OSMANLI DEVLETİ YENİLEŞME HAREKETLERİ (1876-1918) Dersi EĞİTİM SİTEMİ VE EĞİTİMDE YAPILAN REFORMLAR soru cevapları:

Toplam 83 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Modernleşme konusunda batı ve gerikalmış ülkeler arasındaki en önemli fark nedir?


CEVAP: Modernleşme konusunda Batı, veya kendi tanımlamaları ile merkez ülkeleri ve geri kalmış çevre ülkeleri arasındaki en önemli farklardan biri, bu değişimin sebep ve sonuçlarının aynı olmayışıdır.

#2

SORU: Modernleşme nedir?


CEVAP: • Sözlüklerde ‘çağdaşlaşma’ sözcüğünün eş anlamlısı olarak kullanılır. • Ayrıca, Tanzimat’tan itibaren toplum yaşamında Avrupa’nın etkisiyle meydana gelen maddi ve manevi değişme ve yenileşmelerin tamamını veya her birini, • Kavram olarak ise, en genel hatlarıyla bugünkü uygarlığın oluşum sürecinde farklı alanlarda meydana gelen “evrimsel değişimin” bütününü ifade eder. • Sosyal bilimlerde modernleşme, modern öncesi veya geleneksel olandan modern bir topluma geçiş sürecini konu alan “evrimci bir değişim modeli” olarak açıklanır; daha açık bir ifadeyle, en son teknikleri, fikirleri ve donanımı kullanan veya bunların karakterize ettiği şeyi nitelemek için de kullanılır.

#3

SORU: II. Meşrutiyet döneminde ilköğretim alanındaki yapılan en önemli atılım nedir?


CEVAP: II. Meşrutiyet döneminde ilköğretim alanındaki yapılan en önemli atılım 1913’te Tedrisat-ı İbtidaiyye Kanun-ı Muvakkati’nin (Geçici İlköğretim Kanunu) yayımlanmasıdır. Yapılan bazı değişikliklerle 1961 yılına kadar yürürlükte kalan bu kanun, ilköğretimde ciddi bir reforma zemin oluşturdu. İlköğretimi zorunlu hâle getiren bu geçici kanun, iptidailerin öğretim süresini, iptidai ve rüştiyeleri birleştirerek altı yıla çıkardı. Bu yapılanmaya göre, iptidailerde ilk, orta ve yüksek olmak üzere her biri ikişer yıllık üç devre bulunacaktı.

#4

SORU: Tarihi gelişim süreci açısından bakıldığında modernleşme neyle birlikte gelişmiştir?


CEVAP: Tarihi gelişim süreci açısından bakıldığında modernleşmenin en karakteristik özelliklerinden biri akılcılık ile iç içe veya onunla birlikte gelişmiş olmasıdır.

#5

SORU: İdadiler ile ilgili gelişmeler nelerdir?


CEVAP: • Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi toplumun eğitim seviyesini arttırmak ve öğrencileri yükseköğretime hazırlamak amacıyla hane sayısı binden fazla olan yerleşim birimlerinden uygun olanlarında idadi veya idadiye adı verilen okulların açılmasını öngörmekteydi. • Öğretim süresi rüştiyeden sonra üç yıl olan idadilerde farklı dinlere mensup tebaanın çocukları bir arada öğrenim görecek ve masrafları Vilâyet Maarif İdaresi Sandığı tarafından karşılanacaktı. • Bu, Tanzimat döneminde yükselen Osmanlıcılık ideolojisinin eğitime yansımasıydı. Ortaöğretimin ikinci kademesi seviyesindeki ilk idadi 1874 yılında İstanbul’da açıldı ve bu okullar asıl gelişimini II. Abdülhamid döneminde gösterdi.

#6

SORU: Darülfünunla ilgili gelişmeler nelerdir?


CEVAP: • Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi, ilmi ve idari özerkliğe sahip Darülfünun adında bir üniversitenin kurulmasını öngörmekteydi. • Darülfünun, nizamnamenin yürürlüğe girmesinden birkaç ay sonra, Şubat 1870’te Edebiyat, Hukuk ve Mühendislik şubelerinden ibaret olarak hizmete girdi. • Eğitimi sürdürecek yeterli öğretim elemanıyla eğitim dilinde yeterli sayı ve kalitede kitabın olmaması gibi nedenlerle kısa süre içerisinde tartışılır hâle geldi ve bütün bunlara medrese çevresinin olumsuz propagandası da eklenince bir süre sonra kapandı. • Maarif Nazırı Safvet Paşa’nın gayretleriyle 1874’te yeniden açılan bu üniversitenin ömrü uzun olmadı.

#7

SORU: Anglosakson ülkelerin tutumu nasıl oldu?


CEVAP: Anglosakson ülkeler, modernleşme sürecinde evrimci bir tutum içinde olmuşlar; yenileşmeyi devrime gerek duymadan ihtiyaç hissedildikçe yapılan reformlarla gerçekleştirmişlerdi. Protestanlığın değişime uyum kabiliyeti ve liberalizmin çoğulculuğa açıklığı sayesinde geleneksel ile modern olanlar arasında bir denge kurularak tedrici bir geçiş sağlanmıştı.

#8

SORU: Bu nedenle modernleşme sürecindeki toplumlarda nasıl bir gelişim olur?


CEVAP: Bu nedenle modernleşme sürecindeki toplumlarda geleneksel kültür ve dini değerlerin etkisi azalırken, insan düşüncesinin ürünü olan soyut ilkeler daha etkin hale gelir.

#9

SORU: Osmanlı Devleti nasıl bir yol izlemiştir?


CEVAP: Tanzimat’tan itibaren yaptığı eğitim reformlarının çoğunda Fransa’yı model alan ve 1869 yılında yürürlüğe koyduğu Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi ile eğitim sistemini bu ülkeninkine göre yapılandıran Osmanlı Devleti, geleneksel olanla moderni bir arada yaşatma konusunda Anglosakson ülkelere paralel bir yol izledi. Nitekim 1830’ların sonlarından itibaren sivil modern eğitim sistemini kurarken omurgasını medreselerin oluşturduğu geleneksel eğitim sistemine dokunmadı.

#10

SORU: Osmanlılar modern pedagojiye ne ad vermişlerdir?


CEVAP: Osmanlılar “usul-i cedid” adını vermişlerdir.

#11

SORU: Eğitimde modernleşme hangi olaydan sonra nerede gelişti?


CEVAP: 18. yüzyılda bağımsız okulların açılması şeklinde görülmeye başlanan seküler eğitim; 1789 Fransız Devrimi sonrasında Fransa’da kurulan I. Cumhuriyet’te (1792- 1804) ilk kez bir ülkenin ulusal sistemi haline gelir.

#12

SORU: Eğitimde modernleşme hangi olaydan sonra nerede gelişti?


CEVAP: 18. yüzyılda bağımsız okulların açılması şeklinde görülmeye başlanan seküler eğitim; 1789 Fransız Devrimi sonrasında Fransa’da kurulan I. Cumhuriyet’te (1792- 1804) ilk kez bir ülkenin ulusal sistemi haline gelir.

#13

SORU: Eğitimde gelenekçi-yenilikçi ilişkisi nasıl algılanmıştır?


CEVAP: • Bu durum, 19. yüzyılda birkaç yüzyıllık demokrasi kültürü olan İngiltere’de farklılıkların bir arada yaşamasının getirdiği bir zenginlik olarak görülürken, • Fransız cumhuriyetçilerin yaklaşımıyla nesillerin birbirinden uzaklaşması olarak algılandı. • Mektep-medrese çatışması denen bu gelenekçiyenilikçi ayrışması, Osmanlı toprakları dışındaki diğer İslâm ülkelerinde de yaşandı. • Bu ayrışmanın asıl nedenlerinden biri, modern eğitimin eğitim/öğretim programlarının amaç ve kapsamı ile eğitim-öğretim sürecinde geleneksel olandan farklı pek çok yeniliği beraberinde getirmesiydi.

