Çeviri (İng/Türk) Final 6. Deneme Sınavı

Toplam 20 Soru
PAYLAŞ:

1.Soru

In this study, economic, social and identity-related reasons of Norway underlying her two consequent rejections against the European Union membership in 1972 and 1994 will be analyzed. In the first part, Norway-Europe relations will be examined from historical and economic viewpoints; then, the findings will be compared with the referendum campaigns handled by the Norwegian public in the mentioned years.

 

Find the best Turkish translation of the sentence written in bold.


Bu çalışmada, Norveç'in 1972 ve 1994 yıllarında Avrupa Birliği üyeliğine iki kez reddedilişinin altında yatan ekonomik, sosyal ve kimlikle ilgili nedenleri analiz edilecektir.

Bu çalışmada, Norveç'in 1972 ve 1994 yıllarında Avrupa Birliği üyeliğini iki kez reddetmesinin ekonomik, sosyal ve kimlikle ilgili nedenleri analiz edilecektir.

Bu çalışma, Norveç'in 1972 ve 1994 yıllarında Avrupa Birliği üyeliğine karşı iki kez itirazda bulunmasının altında yatan ekonomik, sosyal ve kimlikle ilgili nedenleri analiz edecektir.

Bu çalışmada, Norveç'in 1972 ve 1994 yıllarında Avrupa Birliği üyeliğine karşı iki kez itirazda bulunmasının ekonomik, sosyal ve kimlikle ilgili sonuçları analiz edilecektir.

Bu çalışmada, Norveç'in 1972 ve 1994 yıllarında art arda Avrupa Birliği üyeliğine karşı iki kez itirazının altında yatan ekonomik, sosyal ve kimlikle ilgili nedenleri analiz edilecektir.


2.Soru

What is the name of the solution to the problem facing translators when they are torn between two translations of a word found in bilingual dictionaries?


Backward translation

Forward translation

Parallel translation

Back translation

Simultaneous translation


3.Soru

As I drove the young boys home that afternoon, I could see by their faces that they’d had positive experiences with their fathers.

Which of the following is the correct translation of this sentence?

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlenin doğru çevirisidir?


O gün öğleden sonra genç delikanlıları arabayla eve götürürken, babaları ile olumlu deneyimler yaşadıklarını yüzlerinden okuyabiliyordum.

O gün öğleden sonra çocukları arabayla eve götürürken babaları ile neler yaşamış olabileceklerini yüzlerinde görebiliyordum.

O gün öğleden sonra çocukları arabayla eve götürürken yaşadığı şeylerin olumlu olduğunu babalarının yüzlerinden okuyabiliyordum.

O gün öğleden sonra çocuklar arabayla eve giderken babaları ile yaşadıkları olumlu şeyler yüzlerinden okunuyordu.

O gün öğleden sonra çocukları babaları eve götürürken yaşadıkları deneyimler yüzlerine yansımıştı.


4.Soru

I knew for sure that I didn’t want the lecture to focus on my cancer.

What is the best translation of the senetence in bold?


Konuşmamın kanserime odaklanmasını istemediğimi biliyordum.

Dersimin kanserime odaklanmasını istemediğimi kesinlikle  biliyordum

Dersimde kanserime odaklanmasını istemediğimi biliyordum

Dersimin kanserime odaklanmasını istemediğimden emindim.

Konuşmamı kanserime odaklanmasını istemediğimi kesinlikle biliyordum.


5.Soru

What is the best way to learn how to use a particular dictionary effectively?


Reading its closing section

Asking someone native 

Reading its introductory section

Contacting its author

Checking other books


6.Soru

I was occasionally needed as a psychologist, and I did the best I could on short notice.

Which of the following is the correct translation of this sentence?

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlenin doğru çevirisidir?


Bir psikolog olarak bana acil ihtiyaç duyulduğunda elimden geleni yaparım.

