Bazı asitler molekül başına iyonlaşabilen birden fazla H^₊ iyonu içerirler. Böyle asitlere poliprotik (çok protonlu) asitler denir.

Karboksilik asitler ve türevleri organik ve biyomoleküllerde en yaygın karşılaşılan fonksiyonel gruptur. Karboksilik asitler, karbonil karbonuna bağlı bir hidroksil (–OH) grubu içeren bileşiklerdir ve RCOOH genel formülü ile gösterilir. Doğru cevap A'dır.

Birer takım kromozoma sahip haploid yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesi sonucu oluşan iki takım kromozama sahip olan dipliod bir hücreye zigot adı verilir.

Katabolizma yağlar, karbonhidratlar ve proteinler gibi kompleks organik moleküllerin laktat, pirüvat, etanol, CO₂, H₂O ve NH₃ gibi daha basit moleküllere yıkılması ile gerçekleşen degradatif bir yolaktır. Katabolizma, oksidasyon reaksiyonları ve serbest enerji salınımı ile karakterize edilir, bu enerji daha sonra ATP formunda tutulur. Anabolizma ise, küçük öncül moleküllerden daha büyük ve kompleks biyomoleküllerin oluşturulmasıdır.

Kollajenler omurgalı hayvanlarda, kemik dokunun tek ve en çok bulunan, kıkırdak ve tendonların yapısında önemli miktarlarda ve gözün korneasında bulunan HDM’nin yapısal proteinlerinden biridir. Yüksek gerilme kuvvetine sahip fibriller oluşturan kollajen HDM’ye dayanıklı bir yapı kazandırır. Böylece dokuların şeklinin korunmasını ve deformasyona karşı direnç göstermesini sağlar. Doğru cevap E'dir.

Yüksek ökaryotik canlılardan bitki ve hayvan hücreleri de önemli yapısal ve işlevsel farklı özelliklere sahiptirler. Bir bitki hücresinde plazma zarının üzerinde bakteriler gibi ama selüloz yapıda bir hücre duvarı varken hayvan hücresinde yalnızca plazma zarı vardır. Bitki hücreleri büyük bir merkezi vakuol ve plastidlere sahipken hayvan hücresinde farklı olarak sentrozom bulunur.

Verilen ifadelerin tamamı diastereomerler ile ilgilidir. 

Bir çözeltinin molaritesi, 1 L çözeltide çözünen maddenin mol sayısı olarak ifade edilir, M ile gösterilir. Örneğin; 1 mol (40 g) NaOH suda çözülerek çözelti hacminin 1 L’ye tamamlanmasıyla hazırlanan çözelti 1 Molar’dir.

Katabolizma  yağlar,  karbonhidratlar  ve  proteinler  gibi  kompleks  organik  moleküllerin laktat, pirüvat, etanol, karbondioksit,  su ve amonyak  gibi  daha  basit  moleküllere  yıkılması  ile  gerçekleşen  degradatif  bir  yolaktır.

KOH suda % 100 iyonlaşan bir baz olması sebebiyle KOH mol sayısıyla OH^-iyonunun mol sayısı birbirine eşittir. Molarite litredeki mol sayısı olduğu için [OH^-]= 0.2/2= 0.1 mol/L pOH=-log[OH]=-log(0.1)=1.0

Çekirdeksiz hücre = Prokaryot (bakteriler ve arkealar) ya da

Çekirdekli hücre = Ökaryot (bitkiler, hayvanlar, fungiler, algler ve protozoalar) olarak sınıflandırılırlar.

Biyoenerjetikler, hem kimyanın ve hem de biyolojinin bir alt dalı olan biyokimya biliminin ilgilendiği alanlardan biri olup, daha çok yaşayan hücrelerin enerji transformasyonu ve enerji kullanması ile yakından ilgilidir.

Burada standart olarak bahsedilen koşullar; 1 atmosfer (atm) basınç, 25°C sıcaklık ile başlangıç (reaktant) ve ürün konsantrasyonlarının 1 molar (M) olduğu durumdur.

Enantiyomerlerin erime noktası, kaynama noktası, çözünürlük vs. gibi bütün fiziksel özellikleri aynı olduğundan bunları organik bileşiklerin ayrılmasında kullanılan damıtma, ekstraksiyon ve kristallendirme gibi basit ayırma yöntemleri kullanarak ayıramayız. Bu tür karışımları ayırmak için üç yöntem bulunmaktadır.
1. Pasteur yöntemi
2. Enantiyomerleri diastereomere çevirmek
3. Kiral kramatografik yöntem

IUPAC adlandırması, organik bileşiklerin adlandırılması için kullanılan sistematik bir yöntemdir.

Standart koşullar altında bir reaksiyonda başlangıçtan denge durumuna kadar ki süreçte meydana gelen enerji değişimidir. Burada standart olarak bahsedilen koşullar; 1 atmosfer (atm) basınç, 25°C sıcaklık ile başlangıç (reaktant) ve ürün konsantrasyonlarının 1 molar (M) olduğu durumdur. Ancak, bu duruma hücre içi biyokimyasal prosesler için pH’ın 7.0 olması koşulunun   eklenmesi gerektiğinden, ‘modifiye edilmiş standart serbest enerji değişimi’ de ?G°' olarak gösterilir.

Ayna görüntüsü ilişkisi olmayan stereoizomerlere diastereomer denir. Enantiyomerler birbirlerinin ayna görüntüsü olan ancak üst üste koyulduğunda çakışmayan stereoizomerlerdir.Kendi ayna görüntüsü ile üst üste çakışmayan bir nesne veya bir moleküle kiral denir. Bir molekülde herhangi iki grubun kendi aralarında yer değiştirmesi ile yeni bir stereoizomer oluşturacak özellikte gruplar taşıyan bir atom stereomerkez (Stereojenik merkez veya asimetrik atom) olarak tanımlanır. Bir moleküldeki atomların bağlanma düzeni aynı fakat uzaydaki yönlenişleri farklı olan izomer türlerine stereoizomer denir. 

Alkanlardaki bir veya daha fazla hidrojenin hidroksil (–OH) grubu ile yer değiştirdiği fonksiyonel gruplar alkoller olarak adlandırılır.

Anabolizma, küçük öncül moleküllerden daha büyük ve kompleks biyomoleküllerin oluşturulmasıdır. Katabolizma yağlar, karbonhidratlar ve proteinler gibi kompleks organik moleküllerin laktat, pirüvat, etanol, CO2 , H2 O ve NH3 gibi daha basit moleküllere yıkılması ile gerçekleşen degradatif bir yolaktır. Degradatif, degredasyona, diğer bir deyişle yıkılıma (yani küçük ve basit bileşenlere ayrılmaya) neden olan süreç, işlem ya da yolak demektir. Kofaktör, protein yapıda olmayan, ancak enzim aktivitesi için gerekli olan moleküllere denir. Metabolizma genellikle ‘bir organizmadaki tüm kimyasal reaksiyonların toplamı’ olarak tanımlanır. Doğru cevap A şıkkıdır.