#14

SORU: Muhalefetin tepkisinin nedenleri nelerdir?


CEVAP: Muhalefetin asıl kaygısı, ilk eğitim-öğretim yılının sonunda öğrencileri başarılı olan bu okulun sayısının giderek artması ve vereceği mezunların medreselilerin istihdam alanlarını daraltma tehlikesi göstermesiydi. Her ne kadar tepkilerinde bu yeniliklerin “dine aykırı olma”sını gerekçe olarak gösterseler dahi, gerek İslâm dünyasında gerekse diğer dinlerin yaygın olduğu coğrafyalarda kişi ve grupları modernleşmeye karşı muhalefete iten şeylerin başında cehalet, önyargılar, maddi ve manevi kayıplar geliyordu.

#15

SORU: Sultanilerle ilgili gelişmeler nelerdir?


CEVAP: • İlk sultani 1868 yılında Galatasaray’da açılan Mekteb-i Sultani, yani bugünkü Galatasaray Lisesi’dir. • Kuruluş amacı, devlet ve milletle ilgili konularda ortak duygu ve düşüncelere ve Batı medeniyetinin insanlığın ortak değerleri haline gelen felsefe ve düşünce birikimine sahip dönemin en yaygın uluslararası iletişim dili olan Fransızcayı etkin bir şekilde kullanabilen insanlar yetiştirmekti. • Bu okul, Osmanlıcılık ideolojisinin deney laboratuvarı gibiydi. • Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi, vilâyet merkezlerinde ortaöğretimin üst basamağını oluşturmak üzere sultani adı verilen okulların (mekâtib-i sultaniyye) açılmasını öngörüyordu. • Rüştiye üzerine altı yıllık bir eğitim ve öğretim verecek olan bu okulların ilk üç yılında idadi dersleri okutulacak; son üç yılında ise, okul, Edebiyat ve Ulûm (Bilimler) şubelerine ayrılacaktı. • Masrafları Saray tarafından karşılanacak olan bu okullar tüm Osmanlı tebaasına açıktı; ancak, söz konusu kurumlar, II. Meşrutiyet dönemine kadar Girit’in dışındaki yerlerde açılamadı.

#16

SORU: Eğitimde modernleşme hangi olaydan sonra nerede gelişti?


CEVAP: 18. yüzyılda bağımsız okulların açılması şeklinde görülmeye başlanan seküler eğitim; 1789 Fransız Devrimi sonrasında Fransa’da kurulan I. Cumhuriyet’te (1792- 1804) ilk kez bir ülkenin ulusal sistemi haline gelir.

#17

SORU: Eğitimde modernleşme hangi olaydan sonra nerede gelişti?


CEVAP: 18. yüzyılda bağımsız okulların açılması şeklinde görülmeye başlanan seküler eğitim; 1789 Fransız Devrimi sonrasında Fransa’da kurulan I. Cumhuriyet’te (1792- 1804) ilk kez bir ülkenin ulusal sistemi haline gelir.

#18

SORU: Eğitimde modernleşme hangi olaydan sonra nerede gelişti?


CEVAP: 18. yüzyılda bağımsız okulların açılması şeklinde görülmeye başlanan seküler eğitim; 1789 Fransız Devrimi sonrasında Fransa’da kurulan I. Cumhuriyet’te (1792- 1804) ilk kez bir ülkenin ulusal sistemi haline gelir.

#19

SORU: Eğitimde modernleşme hangi olaydan sonra nerede gelişti?


CEVAP: 18. yüzyılda bağımsız okulların açılması şeklinde görülmeye başlanan seküler eğitim; 1789 Fransız Devrimi sonrasında Fransa’da kurulan I. Cumhuriyet’te (1792- 1804) ilk kez bir ülkenin ulusal sistemi haline gelir.

#20

SORU: Eğitimde modernleşme hangi olaydan sonra nerede gelişti?


CEVAP: 18. yüzyılda bağımsız okulların açılması şeklinde görülmeye başlanan seküler eğitim; 1789 Fransız Devrimi sonrasında Fransa’da kurulan I. Cumhuriyet’te (1792- 1804) ilk kez bir ülkenin ulusal sistemi haline gelir.

#21

SORU: Merkez ülkelerin modernleşmesi nasıl olmuştur?


CEVAP: • Rönesans’tan Sanayi Devrimi’ne bir dizi tarihi dönüşümü yaşayan Avrupa’da modernleşme, bütün bu süreçlerin tarihi bir ürünüydü. • Tarihçi geleneğin paradigmasına göre, sanayileşme, şehirleşme ve bunlara paralel olarak eğitimin yaygınlaşması, modernleşmeyi de beraberinde getirmişti. Sanayileşme ve kentleşme birbirini tetiklemenin yanı sıra eğitimde yeni gelişmelere de zemin hazırlamıştı. • Endüstrinin ihtiyaç duyduğu işgücünü temin etmek amacıyla “kitle eğitimi” anlayışı, bu dönüşüm sırasında ortaya çıktı. • Sanayileşme ve kentleşme eğitim/öğretim programlarında da önemli değişimlere kapı araladı. Mesela Amerika Birleşik Devletleri, kentleşmenin doğurduğu sorunlarla başa çıkabilecek vatandaş yetiştirmek üzere sosyal bilgiler dersini oluşturdu. • Vatandaşlık eğitimi, aynı dönemde gelişen ulus devletlerin de en fazla faydalandığı alan olmuştu. • Ulus devletin ilke ve değerlerini öğrenen, içselleştiren ve tutum ve davranışa dönüştüren vatandaşlar yetiştirmek için, eğitim/öğretim programlarının içeriği yeniden düzenlendi. • Ulus devletlerin bekası, vatandaşlarının refah ve esenliği bakımından tüm nüfusun asgari temel eğitimden geçirilmesi, en önemli hedeflerden biriydi. • Eğitim aracılığıyla ülkesinde güçlü bir dil ve kültür birliği oluşturan Fransa, başarılı bir ulus devlet eğitim politikası izlemişti.

#22

SORU: Geri kalmış çevre ülkelerinde modernleşme politikalarının asıl amacı ne olmuştur?


CEVAP: • Geri kalmış çevre ülkelerinde modernleşme politikalarının asıl amacı, söz konusu süreçleri yaşamadan Avrupa emperyalizmine karşı kendini savunacak güce ulaşmaktı. • Bu nedenle, Osmanlı Devleti, Rusya ve İran gibi modernleşme sürecine giren ülkelerde işe orduyla başlandı.

#23

SORU: Modernleşmede en önemli ilkelerden biri nedir?


CEVAP: Tutum ve davranışlar, faaliyetler ve diğer şeylerin dini ve manevi değerlere dayanmaması gerektiğini savunan sekülerizm bu ilkelerin en önemlisidir.

#24

SORU: Tanzimat’tan sonra ilköğretimin şekillenmesinde neler etkili olmuştur?


CEVAP: Tanzimat’tan sonra ilköğretimin şekillenmesinde 1869 tarihli Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi ile 1876 Kanun-i Esasisi (Anayasa) ana referanslar olacaktı. Birincisi ilköğretimin süre ve kapsamını belirlerken, ikincisi temel eğitimi mecburi hale getirdi. 1876’dan itibaren, bir yandan modern okulların sayısı artarken, diğer yandan eski program, yöntem ve tekniklerle eğitim yapan okullar da varlığını sürdürmüşlerdi.

#25

SORU: Tanzimat Dönemi Osmanlı eğitimi nasıldır?


CEVAP: Tanzimat devrinde modern Osmanlı eğitim örgütü ve okul sistemi kurulmuştur. Tanzimat devri sona ererken Osmanlı Devleti’nde eğitim teşkilât ve yönetim bakımından çoklu sistem özelliklerine sahipti. Birbirinden bağımsız alt sistemlerden meydana gelen bu yapı, “Osmanlı millet sistemi”ne göre teşekkül eden klasik döneme özgü çoklu sisteme yeni unsurların eklenmesiyle biçimlenmişti. Bu çoklu yapı eğitimin örgütlenme biçiminde de kendini gösterir.