Bir psikolog olarak ihtiyaç duyulan nadir zamanlarda elimden geleni acil olarak yaparım.

Bir psikolog olarak elimden geleni acil olarak yapardım bana ihtiyaç duyulduğunda.

Bir psikolog olarak fazla işim olmasa da bana ihtiyaç duyulduğunda acil olarak elimden geleni yapardım.

Bir psikolog olarak bana nadiren ihtiyaç duyulurdu ve acilen elimden geleni yaptım.


7.Soru

The mathematics teacher frowned and looked very severe, for he did not approve of children dreaming.

What is the best Turkish translation of the statement above?


Matematik ögretmeni kaslarını çattı ve sert bir yüz ifadesi takındı çünkü çocukların rüya görmesini yasaklıyordu.

Matematik ögretmeni, onun çocukların hayallerini takdir etmedigi için sasırdı ve
çok siddetli baktı.

Matematik hocası çocukların hayal etmesini onaylamadıgı için yerinden fırladı ve
çok sert baktı.

Matematik ögretmeni çocukların hayallerini anlayamadıgından basını yükselterek
kızgınca baktı.

Matematik ögretmeni kaslarını çatıp sert sert baktı, çünkü çocukların rüya
görmesinden hiç hoşlanmazdı.


8.Soru

Which of the following refers specifically to a reference text which provides information about operation and maintenance of a product in detail


Book

Case

Machine

Manual

Manufacturer


9.Soru

Certainly, the thought of leaving Jai that day was painful to me. And yet, I couldn’t let go of the idea of the lecture.

Which of the following is the correct translation of this sentence?

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlenin doğru çevirisidir?


O gün Jai'i bırakmak düşüncesi elbette benim için acı vericiydi. Ama yine de konferans fikrinden vazgeçememiştim.

O gün Jai'i bırakmak düşüncesi benim için acı verici olduğu için tabii ki konferansı konferansı kaçırmış olabilirdim.

Tabi ki Jai'yi bırakmak bana acı veriyordu. Fakat o gün konferanstan vazgeçmeyi düşünemezdim.

Jai, onu bırakmamı istemezken konferanstan vazgeçme fikrinin elbette benim için acı verici olduğunu biliyordu.

O gün onu bıraktığım için Jai elbette acı duymuştu. Fakat o konferansın kaçmasına izin veremezdim.


10.Soru

I had to deal with my own grief and the sadness of those who loved me.

Which of the following is the correct translation of this sentence?

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlenin doğru çevirisidir?


Kendi kederimi aşmak ve beni sevenlerin hüznünü gidermek zorundaydım.

Hem kendi üzüntümle hem de beni sevenlerin dertleri ile ilgilenmek zorundaydım.

Kendi üzüntümle ve beni sevenlerin hüznü ile başa çıkmak zorundaydım.

Beni sevenlerin hüznü ile baş edebilmek için kendi kaygılarımı yenmek zorundaydım.

Kendi kederimi bir yana bırakıp beni sevenlerin üzüntüleri ile ilgilenmeliydim.


11.Soru

The other day I dropped in at Headquarters and found the great detective gazing thoughtfully at a string that was tied tightly around his little finger.

Which of the following is the correct translation of this sentence?

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlenin doğru çevirisidir?


Geçen gün Genel Merkeze uğradım ve usta detektifin küçük parmağının etrafına bir ipi sıkıca bağladığını gördüm.

Geçen gün Genel Merkeze uğradım ve harika detektifi küçük parmağının etrafına sıkıca bağlanmış bir ipe düşünceli bir şekilde bakarken buldum.

Geçenlerde Genel Müdürlüğe gittim ve müthiş detektifi küçük parmağının etrafına bir ipi düşünceli bir şekilde sıkıca bağladığını gördüm.

Geçen gün Genel Merkeze uğradım ve muhteşem detektifin küçük parmağının etrafına bir ipi sıkıca bağlanmış bir ipi nasıl çıkaracağını düşünürken buldum.

