Zorunluluk hali |
Meşru savunma |
Hakkın kullanılması |
Görevin ifası |
İlgilinin rızası |
Türk Ceza Kanunu’nun “genel hükümler”e ilişkin birinci kitabının “ceza sorumluluğu”nu
düzenleyen ikinci kısmının “ceza sorumluluğunu azaltan ve kaldıran nedenler” başlıklı
ikinci bölümünde kusurluluğu etkileyen haller ile birlikte hukuka uygunluk nedenleri de
düzenlenmiştir. Kanun’un bu bölümünde hukuka uygunluk nedenleri olarak görevin ifası
(m. 24, f. 1), meşru savunma (m. 25, f. 1), hakkın kullanılması (m. 26, f. 1) ve ilgilinin rızasına (m. 26, f. 2) yer verilmiştir
13.Soru
I. Türk Medeni Kanunu’nun 981. maddesi,
II. Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi,
III. Türk Ceza Kanunu’nun 24 ve 25. maddeleri
Zor kullanma yukarıdaki maddelerden hangilerine göre düzenlenir?
I,II ve III |
Yalnız I |
Yalnız II |
Yalnız III |
II ve III |
Türk Medeni Kanunu’nun 981. maddesine, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine, Türk Ceza Kanunu’nun 24 ve 25. maddelerine göre zor kullanma düzenlenir.
14.Soru
Türk Ceza Kanunu’na göre aşağıdakilerden hangisi hukuka uygunluk nedenlerinden biri değildir?
Görevin ifası |
Meşru savunma |
Hakkın kullanılması |
İlgilinin rızası |
Tahrik |
Tahrik, hukuka uygunluk nedenlerinden biri olarak sayılmaz
15.Soru
Bir kişinin kendini mahkeme huzurunda savunurken bir başkasına somut dayanak notlarını da göstererek bir fiil isnat etmesinin hakaret suçunu oluşturmaması hukuka uygunluk nedenlerinden hangisine örnek olarak verilebilir?
İlgilinin rızası |
Hakkın kullanılması |
Meşru savunma |
Zorunluluk hali |
Görevin ifası |
TCK’nin 26. maddesinin birinci fıkrasında; “Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez” şeklinde bu hukuka uygunluk nedeni düzenlenmiştir. Hukuk düzeni kişilere herhangi bir konuda hak tanımış ve bu hakkın sınırları içinde bir fiil gerçekleştirilmişse artık hakkın kullanılmasını oluşturan fiil hakkında hukuka aykırılık değerlendirmesinde bulunulamaz.
16.Soru
TCK’nin 24. maddesinin birinci fıkrasında “Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez” şeklinde düzenlen hukuka uygunluk nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Meşru savunma |
Görevin ifası |
Hakkın kullanılması |
İlgilinin rızası |
Yetkinin devri |
Görevin ifası, TCK’nin 24. maddesinin birinci fıkrasında “Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez” şeklinde düzenlenmiştir. Kanunun hükmü kişiye herhangi bir konuda bir hak veya yetki vermişse bunun öngörüldüğü şekilde uygulanması durumunda hukuka aykırılık söz konusu olmaz.
17.Soru
HAksızlık bilinci ile ilgili hangi ifade yanlıştır?
Kişinin işlemiş olduğu fiilden dolayı kusurlu sayılabilmesi için işlediği bu fiilin haksızlık teşkil ettiğinin, yani içinde yaşamış olduğu toplumda geçerli olan kurallar çerçevesinde onaylanmadığının bilincinde olması gerekmektedir. |
Haksızlık bilinci, işlenen fiilin suç teşkil ettiğinin bilinip bilinmemesini ifade eder. |
Önemli olan failin, işlediği fiilin içinde yaşadığı toplumda geçerli kurallar çerçevesinde onaylanmadığını bilmesidir. |
Onaylanmadığını bildiği fiili işleyen kişi işlediği fiilin suç teşkil ettiğini bilmese bile haksızlık bilincine sahiptir ve dolayısıyla işlemiş olduğu fiilden dolayı kusurlu sayılıp cezalandırılabilecektir. |
somut olayda işlediği fiilin haksızlık teşkil ettiğini bilmeyen kişi, bu bilgisizliğinin kaçınılmaz olması hâlinde algılama yeteneğinin yokluğundan dolayı kusurlu sayılamayacak ve cezalandırılamayacaktır. |
Haksızlık bilinci, işlenen fiilin suç teşkil ettiğinin bilinip bilinmemesini ifade etmez. Önemli olan failin, işlediği fiilin içinde yaşadığı toplumda geçerli kurallar çerçevesinde onaylanmadığını bilmesidir. Onaylanmadığını bildiği fiili işleyen kişi işlediği fiilin suç teşkil ettiğini bilmese bile haksızlık bilincine sahiptir ve dolayısıyla işlemiş olduğu fiilden dolayı kusurlu sayılıp cezalandırılabilecektir. Buna göre, somut olayda işlediği fiilin haksızlık teşkil ettiğini bilmeyen kişi, bu bilgisizliğinin kaçınılmaz olması hâlinde algılama yeteneğinin yokluğundan dolayı kusurlu sayılamayacak ve cezalandırılamayacaktır.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ceza hukukunun dolaylı kaynaklarındandır?
Türk Ceza Kanunu |
Ceza Muhakemesi Kanunu |
Anayasa |
Yüksek mahkeme kararları |
Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi |
Ceza hukukunun dolaylı kaynakları, yüksek mahkeme kararları ve doktrinden ibarettir.
19.Soru
- Kanun açıkça suç saymasa da bazı fiiller için cezaya hükmedilebilir.
- İdare, düzenleyici işlemlerle suç ve ceza koyabilir.
- Anayasa'daki temel hak ve özgürlükler Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle düzenlenemez.
Yukarıda belirlilik ilkesi ile ilgili olarak verilenlerden hangileri doğrudur?
Yalnız I |
Yalnız III |
I ve II |
II ve III |
I, II ve III |
Belirlilik ilkesi TCK’nin 2. maddesinde: “ Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu ilkenin gereği olarak, belirli bir kanuna soyut olarak yollama yaparak ya da herhangi bir idari düzenlemeye yollama yaparak suç ihdas etmek kanunilik ilkesi ile bağdaşmaz. Aynı şekilde, kanu koyucunun cezasını belirlediği bir davranışın koşullarını belirleme yetkisinin idari bir makama bırakılması da kanunilik ilkesine aykırıdır.
TCK’nin 2. maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.” Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin gereği olarak, suçların tanımlanması ve ceza hukuku yaptırımları koyma yetkisine sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi sahiptir.
20.Soru
Kanunun, karsılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördügü haksızlığı ifade eden kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Cürüm |
Suç |
Ceza |
Kabahat |
Norm |
Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesine göre “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılıgında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.”
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