#26

SORU: Bu dönemde eğitimde ikilik nasıl oluştu ve nasıl sonuçlandı?


CEVAP: Bu arada, gerek kız gerekse erkek sultanilerine bağlı olarak açılan ve ödeneği genel bütçeden karşılanan ilk kısımlar için bu devre sistemi dışında, beş yıllık bir öğrenim bütünü kabul edildi ve böylece, diğer altı yıllık ilkokullara denk tutulan ikinci bir okul tipi ortaya çıkarıldı. Birçok yönden eleştirilen bu ikilik, Tevhid-i Tedrisat’a kadar devam etti ve 1924’te ilkokulun tek okul ruhuyla beş yıllık bir temel eğitim kurumu hâlinde yeniden örgütlenmesiyle ortadan kalktı.

#27

SORU: Modernleşme sürecini yaşayan ülkelerin ortak özellikleri nedir?


CEVAP: Modernleşme sürecini yaşayan tüm ülkelerin ortak özellikleri, farklı düzeylerde de olsa sekülerleşmiş olmalarıdır. Bu durum yalnız Batı ülkeleri için değil, 19. yüzyılda modernleşme çabasına giren Osmanlı Devleti ve İran gibi İslâm ülkeleri için de söz konusudur.

#28

SORU: Fransa’da eğitimin gelişmesinin aşamaları nelerdir?


CEVAP: • Cumhuriyetçiler rejimin geleceğini modern bir eğitim sistemini kurup yeni nesilleri eski rejimin etkisinden uzak, laik ve cumhuriyetçi ilkeleri benimseyecek şekilde yetiştirmek gerektiğine inanıyordu. • Monarşinin kültürel ve politik izlerini silmek isteyen cumhuriyetçiler, cumhuriyetçi öğretmenler yetiştirmek amacıyla 1794’te bugünkü anlamda dünyanın ilk öğretmen okulu olan Ecole Normale de Superior’i kurdular. • Fransa’daki rejim gibi cumhuriyetçi eğitim de uzun ömürlü olmadı. III. Cumhuriyet’e kadarki kralcı ara dönemlerde monarşi yanlıları, tekrar eski eğitim sistemini ihya etmeye çalıştılar. • 1904’te III. Cumhuriyet’in Başbakanı Jules Ferry Fransa ulusal eğitim sistemini ilköğretimden yükseköğretime kadar tamamen sekülerleştirdi; dini tarikat ve cemaatlere ait okulları kapattı ve Cumhuriyet rejimine muhalif yönetici ve öğretmenleri eğitim sisteminin dışına itti. • Fransa laik bir eğitim sistemini inşa etti. Esasen Fransa, modernleşmenin evrimci /reformcu karakterinin aksine devrimci bir yöntem izlemişti. Bunun en önemli nedeni, Fransa’da Katolik kralcıların güçlü direnişine karşılık, cumhuriyetçilerin jakoben tutumlarıydı.

#29

SORU: Tanzimat sonrasında oluşan gelişmeler nelerdir?


CEVAP: • Tanzimat’ın hemen öncesinde oluşturulmaya başlanan modern eğitim sistemi, 1857’de kurulan Maarif-i Umumiyye Nezareti’ne bağlandı. • Gayrimüslim okullarıyla misyoner okulları ise özel okul statüsündeydi. • Devletin hâkim unsuru olan Müslümanlar için geleneksel ve modern kurumları temsil eden ikili bir eğitim sistemi mevcuttu. • Birincisi medrese adı verilen farklı kademelerdeki okullardan oluşan geleneksel Osmanlı eğitim kurumları; • İkincisi ise, mektep adı verilen sivil ve modern okullar olup bunlar Avrupa ülkelerinde olduğu gibi üç kademeli bir sistemden oluşmaktaydı. • Fransız eğitim sistemi model alınarak hazırlanan 1869 Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi, bu sistemin yapı ve işleyişini hukuki esaslara bağladı. • Nizamname, yeni örgün eğitimi ilk, orta ve yüksek olmak üzere üç kademeye ayırmış; bu kademelerde yer alacak kurumları belirlemiş; ayrıca, bu kurumların kuruluş ve işleyiş biçimlerini de düzenlemişti.

#30

SORU: Modernleşmenin en önemli göstergelerinden biri nedir?


CEVAP: Modernleşme üzerine çalışan tarihçiler de seküler eğitimin yaygınlaşmasını modernleşmenin en önemli göstergelerinden biri olarak kabul eder.

#31

SORU: Okulöncesi eğitimde yapılan çalışmalar nelerdir?


CEVAP: • Tedrisat-ı İbtidaiyye Kanun-ı Muvakkati, okul öncesi ve okul sonrası eğitim kurumlarının açılmasına imkân sağladığı için, okul öncesi alanda gerek İstanbul’da gerekse diğer büyük şehirlerde bir hayli ana mektebi ve çocuk bahçesi açıldı; • Bu işleri düzenlemek üzere 1915’te bir Ana Mektepleri Nizamnamesi yayımlandı. • Okul öncesi eğitimdeki bu gelişmenin beraberinde getirdiği öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere, 1914-1915 öğretim yılında, İstanbul Darülmuallimatı’nda bir Ana Muallim Mektebi açıldıysa da birkaç yıl sonra kapatıldı.

#32

SORU: Sivil modernleşme bu ülkelerde başka hangi düşünceyi harekete geçirmiştir?


CEVAP: • Sivil modernleşme, genellikle ulus devlet sürecini de harekete geçirmişti. • Osmanlı Devleti’nin bir Osmanlı milleti oluşturma projesinde eğitim stratejik bir rol oynayamadı. • Batıdaki süreçlerin hiçbirini yaşamayan, dolayısıyla modernleşmenin altyapısı oluşmayan ülkelerde bu nitelikteki büyük değişimler, halkın talebiyle değil, yönetenlerin öngörü ve vizyonlarına uygun olarak devlet eliyle ve kimi zaman halka rağmen yapılmıştı. II. Mahmud’un yaptığı reformlar bu türdendi.

#33

SORU: Tanzimat’tan sonraki eğitim hareketlerinin genel karakteri nedir?


CEVAP: Tanzimat’tan sonraki eğitim hareketlerinin genel karakteri modern eğitimin hem nicel hem de nitel yönden gelişimini sürdürmesidir. Bununla beraber II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet dönemlerindeki eğitim hareketlerinin bazı önemli farkları da vardır.

#34

SORU: II. Abdülhamid döneminde, genel orta öğretim alanındaki gelişmeler nelerdir?


CEVAP: II. Abdülhamid döneminde, genel orta öğretim alanında sayısal ve nitelik yönünden kayda değer gelişmeler yaşandı ve idadiler, özellikle 1882-1890 yılları arasında taşrada da yaygınlaştı. Bunların öğrenim süresi, vilâyet merkezlerinde rüştiye ile birlikte yedi, sancak merkezlerinde ise rüştiye ile birlikte beş yıldı. Böylece gelişen orta öğretim, kaza ve büyük bucak merkezlerine kadar yayılan rüştiyelerle birlikte, kent ve kasaba halkı arasında yüksek öğrenime öğrenci ve serbest mesleklerle yerel ve resmi hizmetlere de eleman yetiştiren kaynaklar oldu.

#35

SORU: Osmanlıcılığın eğitim sistemi üzerindeki etkisi nasıl olmuştur?