Geçen gün Genel Merkeze uğradım ve harika detektifin düşünceli olduğunu ve küçük parmağının etrafına bağlanmış bir ipe baktığını gördüm.


12.Soru

"Bake for 30 to 40 minutes, depending on the size of the chicken breasts, until the chicken is done and the skin is lightly browned".

In the instruction given above, which of the following has an accurate Turkish translation of 'depending on the size of the chicken breasts'?


Tavuk göğsünün boyutuna bağlı olarak

Tavuğun büyüklüğüne bağlı olarak

Tavuk göğsünün yumuşaklığına bağlı olarak 

Tavuk göğsünün yapısına bağlı olarak

Tavuğun pişkinliğine bağlı olarak


13.Soru

In the first part, Norway-Europe relations will be examined from historical and
economic viewpoints; then, the findings will be compared with the referendum campaigns handled by the Norwegian public in the mentioned years. The aim of the paper is to help construct further reference points by analyzing a factual figure in “No to the European Union” conjuncture.

Find the best Turkish translation of the sentence written in bold.


Makalenin özeti, “Avrupa Birliği'ne Hayır” konjonktüründe yer alan bir olguyu analiz ederek daha fazla referans noktasının oluşturulmasına yardımcı olmaktır.

Makalenin amacı, “Avrupa Birliği'ne Hayır” konjonktüründe yer alan bir olguyu araştırarak  daha fazla referans noktasının oluşturulmasına yardımcı olmaktır.

Makalenin amacı, “Avrupa Birliği'ne Hayır” konjonktüründe yer alan bir olguyu analiz ederek daha fazla referans puanının oluşturulmasına yardımcı olmaktır.

Makalenin amacı, “Avrupa Birliği'ne Hayır” konjonktüründe yer alan bir olguyu analiz ederek daha fazla referans noktasının oluşturulmasına katkıda bulunmaktır.

Makalenin amacı, “Avrupa Birliği'ne Hayır” konjonktüründe yer alan bir olguyu analiz ederek daha fazla referans noktasının oluşturulmasına yardımcı olmaktır.


14.Soru

Which of the following poets wrote the poem 'The Lamb'?


Adger Allen Poe

William Blake

Emily Dickinson

Maya Angelou

Robert Frost


15.Soru

Daha fazla yardımda bulunabileceğimizi düşünüyorsanız lütfen bize bildirin.

Which of the following is the correct translation of this sentence?

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlenin doğru çevirisidir?


If you need any additional assistance, please contact me.

Should you need any further information, please do not hesitate to contact me.

If you require any further i nformation, feel free to contact me.

I would be most grateful if you would look into this matter, please contact me.

If we can be of any further assistance, please let us know.


16.Soru

He was covered all over with thin leaves of fine gold, for eyes he had two bright

diamonds.

What is the best Turkish translation of the sentence?


Onun elmas misali parlak gözleri için, bütün etrafı altın sarısı ufak yapraklarla

çevrildi.

Bütünüyle ince kaliteli altın yapraklarıyla kaplanmıştı. Gözler içinse iki parlak

elmasa sahipti.

Her yeri varaklarla kaplıydı; gözlerinin yerinde de iki parlak

elmas vardı.

Üstü tamamen saf altından ince varaklarla kaplıydı, gözlerinin yerinde iki parlak

elmas vardı.

Üstü başı ince kaliteli altın yapraklarıyla kaplanmıştı. Gözler içinse iki parlak

elmasa sahipti.


17.Soru

Throughout my academic career, I’d given some pretty good talks. But being considered the best speaker in a computer science department is like being known as the tallest of the Seven Dwarfs.

What is the best translation of the sentence in bold?


Ama bilgisayar bilimi bölümündeki en iyi konuşmacıyı düşünmek Yedi Cüccelerin en uzunu olarak bilinmek gibi bir şey.