CEVAP: • Osmanlıcılığın eğitim sistemi üzerindeki etkisi özellikle 1860’ların ikinci yarısında kendini hissettirdi. Hükümet, Fransa’nın da etkisiyle öncelikle 1868’de Fransızca eğitim yapan ve her kökenden gelen öğrencileri kabul eden bir lise olan Mekteb-i Sultani’yi açtı; • Ancak, sonuç beklendiği şekilde olmadı. Bu okulda öğrenim gören Bulgar, Rum, Ermeni gençleri, ayrılıkçı faaliyetlerin liderleri haline geldiler. • Mekteb-i Sultani tecrübesi Osmanlıcılık ideolojisinin temel varsayımını çürüttü. • Osmanlı yönetimi, 1869’da yayınladığı Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi ile Fransız eğitim sistemine göre yapılandırdığı yeni eğitim sisteminde, sıbyan mektebi/iptidailer hariç, eğitimin karma olarak yapılmasını öngörmekteydi. • Ancak, uygulama nizamnamedeki gibi olmadı; gayrimüslimler, bir asimilasyon aracı olarak gördükleri devlet okullarına çocuklarını göndermek istemedi. • Bu nedenle açılan rüştiye, idadi ve sultanilerdeki gayrimüslim öğrenci oranı ortalama olarak %10’un altında kaldı. • Dolayısıyla Osmanlı milletlerinden yeni bir ulus inşa etme projesinde eğitim, başka faktörlerin etkisiyle kendisine yüklenen rolü yerine getiremedi.

#36

SORU: Tanzimat öncesi Osmanlı eğitim sistemi nasıldır?


CEVAP: Tanzimat’a kadar Osmanlı Devleti kendini bir İslâm devleti olarak tanımlamış; bu nedenle devlet sisteminin eğitilmiş insan ihtiyacının çok büyük bir bölümü, bu dini konu alan derslerin verildiği medreseler tarafından karşılanmıştı. Sıbyan mektebini de bileşenlerinden biri olarak kabul edebileceğimiz bu sistemin başında ise ülkedeki en yüksek İslâm otoritesi olan şeyhülislâm bulunurdu.

#37

SORU: 1908 Jön Türk İhtilâli sonrasında büyük bir canlılık kazanan fikir hayatı eğitimi nasıl etkiledi?


CEVAP: • İlk ciddi eğitim dergileri bu dönemde yayımlandı ve eğitim sorunları gazete ve dergilerde tartışıldı. • 1913’ten itibaren Türkçülük düşüncesi, okullarda yaygın olarak “örtük program” işlevi gördü. • Balkan devletlerinin kuruluş ve yükselişinde öğretmenlerin oynadıkları rol göz önünde bulundurularak öğretmenlere birer kurtarıcı gözüyle bakılmaya başlandı • Eğitimde niceliğin yerine niteliğin arttırılması fikri öne çıktı. • Bu dönemde, İstanbul’daki kız ve erkek öğretmen okulları yüksekokul seviyesine çıkarıldı • Lise öğretmeni yetiştirme Darülfünun’la bütünleşmiş olarak yürütüldü. • Ayrıca, anaokulu öğretmenliği okulu açıldı. • Kızların eğitimi alanında yeni bir hamle daha yapılarak ilk kız lise ve üniversitesi açıldı • Medreselerde ilk defa kapsamlı bir reform programı uygulandı.

#38

SORU: Sıbyan Mektepleri ilgili gelişmeler nelerdir?


CEVAP: • Sıbyan mektepleri geleneksel Osmanlı eğitim sisteminden devralınan ilkokullardı. • Bu okullarda ilk köklü reformlar, 1850’lerde gerçekleştirildi. • Zamanla yeni usulde eğitim veren ilkokullara mekteb-i iptidai veya sadece iptidai adı verilirken, sıbyan mektepleri ismi daha ziyade halkın imkânlarıyla açılmış; tam bir örgün eğitim kurumu niteliği kazanmamış; eğitim ve öğretim kalitesi düşük okullar için kullanılmıştı. • Dört yıllık ilköğrenimi zorunlu hale getiren Maarif-i Umumiyye Nizamnamesine göre, kızların 6-10 ve erkeklerin de 7-11 yaşları arasında mektebe gitmeleri zorunluydu. Bu kurala uymayan ana babalar için para cezası öngörülmekteydi. • Okullaşma hedeflerinin tutturulabilmesi ve sıbyan mekteplerinin yaygınlaştırılabilmesi için, her mahalle ve köyde en az bir sıbyan mektebinin bulunması gerekiyordu. • Gayrimüslim çocuklarının eğitimlerini de düzenleyen nizamnameye göre, Müslüman ve Hıristiyanların karışık yaşadığı yerlerde her toplum için ayrı bir mektep bulunacak; okulların yapım, bakım ve öğretmen giderleri ilgili toplum tarafından karşılanacak; Hıristiyan öğrenciler bu mekteplerde dinlerini öğrenecek ve Osmanlı tarihini kendi dillerinde okuyacaklardı.

#39

SORU: II. Abdülhamid döneminde Osmanlıcılık siyasetinin yerini hangi siyaset almıştır?


CEVAP: Osmanlıcılık siyaseti, Hıristiyanların ayrılıkçı isyanlarının da etkisiyle terk edilerek Müslüman nüfusu aslî unsur olarak kabul eden bir güvenlik stratejisi ekseninde İslâmcılık siyaseti izlendi.

#40

SORU: 1869 Maarif-i Umumiyye Nizamnamesinin tanımladığı eğitim sistemi kimin zamanında uygulanabilmiştir?


CEVAP: II. Abdülhamid döneminde Tanzimat’ın başlattığı reformlar devam ettirilip büyük bir bölümü tamamlandı; 1869 Maarif-i Umumiyye Nizamnamesinin tanımladığı eğitim sistemi onun zamanında uygulamaya konulabildi.

#41

SORU: İslâmcılık siyasetinin eğitime yansımaları nasıl oldu?


CEVAP: • İslâmcılık siyasetinin eğitime yansımaları arasında en önemlisi Müslüman aşiret reislerinin çocuklarından bürokrat ve subay yetiştirmek üzere İstanbul’da bir Aşiret Mektebi’nin açılmasıdır. • İlk ve orta öğretim kurumlarında din derslerinin sayısının arttırılması da İslâmcı yönelimin eğitime yansıması olarak görülebilir. • İslâmcılığın yükselişine rağmen, II. Abdülhamid döneminde, devlet, geleceğini her alanda reformların sürdürülmesinde gördü ve modern eğitim sistemini geliştirmeyi tercih ederken, geleneksel eğitim sistemini oluşturan medreseleri kendi haline bıraktı.

#42

SORU: Eğitimde yapılan reformların etkileri nasıl olmuştur?


CEVAP: • Eğitimde yapılan reformlar, sekülerleşmeyi de güçlendirdi. • Seküler hukuk sisteminin ihtiyaç duyduğu personeli yetiştirmek üzere bir hukuk yüksekokulu (Hukuk Mekteb-i Âlîsi) açılması da bu görüşü destekler. • Bu dönemde okul, öğretmen ve öğrenci sayısı, Tanzimat dönemine göre katlanarak arttı. Bununla beraber söz konusu artış, ilk ve ortaöğretimde okullaşma oranını %10’un üzerine çıkaramadı. • Bu dönemde eğitim alanında kaydedilen büyük gelişmelere rağmen, 1892-1893’te modern okulların tüm ilkokullara oranı, yaklaşık %14 gibi düşük bir seviyedeydi. • Bu dönem, ülkenin ihtiyaç duyduğu her alanda (ulaşım, haberleşme, ziraat, ticaret, sağlık gibi) mesleki ve teknik okulların açıldığı bir atılım dönemi oldu ve • Bu okulların bir kısmı ortaöğretim bir kısmı da yükseköğretim kurumu olarak varlığını sürdürdü. • Özel öğretim kurumlarının sayı ve türünde büyük bir artış meydana geldi. • Bununla beraber denetimsiz kalan gayrimüslimlerin okullarıyla yabancı okullar, bu dönemde yıkıcı faaliyetlere beşiklik etti.

#43

SORU: Eğitim sistemi nedir?


CEVAP: Eğitim sistemi, insanlardan oluştuğu için toplumsal; topluma açık hizmet ettiği için de açık bir sistemdir. Bu nedenle eğitim sistemi, örgütlerden oluşan “toplumsal açık bir sistem” olarak tanımlanabilir. Her toplumsal açık sistem alt sistemlerden oluşur. Doğal olarak alt sistemleri içine alan üst sistemler; onları da şemsiyesi altına alan bir süper sistem vardır. Süper sistem söz konusu ülkenin eğitim bakanlığıdır.

#44

SORU: Osmanlı eğitim sistemi nasıl şekillenmiştir?


CEVAP: Osmanlı millet sistemine göre şekillenen Tanzimat’tan önceki Osmanlı eğitim yapılanmasında üst sistemler her din ve/veya mezhebin (İslâm, Ortodoks, Gregoryen, Musevi...) en yüksek dini makamına bağlı olduğu için, sistem kuramı açısından bu dönemde çoklu sistemin varlığından söz edilebilir.

#45

SORU: Osmanlıcılık çalışmaları nasıl gelişme gösterdi?


CEVAP: • Osmanlı Devleti farklı dini ve etnik kökenlerden gelen vatandaşlarını “Osmanlı milleti” adı altında birleştirmeye çalıştı. • Genç Osmanlılar ve çoğu devlet adamı bu çabaya destek verdi. • Namık Kemal, Ahmed Midhat Efendi ve Ziya Paşa gibi aydınlar, “Osmanlı millet sistemi”nin hayata atılana değin birbirinden ayrı okul ve ortamlarda büyüyen nesillerde farklı olanı “ötekileştirme” refleksinin geliştiğini, bu durumun devamı halinde devletin parçalanıp yok olacağını ileri sürüyordu. • Namık Kemal bu sorunun çözümünün rüştiyeden itibaren okulların karma sisteme geçirilmesinden geçtiğini iddia edecekti.

#46

SORU: Tanzimattan sonra ortaya atılan diğer fikir akımlarının eğitime etkisi ne oldu?


CEVAP: • Tanzimat’tan sonra Osmanlı aydınları tarafından ortaya atılan diğer fikir akımları da değişen seviyelerde eğitim üzerinde etkili oldu; ancak, bu, Osmanlıcılık kadar yapısal bir değişime yol açmadı. • İslâmcılık, II. Abdülhamid döneminde din eğitimine ilişkin derslerin artması şeklinde okul programlarına yansıdı. • Türkçülük 1910’lu yıllarda eğitimi şekillendirmede diğer akımlardan daha etkili oldu. Girit’in kaybı ve Balkan bozgununun harekete geçirdiği milli duygular, orta ve yüksek öğretim kurumlarının koridor ve sınıflarında bir örtük program uygulamaya gerek kalmadan yeni nesli etkisi altına aldı. • Bu arada sivil Osmanlı okulları da Tanzimat’tan itibaren adalet, eşitlik ve özgürlük gibi evrensel ve meşrutiyet gibi siyasi kavramların öne çıktığı siyasi hareketlere de sahne oldu. • Tanzimat’tan sonra eğitim bir devlet politikası haline geldi. • Maarif-i Umumiyye Nizamnamesiyle omurgası oluşturulan Osmanlı eğitim sistemi, daha sonra çıkarılan mevzuat ile sağlam bir hukuki zemine kavuştu.

#47

SORU: Öğretmen yetiştirme konusunda yapılan çalışmaların sonucu ne olmuştur?


CEVAP: • 1870’te açılan Darülmuallimat, kızların eğitimi ve kadınların sosyal statüsü konularında toplumu bilinçlendirmede önemli bir rol oynadı. • Öğretmenleri erkek olduğu için aileleri tarafından okula gönderilmeyen on yaşından büyük kızların sıbyan mektebinden sonra öğrenim hayatlarını sürdürmelerini sağladı. • İslâm dünyasında devlet tarafından bir göreve atanan ve düzenli maaş alan ilk kadınlar olan Darülmuallimat mezunları, hem kadınların toplum ve çalışma yaşamı içindeki rolüne ilişkin zihniyetin değişmesine önayak ve hem de bilgi, görgü, tutum ve davranışlarıyla kızlara rol model oldular. • Bu önemli sosyal rollerine rağmen, sayıca az oldukları için kız çocukların okullaşma oranı düşük kaldı. • Nizamnamenin vilâyet merkezlerinde öğretmen okulları açılması kararı uygulamaya konuldu; ancak, 1874-1875 yıllarına kadar üç darülmuallimîn açılabildi. Toplam mezun sayısı yaklaşık iki yüzü geçmemekteydi. • Bu sayılardan da anlaşılacağı üzere, bu okulların Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren 12.000 civarındaki sıbyan mektebinin öğretmen ihtiyacını karşılaması imkânsızdı.

#48

SORU: 1869 Maarif-i Umumiyye Nizamnamesinin tanımladığı kurumlar nelerdir?


CEVAP: • Sıbyan Mektepleri • Rüştiyeler • İdadiler • Sultaniler • Darülfünun • Darülmuallimîn ve Darülmuallimat

#49

SORU: Rüştiyelerle ilgili gelişmeler nelerdir?


CEVAP: • Rüştiyeler sıbyan mekteplerinden sonra girilen ve eğitim süresi dört yıl olan ortaokullardı. Erkek ve kızlar için ayrı rüştiyeler vardı. • İlk erkek rüştiyesi 1846’da ve ilk kız (inâs) rüştiyesi de 1859’da açıldı. • Erkek rüştiyelerinin mezunları genellikle devlet memuru olarak istihdam edildiği için askeri okullara öğrenci hazırlamak üzere 1875’ten itibaren İstanbul’da ve başka illerde askeri rüştiyeler açıldı. • Bunların açılmasından sonra sivil olanlara mülki rüştiye adı verildi. • Nizamname ile rüştiyelerin programları da belirlendi. Osmanlı Devleti, böylece, yarı merkeziyetçi/yarı yerinden yönetimci bir eğitim yönetim modeline geçti. Mülki ve askeri rüştiye sayısının artması, devletin nitelikli personel ihtiyacının karşılanmasına ve yeni yüksek okulların öngörülen standartlarda öğrenci bulmasına imkân tanıdı.

#50

SORU: Meşrutiyet devrinde genel olarak kadınların sosyal, kültürel ve ekonomik hayata daha etkin olarak girmeleri için yapılan çalışmalar nelerdir?


CEVAP: Onların orta ve hatta yüksek öğretimde daha üst düzeyde öğrenim görmelerine de imkân tanıdı. Nitekim, 1911’de ilk kız idadisi açıldı ve 1913’te İstanbul İnas (Kız) Sultanisi adını aldı. Bu okul, Türkiye’de açılan ilk kız lisesidir. Taşrada ise 1922’de İzmir’de ve 1923’te de Ankara’da kız sultanileri açıldı.

#51

SORU: Gelenekçilerle modernistler arasındaki mücadele nasıl gelişmiştir?


CEVAP: • Geleneksel ve modern eğitim taraftarları arasındaki en önemli mücadele alanı, okuma öğretimi oldu; • İlkokullar “usûl-i cedid”e göre eğitim verenler ve diğerleri diye ikiye ayrıldı. • Birinci grubu oluşturanlar iptidai, • İkinciler ise sıbyan mektebi olarak isimlendirildi. • İptidailerde görev yapan öğretmenler ağırlıklı olarak öğretmen okulu (darülmuallimîn ve darülmuallimat) mezunu ve modern pedagojiden haberdar; sıbyan mekteplerinin öğretmenleri ise, medrese mezunu veya bir şekilde kendini yetiştirmiş, eğitimde geleneği savunan kimselerdi. • Semboller üzerinde cereyan eden bu mücadele, nüfuz erozyonu, menfaat kaygısı ve cehalet dolayısıyla zaman zaman sertleşecek; gelenekçiler, modern okulların daha etkili eğitim verip halkın gözünde saygınlıklarını arttırmalarına kaygıyla bakacak; hâtta, bu gelişmeyi engellemek için aleyhte propaganda yapacaklardı.

#52

SORU: Tanzimattan itibaren Osmanlı Devleti hangi ideolojiyi benimsemiştir?


CEVAP: Tanzimat’tan itibaren Osmanlı Devleti Osmanlıcılık ideolojisini benimsemiştir.