Ama bilgisayar bilimi bölümündeki en iyi konuşmacı olarak düşünülmek Yedi Cüccelerin en uzunu olmak gibi bir şey.

Ama bilgisayar bilimi bölümündeki  iyi bir konuşmacı olarak düşünülmek Yedi Cüccelerin en uzunu olarak bilinmek gibi bir şey.

Ama bilgisayar bilimi bölümündeki en iyi konuşmacı olarak düşünülmek Yedi Cüccelerin en uzunu olarak bilinmektir.

Ama bilgisayar bilimi bölümündeki en iyi konuşmacı olarak düşünülmek Yedi Cüccelerin en uzunu olarak bilinmek gibi bir şey.


18.Soru

His hallucination seemed beyond all reasonable answer; yet the effect of it upon him scarcely merited disrespect.

Which of the following is the correct translation of this sentence?

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlenin doğru çevirisidir?


Onun halüsinasyonu doğru bir cevabın ötesinde görünüyordu; yine de bunun ondaki etkisi saygısızlığı hak ediyor olduğunu düşündürtmüyordu.

Onun halüsinasyonu mantıklı olmayı aşıyordu; bunun ondaki etkisi ise saygısızlığı gerektirmiyordu.

Onun halüsinasyonu tüm makul cevapların ötesinde görünüyordu; yine de bunun ondaki etkisi saygısızlığı hak ediyor sayılmazdı.

Onun halüsinasyonu  anlaşılacak gibi değildi; yine de bunun ona bıraktığı etkisini küçük görmek saygısızlık olurdu.

Onun halüsinasyonu mntıklı bir şekilde açıklanamasa da bunun yaşanması ona karşı saygısız olmayı gerektirmiyordu.


19.Soru

“Will you please tell me,” I said, in surprise, “how you knew that? I am sure that I never mentioned the fact to any one, and the wiring was a rush order not completed until this morning.”

Which of the following is the correct translation of this sentence?

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlenin doğru çevirisidir?


“Bunu nasıl bildiğini bana söyleyecek misin? Dedim. Hiç kimseye durumdan asla bahsetmediğime eminim ve kablolama bu sabaha kadar tamamlanmayan acele bir sipariş oldu.

“Bana söyler misin,” dedim, şaşırarak, “bunu nasıl biliyordun? Bu durumdan bahsetmediğime eminim ve kablolama bu sabaha kadar tamamlanmayan acele bir siparişti.

“Bana söyler misin,” dedim, şaşkınlık içinde, “bunu nasıl bildin? Hiç kimseye durumdan bahsetmediğime eminim ve kablolama daha bu sabah biten bir siparişti.

“Bana söyler misin,” dedim, şaşırarak, “bunu nasıl biliyordun? Sana bu durumdan asla bahsetmediğime eminim ve kablolama bu sabaha kadar tamamlanmayan acele bir sipariş oldu.

“Bana söyler misin,” dedim, şaşırarak, “bunu nasıl biliyordun? Hiç kimseye durumdan asla bahsetmediğime eminim ve kablolama bu sabaha kadar tamamlanmayan acele bir sipariş oldu.


20.Soru

1) "The dim roar of London was like the bourdon note of a distant organ."

Cümlesinin doğru çevirisi hangi seçenekte verilmiştir? 


Londra'nın belli belirsiz uğultusu uzaktaki bir orgun kalın ve tek sesli ezgisini andırıyordu. 

Londra'nın karışık gürültüleri kalın sesi uzaktan gelen bir org gibiydi. 

Londra'nın karanlıktaki uğultusu bir orgun uzaktan gelen kalın sesine benziyordu. 

Londra'da loş sokaklardan uzaktaki bir orgun sesine benzeyen uğultular geliyordu. 

Londra'nın belli belirsiz gürültüleri uzaktaki bir orgun notası gibiydi.