#53

SORU: Avrupa’da gelişen hangi kavramlar eğitime nasıl farklı işlevler yüklemiştir?


CEVAP: Avrupa’da gelişen ulus devlet, halk egemenliği, modernizm ve sekülerizm gibi kavramlar eğitime geleneksel kültür aktarımı rolünden daha farklı işlevler yüklemişti. Din ve töre temelli değerlerin yerine insan aklı ve bilimin ürünü olan seküler değerlerin konulduğu ulus devletler, kendilerini kuran halk(lar)ı dil ve ülkü birliğine sahip bir “ulus” haline getirmek için eğitime stratejik bir rol yükledi ve birer “milli kültür” inşa etti. Milli kültürün bir ayağını dil ve diğerini de tarih oluşturdu. Ulus devlet modelinin öncüsü ve başarılı bir örneği olan Fransa, onlarca etnik grubu, aynı dili konuşan, ortak duygu ve düşüncelere sahip bir millet haline getirmeyi başardı.

#54

SORU: Tanzimat döneminde yetişen pedagoglar kimlerdir? Çalışmaları nelerdir?


CEVAP: Tanzimat dönemi, usûl-i cedid hareketine paralel olarak ilk pedagogların yetişmesine ve eğitim yayınlarının yapılmasına da zemin hazırladı. • Yetişen pedagogların en ünlüsü Selim Sabit Efendi’dir. 1848’de açılan Darülmuallimîn-i Rüşdi’nin ilk mezunlarından olan ve Paris’teki Mekteb-i Osmani’de de öğretmenlik yapan Selim Sabit Efendi, Rehnümâ-yı Muallimîn (Öğretmenlere Rehber) adlı eserinde öğretmenlere etkili öğretim ilke ve yöntemlerini tanıttı. • II. Abdülhamid döneminden itibaren eğitim alanında eser verenlerin sayısı arttı; zamanla bunlara Ayşe Sıdıka Hanım gibi kadın eğitimciler de katıldı.

#55

SORU: Mesleki ve teknik öğretimdeki gelişmeler nelerdir?


CEVAP: Ülke sanayiine teknik eleman yetiştirmek amacıyla atılan ilk önemli adım, Midhat Paşa’nın 1860’lı yıllarda, kimsesiz, yetim ve öksüz kız ve erkek çocukları meslek sahibi yapmak amacıyla açtığı ıslahhanelerdi. Islahhaneler, daha sonra, Cumhuriyet dönemindeki meslek okullarının/liselerinin temellerini oluşturacak ve sanayi mekteplerine dönüşeceklerdi. Kız (inâs) ıslahhanelerinin açılmasıyla başlayan kız mesleki ve teknik eğitim süreci kız sanayi mekteplerinin açılmasıyla devam etti. İyi donanımlı eş ve örnek anneler yetiştirmek için açılan kız sanayi mekteplerinin amacı çalışma yaşamının işgücü ihtiyacını karşılamak değildi. Sultan II. Abdülhamid döneminde açılan Darülhayr-ı Âli ve Birinci Dünya Savaşı yıllarında açılan Dârüleytamlar da, korunmaya muhtaç çocuklara mesleki eğitim veren okullardı.

#56

SORU: II. Meşrutiyet döneminde de orta öğretim alanında önemli bazı gelişmeler meydana geldi. Bunlar nelerdir?


CEVAP: 1913 tarihli Tedrisat-ı İbtidaiyye Kanun-ı Muvakkati ile, rüştiyelerin ilk mekteplerle birleştirilip orta öğretimden alınmasıdır. Böylece rüştiyeler bu kanunla genel olarak tarihe karıştı; fakat, bazıları “numune rüştiyeleri” adıyla Cumhuriyete kadar ulaşabildi. 1908’den sonra on iki vilâyet merkezinde bulunan idadilerin sultaniye dönüştürülmesi suretiyle sultaniler taşraya da yayılmış oldu.

#57

SORU: Mekteb-i Osmani hakkında bilgi veriniz


CEVAP: Bu okul 1857 yılında Paris’te devlet tarafından öğrenim görmek üzere Fransa’ya gönderilen Osmanlı gençleri için bir tür hazırlık okulu olarak açıldı. Burada öğrencilere Fransızca eğitiminin yanı sıra öğrenim görecekleri alanlara göre tamamlayıcı dersler de veriliyor; ayrıca, farklı din ve soylara mensup gençlerde Osmanlılık bilincini oluşturacak bir program da uygulanıyordu. Osmanlı gençlerinin aynı çatı altında aralarında Türkçe konuşmaları, iyi derecede Fransızca öğrenmelerine engel oluşturuyordu. 40 öğrenci kontenjanı bulunan okul, 1874 yılında getirdiği ağır mali yüke göre yeterince işlevsel olmadığı ve onun işlevini yeni kurulan Mekteb-i Sultani’nin gördüğü gerekçeleriyle kapatıldı.

#58

SORU: Öğretmen yetiştirmede yapılan çalışmalar nelerdir?


CEVAP: • Tanzimat dönemi modern eğitim hareketinin en önemli sonuçlarından biri Türkiye’de öğretmen yetiştiren kurumların doğuşuna yol açmasıdır. • İlk öğretmen okulu olan Darülmuallimîn-i Rüşdi, rüştiyelerin öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla 1848’de oluşturuldu. • İkincisi ise, sıbyan mekteplerinde yürütülen reformun bir parçası olarak yeni öğretim yöntemlerini kullanabilecek öğretmenler yetiştirmek için 1868’de açılan Darülmuallimîn-i Sıbyan idi. • Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi, kız okullarına kadın öğretmen yetiştirmek amacıyla Darülmuallimât adında İstanbul’da bir kız öğretmen okulunun açılmasını; • İstanbul’da sıbyan mektepleri, rüştiyeler ve idadilere öğretmen yetiştirmek üzere Darülmuallimîn-i Kebir’in (Büyük Öğretmen Okulu) kurulmasını ve vilâyet merkezlerinde birer ilköğretmen okulu açılmasını öngörüyordu. • Nizamnamede, teşkilât yapısı, okul programı ve işleyişi belirlenen bu okullar kısa sürede faaliyete geçti.

#59

SORU: Pedagoji alanındaki gelişmeler nelerdir?


CEVAP: • Tanzimat dönemi modern eğitim hareketinin en önemli bileşenlerinden biri, Batıda pedagoji alanında meydana gelen yeniliklerin, Osmanlı okullarında uygulanmaya çalışılmasıydı. • Bu yenilikler, dönemin resmi yazışma ve yayınlarında “usûl-i cedid”, yani yeni yöntemler olarak adlandırıldı. • 1840’ların ikinci yarısında açılan rüştiyelerle başlayan ve ardından sıbyan mekteplerinde de uygulanan usûl-i cedid, sınıf yönetimi, öğretim ilke ve yöntemleri, öğretim araç ve gereçleri gibi alanlarda köklü yenilikler getiriyordu. • Bu sürecin tamamlandığı okullarda sınıflar, masa, sıra, yazı tahtası, harita ve levha gibi araçlarla donatıldı. • Usul-i cedid, her şeyden önce sıbyan mektepleri için önerdiği yeni öğretim yöntemleriyle öne çıktı; zira, sıbyan mekteplerinden daha kısa bir sürede okumaya geçilmesi, bu yeni okul ve usullerin toplumdaki saygınlığını arttırdı.

#60

SORU: Usûl-i cedid hareketi Osmanlı Devleti dışında nasıl bir gelişme göstermiştir?


CEVAP: Usûl-i cedid hareketi Osmanlı Devleti dışındaki Türk/İslâm coğrafyasında da etkili oldu. Rusya’daki gelişmede eğitimin rolünü gören Çarlığın yönetimi altındaki Türkler arasında da yenileşmeci bir hareket mevcuttu. “Ceditçilik” adı verilen bu hareket, yalnızca pedagojik bir anlam taşımıyor; sosyokültürel bir değişim talebini de ifade ediyordu.

#61

SORU: Gayrimüslim ve Yabancıların Okullarındaki gelişmeler nelerdir?


CEVAP: • Gayrimüslim tebaanın eğitim sistemleri de yeniliklerden nasibini aldı. Gerek Hıristiyanların ve gerekse Musevîlerin, özel okul statüsünde çok sayıda okulu vardı. • Gayrimüslimler de kendi aralarında gelenekçiler ve yenilikçiler olarak ikiye ayrılmışlardı. • Hiçbir gayrimüslim grup Batılıların açtığı yeni Bunun bir nedeni de misyoner okullarının çocuklarının itikatlarını bozmalarından çekinmeleriydi. • Genel ortaöğretimin her iki basamağını teşkil eden rüştiye ve idadilere çok az gayrimüslim öğrenci ilgi gösterdi. • Gayrimüslim tebaanın gözünde devlet okulları birer asimilasyon aracından başka bir şey değildi. • Bu bakış açısı eğitim aracılığıyla Osmanlı milleti inşa etme idealini çökertti. • Osmanlı İmparatorluğu’nda açılan misyoner okulları, bağlı bulundukları devletlerin dinini, dilini, kültürünü yaymış; ülkelerinin emperyalist gayelerine hizmet etmişlerdi. • Ölçme ve değerlendirme yöntemlerinden ziyade, öğretilen dil ve gözetilen amaçlar açısından adeta din ve siyasetin bütünleştiği yerler olarak dikkat çeker. • Tanzimat ve Islahat Fermanlarıyla verilen hakları, kendi çıkarları doğrultusunda değerlendirdi ve misyoner okulları kısa bir süre içerisinde ülkede yaygınlaştı. Bu yayılmanın nedenlerinden biri eğitim denetiminin eksikliği ve yabancı devletlerin Osmanlı gayrimüslimlerini himaye altına almak istemesiydi. • Osmanlı hükümetleri çıkardıkları nizamnamelerle ve 1886’da kurdukları Mekâtib-i Ecnebiyye ve Gayrimüslim Müfettişliği gibi birimlerle misyoner okullarını denetlemeye çalıştı. • Cumhuriyet döneminde eski imtiyaz ve muafiyetleri reddeden Türkiye, yabancılara ait okul, hastahane gibi kurumları, devletin kanunlarına uymaları ve dini telkinde bulunmamaları şartıyla tanımış; kurallara aykırı davrananları da kapatmıştı. Bununla birlikte çoğu İstanbul’da olan bazı yabancı okullar faaliyetlerini gönümüze kadar sürdürdü. okullara çocuklarını göndermek istememişti.

#62

SORU: Yükseköğretim alanında Sultan II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet dönemlerinde sağlanan ilerlemeler nelerdir?


CEVAP: • Ülkenin ihtiyaçları ve geleceğe yönelik hedefleri doğrultusunda birçok yeni yükseköğretim kurumu açıldı. • Tanzimat döneminde birkaç kez açılan fakat yaşatılamayan Darülfünun (Üniversite) da Sultan II. Abdülhamid döneminde tekrar hayat buldu. • Darülfünun II. Meşrutiyet döneminde bilimsel açıdan önemli bir ilerleme kaydetti. Misafir Alman akademisyenlerin de etkisiyle bilimsel düşünce ve yöntem yerleşti. Darülfünun 1933 yılında yapılan radikal bir reformla yeniden yapılandırılarak İstanbul Üniversitesi adını aldı. • II. Abdülhamid döneminde yükseköğretim kurumlarından biri olan Hukuk Mekteb-i Âlisi, Tanzimat döneminden itibaren oluşturulmaya çalışılan seküler hukuk sisteminin hukukçu ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuş ve ülkede seküler hukukun kurumsallaşmasında hayati bir rol oynamıştı. • Sanayi-i Nefise (Güzel Sanatlar) Mektebinin öğretim programları da Osmanlı Devleti’nin medeniyet yönelimi hakkında aydınlatıcıydı. • II. Meşrutiyet döneminde Darülbedayi (Sahne Sanatları Okulu) ve Darülelhan’ın (Konservatuvar) açılması da geleneksel kültürün modern kültür karşısındaki gerilemesinin sürdüğünü gösteriyordu. • II. Meşrutiyet döneminde yükseköğretim alanındaki en önemli gelişme ilk kız lisesinin açılışından birkaç yıl sonra İnâs Darülfünunu adıyla bir kız üniversitesinin açılmasıydı. • 20. yüzyıla gelindiğinde, sivil ve askeri yeni okullar, laik bir ulus devlet olan modern Türkiye’nin temellerini oluşturan siyasi, sosyal ve kültürel reformları gerçekleştirecek bilgi, beceri ve inanca sahip yönetici eliti yetiştirmeyi başardı. Bu elitten yoksun olan diğer İslâm ülkeleri ise, teokratik monarşilerle yönetilmeyi sürdürdü.

#63

SORU:

1904’te III. Cumhuriyet’in Başbakanı Jules Ferry Fransa ulusal eğitim sistemini nasıl değiştirmiştir?


CEVAP:

1904’te III. Cumhuriyet’in Başbakanı Jules Ferry Fransa ulusal eğitim sistemini ilköğretimden yükseköğretime kadar tamamen sekülerleştirdi; dini tarikat ve cemaatlere ait okulları kapattı ve Cumhuriyet rejimine muhalif yönetici ve öğretmenleri eğitim sisteminin dışına itti. 


#64

SORU:

1869 yılında yürürlüğe koyulan Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi ile nasıl bir eğitim modeli ortaya konmuştur?


CEVAP:

Tanzimat’tan itibaren yaptığı eğitim reformlarının çoğunda Fransa’yı model alan ve 1869 yılında yürürlüğe koyulan Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi ile eğitim sistemini bu ülkeninkine göre yapılandıran Osmanlı Devleti, geleneksel olanla moderni bir arada yaşatma konusunda Anglosakson ülkelere paralel bir yol izledi.  


#65

SORU:

Osmanlıların “usul-i cedid” olarak adlandırdıkları kavram nedir?


CEVAP:

Modern pedagoji Osmanlılarda “usul-i cedid” olarak adlandırılmıştır. 


#66

SORU:

“Kitle eğitimi” anlayışı ne zaman ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

Tarihçi geleneğin paradigmasına göre, sanayileşme, şehirleşme ve bunlara paralel olarak eğitimin yaygınlaşması, modernleşmeyi de beraberinde getirmişti. Sanayileşme ve kentleşme birbirini tetiklemenin yanı sıra eğitimde yeni gelişmelere de zemin hazırlamıştı. Endüstrinin ihtiyaç duyduğu işgücünü temin etmek amacıyla “kitle eğitimi” anlayışı, bu dönüşüm sırasında ortaya çıktı. 


#67

SORU:

Sanayileşme ve kentleşme eğitim/öğretim programlarında nasıl değişimlere kapı aralamıştır, örnek vererek açıklayınız.


CEVAP:

Sanayileşme ve kentleşme eğitim/öğretim programlarında önemli değişimlere kapı araladı. Mesela Amerika Birleşik Devletleri, kentleşmenin doğurduğu sorunlarla başa çıkabilecek vatandaşlar yetiştirmek üzere sosyal bilgiler dersini oluşturdu.  


#68

SORU:

Eğitim aracılığıyla başarılı bir ulus devlet politikası izleyen ülke hangisidir?


CEVAP:

Eğitim aracılığıyla ülkesinde güçlü bir dil ve kültür birliği oluşturan Fransa, başarılı bir ulus devlet eğitim politikası izlemişti.  


#69

SORU:

II. Mahmud'un eğitim sisteminde yaptığı reformlar nasıl adlandırılır?


CEVAP:

Osmanlı Devleti’nin bir Osmanlı milleti oluşturma projesinde eğitim stratejik bir rol oynayamadı. Öte taraftan Batıdaki süreçlerin hiçbirini yaşamayan, dolayısıyla modernleşmenin altyapısı oluşmayan ülkelerde bu nitelikteki büyük değişimler, halkın talebiyle değil, yönetenlerin öngörü ve vizyonlarına uygun olarak devlet eliyle ve kimi zaman halka rağmen yapılmıştı. II. Mahmud’un yaptığı reformlar bu türdendi.  


#70

SORU:

Tanzimat'ın hemen öncesinde Müslümanlar için geleneksel ve modern kurumları temsil eden ikili eğitim sistemi nasıldır?


CEVAP:

Birincisi medrese adı verilen farklı kademelerdeki okullardan oluşan geleneksel Osmanlı eğitim kurumları; ikincisi ise, mektep adı verilen sivil ve modern okullar olup bunlar Avrupa ülkelerinde olduğu gibi üç kademeli bir sistemden oluşmaktaydı.  


#71

SORU:

1869 Maarif-i Umumiyye Nizamnamesi'nde tanımlanan eğitim kurumları nelerdir?


CEVAP:

Sıbyan Mektepleri, rüştiyeler, idadiler, sultaniler, darülfünun, darülmuallimîn ve darülmuallimat, pedagojik yenileşme, eğitim, devlet ve ideoloji olarak sınıflandırılır.  


#72

SORU:

Sıbyan Mekteplerindeki ilk köklü reformlar ne zaman gerçekleştirilmiştir?


CEVAP:

Sıbyan mektepleri geleneksel Osmanlı eğitim sisteminden devralınan ilkokullardı. Bu okullarda ilk köklü reformlar, 1850’lerde gerçekleştirildi. 


#73

SORU:

Maarif-i Umumiyye Nizamnamesine göre kız ve erkeklerin kaç yaşları arasında okula gitmeleri zorunludur?


CEVAP:

Dört yıllık ilköğrenimi zorunlu hale getiren Maarif-i Umumiyye Nizamnamesine göre, kızların 6-10 ve erkeklerin de 7-11 yaşları arasında mektebe gitmeleri zorunluydu.  


#74

SORU:

Mülki rüştiye nedir?


CEVAP:

Erkek rüştiyelerinin mezunları genellikle devlet memuru olarak istihdam edildiği için askeri okullara öğrenci hazırlamak üzere 1875’ten itibaren İstanbul’da ve başka illerde askeri rüştiyeler açıldı. Bunların açılmasından sonra sivil olanlara mülki rüştiye adı verildi.  


#75

SORU:

İdadi denilen okulların özellikleri nelerdir ve gelişimleri ne zaman başlamıştır?


CEVAP:

Öğretim süresi rüştiyeden sonra üç yıl olan idadilerde farklı dinlere mensup tebaanın çocukları bir arada öğrenim görecek ve masrafları Vilâyet Maarif İdaresi Sandığı tarafından karşılanacaktı. Bu, Tanzimat döneminde yükselen Osmanlıcılık ideolojisinin eğitime yansımasıydı. Ortaöğretimin ikinci kademesi seviyesindeki ilk idadi 1874 yılında İstanbul’da açıldı ve bu okullar asıl gelişimini II. Abdülhamid döneminde gösterdi. 


#76

SORU:

Tanzimat dönemi, usûl-i cedid hareketinde yetişen en ünlü pedagogumuzun ve eserinin ismi nedir?


CEVAP:

Tanzimat dönemi, usûl-i cedid hareketine paralel olarak ilk pedagogların yetişmesine ve eğitim yayınlarının yapılmasına da zemin hazırladı. Yetişen pedagogların en ünlüsü Selim Sabit Efendi’dir. 1848’de açılan Darülmuallimîn-i Rü?di’nin ilk mezunlarından olan ve Paris’teki Mekteb-i Osmanî'de de öğretmenlik yapan Selim Sabit Efendi, Rehnümâ-yı Muallimîn (Öğretmenlere Rehber) adlı eserinde öğretmenlere etkili öğretim ilke ve yöntemlerini tanıttı. 


#77

SORU:

Tanzimattan sonra modern eğitim sisteminde İslâmcılık siyasetinin eğitime yansımaları nasıl gerçekleşmiştir?


CEVAP:

İslâmcılık siyasetinin eğitime yansımaları arasında en önemlisi Müslüman aşiret reislerinin çocuklarından bürokrat ve subay yetiştirmek üzere İstanbul’da bir Aşiret Mektebi’nin açılmasıdır. İlk ve orta öğretim kurumlarında din derslerinin sayısının arttırılması da İslâmcı yönelimin eğitime yansıması olarak görülebilir.  


#78

SORU:

1908 Jön Türk İhtilâli ile canlılık kazanan fikir hayatı eğitimi nasıl etkilemiştir?


CEVAP:

1908 Jön Türk İhtilâli sonrasında büyük bir canlılık kazanan fikir hayatı eğitimi de etkiledi; ilk ciddi eğitim dergileri bu dönemde yayımlandı ve eğitim sorunları gazete ve dergilerde tartışıldı. 1913’ten itibaren Türkçülük düşüncesi, okullarda yaygın olarak “örtük program” işlevi gördü. Balkan devletlerinin kuruluş ve yükselişinde öğretmenlerin oynadıkları rol göz önünde bulundurularak öğretmenlere birer kurtarıcı gözüyle bakılmaya başlandı; eğitimde niceliğin yerine niteliğin arttırılması fikri öne çıktı. Eğitime yaptığı katkılardan dolayı Türk Fröbel’i olarak da adlandırılan Satı Bey’in 1909’da Darülmuallimîn’deki öğrencileri seviye sınavından geçirip dörtte üçünü ihraç etmesi bu yönelimin ürünüdür. Bu dönemde, İstanbul’daki kız ve erkek öğretmen okulları yüksekokul seviyesine çıkarıldı ve lise öğretmeni yetiştirme Darülfünun’la bütünleşmiş olarak yürütüldü; ayrıca, anaokulu öğretmenliği okulu açıldı. Kızların eğitimi alanında yeni bir hamle daha yapılarak ilk kız lise ve üniversitesi açıldı; ayrıca, medreselerde ilk defa kapsamlı bir reform programı uygulandı. 


#79

SORU:

Üç yıllık iptidailerde verilmesi öngörülen dersler hangileridir?


CEVAP:

Üç yıllık iptidailerde okutulması öngörülen dersler şunlardı: Elifbâ, Kur’an, Tecvit, İlmihâl, Ahlâk, Sarf-ı Osmani, İmlâ, Kıraat, Tarih-i Osmani, Muhtasar Coğrafya-yı Osmani, Hesap ve Hüsn-i Hat.  


#80

SORU:

II. Abdülhamid döneminde orta öğretim değerlendirilecek olduğunda, vilayet ve sancak merkezlerinde öğrenim süresi hakkında ne söylenir?


CEVAP:

II. Abdülhamid döneminde, genel orta öğretim alanında sayısal ve nitelik yönünden kayda değer gelişmeler yaşandı ve idadiler, özellikle 1882-1890 yılları arasında taşrada da yaygınlaştı. Bunların öğrenim süresi, vilâyet merkezlerinde rüştiye ile birlikte yedi, sancak merkezlerinde ise rüştiye ile birlikte beş yıldı. 


#81

SORU:

1911'de açılan ilk kız idadisinin önemi nedir?


CEVAP:

1911’de ilk kız idadisi açıldı ve 1913’te İstanbul İnas (Kız) Sultanisi adını aldı. Bu okul, Türkiye’de açılan ilk kız lisesidir.  


#82

SORU:

Eylül 1900’de açılan Darülfünun 1933 yılında nasıl bir değişim geçirmiştir?


CEVAP:

1933 yılında yapılan radikal bir reformla İstanbul Üniversitesi adını almıştır. 


#83

SORU:

II. Meşrutiyet döneminde yükseköğretim alanında yaşanan en önemli gelişme nedir?


CEVAP:

İlk kız lisesinin açılışından birkaç yıl sonra İnâs Darülfünunu adıyla bir kız üniversitesinin açılmasıdır.